REM İMRİNİNRİNEİ İLİRİA il : il N , 1 i ' —— 6 — VAKIT 26 ŞUBAT 1931 — Rahatsız Adam — Annelerini pek küçükken kaybetmiş, hssasiyetleri doktor- ların marazi dedikleri derecelere yaklaşmış olan kimselerde güzellik | telâkkisi gariptir. Bu gibilerin sevdikleri kadınlar, şekilleri ha- tıralarında “flu, olarak kalmış | olan © annelerine benzerler. Esasen insan güzel kadın telâk- kisini ilk gördüğü kadından, an- neden alır. Bir çocuğa güzel- likten bahsedilse, kat'iyen te- reddüt etmeden gelir. Zamanın hatıraları müphemleş- tirmesi doğrudur. Fakat “haki- kat,, yerini müpheme bırakır, ve aslında çirkin bile olmak ihtimali mevcut olan anne, çocuğun na- zarında bir “ideal,, gibi güzelle- şir. Bilhassa, eğer bu küçük yaşta kaybetilen anne, verem annesi hatırına gibi, guzelleştiren bir bastalıktan | ölmüşse, son hummanın gözlere verdiği parlaklık, haleler, sonunu | bilen annenin, doktorun “arlık yetişir, bakışları - altında evlâdını son defa kucaklayışının insanda ölene kadar bıraktığı iz ile birleşir, ve anne tayıflaşır, güzellik ölçüsü olur. | İ reddetsem: Acaba annenin evlâda olan muhabbetinde “şehvet,, te yok- mudur? güzellik yalnızça alışkın- lıkmıdır? çirkin bir kadınla niçin yaşarız? Bu tahammül müdür, başka sebeplermi var? yoksa tahammül ve bu sebepler mi gü- | zeldir? ... Harp, sinirlerimizi gerdi. Bir kelime ile sürat asrına girdik. Hergün binlerce insan, sürat rekorlarını kırabilmek için, ki- misi havada, öteki denizde ölü- | yor. Sürat, sürat. Mesafeleri ve zamanı yok etmek için büyük bir gayret sarfediyoruz. Bunun içindir ki Amerikalı doktorun bir hap vasıtasile uykuyu kaldır- mağa çalışmasını bütün dünya sabırsızlıkla bekliyor. Bunun için- dir ki, artık alkol ve münevvim mükeyyifat, yerini, heroin ve koka- ine terkediyor. İnsanlar bütün hayatlarını bir ana inhisar ettir meğe, bütün hayatlarında duy- maları mukadder o'an hislerin yalnız iyilerini de zamanın haddi asgarisi olan «an»da, namüte- sahi defalar “hamam mari, den taktir edilmiş bir eksir içer gibi | tatmağa çalışıyorlar. Harp sinirlerimizi gerdi. Zekâmizın alıcı levhası artık, mantığımızın gönderdiği seyaleler ile aksülamel yapmıyor. Vücu- dümuzda, menbasız ve mansapsız bir nehir gibi, sayısız kollarla dolaşan sinirlerimizin tiklerini alıyor. Bu tiklerin tahteşşuuru- muzda bağlanmış olduğu merkez “aşk ihtinakı,, merkezidir. Eskiler aşk. Bu ilk üçünün hepsinin ilaç- İarı bulunmuş, yalnız aşkın bu- İanmamıştır. Zümrüdüanka kuşu kendi ken- disinin babası ve evladıdır. Her “üç asırda bir kendini öldürür, ve son nefesinden kendini do- ğurur. Aşkta böyledir. Kendini öldürdüğü dakikada yerini bir doğan aşka bırakır. Bu basta- lığın şıfası ve zehri aynıdır. Eyi- leşmez. Ve bu daimilik, sür'at hastalık saridir,, diyen | I dan geliyor. aşkı ablatı erbaadan İ sayarlardı: Dem, safra, balgam, | Yazan : Fikret Âdil asrında ibtinak haline girmiştir. ».. Birisini sevdiğim zamanlar - bu bende ogün gördüğüm güzel adınların adedine müsavidir — | tahaf şeyler duyarım. Bir anlık sevgilimi takip ederim. O kadar tabii hareket ederim ki o farkında bile olmaz. Zaten sevdiğim kadınların büyük bir ekseriyeti beni tanımazlar. Birdenbire çok kuvvetli bir adam olmak ister, hareket eden otomobilleri bir elimle durdurarak, zarif bir re- veransla sevgilime yol açmak, istihfafkâr ve himaye edici bir tebessümle: — Buyurun, efendim. Demek isterim. Yahut bir sıç- rayışta 10 metrelik caddeyi geç- mek, onun bir bakışının hayre- | tini kazanmak en şiddetli arzum olur. Yahut düşünürüm. Şimdi iki kişi sevdiğim kadına takılsa, ben de hemen gidip onları kafa kafaya vursam. Ka- dın bana teşekkür edip, ellerimi tutarak minnettarlığından bah- setse ve ben de; — Vazifemi yaptım Efendim. Diyerek ayrılsam ve her şeyi Bence aşk budur. Rica, ederim beni tekzibe kal- kışmayınız. Ben görüyor ve hi- liyorum. Ekseriyetin göremediği için bir takım hakikatlerin, hislerin vücudunu inkâr mı ede- ceksiniz? Bana kimse inanmıyor, fakat görüyorum ki beni gülerek dinliyenlerin gözlerinde arasıra İ bir hatıranın, bir ıstırabın şim- şeği çakıyor. O zaman: — Söylesene, diye bağırıyo- rum, içindekini kussanal.. Kriz geidi diye kapatıyorlar. Ben rahatsız bir insanım. Bu da insanların içlerinden geçen her şeyi sakladıkları, o ihtiras- ların esiri oldukları halde onları tatmine cesaretleri olmamaların- Ben, bilmediğim vekimsenin “bilmediği bir kuvve- tin elindeyim. ipimi çeğince ha- rekete geçiyorum. Mükavemet edebilir miyim? Siz edebilir misiniz? Gülüyorsun, Onbaşı söyle ba- kayım sen niçin çiftçi değilsinde jandarmasın ? Bunu senmi istedim? — Hayır, — Elbet. istemek için “ben,, liğine sabip olmalısın evvelâ, Eğer ona sahip olsaydın, ve siz, İ aptal aptal bana gülenler, ölmez- diniz! Ha.. ha.. ha.. tabı ölmez- diniz. Siz herşeye razı oluyorsu- nuz. Rıza göstermek, başka bir kuvvetini kabul etmek değilde dedir. Görüyorsunuzki $iz, mev- cudiyeti kabul ettiğiniz kuvvet | değilseniz. Evet. Biraz düşünün.. Siz ölmeğe razı olduktan sonra ölüyorsunuz. istemeseniz, istemi- ye bilseniz ölmezsiniz! Niçin bazı | adamlar uzun müddet can çeki- şirler? Ölüme ran olmazlarda ondan, Eğer o adam inadında durabilse ve “of, aman yeter, Azrail yahut Allah, gelde cammı | al,, demese ölmez, Halbuki « çocuklar artık son günüm geldi» diye razı olan yatağına yatar yatmaz ölür, can çekişmez. işte ben “razı, değilim. Beni denizden intihar ediyor zannile adam, İ Harici haberler | Denize düştüler Perpinyan, 24 (A.A) — Mar- silya ile Cezayir arasında sefer yapmakta olan bir deniz tayya- resi molörüne arız olan bir sa- katlık yüzünden denize düşmüş- tür. Bir Ispanyol gemisi tayya- reyi çekmeğe başlamışsa da atı- İ lan halatlar kopmuştur. Denizin hali tayyare rakiplerinin gemiye alınmasına imkân bırakmamıştır. Gemi halen hadise mahallinde bulunmaktadır. Ispanyada darülfünun Madrit 24 (A.A) — Hükümet Romanonesin sabık Liberal nazırlarından M. Ruiz - Gimenezi Madrit belediye reisi tayin etmiştir. Darülfünunların yeniden açıl- etmiştir. Tayyare mükâlatı nesi beynelmilel erkek tayya- reciler mükâfatı “Kost,,a ve kadın tayyareciler mükâfatı da Mis Amy Jonsona verilmiştir. Beş taraflı bir deniz itilâhı Paris, 24 (A.A) — Havas ajansının bir İngiliz menbamdan istibbarına göre, Londra deniz itilâfına Fransanın iştirakine ait şartlar hakkında bilkuvve anlaş- ma hasıl olmuştur. Bu itilâfa, Italyanın da iltiha- kını temin için M. Henderson ile M. Aleksanderin akşam özeri Romaya (gidecekleri söylen- mektedir. İtalyanın muvafakati halinde üç taraflı Londra itilâfı beş taraflı bir itilâf halini ala- caktır. Italya Londra itilâfına ttihakı kabul etmediği takdirde Fransa ile Britanya arasında bugün akti derpiş edilen tasfiye sureti hü- kümsüz kâlacaklır. Çünkü Ingil- tere Italyanın deniz gemileri in- şaatını vasi mikyasta çoğaltması halinde Fransanın hukukunu ve menfaatlerini temin için istediği siyaset maddesini kabulden imti- na etmekte bugüne kadar devam eylemekte bulunmuştur. Kübada suikastler Havana, 25 (A.A) — Reisi- cümhur (O(M. Maşado iki gün içinde ikinci defa olarak ölüm- den kurtulmuştur. Bu ikinci sui- kast şu suretle cereyan etmiştir: M. Maşado yeni Kapitolde bir nutuk söylediği sırada meç- bul bir genç cebinden bir taban- ca çıkararak reisicümhura ateş etmek istemiştir. Mütearrızın bu İ hareketini vaktinde gören bir po- lis derhal bu gencin yakasına yapışmıştır. Bu hadise halk ara- sında azçok büyük bir heyecan uyandırmıştır. m çıkardılar. Halbuki maksadım orada gördüğüm güzel bir kadı- nu heyecanlı dakikalar yaşat- maktı, Ben çok iyi yüzerim. Fa- kat bunları izah edince beni deli diye yakaladılar. Halbuki ben deli değilim, Çünkü deli olma- dığımi biliyorum. Asıl siz, ken- dinizi akıllıyız zanneden zavallı- lar, siz, deliliğinizin farkında ol- mıyan bir başka delilersiniz. » Jandarma, başına toplanan galabalığı ayırarak «yürül.» dedi. Islak elbiseli, elleri bağlı adamı itti, Halk yol açtı. “Deli, sakin, sakin ilerilemeğe başla Arkasından yolda ıslak bi bırakıyor ve bir havari vakarile | yürüyordu. dostlarından ve | Paris, 24 (A.A) — 1930 se | Verem aşısı münakaşasında cevap ; 2 Fuat Sabit' B. Osman Şerefeddin beyin teklifin | | | | Aşıdan evvel Aşıdan bir buçuk 51 kilo ay sonra 73 kilo | Manisanın Haeihaliller köyünde muhtar | Ahmet Ef. nin oğlu Yusuf, 23 yaşında Doktor Şekip Habip Bey arkadaşı. mız tavsiye ettikleri istirahati mutla. r bahtiyara nasip olur şeylerden- Runlarm her zaman mümkün ve nız başıma kâfi olduğunu kabul et- abakada hastalığın kökün den kesilmesi lâzım gelmez miydi? S natoryom tedavilerinin bile çında nüks ihtimalinin kökü İkaydolunur? Kısmen faidesini kabul buyurdukları kolay, ucuz, pratik bir u- bilmek için her halde bugünkü vaziye- timizden farklı bulunmamız lâzımge lir zannediyorum ve kıymetli arkada- sım da bunu inkâr edemez, Sonra yok- sul hastaları, her zaman hekim bula» mıyân, çalışmak mecburiyetinde olan halk tabakasını ne yapacağız? Evinde veremli hasta bulunan ve yatırılacak başka odaları bulunmıyan aile efradı- ni ne yapacağız? Türk Tıp cemiyetinde söylediğim gi- bi Fridman bakımsız okalan ve daha çok uzun müddet köyde kal- mağa mahküm olan fıkara ve köylü aşısı halk için koruyucu ve iyi edici olan fa ideleri o İtibarile veremin (içtimai hıfrmsıhhasında tamamile yeni ve İziki bir ufnk açmıştır. Çok şayanı dık- kat buldum. Bakmız profesör Dührssen ne di. İyor. Zeilsehrif für argtl 1920 Fort bil İdung No 15. Binlerce vak'aya istinaden yeni baş- lyan veremin (yalnız göğüs vere mi değil kemil, ukde, böbrek, ve İsaire veremi de) Fridman aşısile emni- yetle şifa bulacağını iddia edebilirim. Ben de profesör Lehleich gibi kanaa- timi söylerim ki tıbbi en büyük teşek- İküllerden birinin karşısmda bu da çiçek aşısı gibi muzaffer (olacaktır. Fridman aşısının en bakımsız işçi çocür ğundan çok çalışmak mecburiyetinde olan yetişgin delikanlıya kadar hepsin de tesiri vardır. Nasıl ki çiçek aşısı en fakirin çocuğunu çiçek hastalığından koruyorsa : Fridman verem aşısı da öylece veremden koruyor. Ben burada pratik hekim için çok ehemmiyetli bir noktaya temas etmek İstiyorum. Biz yalnız başlangıçta bulunan veremin â- makla iktifa etmemeliyiz. Bu başlangıç ta bulunan bütün hastaları iyi edecek bir aşının bulunduğunun hakikatini de herkese anlatmalıyız. Bu ise pratik he kimin vazifesidir. (Alkışlar) Bizim böyle bakımsız bir köylü evin de hatta ilerlemiş ve kendimizce ümitsiz telâkki ettiğimiz bir vak'ada yalnız iki aşı ile iki ayda muvaffakıyet li neticeler aldığımız bir hastanın aşi dan evel ve aşıdan sonraki resimlerini takdim ediyorum. Berlin (Dr. Brovn)ın şu müşahedesi çok şayanı dikkattir, Berlin. Klin, Wochensehrifr 1921 No. 3 “Tıbbi bir müşahedenin İnsan kendi vücudunda hissettiği şeyler kadar da- kik ve itminanbahş olacağını tasavvur edemem. Filhakika ben dücar olduğum her türlü şüpheden azade bir zerve veremliye bir tek Fridman aşısı saye- sinde eser kalmadan iyi olan bir ada- mim. Ben hastalığım esnasında çekti- ğim ruhi ve cismani elem ve ıstırapla- rın çalışma arzumun ne derece azaldı- #mm hatıralarını henüz çok can- Jr hisseltiğim için bugün burada iyi sulü tedaviye karsı müstağni davrana» razımı en küçük talebelere kadar yay) i kabul ediyor olmuş bir hasta ve bir hekim sıf8i sayısız veremliler ordusunun menf3# namına Jeh ve aleyhteki mücadel&' karışmağa ve sesimi mümkün ( oldüf kadar kuvvetle yükseltmeğe © kendi mecbur telâkki ediyorum. BanaBakm; diğer hazı hastalarÖ re bilhassa madam L.. de de ayni m ıt şifaya şâhit olduğumu — zikreği Bugün şiringalarla bir bug” sene sonra, her türlü yorgunluk ve * gara İçmekteki oifratlarına rağ kendimi enfüsi ve âfâki sapasağlam ? luyorum. Şiringa yerinde de hiçbir $€) yoktur. irim, Osman Şerafettin Bey: Çok kıymetli arkadaşımızın beyaf” tından Fridman aşısı İle epeyce meğfi Idukları görülüyor. Teferruatla © masına dair bir emirname intişar İka, bol hava ve gıda dünyada kaç bin-üğruştıkları için olacak ki fikirleri * Bunla” İnakuslu ve septisizmle dolu. İTürk Tıp cemiyetindeki o münaksı cevap vermiştim. Bu cevabımda Mağ) İristandaki tatbikattan ve Fridman ”İ İleyhindeki matbuatm bu O hâdisen |kaymetini I küçültmeğe o çalii Jlarımı ve ne gülünç iftiralara baş /duklarını orada vesaikle göstermişti! Burada tekrarına lüzum © görmül rum, Bahsettikleri Macar verem ee yeti kâtibi umumisinin beyanatı da V İScalainin şerefini kıskanamsına hh lolunabilir. Şurası şayanı dikkattir Macaristanda yapılan verem müc&l lesini ve alman muvaffakıyetli netic€ İri tenkit edenlerin hiçbiri gidip te yapmış değillerdir. Hep uzaktan uz İve kâğıt üstünde oynuyorlar. Buna kabil sırf tetkik maksadile ve gönül olarak Macaristana kadar gidip mi linde tetkikat yapan Nagel Şmit ciete internationale de recherche en contre la tuberculose et le cancer, miyeti tarafından berayı tetkik meg! edilen reisisani ve kâtibi ümumisi ol Jacaues Laenmrt... Sirmiiannön ff se Runs belediye reisi tarafından mür edilen profesör o Techoweyer bitaraf âlimler hep lehte o makaleli neşretmişler, konferanslar vermişi ve bütün menfi mesaiye rağmen Fri mân aşısının tatbiki için vâsi mikyas' İ tatbikata başlamışlardır. Bunları tafsilden sarfmazar ediy” rum Osman Şersfettin B. in tecrili yapmak hususundaki tekliflerini ka! ve emirlerini beklediğimi de arzede 25 Şubat 931 . TA. mukabili Dolar ŞA Frank Üret Belga Drahın Frank Ur #Ley © Kuruş 1 Türk lirası Dinar Çervoneç Kuruş Nukue ilsterin o Cfagiliz) IDolar (Amerika) 20 Frank (Fransiz 20 Liret (italya or: Belçika) İao Drahmi (Yunan) 20 Frank (il 10Xwron (Çekoslovak) Şıaz AÂvusrerya) 1 Pazeta Flsj Zi Lekistag i Pengö Macartstas 20 Ley (Romasya) 20 Dinar Yugoslovyal 1 Çevoneç Seryet Altin Mecidiye | Bankon ©: