1 Kasım 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YA - - muhal bir faraziye olarak italyanlar bütün . .ı “taraftan da deniz kuvetleri her gün yap - şebbüsünün suya düşmüş olmasıdır. “yor, ki o da Balkanlar ve Türkiye üzerin- UL US 1-11-1940 Askerlik bahisleri İzahı İçinde bulunduğumuz ayın yirmi seki- Zinci pazartesi sabahı, İtalya hükümeti enternasyonal hukuka ültra” modern bir tecavüz nümunesi göstererek, yani üç sa- atlik bir ültimatom vererek ordusuna yu- nan topraklarına geçmek emrini verdi. Bu hareket, aymı zamanda, verilen söz sada- katsizliğinin de ültra modern yani totaliter cephede itiyat edilen şeklidir. Çünkü da- ha dört buçuk ay olmadı ki, keza böyle bir pazartesi günü akşamı Fransa'ya harp | ilân eden italyan diktatörü Musolini Yu- göoslavya, Mısır, Türkiye ve Yunanistan bitaraflıklarını muhafaza eyledikleri tak- dirde İtalya'nın bu memleketlere karşı sa- taşmak niyetinde olmadığını cihana karşı ilân eylemişti. Bu tiynette bulunan bu to- taliter şeflerin yaptıklarına ve yapacak - larına inanacak, yer yüzünde hâlâ hükü - metler ve insanlar varsa kulaklarına küpe olsun. İki günden beri kafamın içinde bu ital- yan hareketini analiz ediyorum, bir türlü izah edemiyorum. Benim kafam mı kalın, yoksa onlarınki mi? Ben aklıma gelenleri yazayım da, istikbal, kafa kalınlığının ki- me ait olduğunu göstersin. Vaziyetin muhakemesine başlangıç nok- tası olarak Almanya'nın İngiltere'ye karşı açtığı hava saldırmasının muvaffakiyet - sizliğe uğraması hâdisesini ele almak uy- | s gun olur. Denizde ve havada kırılamıyan ve gün geçtikçe bu sahalardaki küdreti artacağı tabif olan İngiltere'yi hiç olmazsa (Akde- niz)den ve (Afrika) dan tamamiyle kava- rak uzun sürecek bir harp için iktısat ve sanayi bakımından Avrupa'da ve Önasya- da yerleşmek mihver devletlerinin şimdi- Hik düşünecekleri bir çare olarak kalmak- tadır. Buna muvaffak olmak için ise bir taraftan (Süveyş) kan>lmı ve Irak saha- sınr kara orduülariyle fethetmek ve diğer taraftan da (Cebelütturrk) 1 ingiliz deniz Haai tartsa İ & düsemd Bu hedefi elde etmek için, iki ay önce İitalyan kara (Mısır) hudud dan yaptığı şatafatlı ileri yürüyüş 80 kilo- metrelik bir sıçramadan sonra atalete uğ- radı. Böyle büyük bir ordunun, her türlü yaşayış şartlarından mahrum bir çölde da- ha fazla yürüyebilmesi, arkasından bir de- miryolu, birkaç şöse, su boruları gibi te- sislerin yapılmasına bağlıdır. Halbuki bir taraftan ingiliz hava küvetleri ve diğer tıkları saldırışlarla bu çalışmaları daimi olarak rahatsız etmelerinin neticesi ola - cak, ki (Seydi - Barranı) ye kadar gel - miş olan italyan ordusu oraya mıhlanıp kalmıştır. Mihver genel kurmayının he - sapsız iş yapmadığını iddia edecekleri, tek- zip edecek bir hâdise bu ise, ikincisi ve daha mühimmi de Almanya'nın İngiltere- yi denizden veya havadan istilâ etmek te- İtalyan Mısır hareketinin dahi muvaf- fak olamıyacağı anlaşılınca bu hareketi Fransa ve İspanya'nın da kendilerine ka- tılması ve Almanya'nın da fili yardımı ile daha kuvetli olarak yapmak düşünüldüğü- nü, son diplomatik faaliyetlerden istidlâl etmek mümkündür. Muzaffer (Hitler) in mağlüp Fransa devlet reisinin ve İspanya diktatörünün ayağına kadar gitmek sure- tiyle ihtiyar eylediği zahmetler her halde başka bir iş için olmasa gerektir. Fakat dermanı kesilmiş olan İspanya harbe gir- mek istemiyor gibi görünüyor. Kendi va- tanını bile müdafaa etmek istemiyen fran- sız mühariplerini, dünkü müttefikleri olan ingilizler aleyhine döğüşe sevketmek de kolay bir iş olmasa gerek. O halde, o hal- de, (Süveyş) e gidilecek tek bir yol kalı- den aşarak gitmektir, İşte şimdi, italyan taarruzünün incelenmesine başlamak sı - rası gelmiş oluyor; Bu italyan taarruzu üç ihtimal münakaşa edilmektedir: Birincisi; Yunanistan'ı tamamiyle isti- 1â ederek bütün yunan arazisinde bolca hava ve deniz üsleri tesis eylemek ve böy- lece doğu Akdeniz'de ingiliz deniz kuvet- lerine ve Misır'daki kara kuvetlerine da- içinde güç bir hareket vetine karşı müdafaa edebilecek evsafta bulunduğunu iddia edebilirim. Şimdiye kadar aldığımız haberler, Yu- nanistan'ın devlet ve hükümet relslerinden başka bütün milletin bu İtalyan taarruzu karşısında sapsağlam müdaafaya atıldık- larını gösteriyor, İtalyanlar, Yunanistan'ı gafil avlıyamadılar. Öğrendiğime göre, ya- rı geferber edilmiş yedi yunan tümeni bir İtalyan tümenini karşılamak Üzere (E- pir) mıntakasinda hazır dürüyormuş, Şöy- le böyle altmış yetmiş bin kiştlik bir ordu. Buradan taarruza geçen İtalyan kuvetleri de birisi motörleştirilmiş, diğeri zırhlı ve birisi de dağ tümeni olmak Üzere on iki tümen imiş, ki yüz elli bin kişl demektir. İtalyan ordusu, mudafaaya hazır Yunan kuvetlerinin ikl misli demek. Silâh ve zırh- l1 birlik hususunda dahi İtalyanlar her hal- de çok üstündür. Bundan maada İtalyan hava kuvetleri de gerek meydan muharebe- sine müessir olmak, gerek Yunanistan se- ferberliğini geciktirmek ve bozmak ve ge- rekse hâlk arasında panik husuüle getirmek için çok Üstün bir durumdadırlar. Fakat bütün bu Üstünlüklerine rağmen alamanla- rın (Norveç) de veya (Polonya) da ve ya- hut da (Fransa) da yaptıkları gibi bir yıldırım harbi muvaffakiyetini İtalyan or- dusundan beklemediğimi — burada açıkça yliyeceğim, İtalyan ordusu, her ileri adı- mirzii bolca kan dökerek ödiyecektir. Bol kan dökmeğe İtalyan savaşçıları alışık değildir. Böylece (Epir) dağlarında, (Te- selya) ovalarında ve sonra daha cenuptaki dağlık mıntakada bocalamak, birçok insan hayatı kaybetmek gibi büyük fedakârlık- lardan sonra İtalyan ileri yürüyüşü (Ko- rent) kanal ve körfezinin teşkil eylediği mania önünde duraklamağa mecbur ola- cak ve cenubi Yunanistan hiç bir vakit İtalyanlar tarafından işgâl edilemiyecek- tir. 2 — Şimdiye kadar, Yunan bitaraflığın- dan dolayı, kendisi için pek kiymetli olan Yunan adalarından istifade edemiyen in- gilizler, derhal Yunanistan'ın muhtelif ma- hallerinde mevcut olan 30 kadar hava meydanına el koyacaklar ve buradan gerek mütearrız İtalyan ordusuna ve gerekse ce- nubi İtalya'daki italyan şehirlerine saldı- rışlar yapmak için serbestlik ve kolaylık elde edeceklerdir. Şimdiye kadar ayda, on beş günde bir defa yapılmakta olan ingiliz hava akınlarının şimali İtalya'ya yaptığı kötü tesirler kulaklarımıza kadar gelmek- tedir. Böylece, İtalya, belâyı kendisi satın almış oluyor. 8 — Oniki adadaki italyan garnizonu- nün anavatan ile alâkası belki de tama- miyle kesilecek ve şimdiye kadar bu ada- ların, belki de denizaltı vasıtalariyle sağ- lanmakta olân ikmal işleri artık hiç işle- miyecektir. Açlık, bu adalarda daha şim- diden bütün. le hüküm, olmasına göre bu adaların tleri teh- Ytikeye düşebitecektir. Ajans haberleri, bit adalardan, en cenupta olan ve içinde bir hava üssü bulunan Kosos adasınıin ingiliz hava kuvetleri tarafından bombardıman e- dildiğini bildirmesine göre ingiliz hava saldırışları başlamış demektir, ( GÜNÜN — GÖLGESİ - ) Devletin himayesinde SANAT İçlerinde sanat korunun yandığı- nı duya duya, tavan aralarında ve- remden sönüp gidenlerin ıstırabını asıl şimdi anlıyoruz. Adını bile du- yuramadan ve bize, fırçasımdan ve- ya çekicinden; kaleminden veya kırık kemanından — hulâsa yanan | içinden — bir hatıra bırakmadan kendi dünyalarına göçenlerin âzabı, içimize daha yeni yeni çökmeğe başladı. Sanki şimdi hayalet halin- de karşımıza dikiliyor: — Gördünüz mü, diyorlar, görü- yor müusunuz, o adını bile ağzınıza almağa lâyık görmediğiniz sizin sa- natkâr, himayeye kavuşunca neler verebilir miş; Devlet, sanatkâra kucak açmış, imkân vermiştir. Bu ona, her şeyden evel bir mağnevi mükâfatın, bir de- ğerbi'işin gönül itmiinanını veriyor. Kaldı ki, türk sanatkârlarıma refah yolu da, artık açıktır. Sanat'zâr, bu himaye içinde, fa- kat he” türlü tesirin dışındadır. Dün Maarif Vekilimiz de güzel söyledi: kurucu ve yaptırıcı devlet, her şey- den evel, bitaraflığını muhafaza etmiye itina göstermiştir. Cemiyet emrine verilen sanat ya- nında, “sanat için *sanat” prensipi- nin eserleri de dost çehrelerle yer almıştır. Uzun zaman ömürleri, bi- ribirlerinin muşambasını didikle- mek ve mermerlerini kazımakla geçmiş, görüşleri ve duyuşları ayrı mekteplerin rahlesinde inkişaf et- miş snnaikârlar — muıtakıller, grupu pları ve grup şimdi kendi sanat görüşlerini kova- hyarak, ne güzel ne rahat çalışı- yorlar. Vaktiyle sırt sırta bile dur- mağa tahammülü olmıyan eserler, şimdi yanyana gelince, kavgalı ge- çen günlerinin mâsum hicabını du- yuyor gibidirler. Yapıcı ve kurucu devlet, aynı za- manda yaptırıcı kuvettir. Bunun gü- zel eseri meydanda: İkinci devlet resim ve heykel sergisi, yalnız bu himayenin eseridir. . Kemal Zeki GENCOSMAN Vekâlet emrine alınan mektupçular Görülen lüzum üzerine Isparta mek- tupçusu BB. Tevfik Eşmeli ile Ağrı mek- tupçusu Süreyya Esenkan vekâlet emrine alınmış!ardn' Bıtlıı ve Gırecun defterderları .- becayiş edildi Bitlis defterdarı BB. Sıtkı Göker Gi- resun defterdarlığına, Giresun defterdarı BSait Yaldan Bitlis defterdarlığına naklen tayin edilmişlerdir. 4'—’ ilizler Limini, lara dahi el & K mihver devletleri için çok hassas olmak lâzım gelen bazı mıntakaâları dahi hava yvasıtasiyle tahrip edebileceklerdir. 5 — Netice olarak, İtalya arazisi daha yakından ingiliz ablukasının tesiri altına girmiş olacaktır. İşte bütün bu mahzurlar gösteriyor, ki eğer İtalya, Doğu - Akdeniz'de hava ve deniz üsleri elde etmek için bu hareketi ihtiyar eylemi, ise bir fayda elde etmek için on zarara sebep olmüş ölüyor, İkincisi, eğer İtalya bu hareketi arazi fethetmek ve memleketi içinde harp ener- jisini kamçılamak için Ihtiyar eylemiş ise, kusura bakmasınlar ama bunu da anla- mak güçtür. Mihver, zaferin sonundan e- min olduktan sonra bütün toprak yağma- sını harbin sonuna bırakmak dâha makül olurdu. Bu halde harbin neticesine tesir fcra etmiyecek fuzuli hareketler kuvet İs- rafından başka bir şey sayılmaz. gibi ada ha yakından müessir olmayı sağlamak su- retiyle (Libya) dan yapılacak italyan sal- dırışını kolaylatmak. İkincisi; şimdiye kadar hiç bir arazi fethetmemiş olan İtalya'ya kolay bir yağ- ma hissesi sağlıyarak italyan milletini memnun etmek. Üçüncüsü de: Balkanlar ve Türkiye ü- zerinden yapılacak Süveyş kanalr hare - ketinin bir safhasını realize etmek. Bu üç ihtimali münakaşa edelim: Birincisi; (doğu Akdeniz) de hava ve deniz üsleri elde etmek için böyle bir ha- reket yapılıyorsa bunun mânasız ve hat- tâ faydadan ziyade İtalya için zararlı bir iş olduğu iddia edilebilir; çünkü, meselâ yunan arazisinde ve hattâ adaların büyük bir kısmında yerleşmiş olsalar dahi ingi- liz donanmasına ve (Mısır) daki ingiliz ordusuna buralardan mühim bir tesir yap- maktan çok uzak olurlar Buralardan ya - pacakları hava ve deniz saldırışlariyle ne (İskenderiye) ve (Hayfa) daki ingiliz do- nanmasını kaçırabilirler ve ne de Misır- daki ingiliz kara kuvetlerini zedeliyebilir- ler, Halbuki bu hareketleriyle kendi aleyh- lerine yaptıkları zararlar çok büyük ola - | caktır. Bunları birer biret sayalım: 1) Karştlarında sapasağlam bir Yuna nistan'ı dikilmiş büldular Yüunan ordusu, her halde italyanların karşısına en az 25 tümenlik bir kuvet çıkarabilecektir. Şöyle böyle 300 bin savaşçı demektir, * © Biz türk ordusu mensupları. yunan or- Ü ; ve en de, ve Türkiye üzerinden (Süveyş) kanalının zaptı için mihverin yapacağı büyük sefe- rin başlangıç safhası olmak ihtimali. Makaleyi çok uzatmamak için bu ha- reket hakkında kısaca birkaç şey yazaca- ğgım: Bulgaristan ve Yugoslavya, — böyle bir hâarekete evet mi derler, hayır mı der- ler, kapılârını açarlar mı, kaparlar mı bil- mem. Kendilerine ait bir iş. Fakat Yuna- nistan, İstiklâli ve şerefi için kanını dök- meğe hazır asil bir millet olduğunu gös- terdi. (Türkiye) ye gelince, bütün insanla- rın en gşerefli ve haysiyetlilerinden seçil- miş insanların camiası olan türk — milleti verdiği söze olduğu kadar istiklâline ve şerefine sadık olan bir millettir. Türk top- rakları yolcu hanı değildir. Gelecek kim olursa olsun, kuveti, tekniği, cesareti ne o0- Tursa olsun. Türk ordusu, türk vatanına ecnebi ordu- ları sokmıyacaktır. Türk vatanı kariş ka- rış., huduttan itibaren her yerde müdafaa edilecektir. Trakya'nın muvasala hatları, demiryolları ve yolları, tabil ve suni arı- zaları gerek' kışın ve gerekse yazın gerek süngülerimiz ve gerekse tabiatın yardımı ile geçilmez bir haldedir. İşte bütün bu mütalealardan sonra bu makalenin başlığını “İzahı güç bir hare- ket,, diye adladım. Rahmi APAK Asker ailelerine yardım etti : | 1— Belediye hududu içinde yardım nakden yapılacaktır. 2 — Azami yardım 30 liradır. Aile- nin büyükleri için beşer, küçükler için ikişer buçuk lira. Kirada oturanlar i- çin ayrıca beş lira kira bedeli verile- cektir. Yardıma iştirak nisbeti de tesbit edilmiştir : Ayda 100 liâ 200 lira kazananlar se- nede 12, 200 ilâ 300 kazananler senede 24, 300 ilâ 500 kazananlar 48, 500 ve daha fazla kazananlar senede yüzden aşağı ve 500 liradan fazla olmamak ü- zere yardımla mükellef olacaklardır. şöyle Şirketler faiz ve dividantlarını harice nasıl çıkarabilirler ! Yurdumuzda icrayi faaliyet eden yerli ve yabancı şirketlerin hariçteki hissedar - lariyle tahvilât hâmillerine ödemek mec- buriyetinde ı faiz ve n lar ile hâlihazırda Türkiye bankalarında muüuhtelif sebeplerle bloke kalmış olan pa- raların transfor şekli hakkında İcra Ve- killeri yeni bir kararname kabul etmiştir. Bu kararnam-yi yazıyoruz!: “Memlekot dışında mukim hakiki ve hükmi ccnebi şahısların bloke alacakları ile soermayesi hemen veya tamamen ecne- bi şirket ve mücseselerin harice çıkara- cakları faiz ve dividantlarının (mevcut anlaşma ve mukavele hükümleri müstes- na) transferine aşağıda adları yazılı mal- lar tahsis edilmiştir; Anason, sünger, fındık (1939 mahsulü), yaş sebze, kök boya, halı, lületaşı, tütün (1988 ve daha evelki seneler mahsulü), yaş meyva, meyva ve sebze konserveleri (teneke alıcı tarafından temin edilmek şartiyle), şarap, likör, gülyağı, süt tozu, maden suyu. 2 — Birinci maddede yazılı mallar (hi - zalarında hususi kayıt bulunanlar bu ka- yıtlarla mukayyet olmak üzere) münhası- ran ecnebi şahısların tâbiiyetini taşıdık- ları veya mükim bulundukları memleket - lere ve sermayesi kısmen veya tamamen ecnebi şirket ve müesseselerin hissedarla- rının veya ana merkezlerinin bulunduğu leketlere Maliye V müsaa- desi ile ihraç edilebilir. Bu memleketler kliringli veya benzeri bir ile bağlı bült mem- Jeketler olduğu takdirde ihraç edilen mal bedellerinin kliring, takas veya kayıt ha- rici bırakılacağına dair bu in İstanbul, 30 (Telefonla) — Beledi- ye daimi encümeni muhtaç asker aile- İerine yardım için şu esasları tesbit çok güzel bir (Başı | inci sayfada) eserleri gözden geçirmiş ve bunlardan bi- rinci mükâfatı, Cevat Deseli'nin peyza- jma, ikinciyi Cemal To' 1'nun konpozis- yonuna, üçüncüyü Hâmid Görel'in Portre isimli tablosuna tahsis etmiş ve heykel birinci prisini de musavi rey alan Zühtü Müritoğlu'nun çocuk başr ile Hâdi Ba- ran'ın Tors isimli eserlerine — vermiştir. Huzurunuzda kendilerini tebrik ederim, Geçen yıl, devlet sergisi heykel bakı- mından bizi doyuracak halde değildi. Hey- keltraşlarımıza, gelecek sergide kendile- rini daha verimli bir tarzda görmek arzü- İkinci devlet resim sergisi dün açıldı Maarif Vekili serginin açılışında nutuk söyledi Sergi muvaffak bir eserdir İkinci devlet resim ve heykel sergisine $0 sanatkâr -379 eserle iştirâk — etmiştir. Müstakil R , D grupu li ve hiç bir grupa iltihak etmemiş olan sa- natkârlar sergiye eser getirmiştir. Böyle- ce sergi, Türkiye'de resim ve heykel üze- rinde çalışan bütün sanatkârların güzel e- serlerini bir araya toplryabilmiş ve zen- ginleşmiş bulunmaktadır. İkinci devlet resim ve heykel sergisi- nin en mühim hususiyetlerinden biri de, 6 heykeltraşımızın 16 eserle serginin heye sunu gizliy diğimi açıkça söyl Bugün bu arzu, ümit verici ve nisbi bir zenginlikle tatmin edilmiş bulunuyor. ÂAziz misafirlerimiz, Türk'ün esas medeniyetlerinden biri de yüksek sanat kabiliyeti ile yaratılmış ol- masıdır. Bu kabiliyeti, tarihimiz zengin misallerle gösterdiği gibi, bütün bir ma- zinin insiyakinı ruhunda taşıyan çocukla- rımız ve gençlerimiz de eserleriyle bunu isbat etmektedirler. Şimdi içinde bulunduğumuz — binada Yozgat lisesi talebesinin bundan on beş gün evel teşhir edilen resimleri; desen, renk ve konpozisyondaki muvaffakiyet bakımından bu sanat kabiliyetinin parlak bir örneği olmuştur. Milli Şefimiz ve Reisicümhurumuz, biz- zat teşrif ederek bu resimleri dikkatle gözden geçirmişler, beğenmişler ve ser- giyi yapan çalışkan resim öğretmenine lutfen takdirlerini bildirmişlerdir. Bu hâ- kel kö i nefis bir sanat müzesi hali- ne getirmiş olmalarıdır. Maarif vekilimi- zin de nutkunda temas etmiş olduğu veç- hile, geçen yıl açılan sergide fakir kal. mış olan heykel köşesi, bu senekinde sa- nat meraklılarını tatmin eder bir derece. ye gelmiş bulunmaktadır. Sergi, bilhassa, üçüncü defa olarak Partinin Anadolu'ya yolladığı 10 ressa- mın getirdiği resimlerle — mahalli rengi, Tp TU ŞN A RAĞR A fak olmuş, böylece ayrı bir hususiyet kâ- zanmıştır. Bıı ı:ihet dün sergiyi dolaşan. ların gözü leketin hü- susiyetlerini ve renklerini aksettiren tab- lolar herkesii Derece reyi alan eserlerden gayri, ö0 tablo, Vekâletlere ve Partiye tavsiye e- dilmek Üzere tefrik olunmüuştur. Bu son kararla da, ve gösterdikleri gayretin maddi ve manevt dise, aziz Şefimizin Türk verdi- ği ehemiyeti anlatma bakımından daima hatırlarımızda yer tutmalıdır. Muhterem misafirler; İleri yıllarda daha büyük hızla tekâ- mül edeceğine şüphe mediiım devlet sergisini teşrif ederek l gü Bimliş ' cb Güzel olarak getirilmiş olan profesör Lıoıolıl etmiştir. Avrupa sanat âleminde çok ta- ninmiş olan profesörün eserleriyle türk mukayese teşvik lutfunda bulunduğunuz için sizlere bilhassa tesekkür ederim.,,, güzel edenler istikbal için haklı olarak büyük ü« "mitlere düşmektedirler. Yeni maden kömürü deniz nakliyatı farifesi İcra Vekilleri Heyeti koordinasyon he- yeti tarafından kabul olunan maden kömü- rü nakline mahsus yeni tarifeyi tasvip etmiştir. l1 ikinciteşrin 1940 tarihinden İzmir Halkevlilerinin Cümhuriyet Bayramında yaptıkları ziyaretler İzmir, 31 aa, — Cümhuriyet bayramı betiyle Halkevi idare heyeti ile 15 nisan 1941 tarihine kadar ber ola- cak olan bu tarife maden kömürü nakle- dilen başlıca türk limanları arasındaki â - zami navlunları t . Ton bı- şına İstanbirl 250 Band sosyal yardım komitesinden mürekkep bir heyet dün şehrimiz hastaneleriyle hapisa- nesini hasta ve mahküml önekklünd Levi de bu sene 15 eseriyle sergiye iştirâik öke , Yördek, Te kirdağ, Çanakkale 275, Aîıınlt. Derince, Gölbük, Mudi alâkadar resmi müesseselerinden müsaade istihsal yi ve bu le Ma- liye Vekâletine müracaat olunması lâzım- dır. 8 — Birinci maddede yazılı malların, navlun, sigorta, komisyon gibi ihraç mas- rafları alâkadarlar tarafından bu malla - rın transferinden elde edilecek dövizlerle mevritte ödenir.,, Cümhuriyet bayramında İsparta'da açılan binalar İsparta, 31 a.a. — Şehrimizde ya - pılan ve kız sanat okuluna tahsis edi- len yeni mektep binası ile şehir otel gazino ve Jok nın — stady ikinci iplik fabrikasının ve civar koy lere akıtılacak su tesisatının açılış merasimleri yapılmıştır. Burdur'da Burdur, 31 aa. — Burada yapılan yeni hastanenin dün açılış töreni ya- pılmıştır. Eskişehir'de Eskişehir, 331 aa. — Dün burada devlet demiryolları idaresi tarafından tesis edilen sanat çırak okulu ile yol personel kursunun açılış törenleri yapılmıştır. Gemlik 265, Ayvalık, İzmir 295, Karaburun 280, Fethiye, Mar- maris 350, Samsun, Trabzon, Antalya 800, Hopa 325, Mersin, İskenderun 355 kuruş alınacaktır. Bu âzam! hadler 150 ve daha fazla topan maden kömürü nakliyatı için- dir. Kok kömürü uakliyatında bu âAzami hadlere yüzde 20 zammolunacaktır. Ankara Halkevinde tarihten çizgiler karikatör sergisi 1 - 11 - 1940 cuma günü saat (10) da Ankara Halkevi salonunda açıla - caktır. Bu sergi ressam Salih Eri - mezin inkılâp ve tarihi birbirine mezç ederek ortaya çıkardığı çok entereıım gara dağıtmışlardır. İhraç olunacak malların menşe şehadetnameleri İcra Vekilleri Heyeti ihraç edilen mal- ların menşe şahadetnameleri hakkında yeni bir kararname kabul etmiştir. Bu kâ- rarnameyi yazıyoruz: “Harice peşin satılarak mevritlerine lerinden evel denizdi ; yan- mak veya müsadere edilmek suretiyle kayboldukları tesbit edilecek emtia be- delleri olmak Üzere kliring yolundan ge- len havalelerin B nüshası ibraz edilmeksi- zin lehdarlarına ödenmesine, İhraç mallarımızın bedeli olmak üzere kliring yolundan gelen havalelerin llt ol- karikatürlerden (120) etmesi itibariyle şayanı mılyedir. C.H.P. Etlik ocağında Etlik C.H.P. ocağında, Cümhuriyet bayramı münasebetiyle bir gece top - lantısı yapılmış, Partili âzaların aile- leriyle birlikte iştirak ettikleri bu toplantıda geç vakte kadar samimi hasbıhallerle, neşeli saatler geçiril - miştir. Bu münasebetle milli oyunlar oynanmış ve şarkılar söylenmiştir. dukları menşe B ziyalr di Turldyı ini i C Merkez ;&nılırlhilli kliring — müessesesi l!llilıdı şartiyle lehd. menşe ihadetnamesi ıılmı zaıyaı halinde yerine kaim olmak üzere suret verilmesine müsaade edilmesi için Ticaret Vekilliğine salâhiyet verilmesine karar verilmiştir.,, Ziraat Enıtîtüu'i'nün 8 inci “yıldöni Yüksek Ziraat Enıtıtüıll, kuruluşu- nun sekizinci yıldönümünü evelki ge- ce mektepte tertip edilen güzel ve sa- mîmî bır toplınt_ı ile kutlınmıgır. Bu Atina - Roma “ Eğer Atina bombardıman edile- cek olursa ingilizler Roma'yı bom - bardıman edecekler, ,, Ajans haber- leri içinde bu cümleyi okuyunca ha- yalimi asırlarca öncesine, eski Yü - nanistan'ın merkezine, Roma impa- ratorluğunun merkezine kadar gö - türdüm: 1940 senesinde Milât önce- sinin iki büyük şehrini tekrar dille- rimize dolayoruz. Dünkü tarihte Yunanistan ve Ro- ma ayrı ayrı sayfalar değil, ayrı ay- rı ciltler tutar. Yarınki tarihte de tutacaklar; fakat nasıl ? Roma'yı yakan Neron şimdi bir zırhhotomobil içinde Yanya'ya, ya- hut Selâniğe doğru yürümek tasav vurundadır. Yeni çıkacak yangınlar karşısında çalacağı harpı herhalde tayyareler götürecek, n , YANKILA yeni sayfaları, eski sayfaların önün- de utanç duymalıdır. Neredesin biz tek kasabayı ateşe verip karşısında harp çalan Neron ? Neredesiniz bir saldırışta bir tek hıristiyanı parça- lıyan arslanlar ? Yeni saldırganlık gümuneleri karşısında birinize sulh mükâfatı vermek, birinizin barış meydanlarına heykelinizi dikmek bile aklımdan geçiyor. Çocukken sizi saldırganlığın Tanrıları gibi bellerdik. Çocuklarımızın hafıza - sında gölge gibi kalacaksınız. #& * Corbada tuz ! Şuradan buradan gelen haberler. muz bulunsun ,, demiştir. Sonra diktatörler için tarihe altın harflerle yazılacak destanlar lâzım değil midir ? Po ordusuna hitaben söylenmiş nutukları kestirme ve za- hirde kolay görünen bir yoldan ger- çekleştirmek icap etmez mi ? Hem neden italyan ordusu yıldı- rım harbı yapmasın ? Afrika'da böyle birşey olamıyorsa onun kaba- hati faşizmin değil, çölün ve susuz- luğundu. Acaba günün birinde Epir dağlarının sarplığı da böyle bir ba- hane olarak gösterilecek midir ? Öyle birşey olursa sebep dağların, taşların sarplığı yüzünden değil, kahraman bir milletin sarplığı yü - Ralan Aldkdk Vaktiyle Roma ÂArı şdin dar hıristiyanları parçalıyan vahş dusunun kahramanlığını. döğüş — kudre tini, yüksek talim ve terbiyesini on sekiz yıl önce görmüs ve takdir etmiş insanla tız İstiklâ! savaşında muhtelif birlikler: kumanda eden bir 1sket sıfatı ile bu ördi nün Bülkan!» 4> hirime: derecede bir or du olduğunu ve daima iki misli italyan ku- hayvanların buğünkü halefleri tanl lar ve motörlü toplar, şimdi Ept: dağlarında elektrikli gözlerini hu 'udun ötesinde hüriyetin, istiklâ in ve demokrasinin mümini ola 'arefli bir millete dikmiştir. Roma 've Atina , .. Fakat tarihin , / TI ea aü ee dd dt " azkelidik Z lealar - italyanların a haber vermeden, akıl danışmadar Yunanistan'a karşı harp açtıkların! vildiriyor. Şu halde Roma, günün birinde p: a toplanacağı zaman, bu işte hiçbi: 'ey yapmamış, hiçbir başarı kazan mamış bir vaziyette kalmak isteme-' miştir; “ çorbada bizim de bir tuzu- çe 'ek sağlam bir vesika ! Bir bayram gecesi bütün ışıklar» yırıl piril yanan Helli Yunan kru vazörüne bir denizaltı gemisi bi: torpil savurmuş, onu batırmıştı. O zaman bu marifetin hir italvan ma- - oldu? OLUL L rifeti olduğu bilindiği halde ital - yanlar bunu ingilizlere yüklemek istemişler, böylece işi örtbas edebil- diklerine inanmışlardı. Şimdi Yu - nan gazetelerinde çıkan yazılar ve patlıyan torpilin şimdiye kadar sak- lanmış parçalarının resimleri mese - leyi yalanlanamaz bir surette aydın- latıyor: parçaların üzerinde italyan- ca yazılar vardır. İşte size tarihi aydınlatmak için en sağlam ve muhkem vesika ! O kadar sağlam ve muhkem ki bir kru- vazörü batırmağa kâfi gelen barıt bile parçalıyamamıştır ! Mak l Yıldırım ! Adana'dan gelen bir haberdı |üy- le deniliyordu : “ Cenubi Anadolu'nun meşhut hırsızı Yıldırım Ali son yaptığı hır- sızlıkta yakalanmış ve on ay hapse mahküm edilmiştir. ,, — Hâdisede bir fevkalâdelik yok! diyeceksiniz. Ben de hâdiseden değil, herifin lâkabından bahsede - ceğim : Yıldırım Ali ! Tuhaf şey; bir ne vi harbın başına getirilen Yıldırım sıfatı, artık hırsızlığın da sıfatı î" K söl) ( bü profesörler ve güzide bir dâvetli küt- lesi tarafından doldurulmuş bulunu « yordu, Bizzat talebelerin teşkil etti « ği güzel bir caz takımi, geç vakitlere kadar dâvelileri ve arkadaşlarına ne- şeli saatler geçirilmiştir. Gençler, bu samimi toplantıda milli ve mahalli o- yunlar , şarkılar söylemişl milli ıılrler okııınuılırdı:. İptidat maddeler tenzilât cetveline alınan müesseseler İcra Vekilleri Heyeti başkalarına ait iş yapan broderi mü- esseselerinin muâmele vergisi iptidal! mad- deler tenzilât cetveline ilâvesini kabul et- miştir. Bu fabrikalar mamülâtına yüzde &7 iptidaf madde tenzilâtı kabul edilmiş - tir. * Foto ETEM Sayın müşterilerinin bayramını kutlar Bütün bayram nönleri arıktır Yenişehir Atatürk Bulvarı 148

Bu sayıdan diğer sayfalar: