takdim “edeceğiz. m ig U CEVAPLAR al Focükları bu mg edilmi gkülinüz. olursa UR sayfam vuharri nun ederek cevaplar Meağız,) 4, Suzan Adil H. ma: Hiç bir it- a Mevzuu is değildir Söz timizin Tica ederiz i Si mi beraber takdir vara Akdim edeceğiz. IM IZ bir gün vermiye çal Üsküdar O. M. İhsan Beye: | Teşekki nasibi yapıla- cakar r ederiz. Münasibi yap Selçuk mektebinde P. Hanıma: ÜrinİZİ aldik; Münasip bir zamanda #iredeceğiz. ç Boluda Ş. F. Beye: Arzunuz €çhile hikâyeler koymağa çalı ağız. Çocuk sayfasına tahsisi bunu isvyenlerin Çi Sha bağlı bir iştir. N Büyük adada Ali Necati Beye: ialtada iki defa çocuk sayılası pi biz de düşünüyoruz. irde A.Z Hanıma: Bav- tâmdan evvelki Şok. ve daha nüshamızda duha kıymeti, bediyçler Naci yaramaz ve muziptir. Her- e bir şey icadeder. Bu gün de metçi Âyşe hanımı korkut- Bak aklına geldi. Arkadaşı Na- dedi ki; apının önünde kemik bek- omarı görüyormusun? O- Me, ri alalım da bak ne ya- “7 İn Çomar kendine uzatılan bir Şa şekeri görünce hemen içi girdi. Naci Çomarı Nami- h, Smuzuna oturttu ve «Dikkat tap, Sorar! eğer kımı'darsan ha, Peker vermem!» dedi. Zeki Kayan bu sözü sanki anlamıştı. i büyük bir paltoya büründü. Lal e - EE z A A EN pe Pvakiş Naci seslendi: “ Ay- A Hanım | çayımı çabuk getir |, > hanım elinde tepsi odaya ç Ta AVat içeri girip te odada- dar P mahluku görünce o ka- Yere orktu ki elihdeki tepsiyi İk, #teverdi. Tabii bu fena şa u, Deticesi . olarak Naci ba- ndan adam akılı bir dayak İ v9 EN A İ EN | Peter Higinsin talisizliği ondra #okaklarında o gün büyük bir kalabalık görü- lüyordu. Her kes«Madizon Skuar» daki ringe iki meşhur boksör arasında olacak maça koşuyordu. Peter Higins bu kalabalık ara- sına karışmış aç midesi Üzerine yumruğunu bastırarak halkı sey- rediyordu: — Ah! şu hak ne garip... Herkes ick maçına koşuyor.. Eğer palyaçoluğa rağbet olsa epi para kazanırdım... Halbuki boksa bu aç karınla yanaşmak İ ne mümkün! bem ben nerede, boks: nerede.. * Boks maçının verileceği binaya halk* köşüşür ken içerde pek “garip bir hadise oluyordu. Boksa girecek © pehlivanın karşısına kimse çıkmak istemiyordu. Asıl rakip hastalanmış gelememişti. Şampiyonun karşısına çıkması teklifedilen herkes: “Bile bile mağlüp olmam!, diye reddedi- yordu. Manacer ne yapacağını şaşırmıştı, Meyus bir halde bi- nanın kapısı önüne çıktı. O sı- rada Peter Hegins kapının önü- ne kadar varmıştı. Manacer Pe- terin iri yapılı vücudunu görünce seslendi: j — Arkadaş bana bak... Para kazanmak ister misin? Peter içini çekti; — Para kazanmak kim iste- mezi — Öyle ise içeri gel. “Peter,, ne olacağını bilmeden içeri girdi. Manacer Peteri bir locaya götürerek dedi ki: — Bana bak arkadaş.. Sen bugün İngiliz şampiyonu ile boks edeceksin... Mağlüp olacağın ta- bii... Fakat sonunda yüz lira alacaksın.. — Ben bokstan anlamamki. — Ne olur.. Hem bir İngiliz her halde birkaç yumruk atma sını bilir... Senden istediğimiz cesurcasına dayak yemek... So- nunda da yüz tane sarı lira... — İyi ama karnım aç.. — Ziyanı yok.. Yüz lirayı a- lınca bol bol yemek yersin.. Para bu.. Zavallı Peter yüz lira aşkına birkaç yumruk ye- meği göze aldıracak halde idi; içeri girdi. ve İngiliz şampiyonu ile karşılaşmak için hazırlanmağa başladı. » Ah! o nasıl bir maçtı görse- | niz.. Sıska vücutlu “Higins,, sabneye çıkınca damarlardaki. kan kaynadı. Rolünü hakikate aldı. Şampiyonun üzerine saldır- dı. Fakat daha ikinci hamlede aç karnının verdiği dermansızlık gözüktü.O vakıt şampiyon yum- rukları yağdırmağa başladı. Bir.. bir daha.. bir daha... zavallı “Peter,, giriştiği bu kavganm acısını fazlasile çekti. Burnu, gözü, ağzı birbirine karıştı... Öyle bir hale geldi ki kendisinin o “Peter , olduğuna manmak için sekiz tane şahit isterdi. Nihayet son bir yumruk biçareyi | boylu boyunca yere serdi. “Peter Higins » nakaut olmuştu. » “Peter,, aklı biraz | gelince hemen müessesenin ka- sasma koştu. Kasa odası kapalı idi; önünde iki polis duruyordu. Peter bunların yanına geldi ve yanık yanık ; başına — Kasadarı göreceğim. işim var. Dedi! Polisin biri seslendi: — Kasada kimse yok... f “Peker, hiddetle bağırdı : Zi Nedemek ben yüz liramı isterim... — Açıl oradan bakalım... baş- ka tarafa git.. — Paramı almadan şuradan şuraya gitmem... Polisler bu zorba adamı biran pataklayacak (oldular, o Sonra haline acıdılar bir tanesi dediki: — Oğlum işine git... müesse- se kasadarı kasada ne kadar alacağın varsa sende diğerleri gibi yanmışsın demektir, Geçen haffaki bilmecemiz böyle halledilecekti Şu saati görüyorsunuz. Birden on ikiye kadar rakamları yar. Tamam şimdi sizden istediğimiz şu : Birden başlamak üzere on ikiye kadar her bir rakam hizasi- na bir harf koyacaksınız. Bu Ber ÇAMAŞ para varsa alıp gitmiş. Eğer bir | ” Bellenecek sözler ! "Düjerande,, dan Gayesiz yaşıyan, meyus bir hayat geçirir. Manevi haya- tımızda zevk bulabilmemiz için bir gaye tasavvur ederek onu elde etmemiz lâzımdır. * ü a Ren dan er şeyi eyi yahut her şeyi fena gören kimseden sakınınız; fakat her şeye lâkayt o'andan, daha ziyade içtinap ediniz. » *Franklen., den İnsan yediği ile değil hazm- ettiği ile yaşar. Bunu hatırda bulundurmak hem dimağa hem de vucuda nafidir. * “Fonsagriv,. den Kolera hastalığından her kes korkar. Neye düşünülmiyor ki ispirtolu içki koleradan müthiş bir afettir. * “Viktar Kuzen,den Hak ve vazife kardeştirler. Anaları hürriyettir. Bu iki kar- deş aynı günde doğarlar ve beraberce büyüyüp inkişaf ettik- leri gibi ikisi birden ölürler. Aylar:3 Mart Artık yola çıkacak Beyaz saçlı kış dede Açacak ufak ufak Tomurcuklar bahçede v Tersi bu oyda diker Fidanlara elkise Ne hoş olur çimenler Yezil renge dürünse Eğlenceli fıkralar Nçin ağlanır? üçük Sedat fazlaca tenbel- dır. Geçen gün mektepten eve döndüğü zaman hüngür hün- gür ağlamağa başladı. Annesi sordu: — Neye ağlıyorsun oğlum? — Nasıl ağlamıyayım... hastâ olan hocamız... — Ne oldu vefat mı etti? —Hayır... İyileşmiş.. yarın mek» tebe gelecek! Şekerli parça Radinin annesi piyanoya otur- muştu. Evdekilerin hatırı için musiki parçalarını çalıyordu. Bir müddet sonra Radiye ; — Radi... Sen nasıl bir parça istersin ? dedi, Radi cevap verdi : — Bir.. şeker parçası... $oıması fazla Marsılyalılar mübalağalı söz İ söylemekle meşbur adamlardır. Günün birinde bir Parisli, bir Tulonlu ve bir Marsilyalı bir /o- kantada buluşmuşlar Yy en sonra sohbet ediyorlardı. Paris- li dedi ki: — Zannedersem yaşamak re- koru bizim ailede.. Amcam yüz on yaşında vefat etti. Tulonlu atı'dı; — Yüz on yaşında mı? Buda bir şey mi? Benim halam yü yirmi yaşında öldü... : Ve Marsilyalıya dönerek sordu: — Ya sizin aileniz?.. Marsilyalı şu cevabı verdi: — Benim mi?,. Sorması fazla.. Daha ailemden hiç bir ölen yok!.. Yeni bilmecemiz Resimdeki saatin her rakamına bir harf ko- yarak aradığınız ismi bulabilir misiniz ? Geçen haftaki bilmecemiz, halleden ve mükâfat kazananların isimleri rfler okununca birisine Türk- oğla Bld ettiği bir büyük şahtiyetin ismi meydana çıka- — kolaylık olmak üzere şu- nu da söyliyelim ki aynı zaman- da 1,11, 12 ve 10,11, 12 ra- kamları hizasındaki harfler “sa- hip olunan, , 2,3, 4, 5 rakam- ları hizasındaki harfler “San'a- tında yetişmiş bir adam, 5, 6, 7, 8 rakamları hizasındaki harf- ler “ufuklar, , 7, 8 rakamları hizalarındaki harfler “beyaz, ve 8, 9, 10 rakamları hizasındaki V-A'K © Çocuk sayfası Müsabaka kuponu 17 Şubat 1930 Yeni bilmecemiz harfler “fena, manasını gelen birer kelime olacaktır. Bilenler arasında kur'a çeki- lerek birinciye güzel bir album, ikinciden beşinciye kadar birer yaldızlı hatıra defteri, altıncıdan İ DEE Zütfen sayıfayı çeviriniz