- , merikaya oşimalden 7 :—— 2 — VAKTT 92 Haziran 1930 100000 kişinin karşıladığı adam Tayyareci Smit Avrupadan Amerikaya nasıl gitti? Bu seyahat cesur tayyarecinin üçüncü büyük seferidir Süfern Kros feyyaresi Tayyareci Kingsiford Simit'in “Sötern Kros, tayyaresi ile ba- şardığı Avrupa - Amerika seya- hatı üçüncü büyük seyahatıdır. Filhakika “Sütern Kros,, “Smit,,in idaresinde olduğu halde San- Fransiskodan (o hareket (etmiş, Havay, Fiçı adalarına oğradık. tan sonra Avusturalyada Piris- bana varmıştı, Bundan sonra cesur tayyareci Avusturya - İn- giltere seferini başarmağa mu- vaffak olmuştu. “Sütern Kros, tayyaresi üç motorlü ve 40 ilâ 600 mevce ve- rerebilen telsiz aletli bir tayya- redir. Bu aletle tayyarenin Bah- rı muhit üzerindeki seyahatı imtidadınca gerek kara merkez- © leri ve gerek Bahrı Muhit öze- rindeki vapurlarla irtibatını mu- hafaza eylemesi mümkün olmuş- tur. Atlaş denizini Avr *an-A- 4 geçen tayyareci Kingsiford Simit değil isede munlazam bir sefer icra edebilmek şerefi o Avustralyalı tayyareciye nasip olmuştur. Fil bakika 1928 nisanın on :kisin- « de Irlandada “Baldorinel,, par- kından hareket eden Alman Key ve Fon Honenfelt ile İrlan- dalı Miç Moris bin zahmetle demek icap edecekti. Bu muğ- lâk ve girift sokaklar içinde bilmediği kapıları nasıl çalabilir, yahut nasıl tanımadığı insanları taciz edebilirdi?.. Eğer hakikaten © yaşıyorsa oğlu Turhan, şimdi altı yaşın- da kadar olacaktı, Tek elinde onun bir resmi, bir tek resmi olsaydı... o takdirde altı aylık olarak bıraktığı oğlunu, hayalile büyütecek, onun altı yaşındaki halini Oteçsim © edebilecekti.. onun elinde bir resmi olmadık- tan başka geçen seneler ve çekilen ağır meşekkatler, çocu- ğuna ait kafasında bulunan son çizgileri de silmişti. Hatta okadar değil, karısının simasıda uzak ve sisli bir ufukta kalmış silik bir hatıra halinde, başının içinde yarı mer'i bir surette yaşıyor- du. Fakat onunla karşı karşıya geldiği zaman, şüphesizdi ki, bu sisler; birden bire şedit infilâk ile © parçalanacak ve karısının yüzü, pi tavzzuh edecekti.. Bajan sokakta gördüğü her beş altı yaşındaki çocuğu kendi i 1 — MUHARRIRI: SELAHATTİN ENİS Atlas denizini geçerek Ternov şimalinde Grenli adasma kona- bilmişlerdi. Komünistler İspanyada boş durmiyorlar Paris, 28 (A.A)— Jurnal gazetesinin Madritten aldığı bir habere göre müfrit sendikaliştler aralarında kararlaştırdıkları bir plin mucebince Moskovadan aldıkla- n gizli talimata İtsat eder gibi görün mektedirler. Evvelki gün Malaga'da başlıyan umu- mi grev, dün Grensdâye sirsret etmiştir. Yarın da Kordueda grev ilin edilecek- dr, Bilbao madenlerinde çalişan işçiler arasında şiddetli bir galeyan vardır Bun- lardan (0000 kişi bir kuyuda ölen İki işçinin cenaze alayında hanır bülun- muşlardır. N Hükümet müfritlerin projelerine vâkıf bulunmaktadır, Dahiliye nazın Akşam ü- zeri M: Berangner ile uzun müddet gö- rüşmüştür. Başvekil ile nazır, hariçte tertip edi- len bir plâna göre çıkanlan Kargaşalık- lardan mütevellit vaziyet hakkında tetki- katta bulunmuşlardır. Bu vaziyet, İspan- vol dörizinin kıvmeti üzerine hissolunur derecede tedir yapmaktadır. Cümaertesi günü Borsada peçeta 44 İngiliz lirasında kapanmıştır. yeceğimizi de demişti. Bu busustâ son gelen telgraf haberleri şunlardır ; Mevyork, 77 (A.A) — Yüzbaşı Smithi hamil “ Southern Cross,, tayyaresi bir uçuşta Terre Neuve- den Vevyorka gelmiş ve yüz binlerce halkın alkışları arasında yere inmiştir. Tayyare (ONevyork o civarına geldiği vakit İ2 Amerikan tay- yaresi tarafından istikbal olun- mustur. Smith, gazetecilerle görüşürken Bahrimuhitin şimal kısmının hemen dalma Amerika cihetinden Oesen muhalif şiddetli rüzgârlardan, hiç eksik kesif ve geniş sis taba- zannediyorum. Her halde “Sütern Kros, un | karından ve Terre Neuve açık- seyahatı ilk muvaffakiyetli se- | larında bi yahat sayılabilir. “ Simit , seya- | gurette gereke batten emin olarak Irlandadan haraket etmiş ve kendisine ta- hassüsatını soran gazetecilere : — Bütün tetbirleri aldığımir için omuvaffakiyetten oeminim. bir ehin muayyen bir noktadan itibaren doğru göstermemesinden dolayı yolcu ve eşya nakli için galiba hiç bir vakit emniyetli bir hava tariki teşkil etmiyeceğini söyle Büyük müşkülâta tesadüf etmi- | miştir. çocuğu sanıyor ve onların yüz- lerine (çocuğunun hicran ve hasretile bakıyor ve yüreğinin acı acı sızladığını duyuyordu. Evlerine giden, yahut evlerin- den çıkıp o mektebe ve yabut dolaşmağa giden çocuklar ne kadar bahtiyar yavrulardı ki bu kubbe altında analarının ve ba- balarının varlıklarını biliyorlardı. Fakat kendi yavrusu Turhan altı aylıkken babasını kaybetmiş, eğer yaşamakta ise bu gün altı yaşına geldiği halde bir baba kucağının hararetini duyamamış, dudakları bir kere bile “Baba!.. Baba!. , odimemisti. (Diğer arkadaşları babalarını çağırırlar- ken kim bilir zavallı yavrucuğun boynu nasl bükülür ve gözleri nasıl dolar ve annesine: « Benim babam nerede anne?.» diye kim bilir nasıl acı acı sorardı.. Ya eğer annesi yaşıyorsa. Eğer oda ölmüşse, altı yaşın- daki bu çucuk, bu koca umman ve âlem içinde ne yapardı?.. Köpü altında yatan çocuklardan, kapı kapı dilenen yavrucuklar- dan birinin kendi oğlu olmadığını ona kim temin edebilirdi?. Rüştü bir gün boş yere sönük bir ümide kapılarak gazetelere ilân vermiş günlerce, hatta aylar geçtiği, gemisi kayalığa çarpa- rak parçalanmış olan bir kaza- zedenin ümit ve heyecanile bek- leyip durmuştu. Bukadar zamandır, eski ma- hallelisinden bir tek kimseye de rasgelmek (kabil (o olamamıştı. Belki bir mahallelisine rasgelse, karısı ve çocuğu hakkında on- lardan bir ip ucu alabllir ve sonra bu iz üzerinde yürüyerek bir neticeye varırdı. Fakat yan- gınlar, mağlübiyetle biten harp ve onun tevlit ettiği derin sefa- let ve zaruret, halkı, dalları ku- rumuş bir ağacın sarı ve kuru yaprakları halinde şehrin ve memleketin dört bucağına fırla- tıp atmıştı... Kendi dükkânını alan adam, bu mağazayı satan kadının o zamanlar Cihangirde oturmakta olduğunu söylemişti, başka bir malümata malik bulunmuyordu. . Şu taktirde dükkân, yanğın- dan evvel satılmış edmekti. Rüştünün son olan bu ümidi de bu suretle suya düşmüş bu- lunuyordu. m Bü ikm eN ei (Güjerat kolleji etrafında mümasil teşebbüs - , AEve TELEFO | YAKIT YED ELER NER Re eni Hindistanda mücadele devem | ediyor Londra, 27 (A. A, 7 — Bömbaydan | Daily Mall gazetesine bildiriliyor: Dün | müşterileti dükkünlara gitmekten mene çalısan $0 kadar gönüllü ile z6bıa me murlar arasında bir müsademe olmuş ve gönüllülerden birisi yaralanmıştır. Bura icra komitesi, Eintkleri İngiliz banke'am. na yatırmış oldukları paraları geri almağa ikna için bir mücadele Açmağa karar vermiştir. Ahmedbat, 27 (A, A.) — Dün, tale. bevi kolejleri böykot etmeğe teşvik eden 30 kadar şahsın tevkifi ve muahharen serbest bırakılması dolayısile buğün de ler vuku gelmiştir. Polis, 180 kişiyi tevkif etmiştir. Ahmedibat, 26 (A, A.) — Güjerat kollejine boykot yapmağa teşebbüs ettik. lerinden dolayı dün tevkif edilmiş ölan | 180 kişi, husule gelen bir iuilal Neticesi pi Tastik Yunan Ayanı da iti- lâfnameyi tastik etti Atina, 28 (Ano) — Yunan Ayan meclisi dün Türk-Yunan itilâfını müzakere ve tastik et” miştir, içtimada hazır bulunan M- Venizelos yapılan tenkitlere ce” vap vererek Türkiye ile bütün itilâfların ayni zamanda imza” lanmasını talep etmenin doğru ve muvafık olmıyacağını tavsiyf eden zatın Ankara Yunan sefiri olduğunu söyledikten sonra iki olarak dün akşam geç vakir serbest bi- rakılmışlardır. Elde edilen bu anlaşmağa göre dökkün ve mağuzaların ve kolejin önünde nöbet bekliyen gönüllüler rahat durduklan müddetçe zabıta tarsfından hiç bir tedbite tevessül edilmiyecektir. Londra, 97 TA. A.) — Amele, ms. hafazakâr ve İiberal fırkaları reisleri dün müşterek bir içima sktederek İlindistan komisyonu raporu hakkında tetkikat ve müzakâratın — bulunmuşlardır. Ee Raporda yapılan tavsiyelere tevfikan yakında bazı kararlar ve tedbirler ittihaz olunacıkor. Himalaya tepelerinde Kalküra, 27 (A. A.J — Himulayanın cenubunda kâ'n olup 8.58 metre irtifa- ında bulunan “Kinçinçinka,ya çıkmâğa teşebbüs etmiş olan heyet azasından M. Senvthe, halihanırdaki nesle mensnp in- sanlar için bu çıkışın mümkün olmadığı- nı, çünkü 1000 kademlik uçurumların üzerinde açılması gayrı mümkün gayet büyük buz dıvarlarının, çıkmağa teşebbüs edenlerin yollarını kapsımakta olduğunu bean etmiştir. Leh sefarotanesine hücum Parti, 28 (A.A.)— 40 kadar kimse Leh sefiretanesinin cephesini taşlamış camları kirmiş ve kaçmışur. Gazetelerin yazdıklarına göre bü tecavüzden maksat I.vow'da bir tekim fesarkârane risaleler dağıttıklarından doları üç işçinin omah- küm edilmiş olmasını protesto etmektir. Sefarethaneve tecavüz edenlerin o hepsi komünisttir. Hindi Çinde Paris, 28 (A. A)— Meb'usan meclisi hükümetin beyanatını tasvip ederek ve ko- münistlerin Hindde yapıklan o tahrikâta karşı mücadeleye girişmesi için hüküme- te itimat beyan eden bir takriri el kal dırmak süretile kabal etmiştir. O gün hayatının en aci bir günü idi. İçinde eyi günler ge- çirdiği bu mağazada bütün öm- rü gömülü idi. Harp olup askere gitmeseydi işleri eyi gittiği tak- dirde onu büyültecekti. Bu tatlı hayalin yanında ha- kikat ne kadar acı bir yüzledu- ruyordu, Gündüz hayatın keşmekeşi, o- nu biraz avunduruyordu. Gecele- ri sokakları devretmek te onun için bir meşgale oluyordu. Fakat istirahatli olduğu gece- ler azap ve husran geceleri idi. Böyle geceler geç saatlere ka- dar kahvede oturur, sonra oda- sına gelirdi. Lâmbayı yakmıya- rak odanın karanlığı içinde mü- lâsıkı olan tabutluktaki teneşir- lerden intişar eden ıslak tahta ve sabun kokusunun havayı dol- duran nemini tenerffüs ede ede kendinden geçerdi... Böyle kaç geceler olmuştu ki daldığı acı düşüncelerden sabah ezanını okumiya gelen Kutsi e- fendinin ezan sesile kendine gelmişti... Bir sıra oldu ki meyus adam belki karıma rasgelirim diye gündüz vakit buldukça en kala- balık caddelerde, köprü üstünde saatlerce durdu, geleni geçeni gözden geçirdi... Mi. di bağ iğ Gü dü sa, hükümetin teslihatı babriyesinde “| müsavatı temin için yakında başlıyacak olan müzakerat e nasında bir takım müşkülât çık* masından endişe ettiğini, mag“ mafih oYunanistanın müsavatın tahakkukunu arzu ettiğini, çü kü donanmanın tecavüzi deği sırf tedafii bir gaye istihd ettiğini (o söylemiş, o Türkiyeni. menkul emval için hiç bir taah” hüt altına girmediğini, itilâfan* mede böyle bir mecbüriyete dair hiç bir madde de mevcut olmadığını (o söylemiş neticede Ayan meclisi itilâfı müttefikan kabul etmiştir. Mübadele komisyonunda İtilâfname Yunan Âyan me& lisince tastik edildikten sonra muhtelit mübadele komisyonuna tebliğ edilecektir. Henüz resmi bir tebliğ olmadığı için mübe dele komisyonu yeni vazifesine başlayamamaktadır. . : & * Dün mühtelit mübadele ke misyonunda ikinci mali büro M. S Rivasın riyaseti altında bir içtim ma aktetmiştir. İçtimada Yunan hükümeti tarafından. komisyon emrine verilecek olan 300 bin isterlingin istihkakı olânlara ne şekilde tevzi edileceği müzakere edilmişsede henüz kat'i bir karar verilmemiştir. Bu günler onun en ümitli gün leti idi. Adata kalbinin iği, per cerelerinden günuş girmiş . bir eda gibi ferah ve aydınlık olu: yordu... : Bu tetkik ve müşahede gün lerinden birinde Rüştü, köprüde semt komşularından kaymabam mütekaidi İbrahim Beye tâsgeldi; kapı karşı komşusu id. Yanma © yaklaşarak: - — Ibrahim Bey. Ibrahim Beyi. Diye seslendi: Ve sonra nnun cevabını bek” lemeksizin ellerine sarıldı: — Tanıdınız mi beni?; Rüştü. Kapı karşı komşunuz. Canım ş4 Cihangirde.. * : İhtiyar adam bir lâhze durak” ladı. Yüzü hayret içinde idi. Acaba karşısındaki adam, b#* kikaten kapı karşı komşusu Rüştü Bey mi idi?... Yoksa bir tavcı ve yahut yankesicide kem disinden bir şey mi istiyordu?... Siması harikulâde değişmişti. , O şen insanın yerinde * şim saçlarının yarıdan fazlası ağar” mış ve yüzü kırışık ve çizgilerle dolu, üstü başı eski elbiseli mustarip bir heyulâ bulunuyordu: © (Bitmedi iii iğ : Rüştü izahatına devam ediyor” du: » * Ş © ; İ