14 Aralık 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

14 Aralık 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—4—VAKIT 14 Kânumuevvel 1931 ŞevketB.in boşadığı ka- dınlar dinlenecekler Dördüncü zevcesi ielâl H.ın ölümü muha- kemesinde, dün, maznunun akli vaziyeti mevzuu bahsoldu Istanbul ağır ceza mahkemesinde.) dün saat on dörtte güzel (sanatlar) akademisi sabık müdür muavini AH Şevket beyin muhakemesine devam e - dilmişti Dördüncü zevcesi olan muallim İc lâl hanımı öldürmekle magnun Ali Şevket beyin dünkü muhakemesi es- nasında da, mahkeme salonu, ilk cel- sede olduğu gibi, tamamile dolmuş- tu. Simliler arasında (iki tarafı da tanıyanlar, bu arada bircok hanım vardı. Sait Asaf Beyin şehadeti Dün bir kaç şahit dinlenildi. Bun- Tardan sabık maarif müdürü muavini mülkiye mektebi muallimlerinden Sa- it Asaf bey, bilhassa iki taraf arasin- daki geçimsizliğe dair malümat verdi. Şöyle dedi: — Benim bildiğime göre, İelâl ha n:mı, geçirdiği hayat tatmin etmiyor. du. Vasat derecede bir yaşayış tarz temin eden zevcinin evindeki hayatı, beğenmiyordu. Aynı zamanda zev cinden hissen uzaklaşmak temayülü- nü gösteriyordu. — Zevcin, yevces'nin yaşayış tar. zın? takvit ettiğine dair bir bildiğiniz var mı? — Evet, Şevket bey onu bazı sey- leredn menetmek orzusundaydı. Me. selâ, hanımm mensup olduğu mektep müsameresinde, İclâl hanımın dans etmesi ve erup halinde resim çektir. mesi, Sevket beyi kızdırmıaı, müsw terketmiye kalkms, biz ara - k, vargeçirmiştik. ya gir“ — Eskidenberi vaziyeti nasld' ve tehevvüre kelaven kapılır mıydı? İ — Evet, kendisine vaktile mekter” teyken. bir cok biviye olduğu (O gib'| arkadasları kan takmışlar. Bir verde büüün 7'kr) geçmişti. Bunu haber alan Sevket hey, gün bunu orada lâtife tarada zikreden zata.i sunal, cevapsız, iki tokat vurdu. Da- fma, Eikbin olmaktan yiyade betbin-l söze suj tefsir süsü vetirdi. timal eder miydi? — Evet, aksamları icerdi, — Daima silâh taşır mıydı? nunda silâh taşıdığını İdin makamının sualleri Burada müddelumumi Burhanet - tin bey, şahide İelâl hanımin bir res mini gösterdi, Şahit, teshis etti, Son ra, bazı İstizahlarda bulundu. Sait Asaf bey. Telğl hanımın Sevket beyin dördüncü zevcesi olduğunu, ilk zevcesi nin verem olarak öldüğünü, ikinci ve üçüncü zercelerinden imtizaçsızlık ne ticesinde ayrıldığını anlattı. Davacr varislerin vekillerinden a- vukat Nari bey, bu şahidin bazı ifas delerine itiraz etti. Sevket o beyin mütehevvir, gayri tabü, icki içme - Zi itiyat edinmiş olduğunu ileri sür- mekle, onun kanun nâzarmdaki mev. klini tahğif etmek maksadını beslediği. adeta onun vekiliymiş gibj hareket et» tiğini söyledi. Bu aralık, İclâl ha - nimin erkek kardeşi ayağa kalktı. Ba- zı şeyler anlatırken, Katil, bu işi... lamiyacağını, hayırlısı ayrılmak ol duğunu yazıyordu, “Tavsiyeniz veç - hile sizden uzaklaştım. Bana hiç bir! manevi mes'uliyet tevcih etmez... di- yordu. İelâl hanımın kardeşi, ilâve etti: — Bu, vak'adan evvel Şevket bey tarafımdan gönderilen bir o mektuba cevaptır ki, sonra cinayetin töhmet- le işlendiğine en samimi bir delildir. Şevket bey, evvelden beri hemşiremi' öldürmeyi tasarlıyordu. Davacı mevkiinde bulunan, ölenin hemşiresi de; şöyle dedi: — Bu tasavvurun mevcut olduğu- nu İspat için, ayrıca şahitlerimiz de vardır. Şevket bey, filhakika im verilen bu mektubun kendisine göndes| rildiğini, ancak meyli isnattan ibaret olduğu cevabımı verdi. Şevket Beyin akli vaziyeti Güzel san'atlar akademisi ser ha- demesi İsmajl efendi, müdür Şevket i beyin usturasm iki defa Boğazkesen- de Azopyan efendiye götürerek bilet- tiğini; son defa cinayetten bir ay ev» vel biletmiş olduğunu söyledi. Fakat, müteakip sualler esnasında üç, dört, be, halta belki de altı ay evvel bi- letmiş olduğu şeklinde o ifade verdi. Bir istizah üzerine, (Evet) dedi (dört senedir maiyetindeyim, ama İki defa usturasını bileftim.) Müddetumumi Burhanettin hey, bu i sahidin ifadesinde tenakuslar mev - | cut oldüğünu” kaydedere'; bünlara isaret etti, (Pek makine gibi işledi şe- hadet!) dedi. Şevket bey. bir suale karşı, şu ce vabı verdi: — Yanımda daima silâh taşırdım. Silâbı bir refik, hir arkadaş telâkki ederdim! Meznun vekillerinden esbak icra ve sabık temyiz azasından Refik bey, müekkilinin aklı (o vaziyetinden bahsederek, şöyle dedi: — Ehliyeti cezaiyesi (var mıdır, yok mudur? Tıbbı adlimi nverdiği ra- por, kat'i bir sekil almalıdır. Tıbbı adli, zihnen malül olduğunu — kabul , etmiş, fakat tıbbi neticeyi tesbit et- memiştir, Bunun takdirini mahke - meye bırakmıştır. İsimlerini verece « gim doktorlar celbedilerek, rapora gö: re mütnlenları alınsın. Neticeye miies- sir olacak vaziyet, sarahatle tesbit olunsun. İsterseniz, başka doktor - lar da çağırırız, isterseniz bunları müdafaa şahidi olarak dinleyiniz. Gelecek şahitler Müddeiumumi — Burhanettin bey, tıbbr adli raporunun sarih olduğunu, bunda Şevket beyin bu cinayeti işles! mesindeki saikin münhasıran marazi olmadığı tesbit edilmiş bulunduğunu izah ederek, : esasen şahitlerin hepsi dinlenilmeden bunun mevzuu bahsol- masma lüzum olmadığını kaydetti. Mahkeme, evvelâ şahitlerin din- lenilmesini muvafık gördü. Ticaretle meşgul Fehmi bey, Şevket beyin evin. de hizmet gören Halide hanım, dinle Muhtelitin dünkü ekzersiz maçı Çün Galatasaray - Fenerbahçe mubteliti Taksim stadyumunda Kurtuluş, Italyan ve Peralılar dan müteşekkil o muhtelite karşı oynadığı bir ekzersiz maçında 4-1 galip geldi. G.S.-F, B. mub- telitinin üç golü iyi oynadıkları birinci devrede yapıldı. Bu dev- rede rakipleri de bir gol çıkara bildiler. Ikinci devrede mubtelit ancak bir gol yapabildi. Oda tesadüfen oluvermiş gibi bir gol- dü. Akının inkişafında sonunun golle nihayetleneceğine dair bir alâmet yoktu. G.S.- F.B, muhtelitinin esas kadrosuna dahil olan üç oyuncu dünkü maça gelmemişlerdi. Fik- relgbasta olduğu için, Muzafferle Reşatta mazeretleri olduğundan. Bu oyuncular gelmediği için muhtelit şu şekilde yapılmıştı; Avni Burhan Mit Söphi Nihat Muammer Niyazi Ulvi Zesi Kemal $. Rebii Bu takımı şu şekilde görünce bayret etmeyin, sağ açık mev- kiinde oynıyan Ulvi şu bütün Türkiyenin bildiği Milf takımla- ru kalecisi Uividir. Vakıa bu oyuncu için fena oynadı demek istemiyoruz. Fakat diğerleri gel- mediği için kaleci sağ iç oyna- dı, Itiraf etmeli ki, yeni yerini Ulvi pek yadırgamadı. Bilhassa ikinci devrede takı- mın beyeli (Oumumiyesinde bir durgunluk gözüküyordu. Bu vas uyelteki G.S.-F.B, muhtelitinin kazanmak şansile bir hafta için- de Slâvyaya çıkabilecek: bir hale geleceğine ihtimal verilemez ka nastindeyiz. Hamillere tediyat Ankaradan bildirildiğine göre hükümetimiz hamillere eskiden- beri yapmakta olduğu üçte bir nispetindeki (o tediyalına devam etmektedir. Bu tediyat sekiz ay- da ve sekiz taksitte yapılmak- tadır. Maliye vekâleti altı taksiti teşrinisanide o vermiştir. Geriye kalan iki taksiti de iki gün son- ra ve kânunusanide ödeyecektir. Hazirandan itibaren başlanması lâzım gelen yeni sene tediyatının yapılıp yapılmıyacağı henüz bel- li değildir. | Gelenler, Gidenler | Vehbi Bey Ali iktisat meclisi toplantısına iştirak etmek üzre Hcaret ve sanayi odası umumi kâtibi Vehbi B. bügün Ankaraya gidecektir. $ Bir müddettenberi şehrimiz- de bülunmakta olan Sofya elçi- miz Tevfik Kâmil B. cumartesi günü Sofyaya gidecektir. Acuzenin Definesi Madem ki şatranca bu derece meraklıdır .. İZ i Öğleden biraz sonra, kaymakam paşa müdepdep maiyetile beraber sa- raya geldiği zaman, kubbe altı kaps| sı önünde Murat paşayla karşılaşmış» t — Nasılsmız paşa birader? — Allaha şükür. — Memnun oldum.. Ve geçip gitmek istemişti. Lâkin Murat paşa kendisini önlemisti: — Ne 0?. Bir istediğiniz mi var? — Müsamaha buyurursanız.. . — Rica ederim... Merasime ne lü- zum var.. Sörleyiniz paşa. Kubbe veziri derhal elinde tuttuğu, dörde bükülmüş bir kâğıdı uzattı: — Bunu okumanızı rica edecektim. — Bir mektup galiba.. — Evet... — Derviş paşa kulunuzun bazı is) tirhamları var.. — Yaa... Azametl; bir tavurla (ve İstemiye istemiye kâğıdı açtı.. Lâkin sıhhat ve afiyet dualarından dem vuran ilk sa- tırlara göz gezdirirken; bir sesin hâ- kim ve âmir kendisini (çağırdığını işitti: — Hali! Halil! Murat paşa hemen önünü kavuş « turdu: — Sultan hazretleri... — diye mı - rıldandı. — Evet.. Mehmet, yirmi otuz adim ilerde arkasını bir sütuna (dayamış, eliyle işaret ederek kendisini çağiri- yordu. Mektubu hemen koynun soktu, koşa koşa padişaha yaklaştı. Yediği yemeği ( iyi hazmetmemiş, uykusunu famanı almamış bir gene neşesile Mehmet: — Paşa.. — dedi > — Gel arkam « ml ekme Ve o önden, Kayit taht odasına yakın bir odanın kemerli kapısından içeriye henüz girmişlerdi ki; merakla sordu: — Neydi o okuduğun? — Bir mektuptu padişahım. — Mühim bir şey mi? — Zannetmem.. Murat paşa ku - Tunuz vermişti. Derviş paşa yönder- miş. — Subaşı mi? O mel'un hâlâ geber» medi mi? Halil paşa fırsatı kaçırmak iste - medi: — Ferman buyurursanız... — Derhal, derhal tepelemeli! Kaymakam az kalsın o senvcinden bayılıverecekti. — Mel'unun bir de mektup yazma- 8 kalmış... Ver bakayım şunu bana. Paşa mektubu uzattı. Mehmet has fiften bir şarkı geçiyordu. Kâğıdı aç- tı. Fakat henüz mektubü ortalamıştı ki, gözleri birdenbire parladı... — Vay canma be... Sonra, yüksek sesle devam etti o- kumasına.. “— Şatranç merakı O bendenizde bir iptilâ halindedir. Beni bundan mahrum eylemek, katletmekten beter») dir. Zannetmem ki sanadetlü kayma- kâm paşa hazretler; beni şatranctan mahrum ederek işkenceme bir kat da- arkadan Ressamı : Münit Fehi Katledilsin ?/ © © medi, hemen yanma koştu: — Paşa, . — Emret sultanım. — Doğru mu? — İntikal edemedim pad — Şu Derviş paşa... — Evet padişahım. . — Satrançta muhir midir? öğrenmektir muradım, Vezir rahat bir nefes almıştı. © lı bir tebesstimle cevap verdi: — İstanbulda, şatranç de; Ta ilk gelen er, Derviş paşa dur padişahım... . — Yan. Bak sen hele... Benim sıkıntısından İmânım gevresin. bir âlim kişi mahpeste sürünsün- anm da kabahatı epey azimcedir mademki şatranç (bahsinde kı bu şekildedir, iş değişir... Bu sırada ne olduğunu anla yan Halil paşn da yanlarmâ wi muşta: — Bana ba! — dedi Şimdi Yedikuleye bir kol Sağl e viş paşa kulamuzu, merasimi İle sarayımıza getirsinler. » Kaymakam şaşırmıştı: — Gellâ dı burada mı ihzar gerektir. Mehmet ona öyle bir nazar ti ki, Halil paşanın aklı gidiverdi: — Nenin cellâdı!, Maksadı can sikintesiyle helâk etmek midi Çabuk odamda şafranç ihzar Derviş paşayla satranç oynıya! * Kuş kafesten uçuyordu.. Fakat linden ne gelirdi kaymakamın? . cen Kısa haberler stiklâl harp dâlreni — ru kında Askeri müzede istiklâl mücs! sine ait eserleri ihtiva edecek bir açılacaktır. Bir konferans — er MR ler tarihi müderris muavini Hilmi bey, bugün sast beşte ilâhiyat fab dershsnesinde “Abrani, Arap- Valim kaddes menkabelerinin teşekkülünü y bil dininin icra ettiği tesir, unvep konlerasn verecektir. SEVGiDEN SONRİ Çok nükteli ve mevzuu pek olan bu eser “Köanlasmarkr. mini vücüde getiren Leonde HB” tarafından sabneye vazedilmiştir. el Mümessilleri, GABY MORLAY”İ ViCTOR FRANCEN ve > Darülbedayi Terasillefi Yarın akşam saat İstanbul BAĞ. 2130 da (| Şehi kalbin desi Yazan: A. BiSSON Tercüme eden: Mükerrem Aldatin Halk, Talebe ve Zabitan L Perşembe gün KYA ha azap eylemesinler..., Vay canına. Bu ne diyor papa? nildiler. Birincisi Sevket beyin asabi- yetini, ikincisi aile muhitindeki imti- kırk liradan kırk beş liraya çıkarıla- şeklinde bir cümleye (başlamıştı ki. rak, terfian Sulh hâkimliğine tayin Sevket bey, derhal doğruldu: — Ten, henüz “mazmun, um. Şim-| Zacaaısı, onattlar, birkaç hadise! edilmiş, keyfiyet, düm akşam mid.) Mehmet ie HarrM eme Yakında; MAYA, diden hakkımda (Katil) sözünü sar.) ““rediei. dekamumiliğn, büldiriieiytir. | Terlika| ekle sermaşta.ki, paşa onun “e) (Alt yapmdan; aşağı Muhakeme, Sevket beyin boşadığı fedemez.) dedi. İelâl hanımmker-) .. p sulh hâkimliğine tayin edilmekle be-| & indüğüne birdenbire mana vere -| cuklar tiyatroya kabul deşi, ÇTeessürle, kanuni tabiri ih öl sapa şahit sıfatile mahkemeye! yaber, Burhanettin bey, , vekâletin ek Söze gayretile: nda mal etmiş olabilirim. . Ancak, öldüren) araya oneri doktorlarından Mus) tensibi mucibince, gene müddelumur) "Na eğiin sultanım). —dedi— Prangığ MyekrS0f bir adamı, mevkii ihtirama da çıka.) (“8 Hayrullaha beyin TAPOF| milikte çalvşacaktır. Mademki bu derece şatranç (merakı) Raşit Rıza » hakkında kendisinden izahat alınma- ade KER ASA, Tamam) dedi. Burhanettin bey, senelerdenberi a-| yar, arkad. mi $ı, tabanca ve usturanın mahkemeye) gır ceza mahkemesindeki davaların — aş Şahit Sait Asaf beyin, vak'adan evvel Şevket bey tarafından İclâl ha-| nema gönderilen ve zevcesini ölümle tehdidi mutazammın olan bir mektu- bu, bir gün hemşiresini ziyaret ede rek, elinden aldığını iddia etti. Bu mektuba cevap teşkil ettiğini kaydes derek, hemşiresinin bir o mektubu: nu mahkemeye verdi. Okunan bu mektupta, lelâl hanım, zevci Şevket beye kendisine hakaret ettiği, silâh çektiği için, artık kur. dukları aile muhitinde saadet aranr Fakat padişah onu (o dinlememişti bile... Koşa koşa bahçeye çıkmış ve as Nakleden: Mahmut Y. vaz çıktiğı kadar bağırmıştı: | ne iz 100 - s0 — Muraaat! Murat! Hey Murat! paşa. , Etrafta bekliyen bostancular, ha- remağaları oldukları yerde dona kal mışlardı. Eyvah.. Murat paşaya yol gözükmüştü galiba... Bir (padişahın böyle seslenmesi başka ve iyi bir mn- naya delâlet etmezdi... Murat paşa kubbe altından çıkın. getirilmesi, maznun vekillerinin gös- terdiği doktorlarm çağınlıp çağırıl- maması kararile 3 kânunusani pazar günü sabahına brrakıldı. Celse, saat on yedide talik olundu. Burhanettin B. Terfian sulh hâkimliğine tayin olundu, ihtisasından rüyeti esnasında (o müddelumumilik makamını temsil eden, birçok mühim davalarda vukuf, tetkik ve tetebbüa istinat eden esaslı ve etraflı mütale- alarile takdir uyandıran kıymetli bir adliyecimizdir. Bu sahada şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bu suretle ihtisasından istifade imkâ- nm temini, memnuniyetle karşı lanmıştır. Burhanettin beyi tebrik ve muvaf- Ba akşam Ferah eN bı aşlanlardan mürekkep vabsi numaraları pek az zaman İÇİN. Biletler evvelden tedsrik edile İstanbul müddeiumumi muavinle «| rinden Burhaneliin bey, asli maaşı

Bu sayıdan diğer sayfalar: