5 iie ii Volterin Sınıf Arkadaşı Tarihe geçen bir Meşhur serseri Kartuşun hayrete şayan maceraları Bir kahraman (gibi hakkında ki-laileler mezdine yerleştirmeğe memur! taplar ve manzum ve mensur tiyablidiler. Bir hayli o meyhane sahipleri ro piyesleri yazılan ve zekâsı, ma-'de cemiyete mensuptular, Haydutlar hareti, cesareti, muaşekaları ve cür'|mezkür meyhanelerde gizlenirler, yer. etkârane haydutluğu ile kespi iştihar ler, içerler ve yatarlardı. meyhane eden (Kartuş — Cartouche) bir mey-İlerin ekserisinin arka bahçesi ve tu hanecinin oğlu idi. 168 te ba-İzakları vardı. Pusuya düşen zengin risin (Kurtil — Coutille) (mahaller orada soyulur ve bazan da öldü lesinde dünyaya geldi. rülürdü. Parisin muhtelif mahallele Babası onu (Luvilögran — Louls — rinde mukim birkaç cerrah (Kar- le — Grand) mektebi o idadisine leyli tU$) ün hizmetinde » bulunup polisle yazdırmıştı. O tarihte (Volter — Voljmücüdelelerinde yaralanan mlarını taire) de ayni mücssesede tahsil edi.tedavi ederlerdi. (Kartuş) un birin yordu. Müstakbel müellif, şair ve fi-'ci muavinleri zadeğin sınıfındandı lesof sayü gayretile sınıfınm birinci.Jlâr. Merkum emirlerini onlar © vasr- liğini kazanaırken hayliz (Kartuş)/tasile çele azasına | tebliğ ettirirdi. dümende olarak arkadaşlarının Gara bulunan birsürü hırsız lerini boşaltmakla Ovâkit geçiriyor.!ve katil kendisini şahsen tanımazlar. du. Bir gün yakayı ele verdiğinden!di. mektepten tardedildi. Bu hadise üze| (Kral (On beşinci Luvi) nin sabave- rine birkaç ay ailesi (o nezdinde kal-İti münasebetile naibi saltanat olan dı. Bu yaramaz genç o sırada ma-İ(Dük — Dorlean — Ducd'Orldans) nin hallenin en güzel kızına teaşşuk etti.lsarayından © bir çok Küymettar eşya Sevgilisinin arzularını ve kaprisleri-|ve ezcümle (o müşarünileyhin ve bazı ni iera edebilmek için ; babasının ka-İprenslerin altın okabzalı kılıçları ça- sasından para (o âşırmağa (başladı.llındığından veicra olunan en derin | İ Nihâyet foyası meydana çıktığından|tahkikata o rağmen hursızlar o bluna- evden firara mecbur oldu. Şehirlmadığından naibi saltanat kılıç kab! haricinde bir müddet (o serseriyane/zalarının kaplama çelikten imal © dolaştıktan sonra vaktile bir pana- yırda tanıdığı göçebe çingenelere rast geldiğinden derhal onlara iltihak ey- ledi. Beş sene bu yeni dostlarile Fran- sanın her tarafımı gezdi. — Bu uzun temas sayesinde hırsızlığın incelikle. rine dair aldığı dersleri mektep! - taplerından çok iyi öğrendi. Ve hatta Çingenelere taş (bile çıkarttı. Mürür zaman ile sahtekârlık, kumarbazlık ve,dolandırıçılıkta da ihtisas peyda vi Asker toplıyan (1) omemurlara Tanmasına karar vermişti. Son çal kılıcın kabzasının — altın ok madığım gören (Kartuş) saraya yön derdiği . bir mektupta: “Memleketin birinci hrsızı olan (Dük — Dorlean) m ayni san'ati jera eden mütevazı arkadaşlarının İstifadelerine mani ol caiz değildir, cümlesini yazmıç dırdığı ması tı. Çete meelisi idaresi tarafından ta: edilen mucibince bütün, aza âmiri mutlak olan (Kar tuş) a sadakat ve körkörüne İtaat zim talimatname ibirler alındı. VAKIT — Temmuz 1931 haydut onu yine Parise cezbeyledi. İlk işi şürekâsına (tahsis ettiği mıntakalar' da cereyan ©der vakay; hakkında râporları tetkik etmek, lâzım gelen talimatı vermek ve her birine gösler diği hüner, liyakat ve maharet de recesinde omuamele eylemek oldu. Müstebit ve gayri mes'ul bir hüküm- dar gibi evamirinin — Dile itiraz icra) olunduğunu gördükçe (teklifsiz de larına kendisinin tebeaya, müdahin- lere, metrcslere ve o hazinelere malik hakiki bir kraldan farkı olmadığı- nı makamr iftiharda söyledi. Bütün zabita memurlarının yakalayamadık, ları bu tehlikeli caniyi nihayet mah! remi esrarı ve en nadık dostu (Dü! şatele) ismini taşıyan © adam tevkif kususunda o mevcut mükâfatı nakil yi almak için hükümete ihbar etti, Binaenaleyh 6 Teşrini evvel 1721 de (Kartuş) Lepistole denilen meyhane nin üstündeki odada gece yarısından sonra uykusu arasinda ele geçiril- di. Derhal sevkolunduğu den kaçmağa . çalıştığından (Konsi- yerjeri) zindanına nakledildi. Ve mu hafazası hakkında pek şiddetli ted- Muhakemesi esnasında hapisane *İbindiği için hepimiz onun yahudi oldu imuallime, veya daktilo olması Bereli Kadın- Her sabah 840 vapuru ile iner, 8.45) vapuru ile dönerdi. Kuzguncuktân Yazan 1 Fikret Âdil — Ay, sen tanıyof musun? — Nasıl tanımam, kaç senelik yök cum. — Ha. Evet. hayır. şey. Kim aca- ba, merak ediyorum. — Yallah kim olduğunu bilmiyo rum amma, pek sağlam ayakkabi de- ğilmiş. — Yok canım! Bu ittihamı, karıma yapılmış gibi Almmıştım. Hayir, bu kız, bir senedir hiçbir kimse ile bakıştığını bile görme- diğimiz bu kız. olamazdı. ... ğunu zaneder, ârasıra elinde türkçe! bir roman görür, tereddüt ederdik. Bütün arkadaşlar, beresini kaşına cap kınca iğmesini bilen bu gönç kızlr ta- nişmek için ayfı ayrı teşebbüslerde bu! Tunmuşlar, ben de dahil, hiçbirimiz mu- vaffak olamamıştık. Kim olduğunu bilmiyorduk. Me- raktan da çıldırıyorduk. Kızın ismini, cismini, nerede çalıştığını öğrenmek, nnedersem, kolaydı. Bunun için en iptidai usul olan takip kâfi idi. Fakat hiçbirimiz bunu yapmak şöy le dursun, aklımızdan bile geçirmiyor- duk. Çünkü, kız, bizi, sadece vapurda alâkadar ediyor, tahrik © ediyordu. — Esasen, hiçbirimizin vakti buna müsa- it de değildi. — Yavaş yavaş bu öyle bir hal aldı ki, pek nadir olarak vapura gelmedi. ği zamanlar, bir eksiklik duyar, sanki kaptansız bir vapurda gidiyormuş gibi olurduk. Tahminlerimize nazaran bu kız lâzım- geliyordu. Acaba nerede çalışıyordu? Onu tanıyalr — eğer “buna tanımak demek caizse — bir sene olduğu hal- de hiçbir şey öğrenememiştik. Vapur köprü iskelsine yanaşımca bekledim, Kaptan köşkünden, gözlerim le bereli kızı takip ediyordum. Her za- manki sessiz, masum halile önüne ba- karak yürüyordu. Merdivenlerden köp rünün üstüne çıktı, Galata tarafına doğru yürümeğe başladı. Bir an, onu takip etmeği düşündüm ve fırladım. Köprünün Üstüne gelince, uzaktan be- resini gördüm ve hızla yürüdüm. Ona yaklaştıkça içimden bir utan- ma hissi yükseliyordu. Onu takip et- meğe hakkım olmadığını, tanımadığım bir kimsenin hususiyetine, müsaadesi olmadan giremiyeceğim; düşünüyor va bu fikrin kafamda yer bulmuş olması na bile tahammül etmek istemiyordum. Bununla beraber bilmek, öğrermek ar- zusu, merak, aklı selimime ve uzviye- time hâkim olarak yürüyüşümü onun- O sabah zeç kalmıştım. Ancak 10,10 kine uyduruyordu. vapuruna yetişebildim. İskelede, bir O güne kadar kendimde hiç şüphe müddet, işe gidip gitmemek tereddüdü! etmediğim bir takip hassa ve mehare- le bekledikten sonra, işe olan merhu-|gi ile, önümde gidenleri kendime siper soğuk kanlılığını sükünetini ve neş'e- sini kaybetmedi. o Arkadaşlarından bir çoğu tevkif olunarak (© kendisile yüzleştiridise de iki taraf yekdiğeri- tanımıyor gibi davrandılar. (Kartuş) hüviyetini inkâr ile is minin (Şarl — Bürginyon) olduğunu Adia etti, Annesi ve küçük biraderi! ıfından İanınmasına ve lenmeleğ . rağmen (iddiasinda esrar eyledi. Çünkü rüfekasmın kendisini kurtara| caklarından - t#mâmile emindi: Fakat günler geçtikçe etrafında muhafız. ni hile ile adam tedarik etmekliğin kâ” hi bir iş olduğunu (Kartuş) haber al. dığından boş zamanlarını bu ticare te hasreyledi. Lâkin bir gün kendi . side tuzağa tutuldu. Ve askere kay dedildiğin; gördü. Başa gelen çeki- lir fehvasınca bu magihani (felâket- ten çok meyüs olmadı. Hizmeti as keriyesi esnasında vazifesini (hüsnü ifa ile âmirlerinin teveccühünü ka- zandı. Ve müddeti hitam bulunca Parise döndü. Orada (1) Eiyevm her memlekette kabul olunan ahzi asker kanunu o vakit mev cut olmadığından efradı askeriye me murini mahsusası marifetile topla nırdı. Bu memurlar delikanlıları, kandırırlar, sarhoş ederler ve deftere #mza ettirerek asker yazarlardı. Hat td harbi umumiden evvel İngilterede edeceklerine ve ocemiyetin esrarını hiç bir zaman ve en büyük tehlike- lere maruz kalsalar bile ifşa etmi iyedeklerine dair tahlif olunurlardı. Gammazlık edecekleri haber alman idam edildiler, istintaktan sonra (Kartuş) kısa boylu, sevimli çeh-i reli, hazır cevap, şenü şatır bir oPa ris çapkını olup boynunun kısa olma! sından ona (yavru) ve (Burgony Bourgogne) şarabını çok sevdiğinden kum zabıta — memurlarına meydin okuyarak umumi mahallere ve tiya*- rolâra yalnızca giderdi. Kendisini! taniyıp yaklaşmak istiyen polisler kuvvetli nazarının ve < ceplerindeki asla boşa gilmiyen © iki tabancanın Kr zu dari tesiri altında onu selâmlıyarak yol- meli larma devam ederlerdi. — Zabıtanın Kendisi gibi askerliğini bitiren ve) ae; tecrübeleri vardi. (Kartuş) un işsiz ve ekmeksiz kalan arkadaşların) gan kullanmaktaki mahareti göze dan bir haylısını etrafına (toplayıp lerini yıldırmıştı. irtikâp ettiği bir haydutluğa şuru etti, Sayarı hayret) ok gekavete > rağmen kadmlara kar el çabukluğu, soğuk kanlılığı, okuya gösterdiği hüsnü muamele ve ne- vet ve cesareti sayesinde çetesinin|,,, 4 e. fıkaraya İbraz ettiği muave- efradı üzerinde büyük © bir müfusülne, merkum ayamın muhabbet ve te yardı. (Kartuş) m çevikliği ve sür'ati veceühüne mazhar olmuştu. hareketi o derecede idi ki takip olum; ! Fakat, Pariste her gün vukua ge iğ yakit. hile, Gaiabass, Enki BATİ “keriz 've “itüig'” Etiler yarak evlerin (pencerelerine Sıkar) dolayisile as#yiş tamamile muhtel ol damlara tırmanır, © bacalardan iner duğundan hükümet bu korkunç hay ve evden eve atlıyarak zabıtanm Sİ dodu ele geçirmek için fevkalâde Tinden kurtulurdu. Teşkilâtı pek MÜ) şeğbirler “ittihâz eyledi. © İşin sarpa kemmel olan bu eşkiya sergerdesi- sardığını gören ( (Kartuş) (o Paristen min poliste, karakollarda, mahkeme uzaklaşmağı münasip buldu. Kıyafe- ve hatta saray o muhafızları ve uşak! ; değiştirerek ve çehresine başka ları arasmda şerikleri ve bütün öya-)yi, şekil © vererek eyaletlerde dolaş Tetlerde adamları vardı. tıktan sonra (Bar — sür — Sen) kasa| Haydut çetesi için bir çok kadın |basında (Şarl — Burginyon) (o hami Jar da bulunuyordu. (o Bunlar yataklaltında bir aile nezdinde İkamet et-| vasifesini İfa ederek çalınan eşyayılti. Lâkin orada da çok kalamadı. ve erkek ve kadın ( azayı)Ötedenberi alıştığı hayat ve faaliyet lardan gayrı kimseyi görmediğinder. ve bütün ümitleri boşa çıktığından her şeyi itiraf ve şürekâyı cemiyet-| lerini ihbar etti. Mahpesde (Kartuş) u mahafili 4. iki aza bir gece İçtimeynda sathi bir|liyeye mensup bir hayli zevat ziya-| ra, sefalet. ve. sukutu ret etti, Kemali muvaffakıyetle sah- neye konulan (Kartuş) onamında üç| perdelik — tiyatro piyesinin o müellifi (Lezran) hissei (temettü olarak mü- himce bir meblâğ teklif eyledise de kabul ettiremedi, Hatta (Kartuş) un müdahele ve ricası üzerine mezkür piyesin (oynatılması menedildi. Zira (Burginyon) lakapları vermilşti. Mer), haydut bütün Fransa tarafından!liği arasında o kadar biribirine karış mehtaba Oâlmmasını protesto etmiş- ti. (Kartuş) 28 Teştinisani 1721 tari- hinde iken (Grev) meydanında idam olundu. Lütfi Simavi tiyetimden ziyade vapura binmek iti- ederek bereli kızı bir ân gözlerimden yadı ile İstanbula inmeğe karar ver- kaybetmiyordum. Tünele geldik. O sâ- dim. Kendi kendime: atte tünel alelekser tenha olduğu için — Nesil olsa, diyordum, geç kal-İiçeri girmeğe korktum. Neden, kimden dim, öğleden sonra gidip çalışırım.İnicin? yahut, şöyle biraz Beyoğluna çıkar) © Bu suali, ömürlerinde İlk defa dolaşırım. bir kadın takip edenler kendi kendile- Vapurda, kaptanın yanma çıktım.| rine sormuşlar, fakat bir türlü kat'i Kuzguncuğa yaklaşırken içimde halbir cevap aİnmamışlardır. Bu, mikro. fif bir ürperme oldu. Bütün kuvvetle-| ha bulunamamış nezle hastalığı gibi rimle, kızm da benim gibi gecikmiş ol-İrahatsızlık, bezginlik veren bir histir. masınt İstiyor, maamafih buna ihtimal Büyük bir azimle geri dönmeğt ka» vermiyordum. Bir aralık o kadar Şid-İzar yerdim. Ve döndüm, Köprüye doğ- detle istedim ki kıza acıdım. Çürkül,,, yürüyüp satin dibinde durdum, ne onun gecikmiş olmasının kendisi için yapacağımı düşündüm. Evet ne yapa- bir facia olabileceğini düşünüyordum:| caktım? Hiç. İşe gidebilirdim. Fakat — Kim bilir, belki geciktiği içinİdemin sarfettiğim gayret, o gün için patronu gündeliğini keser, yahut - Ko-| bende çalışmak arzusunu öldürmüştü. var,. Evde besliyecek bir annesi bir kül Beyoğluna, bir sinemaya gitmeğe ka» çük kardeşi vardır, aç kalırlar, son-İrar yerdim. Geçen tramvaya atladım, Galatasarayında indim, yavaş yavaş diye hemen bir senaryo tertip edi-İyukarı doğru yürümeğe başladım. Ni- yor, kendi kendimden © utanıyordum.| yetim, Bursa sokağında bir evin ikinci Bu aralık vapür Kuzguncuğa geldi ve) katındaki tanıdığım hususi hir rus le iskelede, bekliyenler arasında, onu gör|kantasında yemek yemekti. Daha şi“ düm. Demek önceden haber veren his-İnemaya vakit vardı ve karnım açtı. sim aldanmamıştı. Yahut da “sadece Tam Bursa sokağını sapıp Jokan- bir tesadüf, taya gireceğim sırada, (Yeni yol) s0- Hayal ile hakikati; boğazın o an.|kağına bereli kızın saptığını görmiye- Tatılmaz ve her gün başka, yeni güzel-)yim mi? Artık bu sefer kat'i bir surette onu tırmıştım ki, bir an, gidip kızdan 4f takip etmeğe karar verdim, ve: arka- dilemek aklımdan gecti, Bereket ver- sından sokağa saptım. sin kaptan: Bereli kız, acele acele yürüdü ve — Ne o, hazret, dedi ve düşünce-| sokağın nihayetinde durdu, döndü, ar lerimi durdurdu, bereli kıza mı dal-/kasına baktı. Bir kâpınin zilini çal dm? yormuş gibi yaptım ve ona arkamı döndüm. Yan gözle de bakıyordum. Tekrar yürümeğe başladı, Afrika ha- nınm kapısmdan girdi, öteki kapısın dan çıktı, sola saptı, ve solda son ev. lerden birisinin kapısını çaldr, durdu. Ben sokak başında durmamak ve ayni sokağa girip kendimi göstermemek için geçtim, hemen döndüm, karşıdaki ah- çı dükkânmın camından onu seyretme ğe başladım. Bir müddet sonra kapı açıldı, kız içeriye girdi. ... Bereli kızın sırrını öğrendim. Ba- aa dedi ki: — Her şeyi artık biliyorsunuz. Sizden #usmanızi rica edeceğin. İster seniz size de, susmanız için bu evde, her kese, bir oda gibi Kiraladığım vücudü- mü verebilirdim, — Çünkü görüyorum ki benimle alâkadar oluyorsunuz — fakat emin olunuz ruhum bakirdir, ve insanlara kinle doludur, ... Onun elini, annemin elini öper gi ! bi hürmetle, şefkatle öptüm. | Kapıdan çıkarken, eve iki bereli kız daha giriyordu. | Fikret Adü