—4 — VAKIT 30 Ağustos 1931 — Rüyet ufkunun genişlemesi Paris, sörgisi — İlk seyahat — Atina, Sicilya, İtalya, İsviçre— Hihayet Paris — İlk intiba En derin izleri bırakan GE 1899 senesinin Paris umumi sergisi! büfün dünyada ve dünya ile beraber) bende büyük bir velvele ile karşılan” yordu... Bunu görmek ve hu vesile ile bende o kadar iştiyak ve arzu uyandr. âli 'Avrupayr, hele Parisi görmek öyle vâsıl olunamıyacak bir emeldi ki onu tahayyüle bile mezun olamazdım; yal nız serginin tertibat ve istihzaratına! niltenllik neşriyatı (azim bir alâka ile takip ederek, lokanta camekânları. AS bakarak açlıklarını teskine çalısan biçarelere henziyordum. Yine tesadüfün bir İütfü tecelli et. tü; Bir gün amca Sidik Bey bana dedi ki: — Ben Avrupada bir cevelân vap mak istiyorum, hele sergiyi görmek | çin büyük (bir heves duyüyorum. Be nimle beraber gelebilir misin? o bütün masraflar benden, yalnız hususi «e gahsi sarfiyatına sen mukabele eder. sin. Derhal: — Hay, hay!. dedim. Bu hay hay vicdanımın coşkun bir se vinç sayhası kabilindendi. — Pek âlâ, fakat. dedi; bankadan, mektepten, gazeteden, hele evden na- mil izin alabilirsin? Bu seyahat Oki ay belki daha fazla sürecektir.. Aşağısımı dinlemeğe takat bulama. dem, frrladım ve virmi dört saat için. de dört köşeden izin aldım; az çok müşkülât ve mahirane tertibat ile. Bu öyle bir fırsat idi ki, Şeyh Galibin : Fırsat ki kevâyi tiz perdir Sözünü hatıra getirerek rüzgârlar. dan daha seri bir harekete arzı ihti yaş ediyordu: İ Amcanın - ve benim ilk seyahati * niz bu oluyordu, onun ve benim haya “ “üiröğu “ mükerrer Avrupa seyabatle “i oldu, bizi uzun uzun cevelânlarla Ajyar diyar dolaştıran vesileler zuhur. etti, “her ikimiz de kendi payımıza seyahat © lezaizinden | kestik; fakat zannederim o, ve muhak-! kak ben bu ilk sevahatin intibaları ka dar derin teessürata hiçbir zaman mas) ruz kakmamışızdır. Ne bu ilk seyahatin ne onu takip edenlerin tafsili müşahedatına bu sahi felerde (bir mahal ifrazına Oimkâu yok. Yalnız kendiliğinden hatıra £ len ve kalemi zapteden noktaları işa- retle iktifa zaruridir. Seyahat tertibatı tamamen bana atti: Derhal, banks dostlarımdan bu işte vukufumdan istifade edilebilecek Yerle istişareden sonra, Oo kararlarımı aldım. Bu tertibatı kendi tarafından müdahale vukua gelmeksizin bana ter keden amca yalniz bir esas tayin et. mişti: En az bir zamanda en çok se) görmek. | Deniz tarikile Pireye ve Atinaya| uğradıktan sonra oSiçilyada tevakkuf ediyorduk. Mesina' ve Palermoda bi- yer ikişer gün geçirerek Napoliye at Iyorduk. Oradan sıra ile Italyanm mühim şehirlerini şimale doğru YİYMİ yat tekrar yaşatmak ihtiyaçları İle ret ederek nihayet on iki gün İçinde Sehgotardan İsvicreye geçiyorduk. Bu rada büyük bir cevelân bize bu şayanı hayret memleketin dağlarını, gölleri ni, mamurelerini görmek fırsatın: ve recekti ve oradan doğru Parise gide- cektik. Ondan sonra düşünülecekti. O zamanm en muteber seyahat rehberleri olan Joamne ciltlerini teda rik ederek bu esaslar dairesinde bir hatta hareket tayin ettim, ve bir İtal. yan vapuru ile yola çıktık, 'Amca Sadık Bey lüzum ve faide- nin telkin ettiği ihtiyaçlara büyük bir a İC Arasında Ida, Eden tiyatrosunda Exelsior isen 7 iri parçalar), GÜNÜN —— YA | (uriyetinden bahsediyor. — Parisin teshir kuvveti — şeyler — Amca yeğen. Yazan : Halit Ziyaltmda dolmşan tulumbalırdan, kir. rak, bikmıyarak, usanmıyarak görmez ceketli, eli harbeli köşklüden ha. dük; görmek arzusu bizi meselâ İtal|ber veriyor. yada en mükellef saraylardan âramgâhı olan o (Catacomb takomplara, tl de zo tayyare ile Parise gitmişti. e Tayyare-|parça parça edilmişti; relerin © muntazam (ve o ruha gı.Jden İner İnmez, Çanakkalede (bizim| © Böyle bir hadise cak bir tesir yapan arasişindin (Josef üs) ün Roma mijmessi buzların o altında müebbeden dağlara atarken hiç sarsılmadık, ni- hayet bir gün sabahleyin kendimizi Pariste Opera meydanında bulduk. Uzun bir zaman aç kalmış bir ada. mm doyamamazlığı ile geçen bu İlki kısım seyahatten sonra (birdenbire yorgunluğunun altında çöküvermiş bii yolcu halinde idim. Belki bü yorgun:| luğun tesiri ile, belki hayalimin ara) sında daima tefrit edile edile haddin den fazla (o mikyaslara çrkarılan tah. minlere nispeten hakikati pek küçük, pek sönük bulmaktan o mülevellit bir) inkisar ile, Parisin bu meşhur meyda» nile binası sanki bozulmuş, alçalmış, dar olmuş ve ilk söz olarak demiş ki: kân yoktu. Josefüs, yahudilerin suçu- “— Abdülhamit heniz sağ mı? Diyeceksiniz ki akademi şaşırmış! Belki de Piletin kendisi lisan oOovaki (Oolmuş <da|Tiberyüse gönderdiği raporda, Türkiye cümhuriyeti diyecek yerde Os.| Kudüse manlr cümhuriyeti demiş! Kotidyen 18 saatte tayyare ile yi-)tafsilâtı o tayyetmişti. dilen bir memleketi hâlâ Piyer Lotiiyı temsil eden adam, nin İstanbulu olarak hatırlıyabilir. o İsaçaklara sarılmasını beklememeli idi, man? Abdülhamidin sağ mı, ölü müjra vaziyetten haberdar olmak, bir kon olduğunu merakla sorabilir. sülün haysiyetini düşürürdü. o Onun viziyetten daha evvel (haberdar © daralmış, cesameti tabiiyesinin (onda ,J'arak icap edeni tedbirleri “Alması lâ- birine inmiş gibi huldum. lâhlandıran, Çerkes Etemle sik, sık evi Bu ilk'tesir böyle devam etti," balel sıkıp dostluk peyda eden, — 150 jik.) , , Onun için Piletin, o imparatora vaz şehrin neresini, mesini gördü isem ilkllerle aşağı yukarı yari can geçinen bir! dığı — raporda birçok tafsilâtı yazma. teessür bir; — Bundan mr ibaretti? su.| Fransız var. Bu Fransız Lozanı mu,Jd!ğ küvvelle muhtemeldir. (Josefüs) ali mefturuna münkalip — oluyordu;İtemadiyen unutmak ister, mütemadi. de bu hadiseleri yazarken Piletin rapo) fakat sonra, o yavaş yavaş, şehrin aİyen bize unutturmak ister. runa İstinat ettiği için ayni şekilde ha zameti, letafeti beni istilâya, teshirel © Borçlar meselesi diye ileri sülrülen|'eket etmistir. başladı; tedricen sevilen ve bir okerejtezde alacak, verecek meselesi kâğsi Roma kanunu, gayri meşru niyet sevildikten sonra unutulamıyan bir kaldın bir tarafımda yazılıdır. Öbür fa.|leri de ceza görmek için kâfi bulur. din gibi. rafmda iri punto İle şunlar yazılığır:| ONUN İma Isanın aniküzie muvafakat Bazan tahayyülümün fevkinde etmesi, onun ceza görmesi için başka şahedeler oluyordu: Bu daha Lozanı unutunuz! bir sebep aramağa ihtiyaç hissettirmez tiyatrolarda vakidi. Operada bir balo) , Mekteplerimizde senelerce fise-ldi. bilillâh kültürlerini propaganda etti- Brendi, İsaya o hükümdarlık tek gimiz Fransızlar bizi sade bir taraftan)lif olunduğu zaman (o kendisinin bu tanıyorlar. nu reddetmediğini fakat bu teklife de Hâlâ Abdülhamidin, ve Abdiülâzi. ehemmiyet N Bi açtrgr pencersln Nasiz çenesi üye eder. a alacak ve önün döğru dldağutu, yani de bir revue de, Châtelet de (Şehzade Hurşit) isminde bir feeride bulundum; ve bunlar.her türlü; müşahedeler oldu. Asıl dehşete benziyen bir y sergide hissettim: o Sanayiimefise sa-|ZİN açlığı pencere de Fransızlara dün. kahul edecek olsak bile rayları, makineler dairesi, £ aksayılYanm en Züzel, en girin mahlüku &öRoma kanunu yine onu affetmez. Roma rk köşkleri, Kahire sokakları, daha|ründü. Ve evinin kapısını açtı. kanununum böyle bir. hareketi affet bilir miyim neler, ucu bucağı gelmi| , HİJâ, o güzel, Fransaya ramolan,İmesi (o İçin maznünun bilfiil mükave yen bu azim meşher bizi o derece işcal| APdülâSİZ ve Abdülhamit devri dille|met göstermesi Tâzrmdır. “Bu gibi hâ- etti ki, onun bu cazibesi şehri data rinde bir lezzet halinde devam ediyor.İdiselerde verilecek hüküm, hâkimin az görmek zararına sebep oldu. O kadar ki, senelerce frenk ka-liçtihndına bağlı idi.“ Çünkü: bunlar Bilhassa Eyfel kulesi o zamanınjs3laTM!. frenk makinecilerini,. fabri-| fevkalâde cinayetler sayılırdı. İsyan, bir harikasıydı. Bir geca ( beklenil- kacılarını, diplomatlarmı o muammer) bilhassa vatani hiyanet fevkalâde ci miyen bir dakikada bu üç yüz metrelik|eden bu ağız tadı, fransızcaya beynekİnayetler, O(Crimina extraordinaire) *İdemir kule bir elektrik cereyanı ile|milel bir ketime bile hediye etti: kısmına dâhildi, © Asitleri silâhlendir. bağteten © kırmızı alevlere (boyanıp /Türkifikasyon) mak, cir “eti “teşdit ederdi. Sonra da altnda mütehaştit bir kütle halin) (| Türkilikasyon istikrazlarda âğırieyikast o veya isyanı törtiy için gece de duran binlerce halkın © ginesin.(SATtlâT bilhassa siyasi şartları kabul itimaları tertip etmels, esbabı müzed den bilâihtiyr» mütedehhiş ( hayretletmek demektir. dide arasmda idi Nasıl. - ki. . İsa da sayhasr koparınca 6 kalabalığın içinde Türkiyeyi Abdülhamit dekoru için Zeytindağında: geceleri (o içtimalar sıkışıp kalmış olan benim de teeseür.|d€ temsil edenler hâlâ, tarihi yürümi| skiediyor ve arkadaşlarını toplıyarak den kemiklerimi sarstr. yen, coğrafyayı nefes < almıyan bİr) onlarla müzakere (ediyordu, İsa (ev Parist. müstehasa sanıyorlar. Maamafih owla"| kif olunduğu vakit, * geceleyin — böyle Bu sehir bana hiç Sahamet değildi..| bizi bilmiyorlar fakat biz onlari <0k| bir içtimada bulunuyordu. Onu romanlar n - arasmdan, bilhaş|iYi tâM'YorUZ. Syilanın kanunüna' göre; birkaç 3- sa Balzac'dan öğrenmiş, tanımış, ade- mmm slamasm... o |damr toplamak'bile bir fesat hareke ta ezber etmiştim. İsmi bence malâm ti sayılır, ve hu içtima tertip edene sokaklara tesadüf ettikçe sanki içinde Kaçakları yaka” |iiam cesss verilebilir heron sel yasanmış, türlü vukuat İle beraber » ie rr temyiz olunamazdı. Bir R. rada Li uzun bulunmuş gibiydim. lamak ıçin şerinin verdiği idam cezası bile, impa- Ve buralarda tevakkuf etmek, o vu.) | Amerikada, öteden beri kaçak cal ratorun tesdikine ikitiran etmezdi. nileri veya hırsızları o bülmak için, İsanm Trüttehemi ölduğu sihirbaz! gözlerimin!lin ve afiş usullerini - kullanırlar veli cürmü' da, Roma kanununda idam bu usul ekseriketle müspet neticeler) je cezalandirılırdı.. Josefüs ise, : İsa-! Ne amca, ne ben doyamadık (verir. nm bu suçtan mazmun olduğunu sarih ve doyamadan âvdete karar verdik; | Polis kaçak olanlar: oyakalamak|bir surette anlatmaktadır. her ikimizi de İzmire çağıran seheple:|icin derhal şehrin en görünür yerle-| OO halde Piletin Zeytindağı üze vardı. rine onun büyük bir resmini, ismini €$-İrinde (bir ihtilâlin hazırlandığını ha- Yalnız avdette £ amcanın benim|KÂTİNİ yazarak ilânlar astırır. caninin|ber alır almaz harekete geçmiş olması hakkımda taayyün etmiş bir | fikri) Yakalanmasına halk da iştirak eder. | ve öhtilâlin filen vukttnu beklememe vardı: Onun mazarmda gayet ma.) | BU Usul son günlerde Almanyadalgi çok muhtemeldir. (Josefüs) ün Ha. hir bir rehberi seyyahin kesilmiştim;:|d8 tatbik edilmeğe başlanmış ve iyi me'losis unvanlı eserinin İsloven tercüme onun hakkında da bende mevcut olan| ticeler alınmıştır. ". si de bunu ifade ediyor. birçek muvafık © fikirlere bir fikir da) ( Amerika, bu ilân usulünden bas| O Acaba Jozefüs, İsa ile arkadasla ha inzrmam etmiş oldu: O gayet has, ka, kaçak canilerin (o fotoğraflarımıı| ; yalnız bir ihtilâlin O hazırlandığını gayet mülâyim, hususile gördüklerinin! sinemalarda da, havadis gazeteleri |ç, derhal bastırıldığı mı kaydetmiş SADRİ ETEM ayaklarımın — duruşları, etrafı dolaşışları olurdu. semahatle mukahele eden her türlü fe dakârlığa mütehammil bir servete malik olduğundan bu hattı (o hareket tam bir sadakatle ve geniş vesaitle tat bik olundu. Atiçanım ve İtalyanın bütün eski mebanisini, mabetlerini, saraylarını, bütün şümul manasını ilk nazar.aTAS'NdA göstertmektedir. Bu SUTEİ-İtir? Yoksa daha fazla malümat ver- di Mi? eden gayet hassas ve müte' le bir caninin gözden kaybolabilmesi miş midir? ferris bir seyahat refikirdi. hemen hemen imkânsız bir hale Gel) yazetüsün daha fazla * malümal Haşiye: Bu ilk seyahat hakkında mekt... naam. |verdiğini ve bazı cümlelerinin kaldırıl Istanbulda (Filip Efendinin (Vakıt)| Birçok seneler (sonra yine bu seyaha-İdığımı gösteren bazı delâil vardır. gazetesine birkaç mektupla (İzmirdeltin intibalarından doğmuş yazılar Milâdın 620 senelerinde (yaşadı (Hizmet) için sergiye dair bilhassa Ev|(Şadanm hökâyeleri) serlevhasile inti-|ğı anlaşılan Antakyalı Jon namında İsa, Kudüse niçin yürümüştü? Bütün menbalar tetkik olunduktan sonra sebep anlaşılıyor sukubulabilir.! toplanarak di düşmanı olarak © göstermesine im.) Yahudiler Nasıl ki Theudas'd Şakalanarak mu;ler onu, dini akidelerini çürüterek en Kal Geçen sene dostum (Fikret Âdil|hakeme edilmeden kâfası kesilmiş velların yerine yeni peri getirmekle itham ettiler. Yahudiler, Kudüsle onun aleyhinde bir ihti- lâl tertip etmişler, vali ile kayserin a leyhinde (oOküfürler osavurmuşlardı. bunu yaptıktan sonra da ha ileriye giderek o Hazreti İsayı yıka nu mümkün mertebe küçültmeğe, 'Pi-İlamış ve onu Romalr hâkim Pilete azası o-jletin şiddetini büyültmeğe çalışmıştır. teslim £ etmişlerdi. Pilet, ya halk imparstor| kütlelerinden cebinane bir surette kork #nde Isanın| tuğu, yahut kendisine para teklif 6 yirişine ve İsanın Kudüste| dildiği için, İsanın bir kusuru olma. hüktimdar ilân olunmasına mütenllik dığr halde onun salbini emretmişti. ,Çünkü Roma-|isanm salbinden sonra büyük bir zel. ihtilâl ateşinin zele oldu ve ortalığı karanlık kapladı. İsa bu suretle ölümü tatmış, fakat üç gün sonra ölüler arasından kalkarak semaya yükselmişti. Bunu gören ve kaydeden hirçok şahitler vardır... Antakyalı Jonun bü sözlerini ka- bul etmeğe imkân yoktur. Çünkü te- nakuzlarla doludur. Marküs, yahudi başkühinleri ile ülemasınm İsayı hile İle tutup katletmeğe fırsat aradıkları. nı, fakat “velvele olmamak için bu ha. disenin bayramda olmaması istedik. lerini,, kaydediyor. Metta da hunu teyit ederek der ki: “Başkâhinler — ve ülema ile kavmin ih tiyarları o Kıyafa nam kâhiri azamın konağında cem'oldular. Ve İsayr hile £ le tutup katletmeyi müşavere ettiler, Lâkin halk arasında velvele olma mak için bayramda olmasın, dediler. (5,4 — 26). Antakyalı Jon gibi hiristiyan bir muharrir, .incillerin bu ifadesini ni- sin inöintirmiş, . İsa... aleyhinde. hir kıyam tertip eilirmiş, ve vukuu iste nilmiyen velveleyi yaptırmıştıt? Bu meselenin halli güç değildir. Çünkü Piletin raporundaki bir cümle meseleyi hallediyor: Pilet diyor ki: “Yahudiler, Kudüste toplanmış bulunuyorlardı. Bunlar bana İsa na mında (biradamı teslim ettiler. Ve onun aleyhinde ittihamlarda bulundu- İar. Yahudilerin, benim aleyhimde bir isyan hazırladıklarını görünce bu ada- mun salbini emrettim.,, (Bitmedi) şi GELİ -— — “GUZEL Balkonda saatler Uyanışm son sayısmda Halit Fahrinin yedi bentlik bir manzumesi var: “Balkonda saatler, atlı. Anlaşilryor ki edebiyatımızm Bay kuş şairi sıcak bir günün yedi saatini balkonda geçirmiştir. e Rüzgâr tutan bir balkonsa 414; fakat güneş altında bir yerse zavallı şair yedi saat kavrul- muştur. Bununla beraber şair bu O balkon nöbetçiliğinden memnundur. Zira ya nı başındaki balkondan: “Küçük, gü- rel, büyük, heykel kızlar, varmış. Beklenir ya doğrüsu... ... Eser ve şehadetname Eski kafalr bir müdürün idaresin- deki bir dairede bir kâğıdı imzalama. ğa mecbur olan bir zata müdür efen- di: — İmza ettiniz ama olmaz, demiş, üsülen mühür lâzımdır, bir mühür kas dırıp getirin basın da bu kâğıdı kabul edeyim. Köprülüzadenin darülfünundaki vs ziyeti buna benzedi. Kıymetli ve genç müderris: — İşte bütün Avrupaca takdir olu nân eserlerim! diyor ama: — Biz eseri ne yapalrm, diyorlari meşherlerini, bilhassa Romada gecike-İfel kulesinin tafsilâtını havi beş on)şar etmiştir. “Kenarda kalmış, külli./bir muharrir, yahudilerin İsa zamanın/bize usulen şehadetname ( gösterecek” rek, müzelerini, tiyatrolarını; İsviçre nin en calibi hayret göllerini, dağ- makale yazarak göndermeğe fırsat bu!İyatmda da (Mesina için) © sernamelilda Kudüste bir ihtlği (oyaptıklarmı muştum. Sonraları görülecek (şeylerİmakale yine bu ilk seyahatin yadigâ-/söyler. Antakyalı (Jon) derki: “Tiberyiis devrinde, Hazreti İsa otuz üç yaşına » vardığı sırada yahudi) sin! Ve lisanı hal fle ilâve ediyarlar: “Bizim gibi şehadetnamen olsun 48 orijinal eserin bulunmasm. beis yok'e Toplu Iğne