öz 6 - VAKİT 521. Man a e — — — —— Zampara Karal Maine ek iindeki dözdenin keyfıni temin için Saray tiyatrosunda en rezil piyesler temsil ediliyor en adi sahneler teşhir olunuyordu “ Madam dü Barri,, kıralın etrafında bir sefahat dairesi teşkili için ne mümkünse yapr yordu. Tiyatroyu bile bir teşvik vasıtası olarak (o kullanıyordu. “ Şuazi ,, şatosunda verilen muh- teşem temaşalar gittikçe gayrı edibane bir şekil alıyordu. Göz- denin redaate olan temayülü kendisini “opera, ve «trajedi » den uzak tutuyordu. O en kaba tabirlerin sarfedildiği, en açık ve rezilâne piyeslerden hoşlanı- yordu. « Antuan Ponsine » nin açık ve mubhilli adap komedileri “Şu- azi , de sik sik temsil edilirdi. Bunlardan “Aliks ve Aleksi, ismindeki piyesin musikisini kı ralın baş mabeyincisi “La Bo- rel , yapmış ve böyle rezil bir piyesi tavsiye cür'etinde bulun- muştu. , 1771 kânunevvelinde “Şuazi,, de “Ponsine,, nin piyesinde daha rezilce yazılmış olan “Ko- le,, nin “ Şarap içinde hakikat, piyesi temsil edildi. Piyes o ka- dar rezilce idi ki, saray kadın- larının birçoğu, (o seyrederken utançlarından kıpkırmızı oldular. Kontes dü “Barri,, bunların böyle utanmasından dolayı son : Matbaamıza gelen eserler: Çocuk sesi Ön beş günde bir intişar eden bu gü“ | zel çocuk gazetesi yeni bilmeceler, hikâ- yeler, güzel şiirler geçen hafta bilmece- sinde kazanan karilerin İsimlerile çıktı Çocuk sesi bir gramofon ve bir bisik- lede 500 hedi veriyor , Bugün çıkan Çocuk sesini tavsiye ederiz. Jandarma imalâtane müdü- | riyetinden: 8 - 12 bin geyim at ve ester Balı, 1-2 bin kilo mıh. Yukarda yazılı olan nal ve inih kapalı zarf munakasa ile | satın alınacaktır münakasa 5 | nisan cumartesi günü saat İ4te Gedik paşada imalâtanede pılacaktır şartname imalâtaneden | verilir teklifnamenin tarzı imlâsı | şartnamede münderiçtir. Daver Aveviar kutübünaen: Senelik umü- mi içtima 23 mart pazar günü saat 16 da İstanbul merkez binasında aktedileceğinden azanın teşrif- leri rica olunur. ILAN Vükubulan müteaddit şikâyetler Üze- rine hususu atiyeyi muhterem müşterile- rimizin enzarı ıtiana arzevleriz. Şöyleki : Bazı tacirlerin “Domuz, marka namile marui olan çatal, kaşık ve bıçak takım- larımızın yerine sair merkalar vermek suredle halkı iğfal ernekte ve bunların kısa bir müddet İstimalden sonda bozu lup müşterilerin ademi memnuniyetlerini mucip olmaktadır, Binaenaleyh takımla rımızı savn alırken yalnız kutusunda değil her purçasında mabkök bülünan ve mamuliumizin Melanetini ve eksora beyaz madenin halisiyetini. temin eden zirdeki alâmeti farikalardan birine dikkat etmeleri her müşterinin menfaati icabıdır. Birinci derece gümüşlenmiş ARTHUR O KRUPP A. YÖRE (Avusturya) çatal, çak takımlarile gümüş ve faklon kaşık derece zevk duydu. Temsilden sonra “yaylı masa,, da taam edilirken “Opera,, dan aktör “Lariv , ve karısı piyes kadar yakası açık şarkılar söylediler ve şiddetle alkışlandılar. Nihayet kontes dü “Barri,, “Tampl,, tiyatrosundan “Odino,, ile arkadaşlarım getirtti. “ No- gare,, nin, “ Artık çocuk kal mamış!,, piyesi ile bir iki mey- hâne dansı bu trüpun sahneye çıkardığı rezilâne şeylerdi. Mat- mazel “Lanj,, gibi bir kadına lâyık olan da bu idi Kıralın bu hareketini bir çok kimseleri içerletsceği muhak- kaktı. Bizzat “Şuazöl, ler göz- denin redaati hakkında kıraln nazarı dikkatini celbetmek için çok uğraştılar. Kadının gençli- ğindeki rezilliklerine ait kitaplar edildi. Zabıta «Şuazöl» lerin u altında olduğu için bu rezaletnameleri toplıyacağına her tarafa dağıttı. “Dü Barrı,, hak- kında şarkılar yapıldı. Bu şar- kılar sokaklarda tekrar edildi. Her kes madamla Kontes “Dü Bar- ri,, nin Parisin en meşhur sokak süpürgesi olduğunu, şehri süpü- re süpüre “Pon Nöf,, umumane- lerinden tahta kadar yükseldi- ğini tekrar ediyordu. (Hitimedi ) 7». Mart930 Borsalar Liret Belgi Drahmi , Freni Leva Fioria Kuron Siling Pezeta Mark Zioti Pengö e Kuruş | t Türk lira Dinar Çervameç | Kuruş Nukut risterlin Cingihia) !Dolar CAmerika) 20 Frank (Fransız 0 Liret Çitalya ik Belçika) ml (Yanan) k İsviçrel Bulgar is (Felemenk İ20 Kuron Çekoslovak) © 1 Siling (Avostarya? | 1 Pezeta |İspanya) 1 Rayşmarı | Almanya) 1Zieti Tehistan n 1 Pengö 'Mataristan ! 8: İon Ley (Romanya) , 0 Dinar 'Yugeslovyaj 1 Çeroneç Sevyet Altın Mecidiye Rankno Borsa harici Ticaret ve zahire rlatlar Ticaret barsnn İeitibiemumiliği tarafından verilmiştir Buğday Yemoşak Sünter Sert ns — Zahireler — vu» Arpa Misir yasulya masnuatı fabrikasi İ Meraklı Büyük Fredrikten 4 yaş büyük Mari Antuvanet devrini idrak etmiş 53 yaşında iken Almanyada ilk demiryolları yapılmı Olan Zaro 18 ilâ 25 tane çocuğu olmuş? İstanbula gelip dünyanın en yaşlı adamı olan Zaro oğa ile görüşmüş olan bir ui İN . Zaro ağa Mari Antuvanetin devrini id- rak etmiş ve büyük Frederikten dört yaş büyük olan 53 yaşında iken Almanyada demiryollarının yapılmasını görmüş olan birisinin | İstanbulda bulunduğu beni çok | poz yapmama müsaade ettikten i sonra bir buçuk asrı dolduran | hayatına ait bir çok meraklı | şeyler an'atmıya başladı. İ Bir genç gergedanın temaşa sahasına vazı için İngiliz hükü- meti tahminen 3000 lira verdi. Moris adasına sit bir o mahlük için de Lord Roçilt büyük bir para feda etti. Şimdi de Türk | hükümeti yaş âleminde dünyanın İ en ihtiyarı, dünya hayat reko- | runu kazanmış olan kendi Zaro ağasını hatırlıyor. Geçen sene İstanbul Şehremanetinde bir va- zifeye münasip bir maaşla tayin olundu. Dinç ihtiyar bu yeni hizmeti her gün hiç bir yorgunluk duy- madan yapıyor. Zaro ağa ge- çirdiği ve yaşadığı uzun seneleri artık düşünmüyor ve gailesizce yaşıyor. Zaro ağa kendisine ehemmiyet verilmesinden ve fo- tografının — alınmasından Opek İ memnundur. Yüksek boyile dai- ” ma insanların üzerinden bakıyor. | Bilhassa el ve kulakları gayet | büyüktür. Kuvvei hafızası pek mükemmeldir. Dokuz karısının e esi bir arada... | alâkadar etti. Zaro ağa beni te- ! bessümle karşıladı ve bir kaç | ş e Avrupalı diyor ki : Bu dokuz ka- İİ risının sırasını asla biribirine karıştırmıyor. Bundan yüz se- ne evel ilk ev- lendiği zaman- an hatırlıyor. ilk karısının is- mi Sinem Ha- nim miş; kendi- sile (evlendiği vakıt Sinem Ha- nım İ8 yaşın da imiş bahti- “yar bir ömür © geçirmişler ve * Sinem Hanım kadın daha ak mış, bunların smleri de Zey- nep, Kenre ve Hediye imiş. Bunlardan birisi kendisini ter- kettiği vakıt o yeni yetişen di- ğer bir ikisile evlenerek teselli bulmuş. Bunlar da Hanife ile Fatmadır. 98 yaşında iken ilk zevceleri olan altı hanımla yaşa” mış ve bu gün yalniz bir kadı- İ mı ile kanaat ediyor. Bu altıka- rısından sonra da sıra ile Fat- ma, Hanife ve Zeyneple evlen- miş ve en sonra şimdi 65 ya- şındaki en son zevcesi Kudret Hanımla beraber yaşıyorlar. Çocuklarının adedini unutmuş- tur. Maamafıh 18 ile 25 arasın- da tahmin ediyor. Allah bu gü- nahını affetsin, Pilâv, tereyağı, süt, yoğurt, ekmek ve tatlı Za- ro Ağanın hergün yediği şey- lerdir. Hayatında kahve ile tü- tünü kat'iyen kullanmamıştır. i Her gün kazancını kahve ve nargileye verecek değildi ya.. Zaro ağa hayata taşçılık ve ha- mallık ile atılmıştır. O gençli- ğinde serasker kulesine taş ta- Şımış ve 42 yaşında zamanının hücum taburunda çavuşluk et- miştir. Bütün bunları sırasile | | ndan dinlerken kendisi İ seksen yaşındaki genç karısile | siperi şe e an son sualimi sormaktan kendimi menedemedim. Acaba bu bir buçuk asırlık adamın hayatta en çok sevdiği şey ne olabilirdi ? Güldü ve dudakların oyna- tarak... otomobil dedi. Otomo- bilimiz köşelerin (kıvrımlarını dönerken o yanımda heykel gi- bi kametile dimdik duruyordu. yler ağa Münzevilei | Issız bir adada 0 yiyerek tek başl: rına yaşıyan bil erkeklebirkadıf Bundan bir müddet evf gazetede bir Amerika hey ilmiyesinin Okyanosta şimdi! kadar bulunmamış bir ada) uğradığını ve burada biri erke diğeri kadın iki Almana tef düf ettiklerini yazmıştık. | Bir kız arkadaşile | birliki bu hali adaya gelen ve bursf münzevi bir hayat sürmiye W rar veren bu Alman, B. felsefe ve tıp doktoru Fredil Bitterdir. Bunlar “ Galapagöf! ta Santa Marya adasında bül | | | medeniyet (o âleminden (uzak yaşamakta ve bir daha bu âle8 dönmemek azminde tadır. Bunlar adada sadecejne? tat ile geçinmektedirler.. Bu münzevilerin ilmi heye” başında bulunan kumandan F. Makdonalt tarafından alın” bir resmini dercediyoruz. İhtiyarların beyinleri Âlimleri birbirine düşürdü Fransız âlimlerinden M. Deli Tıp oakademisini, mağnezjdi milhlerinin o uzviyet üzerini tesirlerine ait yeni bir tetkiki haberdar etmiştir. Dün çi Fransız gazeteleri bu yeni hakkında şu malümatı veriyor, “Fen akademisinin geçenli ys” yaptığı bir içtimada, iki kim? gerin, bazı ihtiyarların beyin! tahlil ettikleri ve neticede ki maddelerden daha fazla mi yom buldukları ileri yet to. Halbuki bu âlim bilâki* g ileriledikçe vücudün belli karı kısımlarında mağneZY© eksildiğini iddia etmiş ve yi yagerler tarafından yapıla” Hillerin tekrarını istemiştir. M. Delbe, ihtiyar beyileriğe kimyevi tahlil neticesinde edilen kireç ve mağ” billârları (o mikroskopta olunmadıkça kat'i birşeY nemiyeceğini ileri sürm i