B (Üst tarafi 1 inci sayıfada) duyarım. Çünkü bu inkıla, asa idi elde edilen bütün bu akira e siri olmıyacaktı, Eli senelik ömrümü matbuatın yükselmesine vakfeden bi arkadaşınızım. Ma e Arap harflerine sene çalıştım kılâbı milletin hı, etti ve bunun işimin ka asim ie si hemmiyeti artmıştıb ve mu ri vi tın, terakki ve inkılâp düm Mi ve ettiği neşriy, tm ti mıştır. Bey rez v : köylüler bu maze a ar ve fena haberlerle » Mesele bundan dolayı va ir. Çünki bir M3 büsbütün başkadır çöümizin tendiler, bir köy kahvesi , “ün dazımın aleyhinde? ona dl uzatıraa milletin an'anga; “Tİ . nesi yüklere dil nasara yensuruya » Halbuki harf in İr çapkın köy a. adatta bulunur Val susturulur, Bu göstermiştir ki bi lar, onların nüfuzu- istiyenler bir gün Mi muvaffak olabilir. haleti ruhiye yi ruhiyedir. Böyle bir Yitesi aleyhinde yete n, ge oto mek ve ha ? a müsade et bae yal Jemek hakikaten pek düşmanı değilim tatbik İN istbdadı altında yazı Yazmış bi edilen sansöre rağmen Matbuatta yane, #Yhülmuharririnim. rime, elik ŞaPtığım bu kadar hizmetle matbunt güce iK mesaime rağmen beni kiki bir yaşan! telâkki edenlere ha deniyeti a vat edebi ve matbuat me- sa ya di €rsi vermek istiyorum. Yok- hut mille ellerine âlet olarak, ya- kalkışan. Cahil kütlesini istismara ve dolay; kitaplar gazeteler satmak tiyenlerr “© kendilerini göster isi mek isi fesat ve İmkân ver- at aleyhi o Milleti o matbu. lerimle Kir sevkeden bu söz- bulunduğun, St matbuat aleyhinde riyeti matbu anlaşılmasın. Fakat hür- büyük! Di ei mutlaka mukaddesata, inkılâbı ya a Büyük Meclise hürmet, kışlar.) * apana hürmetle kaimdir. (Al , Efendi yim: Geçe; lemiyeceğim 1! r, bakınız bir misal arzede- gün bir gazete - İsmini söy le Ah B, Şöyle diyor. yl ey (Gazi Ayıntap) —i iu a İhsan Bey (Devamla) Seir SARIZ bu İursunuz. O gazete di. i Taksim âbidesi için para var İn verem hastanesi için par yoktur. Bünu yazan muhakkak ya delidir-ve yahut a haindir. i Saip Bey (Urfa).— Misyoner. almıştır. Ahmet Ihsan Bey (Devamla) — Efendiler düşünmüyor ki bu hide, bii. tün milletin istiklâlini bütün milletin gayretinin timsalidir. Bu yazıları ya- zanlar düşünmediler ki, a di sene! evvel bu mey a altı yedi işman askerleri geziyordu. Ali Salp Bey (Urfa) — Onlar mis- la? terbiyesi almışl: v Tarihi misaller Ahmet Ihsa vo ır beyefendiler; mke ita ir müntesih bu cereyanı çok az ta- : 1908 inkılâbı ol. temmuzdu şimdi a eni senei devriyesi yaklaşt- aa nin karşısında o bulunan e * evvelâ isyan o hareketini : ek namına kaldıran benim. 5 al İttihadı Terakki Ce, ni 5, eti Yapmak için yemin « a İl © vakit Mahmut Sadık mer. puharrirdik ve çalıstık, Bun “Yok. Fakat bizim he- i olark duğu zaman — ki 10 ehemmiyeti yler başladı. Ab- “ini tezyif ettirmek. ünkü onun nazarınd küme: n di. Ç Babrâli ba bütün matbaaya? başka idi. Ba it hi mez, Kıdır. (Ya simdi le matbuat saki bir arkadaşıma merkezi ve irfan ve: sesleri). Bazan da böy Tihtir. Bu silAğ söylediği gibi bir si. nırsanız vazifesini göran KAERI kulla. na karşı kullamılmazan g yağ GÜSMA: Dan alasım elinde bir saka er ar Ol Tur. O vakit Baha Tahir e ia Babâlide bir Çalrmbel eşgardı © da Kanun haricine çıktığı yaşı Kesildi. fakat tekrar açılırdı, Bir e ve matbaası bairadei iy i eden kapatıldı diye bir ilga 7e müeb- ba Tahirin matbaası imdi Ga Ee Yılmazın bulunduğu bin; ler). Akşam üstü baktı kapısında şöyle bir Te e çizi kapatılan mat niye açılmıştır, zam Rifat P mi kuyarak kös bir siyaseti y, a İdi K ZN matbaa; a var, Baira tbaa bairadei bu ir la özl > Du ilâ an gözle 0 05 gitti. Abdülhamidin ardı. O sarayı yükseltmek ek için böyle se#-İlisini kuran, inkılâbı yapan hiçbir za. ar kimi yüksel-İman iptidai bir millet olamaz, ne za- sormalı, söyle man olur? Ne zaman ki; miinevverleri ortadan kaldırırlar, o zaman iptidai- lik meydana çıkar. Halbuki münevver ler burada bulundukça hiçbir zaman Memleketin istirah; Uuşmağa, ilme, ate, huzara, ça- azilete sevkeden matbu- ri ocağıdır. Matbuat! efendiler,! n zi rriyetini isterim. Benim yarım asra yaklaşan matbuat hayatım bu va. dide geçmiştir. Biz büyük bir badire muttasıl Avrupanın bar ben bu tehlikeden korkmuyorum. Kadmlar şimdi açıldı diye bana hayatından devletin,!manidar unvanir meşrutiyet gazetesi ardır yazabilir. mamıştı, edepli olanlar başlarını yor- | matbuatın en eski vak'alar oldu. Yaşları müsait olanlar -İlerinin ve serserilerinin matbuat ve -Jellerini bağlıyacak bir kanun yapılma- İtoyu almadığından dolayı ben nişanlı- ik bir harpten çok uzun sene- ler devam eden mahrumiyetten yeni çıktık, bizim huzur ve süküna ihtiya- cımuz vardır, bu millet çalışmağa muh- taçtır, bu millet tahrik olunmağa lâ yık değildir. Rahat, rahat işi ile gücü ile meşgul olmalıdır. Eski tabir ile i- , herkes gücü ile meşgul! Bizimki böyle değil. İçimizde sebatkâr, çalışkan bir züm re vardır, millete kanaat gelmesi için buradan iyeyim ki: emin olsunlar, Hükümetimiz işlere dört elle sarılmış ve hayatlarını millet uğruna vakfet. mişlerdir. Fakat O matbuatın bu gibi şriyatına mâni olmıya maaitecssüf kanunlarımız müsait değildir. Ben bu takrir altına imzamı koyarken en bü- ük istediğim şey, matbuat şakilerinin önüne geçmek için mevcut kanunun İ- cap ettiği şekilde tadilidir. (Bravo ses- leri). Milletin çalışmasına mâni olmıya- caklar, rahat ve huzurunu ihlâl etmi- yecekler, millete heyecan vermiyecek- ler, bedbinlik saçmıyacaklar, Devletin ve milletin hariçteki ve dahildeki kre- disini bozacak surette yazı yazmıla- caklardır. Namuslu adamlara, aile hayatları- na karışmıyacaklardır. Bunir hep his- settiğimiz şeylerdir. Bunların hepsi de- mokratik memleketlerde mevcuttur, O memleketlerde bu gibi gazeteleri elle rine bile almazlar. Halk kendi mesle.! Zine ait gazeteleri okur. Bizde öyle de- gil, bir arkadaşımızın dediği gibi, bu- nu gazete yazdı dedi mi, her şeye İna- nılıyor. Mademki, halk gazetelerin yaz dığı her şeye inanıyor. Bizim için de milletin sadet ve selâmeti namma bu gibi neşriyatın önüne geçmek zarureti hâsıl oluyor. Size 1908 şeyinden bahse- diyorum: Anarşi, bunların maksatları anar. şi yapmaktır. Mukaddesata hücum, ondan sonra kabilse yağmagerlik, 31 mart hadisesi bunun güzel bir nümuünesidir, o zaman bazı notlar top- lamıştım, birkaç parçasını okuyacağını. “Meclisi meh'usan çoktan açılmıştı, Istanbul meb'uslarının intihap olundu. ğu gün Derviş Vahdeti atlı bir serse- bahsederler, Efendiler, gidenleriniz bi: lir. Ben gazeteleri okuyorum. Şimdi burada en mühim kanunla” rn müzakeresi yar. Onların lehinde ve aleyhinde gazetelerde mütalen. lar okumadım. Bunlarla meşgul olacak ken dedi kodu ile meşgul oluruz. Ya- hut çıplak resimlere geçeriz. Yahut ah- lâkı ifsat edecek romanlar neşrederiz. panın bir burjuvazi kısmı vardır. O da kadınlar açıktır. Bir kadınım e de on beş yirmi havlusu, çarşafı var- dır, Fakat onların kürklü mantosu yok tur, Bize öyle bir sınıf lâzımdır. Biz ka- dinları açtık, Evlerde bize arkadaş ol. sun diye. Rundan sonra bir babanın (patriyarkal) aile yapmasına o imkin yoktur, Kırk odalı konaklar yıkılıp iri- diyor. İşte muhterem arkadaşlarım si or. Benim istediğim budur. Matbuat hürriyetinin en eski bir âşıkıyım. Hem de çocukluğumdan beri. Hayatımda başka bir işe (girmedim. Yalnız on bir ay belediye reisliğim var dır. Bir de burada aranıza girmek bah. tiyarlığını kazanmığımdır. Matbuat hürdür fakat, kimsenin faziletine dokunmamak ve en mukad. des olan Devlet rejimine Devlet otori- tesine zarar getirmemek şartile. Artık hiç şüphe yok ki; muhterem Hüküme- timizin başında bulunan zat ve arkadaş ları ve bütün Meclis ne yapıp yapaca- gız matbuatr fazilete irca için icap ©- den kanunu yapacağız (Alkışlar). Matbuatın ehemmiyeti Yunus Nadi Bey (Muğla — Muhte- rem arkadaşlarım; matbust meselesi mevzuu bahis olduğu zaman hayatının otuz bu kadar senelik müddetini, yani hayatını onun uğruna vakfetmiş bir arkadaşınızın da bir iki söz söylemesi- ni fazla saymazsınız diye ümit etim ve bu ümitten cesaret ve kuvvet alarak bu kürsüye gelmeği bir vazife bildim. Matbuatın ehemmiyetini cümleniz takdir ediyorsunuz. Bunda şüphem yok tur. Buna sarih ifadelerle ve kat'i de- lillerle vâkıf bulunuyoruz. Filhakika matbuatın çok büyük olan kıymet ve| jtandaşlar bahsettiğimiz hadiselerdeki yanın insanca yüzlere, binlere ve ser vetçe milyonlara mal olduğunu gör- dükten sonra matbuatın o işlerde oy- şüphesiz bilhassa o an için pek muzır , inkü gayri ihtiyari ve gayri ka- bili içtinap mübalâğalara düşmekten kendilerini alamamışlardır. Bu pek mu matbuatı öyle alabildiğine bir serbest- çembere koymalıdır. Bugün yine 3sti rap verici bazı hadiseler önünde * ve muhterem arkadaşlarımı bu türlü mübalâğalara düşmekten tahzir etmek hissiyatına zebun bulunuyorum. Te birlerin ulu orta böyle şiddetleri han çocukluğuma ait küçük bir maceracığı hatırlatır. Bahçemizdeki ağaçlardan bi| rinde henüz uçmağa başlamış bir kuş! yavrusu görerek takip etmiştim. Ni ayet bir dalım üstünde onu yakal ım, Korkudan çırpınmalarile ben Gi cuğu da helecanlara uğratan kuş rusu elimde iken ağaçtan in cek- tim. Onu usul ile kuşağımın bir ke ehemmiyetini anlamak için onun bir an yok olduğunu farzetmek kâfidir o 24- man etrafınızı karanlık (o kap'adığını hissedeceksiniz bu kadar alıştıktan son ra dünyada neler olup bittiğini bilme- mek ve insanların neler düşünmekle olduğundan habersiz kalmak bü nihi yetsiz kâinat içinde dehşet verici bir sükâtun katlanılmaz ağırlıkları altın- da bunalmak, ezilmek ve boğulmak de- mek olur. Bu itibarla matbuat bugün (her milletin hayatında ve insanlığın terakki ve tekâmülünde birinci elzemi- yet derecesini haiz medeni bir tesis ol- mak mevkiini bihakkin işgal ve mu hafaza ediyor ve zannolunur ki zaman (la bu kıymet ve ehemmiyetini kaybet- mek şöyle dursun, bilâkis arttırıp gi- decektir. Hal böyle iken şimdi bizde olduğu gibi bazı memleketler de zaman zaman matbuattan çok ner şikâyetler) yapıldığı da görülmüştür. Medeniyetin biroçk faydalı yüksek müessesesi, de mek ki zaman zaman cemiyete ve İnsü- niyete zararlar da getirebilir, ısıraplar da verebilir. Mantteessüf bu da bir ha kikattir, Çünkü insanlığın daima mü»; tökâmil bu en kuvvetli müessesesi ba zı milletler için, daha doğrusu baz milletlerin bazı hayat devreleri için iki tarafı da keskin bir kılıç mahiyetini has, izdir. Böyle bir kılıç onu kullanmayı bilmiyen naehil ellerde kazalar ika © derek cemiyetin 1sttrabınr mucip olabi- lir. Meselâ 31 mart hadisesinde. Çek yakm bir tarih olmak üzere (Kendi memleketimizi göz önüne alarak hatırlı yabiliriz ki, Şeyh Sait isyanında, Me nemen irticaımda matbuatın oynadığı mes'um rolleri pek iyi farkeden vatan” daşların çok haklı bir iğbirar ve infial İile matbuat âleyhtarlığında çok ileri gittikleri görülehilmiştir. İ 31 mart hadisesini hareket ordusu bastırdı. Bastıramıyabilirdi. O zaman Türk tarihi başka cereyanlar içinde yürüyerek belki bam başka safhalar da hiterdi. z Mürettep, umumi ve irticaf Şeyh Set rinin çıkardığı Volkan ünvanlı bir ga- yete ortalığı karıştırmıştı ve © gazete o zamana kedar hakkında hürmet gös- terilem eemiyete müthiş, surette hücüm şdiyordu, arlık matbuatta nezahet kal mamışr, kül! beyik, serserilik, hafi- yelik ve ecnebi ellerine hizmet eden- lerin düşmanlığı gazetecilik hayatına intikal etmişti. (Aynen bugünkü gibi sesleri), O vakitki hatiramı okuyorum, “o Esnada (Edep yahu) diye bir gazete daha çıkmıştı zannederim ki en bu idi. Ne faide ki (Edep Yahü) (Na. müs yahu) sözlerini duyacak kulak kal ganlarının altına çekmeğe mecbur ol. muşlardı, Bu, böyle olup giderken bir takım hatırlarlar, bunların bir kısmı İttihat ve Terakki cemiyetinin hataları idi. Fena yollara gittiler, gizli gizli adam öldürdüler. Biz ne gizli gizli adam öl düreceğiz, — buna o kadar iman etmi. şim ki — ne de matbuatın hürriyetini tahdit edeceğiz. Yalnız matbuat şaki- millet aleyhinde bulunan düşmanların sımt istiyoruz. Şimdi efendim, sıra İle geliyorum. Bir de ahlâk ve fazilet aleyhinde olan a çık, saçık neşriyat meselesi vardır. Pek| âlâ bilirim ki; bu neşriyat iki kısımdır. Bizde ar kelimesini arsızlıkla karıştı. rarak behimiyetle biribirine kattılar, Eyet Venüsün statüsü de vardır, fakat nihayet bir aile hayatı vardır, aile için- de babaya, anaya hürmet ve faziletli bir kocaya düşmek hissini kendilerine telkin.. kızlar vardır. Yoksa durup du- rurken, benim eve getirdiğim gazete;| efendim bana nişanlım istediğim Dile mı değiştireceğim diye telkin ederse! mutlaka faziletin ne demek olduğunu! anlamadığımız gibi ayri zamanda fazi anmı Türk milletinin daima aklıse- letsizliği de telkin etmiş oluruz. O 23-İ)im ile beraber giden kahramanlığı ber man bu milletin istikbalinden, atisin-İ taraf etti. Aksi takdirde şimdi bu mem» .İden ümidimizi kesmek lâzımdır. Evet|lekette yalnız cümhuriyetin değil; hat! lâzımdır. Ben gazeteme 1917 senesinde|ta müstakil türklüğün yerinde yeller muharebe zamanında, o Hilâlinhmerelesebilir, şanlı bir varlığın sefil bir 2 hizmet eden hemşirelerin resmini bas-|let ve esarete inkılâp ettiği görülü kapanan) mıştım. Yoksa herkesin açık saçık ola-İ Menemen hadisesi behemehal yüksek Hande-| rak resmini hiçbir zaman basmadım vel mek azminde bulunan aziz Türk mil- nm İbasamazdım. Arkadaşlarım büyük Alimi tetinin bn tekâmül ve itilâsına karsı ya- »İlerin bir sözü vardır. Ifrat, tefrit müp-| pılmıs, fakat uyanık Türkün yılmaz i se-İtedi akvamın alâmeti farikasıdır ve bulhimmeti ile olduğu yerde bastırılmış dra-|beyfendilerin gazete satmalarile para) mezbuhane bir savlet oldu. Ancak hü- kazanmalarına yardım edecek olursak|tün milletçe bütün elemlerile hep Ka- bu iptidailiği kabul etmiş oluruz. Yok-|tırlarız ki milletin haysiyet ve menfa- sa efendiler; böyle Büyük Millet Mee-atine mutabık muvaffakıyetlerle ber. araf edilmis olan bu hadiselerin ner biri Türk milletine maddi ve manevi büyük ziyanlara mal olmuştur. O Yok yere masum bir tek millet ferdinin ve bir kuruş millet parasını ziyanını çe- kemiyecek kadar temiz fıtratlı olan va- anak takla çel İp yi İnarma yerleştirerek ağaçtan indim ve İner inmez hemen yavruyu çıkardım a- ma, heyhat ki zavallıcık kuşağın arâ sında şöyle böyle bir t ikten ve bel- ki biraz da havasızlıktan p gitmişti. Matbust alelrtşak Fena değildir Efendiler; matbuat alelitlak fena değildir, Bilâkis hatasız kaide olarak i- fade olunabilir ki mafbuat alelrtlak iyidir. Mutlak surette İyi olan her şey| içinde olduğu gibi matbuatta dahi zaman, zâman tıpkı güzel bir çiçek tar- lasına karışan yabani, muzır hatta ze! hirli otlar kabilinden fena unsurlar da| bulunabilir. Bu fena unsurların mal) zarratlarını izale ederken alelrtlak iyi! lan matbuatın çok kıymetli faydala- rında herhangi bir noksana (meydan vermemek birinci derecede nazarı dik- kate alınacak bir vazifedir. Bunu ya! niz mesleğinin menfatini düşünen bir! gazeteci olarak değil, belki gazetecilik teki rusuh ve tecrübesini milletin yük- İsek menfaatlerine hadim kılmak isti- yen bir meb'us olarak heyeti celilenize İarzediyorum. Bu sözlerime bakılarak çok sevdi. ğim matbuat mesleğinde yüz karas' olan bazı mahlüklara karşı müsamaha| kâr hareket etmek istediğime hükme dilmemesini rica ederim, Matbuatın fay dalarımdan memleketi mümkün olduğu kadar fazla mütene'im kılabilmek için ha ihedeni tesisin feyzini ve, sefasını hifi eğehilecekYere karsi amânsıZ la- sım olmakta beni belki ön safta bula leaksımız. Hakikaten bu yüzden memle- ketin çektiği ıstıraplar ve ziyanlarla ze çirdiği tehlikeler artık yeter olmuş! Matbuatı hiç sıkmaksızm bu güzel neticeyi temin etmeninse daima elde bulunduğuna kaniim. Efendiler; otuz bü kadar senelik matbunt hayatımda gazetecilik tariki ile memlekete yapılabilen iyiliklerin ve fenalıkların pek çok misallerini gör müşümdür. İyilik namma bizzat kendi İkalemimle istihsal ettiğimi zannetti. ğ&im ban neticeler derece derece hayn-| tımın hakikaten pürüzsüz iftihar vesi ieleridir. Bunlardan bir tanesini zik-| İretmekliğime müsandelerinizi istirham 'edeceğim. Umumi harp başlamıştı, bi lâhare galibiyetle biten müdafaası ile İkendi başıma dünya tarihini taklip et- miş olan Çanakkale çok sıkışık vaziyet te idi, orada atacağımız fişeklerin kap süllerini Almanyadan kaçak olarak ge- tirebiliyorduk, henüz Romanya harbe girmemiş$sti. ! Fakat Sırbistan merkezi Avrupa İ- le irtibatımızı kesen bir hall olarak or- tada duruyordu. Sırbistan cephesi rılarak merkezi Avrupa ile ittissalimi-| zin temini elzem görünüyordu. Bu a- çık hakikati o zamanin merkezi umumi sine söyledim ve Sırbistan cephesi ya- rılmak üzere müttefiklerimizin tazyi- kını teklif ettiğim zamn (böyle bir ha- reket Türk mertliğile nasıl telif olu- nabilecek) tereddütlerile karşılaşmış- tım. Arkadaşlarımı ikna edemiyen söz- lere bedel bu vadide şiddetli makalele- rimin mütlefiklerimizi icbar ettiğini görmekle bahtiyar oldum. 15-20 gün gibi kısa bir fasıla zarfın- da Sırhistan cephesi yarılmış, Avrupa! ile doğru muvasalamız temin olunmus, Çanakkaleye ceplerde ve | havullarda kaçak olarak değil, belki vagon la ve trehlerle yardım yetiştirmeğ. kân hâsıl olmustu. Kücük büyük böyle misalleri tend. düt ettirebilecek ayni zamanda yirmi senelik meb'us olan otuz bu kadar ss. nelik bir gazeteci vatandasınızım. ve bütün bu gazetecilik havatrmda Tür. kiyede namuslu bir mafbuat esası hu. Tunduğunu daima gördüm. Bütün bu müddet zarfında mesleğim içine karı- şan fenalar ve fenalıklar da zaman 7a- man her sağlam bünveve arız olmağı çalışan nükseden hastalıklar mahiyeti. ri haiz olmustur. Matbuat bünyemiz sağlamdır Matbuat bünyemiz esasen sağlam-| dır, ve hu sağlamlıksa esasen gayet temiz özlü hamur olan Türk milletinin sağlamlığına dayynır. Bu esaslar elde) iretle delilleri .İdar yazdıkları ve — VAKIT 10 Temmuz1931 üyük Millet Meclisindeki Müzakere iken fenalıkları hatta kolaylıkla berta- raf etmeğe imkân bulunacağını kabul etmekliğimizde hata yoktur diyorum. Efkârı umumiyenin hakkile tenviri me nadığı meş'um ruhlara lânet ederken selesi yalnız matbuatın uhdesine teret tüp eden bir vazife değildir. Matbuat kadar bu kürsü dahi, belki daha ziya- de bu kürsü efkârr umumiyeyi tenvir edecek bir yüce tepedir. Buradan mik zır ve çünkü gayri ihtiyari ve gayrillete hitap olunur, ve yalnız burada de» kabili içtinap olan mübaliğalara göre!ğil her vesile ile her yerde sık sik tek- rar olunacak bu hitaplarla millet dai Halbuki Avrupa öyle değildir. Avru-)likle hareket edemiyecek surette çeliklma üzerinde yürünülmekte olan yolla- rm en doğrusu hakkında irşat edilmiş olur. Biz de yanlışlıkla muhalif unva- nı verilen ve hakikaten o müzevirden başka bir şey olmıyan bazı gazetelerin n zamanlarda herkesi sinirlendiren şkınlıkları bugünkü istizah ile şu he- li içtimaa saik olmuş bulunuyor. ılâbın ve inkılâp fırkasının müdafii bir gazeteci olarak hiyanet matbanati. nın hezeyanlarile müendeleye girişmiş alunduğumu muhterem arkadaşlarım la bütün millet biliyor, Naçiz şahsım» dan bahsetmek için değil, belki yegâne silâhları tezvir ve ifsat olan bu gazete İerin neşriyatındaki mahiyeti anlatmak için onlardan bir gazetenin başındaki müseccel vatan haininin güya ağır it- tiham olmak üzere bana tevcih etiği is- natların en belli başlılarına huzuru nuzda ve Büyük millet huzurunda bir iki kelime ile temas etmek isterim, Bu varakanprede o müseccel vatan haini. nin sekiz on gün musirrâan tekrar etti- gine göre ben milyonlar sahibi bir ka- runum. Milyonları da galiba — gayri meşru el çabukluklarile toplamışımdır. Delil olarak sayıyor: Nadi Beyin serveti bahsi 1 — Beyoğlunda Türkuaz gazine- su binasi benimdir ya 250 ya 400 bin liraya almışım. 2 — Bomonti fabrikası benimdir. 3 — Zingal ormanlarını ben almı- şım ve ben işletiyormuşum. Ve saire ve saire. Şeref ve namusun ( zerrelerinden mahrum olan bu herifler benim milyon lara malik bir karum olduğumu bu su- vererek efkrı umumi yeye şunu demek isterler. — Hatta is- terleri fazla — diyorlar: İşte Cümhu- riyet Halk Fırkasından bir adam kion sene evvel beş parası yoktu, Şimdi mil yi İyonlara malik. Tabil diğerleri de hep böyle, Halbuki öte tarafta millet açlık tan kırılıyor. Şimdi bu efsaneler üzerinde biraz tevakkuf edelim: ' Efendiler; Beyoğlund binası olduğunu hepini#'bilirsl, zi namus ve şerefimle temin ederim ki ben bu dakikada dahi bu binanın sa hibi kim olduğunu bilmiyorum. O kas söyledikleri halde hatta tekzip etmek için bile tahkikata lüzam görmedim. Bana elin binası be. ni alâkadar edecek bir şey görünmedi ve halâ da günrümemektedir. Bomorti fabrikasının İsviçreli bir şirkete ait ol duğunu bilirim. Sermayesi tahvilâtla temin olunan ve galiba ekseri eshamf muayyen bir ailenin malı olan bir şir. kettir. Aransa borsada satılan aksiyon a bi Tüykaaz Si. İları bulunür belki. Bu fabrikanın bir tek aksiyonuna dahi malik olmadığımı söylersem gaşırırsınız tabii, Zingal or- man şirketine gelince; bu, sermayesi» nin pek büyük ekseriyeti Belçikalılar tarafından konulan bir türk anonim şirketidir. Ormanlar Sinop vilâyetimi. zin Ayancık kazasındadır o taraflı ar- kadaşlar veya gelip geçerken uğramış olanlar bilirler ki bu şirketle ilk defâ olarak Türkiyede büyük bir orman fen- nin en son tesisatile işletilmeğe çalışı- yor ve pek yakın bir âtide senevi yüz bin metreyi geçen en büyük randöma- nile işlemeğe de başlıyacaktır. Şirket şimdiye kadar beş milyon liradan faz- la masraf ihtiyar eylemiştir ancak işin azameti ilk taltminlere mutabık çıkma. dığı cihetle şimdiye kadar yalnız mas- raf yapmakta devam edilmis ve serma yedarlara ve bilhassa hissedarlara bir santim bile temettü verilememiştir. Ve bu hal bizzarure bir müddet daha böy le devam edecektir. Bu şirkette meclisi idare azasıyım. Olanca alâka ve takayyüdüm her mec lisi idarenin vazifesi öyle olmak lâzım geldiği üzere memleketimizde böyle hü- yük bir iş vücuda getirmek için emni- yetle şimdiye kadar beş milyonu alâkadarların, haklarının ve menfaat lerinin ve binaensleyh emniyetlerinin mahfuziyetine itina etmekten ibaret olmuştur. Cümhuriyet Hükümeti dahi $irkete işin ciddiyet ve azameti ni inde her türlü teshilâtı göstermekten hâli kalmamıştır ve kalmıyor. Bütün mümasil vaziyetlerde olduğu gibi bu şir ket müvacehesinde gösterdiği pek cid- di, pek samimi hayırhahlık İsmet Pa şa Hükümetinin ebedi bin bir şerefin- den birini teşkil eder, Gerek Meclisi İs darenin, gerek hükümetin gösterdiği & tina ve ihtimamı işin sermayedarlar. dan daha çok evvel ve daha fazla €8x- sen memleketimize temin etmekte ol- duğu ciddi ve yüksek menfaatten ileri geliyor. Efendiler; düne kadar hir köy halin de bulunan Ayancık kasabanız bu or- (Lâtfen sayfayı çeviriniz)