— 6—VAKTT 3 Teşrinsani 1930 101 kişi ile FF —— ik k .Na b mülâkat ... i 2 Hasan Dandini Beyefendi Hazretlerj MR e Kaşarlanmış bir mürtekip tanırdım.)için hamidiye mezhebindenim, Hep gü- Rüşvet, kendisi için yemek, içmek gibi lüştük. Ben o güne değin irtikâpta son — tabii ve mubuhtı. Bu yatla konuştukla-|derece ileri gidenlerden değildim. Son- “rımı sizlere arzedecektim, lâkin, çok'ra düşündüm, taşındım, yolumu bul! , korktum; mülâkatı geri bıraktım. dum: Yazık olmuştu. Fakat talie bakınız) (Efendim, irtikâbın şekilleri var. Tat) — ki mürtekip geçen gün ansızın öldü.|bikatta pek tecrübeli olduğumdan bu, © Artık işeye mahal yok. Söyledikle-/ilmin nazariyelerini de tedvin ettim. “rini harfiyen nakledeceğim. Mürtekip|Türlü türlü irtikâp olur. Meşru hırsız- ZA seneden, yani meşrutiyetin ilânından|lık olduğu gibi, bunun meşru olmıyanı beri açıktadır. 10 temmuzda karga tu-|da var. İş, muvazeneyi bulmadadır. Ves lumba edilmiş, halkın heyecan ve gari vene istemez, hâ! Çok düşünen mürte-| leyanı üzerine defterdarlık koltuğun kip olamaz. Erbap bir mürtekip ya ka- dan aşağı alınıp trene irkâp edilmişti.İnunu pek iyi bilir, yahut hiç bilmez! R O gün, bugün “raiş” lik, yani miya-İGayet meşru irtikâplar olur. Harpte — necilik ediyordu. resmi irtikâplar vardı: vesikalar. Bun- Nakdi Bey (işi kolaylaştırmak için/lar resmen ihsan olunurdu, ve, bunları bu ismi uyduruyorum, yoksa bey merhulistemek ayıp değildi. İstanbuldan ta Su mun adı bu değildi) bir gün Londra bi-İriyeye dek gidip vesika istenirdi. Zarif , rahanesinde ikinci şişeyi emrettikten'bir zat (kulakları çın, çın, çınlasın) o — sonra bana şöyle açıldı: hengâmede purasız kalmış. İş aramış, © — Azizim, dedi, bu cennetmekân Ab-| yok. Bakmış ki Cemal Paşanın verdiği .dül Hamit efendimizin zamanında ve)fıstık vesikaları altın gibi geçiyor, se sayesinde beş, on kuruş sahibi oldumike seke Şamı şerife veya Kudusü şeri. diye beni istibdat ve mutlakıyet taraf-İfe gitmiş, Otarlığı ile itham ederler. Hata.. hata (Paşa soruyor; — Neye geldin? p Günün siyaseti : Filistin meselesi İngiltere hükümeti târafından ge çen ayın yirmisinde Filistin meselesine dair neşredilen beyaz kitap İngiliz ma- hafili siyasiyesinde ve matbuatında bir çok kilükalleri mucip olmaktadır. M. Makdunald araplarla müsevilere aynı hukuku muhafaza etmekle beraber mu- sevilerin Filistine olan muhaceretlerini Halk bilgisi Bu sene Sivas ve Malatya ha- valisinde tetkikat yapılacak | Geçen sene Cazi Ayıntap ve civarında Halk bilgisine dair tet- kikat yapan Istanbul Halk bilgisi derneği azaları önümüzdeki sene dahilinde de bir tetkik (seyahatı yapacaklardır 2. mn tahdit etmekle ittiham edilmektedir. Eli kruvazörü kaptanının. | yaşvekilin siyasetine itiraz edenlerden! paraları çalındı biri de eenubi Kap vali umumisi Ce M. Venizelosu şehrimize ge- (neral Şimit idi. M. Makdonalt cenerale tirmiş olan Elli kruvazörünün /verdiği cevapta maksadın musevi mu- ikinci kaptanına ait bir el çan- |btceretini tahdit etmek olmadığını an- tası çalınmıştır. cak bir taraftan gayri müsavi anasırm Kaptanın ifadesine nazaran bulunduğu mıntakaları tehditten siya- çantanın içinde muhtelif eşya, net etmek diğer taraftan muhacereti 35,000 darahmi bulunmakta idi. tahdit ve tevkif etmemekle beraber Di i memletetin kuvveti iktisadiyesi ile müt .. oz şube tahkikat yap- enasip bir derecede bırakmak olduğunu bildiriyor. mamafih hükümetin yeni al dığı kararın Balfur beyanatı ile teva-| fuk etmediği aşikârdır. Gerek muhafazakirlar gerek liberal ler Makdeonald kabinesinin Filistin si- nişletti: yasetine fevkalâde muarızdırlar. M. — Çokları sanıyorlar ki bu zaman'(oyt Corç bir beyanatında Baldvin ve geçmiş zamanlardan ziyade ahlâksız- Çımbirlaynın noktai nazarlarını tama- — li Bizim rahmetli büyük pe-İmen iştirak eylediğini bildirmiştir. ... R Meclisin açılmak üzre olduğu şu st — Kendi çocukluğunda kaşı, £ÖZÜ| rada zuhur eden Filistin ihtilâfı "Mak, yerinde bir şabi emredin emniyetle de-| - nald kabinesinin mevkiini tehlikeye laşması kabil mi idi? Bu devir, bizim) düşürecek mahiyettedir. Esasen amele ma — — irtikâp ve irtişadan, hazineyi iz- rardan dolayı bir nazırın mahküm ok duğu görülmüş mü idi? | Defterdar Bey felsefesini biraz ge- , Dfterdarlıkta: Kazanç vergisi müddeli Kazanç veı gisinin ikinci taksit müddeteti bu ay sonunda bite- cektir. Bunun için defterdarlık şube- lere bir tamim göndererek ay nihayetine kadar vergi vermeyen mükelleflerden ayrıca yüzde on fazla alrnacağım bildirmiştir. Vali B. hasta Vali Muhittin B. üç günden beri nezleden muztarip bulun- duğundan dün makamına gel memiştir. i üssanesssnin one aramanı sase anama ri ittifak aktini teklif etmektedir. “Hit ler,, haklı yere: bu ittifak kime karşı olu © 7, diye soruşturduktan sonra di- yor ki: “Almanya bütün milletlerle sulh halinde yaşa:nık İster. Alman mil- leti Avrupa sulh ve müsalemetini teh- likeye koyabilecek her hangi bir £.- asdım etmek arzu değildir. Mös yö Herve böyle |”. ittifak aktedilecek olursa Alranyanın silâhlanabileceği kanaatindedi: Bence bilâkis Fransa A' -anyaya karşı silâhlanmaktan vaz geçmelidir. Bu takjirde Almanyanı. silâhlanmasına hacet yoktur. Fransa terki teslihata yan: * ve ayni zımanda b ender hata. Beyim, her rejim, her dev- let şekli iyidir. 5 — Nasıl? w— Evet hepsi, Saltanat ta, meşruti- te, eümhuriyet te, hatta bolşevizm “ yorum. ret, efendim, rejimlerin hepsi kemmeldir; yalnız bir şartla... — Hangi şartla? o —O rejimden çöplenmek şarti ile... » bedava olmaz! © Bu derecede — kelbi — ve kat'i bir felsefeye ömrümde tesadüf edememiş- “tim, Sordum: — Paşam en necati fıstık, şu kalam yetiştirdiğimiz devre nispetle pek, Pek fırkası kendi kabiresinden ademi mem-| düyunu hususiyesini tesviye edebilecek bur bir vesika değer. Bu irtikâp mı?|ama pek temizdir. Defterdar Nakdi Bey| nuniyet vösteriyor. Bu ademi menuni- bir ha * de gelir... “Her Hitler, in ceva- Felsefeye bakar. Bendeniz bu birkaçliçiyor ve söyleniyor: Hürriyet oldu olal yeti izale için hükümet programina ko-|bı Alman milletini... harbi umumiden türlü işi arasında asla bir fark görme: memuriyette değilim. Elimde iş Yok.) yan bazı içtimai ıslahat projeleri), san oni beslediği SLCilGfİn be diğimden alelâde rüşvete inhimak Fakat ilmin en dakik noktalarını bildi- Makdonrld lehinde bir tahavvül temin! koda ifac.sidir. Almanlar “Versay, time. ğim için çoklarıma akıl öğretir ve hatta| edecek kadar kavi gözüküyor. Diğer ta| muahedesinin kayitlerine ke:kulanmak Defterdar eskisi Nakdi Bey me dejicatlarda bulunurum. Yirmi bu kadar vataı. intihap usulünün değiştirilme MEn al a vi çok fıkra biliyor. Eski zamana nispetle|senedir piyasanm en kudretli dört, be$| ç hakkında nutku kıra!17: bazı beya Anka eriği anin sia şu zaman, hatta Sultan Hamit devirle-lirtikâp vasıtalarından biriyim. İmdi,,,, bulunacağı rivayet ediliyor. Mu), kr ikin ral bnm ri gül suyu ile yıkanmış. Memuriyetler, şu samimi sofrada benim sözüme inâni-| | ddema nisbi usulü intihabı gide dan. yen: ZEKİ RK: e Babıalide aleni müzayede ile satılırmış!nız; candan söylüyorum: İrtikâp teden- Abdül Mecit ahdinde valiler, sadrâza-|nide! ma 300; 500; 100 lira gibi meblağlar gön| o— Doğru mu? derirler, “matbahı sadaretpenahi, ye| (Alim Allah. yardım ederler, ve bu bapta ariza yaz (— Ne nispette tedenni? etle sabileşmektedirler. Fransız matbuatı- re: den Tredünyonların bu seferki : : : ini: : nın ve bahusus resikârdaki hükümetin fikir değiştirmelerinin sebebi ihata ©- ürer cin in stalkla dilemiyor. Velhasıl gerünüşe bakılırsa rüşt ve asabi hücumları Mösyü Briyan meclisin küşadı akibinde hükümetin 8-| arafından Lokarnodan beri sarfedil- — Defterdar bey, Nakdi Bey, size bu vecizeyi yumurtladan rakı mı? ? — İMtira etmeyiniz. Rakı ile bu fel- selenin alış, verişi yok. Ben elli senelik — bir tecrübe neticesinde bu hakikate var- dım. Bir gün Yıldız sarayına gitmiştim. k DE rn eek odasında arap olmala. | lâzimgelen iki tane şeyh vardı. Bir Yusuf Ali namında biri yan gelmiş; > wturuyordu. İlkin bu Yusuf Aliyi size — bir nebze tarif edeyim. Bu adam hiç o- — kumak bilmezdi ve bununla beraber — Sofya'da “İttifak, atlı bir gazete neş- — rederdi. Arnavuttu. (Kendisini geçmişi devirde herkes bilirdi. İmzasını şöyle i 1: Menizade Yusuf Türap. Bunun manası kendisinden soruldukta: — Ne- len geldiğimi, nereye gideceğimi an- | Olatmak icin bu unvanı uydurdum! der- di. Yusuf Ali, şeyh efendilere sordu: © —Siz hangi tarikattansınız? —Kadiri, yâ sidi. Siz hangi nsz, mevlâna? | O Yusuf Ali: — Ben Hamidiye tarika- — tmdanım. — Biz böyle tarikat duymadık... — Nasıl duymadınız? Bana ekmek veren o. Beni ihya eden o. Öldüğümde 'cenazemi kaldıracak olan o. İşte bunun maktan çekinmezlermiş. Defterdar eskisi bana Rusyayı an- lattı, Ve: — Oraya nispetle ne gerideyiz... de- di! 5 Kd Yunanistanı ak e Şaşa kal dün: r â Belâyatle söyleniyordu: dar bozuntusu biraz rüşvet almışım; kabahatim o parayı almaktan değil, boşboğazlık edip ötede beride felsefe! yapmaktadır. Öyleleri var ki hiç ses çı- karmazlar, her yerde ve her devirde salkımı yutarlar ve üstelik olaraktan başkalarının irtikâbmı tahkika memur! olurlar! Biraz dilimi tutsa idim, yahut! bugünkü aklım dün kafamda olsaydı... Ben de Arap İzzetin bir ikincisi, bir ya- iris olabilirdim... Çalan da bir, çalmı; yan da! İşte Ömer Abit hanı olduğu yerde duruyor, yıkılmadı. Defterdar eskisi coştu: — Nispetle irtikâba en az müsait de- vir bu devirdir. —Anlat, bakayım. tari- Kadınsız Memleket : Yazan: Peter Bolt © Bundan tam 31 sene evvel eylül ayı"! o Allaha ısmarladık Singapur, bin bir nm yağmurlu, berbat bir gününde öğ- ırka mensup bin bir çeşit halkı ile bir doğru Hasting, Singapurdan ayre| Miyordu. Hasting 7000 ton cesametinde bir yiat şehri! yapurudur. Kömür ve su almak iki gün evvel Singapura gelmiştir. 1 | Cenuba doğru yol alan Hasting pi Avusturalyaya gidecektir. kalıyordu. Arka güverte üstünde türlü! Vapur ilerledikçe kara ve şehir ya-|türlü şeyler, yaş yemişler, tavuk, hindi vaş yavaş uzaklaşıyor, gözden Gilini-/kaz kafesleri kesilmiş et yığınları, yu- rdu. Gerçi rıhtımlardaki faaliyet,|murta sandıkları karmakarışık bir şe balyalar, denkler, vinçler, kaynaşan|kilde yayılmışlardı. Tayfa bunları istif” “ kalabalık henüz farkediliyordu. Fakatletmek, intizama sokmakla meşguldü. yükler, bu eşya nedir, bu insanlar; Bir kısmı maçuna ile ambarlara indiri; — Avrupalı mıdır, Çinli midir, anlaşıla-ilecekti. rordu. İşte şehrin gerisindeki yük-| Böyle bir manzara bir gemide insanın! hurmalıklar işte zengin Avrupalıla| pek âlâ hoşlanarak iyeleri, milyoner çinlilerin kâ-İbir şeydir. Yolcular merak içind : biri- ri.. Ve işte nihayet onlar da kay|kiyorlardı. Yemişler muayene edi “enj r, e koyu kuryuni bir sis şe|tavuklar, hindiler, kazlar hakkında mü. geldi. & i devri, üzd kalliyette kalması ve yeni intihabata ek H vi dürül ” 2 girişilmesi için meclisi dağıtması mu- re yüzde yetmiş beş indi. Meşrutiyete| hakkaktır. : göre yüzde elli.. , Hitlerin cevabı — Her tarafta böyle mi? Kiman' nasyonal sonlyatiat — Ha! orasını bilmem; ben ancak reisi bildiğim dairelerden, tanıdığım memur.|Yor. Meşhur “Güstav Herveye, ye ver. ... “rerkaki boş bir adam olmadığını gösteri leylediği gibi eski miş “an ince diplomatlığı boşa götüre- ce. derecede tesir yapmaktadırlar. Bu endişeli vaz!, stin önüne geçilebilmesi iç'- resikârdaki ri. iin değişmesi şart tır, Fransız meclisinin şimdiki ekseriye- ti miliyetperver olmak! e ven,, dir. Bu enlem Sİ i > İnm Almanya ile uzlaşmamasını intaç müttefik! Italya ile insan çöplüğüne benziyen şehir ebedi saltanat ve esaret, ebedi servet ve sey- Hani bir İzzet Paşa? Bugünün en mür- tekibi onun tırnağı olamaz. — Ey, peki, defterdar Nakdi Bey, sen kaç senede ne kazandm? — Kumarda kaybettiklerimi hesap- tan çıkarayım mı? — Hayır. — Borsadaki ziyanlarımı? — Hayır. . Düşüneyim: havalecilikten 92 bin. Aşardan 32 bin. Maiyetimdekilerden al- dığım hisseler 19 bin. Size aziz namu- sum hakkı için yemin ederim ki bunlar- dan başka haram bir mecidiye kursağı- ma girmedi ve az paraya hiç bir vakit tenezztil etmedim. Celâl Nuri zeliği için muhtelif rülüyordu. Canlı hayvanlar ne kad: da çok gürültü ediyorlardı. Ya maçuna| nm zincirleri, makaraların gıcırtısı, Ne tuahf şey, gemide tayfala. Jun, kaptanlardan ve iki gemi doktoru» san başka erkek namına bir tek yolen Yok. tu. Hep kadın, evet Hastingin yolcuları hep kadındı. Sarışın, esmer, büyük, kü- çük, genç, orta yaşlı, ihtiyar, 2: veyr çok güzel, tam 413 tane kadın. Garip değil mi... Yalnız kadınlara mahs .s bir posta vapuru! | Ha,iştey: #k çanı. Güvertedeki lar, hindiler bir avuç yem atılınca nasıl! biribirlerini itiştirip kakıştırıyor, pa- tırtı ediyorlarsa bu kadm yolcular da! gülerek, bağırıp haykırarak, biribirieri! le yarış ederek yemek salonuna doğru; koştular. Masaların etrafına oturdular,! Neşeli bir gürültü içinde önlerine ko- nan sıcak et suyunu şapırdata şapırda- ta yemeğe başladılar. gaza doğru ilerliyordu. — İrtikâp... Cihan kadar eski bir mü|lardan bahsediyorum. Meselâ gümrük-|diği cevap kadar bunu ispat edecek şey| essese, Hocalar, hahamlar, papazlar işi|le münasebetim yok. Tahakkuk memur.) bulamayız. “Güstav Herve, Fransa İle o mertebeye getirdiler ki cennet bile bir|larını hiç tanımam. Bir de Karun ka-| Almanya arasında tam bir uzlaşma ve ivaz mukabilidir. Ben zavallı bir defterdar mal sahibi çıkmadığını görüyorum.littifak aktedilmesini teklif etmişti, Her (Hitler), (Volkişer Brobaher,, gazete- sinde yazdığı bir makale ile “Herve,, ye cevap verdi. Nasyonal fırka reisi “Her- ve,, nin ittihat fikrinden dolayı teşek- kürde bulunuyor. Fakat ayni zamanda bir takım ihtirazi kayıtlar koymaktan hali kalmıyor. Bir defa “Herve, nin mü taleatının sırf şahsi olması “Hitler, in kıymetlerini düşürmektedir. O, millet. | lerin resikârmdaki ricalı tarafından gi- rişilecek taahhütlerin makbul ve mute- ber addedilebileceği kanaatindedir. Bu| Kanaati de pek boş değildir. Sonra “Her ve, teklifinde mevcut bir nokta daha “Hitler,, i kuşkulandırıyor. o (Herve) Fransa ile Almanya arasında bir aske- e kadar da oburdular, Belki de sey İhat bunları bu kadar aç gözlü yarımı;- tı. Her yemeği kapışıyorlar ve işin tu- hafı neresi hep gülüyorlar, gülüye © gülüyorlardı. Bardaklar âlâ Porto $a- rabr ile dolmuştu. Kahkahaların sebe- bi acaba bu mu idi? Birden bu bardaklar, çanaklar, ma- salar, sandalyeler hep devrildi. Şiddet- li, korkunç bir sarsıntı oldu. Kadınlar, garsonlar, şaraplarla yemekler biribi- rine karıştı, Vapurun düdüğü acı acı haykırarak imdat istiyordu. Bütün yolcular, o ka- Artık hiçbir iskeleye uğramadan doğra) Banka boğazınm dumanlı havası içinde,kafssler içinde bekleşen kazlar, tavuk-lahalık, bağrışarak, biribirini çiğniye- rek, düşe kalka güverteye koştu. Hasting bir mercan kayasına otur- muştu. Kazaya sebep dümencinin ölmesi idi. Dağ gibi tayfa kalpten bir saniyede gi-' divermişti. Dümen dolabı, boş kalmış, mütemadiyen dönüyordu. Vapur tabii durmuştu. Her taraf su içinde idi. Saat ikiye gelmişti. Deniz hep o sa- Hasting yağ gibi bir deniz üzerinde kin, azametli halile yayılıyordu. Kadın cinde hayal meyal görülebiliyordu- Somatra ile Banka adası arasındaki bo-|lar arasında derin, korkunç bir süküt vet tehlike olmaması lâzımdı. vardı, Çeneler kısılmış, benizler uçmuş Et suyundan sonra elma püresi ile tu. Kaptan dik sesle bağıra bağıra e mekti, davelei efkâr ediliyor, etlerin cinsi, ii ii jambon verildi. Bu Ke veriyordu. Tayfalar buradan © de arasının açılmasını mucip olmuş tu: Eğer Misyö ““an,, ın büyük si- yasiliği olmamış olsayd: garbi Avrupa da cenk ve cilalin tekrar başlamasına «tan şahit -In-* © Şehir meclisi Fırka gurupu davet olunuyor GC H FE Istarbul merkezinden: 5 teşrinisani 1930 çarşamba günü saat on beşte İstanbul umumi (Omeclisi fırka gü rupu içtima edecektir. Aza H. ve Beyefendilerin Cağal- oğlunda C, H. F. Merkezinde aktolunacak içtimada (hazır bulunmaları mercudur. raya, oradan buraya koşuşup duruyor: lardı. Açılan delikten ambarlara su hü“ cum ediyordu. Hasting sanki hiçbir şey olmamış gi bi sadece hafifçe sola doğru yaslan mış, hareketten kalmış, dinleniyordü Bellerine birer tahlisiyd kuşağı geçiren 113 kadın hep bir araya toplanmışlar» biribirlerine sokulmuşlar, korku içind? bakınıyorlardı. Geminin iki doktoru ile baş muç© yolculara vaziyeti anlatmağa çabal yorlardı: — Hiç bir tehlike yok canım. Ne di ye telâş ediyorsunuz. Birazdan denif yükselsin gemi doğrulacak, yoluna d€“ vam edecek korkunun âlemi var mı? Kadılar, onları dikkatle dinliyo” 'lardı. Ara sıra, bir hıçkırık, içini © 'bir kadının sesi işitiliyordu. Kızarmi* gözleri ile hep ufka bakıyorlardı. Ba” İka adasının sahilleri dumanlı has İki kara görünüyordu; tehlike yok #“ i IMabadi var)