3 Haziran 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

3 Haziran 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türk - Yunan anlaşması Şehrimize gelen Yunan âyan azası neler söylüyor z emi Sli SEİR. Ecnebi âmillerin tesiri altında vücut bul ın bu manasız ve lüzumsuz ihtilâf eğer bir halledilebilirse ... Yunan âyanına nazaren vaziyet bumu? Beynelmilel | Türing kulüpleri üyesine iştirak etmek üzere er memleketten muhtelif mü- Tahhaslar geldiği malümdur. Bü meyanda İstanbula gelen Unan Turing kulübü ve Yunan İyan meclisi azasından M. Ka- Tâpanos dün kendisile konuşan bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: — Türkiyeyi eskidenberi ta- nirım, Bir müddet evvel İstan- bula bir kerre daha gelmiştim. Bügün bu vesile ile tekrar gü- zel şehrinizi görmekle bahtıya- | rım, Turing ( külöpler kongresinin | Bü sene Istanbulda toplanması sİZİN için mühim bir fırsattı ve . bu fırsattan nah istifade ettiniz. Çünkü ec- ili murabhaslara gözel şehri- Za Büzel şerlerini gösterdiler. üni ua göre bütün ecnebi ö: ahhaslar bunlardan fevkalade - Mhundurlar, Bu memleketi- bir “Sin mükemmel ve yerinde Propaganda olacaktır.» Doktorlarımız Brüy — — ” üksel tıp kongresine çağrıldı'ar Şehrimizdeki bazı doktorlâra Belen davetiyelerden anlaşıldı- Hna göre, bu ayın 28, 29 ve uncu günleri Brükselde Belçi- anın istiklâlinin yüzüncü yıl- mÜmü, münasebetile büyük tezahürat yapılacak, bu meyan- | bir.de beynelmilel tı. içti- Da: aktedilecektir. k Bu içtimada muhtelif memle- Seli mensup (murahhaslar «bbi mevzular hakkında hazır- dıkları raporları okuyacaklar u raporlar üzerinde müna- * lar cereyan edecektir. Ay- Bünler zarfında tıbbi sergiler * açılacaktır. Kendilerine dave- Ye gelen doktorlar bu beynel di €l içtimaa iştirak edecekler- ir, ulak doktorları cemiyeti 1 ehirimizdeki kulak hastalık- ey, doktorları bir cemiyet teşkil mişlerdir. o Cemiyetin hükü- müsaadesi alınmıştır lâzım geldiği | M. Karapanos bundan sonra Türk - Yunan (o münasebatından bahsederek demiştir ki: — Öyle ümit ve aru ediyo- rum ki pek (yakında ecnebi âmillerin tesri “altında vücut bulan bu manasız ve lüzum- suz - Türk Yunan ihtilâfı balledilecektir. Bu hususta An- | ? karayı bilmiyorum fakat Atine | alâkadar mahafili çok nikbin ve çok ümit vardır. Esasen Türk Yunan anlaşması bugün bir za- ruret haline gelmiştir. Biz birbirine enyakın komşu | olabilecek iki memleketiz; Türk-Yunan birleşmesi Bal kanlarda çok büyük tesirler yapacaktır. Çünkü bugün Bal- kanların en mühim ve en küvetli iki hükümetiyiz. Eğer biz bar- şırsakeki barışacağız » diğer Eal- kan hükümetleri bizim tesirimiz altında kalacaklardır. Ben, geçen seneye kadar Hariciye nazın olan kardeşim ile çok evveldenberi bu gaye uğrunda çalışmaktayım.,, | | | | | Şu hale bakın? İhtiyar bir Hacı bir çocuğa faarruz efti Üstelik üzerine gelenlere de | . münakaşalar yapıldı bışek çekti Evvelki gece Akşarayda yan gın yerlerinde çirkin, (çirkin olduğu kadar şayani dikkat bir hadise olmuştur. Aksarayda oturan Hacımaksut isinde bir ibtiyar saat on iki- de, evine giderken Şehremininde oturan onüç yaşında Yakup isminde bir çocuğa rast gelmiş ve beraber: gezmek teklifinde İ bulunmuştur. Çocuk ihtiyarın : ısrarı netic- sinde gezmek teklifini kabul et- İ miş ve Hacı(l) bir meyhanede çocuğa rakı içirmiştir. Biraz sonra Yakup iyice sarhoş olmuş ve Hacı çocuğu da sürükliyerek bir oto- mobile binmek üzere meyhane- den çıkmıştır. Hacı Maksut EF kendisini -bilmiyen çocuğu Ak- saray yangın yerine götürmüş ve orada taarruz etmiştir. Bu hali civardan yolcular, gör- müşler, ihtiyarın yanina giderek yaptığı hareketi takbih eder yollu İ sözler söylemişlerdir. Bu sözler Hacı Maksut Efendiyi asabiyete etirmiş, kendisinin hareketini | takbih edenlere bıçak çekerek atılmıştır. Çocuğu gidenler kendisini üzerlerine kurtarmağa bilmiyen ihtiyar sarhoşun” elle- rini hâlli vak'aya gelen polise teslim etmişlerdir. “ Mütecaviz © Hacı müddei “umumiliğe teslim edil- miştir. Cuma günlerini nasıl geçirmeli:8 “Paçası ve kalkanı ile meşhur Beykozda eğlence yerleri Bir parça yorulmayı göze aldıranlar için Bey- kozda ucuz ve güzel bir şekilde eğlenmek imkânı fazlası ile vardır Beykoza denizden bir nazar Anadolu hisarından sonra Bo- arın bu sahilinde en güzel mev- ki (Beykoz)dur. Paçası ve kalka- mile müştehir Beykoz Köprüden (15,5) mil mesafededir. Şirket vapurları “buraya bir saatte gi- derle? ve "gidip gelme birinci mevki (46,5), ikinci (41,5) ku- tutmuşlar © esnada ma | a ——:. VAKIT 3 Haziran 193) -— kanunu görüşülüı ken Millet Meclisinde hararetli Köylünün pulluğunu Avrupadan mı satın alma”, yoksa bir fabrika mı kurma Ankara, 2 (Telefon) — Millet Meclisinde bugün pulluk kanu- nunun müzakeresi yapıldı. Bu sırada İktisat vekiline bazı sual- ler soruldu. Vekil Beyin verdiği cevaplardan anlaşıldığına göre, İ memleketimizdeki 1,700,000 çift- i çiden ancak 500000 çiftçi pulluk kullanmakta, mütebakisi Ohâlâ karasabanla iş görmektedir. Vekil Bey, bu ciheti işa- ret ettikten sonra, çiftçiye pulluk dağıtılması o zaruretinin pek tabii olduğunu Bundan sora Besim Atalay Bey söz alarak şunları söyledi: — Kâğıt meselesi için Av- rupaya bir heyet yolladık. Dön- dü, dolaştı, bir sürü masraf i yaptı. Gene bir heyet, pulluk söyledi. / mübayaa edeceğiz diye Avrupa- | ya gider ve bir sürü masraf daha 1... Memlekette bunu ya- panlar var. Bunlara yardım e&- dilsin... Geçen sene İzmire gön- derilen kara boyalar denize dö- külmüştür. Avrupadan getirtilen pulluklar kırılıyor, kullanılamı- yor. Pulluk getirtileceğine san'at erbabına yardım edilsin. Heyet heyeti takip ettikçe paralarr- İ mız da boyuna OAvrupaya gidiyor. Rasih B. ( Antalya ) — Ziraat bankasını kuvvetlendirelim. Pul- İluktan evvel bu lâzımdır. (2-3) ların da sermayesi 20-30 bin lira- dır. Bununla ne olur?... Mazhar Müfit B. ( Denizli ) — Acaba bu iki milyon lira ile * bir pulluk fabrikası yapamaz mı- yz? İzmirde satılıyor. İsmet Bey (Çorum) — Maliyet fiatile piyasadaki satış fiatı ara- sında husule geleceğini muhak- kak gördüğüm farktan çiftçi İ zarar görmez mi? Bu ifadelerden sonra vekil | Şakir Bey, tahsis edilecek para- nın mütedavil bir sermaye ha- linde bala bunun lüzumlu olduğunu izah etti. İ Mazhar Müfit Bey (Denizli) —, İ Bu suretle on senede köylüye polluk temin edileceği söyleni- yor. Bu zaman içinde bir fabri- kaya sahip olunur ve bu neti- ce gene elde edilir. Vekil bey, izahatında bazı ar- ruştur. Vapurlar atideki tarife mucibince hareket ederler: Köprüden Beykozü Beykozdan köprüye 8 7 95 738 105 830 12 1240 1315 14,80 43 1630 155 1740 18 20,40 1830 Beykozun eğlence yerleri di- ğer mesire mahallerine nazaran kazaya bir sandık düşüyor. Bun“ | Yunan pulluğu | mülenevvi fakat iskeleden uzak- | tır, Evvelâ (Beykoz çayırı) bil hassa bu civar halkının toplan- dığı ve akşamları içinde türlü türlü eğlencelerin tertip edildiği | bir yerdir. (Çayır) daha ziyade Beykoz. | luların mesire yeridir. Burada | gazino yoktur. Gelenler ağaç- lıklar yeşillikler arasında oturur- | lar. Sahilde nihayet Kulan (Bey- koz korusu) Beykozun belki en Aksaray mebus Denizli meb'usü Besin Afalay B. Mazhar Müfü B, kadaşlar karasabanın faidelerin- den bahsettiler, Bugün artık bu- nun münakaşası yapılamaz. Çift- çilerimize bir an evvel pulluk temin edilmeli, demişti. Rasih B. ( Antalya) — Arka- daşlar, ben, pulluk fenadır, kara saban iyidir, demedim. Vekil B. galiba bir meclis manevrası yap- mak istediler. Ben böyle birşey söylemedim. Tohumluk meselesi meydandadır. Okkası 30 kuruşa tohumluk buğdayı çiftçiye satmak istedik. Dünyanm neresinde ok- kası 30 kuruşa buğday var? Ne- rede, efendiler? Bir ses — Adana piyasasında! Rasih B. — Arkadaşlar, sonra vekil bey, şayet piyasadaki pul- luklarla Ziraat bankasının getir- teceği pullukların fiatlar ara- sında çiftçi aleyhine: bir. fark olursa bunu bir kanunla hükü- mete malederek çiftçiyi zarardan vikaye ederiz, tohumluk buğday- larda olduğu gibi, diyorlar, Çok rica ederim arkadaşlar bizim bin bir çareye baş dali rak iktisat bütçesine ayırdığımız paralar ev eşyası satlırılarak toplanan vergilerle halktan çıkı- yor. Düşünerek sarfetmek mec- buriyetindeyiz. Buna mukabil Vekil Bey tek- rar kürsüye gelerek, meclis ma- nevrası yapılmadığını ve bü ka- nunun kabulünde muhassenat ol- duğunu, çiftçiyi biran evvel fen- ni vasıtalarla techiz etmek lâzım olduğunu söyledi ve kanunun kabulünü rica etti. Rasih Bey, lâyihanın iktısat encümenine iadesi için bir takrir verdi. Reye kondu ve reddolun- du. Lâyiha kabul edildi. a mm a asırdide ağaçlarla kaplı olan ko- ruda eskiden güzel bir gazino varken sonra bu kaldırılmış ve koru bakımsızlıktan sönmüştür. Buraya tek tük inziva merak- hları gelirler. Beykoza gelenlerin kısmı aza- mı daba ziyade (Yuşa)a ve (Kay- mak donduran) a giderler. Yuşa tepesi iskeleden 45 dakika bir saat kadar sürer. Yol sarp ve dardır. Tepede yeni yapılan kü- İ çük bir kır kabvesi büt n Bo- | gaza hâkimdir. Burada kahve 10 kuruştur. (Kaymak donduranja hayvanla İ çıkmak ve oranın buz gibi su- i güzel noktasıdır. Fakat sik ve | yundan içmek te Beykoza ğiden- lerin en fazla zevk bulduğu ve rağbet ettiği eğlencelerden biri- dir. Fakat buraya gidenlerin yol yorgunluğunu, bilhassa yolların bozukluğunu unutmamaları Jâ- zımdır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: