ET ra :-—— 2 — VAKIT 7 Temmuz 150 likler Üsr tarafı 1 inci sayıfamızda başladığını bundan dört beş ay evvel haber vermiş, ve bu gazetenin ilk nüshasında şark veziyeti hakkında gördüğümüz | bazı haberler üzerine o vakit nazarı dikkati celbetmiştik. Çün- kü bu gazetenin neşriyatı yü- zelliliklerin bazı ecnebi devlet- lerin yardımı ile şark vilâyetle- rimizde tahrikât yapmakta ol- duklarını çok açık bir surette gösteriyordu. Ve bunların plân ları şark vilâyetlerindeki Kürtler ile Ermenileri harekâtına sevkederek buralarda suları o bulandırmak ve sonra bulanık suda balık avlamaktan ibaret olduğu anlaşılıyordu. Son günlerde Ağrı dağı ha- disesi çıkınca yüzellilikler hak- kında evvelce yazdığımız yazı- larda ne kadar haklı olduğumuza | bir daha kani olduk. Ve bu hadiseler ile yüzeelliliklerin de mutlaka bir münasebeti buluna- cağına hükmediyorduk. (Urfa) da çıkan (Milli gazete) nin son ge- len nüshasında bizim neşriyatı- mızın me derecede isabetli olduğunu teyit eden bazı malü- mat vardır. Bu malümatı buraya aynen naklediyoruz: “ Yüzelliliklerden Kiraz Hamdi takriben on gün Irakta kaldık- tan sonra, tekrar Romanyaya avdet etti. Kiraz Hamdinin Şerif Hüse- yinden Kıral Faysala bir mektup getirdiği anlaşılıyor. Kiraz Hamdi sarayda kıral Faysal ile uzun Uzadıya görüştüğü gibi, İngiliz- lerin hususi karargâhlarına da davet edilmiştir. Bütün bu temaslardan ve ko- nuşulan: şeylerden nasil bir rice hasıl olduğu malüm de- “iteir, vx sne ililiklerden o Çer- » Etem akın şimal tarafla- rurla cevelân yapmaktadır.. fu cevelânlarında islâmiyete, hilâfete ve bazı tarikatlere dair | yazıları havi kitaplar dağıttık- ları da anlaşılmaktadır. Çerkes Etemin bugünlerde Irakın şimalinde fazla faaliyeti vardır. Bu adamların Kürtlük meselesini körükliyerek karanlık emellerine yol vermek istedikleri anlaşılıyor. Çünkü Kürt reislerile temasları pek fazladır.» Bu yaxılar yüzellilikler ile Ağrı dağı hadisesinin nasıl bir müna- sebeti bulunduğunu açıkça gös- teriyor. Burada şunu da hatır- latırız ki (Milli Gazete) refikimi- zin bahsettiği (( Kiraz Hamdi) evelce uzun müddet Damat Feridin dahiliye nazırı (Mehmet Ali) ile birlikte Romanyada | oturmuştur. Bu cihetle aralarında sıkı bir rabıta vardır. Bu cihetle iİR . müşterek isyan | 1930 TUstarafı 1 inci sayfamızda | yorlere yakın olan kuvvetlerimiz bunları karşıladı. Bunun üzerine mütecavizler kısmen İran hudut- ları içine kaçtı, kısmen de kuv- vetlerimizin takibinden kurtulmak için hareket ve taarruz istika- metlerini değiştirdi. Bundan başka hükümet mese- lenin derhal ehemmiyetini tak- dir ettiği için daha kuvvetli ten- kil tedbirleri almağa başladı. Bu tedbirlerin hedefi silâhsız köyle- rimize silâh ile tecavüz eden eşkiyayı yalnız kaçırmak değil, temamen ihata ederek her taraf- tan yakalamak, ve bir daha bu gibi tecavüzlerin (o tekerrürüne imkân ve ihtimal bırakmamak- tır. Son gelen haberlere" göre bu suretle hazırlanmış olan esaslı tenkil harekâtı kırk sekiz saat evvel başlamıştır. Şüphesiz ya- kın bir zamanda, yapılan hare- ketlerin muvaffakiyetli neticeleri hakkında haberler alınacaktır. Maamafih tenkil ve tedip için alınan bu tedbirler dahili bir (Mehmet Ali)nin Pariste çıkardığı gazetenin neşriyatı ile (Kiraz Hamdi)nin Irakta ve Musuldaki teşebbüsatı arasında da bir mü- nasebet bulunduğu kolayca an- laşılabilir. Diğer taraftan şu çihet nazarı dikkati celbetmeğe lâyık bir noktadır: Şeh Saidin oğlu Salâhattinin Ankara ağır ceza mahkemesinde muhakeme edildiği malümdur. Bu muhakeme esnasında alınan cevaplardan ve tetkik edilen vesikalardan anlaşılmıştır ki bura- da ( Hokiri — Muhipler), ( Ve- evina — birlik ) “ Azadgân—kur- ! tuluş,, isimlerini taşıyan gizli teşekküller ( vardır. £ Bunların merkezleri, şubeleri resmi mü- hürleri mevcuttur. ( Hobyan ) cemiyetinin elde edilen (bir (o beyannamesinde görülen bazı imaların ( Ağrı dağı ) Hadisesi ile münasebettar olduğu göze çarpmaktadır. Zira, bunda bu cemiyet mensuplarının dağlardan inecek ihtilâl müfre- zelerine yardım etmeleri tavsiye olunmaktadır. Salâhattinin teşkiline teşebbüs ettiği cemiyetin bu ( Hobyan ) cemiyetinin bir istihalesi ol- duğu zannedilmektedir. Esasen yapılan Otahkikat (neticesinde Salâhattinin Iraktan bu taraflara gelirken Halepte Cemil paşa zadelerle ve Refik Halitle görüş- İ tüğü, onlardan bazı mektuplar İ aldığı tesbit edilmiştir. MAHALLE SS a MUHARRIRI: SELÂHATTIN ENİS © gibi bir çocuk kaybeden bir “ baba nasıl sakin olabilir?. Be- © nim göğsümün altındaki bir taş © — parçası değil, bir odun parçası değil bir baba kalbidir, insan yüreğidir... Hızla yerinden kalktı ve du- vardaki lâmbayı alarak iki Türk bayrağının çerçevelediği harita- nın ortasında çivili olan oğlunun resmini gösterdi : — Gel evlât!.. şuresme bak, oğlumun resmine... tam yirmi üç sane üstüne bir - yaprak gibi titredim... Annesinin ölümünde beş yaşında idi. Tam bir | Dile kolay; | | on sekiz sene ben onun annesi, fı babası; kardeşi, arkadaşı, her şeyi oldum.. Yemedim, ona ye- dirdim. Giymedim, ona giydir- dim, okuttum, adam ettim... Bilemezsin o beni nasıl severdi evlât.. O yirmi üç yaşında bir deli- kanlı olduğu halde hâlâ benim nazarımda beş yaşındaki çocuk- tu ve çok içli bir insandı. Her cuma uykudan uyandığı zaman ilk işi, aptes almak ve sonra yanıma sokularak : — Baba, annemin kabrini ziyarete gideceğiz değil mi?.. li meseledir. Eşkiyanin Iran hudut- lari dahilinde silâhlanarak taar- ruz elmekte ve oradan kuvvet ve muavenet almakta oldukla- rına göre böyle bir tedbir ile meselenin halledilmesine imkân yoktur. Meselenin kat'i surette hal edilmesi için Iran hükümeti nin de bu hususta eşkiyaya karşı vaziyet alması, ayni zamanda bir daha bu gibi çapulcuların top- raklarımıza tecavüz edememeleri için hudutlarda devamlı tedbir- lere müracaat etmesi lâzımdır. Bunun için hükümet bir ta- raftan eşkiyaya karşı yeni kuv- vetler sevketmekle beraber di- ğer taraftan Hariciye vekâleti İran hükümetine bir nota tebliğ etmiş ve şark hudutlarımızda vu- ku bulan hadiseler üzerine na- zarı dikkati celbeylemiştir. Binaenaleyh şimdi meselenin düğüm noktası Iran hükümeti- nin bu notamıza vereceği ce- vapta bulunacaktır. Eğer i iran hükümeti memleke- timize karşı hakikaten hüsnü niyet gösterir ise işi halletmek kolaylaşacaktır, Çünkü derhal her iki hükümetçe müşterek tedbirler alınacaktır. Ve bu ted- birler sayesinde hudutlarımıza tecavüz eden eşkıya bir kere tenkil edildikten sonra bir daha bu gibi vak'alar tekerrür etmi- yecel İran hükümetinin, hudutları dahilinde anarak toprak- larımıza tecavüz eden eşkiyaya karşı vaz üç ibtimalden biri saretinde tecelli ededilir 1 — Ya Iran hükümeti doğ- rudan doğruya bu im yar- dım etmektedir. Eğer vaziyet büz ise tabii dean. bükemeli ıyaya karşı hiç r tedbir eya eli Bilâkis onları &i- maye için dölambaçlı bir cevap verecektir. Bu takdirde İran hükümeti hudutlarımıza tecavüz eden eşkiya ile birlikte mes'ul vaziyete geçecek demektir. 2 — Yahut İran hükümeti doğrudan d id eşkiyaya yar- dım etmi mba tecavüz eden bu eşkiya İran topraklarında gayri mes'ul bazı kuvvetler ta- rafından sevk ve idare edilmek- tedir. Iran hükümeti ise bunlara karşı müsamahakâr bir vaziyet almaktadır. Eğer vaziyet böyle ise, doğrudan Gi değilse de dolayısile gene mes'ul addedil- mek lâzımgelir. 3 — Nihayet İran hükümeti eşkiyaya Okarşı me doğrudan doğruya yardımcı, ne dolayısile | göz yumucu bir vaziyette de- ğildir. Hatta bu eşkiyanın si- lâhlanmaması, Türk topraklarına tecavüz etmemesi için çalışmak emelindedir. Ancak aciz ve zafı cihetile eşkiyanın hareketlerine mani olamamaktadır. Eğer İran demekti. Bu oğlumun en büyük ibadeti idi. oOAradan seneler geçmiş olmasına rağmen hiç bir cuma bu vazifesinden fariğ olmamıştı. Kar, tipi, fırtına, çamur hiç bir şey, onu bu ziyaretten bir kere menetmemişti. Annesinin kabrini ziyaretten sonra, onda ibadetini yapmış bir müs- Iâmanın huzurunu görürdüm. Hiç unutmam, bir kere on sekiz yaşında iken hastalanmıştı. © cuma annesinin kabrini ziya- rete gidememiştik. Bana sordu: — Günlerden bugün ne ba- bal. Boş bulundum, daha doğrusu hatırıma bir şey getirmiyerek: —Cuma oğlum. dedim. O zaman dünkü gibi gözüm- dedir: Ateşine ve hummasına dikkat eder, | Türk -- Iran dostluğu tehlikede ! hükümetinin vaziyeti böyle ise, hakikaten bu bükümet arzu ettigi halde bile eşkiyanın hu- | dutlarımızı geçmesine mani ola- mıyor ise mazur mu görülmek lâsım gelir? Asla. Bu takdirde | de İran hükümetinin mes'uliyeti muhakkaktır. Çünkü Iran gibi bir devlet için hudutlarının her hangi bir noktasında komşusu bulunan bir dost devlet aley- | hinde her hangi bir şekilde hareketler hazırlanmasına mani olamadığını itiraf etmek açıkça müstakil bir devlet olmadığını, hariçten Ohimayeye, (yardıma muhtaç hir hükümet olduğunu kabul etmek demektir. Bu takdirde İran hudutları dahiline iltica eden eşkıyaları tedip çaresini de bundan muta“ zarnır olan devletlerin düşünmesi ve ona göre kendi vesaiti ile tedbir alması lâzım gelir, Eğer İran hükümeti hakikaten âciz, fakat Türkiye Cümhuri/e- tine karşı hüsnü niyet ile müte- hassis ise bu gibi eşkiya teca- vüzatının bir daha tekerrür et- mesine mani olmak için şu iki tedbirden birini derhal kabul edecektir: 1 — Ya Türk askerlerinin kendi hudutları dahiline iltica eden eşkiyayı orada takip etme- lerine muvafakat etmek. 2 — Yahut © 'randan hudutları dahiline kiya girmesine mani olacak şekilde hudutların tashihini ka- bul eylemek. Eğer Iran hükümeti hem ken- di toprakları üzerinde eşkiyanın silâhlanmasına mani olamaz, hem de hüsnü niyet asârı göstermez ise o vakit Türk-!ran dostluğu tehlikeye düşecektir. Fakat ça- resir Türkiye Cümhuriyeti kendi Türk | a istilzam ettiği tedbiri almak için serbestii harekâtın almış bulunacaktır. Bir tevkif ? Dün Agobiyan isimli bir er- meninin Yakacıkta zabıtaca ne- zaret altına alındığı ve bir ro- morkörle İstanbula (getirildiği söylenilmiştir. | İşitildiğine yöre Agobiyan, bir İngiliz ticaret müessesesinde çalışmakta, Ba- kırköyünde . oturmakta imiş; takip edildiğini hissederek evin- den uzaklarda dolaşmıya başla- mış, zabıtaca görülerek karako- la davet edilmiştir. Bu davet keyfiyetinin sebebi, söylenildiği- ne göre, Agobiyanın bir ecnebi hükümete ait istihbar işile alâ- kadar görülmesidir. dün akşam bu hususta polis müdürlüğü nöbetçi müdürü, ken- disinden malümat istiyen bir mubharririmize böyle bir hadise- den haberi olmadığını söylemiş, fazla tahkikat icrası'da mümkün olmamıştır. rağmen yataktan doğruldu: — Annemin kabrini ziyarete gidelim. Baba!,, Hastalığım azal- dı, bugün biraz daha iyiyim... dedi. ,Ve sonra beni ikna etmek için: — Hem bende biraz hava alır açılırım... diye ilâve etti. Hastalığının ehemmiyetine emin olduğum için iyileştiği hakkın- i daki sözüne inanmadım. Yana- ğımı alnıma koydum; ateş gibi yanıyordu. O gitmekte ısrar etti. Ben istirahat etmesini tav- siyede israr ettim. Nihayet uzlaştık. Evlât.. Ben hem Kendi namıma; hem onun namına an- nesinin mezarımı ziyaret edecek- tim. Hatta giderken: — Baba, benim için de dua bir daha eş- | Maamafih | Telgraf habereri M. Venizelos Başvekilimize verdiği İ ki cevapta diyor ki Ankara, 6 (A. A) — Müba- dele mukavelenamesinin ımzasını müteakip Başvekil İsmet Paşa Hazretleri tarafından M. Veni- İ zelosa gönderilen mektuba ahi- İ ren müşarünileyhten cevap gel- miştir, İsmet Paşa Hazretlerinin Tür- kiye ile Yunanistan arasında yeni bir safhaya girmiş olan münasebatın dostluk sahasında gittikçe takviyesi ve inkişafı ar- zularından Oo mülhem (bulunan mektubuna ayni samimiyetle ve hararetle mukabele eden ve kendisine vaki daveti kabul ile teşrini evvelde Ankarayı ziyaret edeceğini (o bildiren M. Venizelosun o cevabından Başvekil Pş. Hz. Heyeti veki- leye malümat vermiş ve Yu- nanistan hakkındaki hissiyatımı- zın gördüğü bu mukabele mem- nuniyetle telâkki edilmiştir. Maarif vekili Ankara, 6 — (Telefon) Maarif vekili maarif eminleri kongresini müteakip İstanbula, oradan da tedavi için Vişiye gidecektir. Türk ipekçiliği Ankara, 6 (Telefon) — Iktısat vekâleti Bursada mütehassıslarla ipekçiliğin ıslahı için muntazam İ bir harir şubesi açacaktır. Maliye ve Nafia vekilleri Ankara (Telefonla) — Mali- ye vekili Saraç oğlu Şükrü-B. | gelecek hafta istanbul tarıkıle İzmire gidecek, Nafia vekili de perşembeye Istanbula hareket edecektir. N.zamname hazırlandı Ankara, 6 ( Telefon) — Da- hiliye vekâleti, Emanetle Vilâ- yetin tevhidi hakkındaki kanu- na müsteniden İstanbul teşkilât nizamnamesini hazırladı. Diğer İ vekâletlerin de mütaleasını iste- i mektedir. İki mütehassıs Ankara, 6 (Telefon) — M. Sal- İ vador ve M. Yuvakim isminde iki Ispanyol asârı atika müte- hassısı İstanbuldan buraya gel- di. Maarif vekâletile imei lerdir. Ekspres gecikti Ankara, 6 (Telefon) — Istan- bul ekspresi, makinesi sakatlan- dığından bir saat gecikerek geldi. Telgraf haberlarimizin devamı 4fncü sayıfamızdadır. et orada... Eyileşeyim de gelecek hafta onu ziyarete beraber gidelim. dedi. “Evlât ölümü temenni edilmez. Fakat isterdim ki onun ölmesi i hakikaten mukadderse, hiç ol- mazsa burada öleydi, iki mezarı yanyana getireydim ve ayni me- zar başındâ iki ölü için ayni İ anda dua edeydim. Felek bana bunu bile çok gördü. Oğlum Çanakkalede şehit oldu, hem öyle bir şehit ki kıt'ası tırnağının ucunu bile bulamadı onun.. Ben şimdi mezarlı bir ölü ile mezarsız bir şehidin ortasındayım evlât.. i Bu kubbe altında hiç kimsesi İ olmıyan bir insanım. Şimdi ye- göne tesellim içkidir. Bir kaç sene evvel bunu ayda yılda bir