MAR EŞ “— 6— VAKIT 27 Kânunsani 1930 Küçük hab, Zampara Kıral 37 Kokmuş pastırma İstanbul Balıkpazarında dük- İ kânı olan bir pastırmacıya ait 235 çuval pastırma, Beyoğlu belediye memurları tarafından ilyarderlef Nasıl zengin oldular? | i e a e ma e ar ER ENE CAR AM Anam ELA le ME EZ i bözden düşen gözde —e yi e Koralın güzel matmazel Doroteye olan meylini kesmek için bu kızın âşıkında müthiş bir hastalık olduğu ileri sürüldü... —————- e. — Kıral bazı kerreler kendisine mektup yazmak cesaretini gös- teren saray kadınları ve Paris- lilerle de sergüzeştler geçirirdi. Genç ve yakışıklı aynı zamanda gayet zengin bir kocası olan madam dö M... Kıralın metresi olmağı zehnine yerleştirdi. Kıralı görmeğe muvaffak odu kadınm fevkalâde servetini bilen kıral, kendine delicesine bir aşk bağ- ladığı zannına kapıldı. Eğer ka- dın birdenbire : ölüvermeseydi kim bilir ne olurdu. Markiz bu kadın mes'elesinden şaşırmıştı; öldüğünü haber verdik'eri zaman rahat bir nefes aldı. Madam dö “Hose,, nin naklettiğine göre çiftlik nazırlarından gayet zen- gin bir adam bir gün kedisine gelerek (gizli Obir O surette Markiz cenaplarına baber vere- cek pek mahrem bir mes'elesi olduğunu fakat bunu Markize anlatması o müşkül olacağından sır ortağina söylemesini tercih €ylediğ ni söy'edi. Madam dü “Hose,, kendine tevdi edilecek sırrı saklayacağını temin edince adamcağız dediki; “ Bundan emin olduğum için size-müracaat ettim.,, Ve derdi- pit anlattı. Kendisinin fevkalâde" sevdiği çok güzel bir karısı varmış. Bir gün karsınm bir küçük cüzdanı iştiyakla öptüğünü görünce bu cüzdanda bir sır ol- duğunu anlıyarak elde etmek çaresini araştırmış. Kadının hem- şiresi nezdinde olduğu bir sırada cüzdanı bularak açmış içinde kıralın bir resmini ve kıral tara- fından yazılmış bir muhabbetna- meyi görünce şaşırmış; bu mu - habbetnamenin kopyasını almış; aynı zamanda kırala bitaben kadın tarafından yazılan ve bir randevu istirham eden bir mek- tubun müsveddesini de bulmuş. Bu randevu için kadın bir de çare tasavvur etmiş; Versay şehir ba- losuna maskeli olarak gidecek ve orada kıralla birieşecekmiş. Madam dü “Hose, vaziyeti markize bildirmeyi taabbüt etti. Zavallı adam şu sözleri de ilâve etti: “Madam dö “Pompadur, a söyleyiniz, karım çok zeki ve bilekârdır. Onu fevkalâde seve- rim ve elimden alırlarsa hatsiz yanarım.,, Madam meseleyi öğre“ nince hemen mektubu aldı. Bir müddet endişe ile düşündü; ve yapacağını kararlaştıramıya- rak M. “Berye, ye müracaat etti. Polis müdürü bu kadını uzaklaştırmak için gayet sade ve fakat pek mahirane bir çare bul u. Pazar günü “Versay, a gitti ve kıral tarafından kabulü- mü rica etti. Kırala bir kadının namusu şa- haneyi lekelemekte (olduğunu söyledi. Hükümdar tarafından yazıldığı iddia edilen bir mek- tup elde ettiğini söy.iyerek mek- tubu kırala verdi. Kıral mektu- bu kızararak okudu ve hiddetle yırttı, M. Berye rivayet edildiği- ne göre bu kadının kıralle ba- loda O görüşeceklerini (söyledi. Tam bu sırada kırala bir mek tup getirdiler; kıral mektubu okuyunca hayretle dedi ki; “Polis müdürü efendi! ne ka- i dar mükemmel malümat almş- sınızl,, “Berye,, cevap verdi: “Haşmetmeap! müsaadenizle ar- zedeyim ki bu kadın bir düzan- baza behziyor!,, Kual: “Bedava yere olmıvacak!, sözlerini söy- ledi. Bu hadise böylece başın- dan kes'idi. Kıral dedikodudan son derece gekinirdi. o Mektubun (o bütün Parisçe malüm oiduğunu sandı. M. « Berye » madamı göz hap- sine aldırdı, O da « Versay »a gidemedi. Madam dö Pompa- dur olup biteni madam dü « Hose » ye - anlattı. | Kadının kocası bir müddet sonra çiftlik müdürlüğüne tertietti. Diğer bır gün Madam dü “ Hose ,, «Konpiyen» de komed- ya oynanırken bulunmuştu. Mar- kiz nedimesine piyes hakkında bazı sualler sordu; çok kimse bulunup bulunmadığını, orada güzel bir matmaze! olup olmadı- ğım araştırdı. Fühâkika locasi iyanmdali!»bir-locada “genç bir Kiza DUrUNGUŞUMU ve saray MAİ kının ona büyük iltifatlar yaptı- ğmı duyunca tebessüm ederek dedi ki: «Bu kız matmazel « Dorote » dir. Dün akşam kıralın sofrasında bulundu; yarın da ava gidecektir. Benim bu kadar malümatım olmasına şâşiyorsunuz, halbuki benim daha fazla ma'ömatım var. Onu bur.ya Fransanın en namussuz adamlarından biri olan Gaskonyalı “Dübari, ; getirdi. Herifin bütün ümedi kızın hüsnü anına kıralın tahammül edeme- mesindedir. Hakikaten kız da pek güzeldir. Gezdirmek vesi'e- sile bahçeme getirmişlerdi gör- düm. Strazburgta bir sakanın kızıdır. Aşığı takdim. ettiği bu çiçeğin ilk bedeli o ârak “Ko- lonya,, elçiliği talep ediyor., “Yoksa madam böyle bir mah- lüktan endişe mi ediyorlar ?, “Her şey mümkündür. Maama- fih “Löbel,, bu meselede bana büyük yardım etti, “Güzel Dorote,nin aşıkının bir hastalıkla malül olduğunu söyledi Ve ilâve ettiki: “Efen- dimiz bu maraza tutulursa yaka- yi sıyıramazlar,, Kıral bunu du- yunca hemen vazgeçti., Zaten daha iptidasında kıralın bu mu- münasebeti büyük tenkitlerle karşılanmıştı. Markizin kıredisini kırmak için ne mümkünse ya- pılmıştır. 1746 senesi hisanının otuzunda yani gözdeliğinin ilâ- nından henüz bir sene sonra “Darjanson,, markizin yakında kapı dışarı edileceğıni iddia edi- yordu. Buna herkes emin idi. Madam dö Mayyinin tardından mukaddem ki vaziyet müşahede ediliyordu. Terk olunan gözde gittikçe zaifliyordu. Henüz sukut etmemiş olma- muayeneye sevkedilmiş ve netice- de kokmuş ve pis olduğu an laşılmıştır. Pastırmacı cezalan- dırılmıştır. » İstanbul ağır ceza mahke- mesi reisi tarafından şehrimizde bulunan Adliye müsteşarı şere- fine bir ziyafet verilmiştir. * Şehrimizdeki balıkçılar bahk tutmak için bomba kullanmak- tadırlar, Bu yüzden bazı taraf- larda balık neslinin tükenmesi teh- kesi mevcut olduğu için Balık- çılar cemiyeti tarafından şikâyet vaki olmuştur. » Taksilerde hile yapan şo- förlerden otuz kişi yakalanmıştır. Emanet bunları şiddetle ceza- landıracaktır. »* Ecnebi ve akalliyet mek- tep'erindeki Türkçe mualimle- rine pek az maaş verilmektedir. Bunlar Mâarf Emanetine şi- kâyet ederek paralarının arttı- rılmasını rica edeceklerdir. Maarifte Bir maaşı kesi'di Geçenlerde kız Ameli Hayat mektebinde bir hadise olmuş ve muhasebe muallimi Apti Tev- ik Beyin talebeden birine tokat vurduğu iddia olunmuştu. Bu meseleye mcarif dairesi nin vaz'iyet ettiği ve muallim Beyin bir aylığı kesilmek sure- tile cezalandırıldığı haber alın- mıştır, 5 * vü aaa sından bilistifade kendisi, ailesi erkânı ve dostları için ne müm- künse koparıyordu. Ailei bü- kümdarı müttefikan Madam dö Pompadur aleybinde dolap çe- viriyordu. Veliaht ve zevcesi, kıralın kızları onu wak tutu- yorlar, kendisine cevap vermi- yorlardı. Onlar kıralı başka eğ- lencelere sevketmek istiyorlardı. Lüzumu halınde saraydan güzel bir kadın tedarikine de amade ediler. Zaten çok * erken kadın kullanmağa başladığından eski- diği iddia olunuyordu. Otuz yedi yaşında olduğu .halde haftada iki defadan fazla kadınla müla- abede bulunamadığı tahmin olu- nuyordu, Versayda ahvalı sıhbı- yesi bozuk olan Markize karşı kıralın bürudeti iddia ediliyordu. Kıralın “madam dö “Perigor,, madam dö “Rohan, ile olan münasebatı söyleniyordu. Mar- kiz içini yiyen bir marazla gün- den güne zayıflıyordu. Söyledik- lerine göre kıral, ber kesin malı olmuş olur. Kontes dö la Markın bile peşinde koştuğu muhakkak- tı. Mirkzin candan düşmanı olan: Li «deri dük Dajan kon tes dö la Markı Saray tiyatro- suna sokmağa muvaffak olmuştu. Nihayet kontes kıralın apartımanı yanında bir yer verdiler, Her gün yeni intrikalar zühur edi- yordu. 28 eylül 1748 de “Dar- janson,, markizin herkese söylüyordu. Kıral se- kiz aydan beri bu kadına elini bile sürmemişti. Artık komedya balet, dans, müsiki ile gözlerini boyamak mümkün değildir. Bir çok nedimler şimdiden merkiz den yüz gevirgiler. Btm) Aman yolda bir Şey olursam |... Frederik Alf, ed Krup etrafına birçok adamlar toplar ve onlara hatsiz vaadlerde bulunurdü | Bütün bu siparişler milyon arca kâr tırakıyordu. Krup Almanya- nin birinci. fâbrikatörü addedi- liyordu.. Top kıralının mâlikâ- nesi olan “ Hügel,, sayfiyesi Alman: hanedan * saraylarından çok parlak bir hal almıştı. Bir büyük fabrikatörden ziyade hali vakti yerinde bir doktoru andı- ran “Frederik Alired Krup,, debdebe ve darat içinde yaşa- mağı gayet seviyordu. Eli açık olduğundan dilenciler ve yardım istiyenler meşhür “Krup,,un sadakasına nail olmak için koşarlardı. “ Krup , un etrafında, ken- dilerine bol bol maaş verdiği bir çok hizmetçiler bulunurdu. Zaten bu sahaveti daimi bir endişeden o neş'et (o ediyordu. Onlara sık sık derdi ki; — Aman yolda bir şey olur- sam... Biliyorsunuz ya hepinizi düşündüm... Bu sözleri ber ozaman her vesile ile tekrar ederdi. Böyle bir yaşayış tabiatile top kıralının etrafında bir * nevi “bizans,, muhiti teşekkül etme: esi hakkımda ma kibMBA FİİL yetler şark efsanelerini andıra- cak kadar garipti. Meselâ dok- torun “Frece ik Alfred Krup,, a her gün yemekten sonra bir saat yüzü koyun yatmak tavsi- yesinde bulunduğu ve etrafında- kilerin de böylece yüzü koyun yatarak onunla iskanbil oyna- dıkları rivayet edilirdi. Fakat “Esen,, in şevkı Kayser Vilbelmin sarayındaki revnağa nisbetle hafif bir şu e idi. İhti- yar Alfred Krup bir şahsiyet olduğundan müstakil bir sultaya malikti Bu nüfuzu hükümetle boğazlaşarak elde etmiş oldu- ğundan, kendisinin de mütefa- birane ve belki de birez müs- tehziyane söylediği veçhile bükü- met içinde bir hüküm»t idi. Oğ'u iş başına geçince Krup iabrika- ları, Hükümet idare makinesinde bir çark halini adılar. Şurasını da söylemelidir ki bu çark gayet mühim idi. Vilbem harbin amiri mutlakı idi. Krup kendi- sine muakkiplik yaverik ediyor- du. Zaten ikisi de bunu biliyor- lar ve bildiklerini mütekabilen ispattan hali kalmıyoriardı. Biz- mark “Hatırat, ında 1890 sene- si bubranına ait bir vak'ayı anlatır o Krupun Prusya şurayı devletindeki mümessili, müesse- senin programı mucibin :e hükü- metn tarzı teşrisini tenkit ediy- yor, fakat hükümdarin idaresine ciddi bir muhalefette bulunmıyor- du. Çünkü imperatorun yarı ima ile müessesat sahipleri aleyhine savurduğu sözlerin hatırasile çe- kinmiş, zatı hükümdariye nahoş gözükmekten ictinap eylemişti, Eğer “Alfred Krup,, sağ olsaydı işin böyle olmıyacağı muhakkaktı, “Frederik Krup,, Bizmarkın ade- mi memnuniyetle müşahede ey- “ Krupylar: 23 5 “| lediği veçhile “terbiyeli; bif hicap,, muhafaza &diyordu. Hü” kümet aleyhinde çalışmak iste” İ miyor, hükümetle tevhidi mesa“ ij iye sarfı et ediyordu. Böyle sielle e “Rayhştağı,da veya i z i ei me geçirmeğe lüzum Ona zoka hüsnü naza- rını muhafaza etmek kâfi ş yordu. Buna da ondan Li muvaffak olacak nadir bulunur- du. İmperator sık sık “Hüğel, sayfiyesine gelerek misafir ka- hırdı,” Alfred Krup 1902 teşrin- sanisinde öldüğü zaman O İmpe- rator baş si'âhcısını mezara kadar takip etti, Krup müessesesinin Kayser ve Rayiş hükümeti ile olan mü- nasebatı devam etti, Frederik Alfred Krupun erkek çocuğu olmamıştı. Vasiyetnamesi muci- bince mirası büyük kızı “Berta Krup,a kaldı. Firma 1903'te gar bir şirket halini aldı. milyon marklık © mamen Bertaya kaldır Bera A , manyanın en zengin kadını idi ve büyük bir şöhreti Vardı. Mü- esseseye eski ailevi şekli beri i di; Böb'İ grek içi birçok gaya direktöflerin eline geçti” Krupun sefaret müsteşarı “Fon Bolen Halbah,, ile izdivaci bu teş- kilâta aslâ halel getirmedi. Ye- ni zevç ailenin şerefini vikaye için Krup Fon Bolen Halbah sıfatını takındı. a * İşler gitlikçe fazla getiriyor, fabrikalar tevessü © ediyordu. “Esen, top fabrkasında 200 ilâ 250 metre boyunda * haller yapılmıştı . o“Raynhavzen, de Frederik Alfredin maden üze- | rinde büyük bır maden temiz- leme fabrikası vücude getirildi. ki “Loren,, de, “Lahu,, da, “Pei- senkırhen,, de yeni omadenler satın oalındı,. Demir madeni | lâzım olan ham maden ve kö- j mürden en mükemmel -imalâta- f nelere kadar Her şey bu mües- | sesenin “eli altnda toplanmıştı. İ Artık . mali bir tehlike aslâ | mevzuu bahs olamazdı, Hükü- metin siparişleri (omuntazaman il geliyor, ve miktarı seneden 8€- ji neye çoğaliyordu. . A İİ “Krup, şirketinin hasılatı #8 fiyesi 1903 te 20 milyon mark iken 1913-14 te 34 milyön mar“ 122 milyon mark iken -1905 te 24 milyon mark ve 1911 d€ 254 milyon markı buldu. * yet 1895 te 8 milyon. olan mettü 1906 da 16 milyon 1911 de 18 milyona muazzam servetin sırf nın siparişleri ile elde zannetmek hatalı olur. Bu 84 yi. eski beynelmilel (o mabil haiz olmamakla, ve hariçte 3” propaganda edilmemekle b€|, ber Krup fabrikaları ur : zannolunduğu gibi — e hesabına çalışmıyorlardı. y) Mi t var i Gi At ii