| | i | N bir “haleti ruhiyenin tezabü- © mızda tetkik edeceğir. e “a ELE Cenevre konferansında Tevfik Rüştü Beyin mühim beyanatı Hariciye vekilimiz yeni bir meseleyi ortaya atmış, fikirleri büyük bir alâka ile karşılanmıştır Cenevre 22 (A.A.) Anadolu ajan- sının hususi muhabiri bildiriyor: Terki teslihat ihzari komisyonu mukavelename projesinin daimi terki teslihat komisyonu teşkiline dair olan beşinci faslının müzake- resine başlanmıştır. Hariciye ve- kili Tevfik Rüştü bey © beşinci fasıl hakkında söz alarak komis- yonun teşkilât ve (o salâhiyeti | meselesini tetkik etmek lâzım geldiğini ve bu yapılmadıkça bu hususta beyanı fikir edemi- | yeceğini söylemiş ve mukavele- namenin büyük bir kısmı tetkik edilmiş olduğu cihetle faaliyet ve salâhiyetlerin tespitinden ev- vel bu müessesenin teşekkülâ- fanı tanımak lâzım geldiğini ilâ- ve eylemiştir. Tevfik Rüştü bey ( beşininci | faslın heyeti umumiyesi üzerinde umumi bir müzakere açılmasını teklif etmiştir. Müteaddit mu- rahhaslar söz söylemişler ve Tevfik Rüştü bey tekrar söz a- larak aşağıdaki beyanatta bulun- muştur: “Meşgul olduğumuz terki tesli- hat eserini teminatla ihata arzusu sempati ile karşılaşabile- | rü şeklinde tecelli etmektedir. Mahaza bu teminatın - ölçülmüş ve müessir olması istenildiği takdirde tatbika kabiliyeti olma- sı lâzımdır. Bizi işgal eden me- selenin muğlâkiyeti hususi © bir | kaide altına. alınmış hususi bir tarzı hal taharrisi o endişesini haklı gösterecek mahiyette oldu- ğu da o derece doğrudur. Bun- mena eni erme arsenal rna lâzım gelir. Dünkü yazımızda bali hazırda muhtelif menbalardan (35000) metre mik'abı su temin edile- bildiğini söylemiştik. Şu halde | bu miktari (52) bine çıkarmak | için daha (17500) metre mik'abı su bulmak lâzimdir. Bu suyu nerede bulabiliriz. Yarınki sayı- © Bitmedi) Yazan : Hüseyin Rahmi «BE Iyüçlenerek adam vuruyor... se Deli filezof, sahife, sahife ibret. toplamak için hastahaneleri, hapis- © haneleri, meyhaneleri dolaşmaya! başladı. Her günün şüun sütunları! ibret alınıcak vak'alarla dolu.. Fa-| kat bu hadiselerden hisse çıkararak 'mütenebbih olmayı bilen yok di-! yordu. Kimisi hıfzıssıhha kaidele- tine son derece muhalefetle ifrat, sulistimallere atılarak genç yaşın! da ihtiyar bir malâl oluyor. Kimisi iktisadiyattan bihaber varını yoğu- Bu çar çabuk israf ederek dımdız- lak on parasız kalıyor.. Kimisi ipe sapa gelmez bir meseleden tehey- 3 A di e izm i GİR. ami izini, 4 dan mülhem olarak mukavele- name ahkâmının hüsnü tatbikini temine mahsus bir teşekkülün ihdası daimi bir komisyon şek- linde derpiş edilmiştir. Bu ko- misyon bu gayiyi temin edebilir mi? İşte bir nokta ki tamika lâyıktır, ve Üzerinde tevakkuf etmek lâzım geldiğine kaniim. Türk heyeti murahhasası bü- yük eserin intacnı teshil hak- kındaki şiddetli arzusuna rağmen bu mukavelenamede sayılan mec- buriyetlerden hiç birini en ziyade müsaadeye mazhar olan deylet- lerle müsavi muamele yapılma- sını temin etmedikçe memleketi bakkında kabul edemiyecektir.,, Tevfik Rüştü Beyin beyanatı mubtelif heyeti murahhasalar a- rasında hususi münakaşata mev- zu olmuştur. Bazı tefsirata göre Tevfik Rüştü Beyin konferansın en mühim bir meselesine cesa- o temas ettiğini söylemekte- yl mam 22 (A.A) — Tahdidi teslihat o komisyonu o bir sene evvel mecburi. surette askeri talim ve terbiye görmüş olan ,gençlerin . miktarının ber sene indirilmesine hükümetleri mec bur kılan Fransız teklifini kabul etmiştir. Konferans omahafili Italyan gençlerinin 18 yaşından itibaren askerliğe hazırlanmalan- malarını mecburi kılan İtalyanın bu kararı (o hakkında muhtelif mütaleat ve tefsiratta bulanmak- tadır, Komisyon, Fransada ihti- yari surette askere hazırlnama lerinin o murakabeye tabi tutul- ması hakkındaki Italyan teklifini reddetmiştir. Bundan sonra, Fele- menk murahhas heyeti tarafın- dan ileri sürülen ve hükümet- lerin kullandıkları veya mevcut bulundurdukları esliha ve mühim- mat miktarmı her sene indirmeğe mecbur tutulmasına dair olan teklif askeri mütehassıslardan mürekkep bir komiteye havale edilmiştir. Komisyon, pazartesi . günü tekrar Ka rar İnti- har ediyor. Böyle çeşit çeşit fakat bazen tüyleri örpertecek vak'alar... Hep bu düşüncesiz hayvani ya şayıştan çıkan fena neticeler Alla- hın taktirine, talihe, bir takım uğur susuzluklara MAMİ öç Ne ka» dar yanlış.. Allah, tabiat herkesin itikadı- na göre ber neise işte o kuv- vet bize görmek için göz, işit- mek için kulak, koklamak için burun düşünmek için dımağ ve ilâahirihi uzuvler ve hisler ver- miş.. Biz ameli hayat sahasında herşeyi bu hislerimizle mehenge Borçlar Son cevabımız Zi yazıldı Ankara, 23 (Telefon) — Ve- killer heyeti bugünkü içtimaıda Düyunu umumiye meselesini gö- rüşmüş, hamillere verilecek ce- vabı tesbit etmiştir. | Hükümetin birkaç hafta evel | verdiği cevaba hamiller menfi İ bir şekilde mükabele etmişlerdi. Bugünkü içtimada her iki cevap tetkik olunmuş, hazırlanan yeni cevap iki taraf için de müsait şe- raiti havi bir şekilde yazılmıştır. Salâhiyeltar bir zat cevabın mülâyim olduğunu söylemiştir. Eski ihtilâf tediye şekli ve Türk parasının İngiliz parasına tahvili üzerinde idi. Ayın yirmi beşinde tediye olunacak taksitin hamil- İ lerden gelecek cevaba; tehiri muhtemeldir. Telgrat Telefon Yeni bir kanun lâyihası hazırlandı Ankara, 23 (Vakıt) — Millet Meclisi dahiliye enctimeni telgraf ve telefen kanununa bazı mad- deler tezyili hakkındaki kanun lâyihasını tetkik ederek bütçe encümenine vermiştir. —— a Hazine zarar etmemiştir Ankara, 23 (Telefon) — Istan bulda bir sabah (gazetesi, maliyenin 100 vağon kâğıt mü- bayaası işinde hazineyi 40 bin lira zarara suktuğunu yazmıştı. | | Bu haber asılsızdır. Maliye ha- | kuk müşaviri bu gazeteyi dava edecektir. Ankaraya su rd Ankara, 23 (Telefon) — gündür susuz kalan “ere tekrar su gelmeye başladı. Samsun tütüncüleri dün toplandılar Ankara, 23 (Telefon) — Ma- liye (o müsteşarının oo Fiyasetin- de Samsun tütüncüler heyatı bir içtima yaptı. Arzuları kısmen kabul edildi. Suriyeye giden koyunla- rımız : Urfa, 20 — Fransız gümrüğü Suri- yeye giren beher koyundan aldığı ma- deni bir mecidiye ;ömrük resmini üç mislir. iblâğ etüği cihetle bugünlerde H'sbe giden koyun tacirlerimiz kâmi- len zaya etmişlerdir. Bu vaziyet Suri. yeye en çok koyun ihracatı yapan Ur. fanın iktisadi vaziyetini. sarsmıştır. vererek uğraşıyorum. | Bir netice öetil ve kanlı mücazatlar tertip eden Bize LMN YazınıZ | Vakıt, okuyucularının dert ortağıdır O a lk an MA m anam DARE re, “ Iki senedir verdiğim istidaların sayısını allah bilir!,, Fakat bütün bunlara rağmen bâlâ baruthaneden alacağım hakkımı alamıyorum .. Bir okuyucumuz şu satırlarla bize müracaat ediyor : 1307 de Zeytunburnu mekte- bine girdim : 1326 da imtihanla amele hayatına girdim. Iki sene evveline kadar Baruthanede ça. lışıyordum. Baruthane kapanınca | ben de katro harici kaldım. O- rada hayat sigortası vardı. Bu- raya verdiğimiz parayı aldık, Fakat 20 senelik bir taavün sandığı vardı. Oradaki hissele- rimizi geri verdiler. Sonra fab- rikada yirmi sene çalışanların nakti mükâfatla taltifi icap eder- ken bundan da mabrum olduk Iki senedenberi bu haklarımı almak. için muhtelif istidalar İfgesi Kıralı İle Mülâkat araman rm (Üst tartfr 1 inci sayıfada) alamıyorum. Bütün geneliğimi hasrettiğim bu meslekten nasibim bumu olmalidi.? Gazetenize mü" racaat ediyorum, Uğradığım bu haksızlığı yazarsanız belki hak” kımı tanırlar. Barut fabrikası tornağ ustalarından Murat Bu malüle acıyınız Malâl küçük zabit Mehmet İzzet ” dün matbaamıza gelerek tütün haklarına ait ikinci listenin iki aya 1” kın zamandır ait olduğu vekâlet tf” fından tasdik edilmemesi dolayısile # tihkaklarını henüz alamadıklarından $ kâyette bulundu. Mevsim e > ruri ihtiyaçları gidermek için bu ta“ muamelesini beklediklerini çok ie İmövkide kaldıklarını salat İzmirde Komünist beyanname" Ben, şahın yüzündeki temiz ifa- deyi, gözlük camları arkasındaki | munis, dostane bakışlarını tetkik | ediyor, fısıldar gibi olan sesini işitiyordum. Bu, vatanı (müthiş felâketten hurtarmak için çağı- rlan, Saki Baha ile aylarca mücadele eden adammı idi? Şimdi Avrupa seyahatinden, gör- düğü şehirlerden, onlarin san'at abidelerinden, bahseden, bir müddet evvel Kâbili zapteden adam mı idi? Hükümdar, benim ertesi gün icra edilecek taç giyme merasi- minde hazır bulunmak için gel- diğimi biliyordu. Bana yanlış bir zehaba düşmemekliğimi söyledi ve izab etti: “Bilirsiniz ki biz Şarklıların tacımız yoktur. Binaen- aleyh, yarınki merasimi Avru- padakiler gibi olacak zannetme- yiniz. Yarın Kâbile girdiğimiz ve milletin beni hükümdar tanı- dığı günüm yıl dönümüdür.,, Nadir Han, eski hükümdar Amanullahtan bahsederken şöyle dedi: “Medenileşmek bizim sıt- madan mustarip bir adama ki- nin kadar lâzımdır. Kinin, acıdır ve çocuklara şekerle karışık lerini kimler dağıttı. İzmirden verilen omalümat* göre evvelki gece şehirde b” münist beyannameleri asılmf bazı cüretkârlar bunları elde" temiz etmek istemişlersede halk derhal keyfiyetten zabıtayı b” berdar etmiştir. Ayrıca orak çekiç işaretile “işeiler BİZ leşiniz, ibaresi o bulunan mektuplar postaile ticarethâf” lere matbaalarada gönde; derilmişti! | Polis derhal tahkikata aşi ve bu küstahları taharriye yulmuştur. Şimdiye kadar adar 7 w maznun olarak YALATAN olarak | verilir. Medenileşmö” Afgan halkı için aynia mahiyet tedir. Emanullah Han, öcü yeni şeyi tatbıkla kabul ettir?” şebri nazarı dikkate alamı hatasını işledi. ,, Nadir Han, bir sualime karl da “Hilâfet meselesini kt yen düşünmüyorum. Md yetiştirilen müslümanın, itikad” nın doğmatik esasları ile o gittikçe daha fazla zail oluy0” Biz bunun yerine itki olan yeni bir dini milliyetçi vurarak lüzumlularını kabul, mu- zırlarini reddetmek mümarese- sini edinmeliyiz. Iğvacı şeytan dinlerin uydurdukları müfsit ve tuhaflıkları itibarile semavi bir palyaçodur. O şeytan aleyhüllâ- neki Allah bile onunla başa çıkamaz. Ne kullarını bu asi meleğin tasallutundan kurtara- | maz, fakat ispiritismacılar arala- | rna davet edebildikleri bu mel- unla konuşmak ve hatta bazı mühim meseleler hakkında uzun uzadıya islişarede bulunmak şe- refine nail olmuşlardır. Zavallı insanlar siz herşeye kolayca inanmak bamakatini Bu kuponu kesip birikti- riniz ; bir sıra kponu ge- firen VA KiTın fürlü törlü hediyveierinden birini İ kendi seçip alacaktır i i karşısındayız... göstermiye idiniz, ebsübzcilkin! cesaretleri kırılarak kafalarınıza bu kadar birafe tıkıştıramazlar- İdi. Sizde çelik gibi dürüst bir ameli hayat adamı olurdunuz. Deli filosof böyle odüşündük- ten sonra şunu ilâve ediyor. Allahın bize verdiği uzuvlar çabuk bozuluyor. Sonra fena iş- liyor.. Keyfiyetin nüktesi bizatihi maddiyettedir. Tabiatın bunda bir fenalık kasti yoktur. Kudre- tinde kifayetsizlik vardır. İyi yapmak istediğini fakat bazen muvaffak olamadığını görüyoruruz. Uzuvları osağlam ( işliyenler bozuk ( insan makinelerini tamir ve ıslaha uğraşmak vazi- | fesile kendilerini (o mükellef bilmelidirler... Beşeriyetin © ır- kım kemiren fenalıklar ancak bu suretle tadil, tahfif edilebilir. Lâkin şimdi büyük bir mesele Hepimizde aled- derecat bozuk makin isek? Hâl | kame ediyoruz.,, iyi işi ne olacak?... Nisbeten yenler kötü işliyenleri düzeltsi”” ler... Nisbeten iyi işliyenlef yorum. o Kemalile mük o yaradılmış insan yok mu? vE tur. En mükemmelin mutlak hali? aksar tarafı vardır. O we şimdi önümüze daha mal bir sual çikiyor. Kusurlu bi ler kimin meharetsizliği eseri Bütün mes'uliyetler halikt4 eği lanıyor. onu kim meramet ede Deli filesofun not defeteri kabilden yazılar, fikir > çarpık tüten mulahazalari# ai idi. Ekseriyetin fikir ve i muhalif ve po e »i anlaşııp — tatlı kabilden şeylerle er vi cağına âlemin hoşuna eserler (© yazmasını rai kaynanasile karısı diz di şısında çırpınıp duruyorlar” e