| | Halk dili ve büyük şef —“Dilimiz münevverlerin muntakasında kaybolmuştur.., Gazi Mustafa Kemal Bu vecize türk inkılâbınm kültür cephesini ve demokrasinin hakiki isti kametini göstermektedir. Türk milleti engin bir deniz gibi ufuktan ufka dal- Çalana dalgalana ilerlemiş büyük met, ler, büyük cezirler görmüş ve bü- yük sahillerde, büyük denizlerin cezir zamanında bıraktıkları izler, oyuntu- lar, girintiler, çıkıntılar gibi eserler bi rakmıştır. Bu iz, en koyu hattile türk harsı- dır. Türk harsının en kuvvetli cephesi! türk dilidir. Uzak iklimlerde Türk ke-| limeleri hâlâ, bu harstan birer nişane &ibidir, Balkanlarda türk kelimeleri: nin dalgalandığını görürsünüz, küçük Asya baştan başa türk kelimelerini bir bahar rüzgârı gibi karşılar. Fakat geçtiği yerlerde kelimelerini, dilini bir zafer abidesi gibi kakan mil lete bedel bu zaferi münevver “acem perestii rumun İmale devrin. de,, bir hezimet haline koymak için ne lâzımsa yapmış! Anadoluyu fetheden ilk Türk neferinin (Melâzkirt) ten İz- mir kıyılarma kadar yaydığı güzel türkçe, minevverin elinde bir acaip nesne addedilmiş, Anadolunun fetih za! ferini yazan emirnameler bile acemce, yazılmıştır. Selçuk münevveri böyle idi, osmalı! münevveri böyle idi.. İ Çünkü bu münevver, imparatorun! ve teokrasinin esiri olmuştu. Bu münev verin halkla münasebeti meyva dalları na konan kuşlarla meyavların münase beti gibi idi. Bu kuşlar şakırlar, öterler ve mey- vaları rahat, rahat yerlerdi. Bol mey. va buldukları zaman cıvıldaşırlar, kâh nesir söylerler, kâh nazım söylerler, skâh ilimee konuşurlardı. Fakat hepsi" ie. kuşdili olmaktan dâha uzak de- Tanzimattan sonra bu kuşlar gerçi tüy değiştirdiler... Kavuk yerine setre pantolon giydiler. Gagalarmı daha siy rilttiler. Fakat bu kuşlar yine Osman İh İmparatorunun kuşları idi. İmpara- torluk kültürü onları birer saka, veya bir kanarya, gibi beslerdi. Onlardan, Osmanlı devrindeki mü- nevverden halk dili isteyemeyiz, çünkü o halk değildir, halktan değildir, halk la o, yine yemişle karga gibidir. Onun söylediği dil yine kuşdilidir. Halk diline gidişi, kültürün asıl in| kılâbını ifade eder. Bunu bize ne tanzimat ricali, re ha tıyvat vari konuşan Babrâli dili, ne de meşrutiyetin (Otakma (Ohalkçılığı ya abilirdi. Akdeniz ilk hedefinizdir diye bize Akdenizi gösteren büyük şef sim di bize bütün dünya demokrasilerinin İlsan kültüründe ilerlediği sahayı İş2 ret ediyor. l Londrada bir Iran sergisi yük piyankoyu kazandı; açılmasına sebep oldu Londrada Iran san'atlarının teş"| hirine mahsus mubteşem bir sergi açıldığı malümdur. Fakat malüm olmıyan bir nokta bu serginin açılmasında en fazla kimin amil olduğudur. Bu hususta en fazla müessir olan, on dokuz yaşında bir Ingiliz kızıdır. Mis Stella Bukonan isminde olan genç kız, birçok lisanları şayanı hayret bir sühuletle ko- nuşmaktadır. 400000 liraya bir tek resim mubarriri İtalyanın Prandellonun eserlerini oyna- meşhur makta en büyük kudreti gösteren san'atkâr Sinyora Marta Alvadır. Muharririn kendisi de bu san'at- kârı çok takdir etmekte, dost- luğuna büyük kıymet vermekte- dir. Bu kıymetli san'atkâra ge- | şenlerde tali yaver olmuş, Mi- büyük mükâfatı kazanmıştır. ———Z— Kadın polisler Kadın polisi dünyanın her ta- rafma Yayılıyor, Son haberlere göre Gürcistanda da kadınlardan polis kuvvetleri teşkil © edilmiş, bilhassa caddelerde mürur ve ubur işini idare etmek onlara “Meryem ve çocuğu, tablosu Fransada Kan şehrinde Nik müzesinde Meryem ile İsayı gös- terir bir tablo vardır. Bu tablo 1844 de Mösyö Masisel isminde biri tarafından Romada satın giriyi a. alınmıştı. Daha evvel Bolemu- Gençleşmek nin amcası Kardinal Feşin ko- | leksiyonunda dahil bulunuyordu. Harbi umumiden mukaddem bir Amerikalı milyoner bu tablo | için bir buçuk milyon frank tek- lif etmişti.Bu sefer de diğer bir Amerikalı aynı tablo için dört duçuk milyon frank vermiştir. MA ve çocuğu tablosu. nun kimin tarafından ğ hakkında bir çok di dır. Bu tablo çift kanatlı bir kadro dahilinde idi diğer kad- rosunda Mösyö Msrselin yağlı boya resmi O vardı. Bu resim Bürüksel müzesindedir. “Meryem ve çocuğu “tablosunun Van Dyık tarafından yapılmış olduğu 1848 de iddia ediliyordu. Daha SObra Memlitğin eseri mehâreti oldu- Buruşuk derilerin gerilmesi Kadınların — gençleşmek için yaptıkları ameliyata bir yenisi ilâve edildi. Yaş ilerlemesinden dolayıd- go©>©>9200© Yarn akşam ©©©©00© ie 1914 te ise | bu ameliyatıryaptıkları takdirde andeş Viyden isminde bir Fe- | ciltleri eski taravetini kazanıyor, lemekli ressama ait olduğu etleri sıkışıyor ve o gençleşiyor- larmış.! Fakat bir Londra gaze- tesinin wördiği malümata göre bu ameliyat 3000 Türk lirasına maloluyormuş! anlaşıldı. Vandeş Vayden 1400 senesinde doğmuş ve 1464 de ölmüştür. Dini tabloları ile oj- İniz ki sütunları üzerine halkın me! rakını celbetmek için gazeteler ha- ) kiki * vak'alari © romanlaştırırlar. Yalandan, iftiradan, mübalâğadan | pek çekinmezler. Vak'anın kahra- i İmanları kendi maceralarını bu sü- 19 yaşında bir kız |En büyük yıldız en bü-| lândo çekilen bir Piyankoda en | 3000 liraya maloluyormuş | rileri kırışan, buruşan kadınlar | Baştan başa mac Sinema yıldızı Nilayet kaçakçı diye g sürüklendi ve h Uyuşturucu zehirler kaçırmak” la maznun olan ve hastalığı yü- zünden muhakemesi talik edilen meşhur sinema yıldızı Alma Ru- bens birdenbire ölmüştür. Kendisi zatürreeden mustarıp bulunuyordu. Almanın hayatı ve ölümü sinema tarihinde bir fasıl teşkil eder. Bu çok güzel, çok neşeli, çok müsrif kadın türlü ! törlü aşkları, avlenmeleri, talâk- ları, sefahetleri, tevkif edilmeleri kaçakçılık gibi (o meşguliyetleri 3-4 sene gibi pek kısa bir za- mana sığdırmıştır. Alma Rubens, sinema âlemin- de en büyük şöhreti Kazandık- tan sonra keyf verici zehirlere alışarak bütün işlerini bozmuş, sefalete düşmüş, üç sene kendi- sini bu dertten kurtarmağa ça- Idaşanlar muvaffak olamamışlardır. Yalnız geçen ay biraz kendi- ne gelerek çalışmağa başlıyan Mis Alma, zehir kaçırmak suçu ile tekif edilmiş, ondan sonra hasta düşmüştür. “Dariilbedavi Temsilleri mi 215 dn İSTANBUL BELEDİYES i N komedi 3 perde 3 Tablo arihi piyes- - — sare ATIMININ zade IB. Bu akşam üniformalı zabitana tetzildr Kişe hergün ssat 13 den itibaren açıkır Alu yaşına kadar “olan çocuklar tivâtroys kabul olunmaz Pangaltı Tiyatrosunda Kinunusani 29 perşembe günü ak- şam Şevki Ber temsilleri "Türkiyemizin en namdar (osan'akârlarının — iştirekile İ Çiimorlerk) tariht büyük Piyes 4 perde Komedi. Varyete, $ Marguerite Moreno ve Armand PARiS G Tamamen Fransızca 2500 <> yoo>o>o>> rın kayıtsızlığile yazarlar. Zaten mavi dediklerinin sapsarı zuhur etmesinde kendileri için bir ceza yoktur. Pek sıkıştıkları zaman kup kuru bir tekziple iş geçiştirilir. Her ne ise Bentler vak'asına dair yaz- ! İtunlarda okudukları zaman bu ka İlemlerin hakikatleri tahrifteki cü dıkları satırların hepsi noktası nok tasıma doğru değildir. Ben bu yan- YER YUZÜNDE CENNET Pek şen bir komedi İretkârlıklarına şaşıp kalırlar. Biri- lışlıkları düzeltmeğe” uğraşmakla 5 — VAKIT 28 Kânunusani 1931 — era olan bir hayat Alma Robens neler neler yapmadı oyalar muhakekpiiyi astalanarak öldü Alma Rubens Alma geçen sene şu sözleri söylemiştir: “Yedi senedenberi keyf verici zehirler kullanıyorum. Buna bir tek şiringanm verdiği keyf se- bep olmuştur. Ondan sonra bu- nun müptelâsı oldum. ,, anem vene üzer 8800104 10010gapy gr anooaznenu epg se ereeozusurunııayayTMAzaR Apa Fransada sahte şahadet- nameler Son günlerde Fransız talebe cemiyetlerinden bir kısmı hükü- mete müracaat ederek sahte Bakalora şahadetnameleri tevzi edildiğini iddia eylemişlerdir.. Bunun üzerine Fransa hükümeti tahkikata girişmiştir. Müracaat eden üç cemiyetin israrma rağ- men sahtekârlığa delâlet edecek bir amare elde edilememiştir. Maamafih hükümetin şiddetli ta- kibatta bulunmağa ve sahtekâr- lık görüldüğü takdirde faillerini şiddetle cezalandirmağa karar vermiştir, - man Yeni neşriyat algalanrla. eyine ye Tevfik Abdurahman B. in enfes bir şiir mecmuasıdır. Gençlere ve şiir meraklılarına tavsiye ederiz. Muallim Ahmel Halit kütüphanesi fiyatı 43 ku- ruştur. Majik Sinemasında 2 Büyük Filim Birden Bernard tarafından temsil edilen ECELERİ sözlü muazzam bu film ile 9 oSS05SŞ50O) ederek söyler... Bu zaaf halinde bi le kelâm şartlarından vazgeçmi- yor... Onu serbest terbiye ile iyi bü yütmüş olduğum zannında idim. !Lâkin demiri çelikleştirmek için ve rilen su gibi aşka karşı onu da mu jKavimleştirmek hususunda icap & İden dersleri kafasına osmdireme- mişim. Fakat zarar yok. Bu.dersle det öyle durdu. Acaba ne görüyor in gündüzünü öteki geceleştirir. kei : 5 du? Veyahut görmemeğe uğra, Birinin soğuk dediğini öteki sıcak kendimi ve sizi ae e A ğı elim manzara ne idi? 99 İlaştırır. Ayni vak'a birbirine benze 91! kaçırma vak'asına geliyorum... jp” Nihayet öllerini gözlürinü imiyen şekillere sokulur. Muharrir- (o Çelebi yoruldu. Dinlenmek için pek meraktayım. Anlatınız. Bu ka! iş ra yk ; Ma yek ler dikkatli tahkik zahmetini icap gözlerini kapadı... : şırılma şakaveti nasıl oldu. — Fakat İri erden hiçbir ettiren noklalar üzerinden sökip! Oğlunun bu sükütüu esnasında Yaralı çocuk bu sual karşısın-|Yinin sapa, vi EEE daldığı gitmekte vicdani bir mecburiyet babası ağız açarak: uzun uzadıya gazeteler yazdılar.|boşlukta bütün elim tafsilâtile vak|tanımıyorlar. | — Çelebinin yaptığı argüman. Deminden yüzünü kaplıyan pembe da tekmil vücudünden bir titreme|ânım sinemasını görüyor gibi hazin| Kafaları yorgun, İşleri aceledir. tasiona o (argümnetation) 'dikkatlliğin yerine şimdi peyda olan s0 geçirdikten sonra gözlerinin önün|bir sesle başladı. İHer tesadüf ettiği şeyi çiğneyip te- ediyor musunuz? Filesof zade ol Suklukla hafifçe t a ir direği de bir şimşek çakırış gibi iki avu-| — Vak'ayı yalan yanlış fakat kerleklerinden etrafa zifoslar s1ç- duğu ne kadar bellidir. Cümleleri başladı; iy m sile hemen yüzünü kapadı. Rir müdİ Bunları bep de okudum. Bilir si-|ratarak çalakırbaç koşan arabacıla ni beton arme rıhtım üzerine bina — Zevcemin, sizin veyahut be| İri şimdi o dı. d ğe in ei an roğruya tabi Aşk denilen cehennem beynin- ide tutuşup soğuduktan sonra haki kati anlıyacaktır... Çelebi babasma cevap vermedi. nim olması avdetinden sonra ta- yin edilecek bir meseledir. Şimdi (Bitmedi)