8 Kasım 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v TT İ ö Bt UL US Go 8-11-1940 HARP EKONOMİSİ Balkanlar ve Almanya!.. Biliyoruz, harbin menşei iktisadi- dir. Neticesi gibi vechesi de iktisadi olmalıdır. Bu hakikatı tekrarladıktan sonra Balkanlara doğru sürüklenen harbin Almanya'ya getireceği faydayı tetkik edelim. Balkanlar, Almanya topraklarının verim noksanisini gide- recek alman sanayiinin - hâl ve istik- bal - inkişafını tatmin, alman refahı- nın iştihasını teskin edebilecek bBir mıntaka mıdır ?.. Süalin ceyabını bulabilmek üzere - evel emirde - sulh zamanındaki al- man harici ticaret blânçocunu gözden geçirelim. 1938 senesinde Almanya- nın Avusturya ile beraber : İthalâtı ve ihracatı Bulgaristandan —— 95,7 61,5 Yunanistandan 101,0 121,2 Ro! dan 177,8 168,6 Yugoslavyadan 172,1 144,6 Yekün 546,6 495,9 milyon mark eder; ki “6.051,7,, mil- yon mark olan umumi ithalâtının “94 8,, ve “5.619,1,, milyon mark tutan u- mumi ihracatının “94 9,, una tekabül eden bir miktardır. Bu da Almanya- nin umumi iktisadında mühim bir mâ- na ifade etmediği gibi harbin seyri ve revişi yolunda da büyük bir tesir iy- ka etmez. Aceba cebir ile bu miktar arttırıla- maz mı ?.. Bu mesele üzerinde Almanya son senelerde büyük bir alâka göstermiş- - tir. Deniz yollarını, İngiliz donanma- sının hakimiyeti ile, kapalı bulan Al- manya kara yolunun-açık olduğunu kabüllenerek ön safta Ukranya'da 1r- dınca da Balkanlarda tetkiklerde bu- lunmuş, hattâ istisgar edilmiyecek ka- lar eserler neşrederek kendisinin Le- ens Raum'ını aramıştır. /—Balkanlar alman ekonomisine bir iayat sahası olabilir mi ?.. Hayır 1.. /" Sebebi de basittir. Balkan toprakla- rı, bugünkü modern sanayiin talep et- tiği bir çok iptidaf maddeleri vermek- ten âciz, her şeyden evel bir ziraat memleketidir. Yunanistan'da halkın 75 54 ü Yugoslavya'da halkın 95 76 sı Romanya'da halkın 94 78 İ Bulgaristan'da halkın 95 81 i X. Sadreddin ENVER ya garbi Avrupa derecesine yükselti- lirse aynı sahadan alınacak gıdaf ve şahmi maddeler istihsâli bugünkünün üç, dört misli artırılabilir.” Hattâ vaziyeti biraz daha inceliye- rek alınacak tedbirler sayesinde, yirmi beş sene zarfında, hektar başına top- rağın verim kabiliyetini “9 50,, ço- ğaltmağı imkân dahilinde buluyor: bu suretle Almanya'nın bütün ziraf it- halâtınin Balkanlardan temin edilece- ğini ilâve ediyor. Yirmi beş sene 1... Bir çeyrek asır!... Bu gibi istihsâl sistemini tebdil ve tashih için plân üzerinde kısa bir za- man mefhumunun beyanı ise de yir- mi beş sene ıssız balkan ormanlarında hakim kalmak, hattâ yaşıyabilmek i- çin çok, ama çok uzun müddettir... Balkanlar çok gatip bir memleket- tir. Orada en mütekâmil insandan, en iptidaf mahlüka kadar her şey vardır. Balkanlara en modern teknik Je girmiştir; en iptidat hayat da gizli- dir. Balkanların semplon ekspresinin penceresinden görünen, gözleri okşı- yan şairane manzarasının içine giri- lince ruha kasvet veren bir muhittir. Ormanlarında yabancı nefesi daraltan boğucu bir hava eser, yalçın kayalı- Balkanlarda birbirine girmiş din, görüş aykırılıkları yaşar. Oraya girebilmek, o esrarı keşfedebilmek i- çin bir açre, tek parola vardır: bizzat balkanlı olmak !.. Vakıa Balkanlar zaman, zaman he- yecanlı gazenferliklere, feveranlı is- tilâlara sahne olmuştur, fakat bütün bu kahrâamanlıklar - sadece bir menki- be olarak - tarihe gömülmüş gen. Bal- kan, Balkan olarak kalmıştır. Ne ir- kı değişmiş, ne dini, ne de görüşü !.. Bugün Balkanın kendine has bir inkişaf seyri vardır; bu yolunda bı- rakmak gerek!.. Onu garp değiştire - mez, yeni bir veche de veremez. Ken- di alır, Zaten almış da... Yirmi beş sene!.. Balkanların hari- ct dekorasyonunu bile değiştirmeğe kâfi değildir. İçini hele hiç 1!.. Buna inanmıyanlar altı yüz yıllık Osmanlı saltanatının: tarihini okusun |.. Balkanlar bir yiyim yeri değildir. Haraca kesilemez. Mahsulâtı - Ancak Ziraf işler ile geçinir. Buna bütün bu halk kitlesi çalışarak elde edecekleri mahsullerini Almanya em- rine verseler de gene gıdaf ihtiyaç- larını temin etmekten Ççoök uzaktır. Bugün Balkanların ziraat sahası “39” milyon hektar oolup ekinlen kısmı 0- lan “27,, miğyon hektardan :, — Milyoön hektarı 13,4 — Romanya'da 7.8 — Yugoslavya'da 40 — Bulgaristan'da 2,2 — Yunanistan'da ekilmektedir. Geriye kalan “12,, mil- yon hektardan bir kısmı otlak olarak istimâl edilmekte, bir kısmı da esasen dağlık, taşlık hali arazidir. Almanya'da “İnstitut für Koonjük- turforschung,, un reisi Profesör Wa- gemann yazdığı eserinde “Balkanlarda ziraat tekniği orta ve- medent ölçüde - bir değiş - tokuş ma- tardır. Esasen Balkanlar bir ziraat ülkesi- dir. Verimi de bugünkü Almanya'nın giıdaf ihtiyacını karşılamıyacak kadar mütevazidir. Halbuki Almanya'yı har- bin sonuna erdirmekte en çok düşün- düren gida madedsi değil, sanayiinin müuhtaç olduğu ham maddelerdir. Bu cepheden İse Balkan toprakları Al- manya'dan daha üstün bir mevki ala- maz, Buralarda ne malibden, ne vol- fram ne de kâfi derece bakır, petrol, vardır. Harp sanayii de bunların has- retine uzun müddet tahammül ede - mez. Balkanları alkanlara — boyamakla maddi ve iktisadi bir fayda elde edi- lemez. Belki bilâkis !... Evet Balkan- lar bin bir itina ile yetişen manolya çiçeğine benzer, temas edilince küser, rengini ve letafetini de kaybeder. . ..| Acı bir ölüm Eski Dahiliye müsteşarı merhum Fuat'ın eşi, Türkiye İş Bankası şube: ler kontrolü servisi şefi B. Hikmet Ya zıcıoğhı'mm validesi ve Tüccardan B Mahmut Baler'in kayın valdesi Bayan Emine Mediha Yazıcıoğlu tutulduğu hastalıktan kurtulamıyarak 3 Son teş- rin pazartesi günü İstanbul'da vefat Merhumun kederli ailesine tâziyele- rimizi sunarız. Acı bir ölüm | Arkadaşımız İsmail Safa Esgin'in eniştesi emekli — telgrafçılarımızdan Necip Soydaş çarşamba günü Keçiö- rendeki bağında vefat etmiş ve nama- zı Hacı Bayram camiinde kılınarak Cebeci —mezarlığına defnedilmiştir. Kederli ailesine ve çocuklarına baş sağlığı dileriz. Vâli ve kaymakamlar Adliye ayırma Meclisi toplanıyor Adliye vekâletinde teşkil edilmiş bulunan ayırma meclisi önümüzdek: günlerde toplantılarına başlıyacaktır. Meclis terfi müddetlerini dold rında haşiyet kadar vahşet de sezilir. irk. | -( Günün — Göreesi ) Konuşmalar (1) Halkevleri adlı halk üniversitele- rinin ilk ders kitabı “konuşmalar” adiyle intişar etmiştir. “Konuşma- lar” broşüründe türk edebiyatı ve havacılık mevzuları üzerinde iki konferans şeması ve muhtelif ta- rihlerde mühtelif Halkevlerinde ya- pılmış on konuşmanın metni var- dır. Broşürün son kısmı da Halkev- lerinin muhtelif çalışma sahaları ile yakından ilgili olanların fikirle- rine ayrılmıştır. “Konuşmalar” broşürü halk için çok faydalı olacağı muhakkak bu- lunan bir hizmet serisinin ilk mü - beşşiridir. Halkevleri, kuruldukları günden beri “halk için, halkla beraber ça- lışma” prensipinin en imi tat- bik sahası olmuştur. Bu ocaklar, memleketin umumi kültür seviyesi- ni temsil eden geniş kütlenin mek- tepleri, türk münevverleri de hoca- ları olarak üc ay sonra bir ders se- nesi daha doldurmuş olacaklar.. “Konuşmalar” broşürü, Halkev- lerinde verilmiş olan .değerli kon- feranslardan, onları dinliyememiş olanları da istifade ettirecek ve apayrı bir kütipane olacaktır. Bu kütüpanenin ciltleri, memleket mü- nevverlerinin, fikir mahsulleriyle dolu olacs'-tır ve daha güzeli yal- nız halk düşünülerek, onun anlıya- cağı dille ve onun merak ettiği mev- -ular üzerinde hazırlanmış olması- dır. 1 numaralı broşürün ihtiva etlîğş 10 yazı bu hususta en güzel fikri vermiye yeter. #“Konuşmalar” m neşri, Ha!kev - lerinde münevverleri konuşturma fikri kadar güzel ve isabetlidir. Bu fikri, hakikat yapanlara ancak te- şekkür edilir. Kemal Zeki GENCOSMAN ŞA BERGİĞ veasiskarnmtieri (1) Konuşmalar — Broşür 1-C. H. P. Halkevleri neşriyatı — Ankara 1940 — 182 sayfa. Gümrüklerimize gelmiş fakat yurda sokulmamış mallar Gümrüklerimize gelmiş olup da henüz yurdumuza sokulmamış olan ithal malları hakkında milli korunma kanununa göre bir kararname meri - yete k ş ve | in tatbik şekli hakkında da bir talimatname ya- pılmışti. Ticaret vekâleti bu — talimatname tatbikatının ilki olarak gümrük ve li- man antrepo ve depolarında bulunan malları tesbit etmektedir. Şimdiye ka- dar vekâlete gelmiş olan bu kabil mal- ların müfredatı bilhassa İstanbul güm- rüklerinde çok miktarda mal bulun - duğunu göstermiştir. Vekâlet bu mal- ların kimlere ait olduğunu tesbit e - decek ve bu mallardan hangilerinin ithali lâzım geldiğini kararlaştıracak- tır. Bu karar Üzerine tacire mevcut ve meri hükümlere göre malını çekmesi bildirilecek, tacir çekmediği takdirde mallar Ticaret vekâletince çekilecek- tir. Haber verildiğine göre Ticaret Ve- kâleti ithal tacirlerine imkân nisbe - tinde yardımda bulunacak ve — mal gönderen firmaların hukuku da aza- mi siyanet ol l Ti - caret vekâleti, malların ithaline mü- teallik tediye şartları işini ayrıca tet- kik emektedir. Konya mmtakasında kene mücadelesi devam ediyor Konya mıntakasında başlıyan kene mücadelesi bütün hıziyle devam et - mektedir. Bu mücadele birincikânun olan hâkim ve müddeiumumilere ait gazetelerle ilân olunan listede isim - leri bulunanların vaziyetlerini tetkik edecek ve terfia lâyik olanları tesbit edecektir. kadar bitirilmiş olacaktır. Yıl- da hayvanlar arasında — 100.000 den fazla zayiat veren kene mücadelesin- de veteriner teşkilâtlarına mahalli hayvan yetiştiricileri de yardım et - mektedir. ggötTtECANAUNECANACANDARENANANOEAARASEDAN. Türkiye Kızılay Cemiyetinin : muhferem halkımızdan ricası Yurdumuzun muhtelif köşele- rinde vatan hizmeti görmekte o- lan kahraman erlerimize muhte- rem halkımızın minnet ve şüik- ran cemilesi olarak teberru ede- cekleri (yün fanila, yün kazak, pamuklu mintan, yün çorap ve yün eldiven) den ibaret olan kış hediyelerinin kabulü için, Kızıl- ay Cemiyetinin bilüâmum merkez ve şubelerinde (aynf teberruat kabul defteri) açılmıştır. Bu hayırlı teşebbüsün çok asil ve şefik olan türk ulusunun can- dan iştirâkleri ve bilhassa kadın- larımız tarafından yer yer teşki! edileceğinden emin olduğumuz komitelerin değerli faaliyetleriy- le, şerefli bir muvaffakiyet ha- linde neticeleneceği şüphesizdir. Bilümüum merkez ve şubeleri- mizin ayniyat makbuzu mukabhi- linde kabul edecekleri bu teber- ruat için hayır severlerimizin ib- raz buyuracaklarından emin ol- duğumuz yüksek alâkalarından dolayı Kızılay Cemiyeti şimdi- den şükranlarını arzeder. #ddi Kızılay Ankara Merkezinin dâveti Kızılay Cemiyeti Ankara Merkezi Riyasetinden: Yurdumuzun muhtelif köşe- lerinde vatan hizmeti görmek- te olan kahraman erlerimize muhterem halkımızın minnet ve şükran cemilesi olarak te- berru edecekleri: Yün fanila Yün kazak Pamuklu mintan Yün çorap Yün eldiven den ibaret olan kış hediyeleri- nin kabulü için yalnız postane caddesinde Ticaret Odası bi- nasındaki merkezinde ve Yeni- şehirde Emniyet Âbidesi karşı- sında Cümhuriyet Halk Partisi vilâyet idare heyeti binasında (ayni teberruat kabul defter- leri) açılmıştır. Teberru edilecek yukarda cinsleri arzedilen kullanılma- mış eşyalar Kızılay ayniyat makbuzu mukabilinde kabul edilecektir. Ankara halkımm bu hayırlı ve asil yardrma, seve seve işti- râk kedecekleri şüphesizdir. Çünkü askere yapılacak yardı- mın bizzat bütün vatana ve bü- tün vatan evlâtlarnma yapılan bir yardım olduğunu herkes müdriktir. Kızılay, Ankara — merkezi muhterem ve asil ankaralıları bekliyor. — Kızılay Merkezi Tel: 1610 Yenişehir heyeti Tel: 6630 e. Adana'da fabrikalar üç ekiple çalışıyorlar Adana, (Hususi) — Bu sene fevka- lâde iyi olan pamuk rekoltemiz 360 bin balyayı bulmuştur. Alâkadar fabrikalar ve imalâthane- ler, bütün memleket dahilinde oldu- ğu gibi şehrimizde de mesailerini ar- tırmışlar, günde üç ekip ile çalışma- ğa başlamışlardır. Bu rekoltenin mühim bir kısmını Çukurova pamukları teşkil etmekte- dir. Memleket içinde yalnız 120 bin balya pamuk istihlâk edilecektir. Halbuki bu rakam geçen senelerde vasati 5S0 ilâ 70 bin balya arasında idi. Lise ve orfaokulların son sınıflarına ait imtihan neficeleri Maarif v nize gelen göre lise ve orta okullarımızın son sınıf- larının bu sene imtihanlarından alınan ne- ticeler geçen senekinden farklıdır ve alı- nan tedbirlerin isabetini isbat eder mahi- yettedir. Bu hususta selâhiyetli bir ma- kamdan aldığımız malümatı aşağıya yazı- yoruz: Lise kısmı 1930 - 1940 ders yılında liselerin son sınıflarında (4772) talebe vardı. Bu talebeden 3005 şi (97063) liseyi ikmal ederek (liseyi bitirme belgesi) almı- ya hak kazanmışlardır. Geçen yıldan olgunluğa kalanlar da dahil olmak ü- ze devlet olgunluk imtihanına giren talebe miktarı 3166 dır. Bu talebeden 2225 şi (9670) muvaffak olmuş ve (Devlet olgunluk diploması) almış - lardır. Lise son sınıf mevcudu olan 4772 talebeden 460 1 (9010) kanaat notla - rının kifayetsizliğinden, 63 ü (71) devamsızlıklarından, 1244 de — (9526) liseyi bitirme sözlü — imtihanlarında muvaffak olamamışlardır. Netice iti- bariyle liselerden sınıf mevcutlarının (97063) ü liseyi ikmal etmiş ve bundan (570) i olgunluklarını muvaffakiyet- le vermişlerdir. Orta kısmı 1939 - 1940 ders yılında gerek lise » lerin ve gerekse öğretmen okullarının ye müstakil orta okulların son sınıf- larında 21502 talebe bulunmakta idi. Bu talebeden 9117 si (7942) muvaffak olmuş ve (Devlet orta okul diploma- s1) almıya hak kazanmışlardır. Son sınıf talebe mevcudunun 4862 si (9023) kanaat notlarının kifayetsizli- ğinden 619 u (703) devamsızlıktan, 6904 ü (96032) eleme ve sözlü imtihan- larda muvaffak olamamışlardır. Gerek liseyi bitirme sözlü imtihan- larında ve gerekse orta okul eleme ve sözlü imtihanlarında muvaffak o - lamadıkları kaydedilen talebenin kâf- fesi hangi derslerden ilişikleri varsa o dersten 1940 - 1941 haziran, eylül imtihan devresine kalmışlardır, Ticaret okulları ders fevzi cetvelleri değişecek İki ve dört senelik olmak üzere fa- aliyette bulunan Ticaret orta okulları ile liselerinde tedris müddetinin ü- er çsene olarak tesbiti Maarif Vekâle- ti tarafından teklif edilmişti. Bu hu- sustaki tetkiklerini bitiren talim, ter- biye heyeti, bu tadile uygun olarak Ticaret okulları için yeni bir ders tevzi cetveli hazırlamış ve keyfiyeti tasvip ederek Vekâlet na ar- zetmiştir. : Bu tâdilden istitdaf edilen gaye tahsil müesseseleri arasında teşkilât benzerliğini temin etmek ve orta ti- caret okulundan yetişenlerin bir sene daha erken ticaret hayatına girmeleri- ne imkân vermektir. Talim ve terbiye heyeti reisliği Maarif Vekâleti talim ve terbiye heyeti âzasından B. Kadri Yörükoğ- lu'nun münhal bulunan Talim, Terbi- ye heyeti reisliğine tayini yüksek tas- dike iktiran etmişir. B. Kadri Yörükoğlu esasen bir müd dettenberi Talim, Terbiye heyeti re- isliğinde vekâleten bulunuyordu, Ken disine yeni vazifelerinde başarılar di- leriz. İc ticaret U. M. fen müsavirliği Ticaret Vekâleti iç ticaret umum müdürlüğü ölçüler ve âyar müdürlü - ğünde açık bulunan fen müşavirli - ğire Sümerbank Sivas çimento fab - rikası müdürü bulunan makine mühen- disi Hilmi Celil Günalp tayin edil - miştir. İki Lâfonten hikâyesi âfonten'in — hikâyeleri için, vaktiyle, birisi şu sözü söy- lemişti: — Onları yedisinde okur, ezber- Ierı.; fakat yetmişinde anlarız. Ş işe var ger- çi bir hayli zaman var, fakat Lâfon- ten hikâyelerinden bir kısmını şim- diden anlıyoruz. - Kuvetli ve saldırgan devletlerin, zayıf ve barışçıl devletlere saldır- mak için gösterdikleri sebepleri kurtla kuzu hikâyesinden daha iyi anlatacak ne vardır? ) Şimdi de Ruzvelt'in zaferi kar- da mihver merkezlerinde gö- uhdesindeki belediye reislikleri Vâli ve kaymakamlar uhdesine ve - rilmiş olan Muş ve Siirt vilâyetleri belediye reislikleriyle Lice, Ergani, Silvan, Malazgirt, Gercüş, Midyat, Nusaybin, Dirik, Viranşehir, — Suriç kazaları belediye reisliklerinin idare Amirleri uhdesinde kalmasındaki lü - zum ve zaruret kalmamış olduğundan bu vilâyet ve kazalar belediye reislik- lerinin vâli ve kaymakamlar ühdesin- den alınması İcra Vekilleri Heyetin- ve kabul olunmuştur. —— KP Tülen zahiri alâkasızlık ve: — Bundan bize ne? İster Ruz- velt kazansın, ister Vilki! Bu, ta- mamiyle amerikalıların kendilerine ait bir meseledir. şeklindeki mütalealar gene rah- metli Lâfonten'in “tilki ile üzüm” hikâyesini hatıra getiriyor. Malüm ya, tilki çardağın üzerin- de hıhrlbı:ı gibi üzüm sal- — Adam sen de, demiştir, onla- rın hepsi zaten koruktu; ben koru- ğu ne yapayım? Mihvercilerin evelki güne kadar Ruzvelt aleyhindeki hararetli mü- cadeleye devam ettiklerini hatırla- manız, bu Lâfonten hikâyesini da- ha iyi anlamanıza yardım eder. İki teamül ! Ruzvelt'le yaptığı seçim savaşın- da mağlüp olan Vilki, partiyi kay- bettiğini anlar anlamaz gönderdiği bir mesajla Cümhurreisini tebrlk. etmiş, Amerika'da çok bulunmuş olan bir dostum, — Amerika'da bu jesti göstermek bir teamüldür ve güzel bir teamül- dür! diyor. Bizde de ona benzer bir teamül yok değildir: yağlı güreşte yeni- len ve yenen pehlivanlar biribirle- inin ellerini sıkarlar. ü A Milliyeti meçhul olduğu rivayet edilen bir iki tayyare “Manastır” 1 bombalamış, Şurada burada: — Nasıl olur da Manastır bomba- lanır? deyip duruyorlar. Fakat milliyeti malüm tayyare- ler birçok kiliseleri bombardıman ettikten sonra milliyeti meçhul tay- yareler neden manastırı bombala- masınlar? Bir tamir müessesesi! Bir İstanbul gazetesinde bir ilân gördüm: bir kırtasiye mağazasın- dan bahsettiği anlaşılan bu ilânda deniliyor ki: “Roman, mecmua, ve radyo tâ- miri” Bir ahbaba sordum: — Haydi radyo tâmiri olur; fa- Kat roman ve mecmua tâmiri ne de- YANIK mek? anlıyamadım. . Ahbabım cevap verdi: — Bunda anlamıyacak ne var? Son zamanlarda o kadar kırık ro- manlar, o kadar bozuk mecmualar çıktı ki, gerçekten bunların tâmiri için böyle bir müesseseye lüzum vardı. Tevcihat! Vatanını, hüriyetini ve istiklâli- ni müdafaa ederken yaralanan kah- raman bir yunan hava yüzbaşısı kar- deşimizi yunan kıralı, yatağının yanıbaşına kadar gelerek ziyaret et- miş ve kendisine binbaşılık rütbe- si vermiş. Bir devletin genç hariciye nazırı da açık ve müdafaasız şehirler üze- rine bomba atan tayyarelerden bi- risinde bulunduğu için şefi ve kay- natası tarafından albaylığa terfi e- dilmiş. Eski gazetelerde bir “tevcihat” sütunu vardı ki burada dağıtılan ni- şanlar ve verilen rütbeler yazılırdı. Ne dersiniz? Zamanımızda da her milletin kendine göre “tevcihat” öl- çüleri var, demek, , l HAÂDİSELERİ TAKİP EDERKEN Bahanelerin bahanesi Bir milletin istiklâline, onun var! ve mukaddesatına göz dikdikleri : mana mahsus, mihvercilerin, kendi lerine has olan bir dil döküşleri v Onlar, böyle bir suykast haziırladık' rı zaman, evelâ kendi milletlerini, c dan sonra bütün cihan efkârıumum yesini kandırmak, işliyecekleri gürt hı, akıllarınca, affettirmek için ar. mahiyeti meydana çıkmış olan usu. leri tatbik ediyorlar, Öyle anlaşılıyor ki, ihracat firma larının, memleketlere ve dillere gö hazırladıkları reklam formülleri gil onların da hariciyelerinin evrak d /polarında bu gibi hâdiselere mahsı |basılmış ve numaralarmış formülle var. z Esası iftiraya dayanan bu formül ler, tahrik, gizli gizli tertipler, en trikalar ve menfaatlerin tehdit altı! da bulunuşu, başka bir devlete âlet | luş gibi' kelimelerin sıral nda ibarettir. . Bu yeni dünya ve nizamın bir ne! anonim şirket sirgülerini andıran nı ta tarzlarındaki değişiklik yalnız tal dim ve tehir gibi, bir — üslub v gramer aksaklığından ibaret kalıyo! sa da, en çok dikkati çeken şey, on lardaki mantığın topallamasıdır. Polonyayı istilâya karar verdikler zaman, ne dil ve hangi formülü kul landılarsa, Hollanda ve Belçikaya çu! landıkları zaman da aynı tarzda ha reket ettiler. Habeşistanda bir koyun sürüsünü: hududu geçmesi veya bir yalaktan s|) içmesi casus belli (*) oluverdi. Nüfusu bügünkü italyan ordusı kadar bile olmıyan Arnavutluk onlartı formülüne göre, İtalya kırallık v imparatorluğunu tehdit etti. Ve o nun için yarım saat içinde işgal vı istilâ edildi. Geçen haziran başında İtalya har bin son bir iki gününü muharip sıfa tiyle yaşamak için bu macerasının se bebini dünyaya ilân ederken, Yuna | nistana katiyen dokunmıyacağını te | ahhüt etti. Fakat, üzerinden çok geçmedi, an şivden Davut Hoca adında biri orta» ya atıldi. Bu hocanın yirmi yıllık ça pulcu ve cani hüviyeti, bir cübbe gi: bi üzerinden çıkarılarak, esatıri bit kahraman halirme sokuldu. Ve niha « yet geçen hafta son komedya oynan dı. Arnavutluk hududunun gerilerin: de makineli tüfekler işletildi, birkaç top atıldı. Ertesi gün, yunanlı çete- lerin Arnavutluğa tecavüz ettikleri iddia edildi. Ancak, bütün — bunlar, bundan bir kaç ay evel ileri sürdük « lJeri iddiaların, ideallerin gerçekleş - tirilmesi için birer bahane ve çirkin iftiradan başka bir şey değildi. Giornale d'İtalia gazetesi, bundan daha altı ay evel, yunan sahillerinin italyan müdafaasının tabit bir deva- mı olduğunu ve bundan dolayı da bu sahillerdeki üslerin italyanların elin- de bulunması icap ettiğfini yazdı. Öyle anlaşılıyor ki, İtalya için yal nız Yunanistanın sahilleri değil, bü- tün Akdeniz sahilleri, hattâ Okyanos sahilleri, kendilerine has olan fan - tazlanın'bir devamıdır. Fakat hülya başka hakikat başkadır !, Hi » Ta (*) (Harp sebebi) Sıhaf Vetâleli mensupları arasında yapılan nakiller Gîıleıuıı memleket hastanesi başta- bibi operatör Abdülkadir Uluğ Ça- nakkale memleket hastanesi baştabip ve operatörlüğüne, İnegöl hastanesi Speratörü Ali Ergür Gümüşane has- tanesi operatörlüğüne, açıktan ratör Fikret Yaraman Elazığ memle- ket hastanesi baştabip ve operatörlü: ğgüne, Çanakkale memleket hastanesi operatörü Sıtkı Yener Giresün mem: leket hastanesi operatörlüğüne, Ela: zığ memleket hastanesi — operatörü Hadi Kiper İnegöl hastanesi opera: törlüğüne, açıktan nisaiye mütehassı: sı Ali Ruhi Bozkır Çorum doğum ço cuk ve bakımevi doğum mütehassıs: lığına, Çorum doğum çocuk ve bakır evi doğum mütehassısı Mehmet Ali Balıkesir doğum ve çocuk bakımeyi baştabip ve mütehassıslığına, Kiğı hükümet tabibi Münir Derman Boz: öyük hükümet tabipliğine, Kağızmar hükümet tabibi Enver Ula Iğdır hü: kümet tabipliğine, Gümüşane merkez hükümet tabibi Nusret Tok Savul Seferihisar hükümet tabipliğine, Iğ: dır hükümet tabibi Şeref Gürcan Ya: lova hükümet tabipliğine, Tıp fakül. tesi 1940 mezunu İsmail OÖğuzgül Edremit belediye tabipliğine, Zon: guldak belediye tabibi Naci Onur Tokat memleket hastanesi nisaiye mütehassıslığına, açıktan bevliye mü: tehassısı Ali İsmail Asal Adana max leket hastanesi bevliye mütehassıslı. ğına tayin edilmişlerdir. İstanbul'da fiyatları tesbit edilen maddeler İstanbul, 7 (Telefonla) — Belediye şehir içinde mevcut kuru sebzelerle sabun, zeytinyağı ve diğer gıda mad: delerinin stok miktarını toptan ve pe: rakende fiyatlarını tesbite başladı. H

Bu sayıdan diğer sayfalar: