Yazan: Bu davete gitmek lâzım mıydı? Bu Taftakileri alâkadar eder, Yıştırır ve beni mışlardı, Meseleyi açıkça halletme» en doğrusu idi. Binâenaleyh randevu verilen eve yürüdüm ve girdim. Ya- bancı beni bomboş bir odaya soktu ve tepeden tırnağa kadar muayene etti, — Sakal sizi değiştiriyor. En sa- in dostlarınız (o bile sizi tanıyamaz! ar. — Evet. Sakalımı onun için uzat- tım. Fakat siz beni nasıl tanıdınız? —DBen sakalınızın çıkmasına bi; hayli zaman mâni olan adamım. Bu sözler üzerine yabancının yü- züne dikkatle baktım. — Vay, sen beni Londrada tıraşi eden berber Aleksandr değil misin? Aleksandr tesadüfümüzden pek memnun olmuştu. Hemen semaveri £- sıttı, oçay yaptı. — Bilmiyorum, ddi, Rusyaya tekrar niçin döndünüz? dim buraya döneceğimi zanneder miy diniz? Ona, vatanıma hizmet için geldiği- mi ve şimdilik en şiddetli arzumun| Rusyadan çıkabilmek olduğunu anlat- tm. Aleksandr: — Buraya girmek de, çıkmak da, kolay değildir, dedi, hangi yoldan kaçmak istiyorsunuz? Plânımı ona anlattım. — Bu İşinize yaramaz, dedi, para. © vefmek suretile çıkmak kabildir arama, | siz çıkamazsınız. Sizi kaçırmağa Rus İ yada kimse cesaret edemez. Esasen derhal tanırlar. Biliyor musunuz ki sizi çok (İyİ tanıyan adamlar hudut boyundadır? İziniz keşfedilmiştir. Si- zin Petrogratta olduğunuzu ve öre- dan çıkamadığınızı biliyorlar, Bu vlân'ölmüz, başka bir şey bulmak lâ eş <a Aleksandrım hakkı vardı. Devam tiz — Şimdilik burada emniyettesiniz.) Benden şüphe etmiyorlar. Bir dairede memurum. Eğer burada kalmak isti. Yorsanız bir yatağım var, vereyim hem bana şeref bahşetmiş olursunuz. Aleksandrın evinde on beş gün kal dım. Tedbirli olmuştum ve dışarı çeke Mıyordum. Kimse orada bulunduğum H.M. S. Hauteclocave Haşmetpenahın casusları Us Ben yabancı! bir memlekette hayatımı kazanabilsey- Nakleden ; — Alman mısınız? Mösyö Bergman Sidney Rel- ilden başkası değildi — Tabii efendim. Ben bunları nazarı itibara alır ve zararınızı telâfi edebilecek bir şey verebilirim. Ne is- tiyorsunuz? Ha. py tabii bir tuzak mıydı? Fakat bu adam be-lanlarsınız ki Mösyö Bergman size yar Dim düşmanım olsaydı muhakkak et-.dım etmekle ben de tehlikeye girmiş ortalığı ka|oluyorum, Buraya halletmeğe geldi- yakalattırırdı. Hem|ğim ticari iş de bozulabilir, hem üste- «Sonra tuzak olsun olmasın beni fanr,lik hapse de girebilirim. Sabık Maarif müste- şarı Emin Bey Dünkü gazetelerden biri vekâ- let emrine alınan sabık Maarif vekâleti müsteşarı Mehmet Emin beyin hakkını aramak için Dev- let Şurasına müracaat edeceğini yazıyordu. Dün bu hususta yap- tığımız tahkikat neticesinde bu baberin doğru olmadığını öğ- İ rendik. Kadın birliğinin irşat heyetleri Geçen haftadanberi > köyleri dolaşmakta olan kadınlar birli- ğinin irşad heyetleri bugün ve yarın seyahatlerini bitiriceklerdir Heyetler mıntakalardaki köyleri dolaşarak her eve (gitmişler, basta çocuklara ilâç vermişlerdir. Heyetlerle birlikte giden doktor hanımlardan bilhassa çok istifa- de edilmiştir. Heyetler döndük- — sanra rapor hazırlıyacaklar- mühim tesirler göste: Samsun, tütün piyasasına hâkim olan bir yer olduğu için burada kaldı. ğım birkaç gün zarfında bu İşle meşgul olmak fırsatını buldum. Same! kı tütüncü. lükle iştigal ediyor. Fa- kat tütüncülük , Samsunda, iki sene- denberi mühim bir buhran devresi ge- çirmektedir... Birçok tüccarın ve zürra m elinde iki üç (senelik stok mal var- dır. Bu malların alıcısı yoktur, Ge rek ticaret ve gerekse köylü mahsulü ne mukabil bankalardan para almış tır. o Tütün satılmayınca da bu para ödenmemiştir. Her sene alınan püra- ların faizi ödenmektedir. Bu gidişle, hemen birçok tütün tacirleri o rehin olarak bankalara tevdi ettikleri tütün leri sadece fasze karşılaştırmak mecbu' riyetinde kalacaklardır. Bu yüzden bütün Samsun, umami! bir endişe içindedir. Samsun vilâyeti- nin heyeti umumiyesi itibarile istih- sal ettiği tütünün miktarı 75 mil yon kilodur. Bunun üç (milyonunu Samsun vermektedir. Tütün ziraati İ- Je iştigal eden köylünün adedi ise 4500 kadardır. Samsun tütüncülüğünün buğün düş- — Durunuz, dedi, vaziyet fena. Vapurda aydınlık o yörüyorum. Van Den Boş öyle tenbih etmişti. Aydın Irk görünce tehlike var. Ben gidip bakayım ne var ne yok, siz bekleyiniz. Gitti, biraz sonra endişeli bir yüz le geldi. — Rıhtımda kayık yok, Muhakkak bir şey oldu. Dönelim, — Pek geç kaldık Aleksandr, bak, takip edilmişsin. y sun vilâyetinin hemen kısmı azamı hal; 5 — VAKTE 5 Ağustos 1931 — Seyahat mektupları Samsunda tütün ziraati Köylü bu seneki mahsulü itina ile yetişti- riyor. Bu hareketin tütün satışı üzerinde receği muhakkaktır. tünleri. ayırmağa başlamışlardır ki bu sayede (eski tütünlere de slıcı te delmin edileceği tahmin olunmaktadır. Hele bu seneki İköylü tarafından çok itinalı bir suret te istihsal edilmeğe çalışılacağı anla» şılıyor. o Bizzat, tütün tarlalarında köylülerle temastan aldığım intiba bu- İdur. Tütün, tarlada nema bulduk- dan sonra, kırma başlayınca, evvelâ (dip) denilen kısım — ki en alt tarafta balunan yapraklar — hiç toplanılmıya- cak ve doğrudan doğruya tarlada im ha edilecektir. Diplerin üstü de ai lacaktır. (Bel) denen kısım nadiren £ Lnacaktır. Havalar iyi giderse yalnız İ(doğruk) tütünlerini o alacaklar, iyi İgitmezse onu da almıyacaklardır. Sa- dece doğruk altı almacaktır. ) Halbuki evvelee, almıyacaklarını söyledikleri tütünlerin hepsi almıyor. du. Şimdi bu tedbir yüzünden ev. velki istihsalin üçte biri elde edilmiş olacaktır. Geçen seneler mahsulünün elde kal masının bir sebebi de tütünlerin (he venk) halinde istif edilmesi idi, Ame rikalılar, fabrikalarında işliyecekleri tütünleri, Samsunda istüf ameliyesi ücretlerinden istifade için doğruca tar 1981 mahsulü, © Filhakika dev gibi birisi bize doğ” DE * İru yaklaşıyordu. Yukardan aşağı bir MNG ayı postuna bürünmüştü, © — Herr Bergman, diye almanca — Yarısını derhal, yarısını da hü“) orgu, Van Den Boşun duttan çıktıktan sonra. Vapurda bir komiser var, O çıkmadık Ve hemen kendisine 30,000 ruble-lca içeti giremezsiniz. yi saydım. — Ne zaman çıkacak? — Yarın, gece yarısı hareket ede) — Vapur kalkmca, Bolşevikler şüp: ceğim. Geç kalmayınız. Dostunuz valhelenmiş olsalar gerek, Dün vapura pürun nerede olduğunu biliyor. O Fa-İyiyisi geldi. Birçok şeyler sordu. Yan kat eğer (takip edilirseniz akın billden Boş vapurda yoktu, Nereye gitti meyim demeyiniz. ğini öğrenmek istiyordu. Dikkat et; Van Den Boş gitti. Ertesi gün, esİşim, vapura döndüğü vakit takip edi- ki apârtimana Aleksândri gönderdim.) yordu. . Birazevvel komiser geldi elbise “ve Şmaşıt 1 drrdim taifeyi gözden geçirdi. Şimdi Vanden Boş ile kabinesinde içiyorlar. Komiser, biz kalkana kadar vapurda kalacağımı söyledi, Sizde ancak o 24“ man bineceksiniz? — Nasıl? — Komiser rıhtıma çıkar çıkmaz, bulut gibi sarhoş olacaktır. — 60,000 ruble, berber, saktlrmı bir kaptan gibi tıraş etti, bir bahriye zabitine benzedim. Ayrı ayrı yollardan gidip (Kazan) kilisesinde saat 11 de buluşmağa karar! verdik. Vapura son dakikada binecek. tim. Çünkü Bolşevikler o vapurda, kalkmadan evvel taharriyat yapabilir lerdi. tğü “faka, vaziyetin sebâht ŞüdürrU. lada iplere dizilmiş alıyorlardı. Bu İş mumi harpten sonra, bütün dünyada köylünün kolayına gittiği için onun ta stok. tütün kalmamıştı. Gerek. Avru- atından da isteniyordu. İlk sene pa, vegerekse Amerika fabrikaları, |), yüksek fiyatlarla satın alınan he ellerinde işliyecek tütün olmadığı İçinİyenk tütünlerini, sen seneler, Ame hemen Samsuna hücum etmişler ve al-İrikalılar, tarafmdan yüzde 40 » 50 ten tı ökkasr 24 liraya kadar tütün satıl-İzilâtla alınmış, ayrıca yeşillere para mıştır. Evvelce pek mahdut bir saha|verilmemiştir. Bu yüzden köylü çok tütün zirâatile iştigal ederken, fiatla|mütezarrır olmuş, Amerikalıların bu rın bu yüksekliği karşısında, bir çokloyunu karşısında, tütünleri hevenk de yerler ve kimseler de tütün ekmeğelğil (denk) yapmağa © başlamıştır. başlamışlar, zürra, az masrafla çok Denk tütünleri ise Avrupalılar tara para kazanmak endişesine düşerek is'fmdan alınmakta ve hem de memle- tihsal edilen tütünlerde hile çarele/kette bu yüzden geçinen samıf maişet “baş vürmüşlürdü, , Sontâları(lerini temine muvaffak olmaktadırlar. Avrupa ve Amerika İhtiydemi bu şe, o Samsundaki tütün köylüsünün tü kilde tatmin edince, tütün almakta|tünleri satım yolunda ittihaz etmiş biraz daha İtinalı o hareket etmişler.Joldukları bu ciddi tedbirler sayesinde Hileli tütünleri, “fena işlenmişleri katİtütün piyasamızın eski o vaziyetini iyyen" almamağa başlamışlardır. O/alacağını tahmin etmek güç değildir. zaman, zürra ve tüccarın elindeki! yyyerir ki (o bütün mesai bu gayeyi tütünün hemen kısmı <âzamı iskarta|masruf olsun ve daha çok (teknik Gece fırtınalı idi, Sokaklar tenha| idi. Yağmur yağıyordu. Aleksandr.! olarak kalmış ve tütün satışı börlece|cihetler ihmal edilmesin. Her halde Filhakika bir sanf sonra rıhtıma) Kirdenbire durmuştür. bugün Samsundaki zürra ve tüccar yanaşan sandaldan kütük gibi birisini), ,, e çüccar vaziyeti geç an-İçok temiz bir hal ihzarına çalışmakta dan şüphe bile etmiyordu. Aleksandr bir gün iri yarı, <ar kıyafetli birisi ile geldi. takdim etti: — Mösyö Van den Boş, Holandalı dır. Buraya ticaret maksadile gelmiş tir. Hususi gemisi Neva nehrindedir. e meseleyi anlattım. Size yar drm edebileceğini zannediyor. İla tam saat 11 de buluştuk. Beni w- zaktan görünce işaret etti ve bir köşe- den saptı, kayboldu. Yetiştim, Buluş- tuk. — Her şey yolunda, dedi, rıhtıma, kadar gittim. Vapur bekliyor bir as kerle bir komiser saat 8 de vapura gittiler fakat hemen döndüler. Ben tüc- Bana çıkardılar ve onun yerine sândala ben lamüşlür, yeni sene mallarını, âlerldir, bu katiyyen inkâr edilemez. İyi bindim. istediği ilde işlemeğe ve kat-malların da Avrupa ve Amerika pi. Pervane sularda dönmeğe Başlayın /2 ye R en — hile yollarına sapmamağa ka-İyasalarında revaçsızlığa uğramıyacak - primer > e pi vekmiğler, Bu yüzden 1980 senelları hatırdan geçemez. Bir, iki defa rogradı üler, imüzde|si mahsulü kısmen salmıştır. Taleniyaptıkları tecrübelerle iyi tütün istih deniz kri mmlik are Samsunda bu mahsulü almakta olanisal edildiğini gören alıcılar, mutla ve Londra vardı. beş alcı vardır. Ayrıca tütün inhi-|ka koşa koşa Samsuna gelecekler, dün Şafak söktü. “İngilteredeyim. E-İsar idaresi de bu alıcılardan arta ka|yanın en nefis tütünlerini yetiştiren Şüpheli bir şey gö i m gibi yaparım.|vimdeyim. Emniyetteyim, bağ 2 NSMMMNGS in” hüma Depsiiii deli Sidney Nelli İmaktadır. Bü temizlik sayesinde ye- Sirer Nal Talralindan heyecan |ni mahsulden hemen hiç kalmamış gi ikkatli davranınız. kı bir kısmını burada bitiriyor, Yarın! bidir. ” Em önden gönderdim, ar|karıs Pepita Reflinin, Onun nasıl) (Köylü ve tüccar temiz işlenen mah. kasından, uzaktan takip ediyordum.| kaybolduğunu anlatan hatıralarından salün satıldığını görünce, eskilerinde Rıhtıma gelince bana durmamı işeret başlıyacağız. Bu kasım, Kisa olmaklalde bir temizlik (yapmağa başlamıs, İetti ve yanıma geldi, beraber daha çok heyecanlidır. evvelce ; her cinsi de karıştırılan tü — Bergman, z Bilir misiniz rus ebiyi Me (5 girdabından ne çıkardı? yalnız Dos|ruhu vardır. Rus fahişesinin hayatı! dü unce toyevskinin o “Cinayet ve ceza, ese- İne kadar elim ne kadar fecidir, © ızlar çu ura $ ER an , Şoneşka Marmeladoru.. mu-|nun yaşayışında, itikat. ulüv, Mika yani rus köy akkında ise bir) yıtlık, sukut yeisi, cehalet, safdillik, m eser yazılabildi fakat öyle bir eserİmbır” ve hayasızlık rezeolmuştur, LZ ayr Çeviren : M,Gayur ki İnsanın başının üzerinde saçlarını Yataklarınıza aldıklarınıza bakı. Kii e peri Meri bahsettiğimi!nz! o Onları dikkatle gözden geçiri Ya-jtidarı ile bu mevzula meşgul olmak is anladınız değil mi niz. Ancak 12 yaşında olan kızları an Kapıcının köpek kılı gibi sert) Oo Lehonin yavaşça fısıldadı; dırırlar. Kader onları fuhşa sürükle görünce içinden: — “Zulmetlerin kudreti, değil mi?) gikten sonra fazla inkişaf etmeksizin dabir arası) o Gazeteci genç talebeye bir mlanef- yaşamışlardır. Çocuklar gibi, - yarım Holandalıya almanca teşekkür € Hemen saklanınız. o Eğer vaziyet dü > zelmezse eve dönünüz fakat dönerken — Anlıyorum, dedi, her halde müşkülâttasmız. Bu müşkü İâtın cinsini öğrenmek istemiyorum, bu bana ait değil. Fakat pek tabit © anlarsınız ki mösyö. mösyö- İsmimi arıyordu. Şu ismi verdim: o Yazan : Aleksendr Kuprin Belki de zamanları yoktur. a hut © bu cihanı içine girip de onu|tedi. AManelere katılmaksızın soğuk kanlr/saçlarmı fedakârlıkla tetkike ( cesaretleri “Elbet bu adamın Samsun tütünlerini seve seve; > hatta biribirlerine rekabet ederekten alacak- lardır. Ve zannediyorum ki, Samsun köylüsü de iki senedir çektiği sıkıntı dan mütenebbih olarak daha ax mas raf yapacak ve biraz tasarruf esesları na riayet edecektir. dan bir istifade Platonov sordu: — Serj Ayvanoviç niçin bunları bizzat hulâsa etmek istemiyorsunuz? Mesele ile o kadar alâkadar olmuşsunuz ki. Platonov meyusane tebessüm etti: — Tecrübe ettim. Fakat muvaffak olamadım. Böyle bir sa'ye girişir giriş mez mevzuun haysiyetine halel © ge tiren tasvirlere kaçıyorum. Yoktur, Manmafih bir himmet eden ol| yardır.. e dedi. Gözü alâlede ogöreltarlık nazarı fırlatarak: saat sonra ne yapacaklarmır bilmeden Bir gün Terehov meşhur Terehoy 30 “he ulvi, ne'canlı ne hakiki Dir) yildiklerinini tespit etti. Fakat daha| | — Evet- Ser vücude getirirdi. ileri — gitmedi. Ne yalan söylemek Ramzes gayri ihtiyari bağırdı? / |. de krkutmak istemedi. Sadakati — Bu bapta yazılan birçok şerlerİ emsnisiz olan bu müellif biraz mu kar jiklerle iştigale heveslendi. o Şayanı vi İlarzı tefekkürünü nüfuzu nazarile i- — Yazıldı. Fakat m hata etmekle berâber milletin muz- ei ki umumhanelerin "İlm henüz o kimse meşgul olmadı Çehof saf ruhu ve yüksek ik:| tarz ittihaz Anton eyledi. İlik bir şema addedilmeğe şayestedir. bere: Jatönov Mikayıt bir tavırla mukal avret değil midir ki wüjiğin lisanı, eden Platonor birdenbire asabileşti ve tam bir emniyet dahilinde zamanla.|buraya gelmişti. Gidip onu gördüm rını geçirirler. En düşkün, en ihti-|ve birçok vak'aları kendisine anlatarak yar, en yorgun en sakat kızlarda bu lâ| bunları mevzu ittihaz etmesini söyle kaydiliği gördüm. İçlerinde daima kuğ|dim. Beni dikkatle dinledi neticede ana kadar sükünetini muhafaza)retsiz bir şefakat, lüzumsuz bir merha|dedi kiz İ , oİmet vardır. Meselâ. “ Gücenmeyiniz Platonov fakat ki — Bunu yüzlerce defa söyledikleri) (o Platonov arkadaşlarını gözden ge.İme tesadüf ettim ise dımağıma bir ta ni duydum, Halbuki çok yanlış . bir|irdi sonra yorgun bir tavırla sözünü|km süjeler sokmağa çalışmıştır... Dedi. Yarçenko kendine itimat et- tiğini gösterir bir tavırla dedi ki: — Doğrusu Soneçka tipi psikolo- ruhu karşısında ihtiyatkâr bir)fikirdir. o Zelilâne mesleğin tasviri ve|bitirdi: kaba (sözlerin tekrar edilmesine rağ-| — Zaten ne lüzumu var ki.. On sene (Bitmedi) ala