9 Ocak 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

9 Ocak 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pİ a “8 neme Saman, — 6 — VAKİT 9 Kânunsani 1931 348 inci madde Gümrük memuru âk sakallı ihtiyar! Madam Rabeka... Madam derdi çok İngiliz hükümeti ve maden : sahipleri Londra, 7 (A. A.) — M. Mac Donald, söylediği bir rutukta; cenubi Gaile kö) mür madenleri ihtilâfına dair bir ima da bulunarak kanunlara riayet edilme EEE KESE | 5 (saril marie! İz Asmalımesçitğ Romanımsı kak'kat, Ji ii . hakilatimisiroman: 36 ye Makine adamlar gibi tempolu b . yolcuya sordu: — İsminiz nedir?. — Piyerülosmanı Zin nureyn ves semeci!.. Kıdemli gümrük memurları yoleu-! büyüktü, biricik oğlu İzak biltün dini nasihatlere rağmen dansör olmuş. Mak simbârdâ her gece çıplak varyete nu- maruları yapıyordu.. İşte Madam Ra- beka bu yüzden aklını oyantıvermişti. larm ne milletten olduğunu ekseriya) Şimdi Piyerülosmanı bekliyordu. Ma-| isimlerinden anlarlar.. Fakat bu ihti-lüm ya Piyerin dağıttığı Tevratlar her| yar yolcunun ne milletten olduğunu)derde deva idi. O tevrattan bir kere! anlamak için insanın münectim olması|okuyan bir hasta hemen iyi oluverirdi.! lâzımdı... Memur efendi düşündü: Madam Rabeka da yolcu salonuna Pi- (Piyer) ismine bakılırsa pinpon hı-iYerden bir Tevrat almağa gelmişti. A-| ristiyan olmalı. Hem de papas filân. ma ihtiyar kadın Tevrat bitecek te ken! Fakat (Osmanı Zin nureyn) ismine ba|disine kalmıyacak diye korkuyordu.. kılırsa herif srap.. Hem de Mekkeli)Piyerülosman din kitaplarını gümrük Medineli bir hoca... Lâkin (Semoelyjmemuruna gösterirken Madam Rabeka kelimesine bakılırsa adam musevi,.lhemen koştu. Piyerin elindeki Tevrat- Hem de haham... lardan birini kaptı. Fakat bu esnada si lâzımgeldiğini hükümetin sulh ve sü| kün arzusunda bulunduğunu, kömür) ocakları sahipleri milli sanayi meclisi- nin teşekkülünü tanıyacak olurlarsa| cenubi Galle kömür madenleri hakkın ken bir kız sevmiştim, ve herkesinki daki ihtilâfın devamından korkmak İs gibi bu aşk pek plâtenik geçmişti. Onu ortada ciddi bir sebep kalmıyacağı| görünce dilim tutulur ayaklarım dola-| nı söylemiştir. i Rangonda isyan ha- reketi başlıyor Rangoon, 7 (A. A.) — Hükümet kuv le, ytl Sübeki çev Gain? are Onu artık unutmuştum bile, ket ve gayretleri büyük bir netice vere! cek gibi görünmemektedir. Asilerin ka! Memur meraktan çatlıyacaktı.. Bun; ca senedir gümrük işlerile meşguldü, fakat hiç böyle yolcuya tesadüf etme. mişti. Nihayet yüzünü kızdırarak sor» du: — Siz ne idn kullanırsmız (1). hani gi millettensiniz?.. İhtiyar fasih bir türkçe ile ve ke: Ji vekarla cevap verdi: — Edyanı semaviyeye mensubum.. Dinsizliğe karşı mücadele ile, telifi ed- yan ile meşgulüm.. Gümrük memurları bu garip zatın eşyalarını muayene ettiler. Şayanı şüp| he hiçbir şey yoktu. Yalnız ihtiyarın bavulunda 15 İncil, 15 Tevrat 15 tane de Kur'an vardı. Hemen hemen Piye- Tülosmanı Zin nureynin eşyası da bün dan ibaretti. İncillerin kapları altm, gümüş, pırlanta, zümrüt ve yakutlar- Is süslenmişti, Tevratlarım ve Kur'an- İarm kapları daha giranbaha idi. Gümrük memurları bunları tetkik ile meşgulken yolcu salncuna birçok rahipler, birçok hacılar, birçok haham- Jer gelmişti. Rahipler bir köşede top- Yanmışlardı, hocalar kendi aarlarında bir grup teşkil etmişlerdi. Hahamlar) da bir halka olmuşlardı. 3 dine ait olan bu üç grup Piyerilos! manı Zin nureyni ayrı ayrı ziyaret et- iler. Hepsi de: — Hoş geldiniz... dediler. Ertesi gün Piyerülosmanı Zin nu reyn Beyoğluna çıktı. Orada imanı za- yıflıyan huıristiyanlara getirdiği İncil Jeri dağıttı. Sonra Şişhane yokuşuna indi. Orada da Musevilere Tevrat tev- > Zi elti, sonra Aksaray cihetine geçti Birkaç müslümana da Kur'an verdi. Bu garip adam Beyoğlunda bir hıristi- yan misyoner, Şişhane yokuşunda bir haham, Aksarayda da Mehdi Mehmet gibi mürteci bir müslümandı sanki. Fakat garip şey. Piyerin dağıttığı bu Kur'anlar, bu İnciller, bu Tevrat lar hep kapsızdı.. Gece Piyerülosman odasında bütün perdeleri indirdikten senra din kitaplarının kaplarını sök- müş, onları kmeali itina ile dolabına saklamıştı. Edyanı muhtelifeye mensup olan ih- tiyar İstanbulda bir hafta kadar otur. du. Bu müddet zarfında bütün din ce- miyetlerinde büyük alâka gördü. Bu cemiyetler Piyerülosmanı Zin nureyne teshilât göstermeleri için Avrupa ve Amerikadaki şubelerine yazdılar... Hat ia Amerikada din propagandası yapan (Hiristiyan ilmı) gazetesi Piyerülos- © manla görüşmek için İstanbulda bir © muhabir gönderdi.. Sekiz gün sonra Pi yerülosman Marsilyaya müteveccihen © hareket etti. (1) Gümrük memuru bu cümleyi © mahsus böyle berlip etli. Malüm ya li şanımızda (Gizli din kullanıyor) diye © bir tabir vardır. Din kelimesi ekseriya karışık adamların dinleri mevzuubahis olurken (kullanmak) kelimesi istimal edilir. A O | Meşhur din adamı altı ay sonra bir daha İstanbula uğradı. Bu sefer bera- berinde müzeyyen 30 Kur'an, 30 İncil, İS 30 Tevrat getirmişti. Bu seferki kitap arm kaplarındaki altın, gümüs ve mü- cevherler geçen seferkilerden çok da- , İha kıymettardı... Yine Piyerülosmanı görmeğe gelmiş rahipler, hocalar, ha- Ramlar yolcu salonunda bekliyorlardı. Bu sefer farla olarak hahamların ya. Hinda ihtiyar bir musevi kadını vardı. Piyer can hevlile Tevratı yakaladı. (Şimdi müzeyyen ciltli kitabın bir ucu $Eizerin elinde bir ucu Rebekanın elin- de idi. İkisi de var kuvvetleri ile çeki- yorlardı. Piyer arada sırada bağırıyor- du: — Bırak kadın. bırak.. Kabını ko- parayım da sana vereyim. Madam Rabeka: — Ya, diyordu,.. Kabmı koparacağım diye kitabı elimden alacaksın değil mi? Bu esnada kitabın kabı parçalandı. Fa- kat şayanı hayret! 3 parmak Kalın) olan altın kaplı kitabın kabının için den paket paket kokainler, tüp tüp morfinler içinden yere döküldü. Her-| kesin gözleri hayretle açılmıştı. Güm- rargâhı teslim olmuş ise de isyan teşk lâtınm kuvveti kırılmış olmaktan uzak İtir. Alınan son haberlere nazaran isyan İhareketi civar mıntakalardan tevessü etmekte ve daha ziyade genişliyecek gi- bi görünmektedir. Pamuk ipliği fabrika- ları kapanacak mı ? Burnley, 7 (A. A.) — Pamuk ipliği “fabrikaları sahipleri 10 kânunusaniye| kadar grev hareketine nihayet verilme! diği takdirde imalâthanelerini kapama ga bu akşam karar vermişlerdir. Madrilte talebe grevi Madrid, 7 (A. A.) — Darülfünunda rük memurları hemen 30 İncil 30 Kur. an ve diğer 29 Tevratı da muayene et tiler.. Hepsinin kaplarından morfinr kol kain, heroin ve birçok inci çıktı. Bunun! üzerine polis te harekete geldi.. Bir ay evvel Nevyork zabıtasından bir rapor gönderilmişti bu raporda: “Ne dine mensup olduğu anlaşılmı. yan bir adam altın, mücevherat, koka- in, heroin kaçakçılığı yapıyor. Kendi- sini yakalayın,, deniliyordu. Polis der- hal iPyeri tevkif etti. Lâkin o bu sefer çantasından bir (gümrük tarife kanu:| nu çıkardı. 348 inci maddeyi okudu: (Tevrat, İncil, Kur'an gibi din ki. taplarımın kaplarındaki altın, gümüş ve sair tezyinat her türlü gümrük res-| minden ve gümrük kontrolundan mu- aftır.., deniliyordu. mücevherat kaçakçılığından tevkif e- demedi. Fakat heroin, kokain morfin kaçırdığı için bu dindar muhterem ih- tiyar yaaklanıp hudut haricine sevke- İdildi.. Amerikada Kiristiyanilmi gazete isi (Türkler misyonerler aleyhine çalr- şıyor!,, diye şiddetli bir makale yazdır (Y. M. C.) cemiyeti ihracı protesto et- ti. Sadri Etem Matbuat balosu Matbuat cemiyetinin ber yıl verdiği hususi aile balosu, o senenin eğlence âleminde en mühim badiseyi teşkil eder. Şehrin yerli ve ecnebi en mühim | simaları orada toplanır, en gü- zel tuvaletler ve bu tuvaletler içinde en müstesna güzellikler bu toplanmada görülür. Her se- ne mevsimin en muhteşem ba- losunu teşkil eden bu güzide müsamere, bu ene de Kânunu- saninin 28 inci günü akşamı Mak- sim salonlarında ( verilecektir. Matbuat cemiyeti idare heyeti ve şehrimizin kibar âlemine men- sup Hanımefendilerden mürek- kep balo komitesi, hazırlıkların ikmali için çalışmaktadır. Bu seneki balo büyük bir sürpriz teşkil edecektir. Edirne | telsizi Posta, telgraf ve telefon umu" mi müdürlüğü tarafndan Edir- nede yaptırılmakta olan telsiz telgraf merkezi inşaatı bitmek üzredir. Bina inşaatı tamamlanmıştır. Yalnız bir motorun yerine konul- ması kalmıştır. Bunun için Istanbul zabıtası Piyerii derslere tekrar başlanmıştır. Yalnız, hukuk fakültesi talebesi grev yapmağa karar vermişlerdir. 5 İtalyan tayyarecisi yanarak öldüler Bolama, 8 (A. A.) — Italyan deniz tayyarelerinin hareketi esnasında bun- lardan biri denize inmeğe meçbur ol muştur. Teknede bulunan bir çavuş öl müştür. Diğer bir tayyare 10 dakikalık bir uçustan sonra denize inmek mecbu riyetinde kalmıştır. İniş hareketinin şiddetinden dolayı tayyarede yangın çıkmıştır. Bir yüz başı, bir mülâzım ve! bir çavuş ile telsiz memuru telef olmuş lardır. Bu kazalar, tayyarelerin hare keti esnasında ağır surette yüklü bu- Tunmalarmdan ileri gelmiştir. Müsolini Venizelosu kabul etti Roma, 7 (A. A.) -— M. Musolini, M. Venizelosu kabul etmiş ve kendisile ya Irımsaat samimi bir surette görlişmüş- tür. M. Musolini M, Venizelosa ziyareti ni iade etmiştir. Amerikadaki ' işsizler 5 milyon! Vaşington, 7 (A, A.) — M. Hoover tarafından işsizliğe karşı mücadele ko mitesi reisliğine tayin edilmiş olan M. Woods, Amerikada şimdiki halde işsiz ibulunanların dört ile beş milyon ara- sında bulunduğunu ve vaziyetin ilkba hardan evvel iyileşeceğini ümit etmedi ğini söylemiştir. Doğru malümat alan gayri resmi mahafilin tahminlerine göre işsizlerin jadedi altı ile yedi milyon arasında te | halüf etmektedir. Havada iki kadın! Los Anjelos, 7 (A, A.) — Mis Bobby Troit ile Mis Spooner, hâlâ havada bu lanmaktadırlar. Bunlar şimdiye kadar fasılasız altmış dokuz saat uçuş yap- mışlardır, Mis Bobby Troitin doğumunun yir- mi beşinci yıl dönümü iki genç tayyare İci kız tarafından bugün havada tes'it iedilmiştir. Bu münasebetle iki tayyare! İci kız kendi kendilerine hindi kızartma| isı ve mütenevvi pastalarla bir ziyafet, bilmiyordum, yoksa... vermişlerdir. Şeker fesadı! Havanar 7 (A, A.) — Hükümet kuv- vetleri bütün Kuba adasındaki şeker- kamışı tarlalarının yakılmak suretile imhasına matuf bir fesat tertibatını ortaya çıkarmıştır. Gayet ciddi ihtiyat tedbirleri alınmıstır. Mevzu ne? Anlıyamıyordum. Çazbant başladı. Gençlerden biri: — Önce ben, diyerek ayağa kalktı, benim masama kı altında müzap halinde ğildir. ii “2 ras reketlerle çay arımı içiyor, tek 5” hecelerle konuşuyorlardı yi Re Gemi i Ben de herkes gibi, daha pek genç) < Şöyle bir kuruldu, başını &* miz beni süzdü, dudaklarını büktü, Sİ” esi gitti. me — Leylâ, sen. i şırdı,' onun için Yahya Kemalin şiir- (Bitmedi iğ ta lerini ezberledim. İsmi... Haydi ismine) TASHİH: — Zavallı Necip dal Leylâ diyelim. — Hususiyetlerini buradâ Leylâyı görmiyeli bir on sene kadar)ğım yetişmiyormuş gibi, tertip ri, olmuştu. Fakat evlendiğini biliyordum.'rı da şiirlerine musallat olmuş Sa kü yazıda Necip Fazılm iki şii! Hi Daima züppelerle ve kendilerini yük») mısralarını yazmıştık. Buni ve sek hayat yaşıyor göstermek istiyen)rinciyi şöyle tashih lâzım: Iı i sa düşünceli kimselerle dolu Türku-| o “İçim öyle dolgun, öyle tır aza, bir gün, ben de gitmiştim. öteki de, özbek, değil: ya Çay zamanı. Oraya ne için gittiğimi) (o “Uzlet bir fener, bense, Tel hatırlamıyorum. Yalnız bir müsamere m münasebeti ile idi zannederim. bi Bir masaya, yalnız, oturdum. İlerde-| (8. M.İ K Li ki masada saçları parıl parıl, bıyıkları - Yali (Edmund Lov) unku gibi kesik ve ba- LİDA ANİL Jen lıkçıl gibi hareketsiz iki genç oturuyor- a sil du. İyi giyinmişlerdi. Yani elbiseleri . . . ye pahalı kumaşlardandı. Gömleklerinin Arzın ıçı mu yakaları nerde ise diz kapaklarma ka- : i dar uzayan İki tavşan kulağı biçimin- halinde mı: ie de, ceketleri gift önlü, fakat yakaları Yazan: Salıh Murat — y- gayet geniş (röver) li idi. 4 bir w Makine adamlar gibi tempolu hare| Ye e : ketlerle çaylarını içiyorlar, tek heceli| diğer tarafına giden zelzele & de kelimelerle konuşuyorlardı: ratinden unlaşıldığına göre #5 la — Nasıl? tamamile sulp halindedir, fe — Enfes. çelikten daha katıdır. Aram” Is v- Ben sak ben mi? pek sıcak ise de dış tabf”i de — İkimiz. sındaki kayaların yüksek hı — 4 doğru, yürüyen bir reverans halinde Dişlere Dikkat ilerledi, masamı geçti. Başımı çevirmek! z rar istemedim, çünkü arkamda durmuştu: Göz dişi — — Hanımefendi, (sexe appeal) ini ze dayanmadım, Meri Dünkana benzi- yorsunuz, bir dans lütfeder misiniz. Bir kadın sesi cevap verdi: — Sizi tanımıyorum efendim, ma- zur görünüz. Delikanlı, ipi çekilmiş bir kukla gi- bi doğruldu, ve: — Pardon, hanımefendi... diyerek döndü. Sanki hiçbir şey olma- miş .gibi, oturdu, tekrar balıkçıl kuşu vaziyetini aldı. Dudaklarını mümkün | va; — Monşer, dedi, tutmadı. — Bir azdan beni gör. Hakikaten ikinci bir dans başladığı zaman öteki kalktı, ve arkamdaki kadı na sokularak: — Hanımefendi, dedi, arkadaşımı İ(röfüze) edeceğinize esasen emindim. Çünkü asıl sizin tipiniz benim, bir dans... Fransızların (toupet) dedikleri bu küstahlığa o kadar hayret ettim ki, istemeden başımı çevirdim. Arkamdaki! masada güzel, fakat asabiyetinden tit; riyen bir kadın, yalnız başına oturu yordu. Hiddetinden söz söyliyemiyor. yalnız: — Rica ederim, rica ederim.. diye kekeliyordu. Göz göze geldik. Kadın mahcubiye- tinden önee gözlerini yere indirdi, fa- kat akabinde bana bakarak (ismimle çağırdı ve: — Sen, ne tesadüf, dedi, rica ederim beni şu efendiden kurtar. Bu, Leylâ idi. Ayağa kalktım. Kendisinden çok emin genç hiç istifini bozmadan gayet pişkin bir tavırla: — A,, dedi, akompanye olduğunuzu Müthiş sinirlenmişti.n. | — Kesiniz, dedim, lütfen... ve yerini igösterdim. Korent kanalı kapandı Atina, 7 (A. A.) — Bir toprak çökün tüsü yüzünden Korent berzahı vasıta- |ste münakalât inkilaa uğramıştır. Halk arasında “göz dişi hususi bir ehemmiyet il tedir. Göz dişi göze yakın ucu sivri ve uzun © için onun tedavisi de, çık ması da; berşeyi tehlikeli a ehemmiyetli addolunuyor. buki herhangi bir dişin, virindeki azada fenalık pp muhtemel olanı yalnız göz ğildir. Yani herhangi bir olduğu kadar az oynatarak arkadaşı-; rahatsızlığı yalnız göze ihtimali yoktur; dişlerin virindeki bütün diğer azayf dişlerin rahatsızlıkları ge$ tehlike ve ihtimali daima Vi Bundan başka bu fenalıklar! pacak diş, yalnız göz dişi < dir; diğer dişler de yerine bir takım ibtilâtlar yapabili! lar. Onun içindir ki halkın dişine atfettiği hususi eh hiç yerinde değildir ve b fennen hiçbir kıymeti Hastalık noktai diğer dişler ne ise “göz de ayni şeydir. Karilerimizden (Ferdi Y: Beye: Mektubunuzu ve su k okudum. Suallerinize cevaP mek isterdim; fakat şey bir karii alâkadar eti ziyade tamamile m mevzudur. Mademki di tedavisi için bir diş tabibi dişçiye müracat etmiş b sunuz; o balde dişinizdeki siyetin izalesi o müteh: i bir vazife ve iştir. j Benim bu sualinize cevsP £. maklığım bem o mese”. vazifesine müdahale ve 008 öğretmek olur, hem de gayemden uzaklaştırmış b Binacnaleyh Omazur rica ederim efendim. Diş tabibi Susk

Bu sayıdan diğer sayfalar: