““de“müdür vekilinin mahkümlar »— — 4 VAKIT 28 Haziran 1330 o Tarsusta mühim mik- “tarda kaçak rakı yakalandı Tarsusun Aymaz denilen ba. taklıkları içinde 4-5 kişiden müteşekkil olduğu anlaşılan bir kçı gurup meydana çıka- rılmıştır. Bu kaçak merkezinde 11000 kilo cibre ve 360 kilo çekilmiş kaçak rakı yakalanmıştır. Bunları nakle mahsus iki nehir kayığı ile bir ocak müsa- | dere olunmuştur. Bu kaçakçılığı kimlerin yap- tığı henüz anlaşılamamıştır. İzmirde Yeni belediye intihabatının yaklaşması münasebetile İzmirli refiklerimiz de hanımların bele- diye azalığı meselesile alâkadar olmaktadır. » Hizmet refikimize nazaran C, H. fırkası tarafından gösterilmesi düşünülen hanım namzetler ara- sında Benal Nevzat, Rukiye Avni, Cevriye İsmail hanımlar da vardır, Yıldırım bir aileyi mahvetti Aziziyede Pürtük köyünde bir eve yıldırım düşmüş, bir karı ile kocayı telef etmiştir. İzmir “hapisanesinde neler oluyor? Izmir hapisanesinde yeniden bazı hadiseler olmuştur. Anadolu refikimizin (verdiği malümata göre hadisenin birisi hapisane müdür vekili ile jandarma bölük kumandanı arasındaki söz mü- nakaşasıdır, Sebebi müdürün gardiyanlara jandarmaların üze- rini arattırmasıdır. Ikinci hadise sinde gardiyanlardan birisine vak almasıdır. Müdür gardiya- uykurla bulunca kızmış ve rüştür Ğ Nüüne çiftliği Z.nkarada yapılacak olan nü- muane çiftliğinin Samutlu köyün- de vücude getirilmesi kararlaş- tırılmıştır. Nümune çiftliği için şimdilik 25 ev yapılacaktır, Inşa- at 950000 liraya ihale edilmiş- tir. Çiftliğe muhacirler iskân edilecektir. —— e Türkocağı Balosu 31 temmuz 930 perşembe akşamı Büyük ada Yat am te Türkocağı tarafından verile- cek baloyu B. M. Meclisi reisi Kâzım Pş. hazretleri himayeleri- ne almışlardır. Her sene çok nezih yapılmakta olan balonun bu sene de mükemmeliyetini te- min için memleketin tanınmış simalarından mürekkep bir heyeti tertibiye teşkil olunmuştur. He- yeti tertibiyenin çalışmasına ba- bu seneki balonun da parlak olacağı anlaşılmaktadır. Yarım Gser eceli : VAKIT 28 Haziran, 1880 .... Karadağ tarafından bu kerre kabul olunan bandı- rada beyaz ve kırmızı renk- ler bulunup amudi olarak böyez renk ortada ve alt tarafile aşeğıdeki tarafta dahi kırmızı renk bulunduğu helde bandıranın üst tera- fında beyaz bir çe'ipa ya- pilmıştır . Karadağ beyi hayvan bes- lemek ve peynir imal etmek /fenlerini ileruletmek üzere İsviçreden Mösyö o Şvalz nam zatı celbetmiştir. h eşya çalmıştır. Yanan odada Gazlı bez, çıra bulundu Mercanda Alipaşa O hanının üçüncü katında 1 numaralı kas- ketçi Yervantın odasından yangın çıkmıştır. Yangın handa oturan- lar tarafından görülmüş, kapı kırılarak içeri girilmiş ve söndü- rülmüştür. Odada gazlı paçavra ve çıra bulunmuştur, Şüphe Üze- rine Yervantın kayınpederi Agop yakalanmıştır. Pencereden düştü, öldü Kumkapıda Samsun sokağında 6 numaralı evde oturan seyyar yemişçi Karabetin kızı üç yaşında Lüsya pencereden düşmüş, has- taneye götürülürken ölmüştür. Zehir içti ! Galatada genç bir kadın ken- disini öldürmek istemiştir. İsmi Nazmiye olan bu hanım; ilk kocasından dul kalmış, bir müd- det sonra başka birisile söz kesmiştir. Nazmiye hanım bütün ümidini bağladığı müstakbel zevcini şid- detle sevmiştir. İlk kocasından mes'ut olmıyan kadıncağız; yeni nişanlısının kendisile evlenmiye- ceğini anlayınca büyük bir yese düşerek göztaşı içmiştir. Nazmiye hanım tedavi edilerek hayatı kurtarılmıştır. Kibritle oynıyan bir çocuk yandı Karagümrükte Tekirsarayında terzi İlyanın 4 yaşındaki oğlu İstimat, evde kibritle oynarken entarisi tutuşmuş, vücudunun mubtelif .yerlerinden . yanmıştır. | Sadakaya benziyor! ün Akaretlerden geçerken bir manzara karşısında ir- kildim. Kızgın haziran güneşini ye'pazeley'p ateşini arttıran sı- cak bir rüzgâr esiyor, ve sokakta toz dalgaları kabarıp köpürü- yordu. Bu güneşin alnında bir- birine girmiş büyük bir kalabalık bekleşiyordu. Çarşaflı, mantolu kadınlar mektep yaşında ç kızlar, takatsizlikten duvar dibine çökmüş haminneler hep orada idiler. Girdikleri, daha doğrusu do- lup taştıkları dükkân gibi yere baktım, kapısında, camakânların- da orasının ne olduğunu anlata- cak hiç bir şey göremedim. Yalnız içeriye girip kalabalığı yardıktan sonra cüzdan ehram- larını, berat yığınlarını ğördük- ten sonra işi anladım. Sevgili o okuyucular, burası, mütekaitlerin, (odulların, o şehit anaları ile vatan yolunda düş- müş kahramanların yavrularının maaş aldıkları yermiş. Bir nine: “Ta Sarıyerden ge- liyorum, içim eziliyor, bayıla- cak gibi olyorum!,, Diye ya- nındaki talihsize dert yanıyordu. Bunu dinledikten sonra, anla- dım ki zavallıların çektikleri işkence sabahtanberi devam e- diyor. Ben geçip gittim. Onlar, kim- bilir dahi nekadar sıra bekle- mişlerdir!... Şimdi, düşündükçe utanıyor ve derin bir azap du- yuyorum. Maaş bir haktır, ni- çin ona biz bir sadaka şekli veriyor, hak sahiplerini saatler- ce, “hatta sgünlerce, « kapı: eşikler Çocuk. Balat, hastanesine ;yatı- | yinde boynu bükük bekletiyoruz? rılmıştır. 24 saatle 3 hırsızlık oldu 1 — Meçhul bir yankesici Güreli (Mehmedin 52 lirasını Galatada çalmıştır. 2 — Yenicamiden © geçen Matmazel Sataniğin 50 lirası çalınmıştır. Hırsız meçhuldür. 3 — Pangaltıda Papayanoplo apartımanının 3 numaralı daire- sine hırsız girmiş, 400 liralık Küçük haberler Emrazı cildiye kongresi — Kopenhagda toplanatak emrazı cildiye kongresine Dr. Behçet Sabit BR hüküme- timiz namına işürak edecektir. İtalyada fındık — Ba sene İtal yada fındık mabsulünün *, 20 noksan olduğu şehrimize bildirilmişür. Bir istifa — Rorsa acentelerinden Şadi B isvifa etmiştir. İzmir muallimleri — İzmir ilk mektep rüvallimleri büyük bir seyahat terip etmişlerdir. Muallimler şehrimize de geleceklerdir. Yeni memur alınacak — Rüse- i mat idaresi gelecek ay içinde imtihanla 20 müfettiş muavini alacaktır. Avusturyalılar cemiyeti — Şeh. rimizde bulunan Avusturyalılar cemiyeti vilâyete bir istidz vererek Içima akti için müsaade istemiştir. Bir iflâs — Galatada banka altın» da 8-10 numarada ticaret vapın Hasan #ade Cemil beyin iflasına karar veril. miştir. Yeni bir fabrika — Bir takım nohüt tacirleri birleşerek İslanbulda bir nohut ayırma fabrikası vücuda gerirecek- Jenir, Mavnacılar ve liman — Ser best mavnacılarla liman şirketi arasında ki ihtilâf devam etmektedir... Mavnaclar bu sefer de alınan liman inhiser resmi- nin fazlalığından şikâyet etmişlerdir. Yerli mallar sergisi — (( ağus. tosta Galatasaray lisesinde açılneak yerli mellsr sergisine ticaret oda tarafından 3000 lira verilecektir. Buna hakkımız var mıdır? Daha doğrusu vazifemiz bu mudur ? Ya oradan benim yerime bu sene harbiyeden çıkmış bir genç zabit geçseydi, bu elim manzara karşısında acaba ne duyar, ne- ler düşünürdü. Bu sahne, onun için ne acıklı bir akibet lavhası olurdu. Böyle bir temaşanın ze- hirini beyninde taşıyan zabite, lâzım geldiği vakit: “haydi git öl! demek için kendimizde na- sıl bir hak bulabileceğiz? Şehit yadigârlarına haklarını hürmetle ve minnetlerimizi du- duyura vermeli, hatta ayak- iyi götürmeliyiz. İşaretler * Şinasiye yapılan mezar ! « — Nereye gömecekler ? — Taksim. mezarlığına ! valide- sinin yanına | Cenazeyi kâmil olan cemaat bir iki sokak sapıldıktan sonra Taksime isal öden kazancılar caddesini kaf ediyordu. Cazdenin köşesini sağa döndük, veyüz haive ileride cepheye tesadüf eden mezarlıt kapısından içeriye girdik. Sağ ciheti takip ederek şim- diki hariciye nazırlarına tahs's edilmiş olan konağın tam karşi- sında cenazeyi yere indirdiler. Dört belediye çavuşu üz biz de ihi arkadaş fabuta tutarak kabre ilka eyledik. » Kabre ilea edilen bu vücut, Tür kiyede fikir ve dü teceddüdünün büyük başı Şinasi'dir ve bu rahmetli Ebliaziya'nın bu satırları sayesinde onun Taksim - Gümüşsayız mezarlı- ğında gömülü olduğuna anlıyabi diyorduk - 60 senenin inkilâpçıları ona bir mezar yapama'ılar; bugün mezar- ler evkajtan satın alıp satan mü- tevelli sayesinde Ş'nasi'nin « bakiy- yel gam » ım aparfşmanlarla ka- palıyoruz ! bu da bir fârlü hizmet! de dikk ürünüm üm il Humusa ovarmakla Sultanın arazisine girmiş oluruz. Baalebek ise Melikenin akrabasile doludur, ve kendi arazisi. — İcap ederse Sultân Sali- hattine iltica ederiz. İcap etmez- se sizi doğrudan doğruya selâ- metlerim. Size Şalâhattinden bir zarar gelmez. Mesrurenin bu sözlerinde hiç şüphe yoktu. Ondan gelecek zarar bile, esrarkeşlerin iltifabna nisbetle bir nimetti. | Şafak söküyordu... Mesrure | günün ilk ışıklarından istifade ederek (Zeydunun yaralarile meşgül oldu, onları yıkadı, sar- dı, ırmağın kenarında yetişen bir takım otları kopararak on- ları yaralara yapıştırdı. Bunlar Zeyduna derin bir istirahat ver- mişti. Bunu müteakip bütün ka- file ırmaktan Kana kana su iç- miş, nal sesleri ve insan nare- leri duyulmuştu. Mesrure emir verir gibi sert ve keskin bir sesle bağırdı: — Hepiniz sürünüz, takip e- diliyoruz. Hepsi de hayvanlarını sürdü- ler; karanlıkta geçilmesi imkan- sz bir uçurumu dönerek bir dağın eteğine vardılar. Dağ yo- lu on on beş kilometre uzanr yordu. Bütün bu yol kat'olun- duktan sonra dağ geçidine gi- rilecek, başka bir yol katedile- cekti, Mesrure bu yollara işaret etti ve: — Haydi dedi. Vakit yok!... Dördü de bütün söür'atlerile gidiyorlardı. Dağ geçidile aralarında yolun yarısı kadar mesafe kalmışti. Mes- rure baktı ve geriyi işaret ederek: — Burada birkaç mızrak gör- düm, dedi. Hepsi de dikkat et- tiler. Ufukta parlıyan birkaç mızrak incelmiş, incelmiş, ondan sonra birkaç atlı görünmüştü. Atlılar çoğalmış, çoğalmıştı. Bunlar belki dört yüz kadar vardı. Demek ki esrarkeşler ge- ceden takibe çıkmışlardı. Geri- den mütemadiyen duyulan say- halardan (kafilenin Ogörüldüğ” anlaşılıyordu. Fedayiler köpüre köpüre geliyorlardı. — * Kafile can havlile koşuyordu. Yarım asat sonra arkadaki du- man kütlesinin daha yaklaştığı görüldü. Geriden gelenlerin kendilerine yetişeceklerine şüp- he yoktu, Haldun kardeşi ile Melikeye baktı: Zeydun, Melike ikiniz ilerile- yiniz, atlarınız buna müsaittir. Dağın tepesine vardığınız za- ğZumuza bakınız. Bizi görmezse- niz bir lahza durmadan gidiniz. Mesrure onu teyit etti ; — Evet, dedi, bedefiniz Hu- mus köprüsü olsun, bir az ilerden bu köprü görünür, köp- rüye varırvarmaz Sultanın asker- ! lerine iltica ediniz. Zeydun ile Melike durakla- dılar, Haldun şiddetle bağırdı: Emrediyorum acele ediniz... man biraz İstirahat ediniz ve | bizim gelip gelmemekte oldu- | a FEDAYİLERİ Briz ZE Esrarkeşler takip ediyorlardı Zeydun kardaşına : “ Melikeyi kurtarmak ümidile teklifini kabul ediyorum., dedi ine SR i (ve sevdiğim dinime sadık kaldı” v CENNET # Haldunun emrini dinlemekt* başka çare yoktu. ydun kardeşine dündü V€ — Peki dedi, Melikeyi KE tarmak ümidile bunu kabul yorum, Alev ve Duman kuş şi uçuyorlardı. Çok geçmeden de dağın geçidine giriyorlard” Onların atları hakikaten emsik sizdi. Mesrure onlara baktı “© — Ikisi de Humusa vi dedi. N Haldun bu atları ona getire" adamın kim olduğunu sordu” Mesrure cevap verdi : — Bu atları getiren beni amcazademdir. Kendisi muteber reislerindendir. — O halde senin bu keşlerle alâkan ne... £ — Alâkam şudur. Biz ana babam ve bütğn ailemizle gö deki ocağımızda ikamet ediy9” duk. i Bir gün esrarkeşler köyün” | zü bastılar, babamı ve ana” kestiler. O zaman ben on iki yaşında bir çocuktum. Esri İ ler beni esir ettiler, kaleleri” em bir kaç sene Ç inanın haremine verdiler. B© bunların o Mezhebine girmek beraber anamdan öğrendiği” Esrarkeşleri neye sevmediği” anlamış olacaksınız. Bunlar beni ana ve babamı ör üktet baska benim ocağımı ; müşler ve beni telvis etmişle” dir. Ben bir taraftan X hizmet ediyor, diğer tarafta onlardan intikam almak i fırsat bekliyordum. Onlara met etmez ve sadakat göst” mezsem beni mahvetmeleri pk kolaydı, Sinan, beni en ki; adamı, en işe yarar bendesi * yardı. Halbuki benim emelim bu mukaddessat 7 nını mabv etmektedir!,, ; Haldun cevap verdi : | 5 Çok asil bir kadınmış” nizl., | Mesrure memnundu : — Ölmeden bu sözleri duğumdan çok mes'udum, Haldun onun bakışlarına 1 hammül edemiyerek başını ig” Mesrure devam etti : i — Emir Haldun, dedi, siff bu teveccühünüz benim için çok kıymetlidir, Ben sizin da bir hiç olduğum halde bi tün bu yaptıklarımı sizin if” Haziran 1930 Sefer 1449 Güneşin doğuşu: 0,3 1 — batı: PAİN Ayın doğuşu : 6.10 — bati: 2249 Namaz vakitleri Sabah. Ön İndi Akşam Yam Je 228 3217 1018 1946 2148 Bugün rüzgâr hafif lodos MW iyi olacaktır