4. -— VAKIT, — 12 Teşrinisani 1929 ; VAKIT (Vakt)ın neşriyat hayatında bir dönüm yeri (Vakıt) bugün tamamen yeni bir şekilde çıkıyor Bir taraftan sayıfalarının adedi çoğalıyor, ve hacmi erki şekline nisbetle bü * yüyor; diğer taraftan sütunlarını renkli resimlerle süslüyor, evvelce ber günkü hayata ait şekilleri sadece siyah rengin yardımı ile tasvir ederken bugünden itibaren mwhtelif renkli resimler neşrine başlıyor, Bu noktaf nazardan (Va- İst) yeni çeklinde eskisine nis - betla güzelleşiyor. i Tabii yeni (Vakıt) hacminin bü yümesinden, şeklinin. güzelleşme- sinden istifade ederek her günkü yazılarını bir kat daha zenginleş- tirecektir. Yazılarında ve haber- lerinde daha itinalı, tefrikalarında daha dikkatli olacağı gibi hafta- nm muayyen günlerinde okuyu- cuların alâkalarını celp, zevkle rini tetmin edecek hususi sahifeler bulunduracaktır. Bu itibar ile (Vakıt) yeni veklinde eskisine nisbetle daha müfit bir vasıta olacaktır. Hem hacmini büyüten, hem şeklini güzelleştiren, ayni zardan da mündericatın zenginleştiren (Vakt) m flatmı da artırmağa hakkı vardı; fakat bu hakkımı kullanmak ( fetemedi; gene eski fistım muhafaza etti, Bu itibar ilede (Vakıt) eskisi- ne vwbetle ucuzluyor. Bu suretle mwwliörem okuyucularından dat- ms çözdüğü İütufkâr teveceühe karşı meçizane bir mukabelede bulut; or. | Ancak ilâveye hacet yöktur ki (Vakt) in bugün arzettiği yeni şekil öyle bir ikigün içinde ken- di kendine meydana gelivermemiş- tir. (Vakıt) bu neticeye varmak için bir seneden beri bir taraftan eski şekilde neşriyat vazifesini yapmakla beraber diğer laraftan yıpratıcı bir gayretle çalışmış, bir çok maddi yapı mıştır. Bu güyret ve fedakârlık - lar o sayesindedir ki memle- ketimize ik defa olarak (1929) senesi o modelinde (müteaddit renkli ve ayarlı resim basan büyük bir rotatif tabı makinesi getirtmiştir. ( Vakıt ) sahipleri on üç se - nedenberi neşriyat yolunda #arf ettikleri emeklerin maddi mükâfa- üni ve mamuskârane bir uzun meslek hayatmın itibarını çok emin bir kazanç vasıtası olarak kullanabilirlerdi. Bu suretle yarınki rahatları için bir nevi hayat sigortası vücuda getirmiş olurlardı. Fakat (Vakıt) sahipleri Türk matbuatının bir cephesinde tekem- mül temin etmeği kendilerine bir gaye yapmışlar ve ellerindeki bü- tün vasıtaları bu gayenin husulü- ns vakfetmişlerdir. Ve Türk mik letinin, Türk Cümhuriyetirtin, Türk inkılâbının istiklâline karşi itimat- larının derecesini gösteren bu tar- zi hareketlerile o memleketlerine karşı. bir milli vazife yapmışlardır. © © Mehmet Ağım Kokil meclisinde Büyük harbın doğurduğu bütün devletler gibi, Lehistanda he- nüz istikrarını bulmamıştır. Şarki Avrupanın otuz milyon nüfuslak bir memleketi olan “Polonya, diyarı komguları ile hâlâ anlaşa- mamış olduğu gibi, dahili vazi- yetini de islâh edemedi. Harbin o fordasında, Sovyet kuvvetlerinin “Varşar, ve “Loc, a doğru akın ettikleri sırada, Leh- Wler Mareşal “Pilsutski,nin etra- fına toplanmış ve Rus kuvvetle rini püskürterek #stiklâllerini in- deye muvaffak olmuşlardı. Ancak tehlike mündefi oletak |. > selâh peyda edince ri intrikalar dabilt siya. st etti, *Pilsutski, nin dikta törlüğü devam ettiği müddetçe, muhtelif siyasi fırkalar o süküt mecburiyetinde kalmışlar, ve ih- tiraslar izhar edilememiştir. * Pilsuteki , nin, diktatörlükten çekilmesi, için için kaynıyan asa - biyet ve isyanın izharına vesile oldu. Parlâmentodaki muhalif ekse- riyet hâli hazırda resikârda bu» lunan “Svitalaki, kabinesini de - virerek 1926 da tesis olunan üselü idareyi tebdile karar verdi. Di- ğer taraftan hükümet fırkası ye bİ içtima devresinden istifade edörek o kanunuesasinin tadili projesini kabul ettirmek istiyordu. Mareşa! “Pilsutuki,, hükümetin akalliyelte kalacağını anlayınca meclisin muvakkaten tatili mü- zakere etmesini münasip buldu. Reisicümhur Lehistan kanunuc- sasisinin 25 inci maddesine isti - maden meclisi otuz gün müddetle tatil eyledi Şa halde “ Svitaleki,, kabinesi gelecek ayın haftasına kadar zaman kazanmış oluyor. Bu müddet zarfında ki gale- yanın teskini mümkün olacak mı? Burası kestirilemez. Şimdi- lik muhtelif muhalefet grupları tatil hareketini protesto ettiler. Mareşal * Pilsuteki , nin ordu üzerindeki nüfuzu o sayesinde muhalefet gruplarını susturabile- ceği zannediliyor; maamafih bu tarzda elde edilecek galebenin muvakkat olacağı aşikârdır. Her halde Lehistanın, Alman- ya ve Litünnya ile olan ihfilâf - larını henüz hallü tesviye etme- diği bu sirada, dahili ihtilâfat ile uğraşmiya mecbur olması, Leh hükümetinin vaziyetini güç - leştirecek bir hadisedir. Şarki Avrupada mühim bir kütle teşkil eden Leh milletinin geçirdiği buhrandan ne suretle çıkacağı Avupa siyasi muhitlerini alâ - kadar edecek bir mesele olduğu gibi, memleketin dahili ve harici siyasetinde istikrar hasıl olması da bütün erlerce temen-. ni edilen keyfiyettir. M. Gayur / Annemin sayesi samanmaz. Ömrümün şu son senelerinde garip hisler içinde kalıyorum. Ba- na öyle geliyor ki her müşkül zamanında biri arkamı tutuyor, ya- hut elime sarp beni yediyor! Bu ne?.. Biraz ihsanlığım tut- tukça düşünmek istiyorum, ahi canım hayvanlık, düşündükçe üzü- leceğimi farzedetek ben üzülece- gime kendi üzülmiye #azı olup ortamıza giriyor, beni mücerret bir vaziyette bırakıyor, fakat ne olsa hâyvanlık! İnsanlığın meha- beti mütefekkiranesine mukave- met edemiyor, ortadan çekiliyor. Halbuki ben ihtiyarlamışm, genç- likte düşünemediğim zamanlardan ziyade düşünemiyorum. Zaten iyi düşünmek gençliğe hes bir zihni ameliyedir | İstiyorum ki biri benim alıştı. ğım tarzi tefekkürü altüst etsin. Bu defada ipsanlığım mani olu- yor. Bazan insanlık Kayvanlıktan haşin olur! bu pek çok zaman başıma inmiş bir tekme ölduğu için hatır nişanemdir. Fakat acı- sım çabuk unuturum. İnsanlık bul gelir geçerl Hatta bu Katıra'arı da unattum, deha neler unutmü- şum | Geçen gün Ankarada bir te- sadüf neticssinde anladım. Da'gın icim. Hava güneşli, or- talık sıcak. bir şeyden, güneşten keçmak istiyor idim. Bu defada güneşten kaçmak istiyordum. De- dimal irsan'ık! Lazan hayvanlık- tan haşin olur b Otomobil, otobüs kücumlarını istihfaf «derek kendimi karşı ta- rafa attım, Oh! bir gölge altına düşmiyeyim wi? Oh! dedim, ba- şımı kaldırdım, Enkim, Zafer abidüsiiiin ptamerindeyim* hem de bir kadının sayesinde! Bu kadın anama çok benziyor. du. Benziyor değil, aynen (0) idi, benim asıl annem idil o, idi... Yemin ederim ki o idi. Anadolulu bir kadın heykeli. Onun sayesinde bulunuyordum | oh! mekadar fayyaz bir sayel daha ne isterdiml Ahmet Rasin: Hindistan meselesi Hindistana muhtariyet verilme- si tasavvuru İngilterede bir buh- ran tevlit etmek üzere iken İngi- liz siyasileri birbirlerile uzlaşarak ve Hindistan siyasetinin değişmi- yeceğini ilân ederek buhranı şim- dilik bertâraf öttiler. Bu sayede İngiliz siyasileri bu buhranı şim- dilik bertaraf etmeğe muvaffak oldularsa da, asıl mesele, yani Hindistanın mukadderatı meselesi halledilmemiş olarak kalıyor. Tet- kika şayan olan asıl meselede budur. Yalnız Hindistan dahilinde 320 milyon insanı alâkadar eden bu mesele, cihan meselelerinin en mühimlerinden biridir. Burada bu meseleyi kısaca izahı edeceğiz. Dokuz sene evveline kadar İn- giltere devteti Hindistanda mutlak hâkimdi. Hintlilerin Umumi Hârp- ta gösterdikleri fedakârlıkları mukâfatı olarak İngiltere onlara muhtariyet vadetti. Fakat muh- tariyet bir gaye idi. Ona adim adım gidilecekti. Birinci adım olarak Hindistana teşrii hayat id- hal edildi. İngiltereye tabi olan dokuz büyük vilâyetin her birinde maarif, sıhhiye, nafia, ziraat da. irlerini omurakaba edecek birer meclis açıldı. Diğer hükümet da- ireleri maliye, harbiye, hariciye, İngilizlerin elinde kalıyordu. Mer- a meclise tabi idi. Hintliler bu islâh hareketinden memnun oliadılar. Hindistanda on dokuzuncu asrın son rubun- danberi milliyet hareketi başla mış, yirminci asrın mebadisinde ibtilâlenyane bir mahiyet almıştı. Bunun neticesi olarak İngilizler, Hindistan hükümetinde Hintlile- re verileğek memüuriyetler daire- sini genişletmişler, istişari mahi- yette vilâyet meclisleri tesis et- mişlerdi. Umumi harbe kadar vaziyet bu şekilde devam etti. Harp, Hintlilerin milli şuurunu uyandır. makta, muhakkak ki büyük bir â- inil oldi. Her cepheye sevkolu- nan Hint ve İngiliz askerleri, İn- gilizlerin iddiasmez, mazlâm mil letlörin davası uğrunda döğüşü- yorlardı. O halde Hindistan da- vasını daha evvel ilikak etmek icap etmez miydi? Hindistan da Suvaraj, yani muhtariyete lâyik değil miydi? Hindistanın, Hindu- su ve Müslümanı bunun üzerinde birleşmişti. Bu vaziyet, 1917 de semeresi- ni verir gibi oldu ve İngiltere hü- kömeti hedefinin Hindistana su- varaj vermek olduğunu ilân etti. 1919 da Hindistanda hükümet dairelerinin bir kısmını teşrii mec- Bslerin murakabesine tabi tutan kanun bunun neticesi idi, Fakat yukarda söylediğimiz gi- bi bu hareket Hint milliyettper- verliğini tatmin edecek mahiyette değildi. Bu sırada miiliyetperver- lerin başına geçen Gandi büyük bir tearruza geçti. İki taraf ara sında vuku bulan mücadeleler, şiddetli ve oldukça kanlı idi. Hin- dislanı mublariyete isal etmek is- tediğini söyliyen bir devletin bu maksat için çalışanlara bütün şid- detini göstermesi, Hindistanın müfrit milliyetperverlerinde İngil- tereden tamamile ayrılmak ve ta- mamile müstakil yaşamak emelini uyandın J:. Hindistan bu devri geçiriyorken 1919 da verilen salâhiyeti geniş- letm. . zamanı ge'di. Ve İngiltere hükümeti sör“zon Simon,un riyaseti altında teşkil ettiği heyeti Hindis- tana gönderdi. Bu heyet orada tahkikat icra etmiş, Hindistana verilecek yeni salâhiyeti tayin ve raporunu İ için dra ya dönmüştü. Henüz bu rapor veril miş değildir. Fakat bu rapor ve- rilmeden evvel Hindistan umumi valisi bir beyanname neşrederek Hindistana tam muhtariyet ve- rileceğini vaadetti ve bu yüzden İngilterede büyük bir gürülü koptu. « Bundan, bu seferde Hindistana mubhtariyet verilmiyeceği anlaşılı- yor. Bunun başlıca sebebi Hin- distana muhtariyet itası takdirinde Hindistan idaresinde çalışan bin- lerce İngiliz memuruna yol veri- leceği gibi Hindistanda bulunan | binlerce İngiliz askerine iş kalmı- acağı, Hindistanın yeni tarifelerle | liz ticaretine müthiş darbalar indireceği, Hindistanın dahili ve harici siyasetinde müstakil olacağı- dır. Bu vaziyet İngiliz menafiini kö- künden haleldar etmektedir. Bu- | nun için İngiliz siyasileri bu meseleyi şimdilik talik etmişlerdir. Fakat mesele yalnız İngiliz siya- silerinin elinde değildir. Diğer taraftan Hindistanın kendisi var ki onun bu vaziyeti teslimiyetle kar- şılamıyacağı muhakkaktır. O halde yakında iki taraf ara- / sında mücadelemi başlıyacak ? Bunu yakında göreceğiz, Ömer Rıza Kariler ve biz! Eskklen belki muhaerirliğe imrenen ler vardı ve belki varlığı da yerindey” d. Çocukluğumda ben şöirle muhar-i tir, İnsandan daha yüksek bir varlık, peygamber, evliya gibi bir gey sanır- dım, O günlerde küçük kafamı, büyük aydınlık dalgalerile £tutuşturan kalem sahipleri, bana tapınmak ihtiyacını ver” mişlerdi. Odümda onlarin resimler, elimde onların eserleri, dilimde onlerin sözleri vardı. Haydalimdeki bu “Tur , yolcuların senir, duyuşlarındaki, kurvetli içkiyi gönül sarhoşluklarıyle sarsılır, osllanır- dim, Aradan zaman geçti o devirlerin muazzam saflar arkasındaki cüceler ara” una ben de kendimi karışmış buldum. | Ve işte kaç senedir yazıyorum. Boş bir sayılanın me korkunç düşmen oldur Şunu her gün biraz daha anlıyarak, bi: raz dahm yakından görerek yavarlımı- yoruz, Belki kalemlerimizin son nelest £ “ bop tat, imi bir parça olacak, belki bunuda felek çok görecek, Her ne Be önümüzde gidenlerm başlar | okadar güneşe yakın ve arkalarında bıraktıkları, gölgeler okudar uzunki, bi zin düşlüğümüzü görmek bile kabil olumyacak. Bereket b'zlerde kuderet azaldıkça, karilerde şefkat ve müsamaha çoğaldı d3 her birimiz senelerce syakta durmakta imkânını elde ediyoruz. Hem yalnız kusura bakmamala kalmıyor, takdırlerin de csirgemiyorlar. Yalnız gunu söyliyeyim ki bu karilef her zümresi, ayrı düşünceler, aynı bi ler beslerler. Mesela memleketi, vatas işlerinde (şiddetle hassas, yabancılar tiz bir kari, bütün mevzularımızf. kendi vadisinden seçilmiş olmasını istefe Böyle bir yazı yazdınız mı, ertesi çil. birer mektupla takdirlerini yetiştirirler. İçiimat yazıları her şeyin Gstünde tutanlar bu gibi tetkikleri teklif ederlefe Şayet bu yanlar, bir kaç gün wry* çıkarse, sevenlerin takdirlerinden çok genç kadın ve kızlarımızın tasir V€ «tem dolu sinirli paylamalarına uğra”. | Onlar isterler ki" bütün kalemleri. mevzuu güzellik, gençlik, aşk, hevet olam, Ciddi ve sevgiden başka ihtira” lara yer veren ai yavan erir Mes'ul müdür: Refik Ahm