Fethi Beyin proğramı | Fethi Bey teşkil ettiği Serbest Cümhuriyet fırkasının programını meşretti. İl maddeden ibaret olan bu program dikkatle tetkik edilin- ce görülüyor ki Cümhuriyet Halk fırkasının kabul ve tatbik etmekte olduğu programın bir çok yerlerde aynidir. İki fırkanın programları| arasında farklı olarak başlıca gö- ze çarpan üç nokta vardır ki Fethi B. bunları programının (3) çü, (9) cü ve (10) cu maddelerinde ifade etmiştir. Şu halde Fethi B. Cümhur riyet Halk fırkası hükümetinden nazariyat ve usullerde değil, bun- lardan ziyade nazariyat ve usulle- rin tatbikatında ayrılıyor demek- tir. Maksadımızı izah edebilmek için Serbest Cümhuriyet fırkasınm ) ci maddesini bir kere okuya- siri azam Aptülhak Hâmit Bez, Fethi Beye hitabenyazdı- ğı bir mektupta “ Hoş geldiniz, çünkü boş gelmediniz!,, demiş. Süleyman Nazif (o merhumun ruhunu şât edecek bir seci. Bu mektup Üzerine yeni fırka- nın işlerini mevzuu ve manzum gider, ümit ederim. » Darülbedayide Çyertibedayide bazı hanımlar kocalarından ayrılıp başka- larına varıyorlarmış. Alâkasızlı- ım itibarile doğru olup olma- dığım bilmediğim bu hadise sa- bah refiklerimizden birin dert olmuş “Yapmayın, etmeyin, ayıptır! yollu neşriyatta bulunuyor. Eski tarikatlerden bazılarında evlenmek memnuiyeti vardı. A- caba Darülbedayi de mensupları arasında karı, koca ayrılığını meneden bir mezhep midir ki?.. Poplu İğne Lâtin harfleri Bütün Şarkia kuilanılmağa başlandı Tas ajansının bildirdiğine gö- re şark elifbasının ıslahı ile meş- gul olan teşkilât son kongrede ıslahat programının en az müd- dette tatbik edilebilmesi için çok çalışmağa karar vermiştir. imdiden Azerbaycan şimali Kafkasya, Türkmenistan ve Kır- gızistanda bütün neşriyat lâtin harf- lerile yapılmaktadır. Nüfusu 28 milyonu bulan 36 Şakı sovyet milleti bu yeni alfabeyi kullanı- yor. Merkür memlekelerde bal- kın yüzde onu okuyup yazmak biliyor. Yeni elifba kabul edile- li Tatar cümhuriyetinde okuma yazma bilenlerin miktarı yüzde 22 ye ve Kırımda yüzde otuza çıkmıştır. Beşinci merkez komitesi kon- gresi gelecek sene Tacikistanın merkezi olan “ Stalinabat,, ta toplanacaktır. : Madde (1) — Serbest Cümhu- riyet firkası cümhuriyetçilik, milli- yetçilik, ve lâyiklik esaslarına bağ- hıdır. Bu esasların millet bünyesin-! de irileşmesi gayesidir. Teşkilâtı €sasiye kanunundaki hürriyet ve mesuniyet haklarını bilâ istisna herkes için mer'i tutacak ve hiç bir arızaya uğramıyacaktır. Serbest Cümhuriyet fırkasınm programı» nın başına kaydettiği bu madde yalnız halk fırkasının hususi prog» ramına dabil değildir. Ayni za- manda teşkilâtı esasiye kanunumu» zun ahkâmı da bu gayeleri temin! edecek şekil ve mahiyettedir. Bu takdirde acaba neden dolayı Fethi Bey programının birinci maddesi- ni bu şekilde yazmağa lüzum gör- müştür? Hatıra ilk gelen ihtimal şudur: Aanlaşılan Fethi Bey şöyle demek istiyor: “Teşkilâtı esasiye kanunu" muz herkes için bilâ istisna hürri- yet ve masuniyet hakkı kabul et- miştir, Fakat kanonun ihtiva etti- ği bu hukuk şimdiye kdaar kâfi “İ Jsrecede tatbik olunmamıştır. Ben i bunların tatbikatında tamamile ta- hakkukunu temin edeceğim.,, Eğer Fethi Bey programının bi- rinci maddesini yazarken bu yolda! düşünmüş ise tabif olarak İşmet Paşa hükümeti bu nokta ü- zerinde izahat istiyecektir. Hükü- metin arzu Ye kararı ile teşkilâtı! esasiye kanununa muhalif olarak kimlerin hürriyet ve masuniyetleri ihlâl edilmiş olduğunu soracaktır. Filhakika Serbest Cümhuriyet fır- kası hükümete karşı yapacağı bu tarzı tenkidatta madde tayinetmesi tenkidatta madde tayin etmesi, isnatlarında, şikâyetlerinde çok sa- rih olması lâzımdır. Aksi takdirde! umumi mahiyette yapılan bu isnat- lar ve şikâyetler cevaptan müstağ ni kalır. Gene Fethi Beyin O prog- yamında (talbiki talep (edilen| yle maddeler var ki bunlar İsmet —— özür tarafından dahai Il teşebbüs edilmiş şeylerdir. “Meselâ programın (4) cü madde ünde bahsedilen paramızı kiyme- i tesbit meselesi bu cümleden- dir. Acaba Fethi Bey bu hakikat-| pp teyefil mü ediyor? Yoksa bi iler halde mahkemelerde adaletin bir eşebbzlerin ei mii atle tevzii için noksan olan teş- beğenmiyor? Bu noktayı da Fethi kilâtı yapmak lüzumunu kimse im Bin programmdan anl k kabil kâr edemez. Evvelemirde bu mak- değildir. sat için yapılacak teşkilâtın masra- Fethi Beyin İsmet Paşa hüka.|fına tekabül edecek varidat temin isiliden programa ; nazaran bil olunmak şartile İsmet Paşa hükü- bassa ayrıldığı üç maddeye gelin- meti de bunda bir dakika tereddüt ce, bunlardan biri şudur: “Ser- edemez. i ğ best Cümhuriyet fırkası devlet va- Nihayet Fethi Beyin İsmet Paça ridatmın semereli surette sarfına hükümetinin siyasetinden ayrıldı 'dikkat ve büyük nafra teşebbüsle- ğı bir nokta daha vardır. Bu da 4 flarımın yalnız bir neşleprogramınm (10) cü maddesini! tabınilinden içtinap eder:,, teşkil eden Cemiyeti Akvama gir- Fethi Bey, bu madde ile “şimen-imek meselesidir. Malürtdur ki İş 'diferleri devlet bütçesile yapmıya-|m€t Paşa hükümeti Cemiyeti ak- İm, istikraz ederek ecnebi serma- vama görmek için bazı şeraitin ev- yesile yapalım,, demek istiyor Aca- velemirde tahakkukunu arzu et ba İsmet Pş. bu fikre muhalif mi- mektedir. Fethi Beyin ise bilâkay- dir? Biz pek iyi hatırlıyoruz ki, İş-|dü şart Cemiyeti Akvama girmek, met Pş. çok defalar, hatta M. mecejtarafını iltizam ettiği anlaşılmakta Visi kürsüsünden Nafıa işleri için dır. Bu iki noktai nazardan hanşi- iyi şerait ile istikraz akti mümkün|sinin daha doğru olduğu münaka olursa hiç bir vakit buna karşı müs/$a edilecek bi: meseledir. tağni durulmıyacağımı ifade etmiş-İ Mehmet Asm tir. O halde Fethi Bey “iyi şerait ile istikraz mümkün olmuyorsa fe- na şeraitle yapılsın,, mi diyecektir. Yahut “madem ki iyi şerait ile is- tikraz aktederek şimendiferleri o suretle yapmak kabil olmıyor. O halde şimendifer yapmakta acele etmiyelim. Bekliyelim. Ne vakit iyi şeraitli istikraz aktetmek kabil olursa o vakit yapalım,, mı diye- cektir? Fethi Bey, programının (9) cü maddesinde şöyle bir teklif ileriye sürüyor: o “Mahkemelerin sür'atle iş bitirmesi için sıkı ve devamlı tef- tişler yaptırmak lâzımdır. Mahke- meler teşkilâtındaki noksanlar bu maksada göre ikmal edilmelidir. En lüzumlu şey! B» tasnif, daha doğrusu bir tahsis yapmadan “en lüzumlu şey nedir? sorgusuna karşılık bulmak güç olur. Bu nun içindir ki ben başlığa, mu- alimler için kaydım sığdırama- dığma üzülüyorum. Muhit ve uğraşma insanda kendi tesirlerini uyandırır. Bu yan dao hükmü kuvvetleştiren bir yeni şahit sayılabilir. An- karada toplanan Türkçe ve © debiyat kongresindeyim. Günün her saati yeni bir hamle ile başlıyor. Çocukluğumuzu, mek- tep hayatımızı batırlatan bu zil Hi, teneffüslü, dersli, münakaşalı ömür parçası, sanki talebeli- ğimizden koparılmış bir kısım gibi içimize heyecan veriyor. En lüzumlu şeyimizi, işte bu- radaki münakaşalardan öğren- dim, Bu lüzumda o kadar sert, çıkıntılı, keskin bir (aydınlık varki, sezişimden kendime bir hisse çıkarmıya Wtanıyorum. Bizde ilerlememenin sebepleri aşılmaz mâniler değildir. Mu- vaffak olmanın önüne çıkması akla gelebilen en tehlikeli bisar istidatsızlıktır. Bundan korkumuz yok; çün- kü bizde olmıyan şey zekâ de- ğildir. Fakat o unutmamalı ki mabrumluk karşısında zekâ ya- raya ekilmiş tuza benzer. Hem ibtiyacı göstermek, onun zarar- larını tabmin etmek, sonra da pek derinde olmıyan çareleri bulamadığımız için bu hale düş- töğümüzü bilmek, azabı arttır. maktan başka neye yarar? Kongrede gördüm ki hoca- larımızn en büyük onoksanı, kendi emirlerine hazır birer mu- allim kütüpanesine malik olma- mealarıdır. Frenkler, ilim ve san'atta Jü- zumlu bilgileri veren zümre kü- tüpaneleri yapmışlardır. Meselâ bir Fransız tasnitine göre cihan şaheserlerini yüz ciltle toplamak kabildir ve bu yapılmıştır. İm- giliz telâkkisine göre muasır «elit» tin tamamen lüzumlu gö- rülen ilim cephesi, kuşatılabilir. Bir lise, bir orta mektep, bir ilk mektep hocasının ' bilgi bu- dudu da çerçevelenmiştir. Yal nız bizde bütün bu güzel şeyler yoktur. Genç, ihtiyar bütün meslekdaşlar dağınık. birbirini tutmaz sahifeler üstünde zekâ ve ömürlerini tüketiyorlar. Gü- nah değil mi? Sade terbiyede değil, ilmin bir çok şubelerinde de hepimize rehberlik edecek kıymet sabiplerimiz var. Onlar balta girmemiş orman yolcuları gibi bin meşekkatle bu çetin sahadan geçtiler. Yalnız arka» daşsız, kandilsiz (yürümenin ne demek olduğunu pek güzel bilirler. Niçin bir muallim kütüpanesi yapmıyorlar. İsmi herkesten ev- vel hatıra gelen İhsan beyden böyle bir hizmet beklemek hak- kımızdır. Çünkü bu iş üstat için artık bir himmet ölmaktan çıkmış, bir vazife halini almıştır. Seyyah Ege vapuru Seyrisefainin yeni aldıgı (Ege) vapuru bugün limanımıza gele- gektir. — 4 — VAKIT 14 Ağustos 1930 | CENNET FEDAYILERİ Er£-B Esrarkeşler ve Kudüs Patriği Patrik ile başdai pazarlığa girişmişlerdi — 113 — — Balebek emiresini ne zaman) veriyordu. Melike tereddüt etme göndereceksiniz? den cevap verdi: — Ona hehüz karar vermedik. (— Ben böyle bir şey yazamam. -- Kararmızdan bizi haberdar (— O halde biz sizin nammıza edeceksiniz! yazarız. — Buna niyetimiz yok. — Sizi menedemem! -— O halde taahhüdünüzü unut-| © Patrik, Zeydun ile Melikeyi 6- tunüz mu? dasından çıkardı. Sonra kalem, sam Unutmadık, fakat ona nasıl! kâğıt istetti ve şu mektubu yazdı: riayet edeeğimizi bilmiyoruz. Çün- “Kudüs patriki Herakliyüsten kü Balebek emiresinin elimizde|Sulta Salâhattine. Şehrimizde bu bulunmasından nasıl istifade ede-İlunan misafirimiz Balebek emire” ceğimize karar veremedik. sine arzunuzu bildirdik ve avdet — Bundan kolay ne var ! etmesi için hazmlıkta bulunduk. — Kolaysa siz bize bir akıl öğ-İFakat kendisi bu arzunuzu yerine retiniz! getirmek istemedi. Ancak şebrin — O halde dinleyiniz. Sultana sulhen teslim almayı kabul ettiği" hemen yazınız! emiresi| niz takdirde emrinize itaat edece" bizim elimizdedir. Onun hayatmı! sini söyledi. Buna binaen biz de kurtarmak istiyorsanız, şehri sul- onu etmek ve onu esbren hen teslim almayı kabul ediniz. göndermek istemedik.,, Aksi takdirde onu ya hemen öldü-| Herakliyüs, bu müzevvirane meki kis yahut Şeyhülcebele teslim e-İçubu yazdırdıktan sonra onu mü- x. Deyiniz. Sultan bu şartları) pürledi ve iki kişi ile gönderdi. kabul ederse ne âlâ, Balebek emi") | B. ;ki kişi Sultanm nezdine gi resini ona göndermek üzere hazır-| derek mektubu vermişler, Sultan larsınız. Gerisi bize aittir. Balebek| Öktubu okuduktan gin ia emiresini biz kaçıracağız ve bun-İh avret etmiş, sonra hakikati anla dan hasıl olacak dava bizimle sul-| makta gecikmemişti. tan arasmda ballolunacaktır. Sultan elçilere mektubun ceva» — Fakat sultan her halde sükür! bını bilâhare göndereceğini söylü- ta mahküm olan bir şehir hakkın. yerek onları defetmiş, ve Haldunu da bizim bu teklifimizi kabul eder “ağrtarak mektubu ona okumuğe mi? a tu. Bunu tecrübe edebilirsiniz? Haldun, bunun patrik tarafın» p ” kabul eder gibi görüne-| dan uydurulduğunu söyledi. Mak» ln an Din le . iü evvelâ Zeydunu çağırttı ve onunla ceğini m Setin bir li ii ? latımıştı. Haldun, bunu Sultana izah, > tresi i 21Z* İmiş, Sultan da muhasarayı teşdi ise maa er ederek harekete karar vermişti. “Fakat, oğlum, biz sizin birl Mape' anl ee yel sulh âmili olmanızı diliyoruz. Şeh- sikir mii rin vaziyetini görüyorsunuz. Bugün ğıyor bah Di . i lacak kâmilen edemiyorlardı. Kudüsün | işi Yak) içimdeki çocukları ve ka- py şehrin dama çıkamaz ol dınları öldürmek, ondan sonra her- pi . mem ya çe bat, âbat döğüşmek, yahut onu kesi er e ali “paramla ir Pu #ebril ği, İçerdekilerin ye'si her gün des onun sultana da bir faydası kal- sinleşiyeyis ber gün kafile kafil Onun için sizden ve Balebek pa pena One alla ailede oto kaklenda dalarak. Yükler ee mek istiyoruz. Buna ne dersiniz? baran ye derdü — Buna vereceğim cevap #ölarmı taşıyarak kapıların önlerine ba şa e edemeyiz. Müslümanların bir asm)” Şehrin bütün askeri kumanda» danberi sizin elinizden ie z z sını ele alan Balyan, başlıca zabit- leri kalmadı. Bu intikam fırsatında! rini toplıyarak bir im müsamaha ve ya şiddet göstermek| muş onlâra veziyeti anlat tit onların haki > * Şehrin akıbeti anlaşılmıştır. p re Gnleren ba bek fe gi le ye bi) Kurtuluş imkân: yoktur. Ne yapa” : “İcak isek, ona karar zim canlarımız feda z ci i iğ YENİ ede Zabitlerden biri cevap verdi: bez memnuniyetle ”İ — Son defa olerak hücum © hepimiz ölelim. Zeydun eğilecek adam değildi. Meri Herakliyüs, buna itiraz Patrik onu başka bir şekilde| etti: tehdit etmek istedi: — Hayır, dedi, teslim olmak —Biz sizi sultanm nezdine gön-| daha doğrudur. deremezsek sizi Şeybülcebele tes- Balyan kabul etmedi: lim mecburiyetinde kalacağız... — Teslim olmıyacağız, dedi. — Bunda serbestsiniz. . .« Ben bizzat Sultana müracaat ede- Patrik, bir şey diyemedi. Yal-İceğim ve onunla konuşacağım. Ka nız Melikeyi de huzuruna çağırttı.lrarlaştıracağım şekilde hareketi Patrik ona karşı başka türlü i- kabul ediyor musunuz? darei kelâm etti. Ona: Patrikten başka herkes kabul — Kızım, dedi. Sen melek gibiletti, bir kadınsın, muharebe yüzünden) ( Balyan, bir elçi göndererek Ku- şehirdeki bütün kadın ve çocukla-|düsteki bütün kuvvetin kumanda" rın telef olmasına razı A eya nı sıfatile Sultan ile görüşmek İs- Sen istersen Sultanm kalbini yu-İtediğini bildirdi. İmuşatır ve bu işin sulh ile bitmesi-| | Sultan bu müracaati kabul etti ne hizmet edebilirsin! ve Balyanı beklediğini söyledi. — Nasıl hizmet edebilirim? Bu mülâkat tarihi bir kıymeti — Bu gayet kolaydır. Sen Sul- haiz idi: İtana bir mektup yaz. Şehri sulhen Balyan, Kudüsten çıkarak ilk almazsa burada kalmayı ve bizim-|devriye tarafından Sultanın çadı- le birlikte ölmeği tercih ettiğinilma götürülmüştü. söyle. Düşman Sulta Melike patrikin maksadını anla-|nın ayaklarma kapandı ve istir- İmiştı. Patrik, onun hayatımı tehditham etti: ediyor, fakat bu tehdidine ba şekli! - (Bitmedi) — Sultan Selâhattin sizin inde- nizi istedi. Gitmeğe hazır mısınız?