3 Aralık 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

3 Aralık 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<p Bacak çizgisi. 2 — Göz. Barun, 7 — Yaka ve kol. hı Sizgisi, O — Baş. daki nümuneye göre bu rakamları tertip ederseniz resim- N düzünüz şekil meydana çıkar. Salon oyunları ok,. Glok1!. ylefa da küçük çocukların) o Oluyor! 1' eğlendirmek için yapa İ zarif bir salon oyunun edeceğiz. evvelceden hazırlanmak N « Küçük resimde görüldü- ihdinin başı olmak üze- â, n bir kürre tedarik edi- hı." bir tarafına gene teh-| ia K, Saga yapılır. İli yanı» hay, Ya ile gözler resmedilir İ La bir arşm uzunluğunda ğe geçirilir. Bir de toz N Na kullanılan tüy alınır. ar çift olacak, “ij, altrna ibik yerine ge- a yaa kırmızı bez kabil iB, 5 yatak çarşafı da ola- İn, retle hindilerin beyaz i ükmedilir. Yirmyy salona aksak adım- he, <lidirler. Glok!.. Glek! tiz, gi karmayı unutmamak “uyruk yerinde olan tü â Yukarıya kaldırmalı a aire gibi çevirmelidir. “a > Saga gagaya kavga Vi ii &lok diye bağıracak! Yet biri mağlâp olup r, al e e Ü : ie 9 adedini kullanarak ime? hi, orsanız, olmaz zan- 4 a seylerin, garip en » pek âlâ oluver- 3 — Kulak. 4— Boyun; 5 —EL 8 — Baston başı. 9 — Beden ve Filler Şoför Hakihaten şaşılacak şey de- ğilmi? Kara hayvanlarının en büyüğü olan koskoca bir fil na- sıl şoförlük eder? Meğer bunun da imkânı varmış. Ingilizler hayvanları çok se- verler. Atlara, köneklere kedi- lere bayılırlar. Hatta her ingiliz alayında, her harp gemisinde bir hayvan beslemek adettir. Köpek Maymun, Papağan, Sincap en ziyade tercih ettikleri hayvan- lardır. Öldükten sonra, sevdikleri hayvanlar için büyük bir servet bırakan ingilizler çoktur. Bu son zamanlarda daha garip birşey oldu. Hindistanın Kalküta şehrinde zengin bir tacir olan Sir Arthur Frougham isminde birinin pek sevdiği bir fil varmış. Bu adam filinin, arzu eltiği za- man, otomobille gezmesini arzu etmiş. Etmiş amma dağ gibi bir hayvan nasıl olür da otomobile biner ve gezmiye gider? Olur şey mi bu? Meğer olurmuş. İngilizin bir defa kafasına girmiş olmasın. Filin rahatca durabilmesi için heman Londraya büyük bir oto- mobil sipariş etmiş. Bu muazzam otomobil Kalküta civarında İngi- lizin ikamet ettiği Vizaya Hile gitirilmiş. Kalküta gazetelerinin rivaye- tine göre bu zengin fil horto- mile direksiyonu idare ederek otomobili kendisi kullanıyor ve arasira gezmiye çıkıyormuş. İnandinız mı buna? Bilmem ama bize öyle geliyor ki Kalkü- ta gazeteleri biraz mübalağa ediyorlar.. 9 lardan 1000 diğini göreceksiniz. Şimdi size yalnız 9 ları kulan- mak suretile 1000 adedinin nasıl yazılacağını söyliyelim ! Mektebinizde az çok kesriadi okuyorsunuz ve biliyorsunuz ki £ adedi bir demektir. Oyleyse mesele kalmadı. Yanyana üç tane Küçük Avcı Bir gün Cem merak eder, Köpeklerle beraber, Tavşan avma gider. Geyik, tavşan, kuş derken Vakti sanar çok erken! Eöpekler ardı sıra, Çatarlar bir kayaya, Halbuki akşam olmuş, Dağlara korku dolmuş Ormanda kurt sesleri, Pek yakın nefesleri, Ha şimdi gelecekler Avcıyı yiyecekler. Zavallı küçük avcı Bağırır acı acr. Haykırır, feryadeder, Kim işidir, kim dinler! Lâkin bu sesi duyan, Kurtlar kalkar uykudan Koşarak yaklaşırlar, Avcıyı paylaşırlar, Kan ter içinde kalan Gözlerini açınca, Anlar ki yatağında Etrafma bakınca. Korkuymuş, rüya imiş Herşey kaçmış meydandan Yemeği pek çok yemiş Küçük obur akşamdan! | ŞEN FIKRALAR İ Hangi mânada? Vabşi hayvanlar teşbir edilen bir sergiyi görmiye giden bir adam, oradaki (o hizmetçilerden birine sordu: — Bu hayvanları satıyorlar mı? — Şüphesiz, birşey mi İs - tiyorsunuz? — Bir ayı almak istiyordum- da... Hizmetçi ötede duran bir adâ- ma bağırarak: — Usta seni istiyorlar. Banyo parası Otelde bir hafta kalmış olan bir seyyah, artık gideceği için otelci ile hesabını görüyordu. Bir cihete itiraz etti ve dediki: — Affedersiniz, bunu anlama- dım; banyo parası tutuyorsunuz, halbuki otelde banyo falan yok- ki... Otelci cevap verdi: — Hakkınız var (o banyo- muz yok ama belli olmasın diye parasını alıyoruz. Kedinin kaç ayağı var! Küçük bir çocuk eve sevine- rek gelmişti. Hocanım kendisini taktir etmiş, aferin demiş. Ba- bası bunun sebebini sordu, Yav- rucak dedi ki: — Hoca hanım kedinin kaç ayağı olduğunu sordu. — E, Sonra? — Ben de üç ayağı var dedim. — Yaaaa! Bunun için mi afe- rin dedi? — Elbette; öteki kızlar, iki ayağı var dedilerde!. —— na a doksan dokuz? Daha ne istiyor- sunuz > Bir değil mi? Ediliyorlar 9—VAKIT 3 Kânanuevvel 1931 m © o ÇOCUK SAYFASI o o ii da rakkamlarla resim yapalım : Rus Açılan Hususi Müesse- selerde Terbiye r Resimlerimiz bu mü- esseselerden birisin- de uyuyan ve oynıyan Rus çocuklarını gös- teriyor, “Rusyada çocukları serbest bir surette terbiye etmek için büyük müesseseler açılmıştır. Bu mücs- seselerde yedi yaşından on altı yaşına kadar olan çocuklar ken- di evlerinde ve bir ailenin çocuk- larıymışlar gibi yatmakta diledik- leri tarzda eğlenmektedirler. Bir müessesede yedi yaşından dokuz yaşına kadar kız ve erkek çocuklar © bulunuyor. Oynuyor, şarkı söylüyorlar. Beraber yaşa - manın faydalarmı görüyorlar. A- ta bir ibtilâf bile çıkmıyor. İca- bında biribirlerine yardım ediyor lar. Yataklarını kendileri yapıyor- lar, yerleri kendileri süpürüp te- | Hokkabaz | bu nasıl elma böyle ?! Evinizde misafire elma ikram etmek istiyorsanız, bir iki dakika bekleyin de size usulünü anlata-| 999 yazın. Oldu mu dokuz yüz 7 Evvelâ bir gözlü iğenye kuv- vetli bir iplik geçirin; oldu mu? Alâ! Şimdi muntazam bir elma Tamam, onun için dez u ko: | alıp sap tarafından ve kabuğu al- yun. 499 - 1000, Nasıl oldu mu? ,İ çıkacak. Bu ucu çekin; tından ufki bir surette batırırsı- nız; tabit az öteden iğnenin ucu “akat dikkat edin ki ipliğin iki üç par- bir kavga ve hat| | mizliyorlar. — Pek âlâ bu çocukların aile: leri yok mudur? Buraya niçin a» tılmışlardır? diyeceksiniz. Haklı- sınız. Hepsinin anası ve babası vardır. Fakat bunlar bütün gün işte oldukları için çocuklarına ba» kamazlar. Bu müesseselere geti- rip verirler. Arasıra da gelir, yav- rularını kucaklarlar. Bu sayede çocuklar mes'ut bir hayat geçirir ve gürbüz, ilerde çalışmış . isti datlı olarak yetişirler. Rusyada bu suretle büyütülen altı milyondan fazla çocuk vardır. Aşağı yukarı bizim bütün nüfusu muzun yarısı kadar! Fakat istik- bal için ne mühim ve ne faydalı bir unsur. | Yeni Bilmecemiz Aşağıdaki maddelerden kâfi miktar alp sırasile tertip eder» seniz pek sevdiğiniz bir tatlı olur : Balığın başından, Dananın kuy- ruğundan, oÇakalın kalbinden, Balın dibinden, Narın göbeğim den, Sovanın ortasından, Man- danın bacağından. Bu tatlı nedir? | Vakıt bilmece kuponu - 29-11-1934 | İk e İ bilmecemiz Geçen Defaki Çocuğa kim demiş küçük şey- dir, Bir çocuk belki en büyük şeydir, Takdir varakalarınızı ve hedi- yelerinizi gelip alınız, yahut al- dırınız. mak boyunda bir kısmı sap tara- fımda kalmış olsun. İğneyi çıkardığınız yerden, ev- iLütlen sayfayı çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: