> ..— SON -HABERLER Türkocağı Eski bina Harik fırkasının kars | şubesi olacak ! Ankara, 25 (Telefon) — Bu- radaki Türkocağı binası fırkanın hars faaliyetine ve umumi idare heyetinin hususi bürolarına tah- * sis olunacak ve orada umumun istifadesi için birde kütüpane | tesis edilecektir. | Umumi kâtiplik bürosu eski binasında kalacaktır. Manisada arpa mahsulü Manisa, 25 (A.A) — Bugün ilk arpa mahsulü gelmiş ve bor- sada kilosu on kuruştan satılmıştır 5 Fırka gurupu toplanıyor Ankara, 25(A.A.) —C.H. Fırkası meclis gurupu yarın sa- at 10-30 da içtima edecektir. Muhtelit mahkemelerde tatil ingiliz muhtelif hakem mah- kemesi İl temmuzdan 5 eylüle kadar yaz tatiline kadar vermiş- tir. Brükselde bir yangın Brüksel, 21 (A.A. — Brükselin merke. zinde bir odun deposunda çıkan yan- gm, civardaki Iki binayı da yakmış ve harap etmiştir. Birçok evlerin boşal tilmasına lüzum görülmüştür. Bu yan m gülliyetli miktarda zarar ve hal sara sebep olmuştur. emare saya aleyhinde olan divan kararma iştirak ettiği için “tap fakültesinin divan pez.! dindeki o mümessillerinden © bulunan Kadrj Raşit Paşaya şiddetli hücum e- dilmiştir. | Hatta buarada bir müderrisle Kadri Raşit Paşa arasındaki münaka-! şa pek şiddetlendiği için diğer müder:| risler (araya girmiye mecbur kalmış-| Tardır. Kadri Raşit Paşa evelki gün diyan| azalığımdan istifn etmiştir. e Bu isti. fanm bu hadies ile alâkası görülmekle, tedir. Maamafih dün kendisine sebebini soran bir muharririmize hariçteki meş-| guliyeti farla olduğu için istifa ettiği. ni söylemiştir. Ayni suretle arkadaşlarından ayrr-| Jarak divanın kararına iştirak ettiği için ilâhiyat fakültesi (reisi Milâslı Ismail Hakkı Beyin de divan azalığın. dan istifa edeceği söylenmektedir. Tıp müderrisleri bundan başka ye ni bütçede tıp fakültesinden 65 bin lira kesildiğini, bu yüzden tedrisatın) felce uğradığını o söylemektedirler. Darülfünun divanınm evelki gün- kü toplamtısmdâi bârem kanununun tatbiki yüzünden çıkan meselenin! tekrar müzakeresine geçildiği sırada | şiddetli münakaşalar olmuş, bu yüz.| den yeniden ve erelki kararın aksine! bir karar alınması ihtimalini düşünen VAKIT 26 MAYIS 1931 Kuponsuz Piyankomuz perşembeden iti. baren (Vakıt) piyanko numa- raları neşretmiye başlıyacak ve bü numaralar her nüshada başka başka olacaktır. On bes gün devam edecek olanbu nu- maralı nüshalarimizi muhafa za edenler müsabakamıza işti rak etmiş olacaklar ve çekile. cek bir kur'ada kazanan nu- maralar tesbit ve ilân edile. | cektir. Birinciye 40, ikinciye MW, üye 10 Tira ve yüzlerce ki ize de muhtelif kıymet. te hediyeler kazandıracak 0 lan bu yeni piyonkomuzda ay Taren kupon toplamak ve son. ra bunları matbaaya getire rek değiştirmek gibi zahmet- lerin hiç biri yoktur. Perşemhe gününü bekleyi. RİZ.. | | : Çiçek sergisi | Persembe günü odanın umumi heyeti toplanıyor Ziraat odası tarafından açılan sergi dün kapanmıştır. Odanın umumi hey-| eti perşembe günü saat ikide toplana- caktır. Odanın bütün azaları bu içtimaa çağtılmıştır. Ayni gün saat dörte dip- Iomalarla takdir mükâfatlarının mü- tebaki kısmı zirant müdüriyetinde teve| 7 edilecektir. Serginin küşadı müna-| sebetile Gazi Hazretlerine şu — telgraf çekilmiştir: “İstanbul birinci bağcivanlık ve ta» vukçuluk (o sergisi merasimle (açıldı. Sergi hakkında Ibzal buyurulan l0tfğ! mahsusa —tekiden arz tazimat o ve minnettarr Ulü Gazimiz. Gazimizin cevapları Dün Gazi Hazretlerinden şu cevap gelmiştir; “Hislerinize teşekkürler ederim. Reisicümhur Gazi ri M. Kemal Bundan başka Başvekil İsmet Paşa Hazretlerile İktısat vekâletine ve Milf iktımat ve tasarruf cemiyetine de çeki- len telgraflara cevap zelmiştir. Yağmur Evelki gün akşama doğru bozülan hava dün de kapalı devam etti Dün! akşam saat sekizden #cnra (yağmur; başladı ve gece fasılalı bir şekilde de» vam etti, Şu var ki evelki güne kadar boğucu r hal alan sıcaklar yağmurla bera ber kısmen hafiflemiştir. —-— Belçikada kabine buhranı bazı azanın (talebile bu meselenin başka bir Içtimada © görüşülmesine ka rar verilmiştir. Bu suretle halledile- miyen bu mesele bütün hararetini mu. “en dosdoğru itirafatımı yapa» cağım, Bu cesaretimle günahlarımdan bir kısmını ödemiş “İnsan denilen mahlükun göy- nünde sabit bir şey yok.. Orada e- sen her havaya ta'an dönen bir fı- rıldak var.. Biz kendi O kendimize malik değiliz. Hayat vakit vakit dönen ve başımızı (döndüren bir sarhoşluğa benziyor. Maşukuna:| “Ben diyet hissile seviyo- | bir aşıkın bu vaadine | alıdır. Zira o kendi! değildi: t edebilsin. O, bir za-| n günkünden büsbütün! bir adam olacaktır. Brüksel, 24 (A.A.) — Kral, vaziyet hakkında uzun uzadıya düşünmeğe va! kit bulmak için istişarelerini salı günü ———— cak, belki de geçmiş safderunca cekti şte ben de Ali Senaverin ni- kâhında iken başka bir kadındım. Sizi gördüm değiştim. Umraniye tesadüfümde de diğer türlü oldum. Muhabbetimizin doygunluğundan sonra biri birimizden derin bir nef retle bıktık, Tıpkı sevdiğimiz bir yemeği çatlatmcıya (o kadar tıkın- ktan sonra hâsıl olan istikrah gi- Ve neticede de bıkılan zatla! daima karşı karşıya bulunmak iş-! maz bir raddeye getiriyor.,, Sizinle geçen hayatımm kaçı» - İher memleketin düzünelerce İngiliz sefarethanesini göz hapsine al. mışlardı. Yeni bir sima görülür, görül mer, hifzedilirdi. İlk işe çıktığı anda| yakayı ele verirdi. Ne kadar ihtiyat 4 Kırda el ele Imsa azdı. Salonda gelip beni bulmuş! adığı bir sema altında ağaç gölgelerin. | o gi 7 - 211 üye | Esrarlı bir oda İngiliz sefarethanasinin etrafı her milletten yüzlerce casusla sarılmıştı İKİNCİ BAP Varifemi öğreniyorum Yirmi dakika bekledim. Bu yirmi dakika bana birasir ka- dar uzun geldi. Gecenin karanlığı yaklaşan iki fener ışığı gördüm. Otomobil Kaldirim boyunca du ve şoför mukarrer hareketleri kasketini çıkararak beni selâmlad yerime oturur oturmaz otomobili ca süratle meçhule doğru tahrik etti. Büyük caddeleri kat'eden yolları ta kip ettiğimizi hatıriryorum. Bir srra- foborgunu tanıdım. Araba yavaşladı. Frenler gicirdadı.. da Sent Onovre Vâsıl olmuştuk... Nereye? basit manzaralı bir araba kapıyı bana kapısı önünde durduk.. Şoför açtı ve sesinin İşitilmemesi için doğru iğilerek yavaşça dedi ki: — Şu kapıyı itiniz matmazel... ki- litli değildir. Kapıdan avluya girersi- niz. Avluyu geçiniz, çeşmenin yanındaki dehlize giriniz. İkinci avluya varınca doğru yeşil kapıya gidersiniz. Tarif olunan yolu takip ettim. Fil Birkae hakika yeşil kapıyı buldum. metre mesafesindek; sönük ışıklı lâmba kapının pıyı bilâtereddüt açtım. Bir nevi aralık odasında adamım bi girer aldığı muhakkaktı. Bir söz söylemeksizin bei ni methalin fakrü hali ile taban tabi na zıt olan bir nevi büyük (höl) e yü- ri hir köşede pinekliyordu. Ben girmez ayağa kalktı. Talimat türdü. Oturup bulunduğum yeri muayene ettim. Hemen anladım. Şüphesiz husu- si bir kapıdan içeri sokulmuştum. idim? Bunları hepsi bana, garip, uydurul.! kat nerede ve kimin nezdinde muş hatta gülünç geliyordu. Herkes gibi büyük kapıdan girsem olmaz mıydı? Ya beni eşrarengiz bir surette otomobiline bindiren ve bura- ya getiren şoför? niçin bu kadar ihti- yata Mizum görülüyordu? Niçin şey gizli ve kapalıda yapılıyordu? O vakitler henüz çok safdildim. Şüphesiz hali harpte değildik, Fakat icasuslar sulh zamanında da faaliyet lerine halel getirmezler. Az sonra Fet: veçhile! casusu tonun ağzından öğrendiğim olan (Felton) dedi ki: — Sizin bizimle alâkadar olmadı. ğınızı zannettikleri müddetçe fazla İ- şimize yararsınız. Şimdi bu odada yer. i tak odanız yu Üst kat. yoktur. Ve zaten buna uşradık. Koleri gibi müthiş ge vücutlerimizde madr. Getirtebil belki eski|temayüllerine kahkahalarla güle-|doktorları dudak ei sudan i» lâçlar verip gidiyorlar. Son nefes- olduğunu diyoruz. Geliniz de se- lerimizin yaklaşmakta her an hi faletimizi görünüz.,, mak h müntakimi hakikinin bu iştiyak ateşile tütüyor. Umrani Artıkirılmış bir cennet olduğunu şimdi| kimiz de ölümün pençesind. adamın hislerini taşıyamıya | anladım. Aşkımın bütün şiddetile|dam mahkümlarına sehpa önünde le Caizenin almak istedikleri inti- , j içinde süratle dur- yap tı. O vakit gözüktüm ve elimi otomo- bilin kapisının tokmağına attım, Şoför hiçbir hayret eseri göstermedi. Bilâkis meş'im manzarasını daha meş'üm bir hale sokuyordu. Ka- imkân ve zaman da müsait değildir.. Sanki ettiğimiz biyanetin manevi cezası olarak ikimiz de ayni neviden teş- hisi müşkül, mühlik birer hastalığa “Eğer hâlâ bizden intikam al- e sarsılıyorsanız gözle- rinizin önüne çıkacak (manzara, saadette arzularınızı tatminden de pek ile- ri varmış olduğunu size ispat ede- 'cektir.,, “Af dilemeye yüzümüz yoktur. ki verdi! kencesi bu nefreti tahammül olun-! Ölmeden yalnız bir kerre sizi gör- mek emeli kalplerimizde büyük bir ttakl odadır. Dinlenince zil çalarsıpız.. Bana haber verirler. .. Sefaârette Entellicens servis şube. sinde rahat nedir bilmezlerdi. Müte. madiyen çalışmak Tâzımdı. Yorulunca| b istirahat edilirdi. Sonra yine iş| başına oturulurdu. Bunun için daha ilk işe başladığım zamanlardan itibaren günde üç saat uyku ile iktifaya aliş trm, (Felton) sabahleyin geç vakte ka! dar yatmanın kaideden olmadığını an- latmıştı. Tahammül! edip edemiyeceği “İmi sorduğu zaman dedim ki: — Yorgun değilim. Hemen çalış- mağa koyulalım yüzbaşım... h Durmadan beş saat çalıştık. Zama- nın geçtiğinin farkında bile değildim. İş beni fevkalâde alâkadar ediyordu. Felton bana birçok şifre usulleri! öğretti. Bir insanın bir mektubu üze rinde nasıl saklıyabileceğini izah etti, Meslekten yetişme bir hokkabazın hüy| retle ve takdirle karşılıyacağı bir tu- kım el çabuklakları talim etti, İnsanm cildi üzerine yapılan hatların ve renk- siz mürekkebin hassalarını belledim. İnsanm göğsünde veya arkasında en İmühim bir emri nasıl hâkkederek gö- türebileceğine vâkıf oldum. o Yalaz bunda şart seyahatin devam (ettiği müdetçe sabunla yıkanmamaktı. Ayakkabı ökçeleri nasıl oyulur, el- biselerin kıvrımlarından nasi) İstifade edilir?.. Bunlar hakkında da mülümat peyda ettim. Bitişik bir odada hakiki bir sahte pasaport fabrikası vardı, İki adam başlarında yeşil önlüklü kasket leri olduğu halde çalıyorlardı. Yak. laştım... Şüphesiz evvelden ihzar ettik-. leri vesikaları yazıp kopya ediyorlar-| dı, Daha sonraları haber aldığıma gö- te bu iki adami dünün en meşhar i-, ki kalpayanı imis. Entellicens “Servis! hizmetine girmişler. Onları gördüğüm! sırada meşhur bir siyasi vecülün ya-| aşını taklit ediyorlarmış, Feltona sordum: ! — Ya en büyük âmirim (kimdir? bir Pa Siz benim mertebe ile birinci ari! rim olmakla © beraber bir o mafevki! her)miz bulunacak... . | — Çok sabırsızsınız.. Bekleyiniz öğ- renirsiniz. | Yorgunluktan bitaptım. Felton ar-| tuk yatmaklığım lâzım geldiğini söyle- di, Fakat yattığım halde uzun müd det uyanık kaldım. Gördüğüm öğrendiğim şeylerden d layı mebhut ve (o tehayyir o İdim, Her kesin masum bir hayat (geçirdiği, kendi işile meşgul olduğu (aşıkların vererek güneşin par- de dolaştıkları, kuşların tatlı tatlı öt- tükleri çiçeklerin o güzel (bir rayina neşrettikleri bir sırada, alnı buruşuk bir takım adamların mevcudiyetlerin. için için düşünerek, el altından bi erhen olan ulüvvü cenabınızdan in- saniyet namına bu şefkati dileniyo' ruz.,, “Halimizi görünüz. İntikam a- teşiniz sönsün. Biz de sizi görelim hemen ölelim. Vakit yoktur. Acele ediniz, size olan şu istirhamımız- dan sonra bu mülâkata müsaadesi ni talep için Ezraile de yalvarıyo- *İruz.,, “Umraninin Çaize Hanıma o©- lan zelilâne istirhamları da bu ma Mektubumuzun i* na da tercüman © larak kabul edilmesini ayrıca rica ile bekliyoruz.,, lelâl o Umrani Bu satırları okurken Çelebinin birkaç defa başı döndü. Gözleri ka rardı. Çarpıntısı tuttu, Bu helecan- ları sevinçten mi, yeisten mi geçir“ diğini bilemiyordu.. Bir kaç ay da biribirinden bıksmlar sefalete düş- sünler. Bahusus ikisi de nev'i teş-i his olunamıyan ayni garip hastalı- İs ğa uğramış bulunsunlar... Çelebi i- ! nikte Apollon ve iraklis t i lanmıştır. son arzularını sorarlar. Bizce müb|kam ziyadesile alınmış ö | “Eğer hâlâ bizden in İmiş. Tam kemale erip de i Olimpiyakos Yarın izmirde bif maç yapacak Şehrimizde bulunan Yanar lan şampiyonu Olimpiyakos kımı bugün izmir vapuri , mir larikile Yunanistana hâli edecektir. izmirden gelen habe” İere göre takım bu fırsatta tifade ederek yarın izmirde M şıyaka takımile bir maç yap?” ve ayni gece Pireye doğrü luna devam edecektir, Yunanistanın Apol takımı > izmire geliyor izmir, 25 — (A.A) — A” nm Apollon takımı 200 & si caviz bir seyirci kafilesi ie hususi vapurla 3 haziranda i#” | geleceklerdir. j Birinci maç 5 haziran g Altay ile ve ikinci mif baziran pazar günü Gör spor kulübü ile yapılacaktı” Atina'da futbol maçlar! Atina, 25 (A.A) — Mili? nan futbol şampiyonluğu i& liği için Panatinekos ve i kımları arasında yapılan baka 4-4 beraberlikle netic& miştir, gf Aynı şampiyonluk için i ları arasında yapılan müsab* da Apollon takımı hasmını © kârşi iki sayı ile mağlup miştir. ; 1930 senesi milli i olan Panathinekös ekipi, şembe günü Sofyaya ve orada iki Bulgar. taki karşılaşacaktır. İskenderundan kaçan c bir adam Dörtyolda yak: Adanadan bildirildiğine Suriye teb'asından iskende! Karahasanlı köyütde “ot isminde bir canavar karı! çocuğunu diri diri kesmiştif. Ali-xengin- olen karısının ' disine para vermemesine kı?” gece yarısı onu buğazlfi analarının feryadına koşup sedinin üzerine kapanan b diğeri erkek iki evladın! başlarını göğdesinden ay Ali bilâhare hududumuzu $f rek Dörtyola kaçmışsa da # gi rine tuzak ku leri aklın alacağı bir şey mi fi Yavaş yavaş uyudum. yi Sahahleyin kapıya r'ddetli be vuruldu: — Giriniz... Fakat hizmetej içeriye gi lendi: — Yemeğiniz hazırdır. için bir tebliğ var. Mis (Bitmedi) igeçilmişti. Çelebi mektuptaki şu Ibirkaç defa tekrar okudu: imak hırsı ile sarsılıyorsan(# jrinizin önüne çıkacak müntakimi hakikinin bu Jarzularınızı tatminden de. ri varmış olduğunu size i8P cektir. İntikam pek tatlı bir zaman lezzetine doyulmi çi lebi bu intikamdan hicbir ! dı. Yine İclâlin dediki Kİ daima ayni insan olarak z Bir çok sebeplerin tesi rile yor. Hiç süphesiz Çelebi ni zehirlediği günden bU kadar değişmişti. Zehir sözü aklından mez şakaklarından ter sızmağa gri “N bo hastalığın on iç ks hiş semin tesirinden ç ii let.