23 Eylül 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

23 Eylül 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© 4 — VAKIT 23 Eyl 1930 —— Bir müsademe Rakı içince silâhları 'çek- halde gelip geçenlere tecavüz etmeğe başlamışlardır. Şikâyet üzerine polis Hasan Ef, müte- cavizleri . yakalamak © istemiş, sarhoş olan iki ekmekçi polise silâbla mukabele etmişlerdir. Bunun üzerine polis te. silâh kullanmış ve İsmail boğazından Şakir arkasından yaralanmışlar- dır. Mecruhlar Yedikule basta- nesine yatırılmışlardır. , Otomobil ve kamyon çarpıştı, Beşiktaştan geçen 1525 nu- maralı otomobil ile 3090 numa- ralı kamyon © çarpışmışlardır. Çarpışma şiddetli olmuş, her kisi de basara uğramıştır. Ezmeğe devam! Şükrü isminde bir şoför Şeh- sadebaşından . geçerken Melâ- bat isminde bir kadını sebepsiz olarak arkasından: yaralamıştır. Yarası tehlikeli. . olan - kadın hastaneye yatırılmıştır. Salıncaktan düşüp öldü Beyoğlunda yarıci sokağında oturan Mehmedin beş (aylık çocuğu Kemal salıncaktan düş- müş, yarım saat sonra ölmüştür. Zabıta tahkikat yapmaktadır; Apartmandan düştü Nişantaşında oturan Erzincan- lı Şeref ayni mahallede inşa edilmekte olan apartımanın i- kinci katından yere düşmüş, ağır surette yaralanmıştır. Mecruh hastaneye yatırılmış» tar. 1080 lira” çarpmışlar Cağaloğlunda oturan Musta- fa isminde birisinin dün Yeni" camide Hüseyin ve arkadaşları tarafından 1080 lirası çalınmış- tır. Yankesiciler yakalanmışlardır. — yn Uman şirketi Zâğvı değit, takviyesi düşünülüyor Ankarada bulunan liman Şir- keti müdürü Hamdi B, bugün- lerde şehrimize dönecektir, Ham- di B. Ankarada gazetecilere; — “Tetkikatım bir bafta sü- recektir. . Şirketin lâğvı . değil, bilâkis sermayesinin artırılması düşünülmektedir. demiştir. Diğer târaftan şirket heyeti umumiyesi bu Perşembe günü toplanarak şirketin isminin de- fiştirilmesini konuşacaktır. Biçilmiş kaftan be varmı 7 Aya seyahat etmek istiyenler bilederimi alsınlar. lem anlattıklarına göre bu seyahat gayet kolay olacakmış, bem de ucuz! Hayret etmeyiniz. Büyük çapı bir dahi “erva İle İşliyen bir motör keşfet miş, mörör işlemeye başlar başlamaz he- men birden kalkacak, pırrer diye vça- cak. “ve “soluğu yda alacakl, Siz, köprüden “İyibe' vapurla Ç gitmeden Slikeciden Harbiyeye tramva- İs varmadan, aradığınız bir numara ile telefonlanmadan oGiyalı motör dağları aşacak, bulutları delecek, gökleri geçe cek ve mötördekiler yıldızlar dünyasının ilk istasyonu olan Aya ayak atacaklar. İnanımız bana. Şimdiki halde henüz sizler için meçbul olan bu dâhi motörü | için, ihra beratı almak için sanayi mü. düriyetine müracaat etmiş. Bundan birkaç sene evvel de birisi devridaim makinası keşletmişi Fakat hez “nedense; buhranlara çare, işsizlere iş ve memlekete para getirecek olan bu iki adama iltifat çden olmadı Bu müt- hiş keşiften bahseden gazeteler bile, size anlatoğım baberlere Fethi Beyin kundu. talanı kadar ehemmiyet vermediler. Her gön liderin resmini göre, göre herkes ayakkaplarırın - mafkasım bile öğrendi. Fakat bu meçhul dâhiler denizin dibinde kalan :mexcanlar gibi gözlerden irak oldu... Doğrusu ben bu adamları acıyorum. Biz müsivata riayet ewmiyoruz. Çünkü her gün. etrafımızda siyasi, içtimat me- seleleri hal için: mipe nice (oOÇon Ah- metler, arzdan aya nakliyecilik yapmak istiyed nice muhteriler peyda oluyor. Bağıeryorlar, çağırıyorlar, süylüyor lar. Hatta, hattın siyasi fırka programları yapıyorlar” Bunlara es çikermezsken Con Ahmet Beyi sustormak, arzdan aya sefere kalkan adami seyahatten menet- mek günahtır. Hem bakın, arzdan Aşa sefere çık- mak istiyen adam tabif Serbest Firka gibi tasarruftan bahsediyor. Lokomotif almadan, kömür yakmadan, iyi düşün- meden değil Sivasa, ta Aya kadar gide- bileceğini söylüyor. $u mahalif “gazetelere © şaşıyorum doğrusu," ku adamı meye Serbest fırka- sın Nafın Vekâletine namzet göstermi- yorlar da adamcığızdan aliy ederek bahsediyorlar. Halbaki ba adam, ba hır- ka için tem biçilmiş kaftandır. wv 6 Hesapsız muhalifetin besabı Hesabı sağlam. kara cümlesi yerin: de bir gazete yariyor: “Bütçemizden yirmi milyon liralık | tasaari? yapmak mümkündür. Tasarruf edilen para ile vergileri indiririz. “Barem kanunu İlge edilsin, “Vekkletlerin Avropa seyahat mw hassasaını keselim, Millet Meclisi azasının o maaşlarını 250 Ilraya indirilsin... “Vekiller o meb'asluk © maaşlarından fazla dördep yüz lira aliyorlar bunları keselim(.,, Bu külem, Kalem yarılan maddeleri geliniz el birlipile ösmedelim; Barem kanunu İâğvedilirse (11) mif von İira kazanabiliriz. buna bilhassa mim koyun ve birmucik düşünün. Bu on bir milyon Tira memerların töp yekön aldıkları patadır. Kanunu İağ- İ vedip 44 milyon lira. kazanmak için odacılardan müsteşarlara kadar memür- lan. silip süpürmeli, devlet | idarelerini bak ile yeksan etmeli veyahut şöyle bir madde ile bu vaziyeti tesbi? etmelidir: Devlet hazinesinden miş almak memnudur!, Bu maddeyi bir kalem geçin.. Gelelim ikinci maddeye, Vektletlörin Avrupl seyahat tahsisatını keselim... Bir milyon lira kazanını. Bunu da bir kenara yazın. Millet Meclisi azasının tahsisatını ya- rya indirelim, ondan da iki büçuk mil- yon lira kazanalım | Vekillerin . meb'usluk o tahsisatından fazla olarak aldıklırı tahsisat de kesalim, Büyük kurbanlar penti âşıkları atasında büyük kurbanların da ihtişamlı Obir ehramları var. Hayal ne kadar zengin olursa olsun bu kurbanların yözlerinde- ki ıstırap çizgilerini canlandıra- maz. Onların ölümlerindeki fe- caat o kadar büyük ve o kadar serttir. Mikroskop gözlerinin gö- remediği müthiş mikroplarla bo- ğuşa boğuşa can verenler, eriti- ci fen ışıkları altında kemikle- rinin zerre zerre eridiğini gö- rüp ölenler, tehlikeli bir pota- dan taşıp fışkıran ateşlerle son nefeslerini verenler makine tec rübelerinde ırmaktan göze ka- dar en kıymetli azalarını kaybe- denler, bugünkü medeniyetin kanlı temel taşlar halinde yatı- yorlar. Çünkü medeniyet dedi- imiz şu tabiat bâkimliği onların mezarlarından yökseklik, onların kemiklerinden ışık almıştır. Bir siper hücumunda vurulan asker bir kale burcunda kanını döken muharip nasıl mukaddesse bunlarda öyle mübarek kurban- lardır, Hatta doğrusunu isterse- nız fen kurbanlarına, ilim şehit- lerine daba yüksek bir mertebe vermek lâzım gelir. Dövüş mey- danlarında ölüm, gerçi sımsıkı bir Azrail safı halinde insanı karşılar. Fakat o safı yarıp pos- tu deldirmeden geçenlerde, geç- miyenlerden çoktur. Fakat ilim ve fen kurbanları çok kere ken- dilerini koruyup kurtaracak biç bir çarenin bulunmadığını bile bile kurban olurlar. ” Dün gazetelerde otuzbir yıl buzdan mezarında yattıktan #on- ra mirasını fen âlemine hediye eden kutüp kâşifi Andre'nin ö- lümünü okudum, Otuzbir sene evel bakikat aşkı ile tutuşan gönlünü kutup buzları arasında söndürmiye koşan, bu uğurdaö- lümlerin en korkuncu ile şehit olan bu kahramana, simdi bü- tün fen dünyası selâm dursa ye- ri değil midir ? Başka bir sefer hey'eti bu eş ya ile beraber Andre'nin hatıra defterile seyir jurnalını da bul muşlardır. Bu sayıfalarda fen kadar &- debiyatın da hissesi vardır. Hu- dutsuz bir kar ve buz dünyasr nın ortasında enğinlikle kuvvet ve heybeti artan fırtınalar, tipi- ler, kasırğalar önünde tek ba- şına boğuşan adamın kalbi han- gi şövalyenin, hanği muharibin yüreği ile ölçülebilir? Zaten insanlık böyle büyük evlâtlara da malik olmasa bil- mem ki hanğimiz kendimize «Eşrefi mablükat» diye bakar yaşamak hicabına katlanıriz?! Seyyah — ————— — Yani 38400 lirayı bu eskama ilâve edei lim. Rica ederim ederim sizin bu sayıyı bir vere yazın cemedin. 1000000 2500000 38400 3538400 Nerede 3 milyon, Nerede 20 milyon iyi saatte olsunlar (7 milyonu cinler periler mi tedarik edecek. Bo hesap kısaca yözde yüz elli niş- betinde bir yalandır. Ne yapalım hesap- sa mubalefetin hesabi böyle Olur. S.E Bu mâsum adam, - ku lâyuhti insan, fitretin . gayesi olan bu insanı kâmil, o devirde yaşıyor. Hem de mağdur ve menköp ya- şıyordu, Bu zat Hazreti Aliden başka bir kimse değildi. Bu zat Hazreti Peygamberin. amca za- desi ve damadı idi. Peygamber, bütün bildiğini ona öğretmiş, onu, kendisine balef olmak için hazırlamış, kendisi öldükten son- ra onun yerine gelmesi için va- siyette bulunmuş, bu. vasiyetini bir çok defalar tekrar etmiş, fakat bir takım (törediler, onun hakkını gazpetmişler, onun dev- let başına geçmesine imkân ver- memişlerdi. Halbuki Peygambe- rin tavsiye -ettiği adar o idi. Peygamberin onu tavsiye etme- sinin sebebi, onun masum olması idi. Çünkü (Ali ), onun . bütün kemaline varisti. Ibni Sebe, “bunu telkin ile iktifa etimedi.. İslâmiyetin bütün telkinatına yabancı ölan bu aki- de yalnız kafaları izlâl edebilir di. Fakat, bu dalâlet muvakkat olurdu. Öna kuvvet vermek için bir takım “dini 'maslar bulmak veya uydurmak yabut mevcut olan: dini naslanm bir çoğunu bu davaya intak ettirmek lâzım- dı. Sebe oğlu bunu kolaylıkla yaptı. “Birçok ayetlerin, bir çok hadislerin münbasaran haz reti (Ali) den babsettiğini ve onun fazilet ve meziyetlerini gösterdiğini iddia etti. - Meselâ Kur'anda! “bugün dininiz. kemal buldu. “Allahım “nimeti tamam- landı; deniliyor: Sebe oğluna göte dinin ke- malinden murat (Ali), ve nimetin tamamlanmasından da murat, Ali idi. Sonra meselâ Kur'anda “İnsanlar arasında: öyleleri var ki Huda' rızası için kendilerini feda ederler ,, ayeti budur. Bü- tün bu çeşit İnsanların en “ile- risi, Alildir. Sonra gene Kur'an» da “ “Her millete bir müjdeci ve bir hidayet rehberi gönderil- miştir, deniliyor. Sebe oğluna göre wiijdeci, peygamber, hi- dayet rehberi de Ali idi. Diğer bir ayette, iman eden- ler, yerlerini yurtlarını bırakıp hicret edenler, Hak yolunda canlarile, mallarile (o düvüşenler en yüksek dereceyi haizdirler. İşte bu en yüksek dereceyi ha- iz olan zat Ali idi. Bu gibi ayetlerin hazreti Ali- den bahsettiğini ve mpnhasıran onun yüksek derecesini göster- diğini ispat için bir takım bikâ- | yeler uydurmak, Sebe oğlu için işten bile değildi Sebe oğlu, Medinede bulunduğu sırada i- simlerini öğrendiği, tarihlerini ezberlediği zevata bile bir ta- kım hikâyeler, masallar âtfede- rek ileri sürdüğü davaları teyit ediyor, bununla da iktifa etmiye- rek bir takım hadisler tasni e- derek bu telâkkilerini kabul et- tirmeğe çalışıyordu. Bu uydurma hadislerin birine göre hazreti Peygamber Aliye «sen benim kardeşimsin, . vezirimsin, (o vari- simsin, (o balifemsin» (demiş GÖMLEK) Dünyada yegâne masum adam! ti, Gene bu uydurma hedik“ lerin bir diğerine göre hazreti. Peygamber Hum çayının ken$” rında Aliye “ben kimin efendisi. isem, Ali de onun efendisidif* tarzında sözler, söylemiştir. G5 ne bu sözlere göre «Harun, W Musanın: halifesi ise, Ali de Mi hammedin balifesidir! » » Sebe oğlu, Alinin hem masu olduğunu, hem de bütün pasis* rım'ona işaret. eltiğini bu şeki” de göstermekle iktifa etmiyerek” hazreti Aliyi dünyanm en en mütekki, sen -âlim,. en x€“ en fasih, en beliğ, en şeçi mi göstermişti. Onun yi ğı bir mucize yoktu. Gayıplâ” baber vermek onun şanındandıf Onun; her duası mutlaka kabül” olunurdu. * Cinler, periler. onu” kılıcı karşısında derhal dağılırdı Güneş bile, onun emrile iki he re geri dönmüştü, Seller onu emtile durmuştu.” Yılanlar, 8. lanlar onun etmrini dinlemişlerdi” Bütün © bu telkinatın netic&”” şa idi: 3 Mademki hazreti peygambefi” asil varisi, bütün bu harikulâd€ | meziyetlerile, © faziletlerile yaşi”. yordu, onun, hakkı olan riyaset makamından uzak kalması re“? değildi. Her peygamberin bik, veliyiahdı vardı, Ali de Muham”. medin veliyiahdı idi. Bunu bizzit peygamber söylemişti. Hz. Pey& gamberin “bu vasiyetini yerin$i. getirmemek, onun varisini Ji yik ve müstabak olduğu maka ma yükseltmemek doğru gis” mazdı. Dünyada bundan dah* çirkin. bir zulüm, bundan dabf fena bir tecavüz tasavvur edi” lemezdi. Yapılacak. iş hemefi kıyam . ederek hakkı: ihkal; ef” mekve hak sahibini hakkında” müstefit etmekti. p Sebe oğlunun telkinatına ef diği şekil bu idi. Kendisini Mısırda tesis ettiği ocağa deva, edenlere telkin ettiği fikirleri” hulâsası bundan ibaretti. Misif i mubitinin hazreti (Ali) ye birâ$ l mütemayil olması da ona yardı” ediyordu. Fakat diger muhit | ayni propagandayı neşre lü” yoktu. > Çünkü Basralılar, e fazla Talhaya, Köfelilerde ç mütemayil idiler. Onlara da h#* reti (Ali ) lehinde propagaf”. yapılacak olursa, Sebe oğlun” raaksadı hasıl olmazdı. çünkü Ny” zaman yine ümmet birleşir, wi leştikten sonra yeni bir tali . akideleri “neşrederek , ortalik*” fesât çıkarmağa uğraşanları takip yi) eder, onların şerrine nihayi verirdi. Kr Maksat ise fesadı kökleşti idi. Basralılar, - Talhaya.mı Bö. temayiller? bu temayül takviğ* edilmeli idi. Sonra Küelileri ZE beyrimi istiyorlar, önların bü * zusu terviç ölunmalı idi, Bü ri yede hazreti Osmanın hük " yıkılıyorken bu üç fırka'da ve çak bıçağa gelir; hükümetle Hi” likte devlet de yıkılır, ve bu. retle maksat hasıl olurdu... (Bü

Bu sayıdan diğer sayfalar: