İğ ele Bizde inkılâp ve yenilik kök saldı mı ? ime EE Telefon: Beyoğlu 3932 — Celâl Nuri siz misiniz? — Evet. , — Felemenkli Mösyö van Gelderen isminde bir gazeteci sizi görmek isti vor. Kendisine bir randevu verebilir! misiniz? Burası Otel (....). Ertesi gün karşıma altmış yaş- larında, kısa boylu, kıpkırmızı renkli; masmavi gözlü, bıyığı tıraş, lâkin gür, sakallı bir zat çıktı. — Ben Felemenk gazete ve mecmus- ortndan beşi namına bir meselenin tet. 'iki için Türkiyeye geldim. | — Pek İyi ettiniz. O mesele hangisi- dir? — Şudur, efendim: Türkiyenin ye ilik inkılâbı bir tecrübe mahiyetinde! aidir, bir büyük adamm iradetinden ibaret midir; yoksa bu teceddüt mille tin ihtiyacına tekabül ediyor mu, ve vedi senedenberi kök saldı mı? İşte tez! bu, — Bana bazı sunller mi soracaksı: nız, aziz meslekdaşım? — Bilâkis. — O halde benden sunl sormamı| bekliyorsunuz? — Evet. — Bu sualleri size Avrupalılar sor. sunlar benim İstintakımdan ne fayda bekliyorsunuz? — Eksiklerimi anlamak için. Sizin gibi bir Türk muharriri acaba fikirle rimi garip mi görüyor? Bunu anlamak için, Size, müsaade ederseniz mehenk .İ kongresi meclisi, umumi harbin Bu hususta Dr. Gustave 1 amiri ve Lebon fena Din, mezhep, taassup, Bunlar e .. Tür. kli bir çember içine almışlar, felce uğ Köylerden başladım. Dini aradım, 'aradım, bulamadım. Camilerde bile bu- Demek ki lâyik cümhuriyet zorla tel. kin edilmiş bir müessese olmak: . uzaktır. etle Türkü mekanik ile ülfeti olmıyan, ve hatta ona zıt, düşman bir geri adam sanırdık. Ne dersiniz? Fransada bile taşlığı vazifesini gördüreceğim. Affını- # dilerim. — Muhterem meslek kardeşim, siz söyleyin ben dinleyim, Sivri, yassı, çu- kukr, iğri, ters gördüğüm bir mütalen- muz varsa onun üzerinde görüşürüz. Buyurunuz, efendim. — Bizde, Gazi inkılâbı soğuk kanlı lıkla telâkki edildi. Hükmümüzü verme den bekleyelim dedik. Ne olur, ne olmaz! Heyecana kapılıp acele bir muhakemede bulunmiyalım... Bu fikir galipti. Aradn vakit geçti Türkiyeye iskandilei bir muharrir gön- Lâkin bir şart ile: Bu gazete- “i Türkiyeyi daha evvelden görmemiş! “lsun. Malümatı yalnız “kitabi” olma- İı. Kur'a bana isabet etti. — Türkiyeyi nasıl bilirdiniz? — Şark. Yakm şark. Cavaya daha Yakın, Felemenge daha uzak. Alafran- Za kostüm giyenler, çatalla yemek yi- Yenler, Fransızca konuşanlar da var. lâkin bir din memleketi. Orada yüzün yıkanmak icap ettiğini bile din edecek. Günün bir kısmı secdede Zeçer. Kadınlar kapalı. Satın alınan kadmlar da var. Birden ziyade kadın ile izdivaç mümkün. Harem dairesini mikâhsız müstefrişelerle (doldurmak ne dine mugayirdir, ne de Âdetc. Hasilr garpten büsbütün ayrıl başka, müsta- kil bir ülke, Von Hammer ile M. d'Ohs- 8on'un tarihlerini dikkatle, ehemmiyet- le okumuştum. Türk tipini onlardan öğrendim. Engelhardt'ın Tanzimat ta- rihini de okumuştum. Yetmiş, seksen Sene evvelki gürültülü devrinizi de ası- cak ordan bilirim. — Bu malümatınız ile şimdiki mü- $ahedeleriniz? — Bu ikisinin arasında bir şey daha var; Yirmi senedenberi takallüpleriniz. hakkında gazetelerde gördüklerim. — Buyurunuz. — Bu gazeteler muttarit olmıyan havadisler veriyorlardı. Bunlardan an- ladığım şu idi; Türkiyede bir çok tec- tübeler yapılıyor, Neticesi: Bilmem. — Öyle ise müşahelerinizi anlatın. — Türk kadını bence bir umacı idi. Kapalı, sarılı, bağlı Bu kadma hukuk motöre düşman sahil halkı, balıkçılar ve kayıkçılar mebzul olduğu halde hiç okumak bilmiyen ve takacr denilen Ka. radenizli Türkler, mahir bir mühendis gibi motör kullanıyorlar, bozuyorlar, yapıyorlar, tamir ediyorlar, Sanki o makineyi kendileri icat etmişler gibi. Sokl rının bu teşekküle o mensup ol- | duğunu yakından bilen matbua- | zarfında bütün beşeriyetin san- | det ve selâmeti için bir çok fa- yınen ilmi, fenni, maarifi neşir ve ta- mim hususunda karşınıza ne engel çı. kabilir? Papazınız yok. Dimağınıza çivilen. miş âdet ve an'aneleriniz de yok. NL, D'Ohsson'da okumuştum. Memleketin dini âdetleri, saray âdetleri varmış. , — Ne gibi? ç — Meselâ mukaddes kervan ($ demek kistiyor.) il — Daha? — Sünnet düğünleri, Hati ye leri, Biatler. Yağmur llileşe e — Bunlar kalmadı. — Demek ki sizin cezri âdetlerini; ibunlar değilmiş. Aradım, aradım, eva) bulması mümkün olmıyan Âdetleriniz hangileridir? Bunları keşfedemedim. — Hiç bir vakit keşfedemezsiniz | — O halde ilerlemeye mâni ne? Bir memlekette ki papaz ve âdet yoktur, terakki kolay olur, —G üz mü7 — Evet! Yalmz hayretler içindeyim. D'Ohsson'da bir kaç düzina derviş ta. rikatından bahis var. Burada türlü tür. lü müslümün keşişleri varmış: Danse. den dervişler, havlıyan dervişler, dim. Meselâ Avrupada han, papaz ve keşişleri bir ande il dırabilir? Böyle bir kuvvet, bir devlet, bir hükümet, bir fert tasavvur edem. yorum. — Bundan anlayınız ki ba mücsse- bei pek çürük, pek köhne imiş, ve mil- na tekabül etmiyormuş... bir emri ile yok olmuş! Nasıl olur? de! Masonlar Muarızlarına karşı bir beyanname neşrettiler Ceneveden Şikago Tribün ga- zetesine yazılıyor: Burada toplanan beynelmilel Masonluk kongresi, Masonluk a- leyhinde yapılan şiddetli hücum- lara mukabele olmak üzere şu tebliği neşretmiştir: “Cenevede toplanan Masonluk ilânına sebep olan Saray Bosna cinayetinden Masonluğu mesul tutarak Masonluğun haysiyet ve nüfuzunu kırmağa iaatuf yapılan hücumları hayret ve taacüple karşılar. mütefenninlerin, devlet adamla- tın bu kabil hücumlara sayıfala- rında yer vermesi teessüle şa- yandır. Umumi Masonluk son iki asır aliyetler o sarfetmiştir ki bunlar ancak şimdi efkârı umnmiyeye İ malüm olmuştur. Masonluk şimdiye kadar oldu- ğu gibi, bundan sonrada var kuvvetile bütün milletleri birbi- rine yaklaştırmağa, beynelmilel tesanüdü temine ve bu suretle sulh ve sükünu takrire çalışa- caktır. Bütün dinlere ve felsefi kana- atlere hürmetkâr olan Masonluk muarızlarından da ayni hürmeti istemekte ve yapılacak hücum- larda nezahetin bâkim olmasını beklemekte haklıdır. Hiç olmaz- sa bak ve hakikati taharri yo- | lunda hiçbir (o faydası olmıyan Bu kongreye muhtelif mem- leketlere mensup 400 murahhas iştirak etmiştir. Kadın Birliğinde Muhtelif işlerle meşgul o- lacak komisyonlar, gelecek hafta toplanacak “ Kadın Birliği ,, idare heyeti, dün akşam üstü toplanmış, içti- mada birliğe ait bazı hususat görüşülmüştür. Neticede fakir alilelerin çocuk- larına yardım, kanun muvacehe- sinde kadınların ve erkeklerin müsavatı, evlenmemiş annelerin Vaziyetinin tetkiki işleri etrafın- da faaliyette bulunmak Üzere evvelce tefrik edilmiş olan komis- yonların faaliyete geçmesi için bu komisyonlardaki azaların iç- timaa daveti kararlaştırılmıştır. Komisyonlar, önümüzdeki hafta içinde toplanacaklardır. «aratma znâmmandna ire Hire adaya haboridilmmliklaşier *İSİbir biçimsirlik..... İNİİbir koru ve bitişiğinde kel bir yamaç. arİ-İbir sırt... Pek münevver bir memur lâkin son derece geri muavini, Moderit; hir bina, civarında Çin Türkistanında bile çirkin görünecek bir ev. Nedir © İstiklâl caddesi? Niçin bunca yeniliğe karşı İstanbulda bir belediyeniz yok? Boğaziçinde nefis — Yok. — Ciddi söylüyorum: var. — Efendim, yarım saattir sizinle bir letin me bir ihtiyacma, ne bir duygusu-| metot altında eiddi bir bahse giriştik. Şaka etmeyiniz. İstanbulda belediye ve — Ben de bu neticeye vardım. Şim-İşehir teşkilâtı olsaydı, böyle mi olur. ve hürriyet bile verilse ne o bunlara diki halde Türkiyenizde bir takım “a-İdu? Bir belediyenin İzleri olmalı idi, alışacak, ne de erkekler bunu ülke Hürriyeti içirebil- mek için istibdat göstermeli. Yolda &- çık bir kadın görürleme, bana öyle geliyordu ki erkek Türkter ona ndeta İnomalie,, ler kaydediyorum. Pek müte-| Hani onlar? Yok, bir belediyeye şid- fennin kimselerin yanında kara cahil.İdetle ihtiyacınız var. Milyona yakın ler... Oldukkça muntazam bir caddeİnüfus.... Fakat belediyeden mahrum. nin hemen arkasında en mülevves so- İşte şarkın muammalarından biri! kakklar, Evlerde, yollarda, şekillerde! Celâl Nari ye Eski Osmanlı borçları ş çi VAKİT 11 Eylğl 1930 Mühim bir Belçika gazetesinin dikkate değer neşriyatı ; “ Para meselelerinde Türkiyeye müşkilât çıkaranlar biz zat onun şikâyetçilerinden başka kimseler — m — Osmanlı hükümetinden kalan borçların hisse senetlerinden bü- yük bir kısmı Belçikalılar elin- de bulunmaktadır, bu itibarla eski borçlara ait haberler en çok bu memlekette akisler yap- makta ve sebebiyet vermektedir. “Aveinr Belgenin “La finance Internationale ,, başlıı o yazısın- dan bize ait olan şu satırları alıyoruz. Bu gazetenin ve diğer bir kaç gazetenin başmuharriri olan M. Gaston Pomba hulâsa- tan diyor ki: «Londrada çıkan “Times,, ga- zetesinin Istanbul muhabiri Tür- kiye Cümhuriyetinin mülga im- peratorluktan müdevver borçları ödemek için bir mühlet istemekte olduğunu yeniden bildiriyor. Şu noktaya dikkat etmek lâzımge- lir ki, mevzubabs olan borçlar, yeni hükümetin muntazaman ifa ettiği taahhüdatı değil, fakat batmış bir hükümetten kalmış bir yüktür. 13 Haziran 1928 de yapılmış ve birinci kânun 1928 de tasdik edilmiş olan mukavelenin hulâsası şudur: Tarafeyn arasında (bundan evvel verilmiş kararlar kâmilen ilga ve alacaklılar berveçbhi âti şartlar baricinde kaffei talep ve haklarından feragat ve hükümeti ibra etmişlerdir. Türkiye tarafından verilecek taksitler : 7 1 haziran 1920 dan 81 mayıs 1986 tarihine kadar: 2.000.000, 1 haziran 1936 dan öl mayıs 1942 tarihine kadar: 2380000, ( haziran 1949 dan 3 ma- yıs 1947 tarihine kadar: 2780:9000, |! haziftan o 1947 ği mayıs (1052 tari- hine kadar: 3.180.000, 1 haziran 1052 tarihinde 3.400.000 alun İlra. Eğer fevkalâde sebeplerin te- siri altında altın olarak tediyat Türk kâğıt parasının kıymetini sarsar ve Türk hazinesi (için tehlikeli bir vaziyat gösterirse hükümet muvakkaten tediyatı talik edebilir, Eğer talik vaziyeti üzerine eski borçlar meclisi ile hükümet arasında ihtilâf çıkarsa mesele ayı zarfında (karara rap- tedilmek üzere hakeme verile- cektir. Türk hükümeti bu tah- kim esnasında alacaklılara karşı bir devlet sıfatile hakimiyetini ileri iyecektir.,, Me alacaklıların ibra- mile konmuş olan son fıkra Hu- kuku Düvele mubalif ve her han- gi modern bir Devlet için şayanı kabul olamıyacağından Türkiye noktai nazarından hakikatte la- givdir. Bilhassa bu yekün mabza namuskârlık olarak Cümhuriyetçe yüklenilmiş olduğu ve genç idare için bütün maoasile bir yük bu- lunduğu da nazara alınmak lâ- zımdır. , Osmanlı borçlarınm taksimini deruhte eden Fransız M. Borel, iktisadi menafii Fransa ve İngil- tereye hasredilen bilhassa Irak ve Musul gibi dünyanın en zen- gin servet menbalarının Türki- yeden ayrılmış olmasına rağmen borcun “5 de $0 nini. yine bu hükümet uhdesinde bırakmıştır. Şarkta tesis “edilmiş olan yeni hükümetler hakikatte mali bir | gelmiştir. çi muhtelif neşriyata | l i ( hadada söylediğimiz sahilde değildir !w takım kombinezon ve komedi. lerden başka bir şey değildir. , Meselenin Lâhey adalet dr. vanına sevkinden de bi şey ka" zanılmaz. ,, ş Hulâsatan nakledilen bu mi- taleattan sonra muharrir ma lesini şu cümlelerle bitirmektedir: “Türkiyenin o bugünkü mali ıztırabı esasen İngiliz petrolcula- rının parası ve Halepte yerleş” miş bir hiyanet erkânı harbiye sinin idaresi ile sahneye çıkan Kürt eşkiyasının tenkili zarureti”. le başlamıştır. ii Ingiltere yalnız mahirane da- laverelerle yeni ve asri bir hal alan Türkiyeyi, petrol hasınd mahrum etmekle kalmamış, ayni zamanda kör bir ırkı top, mitral- yöz, tüfekle techiz ederek başı” na sarmıştır. sk Diger taraftan, parasının kiy- metten düşmesini intaç edecek bir tediyeye, Lozan muahedesile ayni şekilde borçlanmış diğer devletlerin henüz bir santim vermedikleri bir sırada Türkiye- yi mecbur etmek muvafıkı hak da değildir. Türkiye bükümeti, parasını stabilize etmek ve bu maksatla altın mübayaatı yap- mak için istikraz arzuları müş külâta uğratılırken, birde fuzuli namuskârlıkla yüklendiği borçları Kendisini cebrederek mali vazi yetini ve iktisadi inkişafatını tehlikeye koyamaz. TTekit ediyoruz ki Türkiye hdır, ve bugünkü vaziyetini icap ettiren parasının altına nazaran kıymetinin onda yedisini miş olması, stabilizasyon maksa- dile muktazi altını almak için para bulamamasının gizli kapaklı da" laverelerle amilleri de bugünkü müştekilerden başka kisme ğildir. iğ Müsabakamız (Ust *arafı 7 inci sayfada) Möüsabakamıza iştirak ed yüzücüler bir doktor tarafım muayene edilecekler ve bakaya iştirakinde sıhbi SE alaka eli — ve nizcilik heyeti reisi Vamık' Beyin işaretile başlayacaktır. Ve Kına- tama erecektir, wi Mösabaka saat 12 ile 13 sında bitecektir. Son yazdığımız”. da kıymetli yüzücülerden İhsa beyin kayıt edildiğini yazmıştı! Dünde (V. M. C.A) dan Pi ri efendi ile geçen seneki simi” zın üçüncüsü değerli yüzücüleri- mizden Fazıl bey müsabakamız, yazılmışlardır. Ve bu kıymeti yüzğeçlerle büsbütün ehemmiyet kesp ediyor. Iştirak müddeti ayın 13 ncü cumartesi günü akşamına kadardır. İştirak etmek isteyer tecrübeli yp hergün öy sonra matbasmıza mü m isimlerini yazd bilirler. a Tahrirat müdürleri Kaza ve nahiye teşkilâtı yava yavaş tekemmül etmektedir. Dün Tahrirst müdürlükleri kadı osu d 7