Bir kaç firka değil bir manga lâzım! “Demokrasinin, hürriyetin, feyyaz| ve nurlu düsturu içinde ebediyyen ya- şamak istiyen millet birkaç fırkaya şiddetle muhtaçtır, Millet yeni fırkalar | bekliyor... Bunları şatafatlı, şatafatlı lıklarla söyliyenler nini ia Jeketi Rurtarmak için birkaç fırka kura * caklarına, aralarmdan bir manga (Ku bilây) bulup çıkarsınlar! Sinsilerin sesi » Derviş Mehmet yeşil bayrağı çektik. ten sonra yeşil kalem dile gelemedi,| , fakat her nedense Menemen hadissini © ört bas tmek istiyen bir cins mahlük ig yaşıyor. Bu cinsin Babrâlide eli kalem tatan geri kuvvetleri var, Bunlardan bazıları Menemen hadisesi olmamış gi- ği (Di davrandılar, kimisi bu hadiseyi mik- » zoskop altına aldı. Şimdi de yeni bir ses işitiliyor: “— Avrupa bize ne der? Şu Mene “ men hadisesini neden derinleştiriyor. ,sunuz? Derinleştirmiyelim, irtien hareketi min bütün yuvalarmı yakmıyalım. Ve ba hadise önünde heyecan göstermiye- | Jim de ne yapalım? Avrupa ne der di. © ye; susalım öyle mi, bu geri kuvvetin en sinsi hareketidir, Bu hareket tempo,! tempo yükselir, | Birinci tempo: Menemen hadisesi! mühim değildir. Ikinci tempo: Mesele siyasi değildir. | Bir mecnunun eseridir! Üçüncü tempo: Adalet “Avrupa bize ne der? Dördüncü tempo: Merhamet ede Tim! Beşinci tempo: Affedelim? Altmer tempo: A canım bu memle. kette hürriyet var bu da bir fikirdir, Şimdi bizimkiler üçüncü tempodan sesleniyorlar, Avrupa bize ne der diyorlar, Avrupa diyeceğini zaten demistir. ““*Ohdan bir şey çıkmaz, LAfla, el ca! Bakluğu marifet göstererek inkılâp düş manlarma karşı inkılbın kahhar ham-! Jesini kısmak istiyenlerin hareketlerin. "den çok gey çıkar, Onlar çok tehlikeli! bir yarm kenarındadırlar, Adalet Adalet... Adalet, Adalet. Bu söz bo iyuna tekrar edilir. Maksat nedir? Ada) .. faydası nedir? bilirim yanmda a- inlet Jâfı geçince saatlerce, günlerce! adaletin faziletinden bahsedecek bir) sürü #rbap kişiler vardır. Adalet ikti. sat gibi, edebiyat gibi, bir cemiyet için dir. Bir cemiyete faydalı olmak için, o cemiyetin tesanildünü korumak iie) kurulmuş bir cihazdır. Metafizik bir a- dalet, mücerret adalet yoktur. (Mücer! ret adalet) bir hulyadır. b ya ya dalıp kalan rafi yardır. Türkiye içinadalet, inkılâp © kiyesini kurtaracak adalettir, Ağ inkılâp içindir. Takıl a adalet, adalet olamaz, torluk devrinin, teokr demokrasinin adaleti k gösterelim nice atik adaleti dej de i ir. Demo) numarası : 28 Yazan : “Garp cephesinde .... müellifi Erik Marja Remargue — Evet şimdiki £ibi değildi. ikl ay daha dayansa idik harbi kazana caktık. Ne dersin Ernst daha iki ayda yanmak kabil değil mi idi? Eğer âbı baltalıyan Tirir Nitekim impara| “ Fakat bu hul! yen Biz Türkiye için adaletten inkılâbı korumak manasını anlıyoruz. H başı ucuna “ilk ve ba, Beyinli çorbayı hırsla atıştırarak ce vap veriyorum: — Eğer buradaki gibi güzel yeyip içseydik tabi dayanılırdı. Lina yenge yılan ıslığını andıran bir sesle mukabele ediyor; — Bugün bir istisnadır. Başka gün ler yalnız patates yiyoruz. Mükâleme devam ediyor. Bütün söy lenen şeyler adeta gönlümü bulandırı yor Yorulmağa başlıyorum. İnsan bir itek obüsün şu masanm ortasında pat- lamasile bütün bu gevezelerin bir (kah raman kebabı) şekline gireceklerini dü İşindükçe çenebazlıklarını ne kadari boş buluyor!.. Canım sıkılıyor artık bu muhite yaraşmadığımı farkediyorum. | Boynunda kuğudan atkı olan komşum bana müstehzi bi vırla (Cephede di Greta Garbo e Sinema yıldızlarının giyinişi dikkati en çok celdeden şeyler- den biri oldu, Yeni sene ile beraber yıldızların ne giydikleri merakı, kadınlık âlemini sardı. Herkes, bunlardan birini kendine örnek yapmak istiyor. Çok geçmeden yıldızların seç» tikleri elbiseler anlaşıldı. Evelin oOLeye (beyaz tenden bir elbise yaptırmış ve onun kırmalarını beyaz taşlarla işletmiş. Kay Fransiz, pullarla işlenmiş bir elbiseyi tercih etmiştir. Greta: Garbo, omuzlar üzerin- den düşen ve eskiden çok sevi- len bir elbise yaptırmıştır. Klodet Kolbert endamına ya- kışan bir elbiseyi muvafık gör- müştür, Lilyan Taşman beline kadar açık olan bir kostüm yaptırmıştır. Bütün sene zarfında kadınlar arasında hüküm sürecek olan modanın bu olduğu söyleniyor. Müdakkiklerden biri bu mese- leyi uzun uzadıya tetkik etmiş e cede sinema müdavimle- enne enayassi üşünmektir,, levhasmı Yemeğin kokusunu keyifle burnuma çej kiyorum. Bunlar halis tereyağında ki zarmış pirzolalar! Manzaraları insanı mestetmeğe kâfi geliyor. İri parçalar alıyorum. Ve keyifle çiğniyorum. Ne tatlı! Ne leziz! Bir pirzola yemeyeli ne kadarzaman oldu! Son defa — Flan dılarda idi - iki küçük domuz yakala- mıştık. £ bir yaz gecesi idi, Hayvan ların kemiklerini bile kemirmiştik. Ah! 0 zamanlar Kaçinski daha yaşıyordu. Hey1. hey!.. Kat ve Pol Bomer de ha yatta idi. Dirseklerimi masaya daya- dım. Etrafımdakileri oOunutuyorum... Arkadaşlarımı etrafımda görür gibi 0 Tuyorum. Domuzların eti ağzımızda &- deta eriyordu... Ya beraberce yediği- miz âlâ patates kızartması, Daha kim- iler vardı bakayım?.. Ha! evet Ler ve ) diyor. (Hayır!)İHe Vestüs te vardı. ey gidi zamanlar işünüyorum: (Nelhey... Küçük ve istihzalı bir kahkaha ah! siz hepiniz şöyle Kesole ile Tjaden arasında oturmalı sizin azemetle söylediğiniz şu saçmalar dinleseler ne kadar gülerler! Maama. fih bundan sirirleni; yorum. Eğer Ko- İsole olsa sinirlenmez. 5 Bereket versin bu sırada sofraya kr zartma patatesli bir pirzola geliyor. mışım... Dirseklerim havada ellerimisam: “Nasıl! hâlâ iştihanız kaldı ise) idiniz.) İbeni dalsmlığımdan ayıltıyor. Sofrada herkes susmuş. Lİna yenge bir zaçyağı şişesi halini almıs nrmdaki genç kız kahkaha ile gülmemeğe çalışıyor. Herkes bana bakıyor... Vücudümü tekrar ter kapladı. Vak tile Flandrlerdeki gihi bir vaziyet ak ema yıldızları ve giyinme modası Sinema müdavimlerinin yüzde yet- | mişi kadındır. Bunların merakı yıl- dızların giyinişini kopye etmektir e z nda sinmei y e bindirir. Bilhassa bunun için adale inkılâba ramolması lâzımdır. Sadri Etem yağ içinde kemiği dişlerimle siytrıyo- muşum. Halbuki ötekiler çatal ve bi. çakla temizce yiyorlar! Artık hiç bir hareket yapamıyorum. Bir domates gibi kızarıyor. Gözlerimi önüme dikiyorum. Kemiği tabağa tek- rar bırakıyorum. Nasşl oldu da hareke time böyle dikkat edemedim? Hakikat te başka türlü de yapamazdım. Cephe de hep böyle yerdik. Bazılarımız da bir kaşık yahut bir çatal bulunurdu. Fa- kat hiç kimse bir pirzola kemiğini sıyır madan atmazdı. Şimdi mahcupluğuma bir de hiddet ilâve olunuyor. Harp istikrazlarından salâhiyet sahibi gibi bahseden şu Karl dayıya karşı köpürüyorum; şu dar &i- hinli muhite karşı köpürüyorum... O muhit ki ölmek ve yaşamaktan başka bir şeyin hâkim olmadığı seneler sanki geçmemiş gibi hareket etmektedir. Şun ların şişko suratları üzerinde tabakla rı kırmak için içimde bir arzu uyan. yor, Onların gurur ve nahvet homurtu ları arasında, can çekişenlerin inlemesi! nin verdiği dehşeti duyurmak İstiyo- rum.. Şröderin parçalanmış vücudünü u masanın üstünde yatırsam ve bağır VAKIT 10kânunsani Cumartesi 931 Dahilde Hariçte 0 aylığı Kuruş 130 3 400 6 750 2 1400 ŞABAN 1349 Bv geceki Ay 800 1450 2700 Soğukların artması Güneşin aoğuşu : 7,20 — batışı İ Namaz vakitleri Sabah Öğle İkindi Akşam Yat İnan | see vazı 1445 1656 1na5 54 16,58 Radyo : | Bu akşam İstanbulda Saat Sekizden ona kadar alatarka fasıl, Alkazar — Carbın gasıplan Alemdar — Aşk valsi Artistik — Rakibe Asri — Bal ayı Beşiktaş Hilâl — Para ve #şk | Etuval — Tolivut revüsü Elhamra — Arleziyen Ekler — Yunan tiyâtro upu Fransız — Kiveli tropu Glorya — Son ninni Hale (Usküdar) Kanlı sevda Kemal B. — Kismet Majik — Deli şarkıcı Melek — Dört şeytin Opera — Aşk İsteyince Süreyya Kadıköy - Mavi Melek Şık —Dünyadan uzak | - | Sinemalar : | Darülbedayi Temsilleri BA sera. İSTANBUL BELEDİYESİ saat 21,30 da çarı İİİ am3perde YazanRicherd Tercüme eden Cemal RifatB. İn Bu akşam umuma bilederde tenzilat Kişe hergün saat 13den itibaren açıktır | MEAN olduğunu, bunlardan büyük bir ekseriyetin giyiniş itibarile yıl dızları taklit ettiklerini anla mıştır. Balolarda yapılan tetkikler ka- dınların sinema yıldızlarını ör“ nek ittihaz ettiklerini teyit et- miştir. j Hatta bir çok kadınların “ter- zilere giderken sinema yıldızla” rının resimlerini birlikte götür- dükleri ve ona göre elbise yap- tırdıkları görülmüştür. giftle! İz ol cephede buni karşısmda karın doyurduk; çün dü ölümü yenmiş, mat etmiştik. Bu ise rikulâde bir şeydir. Siz şu halimize ka balık mr diyorsunuz? Hayır! Zannet- Za ten siz bunu nasıl anlıyabilirsiniz ki Fakat hiçbir şey söylemiyorum. lesem neye yarar? Ben de bir şeyin tık farkında değilim. Ayrıca bir & , komposto tabağının önümde durmasına rağmen kompostoyu et tabağımın koyuyorum. Midemin alabileceği kadar yiyorum.. yiyorum... Hiç olmuzsa kars 1. Ve imkânmı bulunca he- iyorum, Fraklı hizmetçi yine (vestiyer) de... beyliğimi alıyorum ve gi. karken suratına bağırıyorum: “Maj mun suratlı herif sen ve bütün bu her gele siirlisü cephede bizimle bul i lr idiniz!,, dışarı fırlayıp kapıyı detle kapıyorum. Köpeğim Volf beni kapının önünde beklemiş! Üzerime doğru atılıyor leniyorum: — Gel Volti, » (Bitmedi)