© Manta iç Pümuj taş ulu, “Yeni iktısadi program 5 Zinci, sayıfadan devam | etinin 7, Büyük ihracat mahsul standardvizasyonuna ge- ,kanuni ve idari tedbirler, |, < fenni vesait ve tesisst giryebbus edilmek lâzımdır. — İhracat mallarını tağşişe takip, kanunen ve ciddiyet ve ep ie müdafnas hayati bir 34 yet almıştır. — Zeytincilik gerek istih- gli, gerek Sanayi itibarile büsu- e“ itinaya lâyıktır. Memleke- a büyük bir servet menbat ân bu ziraat şubesinde ve ve > Sönayinde ilme müstenit e artırmağa, maliyeti giyürmeğe, satışını takip ve tes- we , Salisacak müsteki teşekkül tedbirlere ihtiyaç vardır. 35 Hayvani omahsulâttan yaprtn istihsal ve ihracı mem- “te büyük kazanç teminine ittir, ie — Habubattan buğday vakidir. En fazla il İade pirinçtir. Memleketin day ve pirinç ihtiyacımı te- va etmek güç olmamak lâzım- 437 — hubuübattan en büyük mahsulümüz evvelce arpa d Bunun yeniden eski mevkini Kanmaz için bilhassa tedabir e Balıkcılık ve alelumum İç istihsalâtı her suretle teşvik himayeye Yâyıktır, Bu mevzu pain öhim bir istihsal ei — ımak icap eder. deri — Hafvani mahsulâttan İeilioi aya eeleketin müs- alabileceği bir rm tilikte büyük noksan €sasen ha Van ıslahı töş&bbüste Börtaraf edi €cektir, Ancak bugünkü derile- Timizin ve sanayinin yapabildik- yü derecede malları milli ve tadar, thlâklerle teşvik edici bir alınmak faydalı ve mü- » Dericilikte büyük bir mış çe köylümüzün dabaklanma- layur, pg Siymesinden kaip o ufak dabak tenviri ve dahilde 1 şiki öm e imi kallarılmasını temin etse i, E mill? servet tasarruf olur, Sanayi — Sanayi hayatı Türkiye- memleketin müsteit en de VE alışkın 41 - > Zırai sanayi bize en yuk inkişaf ve servet irem iu» p“ Halen en büyük sana- dir Te için dokuma sanayii- * İptidai maddeleri memleket ki yp yet öteden beri velev- m, Ptidai târzda olsun bununla üç, eket ünsiyetli harici ticaret ve tediye müvazenesinde İğ tebdili en büyük olan t ehemmiyetleri. sırasile yünlü, ipekli mensu- 1 Pamuklu < mensucati 10 ette işti ihti: pu senelik. mektelf develi Programın basıt o renkler- he Yarak dıkkatle takibi- iye aktar. Devletin Di hteli “mene telif m yardım hi GR Yünlü kumaşlarda da- ince dokumalara girme- lâki Svvel nispeten geniş istih- olan tahdit ve tayin olun e Örnekler ve cinsler üzerin- | meli ilk hedef tutmak sb ri okuma iinde ği eme faaliyeterden hamil olacaktır. Fakat pamuklu ve yünlü men- sucat için iptidai maddelerin bidayette idhalinden de çekin- memelidir. İpekli mensucat ise iyi kozanın çok miktarda yetiş mesine daha ziyade bağlıdır. 46-— Dokuma sanayinin. inki- şaf tedbirleri ilk tesisat masraf- larını, bilgiye ve mutahassıs ameleye, milli rağbete bağlıdır. Devlet yardımını ve millet rağ- betini tenbellikleri ve ihtikârları için istismar etmek isteyen ve isteyecek anasıra karşı millet ciddi surette müdafaa olunmak lâzımdır. 47 — Milli sanayi içinde balı- alık milli iktisadın itina göste- receği bir mevzudur. 48— Deri sanayii bizde inki- şafa müsaittir ve inkişaf etme- lidir. Kendi ihtiyaçlarımızın ka- bil olanlarını yerli sanayiden tedarik etmeğe vasi mikyasta ehemmiyet vermek inkişafın ilk ana tedbirlerindendir. 49 — Ağaç sanayii de tevsi mümkün ve lâzım olan mühim bir mevzudur. Araba sanayiinin sür'atle milli bir faaliyet istika- meti haline getirilmesine müb. rem lüzum vardır. 50 — Mili müdafaanın ve devlet demir yollarının resmi müesseseleri memlekete atiyen büyük demir sanayii için hayat ve feyz menbaı olacaktır. Tet- kiklere göre memleketin bügün- kü kaba demir bir çelik imalathanesini bes- lemeğe elverişlidir. 51 — Mili sanayiin sermaye ibtiyacı sanayi bankasının taka- tini arttırmıya esaslı olarak kâ- “fidir. Burdan “da mühim olan nokta bankanm b bazı teşkilâta olan alâkaları ıslah edilmesi ve bankatın daimi ve ciddi müesseseleri himaye ve bilgisiz heveskârlara karşı ban kayı ve milli müstahsilleri müda- faa etmesidir. 52 — Mütahassıs ve meslek sahibi işci yetiştirilmesi esaslı milli sanayi için temel taşıdır. Bunun için maarifin iktisat ve- kâletinin ve müesseselerin bir- birile ahenktar bir surette ça- lışmaları lâzımdır, Orman 53 — Ormanlarımızın müha- faza olunmadığı gittikçe azalma- z tuttuğu ötedenberi m selameti Fab bugün lik rımız zevale doğru gitmesi bizi yakın istikbalde tehdit eden ciddi bir tehlike haline gelmiştir. Bu tehlike ıklımde ve ziraatte sür- atle fena tesirini gösterebilir. Memleketin iskân (kabiliyetini sarsa bilir. 54 — Ormanları zevale götü- ren ve devleti istifade edebile- ceği servetten, oda tahrip be- deli olarak onda birden aşağı bir faydaya mahküm eden esas dert orman işletmesinin iltizama verilmesidir. 55 — Orman işletmesi ve müşterek er nine — lâhaza ve menfaat karıştırılma- ması esasına yani devlet işlet- mesine İstinat edecektir. Ağa- cn tomruk halinde istifadeye arzı yim devlet elile olmak lâzımdır. 56 — Devlet işletmesi bade- ma büyük küçük müteşebbislere orman ihalesi tsulünün ilgası vasi ve ciddi muhafaza tedbir- lerini fenni işletme tesisatım ta- emirde bütçe meselesidir. Büt- çenin ilk gayeleri muhafaza, mütehassıs personel yetiştirmiye müteveccihtir, Tesisatta bir pro- grama tabi olacaktır. Madenler 58 — Vasi milli ehemmiyet ve serveti haiz olan madenler bizim için petrol; kömür, bakırdır. 5g — Petrol zuhuratı ve tet- kikatı o memleketimizde petrol serveti o bulunduğu (hakkında umumi bir kanaat birleştirmiştir. Biz henüz sondaj devresindeyiz. işletme atiyen devletin noktai pazarından ve menfaatinden ta- kip edilmek bir siyaset olarak tayin edilmiştir, 60 — Maden kumürü bugün meydana çıkmış ve işliyen böyük bir milli servettir, Maden kömü- rü üzerinde alınacak tedbirler, istihsali çoğaltmak, ucuz ve ko- lay satılmasını kolaylaştırmak, memlekette maden kömürü is- ini her vasıta ile yapmak ve arttırmaktır. Maden kömürü sanayiinin tesisi ik edilmeğe lâyık ve pl lm 61 — Bakır, geniş serveti za- hir halde olan hemmiyetli bir cevherdir. m menbaı ergani madenidir, Bunun yakın- laşan Oşimendüfer ile beraber esaslı ve modem bir tarzda işletirilmesi devletçe hasseten takip olunacaktır, 62 Unal çile mende hilmezlnde delimi Zend > menfaati işleticileri teşvik ve hi- büyük hadimdir. her daş başına günde 20 Seni ie dağ w ——5— VAKİT 22 iayıs 1930 en “Acabi İsim deli? Mazhar Osman Bey, bana deli de- mekten bir şey çıkmaz, diyor “Fakat ya ben onlara deli dersem... , Deli doktoru Hanımlarden yüzlerce müthiş hücum mektupları alıyor Dün İzmir gazetelerinden nak- | len, Feride Muzaffer hanımın, doktor Mazhar Osman Beyin kadınlar hakkındaki meşhur ya- asından müteessir olarak pek şiddetli bir makale neşrettiğini, hatta Mazhar Osman Bey için “deli,, dediğini yazmış, diğer taraftan Nevzat Bey isminde bir doktorun da Mazhar Osman be- yi müdafaa ettiğini kaydetmiştik. Feride Muzaffer hanımın ma- kalesi hakkında ne düşündüğünü dün bir muharririmiz Mazhar Osman Beyden sormuş, Emrazı akliye doktorumuz şu cevabı rmiştir; — Bahsettiğiniz hanımın ma- kalesini görmedim. yalnız bu kü “Vakıt,, ta bu izl ye “deli,, dediğini okudum. Tabii bu sözden hiç birşey çıkmaz. Hastanede tedavi ettiğim taların bir çoğu da bana, biz sen delisin, derlerl. Ta- biatile aldırış etmeyiz böyle söz- lere,. Bu hanım da bana deli de- miş, olabilir, Bundan ne çıkar. Fakat.. Fakat ya ben ona: Sen delisin, desem, o zaman acaba ne yapar bu hanımefendi 2... Mazhar Osman Beyin maka- lesi İstanbulda da bir çok dedi- koduları mucip olmuş, hatta Ka- dın birliği bu yazıyı açık ve ayıp bularak Mazhar Osman Beye beyanı teessür ve teessüf etmiş- ti. Mazhar Osman Mep. hü- cumlara dün intişar sıhhi sayıfalar mecmuasında şu cevabi vermektedir: “Geçen nushamızda kadınlara dair bir kaç satır yazmıştık. Bunda kadınla erkeğin fizyolojik ve psikolojik noktalardan birbi- rinden ayrı olduğunu söylemiş- tik, hilkatin her iki cinste be- yendiği ve yarattığı kemal ve kusurları tarif etmiştik. Tabii her fen adamı gibi, erkek kadın ayni ruhta ve kabiliyette yara- dılmamıştır dedik. Maamafi bu cinsi farklara rağmen kadınların intihabata iştirak haklarını tes- lim etmiş ve dünyanın pek çok inde kadm bu haktan mab- rom iği halde bizde bu bakkın esini pek musip Ne için bir ahmak veya dünyadan bihaber bir cahil erkek vatanın (o mukadderatile alâkadar olmak hakkını haiz olsun da evladını zevcini harbe gönderen münevver bir kadın bu haktan mahrum kalsın de- ar İRİ ERASER leketi yeni külfet ve borç altı- na sokar. Bu sebeple bir istik- raz barice ödenecek senelik borçlardan daha fazla bir ge- bir temin ettiği mevzular için ve memleketin siyasi, iktisadi nizamını muihl ve atide ihlâl etmemek şartile nazara alınabi- | 69 — Milk iktisadn büyük çareleri, kısmı âzamı itibarile bütün devlet idaresinin ruhunda milli şuurda mündemiçtir. Devletin bütün kanunları, an- layışı ve yaşayışı kendiliğinden milli iktisadın ihtiyaçlarını size ve ona uymıya çalışır bir zihni- yet ve istikamette işleme, işlet- mek lâzımdır. Bu yazımızdan hanımların bir kısmı müteessir olmuş dernek- lerinde (toplanmışlar, yazımızı çirkin ve ayıp bulmuşlar, yevmi gazetecileri kabul etmişler, Muhterem hanımefendiler bu manasız oasabiyetlerile (geçen yarılarımızın doğruluğunu ispat elmiş oldular, başka bir şey değil. Hilkatin yaptığını her kesin bildiğini kısa ve açık bir ifade ile yazdım, hekimlik mes- leğinde böyle şeyler ayıp de- ğildir. Yazımızda kadınlığa hakaret etmedik, tabiatın bu güzel cinse verdiği fizyoloji ve psikolojiden bahsettik. Bu kusursa hilkatin.. bizim değil. fakat biz bu hoş kusurları için bizden ayrı bu ! cinse hiirmet ve muhabbet edi- yoruz. O kusurlar yoksa o ka- dın değil, bir acubedir. Anala- rımızdan kızlarımıza kadar en sevdiğimiz, hürmet ettiğimiz ne kadar kadın varsa bu çetçeve dahilindedir. e Dünyânm bütün kadınlarının mümessili midir ne- dirki bizim dernek hanım efen- dileri bir tıp mecmuasında ya- zılmış tıbba ve sıhhate İstinat eden sözlerden alınıyor, kadınla” ra bürbemtten başka hatırındon bir şey geçmiyen bir ilim ada- nunı kabahatli buluyorlar. Vakıa birçok di arın ka- dınlığın bahusus şehir kadınla- rnın bazılarının tuttuğu yolu b sef va görüyoruz. Bu tenkitte hekimler yerden göğe kadar haklı olsa gerek... Kadın- lar çocuklarını ve evlerini ihmal ettikçe evde Gtülenecek çama- şırları dururken kulüplerde er- keklerle yarışa kalktıkça sade birçok doktorların değil, vazifei ictimailerini müdrik her münev- verin tenkidine hedef olacak- lardır. Hayatım güçlüğüne erkekler gibi göğüs geren, bir erkek gi- bi çalışan, iktisadi istiklâlini sa- yi ile kazanan kadınların önün- de hürmetle eğiliriz, hele onla- rın alınlarının terile kazandıkları istiklâli zevcelerinin ve âile oca- e sandeti için seve seve fe- a ettiklerini gördükçe hürmeti- miz daha artıyor. Keşke maişet kolay olsa da her kadın sade evile meşgul ol- sa, erkek hayatın seve seve yüklendiği yükünü yalnız başına taşıyabilse. Gariptir, asıl böyle- leri bir yuva kurmak için zaif vücudile sessiz sessiz çalışıyor, hakkettiği istiklâlden bahis bile etmiyor. Hayatın zevklerine zah- metsiz iştirak eden bir grup ta yapacak iş bulamadıkları için olacak, erkeklerle müsaviyiz di- ye yuvaları haricinde saadet arıyorlar, » Mazhar Osman Bey gazete sütunlarına intikal eden hücum” lardan başka mubtelif şehirler- deki bir çok hanımlardan yüz- lerce mektup almıştır. Bu mek- tuplarda Mazhar Osman Beye müthiş hücumlarda bulunuluyor. Mazhar Osman B. bu gıyabi kadın hasimları hakkında: — Aldırmayın, canm efen- dim demiştir, galiba bu harım- ların işleri, güçleri vok. “ği e in il gülle