iz : — 2 — VAKIT 28 Haziran 1930 Türkive - Lehistan maçını idare | eden M, (Bavens) ten beri böyle | bir hakem görmemiştir. Müsabaka iyi oynıyan iki tas kımla iyi bir hakemi bir araya getirmiş ve onun için bu kadar iyi intiba bırakan zevkli bir maç olmuştur. Stadyom Fenerin galebesini seyretmek istiyen meraklılarla hemen hemen dolmuştu. Takım- lar altıya on kala alkışlar ara- sında sahaya geldiler. Saha or- tasında bayrak teatisi merasimle yapıldı. Beşiktaş kâtibi umumisi Abdülkadir Bey misafirlere (Fe- nerbahçe - Beşiktaş ittihadı) na- mına bir bayrak hediye etti, On- larda Macar renklerile süslü bir bayrak verdiler, Biraz sonra oyun hakem Yu- suf Muhammet Beyin idaresile başlıyor. Yan hakemleri bizden Basri, onlardan Pelahi. Fener takımı Beşiktaştan Hüs- omü ile Nuriyi alarak şu şekilde oynuyordu. Riza Kadri Ziya Şekip Hüsnü Reşat Niyazi AlA Zeki Muzafler Nuri Oyunun safahatımı esas hatları ile çizelim: Oyun ilk verilen pasla dera- | kap heyecanlı bir hal alıyor. Çünkü daha yarım dakika ol- mamışken Alâettin rakip kale- sinin önüyde ve gol yapacak vaziyette, Fakat bu tecrübedi- de oyuncu topu sürüp içeri gi- deceğine lüzumsuz bir şutla fır- satı kaçırıyor. Fakat Zeki ar- kasındadır. İade edilen topu kapmasile şimşek gibi bir şutla "eğil “ağlarina' çarpması bir la Oraya ne vakit geldi? Nasıl bir hareketle tepa bu bo şiddetini verdi? Ve kale: köşesini imei onu içeri a tu ?1. Hetkdi hayretler go â alkışlıyor. Bundan sonra mütekabil akın- lar; 10 uncu dakikada Muzaffer içinde ilk topu alırken bir oyuncularını düşürdü. 18 çizgisinin hemen iki adım dışında. Hakem bir serbes vuruş verdi. Top tam kenardan çivi gibi kalemize mıhlandı.. bu suretle bir bire olduk. Ve mütekabil hücumlar. Üç dakika sonra top santra- dan kalemize doğru bir hatı müstakim halinde dizilen üç Macar muhacimin © ayaklarına çarparak doğru kalemize; bu da ikinci golleri, Ve mütekabil hücumlar Fakat bundan evvel olduğu gibi bu arada da müdafaamızın bilhassa Kadrinin aksadığı, ağır oynadığı görülüyor. Devre bu suretle 1-2 yine Macarların galebesile bitti, Ge- çen oyundaki gibi.. Fener acaba ikinci devrede yine sayı yapamıyarak yenilecek mi?.. İkinci devrede bunu düşün- meye vakit kalmadan işte Niyazi topu sürüyor. Nefis bir darbe. Kaleci topu tuttu. Fakat elinden kaçırdı. Top içerde yere çarpa- rak zıplayınca yine yakaladı. Nefis bir gol. Fakat Macar kaleci itiraz ediyor. Hakem koştu. Topun kalenin içinde yere vurduğu zaman yaptığı izi gösterdi!. Bu suretle beraberlik teessüs etmişti. Fakat iki dakika sonra yine Niyazi Alânın güzel bir pasını sıkı bir şutla üçüncü defa olarak kaleye soktu. Top ortaya konuyor, oyun başlıyor. Macarlar hücumlarında kalemize iniyorlar. Sağdan gelen bir pası merkez muhacim kafa ile içeri sokuyor. İşte yine bera- berlik, Dört dakikada arka arkaya üç gol oldu. Ve bu badirede Fener yine beraberlikten kurtu- | lamadı. Çok heyecanlı bir maç.. Ve mütekabil hücumlar. Bu arada hakem pek doğru bir hareketle Şekibi dışarı çı- kardı. Fenerbahçe On kişi kalmıştı. Alâettini daha fazla geri oynatarak idareye çalışı- yorlar. Eakat bu, maçın akibeti için fena bir şey. Oyun bütün hızile devam edi- yor. Her iki tarafda bir tek sayı için çırpınıyor. Fenerbahçe büyük bir gayret havası içinde çalışmaktadır. Ve sböyle > şalişerek on kişi VAKII ın tefrikası: 22 b Tre — 2 ara ar amma MUHARRIRI: SELAHATTİN ENİS adam müsveddesi demekti. Ve | Kıvıramadıkları eli öpüp başları- filhakika Halil Paşa, bir adam müsveddesinden başka bir şey değildi. Sarayda (Ayı boğan) lakabını taşıyan Halil Paşa, ormandan sökülmüş, üzerinin dalları kabuklurı alınmış, ren- deden tornadan geçmemiş bir meşe kötüğünden fraksızdı... Paşanm mahallede kafadar olduğu adamlardan birisi, bekçi Numan ağa idi. Ekser günler , bekçi karşı karşıya geçerek ahvali len bakanlarla. Halkla, ayak takımile temas, paşanın noktai nazarına muhalif olmakla beraber paşa, bekçi Nu- man ağanın musahabetinden hoş- lanırdı. Son günlerde Numan ağaya bir dert arız olmuştu; Rüştünün mahalledeki mevkii, ona endişe veriyordu. o Hakkında merkez memuruna yaptıkları tezvire rağ- men yazılan mektubun tesirsiz sı, her iki bekçiyi hayli düşündürmüştü. Onunla başa çı- kamiyacakları muhakkaktı. İşin il en iyisi, onunla hoş geğinmekti. na koymak lâzımdı. işte görülü- yordu ki genç bekçi de o kıv- rılamıyan ellerdendi. Her iki bekçinin ondan ötleri kopuyordu. Niye ondan korkuyorladı ?... Bunun sebebini her ikisi de bilmiyordu. Yalınız onun az ko- nuşan, çok düşünen bir adam olması, gülmiyen yüzü, sabit bakışı, onlarla senli benli olma- ması, bu hususta müessirdi. Rüştünün harpte on sekiz yara almış bir adam olması da bek- şilere, onun ölümden pervasız bir insan olduğu kanaatini ve- yordu. Noman âğa, Paşa ile görüşür- ken kaç kereler onu çekişdirmek istemiş, fakat gizli bir korku ile sanki kendisini kapı arksında onun dinlemekte olduğu vehmile susmuştu. Halbuki zavallı Rüştü, hayatı- nın büyük fâciası içinde derin bir eleme gömülü oldugu halde bakkında iki bekçinin beslediği hırsızlarda, buğzu husumetlerden AMK E'T' ın TELERAFvCTE LEFON YAKITIN TELER, Bolivyada isyan! Gittikçe tevessü ediyor, halktan bir çok telef ve yaralı var Buenos - Ayres, 27 (A.A) — Gazetelere nazaran Boliviya is- yanı tevessü etmektedir. Kr yam erbabı Santa Cruz ile bazı mahalleri işgal etmişlerdir. La- pazdapolis memurlarile askerler tarafından ahalinin telef edilmiş olmasından münfail olan halk polisleri hezimete uğratmıştır. Bir çok telef ve yaralı vardır. Askeri kıtaat nazırların bükü- met dairesine girmelerine mâni olmuştur. M. Siles Amerika se- faretine iltica etmiştir. Muma- ileyh Bolivyayı terketmek niye- tindedir. Ordu, muvakkat bir hükümet teşkil etmeğe ve yeni intihabat için hazırlıklar yapma- ğa karar vermiştir. Sökün ve intizam iade olunmuştur. Jeneral Kuntun ortadan kaybolmuş ol- duğu söyleniyor. oymamasına rağmen bir sayı daha yapmağa muvaffak oldu. Topu Zeki sürdü. Yana bir pas attı. Nuri sıyrılıp aradan bir burunla galibiyet sayısını yaptı. Karşılıklı bütün emekler bu neticeyi bozamadı. Fenerbahçe 3-4 galip. Feneri takdir ederiz. Hakem Yusuf Muhammet Beye binlerce teşekkür.. Macarlar, pazar günü Ra mn muhtelit takımile dördüncü ve son bir maç yapacaklardır. Bayrak yarışı Futbol maçından evel Beşik- taş ve gedikli zabit mektebi ta- kımları arasında yapılan 15004 koşusunu bir tur bindirerek Beşiktaş takımı kazan . De- rece: 18,56,6 akli İzmirde yapılar maçlar İzmir, 27 (A.A.J— Bugün ya- pılan maçlarda Sakarya sıfıra karşı bir ile Altaya ve Altın ordu bire karşı dört ile Altaya mağlüp olmuştur. uzak yaşıyordu. Bekçilik yapacak bir adam değildi, tahsil görmüştü, okur yazardı, harpten evvel ticaret mesleğine atılarak refahlı ömür geçirmiş bir insandı. Eğer bugün bu bekçiliği kabul etmişse, aç kaldığı, bir emeli bulunmadığı içindi. Kendisine bir lokma ve bir hırka kâfi idi. Şan, süs, şeref para, sanki niye idi?.. Parayı kim için sarfedecekti ?.. Karsı nerede, çocuğu hangi tarafta idi? O, hayatında onlar için uğraş- mış, onlar için çalışmıştı. Onlar iii olmadıktan sonra para çin, şeref, süs neye idi ?.. Komili milyonlara örer, bu para ona çocuğunu mu, yok- sa karısınımıiade edebilecekti?.. Bazen düşünüyor, beyninin içindeki karanlığın dehşeti önün- de derin bir yese kapılarak ölmek istiyordu. Duyduğu acının en müthiş tarafı, etrafını saran meçhuliyet idi, Eğer karısının ve çocuğunun ölümünü bilse okadar gam yemeyecekti. Fakat onlarin öldükleri mi, yoksa yaşa- makta oolduklarımı noktasının bilinememesi, (bilhassa onun duymakta olduğu ıstırapları derinleştiriyor, ve bu ıstırap, ona içinde yekdiğerine girift pin yüzlerce akreplerin top- «ge allik iü deği ğe © ük iğ Nİ Mısırda vaziyet Kahire, 26 (A.A) — Nasyo- nalist fırkasının âyan, msb'usan azalarile eyalet müşavirlerinden mürekkep 700 kişilik bir içti- | | manda Nahas paşa bir nutu ! söyliyerek her eyaletin iki azasından mürekkep hususi bir komite teşkil edileceğini ve bu komitenin milli icra komitesile teşriki mesai edeceğini bildir- miştir. Şimdiki hükümet meş- rutiyet hilâfında bir takım ted- birler ittihaz ettiği Otakdirde hemen harekete geçilecek ve bu hareketin teferruatı komite ta- rafından tayin olunacaktır. Bu teklif ittifak ile kabul edilmiştir. Müthiş bir fırtına Buffalo, 26 (A.A) — Öğle- den sonra şehirde müthiş bir fırtına zuhur etmiş, rüzgâr sa- atte 100 kilometre süratle es- miştir. Bir balıkçı kayığı batmış üç kişi boğulmuştur. Telgraf ve telefon hatları bozulmuş, elek- trik cereyanı kesilmiştir. Kongrelere gidenler Londradaki kongreye gidecek olan İzmir meb'usu Vasıf B. temmuz ortalarında hareket ede- cektir. Aydın meb'usu doktor Mazhar SHABERLERİ e | Mardin meb'usu Ali Rıza, Pendik serum o darül'istibzarı (omüdürü Şefik beyler 4 temmuzda Odesa tarikile Moskovaya gidecektir. Mazhar ve Ali Rıza beyler pamuk hastlığile çekirkge afeti- nin, Şefik beyle hudut ve sahil- ler sıhhiyesinden gidecek diğer zat da vebayibakarinin önüne geçmek için müşterk tedbirler düşünüp kararlaştıracaklardır. Maarif vekâleti talim ve ter- biye heyeti azasından Avni, Ali Haydar beylerle İzmir muallim mektebi müdürü Hikmet B. de maarife ait tetkikatta bulun- mak için ku hafta Rusyaya gi- deceklerdir! landığı bir miğferi, başına geçir- miş bir (insanın tahammülü yakan acılarını veriyordu.. Onları kime soracaktı?.. Bel- ki de onlar şu dakikada üç ma- halle, beş mahalle ötede yaşı- yorlardı .. Yahutda ölmüşlerdi ; bunu bilmiyordu. Kaç kereler semtin mezarlığındaki kitabe- lerin üstünü ümitsizlikler içinde okumuş, sonra kendi kendine düşünmüştü: Onların mezarna taş. Onla- rın mezarına taş.. Bunu kim dikebilecekti ?.. Bir kadın ki ko- ca şehirde tanıdığı bir insan yoktur. Ve bir çocuk ki - eğer anası ölmüşse - kürei arz Üze- rinde sığınacak bir yeri ve da- yanacak bir noktası mevcut değildir .. Mezar taşları hali vakti yerin- de olanların mezarlarını işaret eden birer eserdir. Fukara ölü- sü için mezar taşı, bir kaç ay devam eden bir çıkıntı ve sonra çignenerek yola kalbolmuş müs- tevi bir topraktan başka bir şey değildir. Mezarlıklardaki 6 topraklar ki içine giren vücut ile bir çıkıntı hasıl ederler, ve İ sonra vücut toprağın kemirici unsurları tarafından öğüdüldük- İ çe bu çıkıntı ökmeğe | Onları biliyor n Pi 1) Hint iütiğli! halk bire eşeğin başına İngiliz şapkası koy” rak nümayiş yapfılaf Simla, 27 (A-A.) — BinlefE” kişi bir eşeği ecnebi kumaşls” rına sarp başina bir İagii şapkası giydirerek ve üzerine | de Simon raporunun bir nü sını kovarak bir mevkip halin — Hint pazarında dolaşmışlaf” ir, Bu cevelânın nihayetinde un” mi bir içtimada Hintlilerle Si ler tarafından söylenilen nutu” ları müteakip eşeğin taşımak” olduğu Simon raporunun kof” yası ateşe verilmiştir. Lahor, 26 (A.A.) — < Milli bar ö meclisi komitesi harp m le buna mensup diğer teşki ayri kanuni ilân ve fesihli Barel bükümet Mei itaat etmemeğe karar vermişti” Ayni zamanda muhtelif naml#* la 30 harp meclisi teşkili “€ | hükümet bunları gayri kan addettiği takdirde de bir ö müddetle bu meclislerin yetlerinin temini karargir ak muştur. Beynelmilel çalişma onferansında idi Cenevre, 26 (A.A) — nelmilel çalışma konferansı İ a reye karşı 78 reyle müstemif” kelerde mecburi çalışma Ke nün ilgasını o kabul imi Fransa ile Portekiz, kendi ii releri altında bulunan yerle! sendika kaidelerine alışmamf olduklarından dolayı ilga ke” fiyetinin onlar için © tehlikeli” : olacağını ileri sürerek aleyhi? | rey vermişlerdir. Fransız kabinesine | #imat edildi i Paris, 26 (A.A) — Hükümet meb'usan meclisinde Sosyelisi” “| lerin karar suretleri üzerine it” mat meselesini mevzu bah rek 262 reye karşı 330 re : İ ilmen il r. i ve yaşayanların ayakları tarafı” dan bu çöküntü, basıla basi dümdüz bir satıh olur.. ” Karısı ve çocuğu için bir wi zar kitabesi olmıyacağına ran eğer oölmüşlerse onlari” vücutları, İstanbul denilen “. koca âlemin muhtelif semtlerin? serpiştirilmiş mezarlıklardaki t0P” rak çıkıntıları ve yahut tepe | satıhları altında idi. >. top: siri * tepesi Toprak me , yi ği satıhları, .... çıkıntıları, Yığın yığın, sessiz, dilsiz; kit” besiz toprak çıkıntıları toprak satıhları .. Kaç kereler onlar için ölseler, ah ölmüş olsalar.. düşündü. OO vakit el son ümit kalmıyacaktı; eri ölümleri ihtimali karşısında Pi <a de yaşamakta oldukları üm” —. bulunuyordu. Eğer yaşıyorlar. bulmak, Istanbul denilen şu koc umman içinde onlara rasgel! ; öyle bait ve zayıf bir itine : idi ki yapılacak şey, şu m brin bir başından başlay!? i müntehasına kadar her ks? vurarak onları sormak, 5; “Ben karımı ve çocuğumu ! , | İ |