13 Eylül 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

13 Eylül 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

" 101 kişi ile m — — a mülâkat... Istanbulda bir Afrika cem aati — 27 — tn yazattan ötede oturan eski bir za- si konağına gitmiştim. Eski bir vüze- Harap Belki otuz beş odası var, bir halde viran, perişan, dökülür Evlerin Zaro ağası, Sai ek kapısından geçtim. Sağa bak. kg baktım. Can, cin top oynuyor. iğ yek Mi Cevap pi r irdim. Bir pen! daha gi, siyah beş, on, on beş, belki boğa e kelle göründü... Bunların ime. tanıyor, ben hiç birini tanr. ll yurur Beyefendi. 'uyurun Beyefendimiz hazretle. kadar #iyahi! Hepsi terbiyeli, Mütemi klon hezin kaloç ve potin- v yen ediyorlar kandilli temennalar iğ e, divan duruyorlar, im? Cu) Beye geldim. Nerededir. — Kadıköyünde, efendimiz, bize bu Fun; : 3 ke ame edersiniz. — BİZ? Eski köleleriniz. ar yin fürutlah. yi » €fendi; ği muş bendeğianmz > para İle satm alın — Her halde benim değil. el Bizzat efendimizin olmasa bile SUp bulunduğunuz hanedanlardan inim... Lâkin, efendim, ubudiyeti- veri eğin tesadüfen, ka yurdumuzu teşrif etmiş, te ve rm. Bir kahvemizi içme in zül buyursanız ne olur? f etmiş ölürüm. Otuz kadar nezaket, edep, terbiye t hocası, Kimi ihtiyar, kimi Yu ve ii Yaşlı. Genci kalmamış. Hepsi o ve, AZAT ve maldmatlı, çoğu edebiyat Musiki meraklısı, ta > hayli könüştum. Cümlesi ente Bu gelmiş bir tarih. ziyadesile müstefit ham- Bun Saraylarmdan oan ei için iran > ai kötayan Ga, lerini » delerile - nakledeceğin saraylara pek yaşlı. Titrek. Sarıl rk da ol ko Siyah ve sar Tekler biribirine karışmış. Gözler <2İ tüvan Aral mış, Lâkin — açtım. Eski Alemleri hatırla Ve ve er Tane — Ah? Beyim, Efendim, mi İnlolâplara şahit il ve «.. Teceddüt haremle be. haya Parem ağalarını da süpürdü. Ne niz bir an' ? Hazret ttrm, gencelği, 'ane devriliyor; bilir misi. “ VAKIT çın tefrika BU KADIN KATİLDE Yazan: & S; Van Dayn — Anahtar olmadan bir ada- Mın içeri giremeyecegine kanisi- BİZ, tahmin ederim. — Nâsıl girer, kapı anahtar- la açılıp Or. — Kilit yaylıdır, degil mi? — Evet efendim. Vans antreye kadar gitti. Kiliai muayene ettiğini duyduk. Geri döndü: Hak) Muhakkak dedi. Söyledi- gibi. Kaç anahtarı var bu- kapın? — ilki tanel Birisi bende, Öteki efendide dururdu. — lk ifade verdiğiniz vakit “ gece odanızın kapısını açık Kemteriniz okurum. Bu müessese (ha- rem ağaları) tâ kadim Romadanberi devam ediyor. Romadan Bizansa, ora- dan Abbasilere ve Osmanlılara intikal etti... Üç bin senelik bir tarihin, kö leleriniz, son döküntüleriyiz. Bize 3000 yaşında Zaro ağalar gibi bakmak iktiza eder. Osmanlı imparatorluğu (Allah rak- met etsin) bize en büyük payeyi ihsan etmişti Teşrifatta Sadrazam ve Şehis-| lâmdân sonra devletlü, inayetlâ Kızlar! ağası gelirdi.... Bir erkekliği gideril; miş zenci esir, evet, vükelüya takad- düm ederdi. Romada ve Bizansta çok itibarımız olmakla beraber bu yüksekliklere çe kamamıştık,... Allahım nimetini düşü- nün! Biz Afrika çöllerinde, Sahrayi kübrada, Sudanda, Kordofanda, Don- goloda doğduk. Orada kalsak ne ola- caktık? İnsan yiyen bir vahşi... Bizi bir yesirci tutardı... Tıpkı keklik gibi, Elemli bir cerrahi ameliyat yapardı. İkide birimiz ölürdük. Lâkin kalan? Onun için var, var; yok, yok! Istanbul! saraylarına gelir, rol oynar, entrika yapar, en büyüklerle rakabet ederdik. Diyeceksiniz ki; nisa taifesinden lezzet almadıktan sonra... yok, beyim pek yanlış düşünüyorsunuz. — Öyle düşümüyorum ki... — Siz değilse başkaları, Evet, racü- Niyetimiz külliyen ölmüş değildir. Tiz) gene nefis şeylerden anlarız. Ameli ola» rak değil, nazari olarak erkekliğimiz kalmış, belki artmıştır. Kimsenin gör.i l Tarihte en nefis canir tabloları biz, yalnız biz görürdük, ,.. Karılar hama-! ir. Her biri kömür ve|ma yalnız biz girerdik. Kadınlar da er-İleniyorum. kekler de bizden çekinmezlerdi. Ah! şu gözler.... Bunlar neler görmedi? Ufak cerrahi ameliyeye ameliye bizi ihya ett. Erkeklerin de Ne mektuplar, hediyeler taşıdık, ne sö7- ler naklettik, ne gizli vak'alara şahit olduk! Biz birer hatıra hazinesiyiz. ... ile hatrratrmı yazsam. Pariste bile Zola! merhumun romanlarından çok satılır. dı. Eret..... Pratik aşk iyi şeydir; kin visal ile sonuna gelir, Nazarisi temadi eder, çok tatlıdır. Ömrümüz dın vücudü görmekle geçti. 1120 Nakleden! Ö, bırakarak yattığınızı söylemişti niz. Her vakit böylemi Yâparsı- nız? kel daima kaparım. gece açık kalması bir düf neticesi midi? ya — Evet: Ci Kapınız kapalı olsa taban- ca sesini işitmeniz ihtimali var. mı idi? — Uyanık olsam belki işitir. dim. Ama kapılar kalındı. Vans kapıyı gözden geçirdi. Birdenbire yüzünü Madam Plat. za çevirdi. O da korku ve me- rakla ona bakıyordu. Benson ve LÜst tarafı 1 inci sayfamızda) tertibatı esasen mevcuttur. Te- cemmü kanunen muhaliftir.Ken- dileri bittabi ahpapları, dostları g4 0 4 a 1000 ka kı ile, kemali ile göstermiştik. Ra. hat yaşadık, saraylarda şahane yaşa» dık, çok zengin olduk, hayrat, hasenat yaptık. Konak sahibi olduk. Harem ağalarından bembeyaz ve dilber hatun larla evlenenler de vardı.Bu izdivaçlar hiç itibari değildi. Allah rahmet etsin “yengem,, Tırazıdil kalfa söylerdi, bi zim merhum seniştes Cengüver ağa kendisini çok yormuş, hava tepdiline gitmeğe mecbur olmuş... Ama eğlence. nin tarzı başka. Her yiğitin yoğurt yi- yişi kendine göredir, Nispetle genç bir harem ağası, fel sefe ve tasavvuf meraklısı Semender ağa içini çekti; — Neden içini çekiyorsun? — Ah, fendiciğim, nasıl icimi çekmi- yeyim? Kulunuz, köleniz, bendeniz, o âlemin ancak sonuna yetiştim. Gadan- fer ağa hazretleri babamız gibi © cen- metin, o cemiyetin arasında çok bulu- namadım. Erken doğmuşum. Bize, © devre tahassürden başka bir şey kal madı, Harem âlemi mülga.... Benim dünyada işim ne? — Neyle meşgulsünüz?. K — Bir mektepte Almanca hocalığı le. — Pek âlâ... demek ki siz de içtimai hayatın çarkları içine almmışsınız. Şi- kâyetiniz olmamalı... — Ah, Beyim, — Yok.... söyleyiniz. Ne niz olabilir,.. Semender Bey?. — Söyletmeyiniz, beyim, beni... — Söyle, söyle, — Tam adam değlilim; eksiğim var, Haydi tam adam olmayayım; lâkin es: ki bir haremde yaşasa idim gam yemez şikâyeti. na batıyorlar. Bunların hayali beni ge celeri uykusuz birakıyor. Hele eski hi- kâyeleri duydukça...... intihara heves Bütün siyabfler: gr — Sus, Allah saklasm! Şu söz tekerriir etti, Aralarmdan bi Misirlidik, bunlara nail olabilir miydik? Bir| ri ağzını açtı; — Semender ağa, Semender Bey, sen danfer ağalkadınların da en nazik işlerinde vası-) Alman filozofları okuya okuya din" ymettar müsa.İtalık bizim inhisarımız altında idi, ,|sİZ. imansız, itikatsız olmuşsun. BİT) üzerine serbest Cümhuriyet fır- haremağası ahrete inanmalı, Bu dün- yanın hayatı geçicidir. Her nerede İse! gözümüzü yumacağız. Sonra Tanrrtaa' Sarısı. Me Ah, efendim, bizler neler biliriz, neler!İlâ bize Firdevsi #lâdan mükâfatımızı tatlı tarafın.) Ah! vücut müsait olsa da Jâtin harfleri| verecek. Ben sordum: — Meselâ? — Meselâ mı, efendim? Hazreti Sü- leyman Aleyhisselâm efendimizin kuv- veti ve bin adet zevce... Ellerimi çırptım. Ziyaretimden son derece meninun oldüm, ve her siyahi çıl cevher kutusunu ne yaptı? — Hiç... Masanm üstünde bı- raktı. — Efendiniz gittikten sonra siz kutuyu gördünüz mü? —Gördüm. Kaldıracaktım. Fa- kat el sürmemeyi daha.münasip buldum. — M. Benson gittikten sonra kimse gelmedi mi? — Hayır! — İyi biliyor musunuz? — Muhakkak efendim. Vans ayağa kalktı, aşağı yu- karı bir müddet gezindikten son- ra bir diğer ibtiyar kadının ö- nünde durdu: — Madam, sizin kızınızın ismi Hofman mıdır? Kadının korktuğu beşına gel- miş olacaktı. Benzi O sapsarı oldu. Gözleri büyüdü. Çeneleri birbirine vuruyordu. Vans sesini bir az daha tatir laştırdı: İs. ee tarafından karşılanabilirler. Nümayiş maksadile tecemmü başka şey, karşılamak başka şeydir ve bunların birbirlerinden daima tefrik edilmesi çok ko- i laydır. Kanuna muhalif bir ha- teket vukuunda bittabi zabıta işe müdahale etmek mecburiye- tinde kalır. Serbest o Cümburiyet fırkası lideri Feti Bey Balıkesire vâsıl olmadan Balıkesir valisi şu be- yannmeyi neşretmiştir: Serbest Cümhuriyet | fırkası lideri Fethi Beyin Balıkesire ge- leceği ümidile Serbest Cümhu- riyet fırkası mensubu tarafından nümayişli bir istikbal hazırlığı yapılmakta ve bunun için rozet- ler tevzi edilmekte olduğu ve buna mukabil Cümhuriyet Halk fırkası mensubunun da mukabil nümayiş tertibatına geçtikleri haber alınmıştır. Fırka mücade- lesi fikir mücadelesidir. Hükü- met herşeyden evvel memlekette huzur ve asayişin temini ile mü- kelleftir, İzmir hadisesi gibi çok fena ve Balıkesirin şimdiye ka- dar tanınmış vekar ve ciddiyeti ile gayri kabili telif bir hadise- nin Balıkesirdede vukua gelme- sine ve ortada adam ölüp hü- kümet kuvvetlerinin tahkir edil- mesine vilâyet müsaade etme- meğe kat'iyetle karar vermiştir. Binaenaleyh her iki taraftan nü- mayişkâr vaziyet alınmıyacak ve bunun için acaktır. Fethi Beyin Cümhuriyet fırkamna dahil zevat istikbal edebilir. Fakat bu işle alâkadar İmayan halkın istasyona toplan- Yi tahrikât ve teşvikat memnudur. Aksi halde mı tatbik olunacaktır ve buzu- run muhafazası için ve kendile- rine karşı vaki olacak her hangi akaret amiz bir muameleye şid- detle mukabele edilmesi için lâzım gelen emir almışlardır. Vali özdemir Salim Bir hadise Valinin neşrettiği (o beyannme kası idare heyeti bir beyanname neşretmiş ve halkın istikbale gitmekte serbest bulunduğunu bildirmiştir. Söylenildiğine göre Halk fır- kası omensuplarile yeni fırka mensupları ârasında bu yüzden kavga çıkmış ve iki taraflı ta- bancalar teşhir edilmiştir. Fakat vukuata meydan verilmeden önü alınmıştır. Tevkifat oldu mu? Bu yözden 32 kişi tevkif edil- miştir. Neticede tevkiften vaz geçilmiştir. — Geçen gün zınıza rasgelmek şerefini kazan- dım. — Benim kızıma, ha? — Evet, Mösyö Bensonun kâ- tibesi olan sarışın Mis Hofman'a! — O benim kızım, değildir! — Haydi, haydi Madam. Ço- cukluğa lüzum yok. Ne diye ya lan söyleyorsunuz, sanki? ze. Mösyö Benson ile bu sa- londa çay içmiş genç kadından bahsettiğim zaman canınızın ne kadar sıkıldığını elbet hatırlar- sınız, Hakkınız vardı. Siz Mis Hofmanı kastettim, Sanıyordunuz. Haydi canım korku manasız. Mis Hofman.... Kendi gibi ismi de güzel. Ben Platz ismine değiş- mem, . doğrusu. Platz infilâk manasına gelir. Halbuki Hofman bir nevi çöreğin adıdır. Vans gülüyor ve bu gülüş ihtiyar kadının sinirlerini biraz yatıştırır gibi oluyordu. sizin güzel ke | 3— VAKIT 13 Eyl 1930 — F ethi B. sey dei dönü or Birçok kimseler Fethi Beyi ziyaret ederek keyfiyeti anlat- İ mışlardır. Fethi Bey polisin bu muamelesini yerinde bulmamiş ve müsterih olunuz, demiştir. Polisin bu harekâtı Fethi Bey tarafından dahiliye vekâletine bildirilmiş, telgrafla Gazi Hr. ne net içindedir. Burdurdan gelen telgrafta Fethi Bey oraya davet edilmekte, teşkilât talep olunmaktadır. Eethi kat teşkilâta başlıyacağını ve teşekkürünü bildirdi. Balıkesir 11 (Vakıt - gecikmiş tir.) — İzmirden saat yedide hareket ettik. Fethi Beyin geç- tiği istasyonlarda toplanan bir kısım halk tezabür yaptı Akbhi- sarda kalabalık vardı. Lider her istasyonda söylediği cümleleri burada da tekrarladı. Akhisar halk fırkası heyetinin Akbisar halk fırkası mutemedi Mehmet B. müstesna olmak üzere yeni fırkayı geçtiği, muharrire Azize Haydar Hanımın Kapaklıdan ilk kadın aza olarak kaydolunduğu söylen- mektedir. Saat on yedide Balı kesire muvasalat olundu. Vilâyet sabahtan suretini gön- derdiğim beyannameyi duvarlara asmış, jandarma halkı dagıtmıştı. Köşe başlarında toplanan bir kısım balk ve yeni fırka men supları Fethi Beyi alkışlıyorlardı. Fethi Bey yaya olarak istasyon caddesindeki yeni fırka merke- zine gitti. Balkondan halka söy“ lediği kısa bir nutukta “candan elen hissiyatınıza müteşekkirim. eşkil ettiğim fırkanın mill, kalbinde derinden derine solunan bir ihtiyaca tekabül etti ğini bu tezahürünüz isbat etmiş bana bir kat daha kuvvet ve İ itimat vermiştir. Sizinle daha uzun konuşmak isterim. Yarın on beşte stadyumda bir kısa nutuk vereceğim. şimdilik kıymet» tar tezahürünüze teşekkürle sü- kün ve vekarla dağılmanızı rica ederim ,, dedi. Halk sükünla dağ dı; hiç bir hadise olmadı. Daha sonra Fethi B. valiyi, belediye reisini ziyaret etti, Balıkesir mülhakatından yeni fırkaya girmek için müracaatlar vaki olmaktadır. Bura merkezi yarın istiklal isimli bir gazete çıkarıyor. i ğ Fethi B. gece Ayan zadelerin evinde elk edilmiştir. Yarınki miting için İider gece hazırlığını tamamlayacaktır. oVilâyete bu hususta evelden müracaat edil miş ve miting müsaadesi alın mıştır. Fırka taraftarları merkezinden «ey halk, yarın serbestçe geliniz korkmayınız müsadesi alınmıştır!» diye bağırıyorlar. , Halük Cemal — Ben bu ismi ona... — Anladım, anladım madam. Bir kız genç ve güzelse fırsat © zuhüru otaktirinde bir hanım yeti ile yaptığınız iş var. Bunun kızınıza, kızınızın istilbaline en malümat verilmiştir. Şehir sükü- Bey cevaben gidemiyecegini fa- vg ” - z i e efendi olabilir. Halbuki beri ta» ©“ tarafta sizin yaşamak mecburi: | gel olmasından korkuyordunuz. Bunun için kendinizi o inzivaya sokdünüz. (o Hareketinizi etmeyecek kimse bulunmaz. — Kızınız yalnız başına m oturur? — Evet efendim, fakat Ken- disini her hafta görürüm. — Fırsat buldukça M. Ben- sonun yazıhanesine giderdiniz, ünkü kızımız onun kâtibi idi, değil mi? — Evet, Kızım şikâyet ediyor- du. Bana “bu nasıl adam? ,, di- ye sormuştu. Ekseriya çalışmak bahanesi ile kendisini evine ça- ğırıyormuş. > (Bitmedi) taktir. 0 5 ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: