— >? — VAKIT 19 Eylül 1931 İ Dünyada Olup Riten Meraklı Hadiseler | 452 defa ba şkasına kan veren adam Mezarcı Raymo olam Dünyada sade kan (o (döken) ler yoktur. (Kan veren) lerde vardır. Nasıl mı? Meselâ bir rasta kansız kal mıştır. Eğer ona derhal bir . miktar kan nakledilmezse ölecektir. Fakat ka- nı nereden bulmalı? Ve sonra kanını verecek bulunsa bile bu kanın temiz bir kan — fennen temiz — olmasi ve kanımı verecek kimsenin verdiği kan- dan dolayı kendisi zaif düşmemesi lâ- zrm. Bütün bu şeraiti doldurmak hayli oOmühim bir şeydir. £ Burada size, şimdiye kadar (o (452) defa kai nm başkasına vermiş olan Raymond Brlez isimli bir Fransızdan bahsedece- iz Raymondun verdiği Okan mik. tarı 122 litredir. (Her giin, Pariste, Orlean kapısındaki (Obir kahvede otu. rur ve İskambil oynar, neşeli, al al yüzlü gürbüz bir (delikanlıdır. Ray. mond, herkesi yaşatmak üzere kanı. nı vermesine rağmen ne İş yapar, bi- yor musunuz? mezarcılık! Evet, bu yüzlerde kimseyi ölüm- den kurtarmış olan adam, bir teçhiz ve tekfin müessesesinin o sahibidir. Başka birisi olsa, müşteri kaybede- ceğim diye kanımı vermez, değil mi? O öyle değildir, cömert ve mert bir a- damdır. Kendisile görsen bir fransız! gazetecisine şöyle diyor: — İlk zamanlar bu muamele ho- şuma gidiyordu. Şahsan (hiçbir yor: günluk duymıyordum. Birkaç gin için- de kaybettiğim kanı derhal toplıyabi- Iyordum. Fakat şimdi damarlarım ar. twk yorulmağa başladı, biraz ( ıstrap duyuyorum. vatlardan dört kişiyi yaralamış ve bü-! tün Hırvatların sevdiği meb'us Radiç aldığı yaranm tesirile bir hafta sonra ölmüştü. Radiçin cenaze İ Hırvatlar, parlâmenlodan çekildi! Ter ve resmi Sırbistan ile münasebatta bulunmaktan vazgeçtiler, ve eski pa- Şitahtları olan Zağrebe çekilerek Hır. vastanm istiklâlini (istediler. Hırvat partisinin yeni reisi M. Ma. çek Hırvatların siyasi gayesini şu sur retle terkip etmişti: — Eğer bütün tebaası bir tek mil. Tet teşkil edecek olan tevhit (o edilmiş bir Yugoslavya tesis edilmek isteniyor s& böyle bir telâkkiye itiraz ediyoruz. Yok eğer Yugoslavyadan maksat çoğ- rafi ve topoğrafik bir fikir olup da, bu arazinin milletleri Biribirlerine karıştırılmak istemiyorsa bir anlaşma kabildir. (Bu da her üç milletin mil Ni şahsiyetlerini muhafaza etmeleri ve yalnız hudut, maliye ve siyasi iş lerin tevhit edilmesi şartile olabilir, Biz, üç kuvvetin ittihadını istiyoruz, tevhidini değil, Hırvatların talepleri © kadar art muştı ki kral Aleksandr yeniden mü. dahale mecburiyetinde kaldı. Fakat Sırplar (tevhit) fikrinde (idiler. Vel (Kardeşleri) (o Hırvatlarla Slovenleri! hâkimiyetleri altma almak istiyorlar. dı. Vaziyet bir çıkmaza girmişti: İş te bunun üzerine kral meşrutiyeti karak sadık dostu jeneral Puir koviçin (o yardımı ile kendisinin idare| sinde olan bir diktatörlük £ tesis ett.| Yeni rejim istişari bir meclis teşkil etmişti. Bu meclis 17 azadan yapıl mıştı. Azadan on biri Sırp, ikisi Slo- ven ve dördü Hirvattı, İlk iş olarak kral (Aleksandr, Hırvatistan, Dal maçya, Bosna, Hersek, Karadağ gibi isimlerle anılan vilâyetleri kaldırdı.| Ve bunları İdari taksimata © tâbi tuttu. Bu taksimatın mazi ile ve ta- rihi hatıratı ile hiç bir alâkaları yok tu ve Hırvat, Sloven Sırp krallığı Yu. goslavya krallığı oldu. Memleket (Banat) denilen dokuz vilâyete ayrıl dr, ve bizzat kral tarafından tayin e dilen ve (Ban) denilen o belediye re İM LÜM ii dikim ni nd niçin zengin adı ? Raymond kahını zenginlere olduğu gibi fakirlere de meccanen veriyor: — Böyle bir vaziyette, diyor, o ku- dar memnun oluyorum ki. Kendi ken- dime: “Zavallr (o fakir bir Oadamdı. Ve belkide kendisine kan verenin kim olduğunu bile öğrenmiyecek,, di- ye düşünüyor ve memnun oluyorum. — Eğer kanımızı para mukabilinde satsaydınız her halde zengin olurdu; nuz değil mi? — Tabii. Bir hesap etsek aşağı yu- karı 200,000 franklık kan verdim. Bu adamlardan bâna minnettar (kalanı pek nadirdir. Bir defa birisi oObana bir kahve takımı hediye etti, fakat a- lelekser, kanımı verdiğim adamlardan çoğu bana rasgeldikleri zaman, belki bir şey ister diye kaldırım değiştiri- yorlar. Size tuhaf Ohbirşey söyliyeyim. Bundan bir müddet evvel, altı ay İ- çin Nevyorka gidersem bana 25,000 do- İmışlar ki birinden diğerine, Tar vereceklerini söylediler. Reddet- tim. söu9 Birçok “kan veren, ler var. Bun- lar mukabilinde para alıyorlar, ve ta-i rifesi şudur: Bir çocuğa 100 gram kan vermek 100 frank, büyüklere 200 gram 159 frank, 400 gram 250 frank, 600 gram 300 frank, 700 gram 350 frank, 900) gram 450 frank; 1000 gram da 500) franktır. Demek vasati olarak kanm gramı 50 santimle 70 santim (arasındadır. Bazı (kan veren) lerin kanları husu- si kiymettedir ve bunların gramı 3 franktır. isleri ile idare edildi. Bu ilk baharda ortalık biraz sükü- net bulmuş gibi görününce kral Alek- merasimi) sandr, -müşavirlerinin mâni olmak İsİDışı ne kadar güzel“, İçi de o kadar Hırvatlarm Sırplar aleyhine nlümayi$ temelerine rağmen Hırvatlarm PaYİ-İmükemmel.. Yalnız burada da damlar lerine sebep oldu. Pol Radiç ile kar|tahir olan Zagrep ile Slovenlerin pö-İkiremit veya başka bir şey ile döşene- deşi Stefan Radiç de bu hadiseye kur) yiahtı Lubliyanayi ziyaret etti, Her)ceği yerde toprak ile örtülmüş. Bunun| ban gitmişlerdir. İiki payitahtta da iyi bir surette kar-İsebebin; Develiler şü Süretle izah edi- $ılandı. Bu ziyaret fikirleri büsbütün yatıştırmağa yardım etti, O gündenberi kralın diktatörlüğü artık kaldıracağı rivayetleri deveran etmiye başladı. Esasen bu rejim, de- mokrat kralm düşüncesi aleyhine bir rejimdi. Ve kral meşrutiyeti tekrar ilân etti. Yalnız iş başında yine kendi duruyor ve emniyet supapını elinde bu Tundura bilmek için Senato azası. nın yarıdan fazlasmı kendi intihap et mek istiyor. o Görüldüğü gibi bu ted- biri bir harekettir. Şimdi kral dikta- törlükle meşrutiyetin tam orta yerin-| dedir, Vaziyete nazaran odümeni ya seyahati Ege mntakasında bir tetkik seyabati yapmak üzere İzmire gitmiş bulunan İstanbul Ticaret mektebi âlisi Müdürü Hüsnü Bey ile müderrislerden Hâmit Sadi ve Mehmet Servet Beyler Izmir ziyaretle Ege malümat Ticaret odasını mıntakası hakkında almışlardır. Bilâhare müderris (Beylerin Aydın incir kooperatifçiliği hak- kında tetkikatta bulunmak üze- re o havaliye hareket ettikleri ve oradan da Manisa ve Öde- mişe uğrıyacakları haber alın mıştır. —— Bir tekzip Moskova, 18(A.A.) —Cenevre- de M. Litvinof tarafından Uni- tet Press muhabirine yapıldığı kaydile Romanya gazeteleri bir takım beyanat neşretmektedir. M. Litvinof, bu seneki seyabati esnasında ne Cenevrede, ne de başka yerlerde herbangi bir kim- seye beyanatta bulunmamıştır. Seyahat Mektupları : Damları niçin düz ? Kayserinin Develi kazasında birka gün— Elbis suyu — Yeni ilk mektepler. Kayserinin mühim (kazalarından birisi de, belki, en mühimmi Develi. dir. Develi çok eski bir kasabadır ve Anadolunun mühim kazalarından ma- duttur. l Kayseriden Develiye gidebilmek i- çin biri otomobil diğeri, hayvan yolu olmak üzere iki yol vardır. Kayseri b le Develi arasını ben bir mahrutün kai! desi muhitine benzetiyorum. Mahrutun zirvesi (Erciş) tir. Kayseri ile Develi de o mahrutun kaidesi muhitinde birer kasabadır. (İki şehir de mahrutun kaidesi muhitinde o öyle bir mevki als mes Kayseriden Develiye gidebilmek için daima garbe doğru giderek hiç olmaz- sa o daire muhiti üzerinde 260 - 280 de- recelik bir mesafe kat'etmek lâzım. | Develinin iki ağr var: Birisi doğ- rudan doğruya, Develi, öbürü (Everek) dir. Bugün iki İsmi de taşıyan ma- haller var, Develi, evvelce dağlar arasına sıkışık bİr yerde (o kurulmuş. Selçukilere ve Osmanlılara ait eserler- le dolu.. Sonradan, bu dağların sat hrmailinde bağlar, bahçeler arasında yeni bir kasaba kurulmuş ve kaza mer:| kezi buraya nakledilmiş. Buranın adı- da (Everek) dir. Everek (kurulunca, Develi kıymetini kaybetmiş ve kaza merkezine bağlı dört mahalle halinde kalmıştır. Everek çok kalahalık bir ka- za merkezidir. Hemen ikin binden fazla hanesi ve on iki bin kâdar nüfusu vardır. Evereğin adı da, şimdi Develi ol- muş. Develi dendiği zaman (o hatıra, şüphesiz Everek geliyor. O Doğrusu, Develiyi bu kadar şirin (o bulacağımı tahmin etmiyordum. Fakat, yanılmı- şım. Bu kasabanın güzelliği mamurlu- ğu, tabii manzatâsı itibarile Kayseri- den, hatta Sivastan ve daha birçok yerlerden güzel, Bir defa; evler, Kay serideki çirkinliğe mükabil çok İyi ya-| pılmış, bol ziyalı, ve daha zarif, zarif olduğu kadar da sade tefriş edilmiş. yorlar. Bu mıntakad3 damlar çok işe yararmış, Bütün Develililer, tarhanala rmı, bulgarlarımı makaraalarını bu damlarda kuruturlarmış, Çamaşırlar buray asılırmış, Sıcak gecelerde yatak! odası vazifesini buralar görürmlş. Hat ta çiçek bahçesini biledamlar üzerine kurulurmuş Sabahleyin, bu damlar ü ze rinde öyle hoş bir manzara vücüde ge Tiyor ki, cidden görmeğe değer. Entarili erkekler, ellerinde süz- geçleri, sabah oldu mu, damlardaki çişekleri sulamağa ( Sıkıyorlar. Bazı damlara da çadırlar Okurulmuş. Eti raftan (o görülmemek işin geceleri bu çadır altında yatıyorlarmış. * Develinin bahse değer hususiyet- lerinden birisi de, buradaki ÇElbis) tir. Bu isim, bütün Develinin haya İmı kurtaran bol bir suyun çıktığı 300) metre murabbaı genişliğinde havuz- dur. (Elbis), kasabanın üst tarafında ve (Erciş) in tam altındadır. Burası, gü- nün her saatinde büyük bir mesire maâhallidir. Hele akşamları, bilhassa cuma akşamı, şişesini alan, tenceresi- ni, tavasını kapan Develili doğruca soluğu (Elbis) te alıyor. Bir tarafa 0 cağımı yakarak, akşamlık yiyeceğini pişiriyor, bir taraftan da ipliklerle bağladıkları şişelerini havuzuu içine sallandırıyorlar ve onu buz gibi s0- ğutmağa uğraşıyorlar. Yerlere, halı- lar, kilimler seriliyor, Elbis başı kifa yet etmezse, suyun aktığı kısım, bah- çelerin araları hep bu kabil ziyaret. çilerle doluyor, doğrusu, güzel vakit geçiriyorlar, caret yeridir. Ahalisi, çok açık göz kimselerdir. Kayserinin kazası olmak. la beraber, yaşayış itibarile Kayseri- Wlerden ayrılmaktadırlar. Burada da kendisine mahsus bir (yaşayış tarzı vardır, Bir Develili ile bir Kayserili arasında muhakkak büyük farklar ve hususiyetler vardır, Maahaza, bu mıntaka para kazanmak, iş yapmak noktai nazarından ayni kabiliyeti iz. har etmektedirler. Öyle ki, son intihbatta bile, Deve- li, kendi başına müstakil bir meb'us seçmeğe muvaffak olabilmiştir. Yani, demek istiyorum ki Develililer de açık göz kimseler ve iş görmesini bilen in- sanlardır. Fakat, son senelerin do. durduğu umumi buhran burada da kendisini göstermiş ve birçok teşebbüs. lere engel olmuştur ve bugünkü va- ziyette bile, Develililer, yine az çok para kazanmaktadırlar. Halen senede yüz elli bin liralık (kitre) 80 - 100 bin Yiralık yün ve yapağı satıyorlar. Bura- da zahire ve ekin civar vilâyetlerin bir çoklarını besliyebilecek bir haldedir.Za ten Nevşehir, Niğde, Kayseri, İncesu hep Develiden giden zahire ile beslen- mektedir. Fakat buğday çok ucuzdur. Kilosu yüz paraya bile zor satılmak- tadır. Koyunculuk, Develide mühim bir varidat membar sayılabilir. Halen 110 binden fazla koyun mevcuttur, se- nedeki sarfiyat ise 20 - 25 bin arasın-i dadır. ... Develi kalabalık bir kasaba olduğu gibi, okumağa da pek fazla heves var- dır. Kasabada dört tane ilkmektep; mevcuttur. Bu sene, inşası ikmal e- dilmek üzere ellibin lira sarfile yeni bir mektep binası vücude ge tirilmiştir.. İk mekteplerden her sene çıkan talebenin adedi 60 tan fazla İ- miş. - Onun için yöni yapılan mektebi unun Muhtırası Takvim— Cumartesi 19 Eylül 9 uncu ay 1931, senenin geçen günleri: 262 kalan günler 108. Güneş—Doğuşu 544 Banşt. 1814 Namaz vakitleri— Sabah: 42k Öğle 12,08; ikindi 1536, Akşam: 18.14 Yatse 194 imsak: 403 Hava — Dünkü hararet wzaml) 24 ekseriyetle açık olacaktr. . Bugün Gelenler - gidenler— Şehrimiz” de bulunan İtalyanın İskenderon konso” losu M. Ewav Umnidi din ekspresle ital yaya, Fransa hariciye nezareti şube mü” dürlerinden M. De Nayl Patise gitmişde. Nikâhlanmalar — Kimyager ec zacı ibrahim Hakkı Beyin kerimeleri ve Milliyet muharrirlerinden M. Hikmet B. in hemşireleri Rukiye H. ile makine mü- hendisi Abdullah Kadri B. in akideri dün Hakkı B. in Nurvosmaniyedeki hanele- rinde icra edilmiştir. Tarafeyne saadetlef temenni ederiz. , ölenler 317 senesi Mülkiye mezunlarından eski dahiliye nezareti idareli umumiye vilâyet mümeyyizlerinden ve esbak nü- fos müdürü, Tütün inhisari müfettişlerin” den Serezli Mehmet Sami Bey, müprelâ olduğu Teleyyün. ve iltihabı sahayayi dimağiden kurtulamıyarak dün sast 1630 da vefat etmiştir. Cenazesi bugün öğle vakti biraderi Erenköyünde diş tabibi Müfit Ata Beyin evinden kaldırılarak Sahtayiceditte Aile kabristanına defnedi- lecektir. Allah rahmet eylesin. $ Bilecik meb'usü Ibrahim beyin enip” tasi kereste cöccarmdan Emrullah zade Ali B. dün gece vefat ermiştir. Cenazesi bugün istiklal caddesinde Şık “sisemasi üzerinde Amar âpartımanımn ikind katından kaldırılarak Teşvikiye cami" inde namazı badeleda Maçka kabristanına defemenilecektir. Ehihhavt bu sene ortamektebe tahsis.etmek ve maarif vekâletinden busene için ilk sınıfın açılmasını istirham etmek arzusundadırlar. Her halde diğer birçok kazalarla kabili kıyas olmıyan bu kazada (bir ortamektep açılması çok müvafık bir şey olacaktır. Talât Mümtaz Feci bir kaza Ankarada bir arabacı ağır surette yaralandı Ankara, 18 (A.A) — Bu sa bah saat 1l de Yenişebir yolu üzerindeki şimendifer köprüsü altından geçen tuğla yüklü bir arabanın hayvanları otomobille- rin korne seslerinden ürkerek arabayı sürükleyip götürmüş- tür. Arabanın oku elektrik di- reklerinin arasına girmiş ve hay- vanlar arabadan kurtulup kaç- mıştır. Direkle araba arasına sıkışan arabacı Koçbisarlı ibrahimin aya- ğı kırılmış ve müteaddit yerle- rinden yaralanmıştır. Esnaf cemiyetlerinde Haber aldığımıza göre kahve- ciler cemiyetinin beyeti idaresi möddetini tamamlamış ve bir kısmı da istifa etmiş olduğun dan yeniden intihap yapılacaktır. Kayıkçılar ve lokantacılar cemi- yetlerinin de müddetleri bitam bulduğundan (yeniden (heyeti idare intihabatı yapılacaktır. Tabmil ve tahliye cemiyetinin nısıf âzasının değiştirilmesi za- manı geldiğinden yeniden inti- hap yapılacaktır. am Mahalle muhtarlarının vazife Elbis suyu, çok berrak bir sudur, Kasabanın evlerinde içtikleri, kullan. dıkları su, bahçelerini, bostanlarımı su- Iryan şey, hep bu sudur. Maazallah, bu suyun bir kesildiği! gün, Develi mahvolmuş demektir. mektir, .. Develi eskiden de, şimdi de bir ti- * saatleri Bazı mahalle muhtarlarının vazi- feleri başında görülmedikleri yapı İanteftişlerden anlaşılmış,muhtar- ların sabah ve akşam ikişer sa- at daimi surette vazifeleri başı na gelmeleri kaymakamlara bil- dirilmiştir. arzu edenlerin bugün İl E gibina teşrifleri rica olunur. * Radyo Istanbul — Sant 18 den 19 a kıdar gramalon plâkları meşriyan 1930 dan 2030 a kadar birinci kısım alaturka $0X Hafız Ahmet Bey iştirakile 20,30 dan (asgari) 18. Bugün ruzgar poyraz hev& 91,30 a kadar orkestra 2130 dan 22308 © kadar ikinci kısım saz, Ekrem B., rüfe- kası ve Belkis H. iştirakile. Borsa haberleri. ——— a — Orman yangını Muğla, 18 (A.A. ) — Milâsın Çermecedit ve Milâsın Gemisan ormanlarında yangın çıkmış, sön- dürülmesi için tedabir alınmıştır. Fidanlık mütehas- sısları Iktısat vekâleti tarafından ita yadan celbedilen fidanlık mü- tehassısları dün sabah Ombirya vapurile gelmişlerdir. ——— Darüfünunda: Ehil bulunamıyor! Birkaç sene evvel, inkılâbımız hakkında yazılacak en güzel eserin sahibine verilmek üzere ihdas edilen Gazi mükâfatı gön“ derilen eserlerin hiç biri inkılâ- bımızın ehemmiyetile mütenasıp görülmediği için şimdiye kadar verilmemişti. Ebli bulunamadığı için Gazi mükâfalının bu sene de kimseye verilmiyeceği anlaşılmış" tır, —— Tıp kongresinde bulunmak içi” Salı günü Ankarada toplana- cak olan üçüncü milli tıp kon- gresi hazırlıklarile meşgul olmak üzere Dr. Niyazi ismet B. Am karaya gitmiştir. Kongrenin umumi kâtibi Fah- rettin Kerim B. dün Avrupadan gelmiştir. Bugün Ankaraya gide cektir. Diğer doktorlar da yarın ve pazartesi günü Ankaraya hare“ ket edeceklerdir. : i