GK Şi —4—VAKTT 28 Kânunsani 193) VAKİT Tıp Fakültesinin derdi İki tp fakültesi hocasının çıkarma» ya başladıkları bir kitap uzun tenknt. lere sebehiyet verdi. Aceba neşriyat sa| | hasındaki o kısırlıktan doğan bu € ser neden böyle bir akis uyun. dırdı? Darülfünunda bilhassa tp müntesipleri kitapsızlığın tün husrânlarını tatmışızdır, Jardân, taş basmalarından © buna lan dimağımız şöyle güzel, matbu bir eser karşısında şükran hissi du. yardı. Vaziyet bugün de tamamen halledilmiş değildir. Yani her dersin klâsik ve mükemmel bir kitabı henüz temin edilememiştir. Bu böyle iken nasıl ölüyor da bir yeni kitap bu ka- dar itirazlar uyandırıyor? Son gü rültülerin membamı © ancak bu sunle cevap vermekle öğrenebiliriz. Tıp fakültesinde bizlerin büyük bir| meş'e ve zevkle gittiğimiz derslerden biri ve belki birincisi fizyoloji idi. Hi. cası Kemal Cenap B. kabil olduğu ka- dar Avrupai bir tarzda, mebzul tec- rübelerle ders verirdi, bundan maa- da yine Kemal Cenap Beyin yazdığı biz bü. Not- pek mükemmel ve selis (ifadeli bir! fizyoloji kitabma da malik bulunuyor duk. Elde böyle bir kitap varken tıp fakültesinin esasen dar neşriyat fas lindan bir hayli para sarfederek baş-! ka hocalara yeni bir fizyoloji kitabi yazdırması elbette doğru olmaz ve elbette bu haklı itirazları uyandırır, Bugün o zevat kendi hesaplarına bu ki- tabı neşretselerdi kimse bir şey söyli yemez, yalnız ilmi kıymeti tenkit e debilirdi, fakat fakülte hesabma neş-| retmek tamamen yanlıştır eğer bir) fizyoloji kitabı lâzımsa zaten mevcut olan Kemal Cenâp Beyin kitabına mü- rTacaat edilmeli idi. Bana öyle geliyor ki tıp fakültesin.| den sızan bu gürültüler (altında mü- him bir dert gizlidir. Bu da tıp fakül tesinin hesaplı ve cezri bir ıslaha muh taç olduğudur. Tıp fakültesinin eli! ne bundan birkaç sene evel mükemmel hir fırsat geçmişti. Şehir hastaneleri- ni ellerine almışlar, fakat yine kendi hai o yüzünden bu fırsatı kaçırmış», Yar Filhakika o zaman tıp fakül. tesi “ir hastanelerindeki mütehas- sısları mevkilerine göre (o müderris, muallim, mualli mmuavini unvanları- nı verecek, icap ederse konkura tâbi tutacak, bu suretle de kendilerine hiç bir masraf ve yükü mucip (olmadan hastaneleri ve hastane o mütehassisla. rını kadrosu içine alarak tıp fakülte sini kuvvetli bir hale getireceklerdi. Fakat dar bir inhisareilık, O tabiatile de hastanelerden süklüm, O püklüm çekilmiye mecbur (oldular. Neticede işte meydanda: Tıp fakültesi bir tür. Tü kendini toparlıyamıyor, Avrupadan memleketimizi ziyarete gelen profe- #örler fakülteyi ve şehir hastanelerini gezdikten sonru mebzul materyelli Şe hir hastanelerinden fakültenin neden istifade etmediğine ve neden Haydar- paşadaki bir iki yüz yatakla nasıl ik- tifa ettiklerine şaşıyorlar, Bizce hali hazırda yapılabilecek yegâne çare tıp fakültesinin başına vasi o salâhiyetli faal bir ecnebi reis getirmek ve bütün İstanbul hastanelerini fakülteye rap- tederek ve oradaki (o mütehassıslara muvafık unvanlar vererek tıp talebesi- nin zengin materyel içinde yetişmesi- mi temin etmektir. Bu suretle de ar- tik pek müzminleşen tıp fakültesi der- di de kökünden halledilmiş olur ve bu suretle de şu son kitap (meselesi &İbi sakat işlere de meydan verilmemiş olur. açmış ve herkes a sü- küt etmiştir. Bu anda muhtelif yerlerden toplar atılmış, bayrak- lar yarıya inmiş, vesaiti nakliye durmuştur. Bundan sonra ordu namına yüzbaşı Asım B. tayya- re cemiyeti namına Nakiye H. şehir namına Sadettin Ferit B, birer nutuk sölemişlerdir. Muzı- ka matem havası çalmış bir manga havaya üç defa ateş et- | miş ve sonra geçit resmi başla- mıştır. Kıtalar, mektepler izci- leri merasime iştirak etmişlerdir. İbtifal geçen senelere nazaran çok güzel olmuştur. Ankaradaki merasim Ankara, 27 (Telefon) — Tay- Yarı bayrak Di Tayyare şehitlerinin aziz hatıralarını şükranla ana- cağımız sayılı bir gündü, Vatan semasında ölen ve “tarihte altın bir yaprak üzerine düşen,, bu kahramanları anarken gözümün önüne Şamda bir türbe bahçe- sinde yanyana yatan ve kendile- rini ziyaret ettiğim dakikaları hatırladım. O hava şehitlerimizin şimdi gurbet olan şehirde ıssız ve kim- sesiz yatışları bana ne dokun- muştu: Dün onları ve onlardan son- ra ölen hava şehitlerini andığı- mız gündü, Bu münasebetle müesseselere bayraklar çekilmiş- ti; fakat, bir şirketin üzerinden başka hepsi tam olarak. Matem zamanlarında bayrağı yarı çekmek O beynelmilel bir usuldür. Böyle işlerde bu kaide- lere riayet etsek fena etmeyiz. * Bizde yok mu? Londra gazeteleri, genç bir kızın hiç bilmediği mevzular üze- rinde gayet mühim konferanslar verdiğini yazıyorlar" Birçoklarınm hayret ettiği bu hadiseye kiz şaşmadık. Zira bizde bu tarzda konferans ve- ren yok, ama kitap yazanlar çı- kıyor. » Emanet! Bizim gazetenin dünkü sayı- sında şöyle bir setlâvha vardı: “Emanete hiyanet eden bırsız!,, Bu başlığı okuyan aceleci bir okuyucu arkadaşıma sordu: —- Emanet kalkmadı mı yahu? Toplu Tğne Mefsuh S. F. meb'usu £ Üst tarafı birinci sabıfada | erkânından Şair Mehmet Emin Beyin talepnamesi müzakere edi- lecekti. Mehmet #min B. evvelce H. fırkasında iken sonra 5. fır- kaya girmiş, bu fırkanın infisa- hından sonra da tekrar OH. fır- kasına kabulü için müracaatta bulunmuştu. Talepname okundu, tetkik ve münakaşa edildikten sonra kabul edildi. Mehmet Emin B,, talep- namenin kabulünden sonra gurup müzakeresinde hazır bulunmuştur. Içtimada ikinci madde olarak ta Celâl Nuri B,in bir takri- rinin müzakeresi vardı. Celâl Nuri B. bu takririnde, vaktile bir gazete de çıkan “hir- sızlar teslim olunuz!,, makalesin- deki imaların hükümet erkânınıda şüphe altında bıraktığını söyli- çi vaziyetin tenvirini istiyordu. akrir okunduktan sonra Sabık Adliye vekili s5z alarak cevap verdi ve bu yazılarda hükümetin ve hatta müsteşarların asla mak- sut olmadığını, barut inhisarile Fethi B. etrafında alâkadar ol- duğunu söyledi. Tv mılyonluk hata Fethi Bey Pariste sefir iken orada Osmanlı Düyonuumumiyesi müzakeratında - Türkiyenin mu- rahhasi vazifesinide görmüştü. Son zamanlarda bu müzake- reler neticesinde yapılan bir hata yüzünden Türkiyenin zarara gir- diği yazılmıştı. Bu zararın (75) milyon lira tuttuğu iddia edilmektedir. Maliye bu ihbar üzerine meseleyi tetkike İ başlamıştır. Bu batanın kimin eseri olduğu bu tetkikler netice- sinde anlaşılacaktır. a yare ibtifali büyük merasimle yapıldı, hava şehitlerimizin ha- tıraları bürmetle taziz edildi, | | Harici Haberler | Fransız kabinesi —— Kimlerden teşekkül etti Paris,27 (A.A.) -- Radikal sosyalist lerle ve demokrat cümhuriyetçiler bir İliği ile hükümet mevkiinde hir arada çalışmak mümkün olamıyacağını gö- ren M. Laval, siyasi veçhesi M. Tar- diunün son kabinesinin takip etmiş ol duğu istikamete hissolunur (derecede benziyen bir kabine teşkil etmiştir . Yeni kabine şu suretle teşekkül et miştir: Başvekil ve Dahiliye Laval, Adliye Nazırı: M, rard, Hariciye Nazırı: OM. Briand, Harbiye Nazırı: M. Maginot, Bah. riye Nazırı: M. Charles Dumont, Ha va İşleri Nazırı: M. Dumesnil, Ma liye Nazırı OM. Flandin, Bütçe Na- Nazırı: Mario Roustan, Nafıa Nazırı: M. De ligne, Ziraat Nazırı: M. Tardieu; Ticaret Nazırı: Rollin, Posta ve Tek graf Nazır: M. Guernier, Mesâi Nazırı: OM. Landri, oMüstemlekât Nazırı: M. Paul Reynaue, Sıhhiye Nazırı: M. DBlaiset, Deniz ticareti Nazırı: M. Ghappedelaine, Tekalit Nazırı: M. Champetler De Ribes. Yeni kabinede on ikiden fazla müs- İteşar vardır. Reisicümhur bu listeyi İtasdik etmiştir. Yuvarlak masa Makdonalde bu s€- beple hücumlar oluyor Londra, 26 (A.A.) — Avam kamara- ismda yuvarlak masa konferansı hak- kımda bir müzakere açılmıştır. M. Mac iDonald, bu konferansın daha evelki ihükümetler tarafmdan tatbikine baş lanmış olan siyasetin mantıki bir neti- fcesi olduğunu söylemiştir. M. Mac iDonald yuvarlak masa konferansının ibir kanunu esasi kaleme almak İçin İ değil, fakat Hindistana İleride veri- lecek kanunu esasiye temel olabilecek prensipleri karşılıklı anlaşmalar vası- tasile tayin etmek maksadile içtimaa davet edilmiş olduğunu kaydetmiştir. Gandi yola çıktı Poona, 27 (A.A.) — Gandi, Bomba- ya müteveccihen hareket etmiştir. Divanın kararı Vat tarafı birine sıytiadı | tep hocalığı etmiş, sonra imamlık et. miştir, MAZNUNLAR NE HALDE? Menemen, 27 (Vakıt) — Maznunlar dan Mehmet Eminin yarası gün geç tikçe iyileşmektedir. Baldırındaki ya- ralâr kapanmak üzeredir. Kendisinin beraet edeceği hayalindedir. Ceza yi- sem , yisem iki üç ay kadar bir şey demektedir . Küçük Hasan: Cahillik ettik şey. tana uyduk. Benim yaşım küçüktür, beni idam etmezler demektedir. Nalıncı Hasan: On, on Üç seneye mahküm olurum demektedir, FOÇA SUİ KASTI Menemen, 27 (Vakıt) — Foça kay- (makamına sui kastla mevkuf on kişi- jden 6 sının divanı harp İstintak heye- tince men'i muhakemelerine karar ve rilmiş ve serbest bırakılmışlardır. Di. ğer dördünün kefaletle tahliyeleri ta- lebi tetkik edilmektedir. Havdar 6. Esnet bankası idare heye- tinden de çıkarıldı B. M, Meclisine devam etme- o. için meb'usluğu iskat edilen sabık İstanbul meb'usu Haydar B., dün aldığımız malümata göre Esnaf bangası meclisi idaresin den de çıkarılmıştır. Buna sebep Haydar B.in üç aydanberi ictima'sra selmemsidir. Nişanıanma Esbak Yozgat meb'usu © merhum Hayrullam Beyin kızı, Büyük Millet Meelisi divanı riyaset kâtibi Yoz. gat meb'usu Avni Beyin hemşiresi Â-' liye hanımla Deçlet Demiryolu muha- sebe dairesi kalem şeflerinden Fazıl Daver Beyin nişanlanma merasimi An karada Avni Beyin evinde birçok da- vetliler huzurile pek samimi ve neş'eli bir surette yapılmıştır. Nişanlılara sa! adet dileriz Al Tari YAZAN: Ömer Rıza Haricileri kandırmak mümkü olmuştu !: | — Allahın kulları! Sizden istediği- mizi yapınınz, içinden çıkamadığınız| şu işe girmeyiniz. Bizimle birlikte has det ediniz. Siz çok büyük sözler söylü tır, günahtır. Bunlardan vazgeçiniz, Fakat (Kays) m bu sözleri tesir et medi. Şecere oğlu Aptullah cevap vel rerek şu sözleri söylemişti: | — Hak, aydınlandı ve bizim gözü-! Ziliz. Meğer ki Ömer gibi bir adam bu lasınız ve başa geçiresiniz. — Bizim içimizde öyle bir adam) yok. Sizde öylesi var mr? — Hayır. — O hâlde ne diye bulunmıyan bir şeyi istiyor ve kendinizi tehlikeye atı- yorsunuz?!.. İ Kaystan sonra Hazreti Halit bir nu tuk irat etti: —Ey nas! dedi sizinle-bir ayrılık, gayrılık yok. Hepimiz eski halimiz ü- zereyiz. Ne diye döğüşeceğiz? Hariciler cevap verdiler: — Biz bugün size ittiba edecek olur sak, siz yarın yine tahkim hadiseleri- ne benziyen işler yaparsınız. — Bu doğru değildir. Olmuıyan bir şeyden bahsetmek reva mi?!.. Daha sonra Ali gelmiş, o da bir nu tuk irat etmişti: — Ey bir takım burslar yüzünden ihakka yüz çeviren ve kendilerini tehli keye atan adamlar! Bana öyle geliyor ki yarın bütün Ümmet size lânet okuya cak. Hepiniz, yarın bu vadilerde mak-| tul düşecek, ve leşleriniz üzerinde kar tallar ve akbabalar dolaşacak. Ben si ze hakem işinin bir desise olduğunu pe şinden söylemiş, fakat siz banü inanma mişlınız. Ben sizin dediğinizi yaptı- ğımi zaman siz bana muhalefet ettiniz. Ben hakemlerin kitaba göre, sünnete| göre hareket elmelerini şart koştum. Fakat onlar ihtilâf etmiş, kitap ve sün nete muhalefet etmiştir. Ben de onları reddettim. Bugün eski halimiz üzere. yiz. Size ne oluyor? Hariciler cevap verdiler: — Evet, biz hakeme razı olmuş ve bu suretle bir günah işlemiş ve kâfir olmuştuk. Fakat tövbe o ettik, Sen de törbe edersen seninle beraber oiluruz. Kabul etmezsen senden teberri ede riz. Ali, hiddetlenmişti: l — Sizi kahrolası herifler sibi! Ben) iman ettikten, peygamberle birlikte ha İreket, onunla hicret ve mücahede et- tikten sonra kendimi kâfir mi tanıya cağım. Öyle yaparsam şaşırmış ve sap| mış olurum. Ali bu sözlerle haricilerin yanından ayrılmış ve harbe hazırlanmıştı. Hari ciler de vaziyet almışlardı. Muharebe den evvel Hazreti Ebu Eyüp bir bay-| rak taşıyarak İlerlemiş ve bağırmıştı:| — Bu bayrağa İltica edenler emniye| te kavuşur. Sonra Küfeye, yahut Mü- dayine dönenlere bir şey yoktur. (Ali) nin döğüşmeğe O hazırlandığı ni ve onun faik kuvvetlerine tahüm-| mül edemiyeceklerini görenlerin bir; kısmı dağılmışlardı. Haricilerin reisi olan Vehp oğlu yalnız 1909 kişi ile kal mıştır. Harp son derece kanlı olmuş, Vehp oğlunun bütün kuvveti mahvolmuştu. Kendisi ile bütün arkadaşları kılıçtan geçirilmişlerdi. | (Ali) bu işi muvaffakiyetle bitirdik ten sonra ordusuna dönmüş ve bütün! adamlarına: — Artık fırsatı delim! dedi. Fakat aldığı cevap memulünün fev kine idi. Cemaat namına söz söyliyen| Eş'as ona şu cevabı vermişti: — Oklarımız bitmiş, kılıçlarımız küflenmiş ve mızraklarımız körlenmiş! tir. Bu hal ile hiçbir düşmanla karşıla fevletmiyerek he. — i 1 4 mize dönerek yeniden hazir kuvvetlenelim. i Bu sözler, Hazreti Alin g.|mımız ve hasmınızla muharebeye av- kırmıştı. Fakat bu sözleri haklı idiler. Çünkü bir hari€ M,İyorsunuz. Bize kâfir diyor ve müslü ve çıkmışlardı. Yorulmu! don BE manların kanını döküyorsunuz. Ayıp-İler, canla başla döğüşmüşlt” mahvolmakla beraber harap etmişlerdi, Onun İçin lâzımdı. Hazreti Ali, bu ihtiyacı miş, Küfeden biraz mesafed€ urı: M. Pidtri. Maarif Nazırı: M.lmüze parladı. Biz size ittiba edecek de'hileye vardığı zaman, bütün orada kalmalarını istemiş v€ © İrada takviye edeceğini söyle kat askeri Nahiliyeden ev! yorlardı. Çoluk çocuk hasreti İçekiyordu. Kendileri bir har” muzaffer çıkmış ve nihayet ” yambaşma gelmişlerdi. Onlar i çocuklarını görmekten Mi or hammül edilmez hir şeydi. askerler, Hazreti (Ali) MİSS birkaç gün dinlemişler, ond8f birer ikişer karatgâhmi rilarma ve çocuklarma i Birkaç gün zarfında karar kalmış, yalnız büyüklerden © şi sebat etmişti, Bu vaziyet karşısında td. basitti. O da şehre girmek! (Ali) de kalkarak yanmdı kaç kişi ile birlikte şehre di Ali, bünü evelden düşünmüğ askerlerile birlikte sehre gir”; dı, onun nüfuzu nammaâ, yet ve itibarı namına daha surette hareket etmiş olürd kendisi: vaziyeti lâyıkile mişti, Şehirde birkaç gün din sonra yapılacak iş halkı yine teşvik idi. Hazreti Ali, müker' lar irat ederek halki tahrike fakat bir kimse yerinden KW istememişti. Onun bu-sıradâ nutukların herbiri, acı ve SX) feryat gibi akseder: — Size haydi dediğim zami rimi istiskal ediyorsunuz zilleti şerefe tercih eder oldun cihada davet ettikçe, ölüm ki l dan gözleriniz dönüyor. Kalp" lüyor. Siz, huzur ve müsal l kendini aslan gösteren sah Jİ kiden farksızsınız. af Fakat bu sözler Küfelileri * cağına bütün bütün uyuşw Acaba bu hareket Küfelilerin de söz söylemeğe sebep mi? Hayır, çünkü Küfeliler ikİ dir mütemadiyen harp ediy" bin bütün zararlarına göğüs lardı. Cemel harbine onlar #i” fin harbine onlar koşmuş, harbini onlar yapmışlardı. BU i de sürü sürü maktul veri rü sürü adamlar yaralanmı> üç senedir işler durmuş, hay# ü ler sekteye uğramış, türlü tü” yekalar baş göstermiş ve herk ve darptan bıkmıştı, Sonra bi belerin bir neticesi de yoktu! ” ne manevi bir şeref kazandıf8f maddi bir kazanç temin ede” den değildi. Onun için, (Ali) nin da bir kimseyi coşturmuyor V€ “fi kalpte mücadele hissini uyâ”22 du. i (Bitmedi) ADA : # NM LİLİ Yazan : Salih Adeleler nasıl kudret "| lederler? Bir halat veya ip nasıl tan mürekkep ise her a lerce elyaftan mürekkepfi” elyafın her biri, gergin bir bandın bırakıldığı zama5 mesi gibi, “olabilir. 1 rin bu suretle büzülmesi | şumayız. Onun için hükümet merkezi- henüz pekte malüm deği 7