. Ka — 34 — VAKIT 8 Haziran 1931 — Kooperatifçilik Naşiri: Sühkulet kütüphanesi. Muharriri: Suphi Nuri, Suhife: 244. Fiyatı: 125 Türkiye için kurtuluş yolunun ik- tısadi plâni kooperatifleşmekle hulâsa ediliyor. Ve Türkiyedeki refah derece sinin, Türkiyedeki yerli malını kazan ma tarzınm islah: için yegâne elesi çrkar. Milliyetçi iseniz yerli ,Sul kooperatiftir. Fakat halk tabakalarının refahını düşünüyorsanız, fakir memuru himaye etmek İstiyorsanız size deva olacak yi ne odur, Bunun için yarı müslemlekelerde, büyük sanayi memleketlerinde, komü- nist sisteminde de yezüne müşterek | tısat salâhı kooperatiftir. Siyasi mahi-! yeti olmıyan sadece refah vesilesi ©- Tan kooperatif Türiye için iktisadi “mücadelenin bayrağı, ve bizzat zaferin .kendisidir. "Niçin? Teşkilâtı yok! Şehirdeki alıcı alacağını pahalıya alıyor. Niçin, teşkilâtı yok! » © Köylü malını değerinden üz sattı ğı halde, şehir halkı onu değerinden daha fazla alıyor, niçin? Çünkü teşkilâtr olmadığı için müs tahsıl olmıyan bir kısım bunnula geçi ;miyor. Dışardan gelen maddeler için de ayni şey oluyor. İthalât eşyası ayni "şekilde seri halinde memleket içine yı. Zılmış mülevassıt unsurlar tarafından pahalılandıkça pahalrlaniyor. Bu hal şehir halkının alım kabiliyetini öldü- rüyor. Türkiye halkının iktısadi refahi- sre köoperatifçiliğe “bağlı — olduğunu ... “söylemek:bu işin halli için belki ilk a- dım atmak demektir. Fakat işi olmuş, “bitmiş addetmek hatadır. Kooperatif işi bir taraftan en mo- der» çalışma, ve modern bilgi mesele sidir. Her şeyden evvel kooperatifin ne olduğunu bilen bir kütleye muhtacız. Bu kütlenin kılıçlı bir asker gibi, . harbiyeden çıkan zabit gibi bu mes'ele hakkında bir şuur sahibi olması, bir ihtisas peyda etmesi lâzimgelir. Nitekim âli ticaret mektebinde üç vkooperatif kürsüsü açıldığı gibi, hukuk fakültesinde yeniden bir kooperatif kürsüsü ihdas edilmiştir. Fakat bu vaziyete rağmen, koope- .ratif neşriyatı mahdut bir sahadadır. Son zamanlarda, Cevdet Nasuhi ve Beyin kooperatifçilik kitabından, Muhittin Beyin kooperatifçi amcasın- .dan sonra orlaya, çıkan diyebilirim ki usul ve nizâm altında hazırlanmış ie eser Suphi Nuri Beyin (Koo- “peratifçilik) kitabıdır. Suphi Nurinin eseri, vazıh, berrak bir görüşle kooperatif hakkında bir hay di malümat verdiği gibi, kooperatifçi- liğin muhtelif telâkkileri hakkında da malümat vermektedir. Eser yalnız mektep talebesi için de- ği), kooperatif hakkında malümat isti. yen, önün muhtelif iktısadi mekteple. Tine nazaran vaziyetini öğrenmek isti .yen münevverler için de faydalıdır. © Suphi Nuri ve Semih Lütfi Beyle- Ti tebrik boynumuzun borcudur. Tuğrul Fırkada: Asılsız haber Dün akşamki gazetelerden biri cuma günkü meb'us intihabalın- da dört yüz kadar ikinci mün- tehibin namzetlerden birine rey vermemesinin fırka disiplini ile kabili telif görülemediğini ve bundan dolayı Ankaradan Istan- bul... fırka merkezinin muabaze edildiğini “yazıyordu. Dün vilâyet idare heyeti reisi Cevdet Kerim B. şunları söyle- miştir: sermayeyi korumak ecnebi sermayesinin mütevas sıt şebekesini istismar sahasından at- mak isterseniz müracaat edeceğiniz u-) Köylü malını pahalıya mal ediyor. | Harici Haberler | Ehemmiyet verilen mülâkat Londraya giden ingiliz nazırlarile ne konuşuyorlar? Londra, 6 (A.A) — Alman -) başvekili M.Bruning ile hariciye e oŞATe| nazını M. Fon Kürtyüs, Başvekil kazanana sarfeden arasındaki mania- ları aşmak müstahsıla kolay ve ucuz! satmak, alıcıya kolay ve ucüz almak imkânını vermek, hangi cepheden ba- karsanız karşınıza bir kooperatif mes- M. Mac Donald ve hariciye na- zrı M, Handerson tarafından kabul edilmişlerdir. M. Bruning, nezdine kabul et- tiği gazetecilere vaki beyanatın- da Londrayı ziyaretinden mak- sadı Almanya ile ingiltereyi müştereken alâkadar eden mese- leler hakkında ingiliz mazırları ile görüşmekten ibaret bulundu- ğunu söylemiş ve şu sözleri ilâve etmiştir : “Londrâya yaptığım bu seya- hatin Fransa aleyhine her hangi bir suretle müteveccih olmadığını teyit etmek arzusundan kendimi alamadım.,, Taymes zetesi, Alman nazır- sebetile yazdığı bir makalede Almanyanın harpten sonra ya- pılan (teşkilâtın ana batlarını i kabul etmesi icap ettiğini ve bu teşkilâtın ancak iki tarafın riza- : sile ve elyevm mer'iyet mevkiin- ! de bulunan muahedelere riayet esasına müsteniden tadilini iste- mesi lâzım” geldiğini beyan et- mektedir. Paris, 6 (A.A) — Paris mat- buatı Şekers mü'âkatı ile fev- kalâde alâkadar olmaktadır. M. Soctwyan Mâtin gazetesinde neş- reltiği bir makalede bilhassa di- yorki: “Mükâlemat zamanın fe- lâketleri “hakkında ş'kâyetlerle başlıyacaktir. Sonra Alman na- Zırları kendi müşkülleri hakkın- da tafsilât vereteklerdir.'imgiliz- ter- kendı kendilerine Almanya- nın elemlerini bafifletecek kud- rette değildirler. Fransanın va- z yeti mükemmeldir. Çünkü Fran- sa mali mwuamelelerde olduğu gibi tamirat mukavelelerinin bazı abkâmının tatbikinde de mümtaz bir reye maliktir. Binaenaleyh en kozlar Fransanın elinde- iy Şekere mülâkatı hakkındaHen- derson'run büyük * bir ruluk söylediğini hatırlatan M. Sent Bris jurnal gazetesinde neşret- tiği bir makalede şu satırları yazmaktadır: M. Henderson ida- re adamlarının harekets'ziiği kar- şısına milletlerin sulh arzusunu çıkarmaktadır. Milletlerin sulhu istediğine şüphe yoktur fakat her şeyden evvel istedikleri şey başkalarının tamahlarından ve sefaletlerinden kurtulmaktır. Bu tamah ve sefalet karşısında milletler kuvvete teveccüh et- mekten çekinmezler. M. Hender- son evvel be evvel kuvvet fikri- rini öldürmek lazım geldiğini söylemekte haksız değildir Felâket şu ki kuvvetin yerine konulacak şey henüz bulunama- mıştır. Londra, (A.A.)— Taymis ga- zetesi diyor ki: “Müsbet netice- ler elde edilmese bile Şeker mülâkatı Almanyada büküm sü- ren baleti ruhiyenin tehlikesi ve Alman idare adamlarının ağır vazifesi, hakkında İngiliz nazır- larını tenvir edecektir. Herhangi bir tadil, bir felâkete sürükle- nilmek ( istenmiyor.sa, mevcut muabedeler esası dahilinde ka- lınmalıdır. Bu ziyaret, Alman- yayı uzun zamandanberi içinde diğımiz emre göre seyri tabiisinde cereyan eylemiş- tir. Netice raporla umumi kâtip- liğe gönderilmiştir. Muahazeden i haberim yoktur.,. larınınLondrayı ziyaretleri müna- Alman nazırları bulunduğu (Omanevi O ivfirattan kurtarabilirse, faydalı olacaktır.,, Daily telegraf gazetesi de diyor ki: “Şekerde yapılacak yegâne şey Almanyanın arzusu lehinde beynelmilel bir teşebbüs- te bulunmak imkânının tetkiki- dir. Şektrde kat'i “hiç. bir şey tesbit edilemez. Çünkü borç- dar meselesinde alacaklı devlet- lerin müşterek bir kararları lâ- zımdır.,, Almanya hükümetinin beyannamesi Berlin, 6 (A.A) — Hükümet tarafından” ahiren çıkarılan ka- rarnamelerie birlikte neşredilen beyannamede Almanyada hüküm süren umumi buhrann tamirat borcunun ödenmesi yüzünden bir kat daha arttığı, tamirat hesabına yapılan bu: tediyatın memleketin ink'şafı için İâzım olan sermayeyi ve paranin iştira kuvvetini azalttığı ve ihracatı artırmağı mecburiyet hasıl ettiği kaydedilmektedir. Beyannamede bu halini cihan piyasalarını ve mabreçlerini ele geçirmek için yapılan mücadelenin daha fazla bir şiddetle artırması neticesini hasıl ettiğide ilâve edi'dikten sonra © Almanyanın kâfi derecede muktasit olmadığı hakkında ileri sürülen iddialar çörütülmeğe çalışılıyor ve deniliyor ki: “Hakikatte Almanya Kükümeti- nin masarifi 1930 da yapılan tenzilât dahil olduğu halde (1500 milyon mark raddesinde azalgnş- tır. Almanyaya yöklenebilmesi mümkün mahrumiyetler en son haddine vasıl olmuştur. Yung (o plânı Almanyanın omuzlarına çöken yükü ümit ettirdiği gibi bafifletmemiştir. işte bunun içindir ki Almanya hükümeti son derecede tehlikeye maruz bir halde bu'unan iktisadi ve mali vaziyetinin tahammül edilmez bir raddeye gelen tamirat yükünü bafifletmeğe kat'i bir mecburiyet hasıl | ettiğini müdrik bulunmaktadır. ,, Alman arazisi üzerinde uçan Fransız tayyareleri Paris, (A.A.) — Bahriye na- zır M. Dümenil, iki Fransız de- niz tayyaresinin şimal denizinde Almanyaya ait Jurist, Porkum ve Syit adaları üzerinden uçuş. ları hakkında “Berliner Tageb- latt,, gazetesinin Paris muhabi- rine beyanatta bulunarak mez- kür deniz tayyarelerinin Sto- kolm sergisine iştirak eden fi- loya mensup olduklarını ve Ko- penhâgı ziyaret etbkten Sonra Parise avdet ederken çok fena bir hava ile karşılaşarak civarda yere inip muavenet istiyebile- cekleri bir yer ararken Alman sahillerini tanıdıklarını ve ora- lardan vzaklaştıklarını söylemiş- tir. M. Dömenil © geçenlerde Palatina hududu * civarında Al- man toprakları üzerinde uçan tayyareciler bakkında gayet şid- detli cezalar tatbik olunduğunu ve bundan böyle kabil olabildiği kadar uçuşları esnasında Alman budutlarına © girmemeleri için hava kıtaatına kat'i emirler verildiğini beyan etmiştir. İtalyada komünistler Roma, 6 (A.A: — Hususi mahkeme Milano'lu yedi komü- e Şİ “ PA DENE Yunanistan tütünleri- ne mahreç buluyor Yunanistanla Fransa arasında yeni bir ticaret mukavelesi ya- pılmıştır. Mukavelenin bilkassa bir noktası bizi çok alâkadar edecek mahiyettedir. Yeni mukavele omucebince Fransa her sene Yunanistandan 1,359,000 franklık tütün alacak- tır. Bu suretle Yunanistan tütün- lerine yeni bir mahreç bulmuş olmaktadır. Bulgar tütünleri Bulgaristanda 1930 senesinin tütün mahsulünden basma olan- lar hâlâ satılmamıştır. Başı bğl işliyen yerler tütünlerini kırk ile elli leva arasında satmışlardır. Fakat yüzde yirmiden kırka kadar iskonto vermek mecburiye- tinde kalmışlardır. Avrupada pancar zerriyatı Dünya şeker (piyasasındaki buhrandan dolayı bu sene Avzu- pada pancar zerriyatı sahası azal- mıştır. Almanya pancar zerriya- tını 468 bin hektardan 358 bin hektara indirimiştir. Çekoslavak- ya yüzde 23, Lehistan yüzdeli, italyada yüzde 6 nisbetinde azaltmıştır. Yalnız o Avusturya, Fenlândiya ve Türkiye pancar zerriyatı sahasını. fazlalaştırmış- lardır. Çavdar istihlâkı Avrupada çavdar istiblâk eden memleketlerde yerli mal istoku kalmadığından piyasalar- da çavdar aranmaktadır. Alman hükümeti Rusyadan 96 bin ton çavdar satın almıştır. Çekoslo- vakyada çavdar ithalât rüsumu- nu indirmiştir. Fakat bu vaziyette Avrupa piyasalarında hâkim rolü oynu--|. yanı Run gaylar izan bea Yün satışı Cihan piyasasında vaziyeti en iyi olan madde yündür. Avustu- ralya ve Londra piyasalarına ar- zedilen yün fiatları daima tut- kun olmuş ve satılmıştır. Sun'i ipek Cihan sun'i ipek piyasası 1928 senesine nispetle yözde elli düş- müştür. : Hacca giderken... Bulgaristanın Karacaali havalisin- den hacce gidenlerden Eğriderenin Ça İtak köyünden üç hacı Pireden Yunan Jvapurlarma bindikten sonra kaybol imuşlardır.. Bu zavallıların vapurda İtaifeler tarafından paraları alınarak İdenize atıldıkları tahmin edilmekte dir. nistin muhakemes'ni yapınış ve maznunlardan üçünü 12 sene ve diğer üçünüde beş ilâ üç sene hapse mahküm etmiştir. Maz- bunlardan biri beraat etmiştir. İtalyada bir dolandırıcılık Roma, 6 (A A) — Bir ingiliz miralayını 700 bin ve ingiliz ga- zetecileri Ferry ile Lancelo'yu da 600 bin liret dolandıran A- merikalı karı, koca iki Spencer ile bunların iki şeriki cürmü tev kif olunmuştur. Giyornale d'ıtaliya gazetesinin bu bususta verdiği tafsilâta nazaran bu dolandırıcı çift, Roma'da Monteverdo'da ga- yet şık bir villâ'da ikamet etmek- te ve en aşağı 16 hizmetçi kul- lanmakta idiler. Bunlar otomo- bil ile sık, sık ecnebi memleket- lere seyyahat yapıyorlardı. Kibar tavırları ve (o ikamatgâhlarının zenginliği ile kendilerine Roma'- nın kozmopolit mebafilinde bü- yük bir teveccüh 'emin etmiş- lerdi, ş İğ — Şüküfe Nihal Hanımın Iktısada akıl erdiren mah lalığı iktısadi buhrana sebep bi bir buhrana intizar edebil! mektir, Bana bu hükmü verdiren 5” şairimiz Şüküfe Nihal Harımi” lüdiyetidir. Şair son günlerde basi! bir kitabını da bendenize lütfunda bulundu: Bal rengi bif mış bir isim: Yant kayalar. Şairin adı da diğer eser! rülmiyen bir tarzda bu Yakut * rın altındadır. Yakut kayalar bana pek rengin göründü; saydım, bir tablo yapar şair€ ederdim. »,. Yakut kayalar. Şüküfe nın eseri olmasına ve sahil yer yer Nâzımın mısralarını he" kısa, meselâ; Prtina wludu, Ben uludum, Fırtına uludu, Ben uludum, Yerlere yatlım, toprakla dım. Gitti! tarzında satırlar bulun men bir romandır, Sevilen, sit len, bir müddet sonra gücenili henüz aşkı devam eden ve bu zarfında hastalanıp ölen, bir çin yazılmış bir roman. . Kitahm sahifelerini çeviri! ha gneç olmadığıma bayflandı kitabı okurken hüngür hüngür * cak genç mektepli kızlara gıya gıpta ettim. di . : * il 4 Süküle Nihal Hanım, şim dür bana göndermek lütfunda, dimı yazardı. Bu defa müs şöylece kaydedivermiş? “Toplu İğneye!., Bu ithaf tarzı sahifeler ade olsa gerektir. Eh öyleyse.» ... j Kitabın 38 inci sahifesind€ tırlar var: i “Haykırmak istiyorum: Paraya, giyinişe, taşa, me net olsun. © “Bir kadın şair elinden çıl İtirları bütün kocalar birer lev yatak odalarma ( karılarının ğ bir yere assalar yeridir. ... 61 inci sahifede: “Dişlerimle — ellerimi Gitti, bir daha dönmedi!, Cümlesi var. Roman kahramanına fazla zahmet çektirmiş. Ben “Ellerimle dişlerimi kanatt dim, daha kolay olurdu. Dİ Altmış beşinci sahifede şi “Şişli tramvayında yüzüme küstah küstah gülme” di, Bu satırları şirket erkân! man Kemal Bey okursa ihti fıkı tahkikata girişecek ve b biletçiyi derhal bulup mey mak istiyecektir. 1 Fakat, bu sahne alabildiğini nüpeler karşılıklı değildir v€ ler oturmaz, ayakta dururlar: oy Şimdi 66 ıncı sahifede şu müthiş cümleye gelelim: “Bir kadın isterse bütün ri mahvedebilir.., Bu cümle cinsj lâtifi, zünde — Maşâ, sümme haşi “ gaz haline getiriyor. Aman demeyin hanım cümle istikbalde harpleri dınlardan mürekkep ordular# * İe j Topin RE lidir. Çünü malüm ya, tramvi'i dut tarda vatandaşların yarp me. rından tercüme ettikleri fikirler€ lırsa, bazı memleketlerde, İSİ ol muş. Eğer, ayni şey edebiyat . varit ise, pek yakında Türkiye kayalaf eser vücuda getirmek hususun” i y üstüne visne çürüğü mürekepl€ | duğu eserlerin birinci sahifesin” Toplu Iğnece dolaşmak için bir” * lara rasgeliniyor: ” Karşımdaki kanapeye oturaf | ,