— 6, — VAKIT. — 16 Teşrinisani 1999 İşidilmemiş bir hadise On yaşında bir çocuk üç yaşındaki oyun arkadaşın! keyfiçin asıyor Son gelen Avrupa postası bir. az düşünülünce tüyleri dehşetle örperten bir vak'a haber veriyor. Bu müthiş ve inanılmaz vak'a Fransada olmuştur. Vak'a bir katildir; katil on ya- şında, zeki, açık göz, biraz hain bakışlı bir çocuk, maktul ise üç buçuk yaşında mini mini bir masum. Katil tahkikat adliye başlar ken isticvap ediliyor. Soruyorlar: — Neye küçük arkadaşını as- tın ? Yazık değilmi? —Ne için olacak.. eğlenmek için astım.., —O ne demek eğlenmek için arkadaş asılır mı? — Bakımız size anlatayım. at | oyunu oynuyorduk. Boynuma bir sicim taktım. sonra meyilli bir yerde iple çektim. — Ne için çırçıplak soydun? — Daha iyi kaysın diye... elbisesi üzerinde iken otlara takı- hayordu. — Ya sonra neye demir telle bir dala astın? — O benim beygirim değil mi idi. onu bağlamak istedim. — Bağırmadı mı? — Akh! tam ben asarken azı- cık bağırdı. Anlaşılan çekişirken hırı'damış... Hadiseyi tahkike gidenleri en ziyade dehşete sokan şey katilin aslâ müteeesir olmaması, arka - gösterdikleri ba'de bile gülmesine ve çene zavallı yavru can dasının cenazesini yarıştırmaşına halel getirmemesi olmuştur. Ha'buki, ba çocuk oldukça zeki ve çalışkan imiş. Hatta hesaptan birinci imiş. Böyle bir mahlükun en şeni bir cinayeti gayet tabii bir süret te yapmış olmasına insan deh- setle hayret etmez mi ? smıfında Tepebaşi tiyatrosunda bu akşam saat 21/30 da ŞEHREMANE | tırçın kız fi İ in. Klm | Bir Hanım ârânıyor Vi Darülbedayide suflör vazifesi gör. mek üzere İse tahil görmüş. rürütle okuyan bir hanima — ihtiyaç verdir; telip olanların hergün sent birden beşe kâdar rejisöre müracaatlar vaçalmaştır | ziyor bi'birine! Hüyvatı meraklısı tipler: e ai Fofo, sevgili Fifisinden hiç ayrılmaz! Beraber gezmeğe gider. ler, bir kaptan yemek yerler, bir yatakta yatar- Ben fifiyi çok severim. O benimle promenatta, sinemada, tiyatroda, her İ yerde beraberdir. mermi zamma meram sazakazzaz KARALAR URLA) BABL EAA E302213132 — Fifinin basma geleni bili yorsunuz? Periler gelmiş üzerine. Hem sok peri | Matmazel Fofoya uygun bir vesile getirip çıldırasıya sevdiği köpeğinden bahsederek kendi- sinin ona ve onun hürusiyetle. rinin şöyle etraflıca araştırmağı düşündüğüm t«ıirada, onun köpe ğine dair söz söylemesi pek ho- puma gitti. Fakat, soracağım şeyleri *asarlamakla meşgul, zih- nen biraz dalgındım. —- Nasıl, dedim, Matmazel? Periden mi bahsediyorsunuz? Kö- peğinizle bunun ne münâsebeti var? Öyle samyorum ki, bu sual her cihetce yerinde idi, Hoppa- ca, narinve...... eh, epi dilber olan bw Rum kızı ile peri arâ- sında basmakalıp şairane bir düşünüşle belki bir münasebet bulunabilirdi. Fakat, onun hırçın şımarık, patırdıcı ve suratsız kö- peği ile perinin, ne perisi olursa olsun arası pek uzak olsa gerekti. Matmazel Fofo, ben bu dü- şünceye atlarken, sapı köpek başlı, »- Mademki yanında söyle- niyorum, #öylemekte beis yok!- biçimsiz çayfincanını uzatıyordu. — Limonsuz, sekeri sok. İyi? — İki defa mersi! Matmazel Fofo, kendi fin canmı da alıp kanapede, yanıma oturdu. Dudakları fincanın ke- narına değip ayrılarak anlatı yordu: — Yok minasebet, ama iste üsmüs peri... bem sok. Zıp zıp benim üstüme de sıçradı hep! — Peri dediğiniz galiba pire olacak ? — Nasıl? — Öyleya.. Peri başka, pire başka! Fransızca'arını süylevince Mat- mazel ansızın öyle güldü ki kah- kahasile beraber çayı da püs- kürttü. — Peri, pire Amân sok ta- haf. Ne bilezeğim ben, sok ben- — Eva... kelimeler! Köpek o meraklısı Matmazel, üstüne dokülen çayı ben men- dilimle silerken, hala gülüyordu. Ben de gülmesine hafif tertip iştirak ediyordum. Nihayet... — Peki, dedim. Bari Fifiyi peri... şey, pirelerden kurtara- bildiniz mi? — Bak, siz de sasırdınız! Sonra gittikce hararetlenerek ““atmağa koyuldu: — Elbette! Ama sok zahmet sekmis ben. Ne vakit banyo almıs. Fifiyi de sokmus suya. Yıkamıs, sabunlamıs, sabunlamıs, yıkamıs. Olmus temiz.. Hani nasıl demisler ? Ter,... ter. — Ter temiz! — Ha, bravol Ama sok yo- rulmus, bilirsiniz? (OKollarım ağ- rımıs, sok, sok yorulmus. Rahat durmaz hiç, yapar hav, hav! Etrafima bakındım : — Halâ banyoda mı? Mey- danda yok! — Yok zanim. Banyoda tut- mus on dakka. Fazla yok, ... has- ta olur, dayanmaz. Simdi hav. luya sarmış, boğlamıs, benim yatakta! — Mükemmel doğrusu! 7 lar. Bu köpek, göre, Matmazel süslenir! AE EYE RA # Nevakıt yemekyersem ğ bir kaşık Fifiye, bir ka- sık da Fofoya vermez- sem edemem ! — İstersiniz getireyim? — Yok, yok. Rica ederim. Rahatı bozulmasın ! Matmazel, bileğindeki zarif mineli saate göz ucuyla baktı: — Bes dakka daha kalmıs. Ne zaman bes dakka olazak, tüyler iyi kuruyazak? — Acaba nereden pirelenmiş? — Ben de sasmıs kalmıs. Ama simdi bir sey gelmis aklıma. Komsu var bizim pansiyonda, bir Madam, Madamı seypu Kilo opatra. Onun var kozaman bir köpek,.. bir at gibi. Onda sok pire olazak. Sok kosar, ondan anlamıs ben! * — Sizin köpek pek ona oyun arkadaşı olacak gibi deği ki. Ona nisbeten ufak tefek bir şey! — Gördünüz onu siz? — Merdivenden çıkarken, ba- zen.. — Ha, bravo. Tamam O. E- evet, sok kozaman ama o erkek, benimki disi, Bakmaz bu büyük, bakmaz o küçük. Bulusmusler disarde, Okoklasmıslar! Sekmis ben Fifinin kulak, ama uslanma- mıs, havhavlamıs! — Pekde giddetlice hareket etmeğe kıyamıyorsunuz galiba? — Yok. Çünkü ben Fifiyi sok sevmis. İste, promenatta, teatro- da, yatakta biz hep beraber. Bilirsiniz, geçen aksam sesli sinemada köpek havlamıs, Fifi de hav hav etmis, konusmus, Herkes gülmüs, katılmis! — Siz kedi falan sevmiyor sunuz, değil mi? Matmazel (oFofo, sıyrılan etekliğini ellerile diz kapakla. rından âşağıya çekerek, kıvır; kıvır saçlı başını salladı: — Yok ben sevmemiz. Ama Fifinin hosuna gitmemis baska hayvan. Ne vakıt misafir kedi gelmis, havhav etmis, kuyruk ısırmış. Kedi de puhpuh yapmış, tırmalamıs, — Misafire öyle şey yapılır mı? Siz de ceza olarak Fifiyi sokağa kovsaydınız. İ — Ha, bravo Fifisiz Fofo sırasına | ; gibi İ İsraili şeyi i Güzellik Paristen Londı hlardan mit Bu beyanatı tered doktorlara bü heykele göre a islâh ettiği bulunan Opefi hayretle (temaşa Bundan başka doktor yaptığı ameliyatın safahati göstermiş, daha sonra ilya yapmak için aletleri teşhir etmiştir. Renkli filimler gazetelrinin malümata göre pek yakında | sinema filmleri tabii renkleri kacaktır. Esasen renkli (fo vuna edeta bir İ getirmiş bulanuyor. sakıt filmler ve beyaz filimler de kacaktır. Papanın menettiği' 4000 kitap Vatlkanda (o tesis olunan matbaa, Papanın < katolikler fından o okunmamasını cmıf kitapların, Hstesini neşretmek Ü büşlamıştır. Papanın sayısı 5000 dir. Amerika vw zarfında ortadari kitaşf menettipi olur hiç? Ne vakit yemis, Fifi bir kasık, Fofo kasık. Yoksa ben yememisl — Bir kaşıkla mı yersini — Elbette. Fifi sok tef Nasıl demisler? Ter, ... term — Tertemiz! o iii — Ha, bravol vi Köpek meraklı Matme daha bazi şeyler soracaktım. kat bu wrada içeriki od" homurtu şeklini alıveren bir , 4, bir mızmızlanış, iki kısa | bav işitildi. — Aman, Fifi öfkelenmişi Matmazelle beraber be” ayağa kalktım. — Gidiyorsunuz böyle sab Fifiye geçmiş olsun demiyf” siniz? — Siz tarafımdan söyleyi"* Acele bir iş hatırıma geldi Fifinin yanına bir an Fe koşmak istiyen Matmazel fazla israr etmedi: — Oröwar! — Oröwar Ayrıldık. “ Ç Fakat Fifiyi o gün de 8İ mukaddermiş. Apartıma? sından çıkarken, Matms? karıdan seslendi. Kollar! e da ağzı açık, dili bir kW şarıda, kül rengi sert t fiyi gösteriyordu. Bans Fifinin sırtında Fofonw” iç gömleğini, başında, rna iliştirilmiş olarak yataklık kukuletesini 999 Artık Fifiye bir el 9” mak lâzımgeldi. Şöyle " etti: Hav, hav. Hırrri PA Mi.“ »