— 4 — VAKIT. 14 Temmuzi “VWAKIT Adliyede: Barıştıktan sonra ismail, Kâzımı niçin öldürmüş Istanbul Ağır Ceza lahkemesinde dün bir katil davasının rü'yetine baş- Janmıştır. Balıkçi Kâzımı öldürmekle maznun Küçük Ayasofya'lı İsmail'in dünkü mahkemesinde şahit taharri memuru Necip Ef, dinlenmiş, kendisi İsmaille Kâzımın kavga ettiklerini, barıştıkla- rını ve ertesi sabah ta Kâzımın öldü. rüldüğünü duyduğunu söylemiştir, Şahit dinlenmesi bittikten sonra, mazmun, beyninden rahatsız olduğunu iddia etmiş, Tıbbı adlide muayene edi. lerek neticesinin raporla tesbitine ka- rar verilmiştir. Tokat davası Şoför Hamdi Ef. tarafmdan vali! vekili ve Şehremini Muhittin B. aley- hine açılıp İzmit mahkemesine nakle- dilen tokat davası, bugün İzmit'te rü” yet edilecektir. Yeşilköydeki hırsizlık Yeşilköy ve civarında hırsızlık yapmakla maznun Altındiş Niyazi ile Şevki Baki, Zeytullah, ve arkadaşları. nın muhakemesi dün ağır cezada rü” yet olunmuştur. Şevki ve Zeytullah, Yeşilköy kara- kolunda dayak yediklerini söylemişler,| müddelumumi, bu iddialarının, usulü dairesinde müracaat etttikleri takdir! de ayrıca takip olunabileceğine işaret! etmiş, İzmit'te başka bir davadan maz: nun bulunan Niyazi'nin İstanbul'a ge tirilerek burada her iki davadan dola- yı muhakemesini ve şahitlerin celbini isitmiş, öyle karar verilmiştir. Fırtına Dün gece 24 da- kika devam etti Dün yazın en sicak günü idi Dün yazın en sıtak günü idi, dere- celi hararet gölgede 34, dereceye kadar ie Asgari hararet 20 derece |. li, Dün saat 20 de rüzgârın lodostan poyraza çevirmesi İiyayı bozmuş, fır- tmâ yapmıştır. Fırtına 24 dakika de- vam etmiş, rüzgür 13 dakika 24 metre sür'ale esmiştir. Sonra yatışmıştır. Bugün have açık olacak, rüzgâr mütehavvil esecektir. Samiye H. — Hükümetimiz na mnna Amerikaya giderek Rokfeller “ mü. essesesinde ilk defa . husust . hemşirelik tahsil eden Samiye hanım şehrimize dön. müş ve Sıhhat vekâletince Diyarbekire tayin edilerek dün memuriyetine hare- ket etmiştir, Numerotaj — Usküdar, Kadıköy ve Istanbul Gihetinde'ndmerots) işi ik- mal edilmiştir. Ticaret müahedesi — Pulgaris- tanla aktedilen ticaret müâhedesi 10 gü- ne kadar tatbik edilecektir. Hariciye müsteşarımız — Mü- zahereti adliye mukavelesinin müzâkeresi ip » IN Emanette | Erazi tabriri İ A Nasıl yapılacaa? Kanun dün vilâyete febliğ edildi Erazi tabriri hakkındaki ka- mun süreti vilâyete tebliğ edil- miştir. Bu kanuna göre, her nahiye ve kasabada birer erazi tahrir heyeti teşkil edilecektir. Köylerdeki, heyeti ihtiyariye ile maliyeden tayin edilecek olan birer (memurdan ibaret olacaktır. Kazalarda malmüdürü- nün riyasetinde erazi işlerinde mütehassıs zevattan (teşekkül edecektir. Bu heyetler birer vabidi kıyasi cetveli tanzim edecekler ve ona göre eraziyi tesbit edeceklerdir. Muayyen müddet zarfında her- kesin tapu va senetlerini bu he- yetlere ibraz etmeleri lâzımdır. Vahidi kiyasi cetvelleri kasaba- larda ve köylerde münasip yer- lere asılacaktır. itirazı olanlar bir ay içinde kasabalarda kay- makamların, vilâyetlerde valile- rin riyasetinde teşekkül edecek olan tetkik komısyonlarına mü- racaat edeceklerdir. Bu müddet zarfında (o yapılmıyan dinlenilmiyecektir. Tapusuz olup hazineye intikal etmesi lâzım gelen erazilerin geçmiş vergileri varsa, işgal et- miş olanlardan alınmıyacaktır. Hükümet bu kanunun tat biki için bir talimatname hazırlıya- caktır. Münasip görülmiyen yer- lerde erazi tabriri gelecek sene- ye tehir edilebilecektir. Ziraat müdürü geliyor Yalovaya gitmiş olan ziraat müdürü Tahsin B, avdet etmiş- tir. Yalovadaki çekirgeler kâmi- len imha edilmiştir. için Hariciye müsteşatımız . Sofyaya * gi- decekrir. Sıp sefiri — Sırp; sefiri M. Veşiç dün Belgrada gitmiştir. ( Orman mühendisleri — Orman ! mühendislerinin adedi kâfi gelmemekte. dir. Mevcut orman * mektebinden maada itirazlar | SEHİR HABERLERİ Ticaret odasında: Trakya peynirleri Ticaret odasına gelen malümata gü re Bu sene Trakya'dapeynir imali art- İmiş, buna mukabil ihracat azalmıştır. İ Bu yüzden son bir hafta içindeki peynir istoku 250000 tenekeye çıkmış- tır. | Neşet Ömer Bey Anka- radan geldi Darülfünun Emini Neşet Ömer B. dün Ankara'dan avdet etmiştir. Dünkü sayımızda Tıp fakültesi re- isi Süreyya Ali Beyin istifadâ ısrar) etmediği yazılacak iken sehven istifa-| da ısrar ettiği yazılmıştır. Tashih ede-! riz Emlâki milliye nesil icara verilecek? Emlâki milliyenin resmi dairelere ve inhisar idarelerine ne suretle icar edileceği Defterdarlığa tebliğ edilmiş- tir. Buna göre, bu emlâk varidat ge- tiriyorsa behemehal para ile, değilse parasız verilecektir. Bir yangın başlangıcı Evvelki gete Feriköy bir yan- gın tehlikesi atlatmıştır. Ayazma sokağında dükkân işleleten bir kasap son müşterilerini de sav- dıktan sonra dükkânın üstün- deki oodasına çekilmiş, yata ğına yatmış, elinde sigara olduğu halde uyuyu vermiştir. e Sigara az sonra yorganın üstüne düş- müş odayı duman kaplamış, ateş büyümeğe başlamıştır. Bu sırada mıntakasını dolaşan Pangaltı merkez memuru Cemal B, Ayazma sokağından geçmiş yanık bez kokusu duyarak ka- sabı uyandırmış, ateş söndürül- müştür, Vazife şinas memur teynkküzu #ağesinde şehrin me mur bir kismini yanmaktan kur tarmıştır. meyi Narh komisyonu Emanet nârh komisyonu dün top- lanmış ekmeğe 20 para zam ederek 12) kuruşa çıkarmıştır. Francala 20 para tenzilile 17,5 ku- ruşa İnmiştir. Mondros muharebesi şehitleri Donanmamız erkânı tarafından merasimle ziyaret edildi Nara limanındaki bahriye şehifliğinde merasim Çankkalede bulunan donanmamız (Mondros muharebesinde şehit düşen kahraman silâh arkadaşlarını hatıralarının yad maksa- *âli bir mektep daha açılmıştır. Jandarma okumatidanlığı — Ufbum Jandarma kumandanı Nazmi -Be- yin değiştirileceği söylenmektedir. Harap binalar —' Emanet harap bina sahiplerini * tamire-mecbur edecek, büna risyet etmiyenjeri cezalandıracik- tır. X Adalara su — Adalara su temini için deniz sularının tasfiyesi teklif edil- mektedir. dile Narada bulunan bahriye şehitliğindeki deniz kahramanları abidesini merasimle ziyaret etmişler, muzika İstiklâl marşı çalarken abideye çelenk koymuşlardır. Bundan sondan Hamidiye kumandanı binbaşı Ertuğrul Bey tarafından bir hitabe söylenmiş, bu hitabede Mondros ve Çanakkale ile istiklâl harpleri hakkında izahat veri- lerek bu harplerde şehit düşan kahramanların hatıraları, bunlara kumanda eden büyük kumandanların isimleri lisanı şükranla yadedilmiştir. Badehu şehitlerin ruhlarına fotihalar ithaf edilmiş, muzika Şöpenin marş Fünebrini çalmıştır. Merasime iki manga silâh endaz tarfından beş el silâh atılark nihayet verilmiştir. Bu kara ve kırık Papasların bu rüyaları ağızdan! ağıza dolaşarak hükümdarlara ve, kumandanlara varmış, bunlar bal vaziyet karşısında içtima ederek vaziyeti müzakereye karar vermiş-| lerdi. İçtima gece yarısı başludı. Riyaset Guy Lusignan'da idi. Bütün kıymeti yakışıklı bir « dam olmasından ibaret olan bu a- dam “en kabih şöhreti haizdi.,,| Kendisi zâf ve tereddüdün nümu-| nesi idi. Onun kardaşı Jefri, “bira- derim hükümdar olduktan sonra bana allah olmak düşer,, demişti. Guy, Kudüs Kıralicesi tarafındı sevildiği için hükümdarlığa yük-| selmişti. İçtimaa riyaset eden bu adamın yanınd# Trablus prensi! Raymond oturuyordu. Bu ak saç- lı Frenk, Kudüs hükümdarının en! müthiş hasmı idi. Bunlarla beraber bir sürü kumandanlar bulunuyor-| du. İçtimada birçok şeyler konu- şulmuş; birkaç dakika sora Mesih namına hareket eden prensler biri- birlerine söğmiye başlamışlardı. Prensler biribirlerinin asaletsizli- İğini, biribirlerinin serseriliğini bi- ribirlerinin yüzlerine * vuruyorlar- dı. Kılıçların kınlarında oynama” ğa başladığı sralarda papaslardan biri ayağa kalkarak prenslere ve kumandanlara bağırdı: — Biz sizin böyle yapacağınr-| zı zaten gördük. Vaziyetin böyle! olacağında şüphemiz yoktu. Kudüs hükümdarı sordu: Gördükleinim nedir?.. Papas her ağızda dolaşan hikâ-| yeyi anlatmağa başladı. Hikâye bittikten sonra Prenslerden birka- çı güldüler, ve bunun uydurma ol duğunu söylediler. Prenslerin bir-| kaçı korkularından bem beyaz kes! silmişlerdi. En fazla korkan Ku- düs hükümdarı idi. Zavallı adam titriye titriye papasa dönmüş ve sormuştu: — Bu mu?.. — Bundan hiç şüphe etmeyiniz.. — Yemin eder misiniz?... — Tabii... — O halde mukaddes salip ü- zerine yemin ediniz. Bu pek mühim bir râsime idi. Prensler ve papaslar, içtima ça- dırının yanında diğer bir çadırı, ki lise olarak kullanılıyordu. Çadırın sonunda uzun ve örtülü bir şey dur ruyordu. Akka peskaposu Rufunus bu örtülü şeye doğru ilerlemiş, ör- tüyü kaldırmış, ve içinden kırık ve siyah bir salip çıkarmıştı. Bu kara ve kırık salibin her tarafı mücev- herlerle işlenmişti, Herkes bu salibin karşısında yere eğildi. Bu salip, hiristiyanlık için en muâZzez ve en muhterem şeydi. Bunu görmek, bunun önün- de yerlere sürünmek, bilhassa onu öpmek hayatta kazanılacak en bü- yük saaddetti. Çünkü hazreti Me- h, bu salibin üzerinde terki hayat etmişti. Ehli salip buna tapıyor, ve bunun için ölüyorlardı. Onlara göre böyle saliplere tapmağı men! eden peygamber, müthiş bir kâfirdi. İnsanlık için ondan daha muzır bir kimse yoktu. Bu sahte peygamberin ordularına karşı kat'- ibir zafer kazanmak için bu salip getirilmişti. Çünkü pu salip kal- dırıldığı zaman gök yüzünden me- lekler fevç fevç iniyor ve ona ta- panları himaye ediyordu!!.. Bütün cemaat bu mukaddes tahtanın önünde durmuş , yerlere kapanmış, sonra bükük boyunlar- la tekrar ayağa kalkmış ve yemini beklemişti. Akke peskaposu sali- anlattıklarınız doğru ae ER ET re RR a 1 ür KER BR TT EEE mmm amman 'FEDAYİLERİ Mukaddes salip ! CENNET ei — a m Yazen: Ömer Hıza —2 2 ——— e fakat her tarafı murassa b'r tahta idi — Bütün ordugâha ilan oluns? tecellileri bilfiil gördüğünüze y€ min edeceksiniz. Bunlar evvelâ yere kapanmıf lar, ondan sonra kalkarak ellerin mukaddes salibin üzerine koymu$' lar ve yemin etmişlerdi. — Mesihin ve halaskârın biz” zat üzerinde salp olunduğu bu mi” kaddes salip üzerine yemin edef * ve halaskârın askerlerimizi takdif ederek onun muzaffer olması içi dua ederken anlattığınız tecelli" leri gördüğümüzü beyan ederiz Şayet yalan söyliyorsak, lânete uğ” rıyalım, Yeminden sonra Akke pesks" posu salibi tekrar örtmüş, bütün p” rensler ve kumandanlar, 'dilleri tutulmuş bir halde kendi çadırları" na dönmüşlerdi, Hepsi de meyv ve betbindi. Prenslerden ve kumandanlar” dan biri de bir şey söyliyemiyordu. Derin bir süküt içinden geçen bir" kaç dakikadan sonra Kudüs hü kümdarı ağzımı açmış, ve şu söz” leri söylemişti: — Ne yapalım kader böyle i miş, itaattan başka yapacak bir şey yok. Kumandanlardan biri cesaret göstererek itiraz etti — Bana kalırsa bütün bu söy” lenen ve yapılan işler bir düşman propagandasıdır. Bunu kim çr kardise onu arıyalım ve onu cez£* landıralım. Bu itiraz şiddetli bir münakaşs kapısı açtı. Feskaposlardan biri: — Dinsiz, melun, diye bağırdı. Onu bütün papaslar takip etti ler. Hepsi de “mel'un, münkir, diye bağırıyorlardı. Kudüs hüküm: | darı bu muhalifi çıkartmış ve onu bir çadıra hapsettirmişti. Müzakere yeniden başlamış ve bir neticeye varmadan bitmişti. Fakat papaslarm bu betbinane telkinatı yüzünden askerin kımıl" damağa mecali kalmamıştı. Buns bir çare bulmak lâzımdı, Bu çare de papasların elinde idi, Onlar yeniden dua eder ve mukaddes salibi meydana çıkararak askerin önüne geçerlerse zafer muhakkak” tı. Çünkü o takdirde melekler se an iner ve onlarla birlikte dö“ üşürlerdi. Hükümdarlar her şeyi unutarak baş peskaposun önünde iğilmişler ve bunu rica etmişlerdi. Kiliseye verilecek atiyeler, ve he- diyeler bunu temin etti. - Bunun ü- zerine ordu hareket etmiş ve Ker na'ya varmıştı. Hiristiyanların itikadıma göre bir zamanlar burada su şarap ol- muştu. Temmuzun harareti müt- hişti. Ehli salip askerleri susuzluk tan son derece mustariptiler. On- larm üzerinde ilerledikleri yol bir çölden başka bir şey değildi. Haldun ile kardeşi burada ge“ çen her şeyi gördükten sonra vu- | kubulacak muharebeye iştirak için bunların içinden ayrılmak istedi- ler ve bir fırsa gözettiler. Bir gece bunlar sessizce hâreket etmiş ve karşı tarafa geçmişlerdi. ( Bitmedi) Dört ayaklı kuş Mardin muhabirimiz yazıyor: Mardin Belediye (doktoru mecit Beye Midyat kazasından zarf içinde ölü bir serçe yavru- su gönderildi. Bu serçenin dört ayağı var. Baytarlar muayene etti- ler, kuşun dört ayaklı olmasın dan başka bir kusurunu bulama” bin yanında durarak altı papası ça gırdı ve hitap etti; dılar. Şu dünyada neler oluyor! «Kâragöz-