Büyük kadın Muharriri : Emil Ludvig Etmek ar p dınlar için kolay ne vardıl Ka- edecek rs Ba e rakabet Fetan ve kileri oxtur kii Günahı va- Yaşamak gir âynı cennet içinde değil mi Sııntıs.ndan kurtaran © tarhp Ee ie yazık ki bu kadın Nikelangej ma değildir. Gerçi biz 2uh ilç Ş a) eserlerinde onu vü- bizden görüyoruz, fakat üstatlar Yip e #uallerin cevaplarını iste- duş urlar: Bu kadin nerede doğ” Evlediğ. Zamen öldü? Ve ne zaman ağla Kaç çocuk doğurdu? Bu eti sormak beyhudedir. atirin bütün büyük kadınlarını €rini bir şairin hayaline veya kavmin rü'yasına medyun dütün “nlar Semiramizi, Heleni, İfi- Yeyi, Niyobeyt, Yokastuyı, İzol- Yİ ve Hioroyi, Havva İle bir & topliyabiliriz. İlk tarihi ke lardan biri olan Safo bile esatiri, * lâyemut birkaç şirin şualle MYdinlanan, bir toşluk içinde ya yor, “i Şu saşdığımız ele yedi kadın İmunesinde, güzellik, aşk, veya Sunile, © annelik meziyeti VEY8 haleengiz bayanı ile şöhret kaza kadınların senbollerini görürüz gar, deha ve şöhret sahibi olan ki, Kadınların Mahi ley, İnsanların faaliyetinde ki mah ün her şeyden fazla tayin eden Zâtnandır 1200 de mümtaz kazanmak istiyen bir adam İ alin, 1500 de eşkiya, 1800de üşmanı olurdu. 1930 de Mü | İS Olacak. Deha, li noktal ne- dan daima isyankâr olduğu hal al, getiaka kendi devrinin şeklini tvyi cak bu devrin dikkatle te- .Üİ aradaki nisberi ilşa eder abiate daha yakın ve daba Tbut olduğu için, kadın deytinin nümuneleri | T. p “iihin ep büyük ked.nını, tayin | subundan, daha, müstakil, görünür. ve encek basit fikirli kad unlar mo daya esir olurlar, Kadının kudret cinsiyetine bağlı, belki önun kod reti cinsiyeti olduğundan, her $4- ha onun debasina açıkur. Maziye dikkade baktığımız za man, ebediyyette yaşıyan enmuzeç ler etrafinda daireler teşkil ve her devri temsil eden Kadınlar götü rüz Yavaş, yavaş, bu daireler için de bir tertip hasıl olur. Gözlerimi zi kapıyacak (oolursık OÖnümüzde manzaralar bir birini takip eder. Perde açılır ve resimler görünür. Şimdi arkasından Olinplerin bu tutları görünen bir yarim dairesi için- de, sevimli bir Yunan kadını karşı- sındayız. Bu kadın, ilerliyor, güzel kollarını açiyor ve tebessüm ediyor. Hatipler, onun meziyyetlerini teren- nüm ederek söze başlıyorlar. hec cavlar, onunla isthza ediyorlar, filozotlar onunla suhbetten müstefit oluyorlar, siyasiler sonu getmiyen suallerle ona koşüyorlar. Bu kadın, hükmü bir sahilden bir sahile yürüyen, gemileri denizleri noktalıyan, askerleri uzak beyaban- ları dolduran bir kıraliçe mi? Şecere- «li âhlara varan bir mabude mi? Hiç o'mazsa bir hükümdar karısı ve ya bır şairin annesi mi? Hayır bunların biri de değil Önun nesebi de, asıl yurdu da meçhul. Ne zaman doğdü- ğunu, ne zaman öldüğünü de bilen yok. Hatta ona bütün kudretini ve- ren yüzünü bile tanımıyoruz. Yalnız bir çok mermer parçalarının onu temsil ettiği söyleniyor. Bu kadın kendine Aspazya ns- mını vermiş. Bu kadın Atinaya nereden geldi? Kendisi bir kölenin kızı midi? Bunu bilen yok Yalnız onu yirmi beş yaşında iken zekâ. sımn kudreti vE vücudunun güzel- iigi sayesinde Ananın, o Zaman en Küçüktavsiyele Saten iskarpinleri temizlemek için beyaz bir fanile parçasını benzine batırarak hafit bir suret- te ve satenin istikametinde sil melidir, iakat fanle kirlenir kir. lenmez, temiz tarafile temize mek lâzımdır. # . Tuva'etlerdek, hafif ve kücük yırtıkları belli olmadan yamamak pek kolaydır. Bunun için gayet ince bir gütaperka yaprağı alıp kumaşın alttarafından yırtığa hi- zalamalı ve orasını ütülemeli. Gü- taperka 40 derecede eridiği için kumaşı yapıştırır. > Şışman hanımların zayıf'amak için perhiz etmeleri müspet ve arzu edilen neticeleri vermiyor Bu, s:stemin yanlış o duğuna de âlet eder, ve doğrudur. Zoyıllam: k'an maksat vücuttaki faz'a'ıkları atmak demektir, yok- sa dermansız olmak d:mek de gildir. Yapılacak yegâne şey, sabah ve ikindi zamanları, yün fanileler giyerek ip atlamak, koşmak su- tetile terlemektir, Fakat bu idma- nın şiddetli olmamasına dıkkat etmelidir. En iyisi herkes bedeni kabiliyetini bir doktora tetkik et tirerek idmanların müddetleri hu- susunda tavsiye a'malıdır. Kıvrılmış saçlar yeniden moda oluyor 7. 2 VAKİT. 4 Kânmnevvil 1929 —> Küçük itiyatlar Bir am. gara boanmatarda bunların Alman muharrirlerinden Madam | Karola Tayn, boşanma hadise- lerinin sebepleri hakkında bir tetkik yapmış, son zamanlarda mahkemeye düşen bu gibi ha- dise'erin çoğunda vargeçilemiyen ufak, tetek bazı itiyatların mü- bim rol oynadığ, hatta bazan başlı başına geçimsizlik ve ay rk sebebini teşkil ettiği neti cesine varmıştır. Madam Karola Tayn bu husus taki yazısında şöyle diyor “Bü- yük Rus edibi Tolstoy, meşhur eseri OoAÂAÂnna Kareninde bir kadının, kocosiının bir Ote viye parmaklarını çıtırdatması yüzünden nasıl (o bırçınlaştığını gösteriyor. Severek evlenen bir kadın, bir gün bana kocasının her swale karşı “Nasıl?, yahut da “Hımm!, diye mukabele etme sinin kendisini son derece sinir lendirdiğini, artık ondan ayrılmak zaruretini hissettiğini anlatmıştı. Bu gibi küçük itiyatlar, evlilik heyatında ehemmiyetle mülâhaza olunmalı ve kolaylıkla eiddi, yuvanın dağılmasını mucip bir netice hazırlayabileceği unutuk mamalıdır. Filhakika bu gibi iti yatları silkip atmak biraz güççe- dir. Lâkin kurduğu yuvanın bo- zulmamasını isteyen, icabında bundan vazgeçmeğe katlanmalı- dır. Pek iyi hatırlarım, tanıdığım bir kadın bir gün ıslıkla bir şarkı söyliyen kocasına öfke ile bağırmıştı: “Kes bu ilığı, diyo- rum sana. Eğer bir parça daha devam edecek olursan, tasımı tarağımı toplar, evden çıkıp gi- derim!, karısından mazur görmesini rica etmişti, Ben kendi bhetabıma meselâ mütemadiyen bıyığıle oynayan veya tırnaklarını düzelten bir erkeğe hürmetkârlıkla muamele edebilirim. Fakat her ne baha- sına olursa olsun onunla evlen- mekten çekinirim. Şu balde, küçük itiyatlar, de- yip de geçmeyiniz. Bunlar, bü- yük ehemmiyetle telekki olun- malıdır! Saç modaları yeni pir tehavvül geçiriyor. Alından ve kulaklar özrinden saçları kıvırmak adeti” çoktan zevale uğramış gibi idi. Çünkü saçların fazlaca kesilmeside buna mani oluyordu. Alın ve kulak üzerinde saç kıvırmak adetinin yenilenmesi, kadınların daha güzel görünmesine yardım edecektir. Kadınların tekrar saç güzelliğinde istifadeye başlamaları, onları eski bir an'aneye döndürmüştür. parlak erkeklerinden bir halkayı curafında topladığını biliyoruz Aspazya, burada, büyük bir mev- kiin eşiği üzerihde duan adama tesadüf etmişti. Bu adam Periklis idi ve Aspazya- den beki yirmi Yaş büyüktü, Pe- rikiis, o zaman &vlidi. Fekat eski Atinada zevce evinde mahpus Ve zevdne karşı bir hak iddin ede miyecek derecede #cizdi O zaman bak, yalnız erkeğindi. Evlenmenin yegâne hedefi, temiz kanlı çocuk” lar yetiştirmekti. Bu sırada, milât- tan beş asırevel, bir kıralın zev- ced o kaçırıldığındın dolayı, bir harbin vukuu istihza ile karşılaşmıştı. Zevceler, tamamfle mühmel bir bayat sürerler, Şeref ve mevkiden başka ictimaf eğlencelerden ve gü- zel elbiselerden mahrum kalırlardı. Ayn, zamanda başka kadınlar, ze kâlarile, füsunlarile, irfanlarile, At- nelilerile teshir ederler, her ziyafete iştirak ederek, Sözlerile, sevgilerile, nüktelerile Atinelileri eğlendirirlerdi. Periklis, Aspaziyaya mülâki ok duktan sonra karısından (ayrılarak onunla yaşadı ve onunla, onun te siri altında, vebadan ölünciye kadar, tam yirmi sene geçirdi Per'kiis, | nasıl devrinin bütün Yunanlılarına falk idiyse Aspazya da tam Onun külvü idi Büyük bir adam, kendisi. ne rakip olmadıktan sonra, bu mev- kii bir kadına, istiye İstiye verebilir. Fakat, gerek bu Aspazya, gerek mütevali asırlarda onu takip eden Aspazyelardan biri, bir Periklisn işlerine müdahale edecek Olursu iş değişir. Bunlar, bu adamlar için, ancak bir ilham menbal ve onları memnun etmeğe çalışan bi- rer zeyk vasıtası idiler, Böyle bir kadının ehemmiyeti onun var olmasındadır. Başka bir şeyde değildir. Aspasya, güzelliğini düşünerek uya nır, santlerce yüzile meşgul olurdu. Çünkü, onu seven adamı memnun etmiye muvaffak olmadığı takdirde onun bütün nüfuzu zeval bulurdu Periklis, ne zaman bir mesele ile gelirse, Aspasya her İşini onutur ve onunla #lâkadar olurdu. Pereklis onu en twbİİ muşavir buluyordu. Onun Aspasyaya merbutiyeti, onun hâkimiyeti, Ikisi arasındaki bağları şıklaştırmış ve şağlamlaştırmıştı. Aspasya, Pereklişin ziyafetlerinde çalgı çalar, onun misafirlerile sohbet ederdi. Bu sohbetler eflatun! bir mabiyette (di. İpokratla tptan, Fid- yasla san'attan, Anoksa goroslu İel- seleden babsedilirdi. Sokrat bile, kadınların pek Jeh- tarı olmadığı halde, yarı ciddi, yarı müstehzi, Aspasyanın ülmizi oldu- gunu söyler. Aspasyanm pek kuvvetli Aşıkına istihdaf eden kıskançlıklar. Aspasya- ya karşı çevrilmiş ve onun aley- binde en mühiş eöhmetler ileri sürülmüştü. Bu töhmetler onu mah- kemeye sevketiği ozaman, bizzat Pereklis onu müdafaa etmiş, onun BÖZ yaşlan ve nüluzu onu kurtar- mıştı, Fikat çok geçmeden bizzat Pe rekliş te ayni ekibece uğradığı Za- man, bu korkusuz kadın hep onun- la birlikte hareket ve hep ona mü- zaheret etmişti. Pereklis, mevkiini istirdat ettik- ten sonra veba onu alıp götürmüş ve Aspasya yapyalnız kalmış.