A, RR AR AA ADA TE tor va tarak için bir plân lâzım) i-birleşme Dünyada Olan biten meraklı Şeyler İ Geceniz hayrolsun, Sir Con ! YAR AN ilmek “ Ateş söndü, su sıcak, kapı ve pençereler kapanmış, fare kapanları kurulmuştur ! ,, Liverpol” geçenlerde Con Bikrestait isminde bir adam öl- İni, cenaze meraziminde uşa- re Biv'b Kanlar mara dikkatini cek Uşak, çeledizin üstüne şunları Yazmıştır: Kolumbiya darülfünumu, Amerika okomitesi reisi Murray Butler, Pariste (Dün- km bir konferans vermiş, ve (düm; N kurtaralım) demesine rağmen, dün yim sâdece Amerika, Fransa, İtalya yi, eltereyi kastetmiş şarkıları ha- Hap (dünyayı mahvetmek) le it- hk Alterika . Fransa klübünde veriler Bütün maklediyoruz: tip evvelâ şu suali sormuştur: Mana, ayda bu kadar terakki ol: i Cevap olarak, buna üç sebep gös- ik hiştir. Bu sebeplerin bir tanesi bi neticeler verebilir. yeeii bir araya gelmesi, bu gü! buhranı doğurmuştur ki, bu buh- İmperatorluğunun inkıra- pidan sonraki ve fransız öhtilAli ke- Kelndeki buhranın aynidir. Butler bu üç sebebi şöyle Matyor; — İlk seber, harpten mütevellit harabeler dir. Dört senede, #6 Melerce gayretin eserleri mahvoldik. üç inci sebep ge ilim ve makinecili , düşünülecek olursa müküimün üç satte yaptığı işi) yada ve Cenubi Amerikada. pekte bu sözlerinden sonra, ihti- Meb her tarafta olmasına rağmen T Yerde ihtisasın mevcut olmadığı in “bekliyelim bakalım, va- yy, »e olacak,, diye bekleştiğini iş“ » ve ilâve ediyor: > Yenâne ümit beynelmilel iştira. Mey dedir. Mazinin usullerini mü- Mal, erkedip yeni vasıtalarla çolış- « Kimsenin komşusuna “Bana Kratt bulununuz, fakat emtianızla $ C. Z. “Ateş söndü, su sıcak; kapı ve pencereler kapanmış, fare ka- panları kurulmuştur, Geceniz ha- yır olsun, Sir Conl,. Herkesin uşağın delirdiğine bükmettikleri bu sırada, uşak izahat verdi ve dediki: — Bu sözler otuz senedir her akşam, yatarken efendime söy- İediğim sözlerdi. Eğer onun ebedi uykuya yat- tığı bir sırada bu sözleri söyle- | meseydim, eminim ki efendim. İ Rahat uyuyamaz. ..10000800AEUNEEEES A SEAEUEEEESAAANANUA EEE GÜSEEEN EEE EEEEEAEEEEE ml enn nk e nn eli Dünyayı Kurtaralım ; evet... Faat dünya sade emperyalist devletlerden mi ibarettir ? Raman Kredi açıp da borçlunun ödemiye mâni olmak olmaz. Eğer Fransa, İngiltere, İtalya ve Amerika zlerse sahayı, — dünyayı mal- vetmek bile olsa — bir plânları mevcut olan şark adamlarına birakmış oluruz. maa —— Beş asırdanberi yapılmıyan merasim Ispanyada cümburiyetin ilâ- nindanberi ilk Yahudi. izdivaç merasimi, haziranın onuncu gü- o ma Moiz isminde bir gençle Raşel Ventura isminde bir kızdır. Merasimi yapmıya ce- zayirden bir haham başı gelmişti, ilk bakışta ehemmiyetsiz gö- rülen bu habere, okuyucularımız hayret etmesinler. Çünkü, 5 asır- danberi ilk defadır ki, bir ya- hudi izdivacı alenen yapılıyor. Cümhuriyet, krallığın menet- tiği bu dini merasime müsaade etmiş, bununla beraber eski Ya- Sanayli. Milliyeyi Himaye. Etmek Kendi Kendinizi Himaye Etmek Demektir. ASLAN Sun'i Portland aka müdürlüğünden: Mektebin bir senelik yağ, zertin yağ, ve sâir erzakı kapalı zarf usulü müna- kasa ile alınacaktır. Temmuzun 13 üncü pazartesi günü saat (14) çe zarflar açıla cağından talip olanların o zamana kadar şartnameleri elde etmek üzere Nuruosma- niye camii imablelinde Cemiyeti Tedri- siye islâmiyc merkezine müracanları ve tekliflerini havi zarfları mezkör pazartesi günü saat | #tenevvel tevdi etmeleri. 832 Iktısat vekâletinden: tohum aslâh ve tecrübe istasyonu için 37 kalem alât ve edevat şartnamesi mucebince müddetle ve kapalı zarf usulile liplerin şartnameyi almak üzere yaat komisyonuna ve İstanbulda etmeleri ve münakasaya iştirak için de ihale günü olan 11-7-931 cumartesi günü saat 15 te bedeli muhammen olan 6147 lira 40 kuruşun *, yedi buçuğu üzerinden teminat akçelerile birlik- te komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur. hudi an'aneleri tamamen ihya edilmemiş, sadece, sinagogda 7 kollu iki şamdan yakılmış ve Çimentosu işçisinin Emeğile Mevadı iptidaiyesile Kömürü i YE'de imal Edilmiştir, Mimarlar - Müteahhitler Darıca, Zeytinburnu Ve Eskihisar Fabrikalarının Aslan Çimentosunu Kullanınız Her daim aynı müntehap cins senelerinde Istanbulda çalışmış olan HAP İrgil casacının hatırakı ta onun en karanlık köşesine ve Ba kalbi mdurmadan çarparak TI saymağa başladım. BEŞİNCİ BAP EE OLALAR — BEKLENLMİ- YEN BİR MUAVİN tarafından takip (edilen idim. En|intizarla geçen şu zam; siz değil misiniz?.. demâsine intizar €- diyordum. Hizmetçi kadınm şahsiyeti benim de şahsiyetimi meydana koyacaktı. Şu tren hareket etmiyecekmi idi. Ben de benden evel buraya gelen yedi erkek gibi mahva mahküm mu idi?. Ah, şu hemen 5 Üi a ae anın her saniye beni ölüme hem de müthiş bir ölü in a am ak yaklaştırmıyor mu idi? ma ener ha ve nş ireketi ile: “Hah, hah. Nihayet mii e kalemle tarif edemem. İstas.| ” Maç ezenin vüâgonun önünde dur. üzerine iğilmiş duruyormuşum müfreze kumandanın ACI) gönlüm şiddetle bulanıyordu... Vaşelhaf — otel, Man| © Seyineimden bağıra€ hizmetçisini ( öldüren) reket işareti veriliyordu Uzakta bir saat çaldı. Çeyreği mi? yürüdüğünü duysam Yarımı mı? Saat başnı mı? Farkede Her an süngü takmış cek halde değildim. Bir uçurum üze-| Çan. Çan.. Çan. Nihayetl, | ALTINCI BAP TRENDE BİR HADİSE BEKLENİL MİYEN YARDIMCI Lokomotif yavaş yavaş harekete gel- di. o Ve duman selleri saçarak yollan»! dı. Gece olmuştu. Trende tam (bir! zalmet hüküm sürüyordu. o Kalkıp e lektrik düğmesini çevirdim. Bu ne? Dehlizde benim kumpartımanımın ka- pısında hareketsiz duran şu adam kimi! idi? Aadam kapıyı birdenbire açtı ve ge-| lip karşıma oturdu. Heme ntanıdım. Onu Alman treninde de (görmüştüm. Orada birçok memurlarla samimi bir tavırla konuşmuştu. Almandı, Yüz'in den Cermen ırkına mensup olduğu an! Taşılıyordu. Bundan başka kaba, ha- şin bir tavrı arayıcı gözleri (ovardı. Bu adama gece yalnızken rasgelmek her halde hoşa gidecek bir şey değildi. Hele trende yol arkadaşı olarak bulu- Jmursa, | Belediye Mezardaki kemiklerin çalına- rak satıldığı iddiası doğru değil Istanbuldaki eski mezarların gizlice açılarak kemiklerin top- landığı ve satıldığı hakkında bir iddia ortaya atılmıştı. Dün be- lediye mezarlıklar şubesi müdü- | rü Süleyman B. demiştir ki: “Kemiklerin tonu 3 liradır. Bir mezarda dört kilo kemik çıksa bir | ton kemik elde edebilmek için 250 mezar kazmak lâzimdir. Çünkü kafa tası alım ve satımı yapanlara ağır sürette ceza ve- rilmektedir. Bundan başka ke- mikleri bulmak için üzerinden 30-40 sene geçmiş bir toprağı kazmak da herhalde kolay de- ğildir. Bu suretle kemik topla- mak herbalde üç lira için yapı lamaz. Bundan başka yeni mezarların bekçileri vardır. Bu kemik hır- sızlığı ancak eski, metrük me- zarlıklarda yapılabilir. Şimdiye kadar açılmış ve üzeri tekrar örtülmüş mezarlık olsaydı her- halde haberimiz olurdu. Böyle bir hursızlığa imkân yoktur.,, ilân tarihinden itibaren 21 gün münakasaya vazolunmuştur. Ta- şimdiden Iktısat vekâleti muba- ziraat o müdürlüğüne müracaat 1307) Madritte dini merasime elân riayet eden 40.50 Yahudi me- rasime iştirak etmiştir. 1931 Londra ser- Ee 20 büyük mükâfatlı ve al- tm madalyasını haizdir. Her hususa mukavemet | işler kolayca Yy. EEG a a VAKIT 21 Haziran 193) —— Haberleri ihtilâf bitti Kâtane çayırı belediye hudut- ları hasicinde kalmıştır. Kâtzne çayırının Defterdarlık tarafından satılığa çıkarıldığını ve belediyenin burasının kendi- sine ait olduğunu söyliyerek bu satısa razi olmadığını bu yüzden- İ de maliye ile belediye arasında ihtilaf çıktığım yazmıştık. Son mülki teşkilât üzerine ihtilâf kendiliğinden hallolunmuş- tur. Belediye erkânından birisi dün bu mesele hakkında demiş- tir ki: “Belediye kanunu ile Kâtane, Uzun çayır, Beykoz çayırı gibi yerler (o belediyeye verilmişti. Belediye buralarını halkın istifa» de edebileceği bir hale koya- caktı. Bundan bir müddet evvel maliye belediyeye bir tezkere yazdı. Kâtanede bir balıkyağı fabrikasına yer salacağını, bu- rada fabrika inşasının mahzuru olup olmadığını sordu. Bunun üzerine işten haberdar olundu ve maliyeye de burasını sata- mıyacağı bildirildi. Mesele bu safhada iken yeni mülki teşkilât kanunu geldi ve Kâtane çayırı belediye hududu haricinde kaldı. Bu suretle belediyenin burada bir hakkı mevzuubahs o Kâtane çâ bundan sonra köy mg 2 idare edilecektir, Maliye şimdi küylülerle anlaşa- caktır. Toplu gerer 1 Ag tt ıyor e pr e aş belediye ile vilâyet ve hususi idare bir- leşince (o yapılan bazı nakiller üzerine belediyenin şimdiki binası dar gelmiş ve müfettişlik Beya- uttaki daireye, Sıhhiye müdür- lüğü de Sultanahmede taşınmış- lardı. Haber aldığımıza göre, evvelce belediyenin şube müdürleri bir binada toplu olarak bulunurlar- ken birbirlerin oalâkâsı olan lan bir temasla hallediliyordu. Şimdi ise daireler uzakta olduğü için hemen her iş için müdürler yerlerinden ay» rılmakta veya tezkere ile işi hal- letmekte iseler de işler uzamak» tadır, Bu husus nazarı dikkate alınmış, belediyenin bütün şube- lerini alacak bir bina aranı ya pr için i bir bina mi i em ic tarik aliil, Banun için belediye mevcut bi- naları tetkik etmektedir. Bir seneden beri boş duran eski dü. yunu umumiye binasının satın alınması meselesi tekrar tazelen- miştir. Maliye vekâleti ile yakın- da bu iş için muhabereye baş- lanacaktır, “iyordu. Omuzlarımı gilktim fakat bul hareketim onun küstahlığına asla ha- lel vermedi... Sordu: — Nasıl matmazel... Bu üst baş a- rayış pek manasız ve can sıkıcı değil mi? Sert bir tavırla dedim ki: — Bana mı söylüyorsunuz Mösyö?..! — Evet güzel yol (arkadaşım. Şu! kumpartımanda ikimizden baska kimse yok ki... Ve sözüne devam etti: — Evet üstünüzü başınızı öyle ka- ba kaba aramaları çok can sıkıcı şey. Ah ne olurdu bu vazifeyi erkeklersi vermiş olsalardı. Şu ipek gibi teni ok- şamak yavaş yavaş araştırmak ne tat. hı ne güzel bir vazife olurdu. Yanakları kip kırmızı — olmuştu. Gözlerinde garip bir şule (parlamış tı. Şimdi yanıma yaklaşmış benimle karşı karşıya duruyordu. — İçimi kap lıyan endişe ve nefreti izaha hacet var Kendisinden en uzak olan (köşeye keylediğimden ona karşı korku göster. memeğe karar verdim. Yüzüne baktı- ak oldum. Harlğımı görünce tebessüm etti, Tebemsü-| kerihti o Piş dişleri o gözükü- mü — Arkamdadır matmazel... Ona e- mı? Gözlerimle imdat çanımı aradım.| gibi; oturdum. Gözlerini bana diktiğini far.| Anladı ve kabaca sırıttı: — Bana dokunmamanızı emrediyo- rum, Fakat üzerime atılmıştı, Onu tır. maladım. Fakat inatlaşıyordu, Bir. denbire beni bırakarak kumpartımana yeni giren birine doğru döndü. Bu ye- ni gelenin birincinin şeriki olduğunu zannederek mahvolduğuma karar ver. miştim. Fakat bana tecavüz eden a dam sağlam bir yumruk yiyerek yere yuvarlanınca İşin bambaşka olduğuna kanant getirdim. Beni kurtaran a dam bağırdı: — Haydut... Şu kadmı rahat bırak. Eller yukarı bakayım!... Her almanın o tab'ında menkuz itaat hissinin ne dereceye kadar gitti. gini evelce bilirdim. o Bahusus ki mü- dafiim verdiği emri elinde tuttuğu rö- velver ile teyit ve takviye ediyordu. Ayni zamanda şu sözleri İşittim: Matmazel perdeleri kapaymız... Di. şarıdan bir şey görmesinler... Perdeleri kapadığım zaman yeni ge ilen bana tatlılıkla sordu; rişmek için beni öpmeniz lâzımdır... Bu herifin hakkmma ne gibi bir ni. İyet beslediğini anlamıştım. Hiddetle bağırdım: — Lütfen biraz daha yardım eder misiniz? Şu herifin üzerini araştır» nız. Mutlaka silâhlı olacak. O Hemen turnaklarımı sökersek daha © iyi olar, (Bitmedi)