— 4— YAKIT 18 Nisap WANT Iktısadi program ve nakliyat fHökümetçe hazırlanmakta olan iktısadi programım Türkiye cümburiyetini ve ona merbut ber türlü müesseseleri memleketin iktısadi inkişafına yardım edecek bir hale getir- mek maksadına müstenit oldu- gunu söylemiştim. nazardan bakılınca memleketi- mizde şimendifer ve liman gibi | umumi ticaret harekâtına vasıta olan tesisatın zaman ve imkâ- nın müsait o'duğu derecede Devlet idaresine geçmesi ve te- sisatın hepsinin varidat menba- ları şeklinde değil, icabında za- tanna da olsa memleketin is- tihsalâtını ve ihracatını artırmak için fedakârlık yapabilecek su- rette idare edilmesi lüzumu der- hal teslim olunur. Bunun için yeni iktisadi prog- ram (Devlet şimendiferlerinin tarihlerinin esaslı surette tadilini ve bu tadilât esnasında bugün swf nakliyat ücretlerinin fazlalı- ğından dolayı mümasil ecnebi mahsullerine rekabet eden bir kısım mahsulâtımızın himayesini istihdaf etmektedir. Nakliyat meselesinin milli ik- tısadiyat sıhasında ne mühim bir rol oynadığını gösterebilmek için bir misal zikredelim: Adapazarı havalisi patates zi- raatine çok müsaittir. Burada patates yetiştirmek için 1 milyon dönüm arazi vardır; 1 dönüm topraktan hali hazırda 1500-2000 okka patates alınmakta olduğu- na göre yalnız Adapazarı civa- rında senede 1-2 milyon ton patates yetiştirilebilecektir. Fakat şayanı hayrettir ki bu- gün Adapazarında yetişen pa- tatesi müstasiller bedava olarak | verseler bile bunları İstanbula getirerek satmak mümkün ola- “mıyor; çünkü Adapazardan İs- tanbüla kadar olan kisa mesafe için sarfı icap eden şimendifer - nakliyesi ve tahmil ve tabliye öcretlerinin oyekünu (Marsilya patatesinin satış fiatından daha fazla tutuyor ! Yalnız bu misal şunu isbat eder ki şimendifer tarifelerimi- | zin bu günkü sekli ve şeraiti altında iktisadi. istihsalâtımıza inkişaf vermek imkânı yoktur. Bundan (o dolayıdır ki iktisadi program Devlet, şimendifer ta- rifelerinin milli iktısadiyatımıza azami derecede hizmet edecek bir şekle konması esasını kabul etmiştir. Yerim asar etvelki : VAKIT 18 NİSAN Şişlide Rusya mireleyr idem' ecen Deli Mehmet hekkınde Rusya sefsret- hanesinden Babisliye dün- kü gün de tehriri sani ölerek bir tekrir gönde- rildiği işitilmiştir. Bu tek- rirde beş, en gürdenberu Petersburgtan hareketet- miş olen Rusya Derses- det sefiri Mösyö Noyko- fun bu mesishet rehini hitem (oluncıya (Okadar Meskovada tevakkuf e- deceği bildirilmiştir, di- yorlar. 18) Bu noktai | i cen birini yastık yapmış uyuyor, | ay ışığı dalların arasından süzü- Bi ksatla A -| ei i ler tayin ve kabul eyliyecektir. 1930 — enne ir Ky Muharriri : ln Ömer Rıza Manzara pek müthişti Haldun kılıcını hayvanın göğsüne sapladıktan sonra ne olduğundan haberi olmamıştı —- 18 Gece tamamile sakindi. Fakat bu öye derin bir sükünetti ki insana bir ağırlık gibi çöküyor- du. Nöbetçi yocu bu ağırlığa tahammül o edemiyerek kalktı Mağaranın önünde do'aş- mağa başladı. Gidip geliyorken kınından çektiği kılıcına dayanı- yordu. Mesrure atların eğerlerin- lerek onun yözüne aksediyordu. Haldun durdu ve baktı. Daha evvel bu kadar güzel bir yüz gör- | memişti. Acaba bu güzellik se- madan füsun ve sır döken ka- merin eseri midi?... Haldun baktı, sonra düşündü. Bu kadına bu kadar bakmak doğru midi? Bu kadına fazla bakmak onun esiri o'mak değil midi? Haldun ansızın yüzünü döndü ve ateşe doğru ilerledi. Bir dal daha kopardı ve ateşe uzattı. Dal elinde tutuştu. Birden bire kadın çığlığı ortalığı (inletti, Atlar kişniyor ve katırlar tepi- | niyordu, Haidun hemen koştu. Elindeki alevli dal ortalığı ay- dınlatıyordu. o Manzara müthişti, Mebrurenin önünde sapsari bir hayvan (duruyordu. Haidunun ömründe görmediği bu hayvan mubakkakki bir dişi asandı. Aslan kadına hücum etmiş onun belinden dişlerini geçirerek alip götürmek istemişti. Mesrure hayvanın dişlerinde sallanıyordu: Mağaraya doğru ilerlemiş, sonra dönmüş, arişe doğru iler iyerek ayağa | | rım Haldun, elindeki tutuşan dâı dişi aslana atmış, ateşin kıl a- yaktığını duyan hayvan kadını atarak Halduna saldırmıştı, i caktı. Haldunun kılıcı ' şak fakat sonra beyabanlara atılmak iste- mişti. Faxat hayvan ağzında taşıdığı yük yüzünden adım adım yürüyordu. mama dan bir tarife mütahassısı celbe- dilecektir. Şimendifer ve kara nakliyatını ucuzlatmak lüzumuna saik olan sebepler tabii olarak deniz nak- liyatı meselesi ilede hükümetin aladakar olmasını icap edecektir. Bundan başka İimanlardaki tah- mil ve tabliye işlerinide islah etmek lâzım gelecektir. Binaen- i aleyh yeni ıktisadi program aynı maksat dairesinde bazı prensip- Bu gün herkese malüm olan bir (o hakikattir ki Oo Zongul ak | maden kömürleri Pireden İstan- buldan daha ucuza satılıyor. Zonguldak ile İstanbul arasındaki mesafe ise Zonguldak ve Pire | arasındaki mesafeye nazaran üçte | bir derecesinde daha azdır. Onun için Türk mahsulü olan kömürleri ecnebi vapurları İstan- buldan alacak yerde Pire lima- nından almağı terci etmektedir. İtinalı bir tetkik ile bu iktisadi garabetin sebebi araşlırılınca gene karşımıza bir nakliye ve liman meselesi çıkıyor. Binaen- aleyh iktisadi porgramın tatbi- kinden sonra milli menfaatlari- mizi tehlikeye sokan bu vaziyet- ler de bertaraf olacaktır. Mehmet Asım | Aslan pençelerini Halduna sap- lamak için kaldırmıştı. Bu müt- biş bir andı. Ya aslanın pençe- leri onun vücuduna saplanacak ya o daha evvel dâvranacak yıldırım süratile bir şey yapa” elinde idi Haldun onu kaldırarak dım dik tuttu ve bir adım ileriye- rek hayvanın sapsarı sapladı. İkisi birlikte yere yu- varlanmış, Haldun onun yumu- ağır sıkleti altında kalmıştı. Haldun kı ıcını hayva- nın göğsüne sap.adıktân sonra | ne olduğundan haberi olama- mıştı, Bayğınlık uzun sörmedi. On onbeş dakika sonra Haldun yıne | | lendiği, hadiseleri bütün hususi yüzünün üzerinde yumuşak bir şey do aştığını duymuş ve ölme diğini hisse mişti. Bu yumuşak şey aslanın tüyleri değil, Mesru renin yumuşak elleriydi. Mesrure İ soğuk su ile onun yüzünü yiki- yor. Zeydun onun ellerini uğuş- turıyordu. - Haidun — silkinerek kalktı, yeni doğan güneşin ışıl- tısında aslanın yere serili cesedini ve onun göğsünde saplı olan kılı cmı görmüş, Mesrureye dönerek: — Demek ki seni kurtarabil- dim, demişti. — Evet, kurtardın ve kurtul- | dun. İkisi için de sana medyunum. Zeydun badisenin © uyurken vuku bulmasından ve kenisinin bir yardımda bu.unamamasından çok müteessirdi. O da bu mühim macerada bir hisse sahibi olmak istiyordu... Ritmedi M. Mavro ( Üstareli 1 inci o savıfamızdadır. Bunun üzerine M. Mavro ilk müsabakanın İstanbulda mı Ro- mada mı yapılınası münasip ola- cağını sormuş, Muvaffak beyde cevaben Ankarayı teklif etmiş- | tir. Müzakere neticesinde İtalyan | takımının iki müsabaka yapabile- ceği ve bunlardan birinin sırf An- kara oyuncularından mürekkep bir takımla Hükümet merkezin- de ve diğerinin İstanbulda icra edileceği anlaşılmıştır. İtalya federasyonu bu maçın İspanya - İtalya maçile bir gün. de yapılmasını arzu ettiği için bu baptaki müzakerat hitam bularak İspanya müsabakası te- karrür ederse birinci maçın 13 haziran cuma günü İstanbulda ve diğerinin 15 haziran pazar Ankarada icrası muhtemeldir. M. golştat gitti Muhtelit mübadele bitaraf azasından M. Holştat dün ekspresle memleketine gitmiştir. Kendisi Türk, bitaraf ve Yu- nan murahhasları tarafından ceşyi edil- göğsüne | ! içtihat... bu uğurda geçecek zamanı heder Hukuki ak bahisi : Son açılan davalar Nasıl bir hadiseye * “iftira,, denir? Adliye Vekili Mahmut met Besi); beyle Haydar Rifat bey ara- sında açılan davalar dolayisile temas edeceğim hukuki nokta- lar, zannediyorum ki, karilere her şeyden ziyade hâkimliğin | | ne kadar güç bir meslek olması | lâzım geldiğini söyliyecektir . Hâkim huzuruna çıkan iki taraf, | hâkim gözie, beridir, masum- dur ve müsavidir. Iki taraftan birine “sen hak- lısın! , öbürüne: “sen haksızsın veya Suçlusun ! , derse, bu hü küm, muhakemenin ortaya dö- keceği bakikatlerden doğmuş olacak |.. Hepimiz muhakemelerin uzun sürdüğünden şikâyet ederiz. Bu şikâyetler m zn adam kıtlığı ile | vasıta eksikliği ile izah edile- bilenlerini bir tarafa bırakınız, haddizatında bir hüküm vermek için iki tarafın iddiasına ve aradaki o ihtuâfların © hallinde bakem olacak kanun, örf hü- kümlerine nüfuz etmek lâzım! Bu nüfuz için her hâkimde beşerin fevkinde bir kudret ara- mıya hakkımız var mı? Hususile kanunlarımızın yeni- nüktelerile kavrıyarak kanuna tatbik etmekte çok müşküllere | tesadüf edi mek tabii o'duğu bir zamanda beyhude geçecek gün- lerin bir kısmını da masum bir mâzerete bağışlama ıyız. Size küçük bir misal: Esasta İta'yan kanununun — tercemesi olan cezâ kanunumuza göre “bir dava esnasında iki taraf veya vekilleri canibinden dava hak- kında mahkemeye verilen evrak ve irat olunan müdafaatın muh- tevi olduğu elfazı tahkiriyeden dolayı takibat icra o'unmaz., Maddedeki müdafaa tabiri yalnız dava hakkında olmakla mukayyet, hasma, hâkime, müd- | deiümumiye karşı olsun, bunda | mutlaktır; adliye ovekâletince bastırılıp o mahkemelere verilen bir şerh de müdafaa hâkime karşı olsa bile hükmün değiş- mediğini açıkça söyler. Son gün- lerde bir mahkememiz, çok doğ- ru olarak «şerh kanun değildir» demiş ve «kanun hâkime karşı tahkiri kabul etmez» mülâh-za- sile buradaki tabir iki tarafın ya'nız birbirerine karşı olan müdafaalarına maksurdur, içti- | badında bulunmuş. Kanun hâkime karşı tahkir | kabul etmez de birer vatandaş | olan davacılara karşı eder mi? Fakat iştihat, hem kanunun salâhiyet verdiği bir yerden Buna hürmet ederiz ve olmuş saymayız. Son açılan davalarda buna benzer meseleler uyandıracaktır. İşte hepsinden evvel salâhiyet: Ceza muhakemeleri usulü kanunu muhakeme < salâhiyetini suçun işlendiği yer mahkemesine verir, | ya postaya verilmiş bir mektupla işlenmiş olan suçun muhake- mes'ni meresi yapacak? Bir iftira suçu ihbarnamenin verilmesile değil, verilen ihbar- namenin Omemur (tarafından alınmasile tekevvün eder, bu muhakkaktır. Böyle olmakla be- raber ihbarnamenin postaya ve- ; | bii o mektubun muhatabı” | rafından hükmen alınması | larak, meselâ postaya verildi | yer adliyeside salâhiyet ii | edebilir mi? Bu bir... Istanbul gazetelerinden bi | ları aleyhine açılan bazı | larda, Temyiz, İstanbul müd umumiliğinin iş'arını kabul & rek, geçenlerde bir Ok verdi ve bu karara mah ittiba etti. i Bu davalarda Miüddeii milik, Polis müdürlüğü, Kolo | kumandanlığı davacı mevkii! olup İstanbuldaki yüksek kamların davacı (bulunduk! | davalarda mahkeme heyeti hissiyatına mağlüp olarak ? | raflıktan inhiraf edecekleri talea kılındığından ve bü | s#mazaunların talebi olmadi” şüpheyi dai görü'düğünden sie İstanbul müddei umu” nin iş'arı kabul olunuyor, mi” keme'er, Bursaya kaldırılı Son davada davacı Adliye * | kili olduğuna ve tesir makam” da değil şahıslarda olaca. göre, Temyizin varit si ,* nektai nazar bu muhakemi tatbik sahası bulacak, al dan da öyle bir talep de mi? Yoksa o noktai nazar © nız o mubakemelere mi | kalacak? Bu dâ'ikinci mesel, Bununla (o beraber ehemmiyeti hep ikinci deret dir. Asıl mühim noktaya geleceğiz. »» * | | GELİŞ | liya i a Söndüren kadınlaf, l B” gazetede okudum; “yi rika kadınlarında merak uyanmış; tulumbaci Bir yanğın oldu mu, koşuyor söndürüyorlarmış: Hoşuma gitti. Şimdiye “7 yakmasını bilirlerdi. Bi i söndürmesini öğrensinler. Bu moda bize de sirs de şu etfaiye işini ka n havale etsek! Bu şubeni” 1 dürlüğüne de Nezihe Hanımı getirirdik, fena Romen seyy: aha Bugün şehrimize 86 ! seyyahı gelecektir. *“VAKIT IN INTAK”Z Cuma NE N'san 1930 e Vanirödi Sen (Ke) si! Güneşin doğuş 518 — PİE 18, Ayan doğuya » 24807 Namaz vakitler... Ss inbah © Öğle İkindi a 0” 7 346 1213 1600 149 4 azn Bugün rüzgür mü aka” yi kapalı olaca'tır. | FES Essi SARE SET EKE SE Im