İ 101 kişi ile Kenarın — 19 — Babası eşraftan ve sarıklı. Dedesi de öyle. Kendileri Rumeli uşağı. Ahmet! Bey çocuken sarıklı idi, lâkin inkılâp) olmadan çok evvel sarığını çıkardı. Âlim değildir, şu kadar ki “idadiye den şehadetnamelidir. Yalancıktan ha. fızdır. Büyük anası ile on iki yaşında Hacca gittiğinden hem de hacıdır. Fa. kat unutmayınız, Ahmet Bey asla sofia değildir. Eski sarık bir süsten ibaret. t. Rumeli felâketinden sonra Ahmet beyi Anadoluda güzel bir yere yerleş. tirdiler, Eski tas, eski hamam beyimiz orada yaşıyordu, çifliğini kurdu, gene ağalığa koyuldu. Ahmet Bey rintmeşreptir; derya. müştüm. Bildiğiniz gibi Zenzin olduğu halde kıravatı yok. Pabücunun kordon ları bağlanmamış. Seneler geçti. Ahmet Beye tekrar, tesadüf ettim. Beyimiz sakala, hatta bıyığa. nihayet vermiş, kalrbımr, kıyafe- tini düzeltmiş, bir centilmen olmuş, vesselâm, İnkılâp. . inkılâp, ,, Ahmet Bey rint.mesreptir; derya- dildir. Başına gelenleri olduğu gibi makletti, Onun ağzımdan hayatımı dinleyiniz: — Azizim, dedi, rahmetlilerin zama- mında (yani babası, dedesi) iki, üç defa Istanbula gelmisliğim vardi. Fatih ci. Yarında Hacı Veli Efendiye misafir 0 larduk. İki, üç hafta payitahtta, tanede kalır, mübarek camileri ziyaret eder, vâizleri dinler, hediyelikler alır ve memlekete gönderirdik, Ömrümde Peyoğluna tek bir defa çıkmışlığım var dr. Galata semtini bile az bilirdim. Madamlara rasgelince, töv be, es furullah? der, başımı Kars, soluma bakmazdım. Hicrette ben $te böyle bir adamdım. Rakı mı, karı m? Allah göstermesin. Bu adli isimlerinden bile istik İm, « Ahmet Beyin yaşayşında tağ çevirirdim. Sa Gel zaman git zaman, Ana iş , aman, Anadoluya ye kledildik. Gene büraya gidip geldim. ski gözlükler hâlâ gözümün üstünde uruyordu. e birader! Vehbiyi bilirsin değil pe Bizim sabık enişte. Beni baştan aran © oldu. İyi akşam Bomonti bahçesine gittik. hai yer. Bira, dediler. Sade kahve » zer Burada öyle şey yok! cevabı kipi» Ve, garson ıtlak olunan kâfir ân klü bir kadeh hira getirdi. Çiroz; aktı, Vyar, turşu da ağzımın suyunu Ya yali Duymuşluğum vardı. Arpa su- halg ubah. mıdır, mekruh mudur? Her dim, © haram olmasa gerek. Haydi, de- » MTAYI yuvarladım . — Ne ha ç $ şey... harareti Madümları daha öndü. Yazan: $: 5 Van Dap ç orka gelmesini istedim. Er- in , geldi ve Bensonun kat- d ei beraberce © gazeteler- İl * okuduk iy ayağa kalktı, elini — Çok teşekkür ederiz, de- ize büyük yardımlarda bu- M. Markam, kuman- Samimi dostudur. Kendi- senedi iptal (o ettirme- Mteyecöğim, dey 16 Haziran çarşamba öğle- Sonra, saat 1 hş, iye dairesine döndüğümüz Hatın bizi beklediğini Sabışsızlıkla bağırdı: Y Bird, Asi) Belediyede Maaş yerine avans verildi Belediye baremi cetveli he- İ müz Ankarada tasdik edilip gelmemiştir, Eylülden - itibaren memurlara Barem üzerine maaş verilmesi kanun muktezasından- dır. Bundan dolayı dün beledi- yede memurlara avans olarak para verilmiştir. Barem cetveli gilince mütebaki farklar veri- ecektir, e m a mülâkat... dilberi... Mızıka daha cana yakın geliyar. — Garson efendi! Bir daha , — Beyefendi, fıçı ile getireyim, — Ne âlâ! Getir, Beyim, bana bir şairlik geldi. Tür-) küler de söylüyordum. Haziranın biri idi, Ertesi gün aklımı başrma topladım. — Biranm zararı ne? Zaklığa da istidadım vok. Eyvah! > va yaksa im işte bu; hanım gayet - 5 » Sen ona nisbetle çok gerideyim. Vehbiyi üç gün sonra diğer bir yere Her dakika bu fark tezahür ediyor. davet ettim. Yedik ve bilhassa içtik, | <6 defa sözle dayak yedim! Evet bir hayli içtik. Vehbi bana: Bizimkinin gözüne girmek için ken. — Ahmet, şu kalıbını kıyafetini bir) disine neler almadım? Pilcan gibi pır. değiştirsene... Cebinde bir kaç bini lira. lântalar. Evini b İsr olan biri böyle babayani itim. Kendisine Gözte, iş dolaşır? Teceddüt.,. Ee dım, sl liepede. ir Ergi A Ertesi salı günü tepeden tırnağa kadar donandım. Oldum bir Mösvü, Saçlarımı da ona göre kırptırmıstım. Evet! Medeniyet hayatı taşralı ha. yatından daha hoş, buna süphe yek; iman getirdim. Ruhumda bir teceddüt oldu. Temmuzun biri idi, İ Bizim ikinci vatana biraz mefruşat götürdüm. Yirmi cilt roman aldım. JLâvantalar tedarik ettim. Zanüedersi niz ki bizim bendehane Anadolünun bir köşesinde değil, Kadıköyündedir Ağustosta gene İstanbula geldim ve Jbu sefer iyiden iyiye eğlendim. Üst ta, İrafımı bana söyletmeyiniz. Efendim fevkalâde eğlendim. Neler gördüm... neler... Öyleleri baha * “kadehkârl;k» ettiler, öyleleri huzurumda göbek at İtılar ki sorma. Ku tüyinden şiltelerde yattım. — Yâ leyl... Yâ leyl... Eylül: gene İstanbul. Ne yaptıklarımı sorma, kardeş, Bi. ra, rakı fena: şampanya, cin, visk Dil, havyar, peynir hoş deği); bon pek lezzetli, : i Sirke otellerinde oturulmaz; Be, yoğlunda (....) oteli münasip. Mikyaş./miş meğer... lar nazarımda çok değişti. Bize dönüm.) Teyemmüm, bu! je etaz Yıllık arkadaş pek geri görün.|, Bir gün halvet olurken bizim hanım sss». Fakat hanimm gene gözüne gi remiyorüz. O hanim, ben uşak. O mal sahibi, ben köle, esir; #râdeler “ondan geliyor, Benim hükmüm yok. Bu sirada ise, ben, kendime çekilerle düzen veri yordum. Bilseniz ne adam oldum, ne 2dama benzedim: Otuz türlü içki işmi öğrendim, Konyağın eskisi ile yenisini hemen farkediyordum. Elbiseden, mef. ruşattan, parfilmeriden anlar oldum. Lâkin... ne buyurursunuz? Bizim ha- nım: — Kaba, kaba, köylü, diye her ku- surumu bir şamar gibi yüzüme Vuru- yordu... za Çoklu Yatakta, ben kanepede yü“ tardık. İzin yok, “Canıma “tak” dedi. Hanım “bana bü muameleyi “yaptıkça ben ona bir kat daha hayran, bir kat daha âşık oluyordum. Sormayınız. He» nimefendi bize küstü, Ben ise pâyinin türabı oluyordum, Günde ya üç söz söy lüyor, yahut söylemiyor. Harem - selâmlık, yani yatak « Ka: nape usulü herdeyam, Gene canıma “tak,, dedi. Güzelce bir hizmetçimiz var di. Ona hir göz ettim, Çanma minnet. Jam. “| meğe başladı. Ben, gözlerim bağlı iken be$ kisi - kadın, erkek - ile bir baskın onunla Mk Her şeyin modası va mi? Bir de nefis dayak yedim; geçtiği gibi... onun da.., ve dayağı hazmettim, e er, he ok gökle kani era n aptekarım bep sit Elde açi hiç İm. Eskisi a ave y ka m. ü iz- Ka ml Kam a mi Ma ” Fakat ne kadar olan geri mahlükdİa e ii tay Me böyle erene, Ni imişiz. Yeni evlilikte * bunun * farkına yeni ie vardım. Çok solak imişim. Bizim yeni yele ekmiş... e No. 16. “familya, da terbiye var. Erkek misa, Ave» beşi e Blanem ne fir kabul etmesini biliyor. Rakr nasıl eğ O ğe ŞİRİN çıkarılır? Ona vâkıf. mel'unü beni Bömontiye götürdüğü Hanım yanında küçük kaldım. gündenberi başıma bunlar geldi, Mede- Güzel, iyi hanım, Beni biraz höyraf gö. nileştim, yükseldim, lâkin bir. param rüyor. n kalmadı, tükendim, rezil ve riisva ol Ben ona Aşık, dum. Ah! şu çocuklarm anası ile bir © beni vızgeçiyor. barışıp eski maceraları hatırlıya hatır. Kılıbık old. ya... Jmuş gibi başını sallıyordu. Atıld — Yanlışmız var, Markam sıkı U ve Üüzüntüleriniz bitmedi, yeni başlıyor. Markam . itirafhameyi uzattı. Vans aldı, dikkatle okudu, sonra: — Bu vesika kanuni değildir de- di. Aklı başında olan bir hâkim bunu kaldırır atar. İçinde” sebep yok. Bir tane olsun şahit ve delil gösterilmemiş. Markam bu itirafna| meyi yırtın! j Hat müstehzi bir tebessümle sor u: — Demek sizce ihticaca salih de- gil — Bu vesikanm nekadar kiymet- Nakleden: Ömer Fefimi M. Markam, artık her- şey bitti. — Ne oldu Hat? — Siz gittikten sonra yüzbaşı Leakok buraya gelmiş. Dışarı çık- İtiğınızı söylemişler. Polis * müdi yetine telefon etti. Ben cevap ver- ca dim. Gelmemi istedi. Koştum, in-siz olduğunu anlasa idiniz boşuna izar salonunda beni bekliyordu.|yorulduğunuz için kendi kendinizi “Kendimi tevkif ettirmiye geldim.'ayıplardınız. Markam, ben dediğim Bensonu öldüren benim!,, dedi.|gibi bu kâğıt parçasına itimat etmi- Kâtibinize bu itirafı dikte ettirdim.) yorum. Bu olsa olsa hakiki faili İmzaladı. İşte itirafname. bulmak için bize manivelâ olur. Hat müddeiumumiye bir kâğıt u-| Yüzbaşının muhayyilesi doğrusu yeni baştan tamir et) La Irak Başvekili diyorki: (Üst tarafı 1 inci sayfamızda) Ankaradan şehrimize dönmüş- tür. Nuri Paşaya Hariciye Kalemi mahsus müdürü Kemal Aziz İ bey refakat etmektedir. Hükü- melimizin misafiri olan Nuri Paşayı istasyonda ordu kuman- danlarından Rüştü Paşa istikbal etmiş, askeri müzika selâm ha- vası çalmış ve askeri bir müf- reze selâm resmi yapmıştır. Başvekil istasyonda kendisini karşılayan eski mektebi Harbi» ye arkadaşlarile ve ayni sene mezunlarından miralay Muhar- rem Aziz beyle samimi bir su- rette görüşmüştür. Nuri Paşa bulunmuştur: — Ankaradan fevkalâde iyi intibalarla ayrıldım, Başvekil Pş. Hz. inden, hükümet erkânı ile vukü bulân temaslarımdan çok memnunum. Dört sene evvel gördüğüm Ankarayı bu defa değişmiş buldüm. Ve çalşmanın ne demek oldu. ğunu daha iyi anladım. Bukadar mesai karşısında hayrette kal mamak mümkün değildir. Bütün seyyahatlerimde Türkiyeden geç- mek ve bilhassa Ankarayı ziyaret etmek arzusundaydım. Bu suretle aramızdaki dostluğun daha ziya- de kuvvetleneceği kanaatinde- yim. iki memleket arasında balle- dilmemiş meseleler yoktur, An- karada görüştüğümüz mesaile dair bir tebliğ meşrolunmuştu. Bilhassa hudut emniyeti, petrol işleri, yeni ticaret muahedesi ve dostluğumuzu inkişaf “ettirmek çarelerile meşgul olduk, . Ve.ne- ticede iki taraf efkârının bütün bu meselelerde bir olduğunu memnuniyetle gördük, Hudut ve emniyeti muhafaza için daima teşriki mesai edece- İ giz. Zaten evvelce bu mütekabil anlaşmayı taahhüt etmiştik, Bu bususta lâm gelen tedabiri | alacağız ve budutta hadise çık- masına meydan vermiyeceğiz. Halihazırda Türk - Irak hududun- da hiç bir hadise yoktur. Ve artık olacağını da zannetmiyo- rum. Çünkü iki taraf ta tedabir almışlardır. Ankarada tüccari münasebeti- mizin takviye ve inkişafı için lâzım gelen esaslarıda görüştük yakında tatbikata başlanacaktır, Türkiye Irakin mahsulâtını kendi memleketinde kte ol knaa çalışan bir eda ile devam — Sizi yanlış bir yola sevketmi- yorum. İtimat gösterin, benimki bir iteklif, Haydi kumandanı telefon ederek buraya gelmesini söyleyin. Bir itirafname aldığınızı haber ve- rebilirsiniz. Fakat yüzbaşının ismi- ni söylemek yok. Pfif veya Mis Sen Kler zannetsin. ilini Markam kabul etmmeğie “Sİ — Ben buna lüzum görmüyorum dedi. Kendisini akşama kulüpte mutlak görürüm. Ne istiyorsanız o vakıt söyleriz. — Yok olmaz. Kumandan eğer bir şeyler söyliyecekse bunu Hat'ın yanında söylemelidir. N Hat söze karıştı: — Benim izahat almağa ihtiya- cım yok. hayretle ba- Vans onun yüzüne karak söylendi: ; — Ne acaip adam! ç zattı. Markam geniş bir nefes ala-Iya hayli genişmiş. Bunu öğrenmek rak yerine oturdu. Rahat rahat ya-|le meminun oldum. Maamafih elis mizdeki itirafname ile belki ku» mandanın manasız kuruntularını i- İzale ederiz. Bir tecrübe edelim. Müddeiumumiye doğru iğildi. yıldı. — Yarabbi şükür, dedi. Artık çektiğimiz sıkımtınm sonu geldi. Vans ona bakıyor, haline acıyor»! Markam inat ediyordu: — Vans bana bak, işleri yine ne diye karıştırıyorsun? Kumandanı! çağırıp konuşmak, yüzbaşının iti- rafnamesini münakaşa etmek... İyi güzel ama... Ne için? Bu hem va bir muhbarririmize şu beyanatia | VAKIT 3 Eylül 1930 — duğundan bizden ala mühim birşey mevcut değildir. rak Türkiyeden ehmmiyetli miktarda tütün ve koyun almaktadır. İşte bu ve buna mümasil ticaret iş- lerinin daha ziyade suhuletle cereyanı temin edilecekdir. Musul petrollarından Türkiye de muahede mucibince istifade edilecektir. Dört senedenberi bu petrollar işletilmek üzere ça- lışlmaktadır. Yakınka Türkiye de hissesini almağa başlayacaktır. Bü hisse yüzde on olup nakten verilecekdir. Irakın bütün devletlerle mü- nasebatı dostanedir. Dünya sul- hü kuvvetlidir. Harp ihtimali i mevcut olmadığı kanaatindeyim, ! Çünkü bütün milletler sullün devamını isteyorlar. Avrupa ittis hadının yapılmasını biraz uzak görüyorum. Her halde bu olacak, Fakat zamana muhtaçtır. As yanın ve diğer bütün cihan mem- leketlerinin ıştirakile Avrupa it- tihadı yerine dünya birliği yap" mak daha muvaffıktır ve zamâ- nı gelince buda olacaktır, Biz böyle bir teşakküle mem- nuniyetle iştirake amadeyiz. İn- giltere yavaş yavaş memleketi- mizden çekiliyor. 1932 de irak tamamen bize geçmiş olacak, İngilterenin alâkası kalmıyacak- tır, Mısır meselesine gelince; muahede ile istiklâli tesbit edil. miş ve tamamen yetişmiş bir millet olan Mısırlılar hür yaşa- mak hakkını haizdirler ve yaşı- yacaklardır. Ümit ederim ki ken- di aralarında anlaşırlar ve mem- leketlerine hızmet ederler. Ben- lik davasında bulunanlar bu gibi mücadelelerin zararlı olduğunu. nazar itibare alarak vaz geçer- lese iyi olur, Torsos Ekspres, Avrupa, Irak, Hindistan yolunu çok kısaltmış ve kolaylaştırımıştır. Uk fırsatta Torsos ekspresinin hududumuz dahilinde olan kıs- mını inşa ederek bu yolculuğu daha kısaltacağız. Kıral Feysal Hazretleri ben Türkiyeye (gelirken (İsviçrede bulunduklarından görmedim. Ea- kat diye bilirimki Koral Hz. daima Gazi Hz, ne çok büyük bir ihtiramla bakıyor. Yarın ve bugün yâlovaya giderek 910 da ilk defa Edirnede manevralarda görüştüğüm Büyük Gazi Hz. ne hi x edeceğim. kit kaybetmemizi, hem de mesele. nin yeni bir çıkmaza girmesini mus cip olacak. Düşünsene... Kumanda nın şehadetine ihtiyacımız var mı, canım. İş meydanda, Maamafih Markam yavaş yavaş gevşiyordu. Biraz daha ısrar edilse artık “ah” diyemiyecekti. Bunu anlıyan Vans daha kuvvet- le devam etti: Rika» — Kumandanın Kırmızı suratmı görmek için başka sebepler de var. Bu davet her halde işimize yarıya- cak, Markam düşündü taşmdı biraz daha ısrar etti ve nihayet Vansın noktai nazarını kabule mecbur kal- dı. Mubhavereyi küskün küskün din- liyen Hat hiç ses çıkarmıyor, müte- madiyen cıgara içiyordu. Kumandan hepimizi hayrete dü- sürecek kadar çabuk geldi. İtiraf- nameyi görmek için sabırsızlanı- yordu. Nihayet kâğıdı eline verdi. ler. Aldı, okudu, tekrar okudu. Hay ret içinde kalmıştı. Neticede; — Vallahi bu o kadar bekleme (Devamı var)