WAKIN —stonbulun bahri bahri nakliyatı pe Şirketi Hayriyenin yeni tarife projesinden babse- derken İstanbulun bahri naki- yatını İdare eden üç müessese arasındaki inkısam ve rekabet vaziyetinin netice itibarile hem vapur şirketleri ve idareleri için, hem de halk için zararlı oldu- ğunu kaydetmiştik. Bu vaziyet milli tasarruf mevzuları ile bil- hassa iştigal edildiği şu sırada bir kat daha ehemmiyetle nazari dikkate alınmak lâzımdır. Onun için ayni meseleye bu- gün de temas etmeyi faidesiz bulmuyoruz. Hakikati halde İstanbul bahri vesaiti nakliye noktasından üç imtiyaz mıntakasına ayrılmıştır: Bu mıntakalardan biri Şirketi Hayriyenin, diğeri Sesrisefa'nin, üçüncüsü Haliç vapurları idare- sinin elindedir. Tabii mabiyet itibarı ile birbirinin ayni olan üç devi vazi enin ayrı ayrı ellerden dare edilmesi, yani İstanbulun denizden üç imtiyaz mıntakasına taksim edimiş bulunması ber cihetle zararlıdır. Eğer mesele imtiyaz mukave- leleri noktasından tetkik edilirse bu zararlı vaziyeti ıslah etmek şüphesiz müşkül olur. Bir taraftan hükümet müessesesi olan Seyrisefain idaresi ve diğer taraf'an hususi şirketler ida- relerinin kendi kendilerine top- lanarak bu vaziyeti ıslaha çalış- maları mümkün değildir. Fakat vaziyetteki zararlı man- zara okadar barizdir ki bir gün bu işe yüksek makamların mü- dahalesi ile münasip bir hal çaresi mutlaka aranacaktır. A- caba hali hazırda İstanbulu de- nizden ayrı ayrı imtiyaz mınta- kalarına taksim eden muhtelif idareler arasında bir nevi iştirak ve ittihat temini mümkün de- gil midir? Mesele ciddi surette tetkik edilirse bunun için her halde bir yol bulunabilir, Meselâ Seyrisefainin sevahili mütecavireye İşliyen vapurların diğer vapurlardan tefrik ederek eshama münkasim ayrı bir hususi şirket şekline kalbetmek, bu şirketin eshamından bir kısmını Şirketi Hayriyeye, sonra Şirketi Yann asu evvelki VAKIT Bir müddettenberi ş sid detflı baş ağrısına müp- telâ olup her ne kadar nefes eilirmiş isem de münvefi olmayıp nihayet Şelhiremini kurbünde De- nizaptak o mahal esinde 224 numaeral. hanede s4- kin Hayri efendi bu baş ağrısını beş dakika zar- fında defetmiş ve çent mahdanberi dahi avdet etmem'$ olduğundan Efendi mumaâilephe te» şekkür ie beraber bu misiliâ vücudunda ağrısı olanların fusatı fevtei- meyip hemen haencimez- küreye müracaat eyleme- lerini halisane ihtar ede- rim. Evâp civarında Otakçı'ar mahailesinde sakine Zehra a GIA | Hayriyenin eshamından bir kıs- mınıda yeni teşkil (olunacak şirkete vermek hatıra gelen ted- birlerden birisidir. Hatta mevcut vapur idare ve şirketlerinin hukuki vaziyetlerin- de hiç bir tebeddül yapmaksızın Seyrisefain, Şirketi Hayriye ara- sında hem bu idarelerin, hem de halkın zararını mucip olan barı ahenksizlikleri bir dereceye kadar bertaraf etmek kabildir. Elverir ki bugünkü vaziyetin © gayri tabii ve zararlı oluşu hakikaten takdir edilsin. Mehmet Asım SU NY SE YAHAT “Likürg, devri mi? Dörkü gazetelerdeki bir tek | graf haberini okuduktan ... hükmettim ki asrımızda artık yaşları senelerle ölçülme adetini bırakmak lâzımdır. Evet her gün yeni bir yaşa daha gi- riyoruz. Tayyare, nasıl mesafe- leri ortadan kaldırmış, insan ömrünü, efsaneler dünyasının kahramanlarına mahsus bir uzun- hukla uzatmışsa, yaş mefhumunu da öylece değiştirmiştir. Mukaddes tarih başta olmak Üzere birçok kitaplar eski devir- | lerdeki insanların iki yüz, beş yüz hatta bin sene yaşadıklarını dava eder. Şehnamedeki «Rüs- tem Zal» de Firdevsinin cömert hayalinden tükenmez bir ömür almıştır, Fakat hangisini ele alırsanız alınız, zamanımızın en körpe in- sanından daha genç gibi vim bilirsiniz. Hazreti ne yaşamış olabilir — ona ömründe mesafelerin, tabiatle mücadelenin korkunç manaları vardır. Âdem, «Serendip,i belki on senede tavaf edemezdi; bu günün çocukları çelik kanatlar üstünde bu seyahati on saatte bol bol yapabilir. Âdem, bir batman buğdayı bir senede un haline gtiremezdi, biz bir tonu- nu birkaç dakikada öğütüyoruz. Bu, gerçi böyledir, ama,. ben her gün bir yaşa giriyoruz der- ken başka bir bissi, sadece hay- reti ifade etmek istemiştim. Nasıl şaşmıyayım, ki okuduğum baberde: “ Beynelmilel hırsızlar İspanyada kongrelerini aktetmiş- ler ve yeni sene için faaliyet programları bazırlamışlardır.,, deni- liyordu. Sonra düşününüz ki bu hırsız murahhaslarmdan biri de büyük devletlerden birinin da- rülffünununda müderristir, Darülfünunda hocalık ve hır- sızlar kongresinde azalık... Zi- hinleri zelzeleye veren bu çap- raşık vak'a da yirminci asrın yeni bir harikası mı sayılacak?. Otel ve demiryolları sahasında çalışan bu hırsızlar, acaba hep böyle anlı şanlı kişilerden mi mürekkeptir ? Gerçi hırsızlığın cıgara içmek kabilinden birşey olmak istidadını (o kazandığını gün gün görüyoruz. Lâkin ne de o'sa meselenin böyle neticeler vereceğini asla tahmin edemez- dik. Sakın, bunlar tarihin te- kerrürden ibaret olduğunu ba- hane ederek, tekrar haydutluğun mübah sayıldığı devirere dön- mek için bir sebep o'masın? Korkarım ki çok geçmeden me- cellelerden sirkatin cesası kal- dınlacak ve yerlerine «Likürg»- Güzelli & kıra'içesine (Dostlarımı, tanıdıklarımı baş- arma bir devlet kuşu konduğu zaman kutlulamayı pek o kadar sevmem. Bunu tuhaf bulabilirsiniz; fakat ne yapayım, huyumdur. Fakat bir felâket haberi aldım midi, hiç durmam, iki elim kanda o'sa mendilime siler ve o feâkete uğrıyan ta- nıdığı taziye ve tes'iyeye koşa- rım, Eh, 8iz de gazetemizde bu kadar resminiz basıldığı için bir tanıdık Sayıiremız. Bakın, yediden yetmişe ka- dar ber Yaştan «ası “bulunan hakem heyeti 6x; kraliçe ilân ettiği za iü bir teb- küçü cük rikte ble bügün ik - A ha ziysde debilesi gidi - uğradığınız bir felâkellen do- fayı tesliyeye şitap ediyorum. Evvelki gün yaşınızı :ki sene büytltmiye mecbur olduğunuzu haber aldım. Bu felâcet için müteessirim. Yaşımız biraz daha artınca Siz de; — Eyvah, diyeceks niz, keşke kıraliçe olmasaydım da iki yaş genç kalaydım! Lâkin Şöyle müteselli olunuz. Biz bilir ve takdir ederiz ki siz taş çatlasa on altıdan fazla de ğisinizdir. Onun için her zamsn hir mü- naseb't düşürür ve ca'a küçük olduğunuz halde ku..,cıği el- den kaçırmamak için böyle bir yaş tash bine mecbur olduğunu- — söyler nz Bahama kerimin sonra Hanımefendi... » Mahvalar B» sene Ramazanda bazı camilerde mahya kurula- cak ve bunda halka tasarruf tavsiye edecek Yazılar yazılacak- mi Öyle yapacaklarına mahyalar- dan büsbütün vazgeçseler, daha fazla tasarrufa riayet edilmiş ol- maz mi? Toplu İsne Fırkada CevdetKerimB, Fırka idare heyetine reis 0'du C. H.F. İstanbul :dare heyeti intihabında ( riyasete (Cevdet Kerim B. intihap olunmuştur. Cevdet Kerim B. bugünlede Ankarada bulunmaktadır. Sandık içinde Tevk'fane kaçkini ya kayı ele verdi Üsküdar tevkifanesinde tuhaf bir kaçak vak'ası olmuştur. Hüsnü oğlu Hikmet isminde biri hırsız'ık maznunu olarak Üs- küdar tevkif nesinde bu urmak- tadır. Geçen gün tevk'fane gardiyanının gafletinden istifade etmiş, kendini penceredenaşa- ğıya atarak kaçmış, ortadan sırrolmuştur. İsküdar merkez çavuşu Asım çavuş, Hikmetin evvelce Be şiktaşta bir evle münasebeti olduğunu hissetmiş, oraya git- miş, Serencebey yokuşunda 18 numaralı evde Hikmet: bir san- ün meşhur kanunu rmmanktağin dık içinde yakalamış, tevkifha- 5 yyan a neye göndermişür, manmasızu MERAKLI ŞEYLER e Bu da bir nev'i! Bir kadın kocasını çok sevdi ğinden dolayı öldürmek istedi Birçok sebeplerden dolayı ci- nayet işlendiğini her vakit işit- mekteyiz; fakat bir adamı ve bahusus zevcini fartı mubâbbet- ten öldürmek her gün duyulur hadiselerden değildir. Halbuki madam Kamil Betemvürg ismin- de bir kadın geçen gün Pariste, bu sebepten cinayet muhake- me edilmişti, Madam Betemburg fazlaca şişman bir kadındır. Kız iken gayet ciddi idi. Bir marangoza vardı ve bu marangoza karşı büyük bir alâka gönterdi Bu a'âka ve muhabbet o dereceye kadar yükseldi ki günün birinde kabına o sığmıyarak (o madamın kocasına öldürmek teşebbüsünde bulunmasını mucip oldu Geçen Kurular memleketinde Yalnız Nevyorkta gizli gizli işli: yen 31,000 bar mevcuttur Amerika ayan meclisi demok- rat azasından Mr, Sirovik Nev- york şehrinde içki memttiyeti kanununun tatbik tarzı hakkında tahkikat icrasım talep eden bir takriri oAmerikan kongresine vermiştir. Mr. Sirovik bu bapta e e barın faaliyette bulunduğunu ve bu, bararda sarfolunan alkolün kaçakçıların (o tekibine memur olanlar tarafından tedarik edil diğini söylemiştir. Bu mesele ile ayandan bir nutuk söyliyen Mr. Burah İse son kongre intihabından beri Amerika ayan ve meb'usanın- daki içki aleyhtarlarının mikta- rının fazlalaştığını beyan etmiştir. Bir şantaj davası Son günlerde Pariste Madam Hano tarafından Jorj Anketil aleyhine açılan şantaj davası rüyet edilmiye başlamıştır. Ka- nlerimiz Madam Hanoyu şüp- hesiz hatırlarlar. Bu mahir Ya- hudi kadını eski zevci ile bir olarak muazzam bir banka teş- kil etmis ve bankanın iflâsı bir- çok kimselerin harap olması, birçok intiharların vukua gel- mesile neticelenmiştir. Madam «Hano» iflâs ederek tevkif olun- duktan sonra birçok kimselere | ve bu meyanda Jorj Anketil ile Meymun Amar isminde bir Tu- nuslu makla ittiham etmiştir. Aradan bir seneye yakın bir zaman geçtikten sonra iş mab- | kemeye geldi. Bir senelik bir müddetin müruruna rağmen ge- gerek “ Anketil,, in ilk zamanlardaki hırçinliğı o muhafaza © ettikleri | mahkeme zabıtlarından anlaşı- rek madam Hanonun şılıyor. Madam “Hano,, mahkemedeki | ifadesinde demiştir ki: — Anketi benimle “görüşmek || istemiştir. Fakat bir türlü evime ulan, için gmuaztam “enkei kabkalar şantajcılığını “Meymun Amar,, ta” Yahudiyi (o kendisinden | şantaj suretile para çekmiş ol- mayısta idi. Karı koca konu” larken bir sıra İnadam cebin * bir tabanca çıkardı ve koc üzerine beş ateş etti, Zavi adam ölmedi fakat hâli dayamıyacak bir ha dedir. Madam “ Betemberg ,, müd" İnasında: demiştir ki; — Kocam şişmanlığımı fesli görüyordu.. Mutlaka başka bif metresi olduğuna kanaat geti” miştim. Onu başkasının yanındf tasavvur etmektense öldü < gelmiye cesaret edemiyordi Çünkü teklifatı rezilâne olduğ cihetle dayak yemekten korku" yordu. Eğer kadın olmasaydım ve vücudüm müsait olsaydı ons öyle bir dayak atardım ki... “Anketil,e ( gelince madam ile karşı anmıştır. “Anketil,, kendisinin aslâ kâ bahatlı olmadığını söylemiş rafından yapıldığını iddia etmişi o vakit “Meymun,, demiştir ki: — Ben ancak madam “H. no,,ya hizmet olsun diye “An ketil,in teklifini ona bildidin Madam “Hano,, ruhen ve b denen bana teslim olmuştu. Bu sözler Madam “Hano,,nu utanarak şiddetli itiraz etmesini mucip olmuş; o vakit “Amar, izahata girişerek şu sözeri etmiş: — Yanlış an'aşılmasın.. Mak' sâdım Madam "Hano,,nun ban fevkalâde emniyet gösterdiği"! bu suretle gayet gülünç bır ha de devam etmektedir. Pazartesi Kânunsani 1930 Kışın şiddet sa ari Güneşin aoğüşu! 7,17 a v0 Güneşin balını : IZJT7 Ayın dağuşu » 625 Ayın balişi : 14,36 Bugünkü hava Hüvs balla, eng ie