— 6 — VAKIT 30 Ağustos 1931 Servet nereye sakil Eğer denizlerdeki altın ve gümüş insan- anmış! lar arasında taksim edilse milyoner olmıyan kalmazdı .s. Bahrimuhitte (batan ve içinde ai. tın bulunan (Egypte) (o vapurundaki altmları o çıkarmak için bir şirket te essüs ettiğini ve Artigllo isimli bir çe. minin dalgıçlar (ve fenni Yasrtalaria ALTIN 28 TON 30 MİLYON LİRA İbizim para ile 50 milyon ton gümüş, yani 200,000 lira düşmüş olur yani herkes milyoner olurdu. Bugün dünyada mevcut altın mik tarı, 30,000 ten olarak hesap edilmek Umumi harbe dair | İki Alman ceneralı birbirlerini kabiliyetsizlikle ittiham ediyorlar Bir o müddenttenberi Jeneral Lüdendrof (ile, harbi'umumi ilân & dildiği zaman Gönigsberzte birinci Al man kolordusuna kumanda öden jehe Eser meydandadır Darülfünunda Barem ve tatbikatı Yazan : Kâzım Nami Geçen sene Darülfünunumuz hak-İristir!, Fuadin işi yalnız bu dahi ol ral Von François arsında mühim bir|Kinda bir makaleler silsilesi yazmışlsa, almanca bir eseri tercüme ettirip münakaşa baş göstermiştir. tım. Bu sene tekrar bu bahse dön-İkusurları olduğunu anlamak, — onları Her iki kumandan biribirlerini «a.|mek istemiyordum; çünkü yazılarımda)ikmal edecek orijinal eserleri bulmak biliyetsizlikle ittihanı Bu meyanda değil, men kendisi ve erkânıharp reisi Mor- gen tarafından kazanıldığını o söyle mektedir. » gois nasyonalist bir gazeleye verdiği peyanatta, Fransa arazisinde yapılan son melerine sebep: yüksek erkânıharbiye- nin kabiliyetsizliği olduğunu da söyle miştir, Beyanatı alan gazetesi Von Pran-| şoktan beri işe başladığını yazmıştık. İtedir. Gümüş miktarı ise 300,000 ton.|çois'ya aşağıya nakleylediğimiz Hesse Bu şirketin © geçen Sene bir gemisi felâkete uğramış ve batmıstı, Bu sefer, tahlisiye amelesi ve hatta çıkarılacak olan altınlar sigorta edilmiştir. Fakat altının yalnız denizin di- binde buluduğunu © zannetmemeliğir. Deniz suyunda altın ve gümüş vardır. Bu pek az olmakla beraber, dünyada mevcut deniz sularının hacmi nazari İibara alınacak olursa, bu gümüş ve altınm miktarı hakkında bir fikir e dinilmiş olur. İik defa olarak (o denizde gümüş bulunduğu 1850 senesinde üç Fransız kimyageri tarafından bulundu. Biraz sonra (yedi sene mütemadiyen deniz- de kalmış olan bir gemi tamire çekil. aşağıda bulunan yaka kısmı iki misli kalmlaşmış ve (yüzde bir nispetinde , gümüşle kaplanmıştır. Deniz tuzu bu “kıymetli madeni ihtiva etmektedir, ve hepimiz farkında olmadan, pek nz ol “li mâkla beraber, bu tuz ile beraber bir ğ a da gümüş yeriz. — Denizde altın bulunduğunu O key. fedön de 1972 de bir ingiliz Alimidir. Yapilân tahliller neticesinde bir met “re mikâbı deniz suyunda tahminen 10 miligram gümüş ve 90 miligram al © İn vardır. Dünyada mevcut (deniz sularmın kilometre mikâbı (olarak hesap edil diğine nazarn, bütün denizlerde 40 milyar ton altın ve 13 milyar ton da gi müş vardır. bütün hacmi 1390 milyon! dur. Pek lerdeki (altın ve gümüşleri çıkarmak için uğraştılar. Fakat beher rı ancak, tuttuğu ve yapılan daha çok olduğu masraflar bundan leğinde o bir tonanın hiç olmazsa $ gram altın ihtiva ibilsin. İşte bu sebepten, altmları o çıkarmak için üğraşan ve aliyetten vazgeçmişlerdir. o Maama ih tınm kıymeti düşer, baş vurmak mecburiyetinde katırlar, “Imperator, Oo zaman Mrser Ihg lârını alıp erittirmişti.. Bu suretle te daha sadık olmuşlardı. İmeti, altın yerine başka bir ikame etmek niyetinde imiş, Diğer taraftan, içinde kimyazer- tabii birçok kimseler, deniz-| fikrini metre| haziranında mikâbı sudaki altın ve gümüş mikta.İiresinde * basit ve ucuz wsulle denizden altın|teklif olduğunu duymadım. diği zaman görüldü ki, su sathındaniye gümüş çıkarma yolu bulunursa der)kabildir. hal işe koyulacak birçok kimseler var.İlar mühim harpler dır. Şimdilik bunu temenni etmiyo.) Bulgaristan vasati Avrupa kuvvetleri lim çünkü netice, “hayat -pahalılığınıİlehine bir müdahaleye taraftar görünü bir kat daha arttırmış olür, çünkü #I.İyor ve Fransa da siper harbinin ken- ve nelicede nü-| disine bir netice vermiyeteğini biliyor kümetler milâttan 290 sene evvel Jın.ldu. Her halde bu teklifin kabulü har perator (Dioeletien) in aldığı tedb're|be bir nihayet verirdi, zira, Fransa büyük dükasınını sözlerini bildirmiş ve i sormuştur: — Hess büyük dükası, bana, 1915 Fransanın şu sergit da Almanyaya sulh teklif et. 4 kuruşluk kadar bir paraltiğini söylemişti: Alsas . Lorenden kat'i o feragat, için kimse bu te-Jharp tazminatı olarak beş milyar murk şebbüste bulunmıyor. Altıncılık mes.tediyesi, Madagaskardan feragat, Bu teklife o Hesse büyük dükası, etmesi lâzımdır bi, Kronprenz ve Bavyera Kronprensi ta üzerinde istifadeli bir surette çalışıla.|raftar göründülerse de bir netice elde Genizdeği| edilemedi, Siz ne dersiniz? Buna, jeneral Von François Şu (Sea Gold) isimli İngiliz şirketleri /a.|cevabr vermiştir: — Ben Fransızlardan (böyle bir Fakat Zira 1915 haziranındi Rus- kaybetmişlerdi. olmadan düymaalari i Şimal güçlük ap işin Bu beyanata mukabil (Fransızlar, baasından bulunan Romalılar zepgin.| hiçbir zaman Almanyaya böyle bir tek- leşmek vesaitini kaybederek kenğisine|lifte bulunmadıklarını söylemektedir- ler. Bunünin beraber, son O günlerdeleark sai istimara pek elverişli de İdolaşan şayialara göre İngiltere hükü) ğildir. . Orası o Anghiagsalik ve Sko- madenİresbay limanları hariç olmak üzere çöl halinde kalmıştı. 1921 senesinde büyük (devletlerin Eğer dünyada mevcut 1,500 milyoajler olan bir alman gemisi, açık deniz-İtasdikından ve Norveç hariciye nazı insan arasında o mütesaviyen taksim e dilse Oadaüm başına 28 ton altm yani, çin usuller aramakla meşguldür, Groenland kimin olacak .. Şimdiye kadar dost geçinen iki Şimal hü- kümeti Groenland buzları için bozuştular Şimaii. Avrupanın iki bükümeti,iveçi İsveç kıralınn terke mecbur ka- da görülmemiş bir hadisedir. Danimarka ile Norveç bugünlerde mü him bir siyasi ihtilâf ile ayrılmış bu. Jünüyorlar. Bu, Amerikan şimali garkisinde o imtidat eden Grotnlan-i dm temellükti meselesidir, Groenland son zamanlama okadar Danimarkaya (nitti, Akiren Norveç hükümeti (Kıt'a ada) nm şark sahili ne vaz'ıyet etti. Danimarkanın asabi- Jeşmesine ve beynelmilel adalet divanr-! na müracaat etmesine sebep olan hâ- dise budur. Groenlanda (Kıt'a - ada) dedik Fil hakika — Groenland iki milyon kilomet| re mesahai sathiyesi olan vâsi bir buz gölüdür. Bu nda bundan takriben bin sene mukaddem Norveçli (0rik Rond) veya (Kızıl Erik) tarafından keşfe. dildi. (Irik) hunhar bir adamdı. Bir takım o cinayetlerinden odola yı evvelâ o Norveçten İzlandaya mu haceret etmişti. İzlandada da ruhat durmadığndan o Groenlanda geçmeğe mecbur kaldı. © zamandan on beşin- G asra kadar oNorveçle Groenland & rasında bazı (mertebe miinasebat ol. du. Fakat on beşinci asırda Norve çin Danimarkaya iltihak ettiği sırm larda bu münasebat kesildi. Ön sekizinci asırda-ada - tekrar keşfedildi. Bu sırada iki devlet bir ol Auklarından adanın Norvece mi, Da. “arkaya mı ait olduğu meselesi r bahis olmadı. 1514 te Dani- l yea (Kil) muahedesile Nor lırken İsveç kıralı şimal mmtakala- rındaki araziye karşı alâka gösterme di. Bunun neticesi olarak kıral birin. ci Fredrik Groenland, oFaroer ada- ları ve İzlandanm Danimarkaya kal cağını tesbit ettirdi, Mualhedede (Gro enland, Faroer udaları ve İzlanda hariç olarak o Norveçin heyeti umumi. yesinin İsveçe terkedilğiği kaydinin bu lunmasr Dunimarka Kıralının Groen- landı Norveç mülkakatından nddeyle- diğine bir delil teşkil eyliyebilir. Norveçliler Danimarkanm Nor.) veç kırallığını inkısama uğratmak hak kına malik o olmadığını iddia etmekte ve (Kil) muahedesinin (Norveç fara cin bu muahede ile raptedilemiyeceğini. iddia ediyorlar. Danimarkalılara ge- lince (Kil) muabedesinin birçok defa.! lâr ve bahusus 29 mayıs 1921 tarihin. de zımnen tasdik edildiğini ileri sür rüyorlar. Muhakkak olan bir şey var. sn o da )905 te İsveç ile Norveç ayrıl dıktan sonra bile Danimarkanın Groenlânda sahip olduğuna itiraz e- den olmadı. 1916 dan 1921 e kadar bü tün büyük devletler bu (hakimiyeti tasdik ettiler. Şimdi zuhur eden ik İ İtilâfın imarkalılar şimdiye kadar Groenlan: dın yalnız cenup ve garp sahillerini işgal ederek müstamereler tesis etmiş- lerdi. Norveçten - İtalyaya kadar ©- lan mesafeye muadil bir tulde olan lerde, denizlerden altın çıkarmek #-İrinm 1919 daki şifahi lenlanddaki teminatından cesaret alan Danimarka, ticaret mono- polünü Groenlandın o şark sahiline de teşmil etti. Bu monopol Danimarka Uların iddiasinca yerli halkı içkinin ve emrazı satiyenin tahribatından vi- kaye içindir. Filhakika Groenland Es- İkimolarınm miktarı bir asırda iki mis- İli olmuştur ki bu kutup mıntakaların. Manmafih mönopol vaz (ticareti ihlâl eder. Binaenaleyh Norveç hükü meti protesto etti, Uzun müzakerata girişildi. Nihayet 1924 #tilâfı mucebin- ce iki hükümet şarki Grosnlandda tat bik edilecek (o rejim hakkında uzlaş- tılar, İhtilâfın o halledildiği zannolu nabilird. Maamafih 1928 de Nolle heyeti seferiyesinin o geyahati aka. binde ve 1940 yazında tekrar ihti. lâf canlandı. Norveç bükümeti Gro- Norveçliler üzerinde 70» b:ta hakkını doktor Koel isminde biri- ne havale etti. Danimarka buna mu- İkabil doktor Lanyo Koh isminde bi- İrinin idaresinde ( bir heyeti seferiye; Ifmdan tasdik edilmediği cihetle Norve gönderdi ve bu zata şarki Groerland. daki bütün milletler üzerine zabia hakiımı verdi, Norveç hükümeti ihti- lâfı uzatmak istemiyordi. Maamafih bazı avcılar şarki Grosnland sahiline Norveç bandirasını dikince Norveç hü- kümeti bunların hareketini tssvip ek meğe mecbur kaldı. Danimarka . misakm 10 ve 1 inci maddelerine istinaden meseleyi cemi yeti akvam meclisine şikâyet edebi: lirdi, Mamafih ihtilâfın o şiddetlen- memesi (o için adalet divanına müraca asıl sebebi de budur. Dani-lat ederek işe sırf adli bir mahiyet ver, meği daha münasip görmüştür. Adalet divanı ne karar verirse ver sin iki hükümetin arsında ilk defa o İarak zuhur eden bu anlaşamamazlı ğın kolay kolay hallolunamıyacağı mu hakkaktır. etmektedirler, Darülfünunun muhtelif fakülteleri hak Von François Tannen-|kında İberg harbinin Lüdendrof o tarafindan) halde edebiyat fakültesinden hiç bah-i hatta onun muhalefetine rağ.|setmeyişim birtaraflıkla itham edildi. e oturan, jenera| Von Fran) harplerin Almanlar tarafından ditler çocukça şeylerdi. Ben çocukiuk lira ve 9ikolayca kazanılabileceğini ve köybetl Je | uarlerimi mmariemiki | veyi kütüphanesinde (bulundurmak, 0 moksanları birer birer arayıp göster. mek ve bütün bu işleri Avrupa'da da- rülfünun âleminde makbul olan İlmi usullerle yapmak az şey midir? O zat, ihtisas iddia ettiği bilgi şubesinde u- at kadar şahsi olabilmiş midir? Görülüyor ki Fuat, sırf (kendi sâyile, garp irfan Âlemince şöhret bu- lâcak kadar yetişmiş bir müderris iken, en aziz (bildiği arkadaşları bile, çe kememezlik yüzünden, onun kıymeti ni düşürecek yolda o sözler söylemek- ten çekinmiyorlar, Hele edebiyat bazı o tenkitlerde bulunduğum /Mütalealarım bir takım muayyen ve müberhen . esaslara istinat ediyordu; jonlara — darülfünun muhitinden kim- se cevap veremedi. Yalnız kulaktan kulağa bir takım — sözler ve tehditler işittim. Bütün bu sözler, hatta ieh- yaşını çoktan yeçirdiğim için, cevap- sız kalan makalelerimin arkasını kes tim. Bu sene baremin darülfünuna tat- bikı tarzı (o ve islah hakkinda kanuni kararlar ittihazı, ne olursa olsun, mü talealarımın haksız olmadığını göste- fakültesi reisliği meselesinde (o Fuat Beye karşı takını. lan tavrm o Türk irfan âlemi için ne ren yüksek delillerdir. kadar acı olduğunu söylemekten ken- Ben edebiyat fakültesini tenkit ye| dimi alamam. Hiç alâkadar olmadığı muahazelerimden (| hariç ( bırükmeş.| m€seleyi isnat ederek Fuadı gözden dü tım. Bunun yegâne sebebi, bu fakül,|#ürmeğe çalışmak, (sonra bunu vesile tede avrupai darülfünun usulüne gö.|Y#Parak riyasetine mâni olmak İstan re, sırf hasbi bir surette, çalışıldığına bul darülfünununda, gelecek nesiller şahit olmaklığımdır. elemle düşündürücü bir hatıra olarak Edebiyat fakültesinde — tenkit e-|x2'aCaktır. dilecek cihetler yok muydu? Elbette) Bizim fakültemizde yok, onlarda vardı, Fakat öteki fakültelere göre ned? olmasın. diye Türkiyat enstitüsü- kadar azdı. Ben, meselâ Tıp fakültevün ( tahsisatını / kestirmeğe muy-.£- sinde kendi seririyatlarında orijinu! e-|/ak olanlar, nihayet baremin tatbikı serler o vücude getirmeğe çalışan kıy) meselesinde, Köprülüzade o Fuat he metli müderrisler, muallimler, hattajyin âli mektep mezunu (olmamasını müderris muavinleri bulunduğunu in-| bir paçavra gibi yüzüne vurmağa, onu kâr etmedim. Hukuk fakültesinde şa-| beşinci dereceye indirmekle intikam al hıslarmın hürmetkârr olduğum zatlar) Mağa, şayet darülfünunun ıslahma te vardır. Hele fen fakültesinin müder.|Sebbüs edilecek olursa, teşekkül ede- ris ve muallimleri, ekseriyetle pek sey.|cek heyetten Fuadı açıkta bırakarak, gili arkadaşlarımdır. & Fakat bunla.) emellerini yerine getirmek imkâhmu te un hiçbiri, memleketimin ilmine za.|min etmeğe | çalıştılar, rarr dokunan noktaları tenkit etmeme) ( Sekiz on ay'evvel Fuada ıslah hak- mâni değildi. Edebiyat fakültesinde) Kındaki fikrini sorduğum vakit, aşağı de ilmi kıymetleri, o nihayet garp e-JYükarı B. M. M. nin ittihaz ettiği ka- sözler sövlemiyti. A: amimi ceğe baan dartifönunlar fen yük ileri geçmiyen, v etmiş buyük sus usullerini göstermiyen müderrisler) müderrislerden bir heyet zetirip darül bulunduğunu bilmiyor değilim. fünunun ıslahmı onlara tevdi etmek. Bununla beraber edebiyat fakülte.) | Köprülüzade âli mektep mezunu si mecmuasının hemen iki senelik mün|değilmiş! Ziya Gökalp'ın ruhu şadol dericatını inhisarı altma alan çcoğraf.Jsun! Beş buçuk asır evvel — Osmanlı ya darülmessisi ile bilhassa iki bü-limparatorluğunun teessüsünden herjen yük Türkiyat o mecmuasını, bir hay|hemen bir asır sonra — tesis edilen lr da kitap şeklindeki neşriyatımı göre-| Heidelberg darülfünununun şu doktor rek (o memleketimin harsı namına if-|luk diplomasını okuyunuz: tihâra lâyık gördüğüm , Türkiyat ens “İstanbulda (o fevkalâde temeyyüz titüsü bu fakülteyi muahaze etmeme'etmiş âlim ve eserlerile eski Türk ede- mâni oldu. İbiyatını ve kültür tarihini yeni sağlam Söz, döne dolaşa, nihayet Türkiyat esaslara istinat ettiren ve Türkiyede önstitüsüne dayandı. Türkiyat ensti-jşarkiyat ( tetkiklerinin yorulmak bil tüsü demek, Köprülüzmde Funt Bey|mez banisi OKöprülüzade Mehmet Yu demektir. Şimdiye kadar — İsmindenlat Beye Felsefe fakültesi, felsefe dok- bahsetmek istemiyordum; — fakat an.toru payesini fahri olarak (o vermiştir. Iryorum ki-artık Köprülüzadenin adın: Işbu diploma Heidelberg darülfünunu. sikretmemek,” dünyanin en büyük hak-İnun beş yüz kırk ikinci tesis yılı olan sızlığını etmek olacak. Zaten beni 0-(9 temmuz 1927 tarihinde verilmiştir... nun dostu, arkadaşı, kimbilir belki Dikkate lâyık (olan bir şey daha de, mahmisi addetmiyorlar mıydı? Dalvarsa ( diplomanın müttefikan veril. rülfünunda bir mevki oedinmek içinmiş olmasıdır; çünkü arada bir muha- 'Köprülüzadenin lütfuna, iltimasınallif rey olsaydı diploma verilmezdi. İmuhtaç değil miydim? Böyle bir diplomayı haiz olan Fu Halbuki ben.. haydi, şahsımı karışlat Bey âli mektep mezunu değilmiş! tırmıyayınd.. Bu doktorluk © fahri bir unvanmış! Türkiyat enstitüsü meydanda, çı-Jâli mektep mezunu olmak için deram kardığı eserler meydandadır. o Böylelşartmış! Böyle şeyleri zikretmek de- bir enstitümüz daha var mıdır? Kski-lğil, düşünmek bile ayıp! ler: Köprülüzade (fakülte riyasetin- Eğer maksut eserse mısraı — ber/'den düşmekle, beynelmilel bir mahi. ceste kâfidir. yet alan kürsüsünden düşmedi, ilmi Derlermiş.-Köprülünün “mısrar - şeref ve kıymetinden düşmedi. tilmiz berceste,, si değil, muhallet diyebilecellerinin ve hayranlarının itibarından ğim eserleri meydandadır. Böyle cid-İdişmedi. di ve derin tetebbü mahsulü orijina) Köprülüzade beşinci derecede mü- eserleri olan hir (omüderrisimizi dahalderris kalsa — ki maarif vekâleti Du görmek isterim, kararı kat'iyyen kabul etmiyecektir — Edebiyat fakültesinin felsefe züm-İmanevi | şerefi dalma müteali buluna- resi müderrislerinden biri, Köprülürlcaktır. nün ilmi hakkında tenevvür etmek is- Zannedilmesin ki ben, Köprü- tiyen bir arkadaşına: Tüzadeyi methetmek (için bu satırları “Buna ilim denmez; çünkü bütün) yazdım. Hayır. ben onun (şahsında etlebiyat farihi bilgisi nihayet bir haltecavüz / edilen Türk irfanı, Türk fıza işidir, Meselâ o Almanya'da bir harsını müdafaa etmek istiyorum. Fu- müsteşrik, . filânca şairimiz hakkında|at lâyuhti değildir; onun da hataları bir eser yazmış, Köprülü o eseri avr. bulunabilir. Bunlar ilmi bir . tarzda tercüme ettirir, kendisinde o şaire da| kendisine gösterilir; o da diyecek bir ir mevcut olan eserlerle karşılaştırır. sey. bulamaz, tasdik eder, Fakat Köp- eskileri varsa meydana çıkarır. DÜNİrülüzade Türk edebiyatı tarihinin va yada (o bandan kolay bir iş yokturizu, Türkiyat enstitüsünün banisi de- ve bu ilim değildir., mealinde sözl:rle| ğildir demek, Türk zekâ ve irfanına if- cevap vermiş! tira etmektir; çünkü eser meydanda» Bu sözleri söyliyen bir (Omüder-Idır. Kâzım Nami