| | Yala gelsülerdi ün İstanbulun rüzgâr- Vr 8, hırçın bir günüydü. ng, > ağar bulutlar al » “ailiyor sağırlaşıyordu. vale, oğul akseden top #öki İşte böyle dargın SE altına dağılıp si bataş önünde ya- gölgeyi gö- » Yeri bulunmayan bir ei ke | a kay rengi ice, ön, mn duydum. Bir tram- tü, simi kadar süren bu a içimde ne uzun, sürekli bir izi kaldı! ia zetelerde belki onbeş Svveldenberi okumuş, a ia dost bir İ için geleceğini öğ- mk, Milletler değilse hükümetler arasında Mz dargınlıklara yer iy Şimdi gırtlağımızda men bir pençenin ya- İF dost eli olarak a- slarımızı sıkması pek “it bir teydir. iğ için Mondros etek- a, va tabyalarımıza ateş iç Küvin Elizabet , in Seliyyy, lar bayrağımızı aması karşısında duy- da z his, hayret de ir, Na bi | a Yüzünde hiç bir mik | Medi n olmak iste- tan, SİMİZ, artık ispatı a- maz bir mütearife ol dost, e nacak F gönülle karşılı ç siniz eöylemiye ne- Acet vari böyle bir dostluğu hale koyan NYAM, içtimai sebepler de İyiden kalkmış, Türkiye Mim âleminin lideri ol pöktan çılmıştir. İngiltere X mertliğinin, ölüm kar a bile geri dönmiye- pek iyi bilir. Böyle tel milletin o dostluğuna da” her halde her kesten A pahah bir kiymet *İr. Hülâsa bir Türk ve iiliz dostluğu için ortada ir mani yoktur. Mite karşılığı olmamak u anlaşma her iki ye sevindirebilir. ia talnız bu dostluğun baş- Ya “1inda küçük bir hata- Üşülmüştür. a tairal, Türk sularında Mü bir gemiye bin- epi di daha iyi olurdu. hi” bacalar ve duman- $srçevelenen bu dost- bı, Mblosunda insan eksik N *6Y, bir incelik noksa- 4 buluyor. akünüz” bir Sing bir hra amirallar, gemile- len ayrılınca hüviyetle- değy,eapbeden kimseler erdir. Bu ziyaret bir e da yapılabilir ve daha Şİ olabilirdi. Keşke vle bir yatla gelselerdi!. ti Vak ğ ATI emma > avukatı ihtillının bilmesine | töraflar er zaman İstene bilir. çi iğ beplerin inlras- el tnirastan mah kik mahrum etmiye Belmiyeceğini söyliyebiliriz. nun mahrum Mil wmiyet İçin şu göstermektedir: iyi bir m bütün vücuduma da: | ağu; z l | kasan. 1 ahürlerini pek | Vaşington, 12 (AA) Z hususunda itilâf ettiklerine konferansi Berlin, 12 (A.A) — ve cemiyetlerin ayni akibete Şanghay. 12 (A.A) — manlari ile elbirliği etmiye kında çıkan şayialar Amerika hariciye na- zırı tekzip ediyor i Kruvazörler meselesi ile denizlerin serbestisi işi konferansta görüşülecek M. Hover ile M. Makdonal- dın İngiliz ve Amerikan harp filolarını birleştirmek dair şayi olan haberlerin tamamile asiler olduğunu gazetecilere beyan etmiş ve iki hükümet adamı arasında hasıl olan itilâfın tamamile manevi bir mahiyette olduğunu tasrih eylemiştir. Diğer taraftan Deily Niyüz gazetesi Kruvazörlerin istiap hac- mı hakkında hiç bir itilâf husule gelmediğini ve deniz- İ lerin serbestisi meselesinin yakında toplanacak bahri müzakere edilmiyeceğini yazmaktadır. Almanyada çelik miğferler meselesi kapanmadı Prusya dahiliye nazırı Rhnve Vestphalie deki çelik miğferler teşkilâtinm dağıtılması hakkındaki kararın geri alınması için parlâmente dahil ve haricinde sarfedilen gayretlerin beyhude olduğunu nizam ve intizam: tehlikeye düşürecek bütün teşkilât uğrıyacağını beyan etmiştir. Çindeki dahili kargaşalıklar chemmiyet kesbdiyor Ceneral Kinğ - Min - Chun kuvvetlerine mensup kırk bin kişinin Şantung eyaleti dahilinde ilerilemekte olduğu itimada şayan menbalardan | bildiriliyor. Bu kuvetlerin hedefi milli hükümetin düş- karar vermiş gibi görünen Şantung valisi ile münasebet ve irtibat tesis etmektir, ; Diğer taraftan hükümet aleyhtarı İ daha Hankov üzerine yürümektedir. Çin - Rus hududunda yeni hareketler | Moskuva, 13 (A. A) Tas ajansı bildiriyor Ruslarla. Çinlilerin akın ve taaruzları devam etmektedir. Karbiroveki mıntakasında birçok Rus memuru öldürül müştür, Amur nebrine Çinliler tarafından bırakılan sabih bir takım kuvvetler Beyaz torpiler nehirde seyrü seferi inkitaa uğratmaktadır. Rusyada mesai müddeti, fazlalaşıyor | Moskova, 12 (AA) — İ Tas ajansı bildiriyor: Me- sai meclisi bazı müessese - lerde çalışma müddetinin günde yedi saat olmasına karar vermiştir. Bu mücs - seselerde elyevm altı yüz bin amele çalışmaktadır. Varşova operağında neler oldu? Varşova, 13 (A.A) — Oppeln mahkemesi” bir müddet evvel Katoviç o- perasında çıkan hadiselere sebep olanlarla artistlere sui muamelede bulunanla- rın mubakemesini bitirmiş, maznunlardan birini seki; ikisini altı diğer ikisini dört ve birinci üç ay hap- se mahküm etmiş, on üç maznun hakkında da be- raat kararı vermiştir. Rus o sefareflerindeki #ahkikatın ilk neticesi Moskova, 12 (A.A) — Hariciye komiserliği, Rusya hükümetinin Paris sefareti müsteşarı M. Besedovski aleyhinde ; mücrim sifatile takibata bulunmasını âli mahkeme müddei umumi - sinden rica etmişti am ailesine karşı kanuni vazifele- tini yapmak hururunda büyük bir kusur irtikâp ederse. Ret için bu iki sebepten biri lâzımdır. Halbuki mektubunuzda bil- birdiğiniz vaziyetin bu hüküm- lerle hiç alikası yoktur. Dediğimiz gibi, göze büyük görünmek: kabiliyetinde bulunan bir ihtilaf vardır. Ni > Miras bırakacak olana 4) Onun yakınlarından birine “8 ağir bir cürüm lere | © — Mi bralana ve le) elen nenni Bergamada M. Beye Mektubunuzda — bildirdiğiniz şeylere cevabimız . gösterdiğiniz adress yollanmıştır. EMAR a a Ma Gb ad | Süreyya Pe. Beynelmilel denizcilik konferansında Cinevre, 12 ( A.A) - Beynelmilel denizcilik kon. j feransında cihan gemi mü. cehhizlerinin * bir sülüşünü teşkil eden “İngiliz gemi mücehbizlerinin mümessil. leri bil'iltizam hazır bulun. Bu imtina sebep mele hükümetinin Treydünyonlara dahil nak- manışlardır. liyat federasyonu mümessi- ini İngiliz U gemicilerinin ikame protesto etmektir. Bu vaziyet kon- murahhası yerine etmek istemesini ferans © müzakerelerinden hasıl olmaması varit göstermek» İ.Sinemalar | ( Beyoğlu ) Elhamra Melek Opera Majik Ekler Asri Etuyal Şık Alkazar * Düşmüş kızlar 3 ÜÇ sildhşor » Seher vakit i Casis kadın 3 Basübadelmeci 3 Kadın. istirak 3 Kanlı denizler 3 Çarn yaveri : Volga mahküm. ları Lüksemburg : Volga, Volga Pangaltı s Anna karenin atanbul / 4 Ankara potası Alemdar o : Goril Ferah : Tehlike işareti Kemal Bey :Kanlı canbazane Milli 4 Yeni Tarzan Hilâl Kadıköy : Şehoet kurbanı i Ras dilberi Hilal ritim bir İz Zabıta memurları kapıları kırarak içeri hücum cimişler Sefir tayyare ile Londraya kaçtı Birkaç gün evvelki “el graflar Efganıstanın Londra selirinin İngiliz toprakları- nı terke davet edildiği haberini veri yorlardı, Son posta ile ge İcn Deyli Eks pres gazete sinde bu ha- dise hakkında çok me raklı tafsilât münderiçtir. Bu tafsilâta göre Elganistan sefiri Şücaüddevle | İngilte- re hariciye nezareti hakkın- da birçok ithamatta bulun- maktadır. Şücaüddevle ha- na göre kendisi Efgahista- nn Londra sefaretanesin- den çıkarıldığı gibi bütün eşyası ve evrakı, İngiltere nezareti emrile musadere edilmiştir. Bundan başka sefaretin bankadaki parasıda hac zolunmuştur. Şücaüddevle, Kıral Ama- nuilah hanın Londra sefiri idi. Kendisi vak'ayı şu şe- kilde anlatıyor “ İngiltere hükümetinden aldığım bir mektupta; bun- mmm Londra Efgan sefareti binası edilmiyeceğim ( söyleniyor ve 24 saat zarfında memle- keti terketmekliğim isteni - liyordu. Bunun üzerine ha- riciye nazırı ile mülâkat etmek istedim. Kabul olun- madım. Eşyamı topladım, Kıral Amanullahın. bana emanet ettiği kıymetli eş - yayı hazırladım. Sonra bir tayyareye binerek Berline hareket ettim. o Eşyamın benden sonra gönderilme « sini bekliyordum. Halbuki bütün bunların İngiltere hükümetinin emrile musa - dere olunduğunu anladım. Müteaddit protestolarıma rağmen bir aydaü fazla geçtiği halde &şya iade 0 lunmamıştır. Bunlar arasın- da Kıral Amanullaha ait 11 çanta bulunuyordu. Bunların dördü, çok kiy- mâtli olan zebercet ile do- lu idi. Ben sefaretaneyi terket» tikten sonra İngiltere hü- kümeti her şeye vaziyet etti. Sefaretanede bir Efgan askeri bırakmıştım, Kıy- metli eşyanın muhafazası ona aitti, Halbuki İngiltere hükümeti Skotlandyarda mensup » birkaç © siyasi memuru sefaretâneye izam etmiş, bunlar kapıları kırarak sefareta- neye girmişlerdir. Müsellâh olan bu memurlar taban- calarını çekmişler, “ bunun üzerine ( sefaretane me murları oObönim. yatak o- dama. girmişler, muhafız askerim: mukavemet etmek istemiş, ve mütecavizlere ep sip de ak ge ! rümüş. Fakat, an sonra sefir telökkl.; meden mağlup olmuştur. Artık iş gülünç değildi isker birbirine giri or; yerlere kapa wıyor; fakat az sonra bir emirle ger i alınıyordu. Şu satırları yazdıktan sonra, yeni ve acı bir ha- vadis daha geldi. Dünkü Maraş taarruz ve rücatını müteakip ileri karakol ol- mak üzere çıkarılan bir kıt'aya ( Maraş höyükünün yanından ve tam hattıbâ- lâ üzerinden gidilmesi ) enrolunmuş Halbuki bu hat tamamen düşman mevzilerinin karşısında ve açik bir mahalde olduğun- dan ileri karakola gidecek kıt'anın kumandanı şömen- döfer yolu kenarındaki mestur mahalden geçmek istemiş fakat (kumandanın emri böyledir, ve bu em- rin icra edilmesini istiyor) diye kumandanın yaveri israr etmiş. Naçar bu emre imtisalen ileri karakol kıt” ası o istikamete doğru yü- tam o açık yere gelince düşman top- çaları kıt'aya derhal top ateşine başlamışlar. Hem de şimdiye kadar kullanma- dıkları büyük çaplı toplarla. Asker, birbirine girmiş. Yere kapanmış, olduğu İ yerde kalmış. Biraz sonra asker ve seri kendini topliyan tekrar kalkmış adımlarla emrolunan ma- halle koşmağa başlamış. Fakat arkadan bir emir gelmiş ve kıt'a geri alın - İ suş. Eğer bu haberi, ora- da bizzat bulunan bir za- bitten dinlemese idik, kabil değil inanmıyacaktık ... Artık iş, gülünç olmak- tan çıkıyor... Teşrin evvel 18 Taburumuzun (yeniden tertibi hitam buldu. (Ka- yapa) harbinde, hemen tamamen mahfolan üçün- cü bölüğümüzün boşluğu zorlukla dolduruldu. Bir kaç- günlük istirahat, aske- rin aklım başına getire bildi. Şimdi taburumuz si- per kazmakla, gizli yollar çamakla meşğul. Sabahleyin erkenden Mu- hittin B. haber göndermiş. Çadırına girerken nefis bir çay kokusu ile karşılaştım. Karşı karşıya oturduk. Bir saat kadar görüştük. Dolu- ya koyduk almadı; boşa koyduk almadı. İçine düş- düğümüz muğlâk vaziyet hakkında nekadar bedbin olunsa yeri var. Tevali eden hataları, kayıtsızlıkları, ce- reyanları gördükçe vatana sarih bir suikast yapıldığı Bu hareket (o temamile gayri meşrudur. Gerek İn- giltere | hükümeti, Hindistan: hükümeti Baha Sakiyi henüz . tanımadığın. dan böyle bir harekete mesağ yoktu., Deyli Ekspres gazetesi İngiltere. hariciyesine mü- racaat etmiş, Şücaüddev- leye karşı vuku bulan ha- reketin şahsi olduğunu an- lamıştır. Zebercetlörin olduğu kime ait avla gerek | na İnanmamak mümkün değil, Süküneti ihlâl etme- mek şartı ile bu vaziyeti selâha sevkedemezsek ne- tice her halde çok yaman | olacak. Hiç şüphe etmiyo- ruz ki bufikir yalnız bizde değil. Meselâ geçen gün itfaiye karargâhımda din - lediğimiz zabitler de bizim gibi düşünüyorlar. Herkesin gözünün önünde koca bir istifham işareti. Buna cevap bulmak lâzım ... — Burada bir işiniz yok: Şehre kadar ininiz. Tanı- dıklarınızla görüşünüz. Ba- kalım ne düşünüyorlar?... Muhittin Beyin bu ma- kul fikir salen Nâzımla derhal er. zak arabalarına ve şehre indik. Şehrin gürültüsü, bir az muşta, Fakat her taraf sefil ve acıklı bir manzara göste riyordu. Geniş meydanlar- da, boş arsalarda eşya dolu (arabaların yanına yatak çarşaflarından çadır kurmuş muhacir kafileleri ve emrine imti- tavsa- dizlerinde uyuyan zavallı yavrular, bakılmıyacak ka- dar feci lâvhalar gösteri- yordu. Kahveler, işsiz ka- lan halk ile dolu idi. Her. kes düşünüyor. e Hekesin çehresinde bariz bir endişe görünüyordu. Doğruca etfaiye karargâ- hına gittik. Sadık bey, u- zun boyuna kısa gelen ka- putunu geniş omzuna al mış... Tüysüz çehresi asa- biyetle gerilmiş, odasında geziniyordu. Hoş beşten sonra esas hakkında görüşmiye başla dık. Evvelâ şunu anladık ki artık Edirne, hali mu- basaradadır. Düşman, ta- vaziyeti tesbit etmiştir. Ha- riçten maddi ve manevi imdat beklemek manasız- dır. Şuhale nazaran, bugün | Edirne kalesinin mukadde- ratı yeni bir safhaya gir- miştir, Vatanın umumi vaziyeti yanında hususi bir vaziyet almiş olan Edirne kalesi, her halde mühim bir rol oynamağa hazırlanıyor. Düş- man zorlar, Edirneye girer ve zaptederse, Edirneyi muhasara eden ordusu İ serbest kalacak ve bu ordu bittabi vatanın başka nok talarına saldıracak. Şu hal | de lâzım olan kalenin mir i kavemeti bu suretle de | ümit ettiğimiz zafere amil | İ olması. Ancak... dı ve içeriye, genç bir yüz- başı girdi. Sadık Bey, bü- yük bir beşaşetle kollarımı açarak misafirine koştu, İki arkadaş, sarmaş dolaş oldular. Buradaki -alaylar- dan birine tayin olunarak son tirenle geldiğini söyli- yen yüzbaşı (N..) Bey, İs- tanbulda erkân batbiyei umumiyede o müstahlem i- ken (eşhası malümeye inti- beri cereyan eden tahki- atıldık | alil ve aksaçlı kadınların | iamen kaleyi çevirmiş've || © vakitler Tam bu anda kapı açık | Bin kapıyoldaşı Sey- yah, bu yakınlarda sıksık mizahi mevzulara te- mas &tmiye başladı. Geçen- lerde kendisine dedim ki: — Dostum, şu işten vaz geç! Günün birinde, hudar nekerde, muvaffak oluverir« sin de beni ekmeğimden edersin! Seyyah hazretleri oralı olmadı. Gene biçimine ge- tirdi mi mizahi yazılar ya- yor. Bari ben de onun gibi yazayım da müvazenemiz bozulmasın : “Dün yorgun dirsekleri- mi matbaanın, üzerindeki muşambası Zaro ağanın çehresi gibi buruşmuş ma- sası üstüne dayamış, düşü" nüyordum . Dudaklarımda ve dilimde bir bardak ça" yın tahassürü şahlandı . Seslendim . Oğlum Rıza, bana bir çayl “Birkaç dakika sonra | üzerimde ılık buğular se- vuran çay kadehi önüme deydi. Bir yudum aldım ve ağzımda 1830 ihtilâlini andıran bir gelyen oldu. Çay, o kadar hafif olmuştu ki tahammül | kalelerinin bütün mazgallarını yıktı. Açık çay içmekteki feca- ati duymıyanlara acırim. Ayran içen mert ve şeh- levent bir adama yakışan ancak koyu çay içmektir. Çay' dilimizi tatlı bir iz- trap gibi burmalı ve 'dima- ğımıza Hint ormanlarının vahşi meyvalarının lezzetini yadettirmeli değil midir; bir heyecan için- de, yumruğumu bir alman bombası gibi kaldırdım, indirdiğim zaman çay.fil canı bir çil ailesi gibi da- Zalmıştı.... ib. Toplu İğne Hatıra gelenler : Teselli çareleri On sekizinci asırda Av- rupa sosyetelerinde çoko- lâta, çay ve kahve içil- mekle beraber, en ziyade kahveye rağbet edilirdi. kahvenin şibdetli elemleri tahfif ey- lediği kanaatı Hatta günün birinde zev- cinin © muharebede telef olduğunu haber alan bir kadın : — UH ne kadar bed- baht bir mahlükum. Bana çaduk bir kabve getiriniz! Demiş ve kahveyi içer içmez kederi geçmiş! * z , Münekkit ve edip “Bu- alo, bir gün uşoğını şair “Buarober, in evine gön- dermiş. (o Uşak Oavdette “ Buarober ,in nikristen fevkalâde muzlarip olda- ğunu söylemiş. “ Buslo , sormuş ki : — Nasıl canı acıdikça küfrediyor mu? Uşak şü cevabı vermiş: — Ne yapsın efendim! Ondan “başka teselli çaresi en mevcuttu. kattan anlaşılmış olmağla erkânı harbiyei umumiye gibi bir mevkide istihdamı mahzurdan salim olamıya- cağına o binaen , ilişiğinin