DÜŞKÜNLER :2 Ana Yazan : Sadrı Etem Dünkü kısmın hülâsası ( Seksen yaşında ve seksen çocuklu paşanın kızlarından birisi olan Şemsa H. 13 Yaşını kadar annesile birlikte Düzce nin Çerkes köylerinden birinde yaşardı. Orada ata binen erkek çocuklarla yarış eden at çalmıya çalışm bir haşarı idi 13 yaşına geldiği zaman paşa kızını ko- nağıns aldı. Kız konakta bir türlü hanım hanımcık olamıyordu. 16 yaşına geldiği zaman Şemsa kısraklaştı. oŞemsava göre koca tepişilecek bir aygırdı. Böyle bir koca tahayyül eden Şeimsa nasil erkeğe vardı, umduğunu buldu mu? Bogünkü kısmı okuyunuz. | Şinaver Bey adeta korka, kor- ka yürüyor, öksürmekten, ak- sırmaktan yüksek sese lâf et- mekten çekiniyordu. Şinaver Bey ilk geceden iti- baren ona gülünç bir oyuncak Şinaver Bey oldu. Bakınız nasıl: Düğün gecesi “güvey, namazı kılmak için el- lerini kulaklarma götürdüğü za- man seccadenin «kıble» sinde kıvrılan kara kedi karşısında sivrilen bir adam ünce ge- rindi bir deve gibi belini yukarı ırdı... Diyeceksiniz ki her kedi böyle ayağa kalkar, bunu burada söylemekten ne çıkar.. evet efendim, bana göre, size göre, hatta herkese göre mesele böyledir. Kedi bahsini anlant- makta mana yoktur. Fakat bir- de siz bunu İlüne Beyin gö- i o bana: görün... O zaman «-- Kedinin kalkışını neden ! yazdın demiyeceksiniz. Şinaver B. namaza durup ta: “ — Allahü ekber dediği za- man gözüne ilişen kap kara bir şey onun içini titretti bir anda kafasında demir kapılar, kilitli tımarhaneler oboşandı... Kara cinler, kara periler, kara kedi suretinde hoplıyarak, Zzıplıyarak seccadenin etrafın (o sardılar.. küçümencik acayip cüceler sip- sivri külâhlarını oynattılar... Kıv- rılan kara kedinin başı masal- lardaki cinlere ne kadar benzi- yordu. Bu korkunç manzarayı görmemek mak istedi. Fakat Karşısına “e sivri, çivi gibi b keskin iki e Ör berpu gbi göten aralığından girdi... Şinaver Be- yin bunun üzerine harekete me- cati kalmadı... Beti benzi attı: « — Aman efendim kalkamr- yorum, biraz su.. Haelemize bir afet çöktü» diye söylendi... ilerledi ve kedinin sır- tandan sıvakladı, ensesinden tut- tu ve dışarı çıkardı. Şinaver Bey hikmeti hüda kü- çökten beri kara kediden kor- kardı... Şe çalan, at sırtında dolaşan adam- larla Şinaver Beyi yan yana için gözünü kapa- | pi Be görüp dizinin | çözülen adam onun biraz daha zibidi göründü, emsanın pat diye ka daamye mak“ ama... Du kadarına cesaret ede- medi. . Kocasına bir bardak su verdi. msa, kocasını oayılttıktan sonra sözde konuşmağa başla- dılar... Sözde diyorum çünkü bu bir taraflı bir konuşma idi, Şi- naver Bey: «— Ey nuhbei amalim, hu- dayı lemyezel zatı âlileri gibi bir firişteyi bi bedeli bana lut- fü ihsanından dolayı ne kadar hamdü sena eylesem azdır. Na- için i Şemsayı siz elbet msa on yaşında at | tulumu zannetmezsini mı şerifinizi lutüf edermisiniz, mabudei ruhum... Şemsa, bundan bir anla- madı sustu... Şinaver Bey tek- rar söze başladı: « — Kusur mu eyledim acep.. Şinaver bendene namı şerifini bağışla... Perestidei ruhum.. O gece sabaha kadar, Şina- ver Bey insan şeklinde bir ki- di bir kitaptan sahifeler okur gibi anlatıyordu. Hani bazı ki- taplar nı cendereye girmiş gibi bir hale koyar, Şinaver de a nen böyle la Yl kide olsa ne ise de üstelik Şinaver o yapmacık hareketleri ka- ilk gece çileden çıkardı. Halbuki > bl kemiklerini çatır, çatır kırarcasına sara- cak, etlerini şahrem, şahrem morartacak, ısıracak leri dönük bir erkek rl ie Onun için koca böyle olurdu. Fakat siz gelin bir de bakın Şinaver Beye... Adamcağz Şem- sayı öpmek için bile eziliyor, büzülüyor, korkuyordu. Bütün bir gece içinde ancak, dudak- larının kenarından. bir İgne a rüzgârını alabildi.. Halbuki kadın, erkek duda; tadını kocasın- dan tatmak istiyordu. Fakat efendim nerede, die Bey nörede.; “Şinaver gün geç“ tikçe daha ziyade “açıldı. Derdi dinimi va. iri ona sa- ahlara r aşıkane çeri okudu, şiirler söyledi. Ve yak nız kalpten, gönülden deriten bahsetti, İlk aylar böyle geçti: gi a inaver le Şemsa : > bir aile - lar. kanatlı ü, hantal bir melekle aygır ya yolda beraber yürüye bilir? i konağında beyin geçen günler gittikçe tahammül | edilmez bir hal alma; Bunun ilk alâmeti mler ğinden sonra karı kocanın daha pa okunmadan © esnemi aşlamalarile kendini göst Şinaver bey geceleri yeni tarh ettiği (ogazeli veznine uydura uydura e Ve gazelindeki sanayu lâfzi cinaslardan bahsederdi. ni sorardı. “ — Perestidel ruhum enfes değilimi? bir şiir değ ki ağ el cevap verirdi: Re Değildi am ve yapam. Üye dan iyi bir can yoldaşı bulamadı. Bir gün aklına birşey geldi: “— Şu adamı biraz tahrik edeyim belki hantallıktan çıkar erkek olur dedi. Şinaver Beyin o hafifçe yan- larını gıdıkladı. “ — Beydedi seninle güleş- mek istiyorum. Şinaver Bey tor La tesbih böceği gibi büzüldü. öşede: “ — Yopo dedi. Gi- dıklanmaktan çok korkarım kü- çükken bir defa sedirden yere atlamıştım da kasığım çıkımıştı. Maazallah gene başıma bir âfet vardır Can sıkar, insa- | E3loBulmaca. Dünkü bulmacamızı hallede- medin'zse bugünkü halledilmiş şekle bakarak yeni bulmacamı - zın sırrını meydana çıkarabilirsi- | * niz. Bunun için aşağıdaki tarife- yi tatbik ederek üç beş dakika meşgu! olmanız kâfidir: 123456 78 91011 İz ecauanuawm— Dünkü bulmacamızın | halledilmiş şekli İZE EOJMARUN Soldan sağa: 1 — Galatasaray galibi (10) 2 — Nam (4), gelecek zaman (3) 3 — Cem'in mahsulu (5), rüzgâr (9) 9: — Bir peygember, - bir göl ismi“ (3), 100 kuruş (4), dest (9) 10— Binek hayvanı (21, ay (5) 11— Ateşin encamı (3), çok kurnaz (3) Yukardan aşağı: 1 — İstanbulun en meşhur yokoşu (11) 2 — Musikide durak (2) 3 — Arzu (5), gittikçe içine gömülen yer (5) 4 — Hülelayı Raşidinden sonra gelen bir hanedan (8). Fransızça sen (9) 5 — Bir nevi salatalık sebze (5) 6 — Bir nevi bere (4) 7 < Sevgi (3), yol (8) 8 — İsimler (5) 9 — Kurtdereli ile güreşen meşhur ec- nebi bir pehlivan (4), iüzumlu İ sıcak bir demir (3), genişlik (9) 10— Elbisenin alt kısmı (4) vücut suyu (3) 11 Deva (4) ik Olmaz ille güleşeceğiz... “— ma “ Bayılıveririm sonra bunu söylerken alı al, moru mor ke- sildi. Ve kadım şiddetle, itti. Eğlenmek istiyorsan dedi ruhum eh Galip divanından okuyalım.. Beyit tutalım, bakalım kismeti- mize ne çıkar? Sağdakiler senin, soldakiler benim... O senin, bu benim derken le kaç şefak sökebileceğini siz pek ââ tahmin edersiniz zan- nedersiniz ki bu kadın ömrünün sonuna kadar divan dinliyecek? dinlemez değil mi? Netekim dinlemedi, dinlemek istediği halde tahammül edeme- di, sokaktan geçen sürücü bey- girleri onu kocasından daha çok alâkadar etti, Sürücü beygirleri ona hiç olmazsa çocukluk hey- canmı yeniden verdiler, hulya, hulya yalan dolan bir âlem halk ettiler. (Bitmedi ) 4 — Hane (3), Odun kokusu muharriri (9) 5 — Çocuk gibi bağıran, çok yaşıyan | soğuk kanlı bir hayvan (6) 6 — Hayır (23 hayır 79) 7 — Feyiz (7) Bağ Se, Ven iş ği, Nikti. Bedeni zarif ve mnilâne | “O billür gerdan,hokka Bir pezevengin takdirkâr sözleri gibi ağız, çekme buru badem gibi gözler; vücudun fevkalâde ten sübü kadınları bile baştan çıkarırdı... , Madam dü Barri Kontes dü «Barri» yani “Ma- non Lanson,, saraya adi bir alüfte gibi giriyordu. Menfaatini temin için karşısındakinin şehvi arzularından istifadeden başka bir şey düşünmezdi. Acaba bir zamanlar tahakkümü bütün halkı rencide edecek olan bu orospu o kadar güzel bir şey mi idi? İğ- fal kuddretini anlıyabilmemiz için Sultan hanım | Hil | “Payu,nun yaptığı heykeli ve «Drue»nin kıymettar tablolarını esas tutabiliriz. (Fakat genç «Manon Lansonsu «Labil»in mağazasında keşfeden o zama- nın başlıca «mama»sı Gurdan kadının söylediklerini dinlersek daha doğru olur. Çünkü «Gurdan,, mesleğinin kurdu idi. Böyle şeylerden onun gibi anlıyacak nadirdi. “Gurdan,, “Manon,, dan bahsederken bir cambazn bir kısrak hak- kında kulanacağı lisanı kulla- nıyor, diyor ki: “Dünyada tasavvur edilebilecek en güzel mahlüku gördüm. Tak- riben on altı yaşında olduğu halde bütün tekemmülâta ma- idi, Beyzi yüzü bir ressam fırça- sından çıkmış gibi bir renkte idi. İri gözlerinin mahmur ba- kışı onlara sevdalı bir hal veriyordu. Cildi kar gibi beyaz idi. Minimini ağzı, küçük ayak- ları vardı. Saçları gayet ince tellerden mürekkep ve ipek gibi idi, Yeni bir elbiseyi üzerinde tecrübe etmek vesilesile onu çırçıplak soydum. Vücudu em- salsizdi. Memeleri en donukları çıldırtacak gibi idi. Elimden niceleri geçmiştir. Maamafih bu şekilde Zbir yapıda bir güzel daha görmedim. O Kalçalarının enişi en kıymettar heykeltıraşla- rın eşini yapamıyacağı derecede mükemmeldi. Ya o butları, o baldırları... Diğer noktaya ge- ince kendisi her nekadar kız değil ise de daha bir çok defalar bakire olarak geçirilecek kadar sıkı bir vücudu vardı. İşte kıralı asıl cezbeden nokta kadının vücudundaki bu nefa- setle, muanaka esnasındaki fev- kalâde mahareti idi. Kıral öyle bir hale gelmişti ki bu kadın uğruna şeref, vekar, nesi varsa feda etmişti. Filhakika Madam “ Dü Barri ,, tahtın yanına yer- leşen Fransanın birinci orospusu halini asla bırakmadı. Siyasetle alâkadar Oolmazdı. Bir zevk mahlüku idi, zevk içinde yaşıyor, hesapsız sarfediyor, aklına ne gelirse yapıyor, kıralı, çıldırtıcı ve deli edici bir şehvet hayatı içinde yaşatıyordu. Şunu da tasdik etmek icap eder ki Kontes bütün hayatınca yanına gidenlerin kâffesine karşı gayet tatlı ve azemetsiz davran- i mıştır. Mdam dö “Bari , bütün hatalarını sayan bir verrih bile gözdeye her bir sebepten düşman ol ların, onu mecburen sevdikli ve düşmanların hakkında yı larını hatalı gördüklerini t mecbur olmuştur. Hiç ki onun kadar tatlı, nazik, alıcı olamazdı. Kadınların hilâfına olarak kimsenin binde söz söylemez, ket kıskananlardan intikam için (şikâyete bile etmezdi . o Halbuki bulunanlar kusurlarını say: başka türlü rezaletleri de ithaftan çekinmezlerdi. Son zamanlarda “ Klod dö Sentandre , “Dü Bari, yi tezkiyeye “ Versay ,, sarayının tarihşinas elinden geçen vesaite ederek, kadın hakkındaki rezil rivayetlerin M. dö “ Şuazöl,, * dostları tarafından işaa edilsi yalanlar olduğunu iddia ediyff M. dö «Nolak» ın işaret ğine göre gözdenin mukarripli yalnız güzelliği d mda ahlâlr-da her ona raptediyordu. Madam ! “Barri,, , madam dö “Pomp dan çok vicdanlı bir kadı Harba, sulha karışmazdı. idi, sahi idi, cemiyetara tatlı bir dosttu, ayni zam pek sahi ve mürüvvetkârdı. Bu hakikatleri söylemek P*, hoştur. Hele bunların M.* “ Nolak ,, gibi sahibi sali bir kimse tarafından tevsik” kimse birşey diyemez. Fi bu mütalea ve müdafaalar * lâsa edilince Madam dü “ B ri , nin azametsiz ve güler 7” lü bir orospu olduğu ve f' deliği müddetimce güle, £ hazineyi (batırdığı | netice varılır. Madam dö “ Barri mesinden: İbrahim Ethem E nin Tevfika Hanım binti 7: Efendi aleyhine ikame € izalei şuyu davasından “ ikâmetgâhının meçhul bulu? # hasebile gıyaben mahkem€ olbapta keşfiyat lâzime olarak meşaım hisselere bU * g gayrı kabili taksim muhamminin 500 Jira taktir edildiği ehliyukuf çarşamba saat 13,5 da ederek gelmediğiniz ve Y# yak göndermediğiniz. tekir d aları kabul ve ikrar ©” dolunacağınız ilân olumu”