Gelişi güzel sayıfası Yarınki sayımızdâ G Bugün ençlik sayıfası 1d üncü Yıl *Sayı:4879 Idare yeri: İstanbul, Ankara ca. Vakıi —— ——— — Kahrolsun Terkos! demekkâfideğildir Nişantaşının Muradiye mahal- lesinde » fabrikatör < Haşim (Beyin evinden “çıkarak yüze yakın ev ye dükkânı birkaç saat İçinde yok-eden son yangın hadisesini bütün teferruatile tetkik ettik. Bu tetkikat- tan hasıl ettiğimiz kanaat şudur: Nişantaşı civarındaki birkaç mahal. lenin maruz kaldığı felâketten “ders ziarak şimdiden hurekete geçilmezse bütün İstanbulun ahşam evlerden mrü.| fakat) rekkep olan mahalleleri argeç; mutlaka ayni akibete uğrıyacaktır. Ve her büyük yangından sonra “Kah- rolsun terkos! Ne yapalım, susuzluk!,, denecektir, Pekâlâ terkos kahrolsun. Fakat a- caba terkoslan başka bu işte mes'ul olanlar yek mudur? Hakikatler ne kadar acı olursa ol- sun, doğru yolu bulmak için - onları olduğu gibi görmeğe mecburuz Ak si takdirde daima yanlış hareket et- miş oluruz. Bahsimizi tenvir edebilmek için her şeyden evel (yangında su vardı!) (Ha- yır su yoktu!) şeklinde İstanbul beledi yesi ve etfaiye heyeti ile terkos su şir-| keti arasında bir türlü halledilemiyen mütenakiz iddiaların mahiyetini bi- raz İzah © edelim. Terkos şirketi su Yar iddinsi ile ne demek istiyor? Su yoktu dediği vakit ne mana murat e diyor? Sonra İstanbul belediyesi ve şehir etfaiye heyeti su yok şikâyeti İle nasil'bir vaziyet ifade etmiş olu- yor? İki taraf arasındaki bu (ifade farkını bilmedikçe yangınlarda su me- selesinin mahiyetini anlamak münkün değildir. Bir kere terkos şirketi İstanbulun Beyoğlu cihetinde mahdut bir mıntaka için bir su İmtiyazi almış. Tesisatını bu mahdut mımtakanın ihtiyacına göre yapmış. Fakat bilâhdra ayni tesisat ile İstanbul cihetine de su vermeğe baş lanmış. Zaman geçtikçe halkın ihtiyacı, bu ihtiyaç nispetinde müşterileri art- mış. Terkos su tesisatının her gün İstanbula getirdiği su miktarı bütün bu müşterileri memnun etmekten âciz kalmış, Bunun içindir ki terkos şirketi bazı mahallere günün muâyyen saatlerinde münavebe ile su veriyor. Müşteriler» rini idare etmek için başka çare bula» mıyor. Şayet bu münavebe usulü ne tieesinde her hangi bir mahalleye su verilmediği bir saatte yangın zuhur €decek olursa tabii yangını söndürmek için giden etfaiye orada bir damla su bulamıyor! Su bulunmayınca da ateş Alabildiğine gidiyor! Böyle bir vaziyette (Kahrolsun ter- kos!) feryadı ayuka çıkıyor. Terkos şirketi de (Ben ne yapayım tesisat kâ- fi değil, Bu tesisatı ikmal etmek İçin büyük sermayeler sarfı lâzım. Hükü- met ile imtiyazın temdidi meselesi hal Yedilmedikçe ne yapabilirim?) diyor. Fakat Nişantaşı yangınında İş bu| Şekilde değildi. Etfafye yangın yerine vardığı yaman terkos omusluklarında su vardı. Bununla beraber bu $u ile (Ale tarafı # üncü sayılamızda) iş ve meslek kadınları Beynelmilel bir heyet şehrimize geldi Heyet reisi diyor ki: “ Türkiyeyi hariçte bırakan bir teşkilâta beynelmilel denemez, | Heyet azası vapurdan çıktıktan sonra li Dün Romanya vapurile şeh- rimize beynelmilel iş ve meslek kadınlığı birliği âzasından yirmi Amerikalı kadın gelmiştir. Gelenler arasında birliğin re- isi ve Amerikanın mavuf avu- katlarından Mis Lena Flips birliğin neşrettiği gazetenin baş mubharriri Mis Helen ve doktor, avukat (operatör, o mühendis kadınlar bulunmaktadır. Heyet âzasından gazeteci Mis Helen dün kendisile görüşen bir muharririmize demiştirki: — Dünyanın mubtelif mem- İeketlerine mensup iş ve meslek kadınları arasında tesanüt temin etmek ve onlarla tanışmak ga- yesile müteaddit seyahatler yap- tık. 1928 ve 1929 senelerinde 14 Avrupa memleketinde yâptığı- miz propaganda seyahatleri sa- yesinde geçen sene Cenevrede beynelmilel bir kadın birliği kongresi toplamıya muvaffak ol- duk, Bu . kongrede 16 muhtelif milleti temsil eden 300 mürah- hos bulundu; ilk senelik kon- gremizde Viyanada ( toplandı, Şimdi balkanlarda bir seyahat yapıyoruz. İstanbuldan (evvel Bükreşe gitmiştik. Oradan bazı arkadaşlarımız başka memleket- lere gitmek üzere bizden aynl- dılar. Burada 3 giin kaldıktan sonra perşembe günü Pireye hareket edeceğiz.,, Beynelmilel birlik ve heyetini reisi Mis Flips de'demiştir ki: — Türkiyede iş hayatında Yeni büylk etfaiye makineleri eski sokak hortumlarından Su beklerse ?.« (VakıtJın tefrikası No, 410 —————— — ————— ———— t Yurdu Pazartesi 10 Ağustos (8 inci ay) 1931 Telefon: (İdare) 24370 — (Yazı işleri) 24971 Sayısı 5 Kuruş Nakleden: ömer Rıza | On dokuz asırdan beri yanlış anlaşılan bir söz “Kayserin hakkını Kay sere, Allahın hak- kını Allaha veriniz ! ,, ne demektir Mesih olduğunu Söyliyen bu su-, retle hükümdarlığı tama eden ve he nüz taraftarları ve yardımcıları bu lunmıyan bir adamın o maksadını giz| liyerek hareket etmesi kadar tabii bir| şey olamaz. İsa, hem - harici © düşmanlar. dan, hem dahili muhaliflerdeü sa- kınacak ve korunacaktı. Onun ' İçin kendisi maksadını o ancak mecazi ta- birler ye çalışıyor ve bu suretle hasımla- rının onu tecrim etmelerine, yahut düşmanlarının onun aleyhinde şiddet| Ifhamlarda bulunmalarma imkân bırakmıyordu. Isa, bu şekilde hareket etmemiş ol saydı, onun hareketi süratle bastırı- Onun Tir ve imha edilirdi. Onun için (İsa son derece ketum davranıyor ve daima remzi İisan'ile konuşarak asıl maksadını örtmeğe ça: lışıyordu. Buna rağmen İsanm vaziyeti hakkında hükümete bir taktm jurnal- hakkını kaysere, hükümet) lar verilmiş olduğundan onâ karşı bir takım casuslar gönder- mişti, İsa bunlara karşı da son derece ketum davranmağa ve onların maksa- dımı anlamamalarını temine çalışmış- t. (sa) yı anlamak ve ne yapmak ve temsili hareketlerle ifade-| istediğini meydana çıkarmak için ge len bu casuslar ona şu'suali sormuş- lardı: Vali Kaponyosun devrinden, yani âltı senesinden beri yahudiler ara“ sından çıkan Juda, : yahudilerin Ro- malılara vergi verilmemelerini tavsiye ediyordu. Acaba kendisi bu mesele hakkında ne düşünmekte idi?!,, Casuslar İsanm bu mesele hakkın da vereceği cevaba göre Oonü muha- keme edecekler ve maksadını anlıya. caklardı. Pakat İsa © casuslara açık bir ce- vap vermetken çekindi. Böyle bir ce vap onun iç yüzünü meydana yurur, ve onun siyasi maksatlarını anlatırdı. için .. İsa yarı açık, yart kapalı bir cevap vermeyi tercihi etti. Onun verdiği cevap, gerçi casu$ ları, iğfal etmemiş, fakat İsanın bü- tün müfessirlerini asırlarca şaşırtmış ve yanıltmıştı. İsanın verdiği cevap, Allahın Allaha vermekten ibaretti. İsanım bu cevabından, onun Ro- hükümetine (inkiyadı) hatta her dünyevi (o hükümete boyun iğmeyi tav siye ettiği anlaşılıyordu. Bu cevaba göre, > bir hükümet ne kadar zalim ve'cebbar olsun, ona, bilikaydü şart (Lütfen sayıfayı çeviriniz) kayserin hakkını ma Dün sâbah şehrimizden italyaya hareket ettiler, oradan Amerikaya gidecekler bilfil çalışan kadınlarla tanışmak ye burada ayni gâyeyi takip eden bir teşkilât yapmak isti- yörüz. Çünkü T eyi hariçte bırakan bir teşkilâta beynelmi- lel denemiyeceği kanaatindeyiz.,, Gelen heyet, iş hayatında ça- şan hanımlarımızla (tanışmak için bir çay ziyafesi tertip -ede- cektir. irşat heyetleri Köylerde çok faydalı işler gördüler civanmeriliğini ömrümüz Nevyorktan bir uçuşta buraya ge- İen Amerika tayyarecileri Mr. Board-! man ve Mr. Polando on iki günlük bir misafirlikten sonra dün sabah allıya doğru İtalyaya hareket ettiler, Hava kahramanlarını teşyi için , hareket saati pek erken olmasına rağmen Yeşil köy meydanma oldukça kalabalık top- lanmıştı. Tayyare akşamdan hanzar- dan çıkarılmış ve meydanda muhafa.| za altına alınmıştı. Tayyareciler Sof- ya, Belgrat ve şimali İtalya yolile Ceneveye uçacaklardı. Halbuki İtal- yadan dün sabah 4 buçukta gelen bir telgrafta: “İtalyanın şimal cihetleri kapalı ve birçok yerlerde yağmur vardır. Ce-| nubi İtalya ve Yunanistan havası a- çiktir. , cümleleri vardı. Bunun Üzerine sey&hat yolu Selâ. nik, Brendizi ve Cenova olarak değiş tirilmiştir. Tayyareciler ve teşyilerin. de bulunan zevat sabah beşe (doğru Yeşilköye gelmişlerdir. Gelenler âra- sında Amerika sefiri Mr, Grew, sefa. ret müsteşarı Mr. Şov ve diğer sefa. Kövlüler arasında Kadınlar birliğinin köylere gi- den irşat heyetleri döndüler. Heyetlerin köylerde yaptığı iş- lere ait tafsilât 4 üncü sayıfa- mızdadır, Misafirlerimiz diyorlar ki : “ Bize gösterilen büyük alâkaya teşekkür için kelime bulamıyoruz. Türkiyeyi ve Türk oldukça unutmıyac: Muhterem misafirlerimiz hareketlerinden biraz evvel rethane erkân, vali muavini o Fazlı, kolordu kumandanı Şükrü Naili Paşa namına yaveri Hüsnü, (ayyare cemi. yeti reisi Hasan Fehmi, hava müfre. Zesi kumandanı Zekeriye beyler, po. lis erkâni” ve tayyare zabitlerimiz bu. lunuyorlardı. Misafirler meydana gel dikleri zaman alkışlarla selâmlandr. lar. Sonra hava vaziyeti “hakkında ki'raporu görerek seynhat rotalarını tanzim ettiler. Tayyaretiler ceket ye rine birer yün yelek giymişler, boyun- larına da birer mendil bağlamışlardı. Yanlarında ufak bir bavul veya bir paket bile yoktu. Misafirler takdim merasimi bittikten sonra tayyareleri- ne çıktılar ve tayyareyi güzelce mua- yene ettiler. Bu sirada (kendilerine Tayyare cemiyeti tarafından Iki güzel buket verildi, - Bu arada Emel Nuri ve Pervin Kâni isimlerinde iki hanım- da ipek bir kordonla tayyareye . bir mavi boncuk bağlıyarak “bunun bir ân'aneye göre uğur sayıldığını söyle diler. ÇAN tarafı 4 öncü sayıfada)