... | Müteveffa —— — 4 VAKIT 7 Temmuz 1330 itilâfın featisi İsmet Pş. Atinaya gidecek mi? Atinadan alınan haberlere göre Türk - Yunan itilâfnamesi sureti katiyede bı Hariciye nazırile sirimiz şia teati edilecektir. Bu son muamelenin de ikma- lini müteakıp itilâfname bizatihi meriyet haline girecektir. Itilâf- e sim hiç bir maniaya uğramadan tatbikına muvaffaki- yet elvereceği Atinada umumi- yetle ümit edilmektedir. Diğer taraftan M. Venizelosun Ankara seyahatinden ve dostluk misakının imzasından şonra Baş- vekil İsmet M. Venize- losa indei ziyaret edeceği Atina- da temin edilmektedir. Bu haber Yunan ekfârı umumiyesi üzerinde pek iyi tesirler bırakmıştır. Atina, 5 (A. A.) — M. Veni- zelos Adalar denizine yaptığı seyahatten avdet etmiştir. Ali Ekber Efendi- nin 15 parça halısı 15000 Hra kıymetindeki ha- hıları esrarengiz bir el mi çalmıştır? Rıhtım şirketinin Eminönün- deki antreposundan iki gün ev- vel gene 15000 lira kıymetinde balı çalınmıştır. Sirkat esraren- giz bir şekildedir. e Antreponun üçüncü katında vöâsi bir daire işgal eden İranlı Ali Ekber efen- inin 15 parça halısının iki gün evvel balı denkleri meydanda olmadığı görülmi a. Kapıları i, alli gi parmaklıklı olan ve geceleri mü- teadit bekçilerin nöbet. bekle dikleri bir yerden bu suretle .— yapılması esrarlı bir ma- iyet ve termektedir. Bundan iş ve ise ayni antrepoda bir sirkat olmuş, bir musevi tüccarın iki İ; > desi aşırılmıştır. Del beni en vaka'nın tabkikatı ikmal edile- rek sarikler meydana çıkarılma- mıştır. Hal bu merkezde iken son sirkatin yapılması bu hususta muntazam tertibat ile hareket eden bir şebekenin mevcudiyetini göstermektedir. Fakat emaresiz- ce hareket eden bu şebeke hâlâ ele miştir. Şimdiye kadar tahkikata nazaran ayni antrepoda Zıpkın isminde bir ye 4500, Ribini isminde tüccarın prg lerinin Sedekyan efendinin üç halısının da ayni şebeke tarafından ça- lındığı tahakkuk etmiştir. Tahkikatla Eminönü merkezi ehemmiyetle meşguldür. Antre- poda gece gündüz nöbet bekli- yen bekçiler ve halı tüccarının yanmda çalışan iki müstahdem isticvap edilmiştir. Hırsızların ya- ferida ele geçeceği anlaşılmak. sayılırken Yarım Gur evvelki. VAKIT 7 Temmuz, 1880 Tepedelenli İsmail Rehmi paşa kerimesi olup geçenlerde vefat eden Şefika Hanım kâffei emve- lini kethüdasına terkeylediği bazı evrakı hevedis tara- tından işsa edilmişse de et- tiğimiz tahkikata göre, mu- maileyha kablelvefat müte- veffa Tevfik Paşa kerimesi Hetios Vusat Hanıma ter- keylemiştir. Günün siyaseti : Sovyetlerin siyaseti Moskovada toplanan 16 mci Rus Komünist kongrasının müzakeratı bütün cihan siyasi mah- fellerinde ehemmiyetle takip edil- mektedir.Bu kongrada alınacak ka- rarların Sövyet siyaseti dahiliye ve hariciyesi üzerinde mühim bir tesir icra edeceği kansatı mevcuttur. Fransız matbuatı ve bahusus nim resmi mahiyette olan Tan gazetesi Sövyet kongrasının ak- dinden istifade ederek Rus ida- re ricaline hucum ederek M. Stalinin (O kongrada okuduğu raporu tenkit eyleyorlar. “Stalin,, in raporu Rus sovyet- leri şurası ahvali dahiliyesini salâbh halinde göstermektedir. Rapor mucibince milli iktısadiyat yükselmekte ve işsizlik gittikçe azalmaktadır. “ Stalin,, ayni za- manda bükümetin zira! istihsalâ- tının ve kollektif çifliklerin git- tikçe iyileşmekte olduğunu ifade etmektedir. 1926 - 27 senesi milli varidatı on üç milyar ruble iken bu mik- tarın senei hazırada otuz dört milyara baliğ olduğu ve senevi varidat (Otezayüdünün (yüzde onu bulduğu raporda işaret edilmektedir. Mösyö Stalin bu miktarı Amerika müttehit bükü- metleri, İng ltere ve Almanyanın | varidatındaki tezayütle mukayese ediyor ve bu memleketlerde yüzde üç ilâ yüzde sekizden fazla tezayüt müşahede edilmediğine işaret ederek Seveytler ittikadı- nın bir rekor kırdığını söylemek- tedir. Rus komün'st partisi s yasi bürosu reisinin taydığı” rakkam- ların derecei sıhhati hakkında bir şey söylenemez. Esasn kol- şevik rejimin muarız'arı da bu noktada itimatsız'ık göstermekle iktifa ederek, Rus siyaseti hari- ciyesini alâkadar eden noktala- rn üzerinde fazla israr etınek- tedirler. M. Stalinin raporundaki mad- | deler arasında ikisi ayrıca garp âleminin asabiyetini mucip oldu. Birisi sabık imparatorluk borç- larınm kabul ve ademi kabuli meselesi, ikincisi ise bolşevik propagandasıdır. Raporda sabık imperatorluk borçlarının kabul edilemiyeceği, ancak eger Sovyet hükümetine kredi açılacak olursa bu borç- ların kısmen nev'ama faiz adolu- nabileceği tasrih edilmektedir. Garp hükümetleri ve bahusus çarlık Rusyasından en ziyade alacağı olan Fransızlar bu mukayyet borç tediyesini asla istemiyorlar. Onlarca Rusyanın sabık O imperatorluk borçlarını tanıması ve sonra kredi temini için tesebbüste bulunm; sı lâzımdır. Propağanda meselesine gelin- ce, bundada raporun müfadı ilegarp siyasilerinin tarzı muta- lâaları arasında büyük bir zıd- diyet görülüyor. Rapor, herhangi bir memlekette bolşevikliğe mü- sait esasat varsa bu esasatın inkişafına muhalefet edilemiye- ceğini ve bu esasatın neticesi için Moskovanın müdahalesine hacet olmadığını iddia ederek: “Bolşeviklik dışardan girmez, içe- ride hasıl olur, ,, diyor. Böyle bir müddeanın, her bir meselede Moskovanın parmağını görmek i garp siyasiyu- nu ve bahusus Hindi Çini hâdi- FEDAYİLERİ CENNET ES Yozen Öner ra EE Söz Melikeye kalmıştı... Genç kız iki kardeşten hangisini isterse ona varacak, diğeri asla itiraz etmiyecekti e Zeydun cevap verdi: Melike eve vararak bize — İkimizden birine merbut | imdat göndermiş, bizi eve olduğuna kaniiz. Çünkü buna söz vermiştir. — Nasıl?., — Bunun hikâyesi uzun sürer, Emredeiseniz onu size karde- şim nakletsin, — Hay hay. Haldun anlattı: — Bundan birkaç sene ev- veldi. Bir gün biz ve Melike kırlarda dolaşıyorduk. Döneceğimiz sırada ani bir taarruza uğradık. Biz Melikeyi evimize götürdükten sonra ha- sımlarımızla uğraşmak (istemiş, onun için atlarımıza güvenerek onları eve giden yola sürmüş, ve mütaarrızlar tarafmdan takip edilmiştik. o Evimizle aramızda geniş bir koy kalmıştı. Koyun başına varır varmaz mütaarrızla- rn isinci bir kafilesi çıktı ve biz iki ateş arasında kaldık, Arkadan ve ilerden gelenler bizden Melikeyi istiyor ve onu teslim ettiğimiz takürde bize dokunmiyacaklarını söyliyorlardı. Belki ku kafilede sizin tarafıoız- dan gönderilmişti. Melikeyi kur- tarmak'iğin bir'çare Yârdi. O'düönü'den'ze sivketmekti. Ben bir taraftan, Zeydun diğer taraftan mütecavizlere karşı du- racak, onları mümkün mertebe geçiktirecek. Melixe bu fırsattan istifade ederek atile koya atıla- caktı ve koyu yüze yüze geçe- cekti. Bu suretle hareket etm'ş, biz mütecavizlerle döğüşüyorken Melike atını mahmuz'ıyarak suya atılmış, bir aralık gözden kay- bolmuş, fakat bir dakika sonra atile birlikte sudan çıkmiş ve evimizin istikametinde ilerlemişti. Mütecavizler, bu vaziyet kar- şısında biz.m Üzerimize çullan- mış'ar, uzun bir mücadeleden sonra ancak bizi yaralıyarak kurtulabilmişler, çok geçmeden bul görülemiyeceği tabiidir. Garp âlemince, Bolşeviklik para ve tazyik ile bütün milletleri istilâya yeltenen muzır bir kuv- vettir. İstiklâlini istiyen miletler, gü- neşin altında kendisine de bir yer olabileceğini idia eden zen- cir bent kavimler, boyunlarında- ki esaret bukağısını kırmak için çabalandıkça onların Moskova- dan teşvik gördükleri kanaatini beslemek, (me derece doğru- dur muhakeme etmeyoruz. An- cak bu kanaat mevcut oldukca Rusya ile Avrupa milletleri ara- sındaki münasebatın selâh bul- masına imkân görülemiyeceği pek tabii ve aşikârdır. Selâh fikri okadar uzakta kalıyor ki Tan gazetesi Moskovayı cinayet, ve terhibü tetbiş ile nizamı içtimaiyi ziyrü zeber eden bir kuvvetten başka bir surette ta- savvur edememektedir. M. Gayur götürerek yaralarımızı sarmışlar biz bir müddet hasta yattıktan sonra iyileşmiş ve kalkmıştık. Bir kaç gün sonra sırf tesadüf eseri olarak ayni günde karde- şimle ikimiz amcamızdan Meli- keyi istemiştik. Amcam bu vazi- yet karşısında şaşırmış, ikimizi de hoynut edecek bir çare bul- muştu. Bu çareye göre bizzat Melike ikimizden birini seçecek evlenecekti. Melike hangimizi intihap ederse etsin buna bir kimse itiraz etmiyecek, intihap edilmiyen kardeş Meli- keyi kardeş tanıyacak ve inti- hap edilmediğinden dolayı zer- re kadar infial göstermiyecekti. Biz amcamızın bu tekliflerini kabul etmiş ve bu esaslar dai- resinde hareket edeceğimize ye- min etmiştik, Melike henüz içi- mizden birini intihap etmiş ve- ve onunla ya hangimizle yaşamak istediği- ni söylemiş değildir. e Mesele kundan ibarettir, | Selâhattin bu hatırayı dikkatle j dinlemiş, ondan sonra ayağa kalk- miş, onunla 'beraher hepsi kale mışlar, ve önun ne diyeceğini beklemişlerdi. Sultan şu şekilde idarei kelâm etti: — “Efendiler, siz bugünden ben m'misafirlerimsiniz. Benden bir baba muamelesi göreceksiniz. Ben de sizden bir evlât muame- lesi bekliyorum. Melikeyi kurtar» | mak hususunda gösterdiğiniz fe- dakârlıktan dolayı size teşekkür ederim, Amcanızın vefatı beni çok müteessir etti. Bunu müna- sip şeki'de, Melikeye haber ve- receğiz. Bu ciheti biç merak et- meyiniz. Ben hepinizin burada bir müddet ikametinizi ist yorum. Gerek sizin gerek Melikenin bu- rada ifa edilecek vazifeleriniz vardır. Hepmiz vazifelerimizi ifa edeceğiz. Haldun cevap verdi: —Büyük ve kudretli Sultan, bizi evlât yerine komanızı yük- sek bir şeref s'yarız. Emrettiği- niz kadar maiyetinizde her vazi- feyi ifayı canz minnet biliriz. Bize itimat edebilirsiniz, efendi- miz, —Aferim,hepinizi allaha ismar- lıyorum. Selâhattin bu sözlerle odadan ayrıldı ve iki kardeş Emir Hay- darla birlikte odalarına döndüler. Gece hayli ilerlemişti. İki kar- deş yalniz başlarına kaldıkları zaman Öz baba gibi sevdikleri amcalarını hatırlıyarak ağlamış- lar, Melikenin eksikliğini derin- den hissetmişlerdi. Bu sırada bepsi de birbirlerine çok muh- taçtılar. Bu elim matemi bep birlikte tutsalar ve hep birlikte ağlasalar daha çok bafifliyecek- lerdi..... ( Bitmedi ) Dilsizler Mezevlariz leblebicilerin Cemiyet teşkil etttiği günlerde dilsizlerin de bir maları hiç bir zaman gürüli olamıyacak ve zabıtlar makinesile tutulacaktır. Kısa görüşler (Giesenlerde Fransız edi; rinden Pol Jeraldi bula gelmiş, pek kısa bir mi det güzel şehrimizde kaldıktı sonra tayyare ile Yunani geçmişti, Son günlerde yazdığı bir kaleden bu adamcağızın, ki sında eskiden okuyup öğrendi hırafeleri taşıyarak buraya diği ve onları asla tashih meden döndüğü anlaşılıyor. Istanbulda bir camiye orada beş, on fakir müslüm. kasketlerini tersine çevirerek maz kıldıklarını gören bu ecnef seyyah, bütün Türkiyeyi o kub be altı ve bütün Türk milletif o beş, on kişi sanmış. Sonf Boğaziçinden dönerken berab& rinde bulunan bir Türk banımi nın, kendisine: i — Beni sekiz buçuktan evvt evime götürmeyiniz! Demesinden de hükmetmiş Türk kadınları saat sekiz bu tan evvel evine girmek istemezle Bu basit, bu mahdut fikirle süslenmiş, şişirilmiş ve bir Fraf sız mecmuasına makale ölmüş. Maruf Fransız edibi La mimadiğı hir Mİ ği bu kadar kolay yam sanırdık. oOMeğer veri; Fransada edip olmak doğru dü şünmek, iyi görmek demek de gilmiş. İsviçreli ressamın sergisi İstanbul, 6 (A.A)— Atiye halini koyduğu bir otomobil ile İstanbula gel diği evelce haber verilmiş olan bişi ressem Mercel Amiguet, Paris - Hint yahstine devam için hazırlıklar yapmak tadır. Ressam yola çıkmadan evvel Fin dıkıdaki Güzel. san'atlar — akademisindi "Türkiyeye, Yunanistana ve Yugoslavyayi ait 50 kadar yağlıboya tablolarını ii davet edilmiştir. Güzel san'atlar sinde açılacak olan bu serginin himay: Isviçre orta elçisi M. Henri Martin ts raından deruhte edilmiştir. Sergi temm ve pazar günleri öğleden evvel saat | dan 12 ye ve öğleden sonra saat 2 altıya kadar halka açık girieğnii Ressamın atölye haline koymuş olduj otomobili akademinin bahçesinde bulun durulacaktır. Irak mandası Londra, 6G (AA)— İngiltere mandısından vezgeçmektedir. Irak taki) bir sevlet olacaktır. Barışıyorlarmış Bükreş, 6 (A.A)— Löpü kıral Karol ile Prenses Helenin barışı larının pek yakin olduğunu yazıyor. Fırtına Madrit, 5 (A.A)- İspanyanın muh telif yerlerinde şiddetli fırtınalar olduğu bildiriliyor. Bu yüzden vukubü lan zarar ve hasar çok büyüktür. Müns' kalât inkıtaa uğramıştır. Bir çok ler yaralanmışur. Dereler ve ırmaklı mütemadiyen hayvan leşleri sürüyüp türmüştür. Segovleden bildirildiğine re bugün zuhur eden fırana bütün ekin: leri hemen hemen tamamile mahYetmi tir. 40 kadar köy bu aletten mut olmuş, bir çok köylüler sefil bir düşerek hükümetten yardım istemiştir. ur zun Il, 12, ve (3 üncü cuma, cumartesi pe