ER EY j yede istimalini şayamı takbih gö- | cek olan birinci ders Aero di- | yüzünü uğuşturdu. Bavulunu kapat, nan dünyadan öyle bekmıştı lam eyi böyle bir ga- " rüyorum, namik hakkındadır. &, indi. çi i : AN li Sİ YON Bile iikği, i ğ akde >. b ii ss 6 — VAKİT 5 ŞUBAT 1932 Şanghay'da ilk silâh nasıl patladı ? Çinlilerin yaptık'arı boykot Japon- yayı büyük endişe'ere düşürmüştür Şanghaydan yazılıyor: 29 — 70 kâ! nunüsani akşamında vuku bulan Ja pon harekâtının esası tamamen iktı. sadi mahiyettedir. Çin hilkümeti Ja-| ponyanın Mançuryadaki askeri hare ketlerine karşılık olmak üzere Şang- hayda Japon mallarını boykot etmiye karar vermişti. Çinliler esasen azla iktifa eder kimseler (o olduklarından Japon mamulâtı eşyadan bir müddet mahrum kalmak onlara asla ağır çek! mezdi. Halbuki cihanın en vs; mah. reçlerinden biri olan Şanghayın bir! müddet için olsun Japonya piyasası. na kapatılması Japon ticaretini kals binden vuracak bir keyfiyetti. Har-| bine doğru ilerliyen ve Tiyen Çini ko- Taylıkla zapteden Japonlar bu sefer kuvvetlerin; Şanghayda göntermiye| rar verdiler, Şanghay cihanda emsali nadir bus olunur bir tienret merkezidir. Şehir, Amerikan, İngiliz, Fransız, alna. Alman, Japon ve Çin ahalisirin vücu- da çetirdikleri ayrı ayrı mıntakalar- dün mürekkeptir. Çinliler bu işlek" noktada Japonya ticaretini vürmya Karar vermişlerdi. Kim Japonya malı irsa mükemmel bir dayak yivordu. lar buna mukabil bir Hltimatom derdiler. Bir kaç gemi (“matom mefad:n kuvvetlendirmiye tahsis ©- lundu. Fakat ültimatoma cevap ve. ren bile olmadı. Tehdit gele gele Şang haydaki Çin belediye reisi Vuteşen'» in eline verildi, | Vuteşen Japaonlarla uzlaşmıya ta - raftarinış. Heme nJapon mafaznları Önünde nöbet bekliyen milliyetperver talebeyi uzaklaştırmıya teşebbüs etti.' Talebe belediye reis; aleyhine ndma - yiş yaptı. Fakat nümayişten sonra birer birer tevkif edildiler. Ne yapıl» dıkları meşküktür. Şanghay belediye relsi 25 kânunusan; akşamı Japonla- rın bütün metal/batını kabul ediyor. ân. Bn kabul Japon konsolosu M. Maraya bildirilinee konsolos beyanı memnuniyet etti, Fakat Murayın mah zuziyet heran'ndan dört saat sonra Japon amirali (o belediye reisine bir mektup göndererek (Şanghayın asıl Çinli mahallesi olan Şapeye asker kuv veti çıkaracağını haber verdi. Amiral niçin böyle harekete lüzum görmüştü? Çin belediye reisi bütün metalibatı kabul ettikten sonra şehri işgal etmekte gaye neydi? Burasmı konsolos M. Muravın şu sözleri anla - tıyor: İ — Şapey mahallesinde 7000 Tapon yalı vardır. Oralarda bir tek Çin po Jisi kalmamıştı. Çin askerleriyle ba- şı bozukların mahalleden uzaklaştı 1 rılmasını belediye reisinden istedim. Başi bozuklar yağma için buralarda gezerler. Bunlar her türlü cinayeti 'şliyen katillerdir. Belediye reisi Ja» onları himaye ile mükellefti, Fakat onun sivil ahali ve asker üzerinde pek 4e nüfuzu yok. Japon askerleri mın. takayı himaye ederlerken Üzerlerine başı bozuklar ve askerler tarafından bombalar atılmıştır. Buna mukabele VAzımdı. İşte Şanghay hadisesi bun - dan çıktı. Şurası muhakkaktır ki Japonlar Şapeyle Nankin istasyonunu marş »| marşla alacakları kanantindeydiler. Meğer Çin askerleri belediye reisi gi- bi bol keseden bahsişlerde (bulunan insanlar değilmiş. Onlarda vatan his si daha yüksekmiş. Japon kuvvetleri gece karanlığın» İ dn muttarit adımlarla Şapey üzerine yürüdüler. Efrat süngü takmış, zabi - tan rovelverlerini ellerine almışlardı. Süküt içinde karaya (çıkmışlardı. Tam Şapey Üzerine yürüdükleri srra- da Kanton kuvvetlerine mensup &4 - kerler ateş açtılar. Japonlar hemen ev leri siper aldılar ve seri adımlarla ileri atıldılar. Karanlık gece İçinde Japonlar tüfenklere binmiş cüceleri andırıyorlardı. Kanton askeri bu kuvveti İki saat yerinde saymıya mecbur etti, Bun - dan sonra başı bozuklar Şapevin ev- lerinin pencerelerinden ateşe başla - dılar. Japonlar bir türlü istasyonun yolunu tutamıyorlardı. Geçmiye mec bur oldukları mntakada her evden, her damdan, her köşeden bir kurşun vızlrvordu. Sabahlerin ateş dağmık bir suret»! te devam etti. Bir taraftan konsolos lar bir mütsreke akti imtânr olup ol mad#ını miizakere ederlerken diğer taraftan muhtelif sokaklarda kum tor balarivle siper yapmış Japonlar. er- lerin içine saklanarak öldürücü kur » sunlar yatdrran Çinifleri haklamıya uğrasıvor. Bir çok mahalleler yanı - vor. Tayyareler sokaklar Üzerinden bazan pek alçaktan olarak nçuvorlar. Ölüm beli yağmuru gihi Sanghayın üzerine yağıyor. Şanghay" uzun müddet tüccarlık etmiş olan genç Jr» pon ihtiyat zabitleti müfrezelerin İdn resini (ele almışlardır. İlk hareketi meydana getiren (Japon könselosn Japon kuvvetleri ve gönüllüleri üze » tinde artık kontrolünü yürütemiyer. 31 kâmunnevvel akşamı saat on se kiz sularında beş Inpon muhribi Sang hay önüne geldi. Saat on doktizda ye di yüz İngiliz askeri karaya çıkarıldı. Nisfilleyle doğru Şanghayın muaz - zam binaları yanıyor, alev sütunları göğe yükseliyordu. bir kaç zırhlısını, tayfalariyle bir- likte kiraya vermişti. Amira'lık dairesi, film yapıldıktan sonra elde edilecek olan kârdan yüzde 4 Şebeke on beş alacaktı, ra Bu film, İstanbulda “Çanaka- İl, İngiliz lirası Kr kale,, ismi altında halka göste. İğ “TL. mekahili Not rilen “TellEngiand,, filmiydi. Film alındı, ve şirket, amirallık da're- sine bissesine isabet eden mik- tarı verdi. Fakat bu gün, ami- rallık daires', kendis'ne verilen hissenin tam o madığı, şirketten 1607 İngiliz lirası daha alacaklı olduğunu iddia etmekledir, ve bu hususta mahkemeye müra- Caat etmiştir. Fakat “Zanc duroi,, mahke- mesinde cereyan eden bu dava: yı am'ralık da'resi kaybetmiştir. Hatta o senelik 112 İngilz ilra- sımda şirkete iadeye mecbur kal mıştır. Yalnız mesele bununla bitmemiştir, hakimlerden birisi, İngiliz donanma ve efradının bir sinema şirketinin kullanmasının fena bir şev oluğunu söylemiş ve: — Gemilerimizle bahriyelile- 0 Prank (Fransiz ilereriin “İngilir (Dolar * Amerika Lira Fİtatya BORSA HARICI Altın 94; Mecidiye 4950 Bankemot Günün Muhtırası Takvim — Cuma 5. Şubet 3 inci ay 1932. 28 Ramazan 1351 Senenin geçen günleri 37 kalan günler 325 Güneş — Doğuşu 7,20 Hany 175 Namaz vakitleri — Sabah 799 Öğle 1294 ikindi 1452 Akşam 17,28 Yatı 1841 imsık 530 Hava — (ün hararet rakıs 1 ve asgarl nakıs 45 derece olarak kavdedil miştir. Barün rüzgür mütehavvil ve kuv vetlice esecek, hava dünkünün aynı ola caktır. Radyo | Istanbul — 6 dın 7 ye kadır gramofon. 730 dan 830 za kadar Ner min ve Vedia Rıza hanım'ann iştrakile saz. 840 dan 9 za kadar Habibe Mol- la, 9 dan 10 a kadar İnci hanımın işti- rakile saz, 10 dan 10.30 a kadar tango Helisberg — (2:44 m. 75 kilo- vat) 0.30 fimnasik — 14,05 orkesira — 730 orkestra konseri — 21,15 Mona Usa opereti — 2000 haberler. vi — 151? metre, 20 kilovat) 18 orkestra — 21,15 Dağlarda aşk: dört perdelik piyes — 23.45 dans, Lahti — (1706 m 54 &ilovst 18,25 kemanla balk dansları — 1435 Koro — 2 orkestra; Sibelins, Jarcefe't, Palmgern'in eserleri — 21,25 orkestra, Budapeşte — 1550 m 23 kilo vat) 10,1$ konser — (3 balalıyka or- kestrası — 18 konser: Goldmark, De- büssi, Masuc. Zemlinski, Sabado, Brahms, Molnor, Lise'in eserleri — 14.30 konser: Veber, Leoncavallo, Strans'ın eğerlefi — 2045 konser — 2245 Tsizan örkestra- m 2345 radyo konser, Roma — !441 mewe, 75 kilovat DAS radyo gazetesi — 1345 konser — 1830 şarkı sonseri — 22 Mas:ot 0pe- reti, Varşova (1411 metre, 158 ki | lovag 1335 hafif musiki — 21.15 Me | larmoni tarafından enfonik konser Hav den, Mınarski, Strausun eserleri — 23,50 dans Bükreş — 1345 haber — 18 orkestra — (9 he beri — 19 10 radye “orkestrası — 2040 Tretan ve İzolde ö91rası Praga — “486 m 60 kilovsi) 185 odı musikisi — 2030 halk şark lam 5 21430 keman konseri — 22 Ben daskonseri — 23,20 dans. Moskova — (1481 m 40 kilovat) 18 den 2030 a kıdar, Yarın: 6 Şubat Meilsberg — (2744 m :5 kilo vat) 93! Gmnastik — 12,0 orkestra — Z.S ağız sürlari konseri — 18.45 var yete — 1950 org konseri: Bah. Me yart, Thiele, Liszt ve Rege:'in eserleri— 23.20 Belinden nakil, Viyana - öi82m © kilovat) 1240 orcesrı — 18 konser — 2040 gala konseri Dvorak, Smetânamn eserleri 21 üç tarakçı amele opera komiği — 2315 orestra konseri: Verba Titte, Henry Veber. Albont Niel, Recktenvald ve Lachenberg'in eserleri. Lahti — (1796 m 54 kilovat 1940 opera: Cavaleria Rüstcana ile Paillase'den parçalar. Roma — «4 m 75 kilovat 9,35 radyo gazetesi — 13,45 gşaraıl konser — 1830 şarkı Testalı — 92 6- pera, Varşova — (1411 m. 158 kilovar) 1820 Vilnadan natil — (9,30 genç'ik konseri : Schubert, Sehumın ve Pade revski'nin eserleri — 2115 hafif musiki: Rossi, Lu'eke, Manfred, Leoncavallo, Rubuistein v. 8. v. & min eserleri — 21,55 Parisin gözleri, kulaklam ve tadı — 33,10 Şopenin eserleri — 2350 dans Bükreş — (30035 m 16 kilovat 18 Sibiecano er' estrasıyla haff Romen havaları — 1910 orkesra — 21 solo saksafon — 22 Luka orkestrası. Praga — (485 m. 60 kilovat) 19,25 Almanca neşrivst — 2030 Viya madan naki — 93,95 mesiki Moskova © Sıchelkovs (1304 m) 17 den 23 e kadar. Harkot — 19377 m 16,30 dan 2145 e kadar 12 kilovan Asro klüpte dersler Türk Aero klübünde tayya- reçillik derslerine bugün başla” nacaktır. Saat on birde verile- | İ 494 m. (6 kilovat) | | | İ David Golder yi Yazam ilren Nemirovski Bu otel, duvarlarındaki O kurşun! yaralarıyla tarif edilmez surette bir| haşiyet veriyordu. Gelder, Moskova tarikiyle dönmediğine pişman olmuş.| tu. Esasen bünu Teisk'da kendisine, tavsiye de etmişlerdi. Vapurlarm seyyar salıcılardan başka müşterileri! yoktu. Fakat ne de olsa bir gece ge- çer. Golder, Rusyayı © bir an evvel terketmek istiyordu. Ertesi günü İs. tanbulda olacaktı. Odasına girdi. Derin derin içini çekti, elektriği yaktı, bir köşeye 0- turdu. O kadar yorgundu ki, gözle rini kapar kapamaz kendinden geçer gibi oldu ve uyuyorum zannetti. Bu ancak bir dakika devam etti. Gözle“ rini açtı ve etrafına bakındı. Elek. trikler pek hafif yanıyorlardı ODu- varlarda vaktiyle temiz o olüp şimdi üstlerinde tozlar dolu yağlı boya re- simler vardı. Oda geniş yüksek ta- yanlıy'dı. mobilyeler hep siyaha boyan mıştı. Orta yerde, içi sinek ölüleriy- le dolu yuvarlak bir avize vardı. Du- varlarda kurşun izlerj görülüyordu. Bilhassa bir tarafta, duvar, delik deşik olmuş ve bir çok yerler de çat- lamıştı. Deliklerden birisine Golder parmağmı soktu, dökülen (sıvaları avucunda ezdikten sonra kalktı. Saat üçü geçiyordu. Bir kaç adım attı, sonra ayak kabılarını çıkarmak için eğildi, öylece, kıpırdanmıadan kal « dı, Ne diye soyunacaktı? Uyuyamı- yacağını hissediyordu. Gitti, mus - Tuğu açtı. Su yoktu. Hava müthiş sıcaktı. Toz ve terden gömleği vücu- duna yapışmıştı. Biraz kımıldanmca gömlek takır takır ediyordu. — Yarabbim, diye mırıldandı. ne zaman bu memleketten kurtulacağım. Gece bir türlü bitmiyecek g'biydi. Üç saat sonra vapur kalkacaktı. Fa- kat pek tabil vaktinde kalkmıyacak « tı.. Denize açılınca biraz daha ferah Tiyacaktı. Deniz havası esecekti, Son ra İstanbul. Akdeniz Paris. Bor. sada herkesin kendisi için? — Haberiniz yok mu, ihtiyar Gol. der ne dersiniz gene vaziyeti düzelt- mİŞ,, Diyeceklerini düşünerek hafif bir memnuniyet duydu. Onları işitir gi- bi oldu. Pis herifler! Şimdi o Teisk hisseleri kim bilir ne ederdi? Hesap, edeyim diye düşündü, fakat vazgeç ti. Valleyin gittiği gündenberi Avru- padan hiç bir haber alamamıştı, He- Je biraz daha sabır... Fakat tuhaf, şey. Orada hayatınm nasıl olacağını bir türlü kestiremiyordu. Neyse, bir ortya varsın da. Joys. Yüzünü ek-| şitti.. Joys. Şüphesiz, zaman zaman, kocası kumarda kaybettiği zamanlar onu hatırlıyacak, gelip kendisinden para alacak, sonra, aylarca gene or! tadan kaybolacktı. Bünun için. No! terine, sermayeye dokunamasın diye mahsus emir vermişti. — Aksi takdirde, diye mırıldandı, erlendiği günden ölümüme kadar. Fakat düşüncesini tamamiryama « dı. Joys... Hiç bir hayale kapılmı- yordu... Müteessir oldu ve yüksek sesle: — Elimden geleni yaptım, Dedi. Kumduralarmı çıkarmarstı. Yatağına gitti, uzandı. Fakst bir kaç zamandanberi, uzanıp yatamı * yordu. Nefes alamıyordu. Bazan u- yuyup kalıyor, fakat garip seslerle, sayıklıyarak uyanıyordu. Bununla bs. raber bağıranm kendisi (Oolduğunu kat'iyen anlamıyor, müphem bir teh. didin altımda kalıyordu. Bu sefer de uzanır uzanmaz boğu- Tuyor gibi oldu, Güçlükle kalktı per- eerenin önüne bir koltuk çekti, camı! açtu Aşağıda liman, - simsiyah deni- ziyle liman uzanıyordu. Ufukta gün ağarıyordu. Birdenbire, uyudu. YİRMİ DOKUZUNCU KISIM | yordu. Golder, yalınayak koşan Saat beşte, ilk düdük sesleriyle Golder uyandı. | İnliyerek o eğildi, kunduralarım! giydi. Musluğa bir daha baktı, ge ne su yoktu. Zile bastı. Kimse gel» medi, Bavulunda şişenin dibinde bi-| raz kolonya kalmıstı. Onunla elini Nakledenz fe Aşağıda güçlükle bir çay yap” bildi, parasını verd. Çıktı. Ktrafta bir araba arıyordu. niz kenarından rüzgârın (o kaldırö”| kumlar caddeyi kaplamıştı. Yürü" dükçe &damın ayak izler; yerde çocuğu çağırdı: — Araba yok mu? diye sordu, b vulumu götürür müsün? Çocuk anlamıyor gibiydi. Fakst bavulu sırtladı ve önden — yürü” başladı. Evlerin pencereleri tahtalari# w palıydı. Bankalar, daireler eski lerindeydi, fakat ihmalden eakimiğ" lerdi. Gelder, acele acele yürümü başlamıştı. Bazı sokakları du. Birdenbire durdu. Rıhtıma laşmışlardı. Hava tozlu bir çamı kokuyordu. Golder şimdi, sinin üstündt teneke bir çizmenin enin # cırdıyarak sallandığı bir eskici dö kânmm önündeydi. Bu eskici racı, babasınm yeğenlerinden vet siydi. Bazan Golden, gelip onda ye" mek yerdi. Golder, bu adamın nü hatırlamak için Obir gayret as i Fakat sade, sesinin garip ve tiz ye gini hatırladı. Bunuda, ei Sviferin sesine benzediği için hal£” yabiliyordu. Ona, dalma: — Burada kal, evlât, derdi, si para sokakta mu toplanıyor, Za dersin.. Hayat her yerde sen beni dinle!... Golder kapıyı çalmak üzere ileri di, fakat, neye yarar? Aradan sekiz sene geçmişti. Omuzlarını ti, yürüdü. Golder düşünüyordu: — Ya onu dinleyip kalmış ols | dim? Güldü. Kim bilir? Gloryayı, akşamı, eumartesj için kaz yak galetaları hazırlarken tasavvur Mutfakta, eteği belinde. — Hayat bu! Fakat ne tuhaftı? Bu kadar sonra dünyanın bir ucunda kaypel” muş bu yere gelmişti, Şimdi İli sanki bir gün evvel terketmiş imi nıyordu. İşte, şurada, yarı paraf | gümrük kulübesi. Kömür ve izi re karışarak rengini kaybetmiş “e lara devrilmiş kayıklar... Yeşil, murlu, kavun karpuz kabukla dolu deniz. Hayvan leşleri. . ui Vapura bindi. Bu, vaktiyle ten evvel İstanbulla Batum arasi sefer eden küçük bir Yunan sapar du. Her halde yolcu da taşımış Da cak ki az çok bir konfora sahipti mide bir salon, salonda da bir no vardı. Fakat Rus Mik ri sade esya yüklüyordu, her kaçaçılık da yapıyordu, Pis ve | bir gemiydi. Golder düşündü: si — Allahtan yolculuk uzun yecek. Güvertede (adamlar, sar fesler seyyar satıcılar, yerler€ muslar, iskambil oynuyorlardı. der geçerken başlarını kaldırı? tılar, içlerinden birisi ona bir danlık uzatarak: — Barin, dedi, alsanıza.. Golder başını salladı, usulca yol açarak e ei de, vaktiyle, ilk defa Avrupai? derken tıpla bu adamlara benzer selerle kaç defa iskambil Satrerlar bir kenara çekilerek # yol açmışlard. Golder, kamarasına indi, den denize baktı. Vapur Z i p# gi e ge, eğ e eği Yatağınm üstüne oturdu. BW. ru ve çıtırdıyan bir otla dolar ince bir şilteydi. ( Eğer havs sa, diye düşündü, geceyi gü giririm). o Fakat rüzgâr rsi sallanıyordu. Golder denle le baktı. Bu etrafında