Türkiye niçin devletçidir? Nazariye için ibtilâl yapmış, Mâzariye için bügünkü vaziyeti “ almış bir devlet değiliz. Tarihin | zaruri şartları bizi devletçi ol- “maya mecbur etmiştir, “ yesini tetkik ediniz. Onu muasır teşekküllerle mukayese ediniz. başka çare olmadığına hükme- dersiniz. Mi Evvelâ biz neyiz, ne haldeyiz? müsbet bir gözle onu göre- — lim. Türkiyenin 745 bin kilometre murabbaı arazisi vardır. 14 Mil © yon kadar nüfus... Kilometre başına vasati olarak 18 kişi dü- şüyor. © Bu nufusun 679 ru köylerde W21i şehirlerde oturuyor. Şe- * hirlerdeki istif şu şekildedir: ” oTürkiye nufasunun iş sahibi > olanlardan “© 8i ziraatle meş- gul köylülerdir. “Bin nüfus © şehir adedi 10-20 40 20-30 15 30-40 . 40 dan daha fazla 9 Yani henüz büyük sanayi mer- * kerlarinden mahrun bir takım “parar yerleri, Memleketin bir senelik irat ve kazancı 1 milyar lirayı geçmiyor. 9 milyon çiftçi 250 bin işci ve ; sanayi adamı çolışıyor. Bu yekü- Du vücuda getiriyor. 745 bin kilometre arazinin an- cak ",8i ekilip biçiliyor. Madenlerin ve ormanların is- tismar nisbeti şu dakikada müsbet “bir rakamla söylenemez. © Bu geniş ülkede 6604 kilomet- re kadar demiryolu vardır. ” Memleketin vüs'atine nazaran bin kilometre murabbağı başına * (6,2) kilometre demiryolu ve nü- b nazaran bin metreye (300) etre demiryolu düşer. limanlar “henüz el rsüülmemiş bir halde- ” dir. Mersin limanı ber taraftan gelen rüzgârlara açık bir gemi ibi o Samsun gemi- yanaşmasına müsait olmı- y bir vaziyette. © Trabzon emin bir liman ola- “bilmek için bir ayli emek istiyor. ” Anadolunun muhtelif yerlerin- de, hele orta Anadoluda yağ- ur azdır. Burada zıraat istih- Atını arttırmak için yapılacak “ıska işleri nekadar bliyük mas- raf ister? Gediş, Mendres, Seyhan, « Sehhan nehirlerinden ve Garbi “ Anadolu göllerinden rusuz mın- Sakalara akıttırılacak suyun bize İ Cümburiyet Türkiyesinin bün- | © Türkiye için devletçi olmasından | | | senede, yüz binlerce vagonluk mahsul temin edeceğini seneler- denberi Alman, İngiliz mühen- disleri bile söyleyip duruyorlar. Bütün bunları kim yapacak? 9 milyon köylü, (o (250) bin işci, ve şebirdeki mutavassıtlık yaparak geçinen balk, teker teker ferdi faaliyetlerilemi bu İş- leri başa racaklar? Bunları (o insanların (| ferdi faaliyetlerile ve hatta bunların kendi aralarında şirketler teşkil ederek vücude (getirmelerine mkân yoktur. Bu mümkün ol- mayınca şu ihtimallerden birisini kabul etmek lâzımdır. 1 — işleri (o olduğu gibi bırakmak, 2 — Bu işleri ecnebi serma- yesinin eline vermek. 3 — Bu işleri dovletir işleri arasına sokmakl., Mademki muasır bir devlet yapmak isteyoruz, o halde bütün seciyelerini muhafaza (etmek mecburiyetindeyiz hem muasır, bem de at ve deve ile nakliye- cilik eden sırtı heybeli muasır adam tasavvur edilemez. Dünya piyasalarile alakadar İ olan muasır bir devlet limanla- rım bir uzaklaşma vasıtesi de- gil bir yaklaşma merkezi haline koymaya mecburdvr. Halbu ki bizim için denizler henüz büyük caddeler olmaktan ziyade önü- müze gerilmiş kenetli kapılar dır. Bütün bu menbaları bomboş bırakıp ellerimiz koynumuzda, kurunu vustei iptidai bir devre- yemi döneceğiz! » Memleketin refahi (Onamina böyle bir şey söylemek “gelin yapalım, Efganistan haline ko- | yalım,, demektir. Biz geriye deyil, ileriye, inzivaye deyil, harekete, fakirlige deyil, refahe duğru ilerlemek istiyoruz. İmparatorluğun hakiki tasfi- yesi şimdi yapılıyor. İmparator- luğun asırlardır biriktirdigi işle- ri bir pilan dairesinde temizle- mek bizim neslimizin vazifesidir. İşleri mademki birakamıyoruz, bırakmanın imkânı yoktur. Bu cinayeti bizim neslimiz, ateşten geçerek impiryalizimle ve salta- natla boğaz boğaza dögüşen nesil yapamaz. “Ohalde, bu işleri ecnebi ser- mayedarlarına verelim, devleti jbu yükten kurtaralım tesarrıf ede- cegimiz paralarla düyunu umu- miye borçlarını ödeyelim... Dünya sermayedarlarının elin- de bir hayli sermaye var onlar pa- ralarını işletmek için yer arayor- efendiler bu memleketi Tibet | lar. Eger onlara emniyet verir- sek para derhal gelir memleke- timizde işe başlar. ,, Ne tatlı, ne güzel söz... Isa günümüzde doğsaydı ancak böy- le konuşurdu. Ecnebi sermayesinin türkiyede yaptığı işleri anlamak için derin, derin düşünmeye, kafa patlat- | | hattında 4500 fırank vermeyi sonraki Ofermanları, kanunları, maya lüzum yoktur. 1839 dan ve mali tarihi gözden geçirmek kâfidir. Ecnebi sermayesi Türkiyeye ne şartla geldi, ne şartlarla ça- lışdı. Ve balâ ne şatlarla gelir? velâ bunun halli lâzımdır. Kısa bir tarihce: Osmanlı im- paratorluğu tanzimat hareketle- rinde yeğâne bir endişe ile ha- reket ediyordu: Para bulmak! Avrupa sermayesi, bilhassa başda ingiliz sermayesi, sonra Fransız, daha sonra avusturya ve Alman sermayeleri senayileş- miş, senayiden yapdığı kârla nakit iktisat hareketlerine geç- mişdi. Bu kârın kârı, faizin faizi hangi işlere tahsis edilebilirdi. büyük sanayi memleketleri ken- dileri için lazım olan mevat ipti- daiyeyi ucuz almak için lazım gelen tesisatı vucuda getirdi. mesalâ ecnebi bankaların birin- de halâ, toplanacak mevadı ip- tdaiyeyi (oucuzca (alabilecek, memlekete girecek şekilde iş- leyen birer müstelike makine- sidir. Daha geçen günlerde bir ecnebi bankasının Samsundaki tütün şahıslarına Samsundan tü- tün alan ecnebi şirketler hesa- bına gösterdiği güçlüğü kimse inkâr edemez? arzu edenler ikti- sat vekâletinin neşrettiği iktisat- müdürleri raporlarına müracaat edebilirler. Buna mukabil ecnebi banka- lar memlekette ithalât işi müba- yat müesseseleri sıkı bir surette himaye (etmektedirler. Mesalâ Istanbulda büyük ve ecnebi bir müessese vardırdır. Bu müessese Türkiyeye it- | halât eşyası satar bu müessese arasıra hiddetlenir, iflâsdan dem vurur. Nihayet bankalar yardı- mına kuşar, borçlarnın yüzde altmışa indirir. Ve işine devam eder. Giren ecnebi sermayesinin ikinci iş imtiyazlı işlere hüküm etmektir. Onunda en keskin cebhesi nakliyeciliğe siyaset ve iktısât cebhesinden hakim ol- maktadır. Meselâ, Anadolu Bağ- dat hattında Almanlar bakim iken acaip bir tarife vardı. Is- tanbuldan Anadoluya giden eş- ya ile, Anadoludan İstanbula gele | eşya, aynı tarifeye tabi değildi. Anadoludan gelen eşyanın nakliye ücreti daha yüksekti, Bir misal daha: Aydın hattını İngiliz semayedarları yapdırmış- lardı. Maksatları İzmirden başlı- yarak Bağdata kadar kara yo- luna sahip olmaktı, Süveyş ka- nalı açılınca, derhal demir yo- lanun hedefi kayboldu. Ve hat güdük kaldı. Çünkü İngiltere Hindistana karadan gitmek isti- yerdu. Fakat Süveyş açılınca onun İzmirden başlıyan bir yola ihtiyacı kalmadı. Nitekim bu yol İngiliz © sermayedarlarının ellerinde o kadar gayri iktisadi bir halde yapıldı ki bu hatta incir ve üzüm taşıyan develer hâlâ rekabet ediyorlar. Bu re- kabet İngiliz sermayesini alâka- dar etmedi. Çünkü bu hat sırf siyasi maksatlarla yapılmıştı. Bir başka misal: Anadolu Bağ- dat hattı Eskişehirden itibaren bir çok ivicaçlar yapar, niçin? Almanlarin fazla miktarda kilo- metre tazminatı almalı için. her kilometra başına Obükü- met İzmit * Ankara hattında (15) bin frank Haydarpaşa - Iz- mitte (10,200) fırank Eskişehir - Konyada 604 lira, Konya-Ereğli teshhüt etmişti, Ve bu parayı da cayır, cayır vermişti. Bir başka misal daha: Memle- kete sırf iktisadi sebeplerle gir- diği zannedilen sermaye eğer yalnız iktisadı hedefleri takip etseydi Bağdat yolunun Ankara- Sivas - Diyarbekir ( istikametini takip etmesi lâzım geliyordu. Fakat olmadı. Niçin... Çünkü Almanlar Berlinle Bağ- dadı kendi arzu r.na göre birbi- rine bağlamak istnyordu. Bir başka misal: Amiral Çeste, bir Ermenistan hayaline can vermek için bir şark vilâyetlerimize mahsus bir demiryolu projesi bazırlamıştı. Büyük harp sonunda Ermenis- tan meselesi (malüm şekilde halledilince, amiralın projesi su- ya düştü ve avantöryelerin elin- | de malüm şeklini aldı. Reji Jernal Samsun-Sivas hat- ta için memleketi soyup sovana çevirmek istiyorlardı. Bir başka misal daha: Daha geçen sene sözde bir Fransız gurupu teşekkül etmişti, bu gurupun 2 milyar frank ser- mayesi vardı. Maksadı Türkiye- de petrol aramaktı. Bu gurup namına brreket eden mühendisles gittiler, tetkikat yaptılar ve Tür- kiyede esasen malüm olan pet- rolları buldular. Fakat derhal İngiliz gurupları faaliyete geçti- ler. Mahut petrol itilâfndan dem vuruldular ve Fransız gurupuna Irak petrollarından bir miktar bir şeye verilerek susturuldu. Bu Fransız gurupu daha ilk hamlede İngiliz guruplarına kar- şı bir nevi nümayiş yapmak için Türkiyedeki faaliyete geçmişti. İşte ecnebi sermayeleri nasıl ik- tisadiyatla meşgul oluyor gördü- DÜZ. Diğer taraftan Osmanlı im- paratorluğuna © giren sermaye miktarı mühim bir yekün tuttuğu halde memlekelte faiz miktarı vasati rakkamla yüzde yirmiden “— düşmemiştir. ünkü giren ecnebi sermayesi derhal yapacağını yapmış, ve kârını başka tarafa nakletmiş, memlekete girmiş vurguna balin- de dolaşmıştır. Hala memleketin imar faaliyeti ile meşgul olan ecnebi bir imar şirketi vardır. Bu şirket dörtbeş senede 25 milyon liralık kadar iş yapmıştır. Fakat bu şirket kârından bir santimini bile mem- leketteki bankalarda bırakma- mıştır. Ecey... Şimdi yene bu vaziyet dahilinde işleri bu nevi - çünkü sermaye hiç bir zaman karakte- rini değiştirmemiştir- ecnebi kuv- vetlerine mi verelim ? “Bizim istediğimiz şartları ka- bul ederse?.. Türkiye, dokuz milyon nüfu- sile, küçük Borjova köylülerinin hükümeti olduğuna göre köylü- nün menfaatlerini sermayedar- ların menfaatlerile telif etmek mecburiyetindedir. Köylü hükümeti, bünyesi iti- barile emperyalizm ile mücadele mecburiyetindedir. Çünkü küçük arazi sahibi olan köylü , bu bü- 8 — VAKIT 21 Eylül 1930 MMm—m—m—-—-——şei-znınıinınınzn 0 PÇ|, Niçin devletçiyiz Kurtuluş harpleri bitinciye kadar kendimizi müstemleke haline koymamak için, müstem- lekelik ten kurtulmak için devletçi olmıya mecburuz. | Gelenler, iaehiei Dahiliye Vekâleti mahali | viâY#t umuru müdürü Nazif B. dün Ankarays avdet etmiştir. Turizm kulüp relsi Kocaeli meb'us8 Reşit Safler BR dünkü Semplon ekspr” sile Avrupadan şehrimize gelmiştir. Viyana sefirimiz Hardi R. bugünkü Semplon eksptesile Avusturyaya gidecek” tir. Müskirat umumt müdürü Asım B dün Ankaraya gitmiştir. Mumalleyh Ms liye vekâlerine Inhisarin vaziyeti hakkin” da izshat verecek ve şarapçılık için b#” zorlanan raporu takdim edecektir. Posta ve telgraf U. müdürü F* B Ank gitmiştir. — Ölüm aram e A EZ Karadeniz vapuru öğ kap” tanı Sami bey genç irtihal etmiş, dün Eka daşların teessürleri arasında Karacaabr mette toprağa tevdi edilmiştir. Allah rahmet eylesin. ŞE AA yük eye yutmak istediğ en tabii lokmadır. Iktısadi menfaatlerinden, siyasi hedeflerinden (ovax o geçmeden köylünün, yani bu nevi müstem- like halkı haline girmeden ecne- bi sermayesinin girmesine imkân yoktur. Hem tam istiklâl, hem ecnebi sermayesi bir arada bulunamaz. Sermayenin tatbiki (o budur. Hatta yerli sermayesile iştirak ederek muhtelit sermayeli şir“ ketler halinde giren ecnebi ser- mayesi bile şehirlileri nihayet ecnebi sermayesinin urganı bâli- ne koyduğuna şüphe yoklur Çin bunun en güzel misalidir. Biz böyle insaniyetçi bir ser” il ME Bl mayeyi bekliye duralım. biz ne köylünün menfaatlerini yarın ki refahı, ve yarınki inkişafını dü- şündüğümüz için istismarcı ser mayenin şartları ile anlaşamayız. ğer biraz fedakârlık... Biran şurasından, obiraz (o burasındar dersek olur... li Olur ama, buzamanda... Düpe © düz müstemleke haline girmek mukadderdir. Osmanlı Imparatorluğu bunu yaptı, ve memleketini ecnebi sermayesine mütevassıtlık yapan sınıfla ortak olarak müstemleke haline koydu. Bugün boğuştuğu” muza kurtulmak istediğimiz va” ziyetin en mütbişi budur. İşleri ecnebi o sermayesine ( bırakmal” yeni baştan kapitalisiyonları lağ” vetmek için harbı umumi bekle mek için yeniden bir Lozan sulhu imzalamak ve bunları yapmak için yeniden bir Gazi,, yeniden bir İsmet bulmak lâzım gelecek” tir. En çıkar yol işleri hüküme- tin yapmasıdır. İsmet Paşanın 1930 iktisat programı tarihi za” ruretin halli için en tabii yoldur Gerçe bu program bir çoklarır korkuta bilir, Küzeble falarını yemek dolabı haline ke- yanları sinirlendirir. Fakat mem” leketi İmperyalistlere terk ede- meyiz, zaten ii bizim tek- Wflerimizi o biz imize sadik olmak > kabul et" mezler. Hem, sermaye bugü” istismar edeceği sahaları dah“ tahdit etmiştir. O, Avusturalyâ, Yeni Zelânda Cenubi Amerikâ, ve Okyanosya adalarına taşıyor: İşte bunun için, bu sebepler için devletçiyiz! Biliyorum diyeceksiniz ki, at” lattığınız şeyler tıpkı biri birin” benziyor. Bunları bir muhareb”* den bahseder gibi söylüyorsunuz Ben size cevap verir derim “A efendiler size kim dedi Türkiyenin kurtuluşu cidali bitti? diye? Sadri Etem gölgelere hakim olmak © # ğ ew BG -, İZE MI e. mwirn emi z