— >? — VAKIT 15 Haziran 17? maarlıya zorladığınız şey işte | budur! diye dert yanıp medeni alemin hissinden medet umuyorlardı. bu prupagandanın belki ihgi- lizcesine ingiltere haritasından misal alan macarlar türkçeyi ve türkiyeyi tabii hâtırlarına bile ge- tirmezlerdi. getirmiş ve birde İ böyle harita çizmiş olsalardı, mu- hakkak, kendi dertlerini unutur- lar, vatan birliğinden ayrılan pâr- çalrın teşkil ettiği kara toprak- ların havsalaya sığmaz genişliği ortasında bunalıf kalırlardı. bunun içindir ki, sergiden çıka- tak önündeki büyük «matar laedrisi- si» nin heykeline iliştiğim zaman bu türk mâcarların harpte cemile olarak peştede bir sokağa ver- dikleri türk adını daha maâğlübi- yetten çıkar çıkmaz &ilip kâ- zıdıklarını öğrenmiş olmama rağ- men - gene peştede bir nevi meç- hul bir muharrir olarak macar taliine acıyan bir türk ben ok dum. i ve iste bugün de, macarlara rumen tacı giymiş yeni bir fran- ma jozef isteyen tasavvurların gazetelere geçtiği dakiknlarda adeta bir macar gibi teessür duyuyorum. bizimdir” diye © güvendikleri toprakların yüzde 71 ini komşu- lara pay vermek, ayni dilden, eyni soydan, tek bir tarih yaşa- İ miş duygulu insanların yüzde 63 ünü bir sabah aile ocağından uzaklaşmış görmek: dedikleri gi- bi cidden bir macaristan haile- sidir ve gene dedikleri gibi cihan taribinin en büyük adaletaizlik- lerinden birdir. , siyaset dünyasının bunu bir gün bir suretle tashih etmesini beklemek bir teselli; hayır, bir zaruret olur. mes'ul mevkiler nasıl düşünürse düşünsün, müstakil ve tam ma“ | caristan için bir türkün gönül hediyesi ancak o taç olabilir ki | onu dedelerimiz 400 yıl evvel ve gene bir macar olan muhaç | ovalarında kazındığı büyük mu- | zafferiyetten sonra kendi ellerile | zapolyanın başına koymuştur. l hakkı tarık “ VAKIT ın tefrikası : İl it Sli) bu adamın mükaddesat ve na- musunu çamurdan çamura bulr- yarak tezvir ve iftira Jağımla- rında sürüklemekten - cibilli bir zevk buluyorlardı. İki bekçinin nöktal nazarına göre, Rüştü, İmamın taraftarı idi. Belki de imam kendi arka- larma onu gözcü: olarak koy- | muştu. Tevekkeli" Rüştü, mabal- leye geldikten sonra her iki “ bekçinin papuçları dama atık mamıştı?.. Fakat kabahat yalınız İma- mın mı idi?.. Koca devletin karakolunda komiser efendi ona ara sıra, iş- ler sıkışık olduğu zaman zabit | varakası (yazdırdıktan (sonra Imam Efendi, ne için ona ilmiha- ber tanzim ettirmesindi ?. Böyle ne olduğu, nereden geldiği be- lirsiz bir adamın eline devlet es rarı nasıl verilir, kazakolda za- bıt varakası nasıl yazdırılırdi ?.. | lerine mukavelenamenin keyfi» | MUHARRIRI: SELAHATTIN ENİS i duman attırır, kendilerine düt- Merkezin bundan haberi olsa, her halde komiseri sorgu ve su- ale çekerler, belkide cezalandı- rırlardı. Fakat iş merkeze nasıl ' KL e A KIT ın TELER | kisik mil 4 ve TELEFON | >— HABERLERİ: iki. telgraf İtilâf münâsebetile H. V.limizle Yunan H. V. | arasında telgraflar teati edildi Ankara, 14 (A.A ) — Türk- Yunan itilâfı münasebetile Hari- ciye wekili Tevfik Rüştü beye- fendi ile Yunan hariciye nazırı M. Mihalakopulos ârasında şu telgraflar teati olunmuştur : « Bugün imza etmiş olduğu- muz mukavelename, Yunanistan ile Türkiye arasında mütekevvin nakti mahiyetteki mesâilin hal- line matuf bulunan, 'müzakerat estasında birçok defa çarpıştı- ğimız ve tarafeynce şiddetle arzu edilen tam ve samimi itilâfın tahakkükunu tehirden hali gel- miyen müşkülâta kat'iyetle ni- hayet vermektedir. Bu manlin sureti kat'iyede bertaraf olduğu şu sırada gerek coğrafi vaziyetleri ve gerek iyi- ce anlaşılmış menfeâtleri iktiza- sınca tamamile dost olarak ya- şamaları icap eden iki komşu memleketin müstakbel münase- batının mes'ut inkişafı hakkıada | hakkında pek büyük ümitler beslemekte haklıyım. Samimâne kaniim ki pek yakın bir atide her iki cümhuriyet arasında bir yandan bunların mütekabil men- featlerine hizmet ederek “ayni zamanda Akdenizin şarki havza- sında, Balkanlarda ve binnetice Avrupada müsalemetin mukad- des davasına azim sürette fay- dalı olacak, samimi ve velüt bir | imüşareket teessüs edecektir. O | Bunun içindir ki zatı devlet- yeti — imzasını (bildirirken bu | mes'ut hadiseden dolayı duydu- ğum hazzı beyan etmek isterim. Dostluğumun ve hissiyatı ihti- ! ramkâranemin ifadesine itimat buyurmanız mercudur, âziz mes- lektaşım ve dostum. Tevfik Rüştü Nazikâne ihbarmızdan ve tel- haber verilecekti ? İ Ne Yunus ve nede Numan | ağa merkez memuruna gidip yüz yüze bunu haber veremezdi. | Sonra alimallah komiser onlara | yayı dar ederdi. İşin en iyisi, merkez memuru- na imzasız bir mektup yazmaktı. Fakat bunu kim yazacaktı?.. Numan ağa olsun, Yunus ağa olsun yazıdan, okumadan hak | getire insanlardandı. İş burada çapraşık bir yola saplanmıştı. — | Mahallede kime böyle bir mektup yazdırmak için itimat edilebilirdi? Numan ağa: | — En iyisi.. dedi, Yenicami deki arzuhalcılara yazdırmaktır. Bu fikir Yunus ağaya da mü- lâyim geldi: İ — Hay” ceddine ' rahmet. Ağa.. Ferasetli adamsın doğrusu! Numan ağa içini çekerek te- | lehhüfle cevap verdi: İ —. Ferasetli âdamm zabir.. | Fakat bunu komiserle imama anlatamadım bir türlü.. | (Muhbiri sadak ) imzasile ko- | sefirinden dün Yunan h Yunan meclisi i Dün hapisaneler kanur- | İtilâfnameyi yarın tasdik edecek Atina, 14 (Anek) /— Ankara Yunan | ye nözaretine gelen bir vigrafın bitaraflarını mübadil emlâk bakkında Kararlarını verdiklerini | bildirmiştir. k Bitaraflar gayet uzun ve olan bu kararlarında mübadil mütsakiben (o mahsubu fikic ediyorlar. Ankara Yunan sefiri bü karin post ile o Ağnava » gönderdiğini bill r.. müdellel : riciye &ncümenile -meciisi mebusan toplanafak itilâfnameyi tasdik edecektir. Haridye encümeni daha toplamadan &vvel sivast * frkalar o rüessimn “noktai nazarları anlaşılmiğtr. Parlâmenı oda dncak 95-90 Kadar — taraftarlar “balanan Kafan daris ile Çaldari mübadil emlâkin “mah- subu < wleyhinde; « diğer, fırkıglar rüesesi Muhacirler lehinde” bulunuyorlar bazı mubaliflerin teşvikle“ #ilâfname alevhin. | de: vaziyet” alıyorlar. Bugün muhacir #yan ve. meb'usan toplaharırık Mam hareketlerini tesbit edeceklerdir. grahnızda izhar edilen biss yattan dolayı zati devletlefine İ teşekkür ve mütekabil bir hüsnü niyetin mahsulü olân bu eserden dolayı kendilerini ' samimiyetle tebrik ederim. Her iki milletimiz arasında sıkı bir dostluğun lüzumu hak- kında zatı devletlerile tamamen mutabıkım,v& kaniim ki zatı dev- letlerile benim sık sık aramızda mevzuu bahsettiğimiz muahede- ler aktolunduğu zaman her iki milletin cografi vaziyetleri müş- terek: omenfaatleri (o ve birine ait ihtiyaçların (o salim bir tarzda takdirinin icap ettir diği o dostane (o müşareketleri bunların . iktisadi inkişaf". ve terakkilerini © temin ötmekle cihan (Omüsalemeti eserine €n müessir ve en velöt .bir amil olacaktır. Tazimet faka ve his- siyatı dostname itimadı dev- letlerinin rayekân buyurulmasını rica ederim. Mihalekopolos mıser* aleyhinde merkez memu- runa mektup yazılması aralarında karatlaştırıldıktan *sonra ikinci bir çıkmaza (o saplanmışlardı? «Hangisi gidip arzuhalcilere bu mektubu yazdıracaktı ? Numan ağa Yunus ağaya bu- | nu teklif etti: — Senin dilin iyi konuşmağa daha yatkındır ağa.. Dedi. Bu işi sen, daha iyi becerirsin, Yunus ağa buna itiraz etti: — İş yalnız iyi konuşmak işi değil, feraset işidir ağal, Sen benden ferasetlisin.. Hatta bu fikri bile sen bulmadın mi önce? Numan ağanın rengi soldu ve olduğu yerde gayri ihtiyari ir- kildi; — Yavaş söyle. Ağzın sıkı tut 'ağa.. Sonra ilâve etti: — Bunu ikimiz birlik olup döşündük.. Her ikisi de. bir türlü arzuhal- ! diye gitmeği istemiyorlar, biribir- lerini ileri sürüyorlardı. Nihayet uzun münakaşalardan sonra bir fikir buldular. Ceplerinde bir nikel metelik | İ çıkararak atacaklardı. Kim tu- | ra atarsa arzuhalciye o gidecek- ti, Numan ağanın korktuğu ba- şına geli, Yunus ağa yazı, ken emlâkin | tehinde “Beyanı, | her | M. meclisi nünu kabul etti Ankara, 14 (A. A.) — Büyük | | Millet Meclisi bugün reis vekili Nurettin Ali Beyin riyasetinde toplanmış ve hapisane ve tev- kifanelerin » idaresi hakkındaki kanun lâyihasının müzakeresini itmam ve kabul etmiştir. Bu ka- nuna nazaran Adliye vekâletince gösterilecek lüzum üzerine ha- pisanelerde iş yurtları ve hasta- ne tesisi için hükümetçe bütçe- ye lüzumu kadar tahsisat kona- cak, mıntaka hapisanelerinin iş yurtlarının idare ve tesisi büt- çeye konacak. mütedavil ser- maye ile temin olünacak” ve Adliye vekilinin iznile kabul edilen teberrular da bu müte- davil sermayeye ilâve edilecek- tir. Lüzumu” tekdirinde mabpus- ların bir hapisaneden diğer bir i hapisaneye nakilleri adliye ve- i kâletinin müsaadesile caktır, caiz ola- Kanünda ayrıca hapisane mü- dür, memur ve müstahdemlerinin hapisanenin emniyet ve muha- fazasının temini için ne gibi silâh Okullanmağa salahiyettar olabilecekleri (o hakkında o bazı maddeler vardır. : Meclis yarın saat on dörtte toplanacaktır. AT Komünistler Şanghay, 14 (A.A)— Shih Kang limanı komünistlerin “eline” geçmiş tir. Bir çok Japon, Am Hwang - rikan ve Belçi- Kalı misyonerler Kensan Mere ismindeki Japon gemisine iltica etmişlerdir. ( da bulunan ecnebi tebaası da bir Japon gambotuna -alınmışar. Milâna, 14 (X.A)— Komünist tırkası- | ni yeniden teşkile kalkışmakla inaznlın komünistlerden 11 i bir ve beş sene 4. rasında tehalüf hapis mahküm edilmişlerdir. Bir çok komünist eden cezalanna de 3 sene müddetle nezaret alna elı- r, Maznunlardan, diğer 3 kişi aran, verilmiştir. disi tura atmıştı. O gün mecburen kalktı; Fe- dakârlığı göze alarak ikinci mev- ki bir tramvaya atladı. Fakat neye para versindi? Kabataşta biletçi gelirken in- di. Köprü başına kadar böylece | iki üç tramvay değiştirerek be- İ dava köprüyü buldu. Oradan doğru Yenicamiyi geçti. Meydanda arzuhalciler sı- ra, sıra dizilmişlerdi. İçine bir endişe düştü. Acaba bunların sırasında komiserin tanıdiği kim- se varmı idi? Komiser Arnavuttu. İşte şu ihtiyar. sakallı arzuhalcinin ya: nındaki arzuhalci, eşkâli itiba- rile bir Arnavuda benziyordu. Ondan hazer edilmek lâzımdı. Sonra onun bir adım ötesin- deki, komiserin tıpkı kardeşini andırıyordu. Okadar ki ikiz ol- ! salar bu kadar biribirlerine ben- | -zemezlerdi. Belki de komiser tebdili kıyafet ederek buraya gelmişti. Ondan da uzak dur- mak iktiza ediyordu. Numan ağa, nihayet kimisini | kimisini | “komiserin hemşerisine benzete- komiserin o kardeşine, rek koca meydanda bir hayli ! düşündü. Ve sonra “ Tevekkeltü | alellah.. ,, diyerek ağır başlı, kâmil bir adama benziyen bir ii) | Romanya kabinesi A.A ) — Resmi amesini meşreune” amede < perlimeni 1900 seni sonraki bütün terau feshetmesine ve bü i 3. Kralın Prenses Elen ile nirâhları fes di tdilmeiniş oltasına binmen kıralı Pİ Mhehpi « unvanın MX i zikredilmektedir. menu edil Bükreş, 13 kıralın bir. beyi dir. Yeni ka ceneral Perzad bu eylediğinden kıral i ya memur etmiş ve musMif$ eyi teşkile M. Manlu Hariciye nazını M. Mironeseo Dahiliye nazırı M. Mihal Popow ci la Hindistanda Kbüragpur, 13. (4 Aç) — KE kasabasında ahali silihgiz o itastsi bulunan gönüllülerin tevkiline olmak letdiğindeği polis Hücum get” rivetinde kalmış ve fakat ahali mukabil; taarruza geçtiklerinde P” memurları mutat İhtarattırı sonr ç açmış ve neticede 13 kişi ölmüş, ies kişi de yaralan it Poona, 13 TA; A) — Askeri ii” mat acilen 500 nefer gönderilmesi kında bombaydan bir telgraf almış kotsatın da önümüzdeki ta içinde celbedilmesi muhtemeldir. Bombay, 18 (A, A) — Kongre # mitesi şehrin şimaline ahalinin içki lan yerlere girmelerini menermek Ül 250 gönüllü göndermek suretile #Ö ayi içki satlan yerlere girmek istedi halinde 0 önüne yatmakta ve bu suretle özenli 0) N £ 0 Bombaya gelmiştir. Şimdiki halde , bayda 109 kadar askeç bulunmakta, Fırtına i Sandyago, 14 (A.A.)- Dün gi derecede şiddeti ok © şehirlerde Za yi kanun! bir mücadeleye girişmişdr. zaman gönüllüler kitle den geçmeğe icbar “eylemektedirler. CA,A ) — Pool gönderilen. 500 kişilik tabur bu Bombar, 14 cenup kısmında #ön fırına çıkmıştır, köylerde gayet büyü | kubulduğu bil puru bütün # e beraber bar Mad A,A)— Birçok vilyefi de yağmur ve doln hüküm 4 mektedir." Şehirlerde büyük hasırst SX dır. Medina del Gampo da mahalli İrçok evler yıkılme vve hadi v dir, Lagonefs “arzuhalcinin yanına sokuldür Ona ilk önce, söyliyeceğ yi kimseye haber vermi; i hakkında yemin verdirdi. ii Müteakiben anlatmıya bi dı. Komiseri . hakkında : sürü iftiralarda bulundu. ser karokola karı, oğlan y cümbüş“ ediyarmuş, Rüşü Mahalle bekçilerinden Kai bu işe önayak oluyorum kolda devletin esrarı, bu Kodi” nün eline bırakılıyormuş. ser, kendisine vasıtalık Yi ç dan dolayı bu bekçinin aşi lıklarını hoş görüyormuş: , Her ;#kşam mevkiin © 8! çi daki orada sofralar , Bekçi Rüştü,: mahallenin ge bakkalından parasız rakı, “4 alarak buraya getiriyor, bil ver yansın vur ( patlasi” wa âlemdir başlıyormuş... Mahal namusu berbat layofa ai men gerek komiserin Ve ; se bekçi Rüştünün vir ii tebdili lâzım geliyormuş! ? ed Mektup bir tehditle bit” 0 Yoksa mahalle halkı, PT giy karakolu basacaklar, P97 arzuhal yolluyacaklarmı$"” 1 İmza “muhbiri Sadık» “yi Ve mektup merkez m€ hitaben yazılı idi, s