Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
. et ge ailtEse süğigürü * ge 17-10-1940 [ HAYAT VE SIHAT ] Bütün dünyanın nüfusu Bu ayın yirmisinde, yurdumuzun her tarafında yapılacak nüfus sayı- mında kaç milyon kişi çıkacağımızı pek tabii bir merakla beklerken, bü- tün insanlar arasında kendimizin ne nisbette olduğumuzu anlamak üze- re, yer yüzünün nüfusunu da bilme- yi istersiniz sanırım. Elimde pek ye- ni sayılar bulunsaydı, birinciteşri- nin yirmisinde değilse de, hiç ol - mazsa 1940 yılı başında dünyada kaç kişi bulunduğunu öğrenebilmek şüphesiz pek iyi olurdu. Fakat bir seneden ziyade bir zamandanberi, ajans haberleri bile yer yüzünde yaşıyan insanların sayısiyle değil, havadan yer yüzüne düşen tayyare- lerin sayısını bildirmekle meşgul ol- duklarından söyliyebileceğim sayı- Lar maalesef pek yeni şeyler değil- ir. Yenilerinin bilinmemesine karşı- Iık, yeryüzünde eski zamanlarda yaşıyan insanların sayısı bilinmiş ol- saydı onları daha yeni sayılarla kar- şılaştırmak, insanların sayısı ne nis- bette arttığını öğrenmek için pek enteresan olurdu. Halbuki gerçek- ten nüfus sayımı işi eski bir usul de- ğildir. Eski zaman adamları insan- ları birer birer saymayı düşünmez- ler, yalnız tahmin ederlerdi. Ger- çekten sayım ancak vergi verebile- cek yahut askere alınabilecek insan ların ne kadar olabileceğini anla- mak için yapılırdı. O vakitlerde de kendilerini yazdırmaktan kaçanlar şüphesiz çok olurdu. Vakıa elimizde bulunan sayılar on yedinci asrın ortasından başlarsa da, hepsinin pek yuvarlak oldukla- rına göre gerçekten delillere da- yanmaktan ziyade sayılar: haber verenlerin hayallerinden çıkmış tah minler olduğu anlaşılır. Bu tahmin- Terden biri bütün dünyaya 1000 mil- yon, bir başkası ancak 320 milyon nüfus verir. İkisinin arasındaki fark eskisine düne kadar kıymet - veril - mesi lâzımgeleceğini gösterir. Bir başkasının gösterdiği hesaplar daha gl lidir: onun t ünine göre, tufandan diri çıkan sekiz insan Da- vut peygamberin zamanına kadar altmış senede bir defa iki misli ol- muştur, bu hesap 1700 senesine ka- dar devam ettirilirse o tarihten bü- tün yeryüzünde dört milyar nüfus vardı, demektir... Cenevre şehrindeki Milletler Ce- miyeti, înğlın biribirleriyle barış- tırmıya yarıy da, bütçesi geniş olduğ Tarını mem çoğaldığını bulmuş ve 1950 yılında bütün dünya nüfusunun 2.180 mil- yon olacağını vaktinden önce haber vererek büyük bir ihtiyatsızlık gös- termiştir. Bu ihtiyatsızlığı, 1939 da başlıyan ve daha ne kadar süreceği bilinemiyen harbi hiç hatırına getir- memiş olmasıdır. Bizim rahmetli 20 Birinciteşrin pazar günü yurd la yapılasak e nüfus sayımımın askeri ve mali hiç bir gayesi yoktur. Amaç ne kadar arttığımızı öğrenmek, da- ha ziyade artma çarelerini ara- mak, bütün devlet ve millet işle- rini say göre genişletmek eksikleri tamamlamaktır. Bu ka- dar önemli olan bu iş için ulustan ve her yurttaştan beklenen ödev, umumi nüfus sayımı günü evimi- ze gelen memura doğru ve tam malümat vermektir. BAŞVEKÂLET İstatistik Umum Müdürlüğü İshak hoca, hâkimlerin toprak mi- rası işlerinde doğru hüküm verebil- meleri için matematik bilmeleri lâ- zım olduğunu yazmıştı. Cenevre'de- ki derin matematikçiler de, biraz edebiyat bilselerdi, bizim büyük şa- irimiz Hâmid'in, Aristo — dilinden yazdığı: Âzâde olaydılar seferden, Bir ordu çıkardı bir neferden... sözünü hatırlarına getirerek harpte ölen bir kişiden dünyanın birçok in- san kaybedebileceğini düşünürler ve 1950 yılında dünyanın nüfusu ne kadar olacağını yazmak ihtiyatsız- lığında bulunmazlardı. Matematikçiler, belki, harpte gi- den insanlar yüzünden istikbalde ybedilen nüfusu da hesaba kat- tıklarını iddia ederler. Fakat harp- te kullanılmak üzere icadedilen va- sıtaların kudretini ihtimali hesabın önceden bildirmesine imkân yok- tur. Vaktiyle bir ok ancak bir kişiyi öldürebilirken şimdi gök yüzünden atılan bir bombanın kaç kişinin ha- yatını söndürdüğünü kim bilir? Ya, önüne gelen alanda bütün hayatı yek edecek ölüm reyonu da bir gün icadedilirse!.. İstikbalden haber vermiye kal- kışmak daima ihtiyatsızlıktır. G.A. Bursa'da hava hücumlarına karşı pasif korunma fecrübeleri Bursa, 15 a.a. — Dün şehrimizde ilk de- fa olarak hava hücumlarına karşı pasif ko- runma tatbikatı yapılmış ve alârm işareti verilmesini müteakip halk sükünetle sığı- naklara ve tahaffuz yerlerine iltica eyle- mişlerdir. Bu tatbikatım, Bursa'da pazar kuruluşu gününe tesadüf etmiş olması dolayısiyle şehirde kesif bir halk kütlesi bulunmasına rağmen işareti takip eden ilk dakikalardan itibaren sokaklarda korunma işlerinde va- zife alanlardan başka kimse kalmamıştı, Tatbikata iştirâk eden tayyareler şehrin leket memleket dolaştırtarak müm- kün olduğu kadar gerçek sayılar toplamıya pek yarardı. Onun için, Milletler Cemiyetinin bildirdiği sa- yılara doğruya en yakın diye bak- mak mümkün olur. Bu cemiyetin 1932 de çıkan ista- tistik yıllığına göre üç asırdanberi bütün dünyanm nüfusunu şöylece tahmin etmek lâzımdır: - 1650 yılında 465 milyon, 1700 de 552, 1750 de 660, 1800 de 863, 1850 de 1.095 milyon, 1900 de 1.551 mil- yon, 1932 yılında da 1.958 milyon, yani bir milyar dokuz yüz elli sekiz milyon insan.. Milletler Cemiyetinin bildirdiği sayılar, 1932 yılına kadar doğruya en yakm bulunanları olmakla bera- ber, bu cemiyet de hesap işlerine tahammülünden ziyade güvenerek, il larm 1750 denberi ne nisbett zaman bü- tün ekipler tahrip, yangın ve gaz bombala- rt atıldığı farzedilen noktalarda faaliyete geçmiş bulunuyorlardı. Valimizle, hava müdafaa genel komutanlığı kurmay başka- nt pasif korunma tatbikatını teftiş ve ta- kip eylemişler ve vazife görenleri göster- dikleri dikkat ve intizamdan dolayı tebrik eylemişlerdir. Hayirsever bir İsparfalı Isparta, 15 a.a, — Şehrimizde 85 yaşla- rında Ömer Aşıltaş adında hayır sever bir vatandaş ölümünden Üüç gün önce yapmış olduğu vasiyetle mevcut parasından elli Hra hava kurumuna, 50 lira kizilay cemi- yetine, 50 lira 50 Almanların bir haftada batırdıkları ticaret gemileri Londra, 16 a.a. — Amirallık dairesinin düşman harekâtı neticesinde ticaret gemi- leri kaybı hakkındaki haftalık tebliğine göre, 6 teşrinievelde biten hafta içinde ka- yıplar, 6 mayıstan beri en az olarak tecel- li etmiştir: Kayıplar şunlardır: Yedi ingiliz gemisi: 24.043 tonilâto, İki müttefik gemisi: 2464 tonilâto, Bir-bitaraf gemisi: 3687 tonilâto, Ceman 10 gemi: 31094 tonilâto, Bu ra- kam, bundan evelki 56 haftanın 57 bin olan vasatisinin yarısından biraz fazlasına mua- dil bulunmaktadır. . Mukâyese için, aynı hafta içinde alman- ların iddia ettikleri kayıp rakamı da zik- redilmektedir. Almanların iddiaları, 81816 tönilâtodur ki bu, hakiki kayıpların hemen üç mislini göstermektedir. Londra'da, kayıpların birdenbire azalma- sından alman denizaltıları tehdidinin önü- ne geçildiği neticesi çıkarılmaması icap et- tiği kaydolunmaktadır. Fakat, aynı zaman- da, biribirini takip eden iki hafta zarfında kâayıp rakamlarının azalmak istidadını gös- termesi çok şayant memnuniyet olarak te- lâkki edilmektedir. Sovyetlerle Finlândiya aıaşlında kara ve deniz hudutları fesbil edildi Moskova, 16 a.a, — Tass ajansı bildiri- yor: 12/mart/1940 tarihli barış muahedesi- ne ve hudüdun tahdidi hakkındaki 29/ni- san/1940 tarihli protokola uygun olarak Sovyetler birliği ile Finlandiya arasındaki kara ve deniz hudutlarımnın tahdidi işi ik- mal edilmiştir. Bu hudut takriben 705 ki- lometre genişliğindedir. 1036 kara ve 38 deniz hudut işareti konulmuştur. Antakya'da konferans Antakya, 15 a.a, — Bitlis mebüsu Örge- evren dün akşam Cümhuriyet meydanında toplanan beş binden fazla vatandaşa hita* ben bir hitabe irat etmiş ve bugünkü cihan vaziyeti karşısında Türkiye'nin durumunu canlı bir şekilde izah ederek türk milleti- nin milli şef'in etrafında nasıl aşılmaz bir kale olduğunu isbata her zaman hazır oldu- ğunu anlatmıştır. Hatip bu hitabesinde yüurtta sulh cihan- da sulh prensibinin dün olduğu gibi- bu- gün de türk cümhuriyetinin değişmez şiarı bul fakat türk yurdunun en kü- Hra da mahallesindeki köprünln tamirine terkeylemiş ve bu paralar Aalâkalı teşek- küller vi ir. çük parçasına yapılacak tecavüzün türk or- dusu ve türk milleti tarafından karşılana- cağını bilhassa tebarüz ettirmiştir. BUGÜN Saat 2,30 matinelerinden itibaren ULUS Sineması 1940 - 1941 yeni sinema mevsi- mine dünyaca tanınmış iki büyük artistin misline asla erişilmiye - cek bir sinema eseri olan : HABİL | KABİL ile giriyor, Baş rollerde : CLARK CABLE - MARİON DAVİS Matineler : 2,30 - 4,30 - 6,30 Gece tam saat 9 da başlar, Numaralı koltuklarınızı gündüzden aldırınız. TI : 6294 elektrik tesisatı yapmış veya yaptırmış olduklarına dair vesikaları bir istidaya bağlanarak ihale tarihinden en az 8 gün evel vilâyete müracaatla alacakları ehli - yet vesikası ve ticaret odasına kayıtlı ol duklarına dair vesika, 86 — Teklif mektupları yukarıda 8 üncü maddede yazılı saatten bir saat eveline ka- dar Ağrı vilâyeti defterdarlığına getirile- rek eksiltme komisyonu reisliğine makbuz mukabilinde verilecektir. Posta ile gönderilecek mektupların ni- hayet üçüncü maddede yazılı saate kadar gelmiş olması dış zarfın mühür mumu ile iyice bul lâzımdır. Pos- tada olan gecikmeler kabul edilmez. (6529) 16557 Hayvan satışı Karacabey Harası Müdürlüğünden : 1 — Haranın çok kıymetli damızlıkla - rından olup referme edilmelerinden satış- ları kararlaştırılan muhtelif ırklarda hay- vanat pazarlıkla hara merkezinde satıla- caktır. 2 — Satış giinü 21.10.940 tarihine rast- lıyan pazartesi saat on beştedir. 38 — Arzu edenler satılık hayvanları her zaman görebilirler. 4 — İsteklilerin satış günü harada bu- VİLÂYETLER Menfez inşaatı Balıkesir Valiliğinden : 1 — Balıkesir - Edremit yolunun 56 * 350 — 80 * 400 üncü kilomet- relâri arasında yapılacak 32 adet men fez insaatı talip çıkmadığından tek- rar kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konınuştur. 2 — Keşif bedeli (33803) lira (98) kuruş ve — muvakkat teminatı da (2535) lira (30) kurüştur. 3 — Bilümum evrak nafıada görü- lebilir. 4 — Eksiltme 22 birinciteşrin 940 salı günü saat 16 da hükümet kona- ğında daimi encümen huzurunda ya- pılacaktır. 5 — İsteklilerin muvakkat teminat- larını Balıkesir hususi muhasebe vez- nesine yatırdıklarına dair makbuz ve- ya bu miktar şayanı kabul banka mek- tubu ile ihale tarihinden' sekiz gün evel vilâyete müracaatla nafıadan a- lacakları ehliyet vesikasiyle Ticaret odası vesikasını teklif mektubunu ih- tiva eden zarfa koyarak mezkür zarf- ları 2490 sayılı kanun hükümleri dai- resinde tanzim ve imza etmiş olarak saat (15) e kadar daimi enciümene vermeleri, postada vukubulacak ge- cikmelerin kabul edilmiyeceğ? ilân o- lunür. (9431/6452) 16443 Hükümet konağı inşası Ağrı Defterdarlığından: 1 — Ağrı vilâyeti merkezinde inşa edi- len hükümet binasının bakiyel inşaatı 44327 lira 88 kuruş bedeli keşfiyle kapalı zarf usuliyle eksiltmeye çıkarılmıştır. 2 — Bu işe ait şartnameler ve evrak şun lardır: A — Ekgiltme şartnamesi B — Mukavele projesi C — Nafıa işleri şeraiti umumiyesi ve yapı işleri umumt, fenni şartnamesi, D — Sihi ve elktrik tesisatı şartnamesi E — Hususi şartname F — Metraj cetveli hülâsası, keşif silsi- lei fiyat cetveli G — Proje ve teferrüatı İstiyenler bu şartname ve evrakı iki yüz yirmi iki kuruş mukabilinde Ağrı vi- lâyeti defterdarlığından alabilirler. 8 — Eksiltme 23.10.940 çarşamba günü saat 15 te vilâyet defterdarlığında yapıla- * — Eksiltme kapalı zarf usuliyle yapı- lacaktır. 5 — Eksiltmeye girebilmesi içn istek- Hlerin 3324 lira S0 kuruş muvakkat temi- nat vermesi bundan başka aşağıdaki ve - sikaları haiz olup göstermesi lâzımdır, E. aşağı 40 bin liralık bu gibi işleri bir defada yapmış olduğuna ve bu gibi su ve lunmaları ilân olunur. (9708/6693) — 16698 Nakliyat yaptırılacak Akyazı Askeri Kereste Fabrikası Mü- dürlüğünden: Mudurnunun Dedeler ve Dereköyü ve Tekirler ve Çayköyü ve Tokurcun depola- rında mevcut beş bin metre mikfip çam ve köknar kütliğünün nakliyatı kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur. 1 — Eksiltme 25 teşrintevel 940 cuma günü saat on dörtte Adapazarında park karşısında Aaskeri kereste fabrikasının yollama dairesinde yapılacaktır. 2 — Beher metre mikâbının muham- men nakliye Ücreti 566 kuruştur. 38 — Muvakkat teminatı iki bin yüz yir- mi üç Hradır. Şartnamesini görmek isti- yenlerin fabrika müdürlüğüne ve yollama (9755/6TT1) 16743 Hükümet konağı inşaatı Çoruh Vilâyeti Hopa Kazası Mal Mü - dürlüğünden : 1 — 114433 lira 26 kuruş bedeli keşifli Hopa kazası hükümet konağı bakiyei inşa- atı 10.10.1940 tarihinden itibaren 21 gün üddetle maliye k y kapalı zarf C oRADAO G İ TÜRLFYE j (Radyo Difüzyon Postaları) ANKARA Radyosu TÜRKİYE Radyosu — Dalga Uzunluğu — 1648 m, 182 Kes./120 Kw. 831.17 m. 9465 Kes/20 Kw T.A.P. 1947 m. 15195 Kes/ 20 Kw. T.A. G PERŞMBE: 17,10.1940 8.00 Program ve memleket saat ayar. 8.03 Müzik: hafif program (PL). 8.15 Ajans haberleri, 8.30 Müzik programının devamı (Pl1.) 8.50/9.00 Ev kadını - konuşma: sabun ne- lere yarar? 12.30 Program ve memleket saat ayarı. 12.833 Müzik. i. İsmet ağa - suzidil şırkı: (Ülfetin geçti efendim arası), 2. suzidil garkı: (Cana agım aşkımnmla). 3. Muzaffer İlkar - suzinâk şarkı: (Bülbül ağlar gibi ağlat). 4. Yesari Asım - suzinâk şarkı! (Ayrı düştüm sevgilimden). 12.50 Ajans haberleri. 13.05 Müzik: 1. Şevki bey - hicaz şarkıt (Demem cana beni yâdet), 2. Ziya bey « hicaz şarkı: (Ne bahtımdır). 8. Arif bey « : (Kim demiş aklım alan.) 4. : (Fesleğen ekdim gül bitti). 13.20/14.00 Müzik: karışık program (Pl.). 18.00 Program ve memleket saat ayarı. 18.03 Müzik: radyo caz orkestrası (İbra» him Özgür idaresinde). 18.40 Müzik. 1. Eviç şarkı: (Bir sebeple gücenmişsin). 2. Eviç türkü: (Atladımı. bahçene girdim). 8. Su Yolcu - ferahnâk şarkı: (Ey şuhi cihan). 4. İsak Varan « hüzzam şarkı: (Bilemem ben de nasıl düş- tüm). 5. hüzzam şarkı: (Anlat bana), 6. Yesari Asım - hüzzam şarkı: (Ümitlerim hep kırıldı), 7. S. Kaynak - nihavent şarkıt (Gönül nedir bilene), 8. Osman Nihat - ni« havent şarkı: (Yine bu yıl da sensiz). 9. Şetaraban türkü: (Bahçelerde aşlama). 1915 Müzik: eksotik parçalar (Pl.). 19.30 Memleket saat ayarı, ve ajans haber. leri, 1945 Müzik: fasıl heyeti. 20.15 Radyo gazetesi, 20,45 Müzik: Şükrü Sarıpmar tarafındaa ksofon solo, usuliyle eksiltmeye k 2 — Eksiltme 1.11,940 ve cuma günü sa- at on beşte Hopa mal müdürlüğü dairesin- de yapılacaktır. t 8 — İstekliler evrakı fenniyeyi Çoruh nafra müdürlüğünde ve Hopa mal müdür- lüğünde okuyabilirler. 4 — İsteklilerin en az ve bir defada on bin liralık yapı işi muvaffakiyetle başar- dığını gösterir vesikayı bağlıyarak lâakal sekiz gün evel bir istida ile vilâyete mü- racaatla ehliyet vesikası almaları mukta- zidir. $ — İstekliler 1083 liralrk muvakkat te- minat makbuzu veya banka mektubu, tica- ret odası makbuzu ve ehliyet vesikasiyle teklif mektuplarını ihale günü olan 1.11.940 eür e llli n A A ge a a A yonu riyasetine teslim edeceklerdir, * Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (9856/6784) 16821 Elektrik işleri Denizli Belediyesinden: Denizli belediyesinin evelce 41271 lira- ya müteahhidine ihale ettiği ve şimdiye kadar 17978 liralık inşaatı ikmal edilen Gökpınar hidro elektrik yapı işlerinin ba- kiye 21205 lira 31 kuruşluk inşaatının 8-10-940 günlü yapılan açık eksiltmesin - de verilen fiyat haddi lâyık görülmediğin- den tekrar müteahhit namı hesabına 25/10 /940 cuma günü saat 11 de ihalesi yapılmak 21.00 Müzik: dinleyici istekleri, 21.30 Konuşma (sıhat saati). 2145 Müzik: radyo orkestrası (şef: HL Ferit Alnar): J Brahms: birinci senfoni, do minör, 22.30 Memleket saat ayarı, ajans haberle. riş; ziraat, esham - tahvilât, kambiyo - nu- kut borsası (fiyat). > 22,45 Dans müziği (PL). 23.25/23.30 Yarınki program ve kapanış. Çankırı'da Parti'nin gönderdiği filimler halka gösteriliyor Çankırı, (Hüsüsi) — Fard Vtara a. Yönderilmiş olan enternasyonal kömür sere gisi, 10 uncu cümhuriyet bayramı, Erzin- can zelzelesi, mevzulu filimler halkevi ta- rafından halka meccanen gösterilmekte- dir. On beş gün gösterildikten sonra bu fi- limler K 'ya Çankırı'da sayım hazırlıkları r landı Çankırı, (Hususi) — 20 İlkteşrinde yas pılacak Üçüncü nüfus sayımı hazırlıkları Vazifedi memur - üzere açık eksiltmeye çıkar Teminatı muvakkatesi 1591 liradan iba- ret olan eksiltmenin fenni şartnamesini bedelsiz olarak belediye baş kitâbetinden almaları ve taliplerin adı geçen gün ve sa- atte belediyeye uğramaları ilân olunur. 16840 lar defterlerini almıştır. Çankırı merke- ziyle Orta, Şabanözü, Bayraklı, Kızılır- mak nahiyeleri 455 sayım memuru tarafın- dan yazılacaktır. 50 de kontrol vardır. Bu suretle merkez vilâyet 505 memür ta- rafından yazılmış olacaktır. z —> M_, — ——— — —— ——— — ——— bıkan, sabırsız ve kararsız bir tipti . .. Kendi kendi- | B Vilmoş ihanet ediyordu. Vilmoş, onu ünutmüştu. Günün birinde dönerse, yüzüne bakamıyacaktı. Ondan iğrı k, nefret edecekti ğ sarılıp, öldürecekti. Başka kadınlardan arta kalan, dudakla- rında yabancı kadınların salyalarını saklıyan bir er« keğin ona lüzumu yoktu. Bunlar aklına geldikçe bir deliye dönüyor, sabah- lara kadar gözlerine uyku girmiyordu. Acaba Vil- moş ihanet edebilir miydi? Niçin etmesin? Karısını sevmiyordu. Ondan bıkmiştı. İhtiraslarını başka ka- dınların kucaklarında söndürmemesi için hiç bir ma- ni kalmamıştı,. IX Harbın ikinci senesi idi. Rudolf Ravberg, tekrar ağır bir hastalığa tutuldu. Bu hastalık ta hafif bir soğuk algınlığı ile başladı. Bidayette ehemiyet ve- rilmedi. Nihayet ateşi müthiş yükseldi. Yataktan kı- mıldıyamaz hale geldi. Zatülcenp olmuştu. Gizella, her akşam ziyaretine gidiyor, çiçek gönderiyor, kar- yolasının yanında saatlerce oturuyor, matbaanın iş- leri hakkında uzun uzun malümat veriyordu. Direk- tör, beş hafta zarfında iyileşti. Akşam üzerleri pen- cerenin yanındaki koltuğa oturuyor, Gizella'yı bu şekilde kabul ediyordu. Altmış dört yaşına gelmiş- ti. Bit akşam üzeri Gizella, gene mııt_adı veçhile gün- lük işler hakkında malümat verdikten onra gitmeğe davrandı. Direktör, elini tuttu. Kuvetle sıkarak kar- şısına oturttu. Gözlerinin içine derin derin baktı. Ya- vaş bir sesle söyledi: — Gizella, sen çok iyi bir kadınsın. Hâlâ, ona hitap ederken madam Loşonsi demiyor- du- Genç kız kızardı: — Benden memnun olduğunuz için kendimi çok bahtiyar hisşediyorum efendim. Rudeif Ravberg, başını salladı: — M hem çok yavrum. Al- Mah senden razı olsun. Hastalığım esi dalma Yazan : MİHALY FÖLDI k # n n R BXRK 1 ürkçeye çeviren : seni düşündüm. Hele aklima, bir daha bü yataktan kalkamıyacağım ihtimali de geldikçe, büsbütün... — Rica ederim, efendim. Böyle kötü ihtimalleri aklınıza getirmeyiniz. — Evlâdım... Benim de bir insan olduğumu ve in- sanların nihayet günün birinde ölmeğe mahküm bu- lunduklarını unutma. Ölüm, aklıma gelince etrafı- ma bakındım. Bu eşyaları, beş odalı bu koca evi dü- şündüm. Kendi kendime şöyle söylendim: Rudolf, sen bütün hayatında durmadan çalıştın. Allah da yardım etti. Zengin bir adam oldun. Günün birinde canından çok evdiğin eşini de kaybettin. Yıllardan- beri burada tek başına yaşadın. Şimdi anlaşılan sıra sana geliyor. sen de gözlerini kapayıp gideceksin. Bin bir emekle döşediğin ve içinde en tatlı günlerini geçirdiğin bu evi, apartmanlarını, paralarını, koca matbaanı, her şeyini bırakıp gideceksin. O zaman, küçük Gizella ne olacak? N — Benim ne olacağımı mı merak ettiniz? — Evet Gizella. Yalnız seni düşündüm. Bak, şimdi söyliyeceklerimi dinle. Seni buraya zavallı kardeşim Maksi gönderdiği zaman, ben henüz ellisine gelme miştim. Tam kırk dokuz yaşındaydım. Genç ve güzel bir kızın yanı başımda çalışmasından ürküyordum. Fa kat, düşündüm. Senin gibi bir kızın uzun zaman mat: baanın ağır işlerine tahammül edemiyeceğini, iki, üç haftalık bir tecrübeden sonra sessizge çekilip gidece- Vi TK F. ZAHİR TÖRÜMKÜNEY — 130 — ğini tahmin ettim. Ama, netice böyle olmadı. Tahmi - nimde aldandım, Sen, fevkalâde bir enerji ile işe sarıl- din. Gün geçtikçe, matbaanın en lüzumlu bir adamı ol- mağa başladın. Sen, artık benim kâtibim, muavinim, sağ elim oldun. Sana oğlumdan fazla itimat ediyordum. Çünkü; sen oğlumdan daha sadık çıktın. Evl me, bunların sonu gelmez, dedim. Sözlerimde haksız taf denberi onunla yaşadın. Teşh ç 1 mıyım ?., doğru değil mi ? ., Gizella, başını önüne eğdi. Cevap vermedi, — Mesut musun Gizella ? — Ben mi, efendim ? — Evet. Mesut musun ? Genç kadın, ürkek bakışlarını, direktörün solgun, beyaz sakallı çehresine dikti. Telâşlı, telâşlı söyledi 1 — Mesudum. Pek tabiit mesudum. Rudolf Ravberg, mülâyim bir tebessümle gülümsedir — Evet, aşkı mantıkla muhakeme etmeğe imkân yok- tur, İnsan çok defa sevdiğinin kusurlarını görür de yi- ne sever. Ne ise, şimdi bunun münakaşasını yapmıya - lım. Birinci çocuğu ikincisi takip etti. Bunun arkasın- dan üçüncüsü geldi. Asabi genç kızdan, olgun, ağır gin hakkında söylediğin sözlerin uzun bir müddet şaka ol- duğunu sandım ve bunun böyle olmasını temenni et- tim. Aradan haftalar geçti. Senin evlenme meselesinin tamamiyle bir masal olduğuna iyice inandım. Tam bu sıralarda profesör Loşansi geldi. Onunla konuştuktan sanra işin doğruluğunu ve ciddiyetini öğrendim. Fa - kat, profesörün evlenmenize şiddetle muhalefet ettiği- ni görünce, kalbime bir ferahlık çöktü. Ama çok geç- meden bu sevincim de sona erdi. Çocuğun doğmuştu. Artık bunun şaka sanılacak tarafı kalmamıştı. Direktör bir saniye sustu. Gizella'nın elini hâlâ avu- cunun içinde tutuyordu. Sonra gittikçe artan bir heye- canle sözüne devam etti : — Nihayet sevdiğin delikanlı ile tanıştım. İyice tet- 'etik ettim. Derhal numaramı verdim. Bu izdivaç kati - ven devamlı olamazdı. Çünkü; kocan senin tamamiyle aaddındi. Sen, ne kadar ciddi, akıllı ve dikkatli bir ka- dınsan, o, o kadar havaf, sebatsız bir erkekti. Zeki ol- duğu muhakkaktı. Fakat, hiçbir işde devamlı çalışabi- leceğe benzemiyordu. Bilmem izah edebiliyor muyum? Yâni maymun iştihalı bir adamdı ,,, Herşeyden çabuk başlı, zarif bir kadın çıktı meydana ... Her erkeğin gıpta edeceği, varını yoğunu ayaklarının altına sere- ceği bir kadın.... İhtiyar adam, sustu. Başını çevirdi. Heyecandan duü- dakları titriyordu. Gizella, yavaşça elini avucundan çekti. X Gizella, yorgunluğunu bahane ederek, çocuklarını erkenden odalarına gönderdi. Hakikaten vücudunda bir dermansızlık hissediyordu. Yatağına uzandı. Fa - kat, imkânı yok, gözüne uyku girmiyordu. Rudolf Ravberg, ona aşkını itiraf etmişti. Seneler- denberi, yanyana, ayni gaye uğrunda çalışıyorlardı. Onbeş sene gibi uzun bir zamandanberi kalbinde sak- ladığı aşkını, nihayet bugün açığa vurmuştu. Onu ilk tanıdığı zaman arada Vilmoş bulunmasaydı, kimbilir ne olurdu ? , . Aman yarabbım, böyle ihtiyar bir adamır aşkına nasıl oluyordu da bu derece kıymet veriyordu ? İhtiyar mı ? AĞ L Ç eLI 5 N