5 Haziran 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

5 Haziran 1940 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÖN ai a h ——— — mwruw——-—'__vvn 2ETTÇTRARTA NYTT TTTT ZO T — ULUS Son seyahalin intıbaları İskoçya'da Vikend Belki de mayısın üçüncü hafta Vikendini yalnız Türk heyeti yapı- yor: — Bana kaç saat çalışacağınızı sormıyacaksınız. Bayılıncıya kadar iş başında kalacaksınız. Yeni kanun ingiliz vatandaşlarının bütün varını yoğunu devletin emrine vermiştir: sizin de sâyiniz devletindir. “— Mesai nazırı" İngiltere sivil seferberliğin son haddi içindedir. Sonra cephe var: orada balıkçı yuvasından asılzade şatosuna kadar her ingiliz çatısının bir yavrusu veya bir yakini çarpışı- yor. Kır keyfi daha fazla çocuklara, yabancılara ve kaygısızlara bırakıl- — mıştır. Hele mayısın güneşli hafta - sonlarında ingiliz taşra yollarının E kalabalığını görmüş olanlar, bizim içinde dolaştığımız tenhalığa inan - mak için, onu gözleri ile görmelidir- ler. — Evelâ şimendöferle Glaskov'a, o- — radan otomobille Edimburg'a gittik T we gene otomobille Londra'ya dön- — dük. İskoçyalılar Glaskov'da bizi buyğk bir samimiyetle kuıılıdılu. — Üzerlerinde yüzlerce gemi inşa olu- — nan deniz tezgâhlarını gezdik; is- — koçyalılarla ingilizler arasındaki — muharebe destanlarında ismi geçen — tarihi tepenin arkasında Türk torpi- olarını gördük. “Akşam yemeğinde İskoçya bele- iye reisi bize milli yemeği olan — daggis'i ikram etti. Eski iskoçyalılar utbaklarının köşesine bir bumbar arlardı; et yemeklerinin artıkları- n içinde biriktirirler ve bum- dolunca sofraya koyarlardı. üphesiz Haggis artık taze etle ya- ilmaktadır. Haggis yemek odasına iskoçyalı- n tulum musikisi ile birlikte gi- esr; davetliler ayağa kalkar; sofra- Na ya reislik eden kimse onu merasimle teser. Bir kadeh vııkı, ile sulıyarak rsiniz: “— Biz bu yemeği ancak ürmet ettiğimiz misafirlere veri- » Bir çok ingilizler bile onu ye- eğe lâyik değildirler.” Belediye reisi güzel bir nutukla, biribirini takip eden sözler serisini 'ıçtı. Böyle buhranlı günlerde İngil- — tere'yi ziyaret edişimizin bıraktığı — intibam derinliğini her cümleden anlıyorduk. Heyet belediye reisine |— cevap verdi. Bir müddet sonra reis — bir daha ayağa kalkarak dedi, ki: # Efendiler, geçen sene gene bu sofrada bazı şimal memleketlerinin gazetecilerini kabul etmiştik, ben — .gene böyle bir nutuk söyledim; fa- — kat onlar pek müphem bir nezaket mukabelesinde bulundular. Yemek - ten sonra ellerimi yıkumıga gıtmış— tim. İçlerinden bir gazet bi Falih Rıfkı ATAY leri ile beraber sönüyor. Bir gam ze- hiri, ışığın ve rengin şiirini yakıyor. Göllerden, sazlardan, ağaç yaprak- larından ve otlardan, Michel Ange- lo'nun Medicis'lerin mezarındaki şa- fak heykelinin ebedi sesi geliyor: “Hüriyetsiz uyanmaktansa uyumak iyi, ölmek daha iyidir!” HAVA Havalar ısınmakfa devam ediyor Dün şehrimizde hava öğleye kadar açık, sonraları çok bulutlu geçmiş, rüzgâr cenubu şarkiden saniyede 3 metre kadar hızla esmiştir. Günün en yüksek sıcaklığı 31 derece olarak kaydedilmiştir. Yurdda doğu, orta ve cenubu şarki Anadolu bölgelerin- de hava çok bulutlu ve pek mevzit yağışlı, diğer yerlerde bulutlu geç- miştir. 24 saat içindeki mevzii ya- ğışların karemetreye bıraktığı — sü miktarları Orta Anadoluda 1-6, Do- Bu hüzün dalışlarından çes- ter iğlerinin uğultusu içinde uyanı- yoruz. Bize civarda bir tayyare fab- rikası gezdireceklerdi. Bugün hava destanlarını okuduğumuz yeni tay- yare tiplerini iğmal eden fabrikala- rın bize dahi gösterilmemesini mem- nuniyetle karşıladık. Demokrasile- rin esrarsızlığı, totaliter rejimlerin 'süküt zindanları karşısında bir zâf teşkil ettiğine şüphe yoktur. Gene- ral Veygand'ın Suriye sokaklarına astırdığı şu levha harp içinde veya mıntakasında bulunan bütün mem- leketlerde düstur gibi ezberlenmek Jâzım: “Konuşmayınız, çünkü bir şey bilmiyorsunuz. Eğer bir şey bili- yorsanız, büsbütün susunuz!” Bütün bu makinalar, kurum ve is- ler, kara kanal suları, iki rüya ile nihayet bulur: kiır ve hom! Büyük Britanya adaları, deniz gibi engin çayırlıktır. İngiliz açık kahvede o- turmaz. Öteller, çay yerleri, hepsi büyük evler veya küçük yuvalardır. Sanayi merkezleri ile bu merkez- lerden bir kaç mil uzaktaki bu kır ve yuva hayatı arasındaki tezat; şimdi bir başka tezatla artmıştır: a- sırlarca süren bir sulh ile hiç bozul- mıyan bir sükün, limanlara doğru seller gibi akan kamyonlar, tanklar, motokarlar, motörlü toplar, bütün bu harp vasıtalarının mekanizma gürültüsü ve benzin kokusu ile par- çalanmıştır. İngiliz hayatının klâsik manzarası, fakat ingiliz tarihinin meçhullerle dolu bir yeni inkişafı içindeyiz, Dağlardan, düzlerden, su- lardan, karalardan, hep aynı şeye, khavâdis'e koşuyoruz. Hâile hatırı- mıza geldiği vakit, 60 mil sürat için- de seyrettiğimiz mayıs baharının şen, sesli ve coşkun âlemi bir cansız şeride dönüyor. Bir mühendisimizin — muvaffakiyeti Amerikan elektrik mühendisliği ens titüsünün her sene yapmakta olduğu diploma tezleri müsabakasında, (1939) senesi birinciliğinin Münakalât Vekâ- leti yüksek elektrik mühendisi Bay Nejat Atsan'a verildiği ve kendisine bir de takdirname yollandığı memnu- niyetle haber alınmıştır. Bu kıymetli imizi biz de tebrik ederiz. niçin beni bulmak için mıuluk başı- nı intihap etti, kulağıma eğilerek dedi ki: “— Biz de sizin gibi dü- şünüyoruz, ama söylemeğe cesaret . edemeyiz, mazur görünüz!.” Bir Türk milletine, bir de onlara bakı- nız ve onların bugünkü âkıbetine bakmız! İskoçyalılar hüriyetsiz ya- şıyamaz. Bizi Türklerle birleştiren mizaç ve ahlâk bağı, işte bu hüri- yet aşkıdır. Musiki İngiliz marşını çaldıktan sonra, reis, ** üf sizin Denizli Hava Kurumu Şubesi Denizli, 4 aa. — Türk Hava Kuru- mu Denizli şubesi idare heyeti dün valimiz Osman Nuri Tekeli'nin reisli- ği altında toplanarak 1939 mali yılı varidatı ve mesaisi neticeleri tetkik edilmiş ve kuruma yeni başkan seçil- miştir. Demir beyannamesi KE marşınızı buld Bu ak$ş lık İskoç milli havasını marşınız o- larak kabul eder misiniz?” dedi ve iskoçyalılar, kendi milli havalarının heyecanı içinde, Türkiye Cümhurre- isinin ve Türk milletinin şerefine ka- dehlerini kaldırdılar. Glaskov'dan Edimburg’ı doğru, İskoç meralarını geçiyoruz. Ağaçsız yeşil dağlar dıvarlarla puçılan - mıştır; her parçanın içind İstanbul; ( Telefonla ) — Herayın beşinci günü akşamına kadar ve - rilmesi mecburi olan demir- mü - temmim leri yarın akşama kadar ticaret müdürlüğüne verilmiş o- lacaktır. Demirden mamül eşya ve â- letler üzerinde fiyat yükselişi yüzde yetmiş beş kadardır. Videler 110 ku - ruşa çıkmıştır. Demir ve saç ile emay- ye mamülâtta da yüzde âaltmış bir ar- tış vardır. ğu Anadoluda 1-20 kilogram arasın- dadır. Rüzgârlar Karadeniz sahillerinde şimal, diğer bölgelerde garp ve ce- nubu garbi istikametlerinden saniye- de en çok 9 metre kadar hızla esmiş- tir. Yurdda en yüksek sıcaklıklar İz- mirde 25, Antalyada 26, Trabzon ve Kütahyada 27, Konyada 28, Adanada 30, Islâhiyede 31, Diyarbakırda 35 derece kaydedilmiştir. Dikili'de zelzele İzmir, 4 aa. — Dün sabah 7.30 da Dikili'de dört saniye süren ve zarar yapmıyan bir zelzele olmuştur. Yedinci Balkan güreşleri Mart ayı içinde İstanbulda topla- nan altıncı güreş kongresinde yedin- ci Balkan güreş müsabakalarının ha- ziran içinde Bükreşte yapılması ka- rarlaştırılmıştı. Romen federasyonu mayısın ortalarına doğru Balkan gü- reş federasyonlarına müracaatla mü- sabakalara iştirâk edip etmiyecekle- rini gormuştu. Bu sorguya müsbet cevap verildiği halde bugüne kadar müsabaka tarihi tespit edilerek bil- dirilmemiştir. Alâkalılar, Romen fe- derasyonunun bu müsabakaları şim- dilik tehir edeceği kanaatini taşımak tadırlar, Muğla temiz suya kavuşmak üzere Muğla, 4 a.a. — Yenişehir fennit su yollarının döşeme işi bitmiştir. Nok- san olan bir kısım malzemenin temini ni müteakip şehre su verilecek ve bu suüretle Muğla yakında temiz suya kavuşacaktır. — Kız Enstitüsü Sergisi Her yıl Ankara'da açılan ve büyük bir rağbet gören İsmet İnönü Kız Enstitüsü sergisi bu yıl da 15-18 ha- ziran arasında tertip edilecek ve umu- ma açılacaktır. Bunun için imtihanla- rın heticesinin alınması beklenilmek- tedir. İzmir'den Almanya'ya ihraç edilen incir İzmir, 3 a.a. — Gazetelerin neşriya- tına nazaran son günlerde Almanya- ya 9800 ton incir ihraç edilmiştir. Fuar çalışmaları İzmir, 3 aa. — Şehir meclisi evel- ce verdiği karar mucibince Fuar ve Kültürpark'ın idaresi dünden' itibaren kurulan müdürlük tarafından görül- meğe başlanmıştır. Bu müdürlük ay- nı zamanda Belediyenin fuarı ve tu- rizm müdürlüğü ve Kültürpark İzmir enternasyonal fuarı turizm müdürlü- ğü adını taşıyacaktır. Bu sene fuara resmen iştirâk ede- ceklerini -bildirmiş olan devletlerin sayısı halen sekizdir. Bu miktarın on beşe baliğ olacağı tahmin ediliyor. Yunan hükümeti de fuara iştirâke ka- rar vermiştir. Fransız devlet demir- yollarında da fuara iştirâk edecek ekspozan ve ziyaretçilere avdet bilet- lerinde yüzde elli tenzilât yapılması karar altına alınmıştır. .. .. b Bugünkü Meclis Büyük Millet Meclisi bugün öğle - den sonra toplanacaktır. Rüzname şu- dur : 1— Beynelmilel sıhi mukavelena- menin tasdikı hakkındaki kanuna mü- zeyyel 3722 sayılı kanuna ek kanün lâ- yihası ve Hariciye ve Sıhat ve İçtimat muavenet encümenleri mazbataları, 2— Devlet memurları aylıklarının tevhidi ve teadülüne dair olan 3656 ga- yılı kanuna bağlı 1 sayılı cetvelin Ma- arif Vekâleti kısmında değişiklik ya - pılması hakkında kanun lâyihası ve Bütçe encümenleri mazbataları, 3— Türkiye - İsveç ticaret ve tediye anlaşmalariyle merbutlarının tasdikı hakkında kanun lâyihası ve Hariciye ve İktisat encümenleri mazbataları, 4— Türkiye - Suriye dostluk ve iyi komşuluk mukavelenamesi ile merbu- tu bulunan 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 numaralı protokollerle hususi protokol ve bu anlaşmanın Lübnan'a da teşmiline mü- teallik beyanname ve her iki hükümet arasında yeni bir emlâk itilâfnamesi akdine mütedair mektuhun tasdikı hak kında kanun lâyihası ve Hariciye en- cümeni mazbatası. Çağrı * Bugün umumi heyet içtimaından son- ra arzuhal encümeni toplanacaktır. * Adliye encümeni 5. 5. 1940 çarşamba günü saat 10 da toplanacaktir. * Devlet Demiryolları istimlâk kanunu- na müzeyyel 1607 sayılı kanuna bir madde eklen :esine dair olan kanun lâyihasını müzakere etmek Üzere teşekkül eden mu- vakkat encümen bugün saat 10 da toplana- caktır. Bursa'da yardımcı hasta bakıcı kursu açıldı Bursa, 4 a.a. — Yardımcı hastabakı- cı kursunun birinci devresine bugün Halkevi salonunda başlanmıştır. Kur- sa valinin refikası ve münevver ba- yanlarımızdan bir grup iştirâk etmek- tedir. İlk ders askeri hastahane doktorla - rından Muhtar Davaz tarafından ve- rilmiştir. Ameli dersler de askeri has- tanede gösterilecektir. Çocuk Esirgeme Kurumunda tedavi edilen çocuklar 1940 yılı beşinci ayında Ankara'da Çocuk Esirgeme Kürumu Genel mer- kezi polikliniğinde müracaat eden 940 hasta çocuk muayene ve tedavi edilmiş ve diş bakım evinde 267 çocu- ğun dişleri muayene ve tedavi edile- rek sağlıklarına varılmış, kurumun süt damlasından 169 süt çocuğuna 2534 kila siit verilmis ve 3036 enetile ve anası kurumun sıcak barıyolarında banyo almış, kreş “gündüz bakımevi” nde 138 çocuk gündüzleri bakılmakta çocuk bahçesinden 7865 çocuk istifa- de etmiş ve 21 çocuğa 65 lira 25 kuruş nakdi yardım yapılmıştır. Bu suretle kurumun bir ayda koruduğu çocuk sayısf 12.634 çocuğa baliğ olmuştur. Dahiliye memurlarına ait 1939-1940 kıdem fablosu Dahiliye memurlarma ait 1939 . 1940 — kıdem tablosunun hazırlığı bitmiş, lıilıı hbüh:ılırıl alâ. kalılara tevzi ol ka. nununa göre hazırlanmış ılu tablo, merker, Iıwı memurlariyle, müfettişler, maiyet memurlarını a) âyrı — göstermektedir. - Vekâlet hllı— ıhlıril- mesi münasebetiyle yaptığı bir tâmiminde ezcümle şöyle demektedir: “Kıdeme esas söon alınan maaş tarihi olup müsa- vat halinde bir ovıll.ı maaşa nailiyet tarihidir. Ter- fi yalnız h östermiş olduğu müddetlerii ikmaline bağlı olmayıp memurların bukukt durumu- nu tespit eden memurin kanununun kıdem ve ehliyet gibi esaslarma — doğrudan doğruya temas edilmiş- tir, Terfilerde gizli tezkiye varakalarınm da âmil olduğu gösterilmiştir. Binaenaleyb terfide esas kıdem ve ehliyet — oldu- ğuna göre terfi için daha evel ehliyetin salâhiyetli makam ve heyetlerce tetkik edilmiş olması — şart. Hifem Gn. Cemil Taner dün Egirdir'e hareket etti Beden Terbiyesi Genel Direktörü General Cemil Taner Eğirdir'de açı- lan dağ kursu faaliyetini yerinde tet- kik ve teftiş etmek üzere Eğirdir'e Harp ekonomisi: İsviçre'de Bern şehrinin en büyük gazetelerinden biri olan “Bund,, un neşrettiği etüdde Almanya harbin devamı müddetince 1938 senesi itha- lâtının (9 75) ini tutmak mecburi- yetinde olduğunu tebarüz ettiriyor, Reich'ın ne altun, ne de döviz mev- cudu da ayda vasati 400 - 500 milyon mark arasında olan harici ticaretini karşılamıyacak kadar noksan olduğu malümdur. O halde bu (94 75) itha- lâtını muyazenelendirmek için aynı sene ihracatının da dörtde üç bir se- viyeyi bulması icabetmektedir. Açık ve kati bir hesap !.. “Bund,, un makalesindeki mutlaki- yet ifadesini tenkit veya tasdik ede- cek, vaziyette değiliz. Yalnız Alman- ya gibi büyük bir ülkeye, 80 milyon- luk bir nüfus kütlesine harp ve iş- galler dolayısiyle artan ve genişliyen ihtiyaçlar da ilâve edilirse bulunan nisbet mantıki, hattâ çok mutevazığ olduğu anlaşılır. Şimdi biz bu satırlarda Almanya"- nın harp esnasında bu (95 75) itha- lât nisbetini muhafaza edip edemiye- ceğini tetkik edeceğiz: Reich'ın, harp başladığındanberi daralan bir abluka çenberi içine düş- tüğünü biliyoruz. Dövizi olmadığı için harbe takaddüm eden son yıllar- da da ancak Doktor Schacht'ın bul- duğu sistemler ile işliyebilen harici ticaret 1939 eylülündenberi aksama- ya başladı. Vakıa hemhudut memle- ketler ile alış - veriş hacmini büyült- mek için Almanya gönderdiği eko- nomi ajanlarının arkasına dişinden tırnağına kadar silâhlı ordu ile göl- gelendirmeği de ihmal etmedi. Bu cephedeki dar ve mevzit muvaffaki- yetler de klering hesaplarında borç yekünları yükseltebildi. Bu — suretle dört harp ayında Almanya Hol - landa'ya (42) milyon florin, İsviçre- ye de (65) milyon frank borçlanmış- tır. Bu daha ikisi!.. İktisadf durumu- nu ifşa edecek olan istatistik neşri- yatında pek ketüm dayranmasına rağmen Almanya'nın diğerleri ile o- lan rakam vaziyetini pek âlâ nisbet- İmediseLiitei.. Bu netice pek tabitdir: madem kı Reich'ın ihracat menbalari kurumuş- tur, ithalâtı' da muazzam açıklar ve- recektir. Almanya'nın bu dostluk veya zor politikasına dayanan bu şeklin bir müddet daha yürüttüğünü kabul et- sek “Bund,, un yazdığı gibi 1938 se- nesi ithalâtının (74 75) ini tutabile- cek midir?> Riyaziye bir katiyet ifade ederse tevabı basittir: hayır!... İşte önümüzde Almanya'nın 1939 senesi ithalât ve ihracat cetveli; do- kuz aylık ithalât yekünu (3.194), ih- racatı da (3.314) milyon mark. Cet- veli tetkik ediyoruz:.Almanya hari- ci ticaret muvazenesini temin edebil- mek için dünyanın en kuytu köşele- rine, en uzak denizaşırı diyarlarına kadar uzanmıştır. Bugün bunlardan Amerika, Afrika, Seylân, Hind, Çin, Venezuella gibi alman harici ticare- tinde çok mühim mevki sahibi olan- lar bir kalemde yok olmuştur. Güm- rük istatistik cetvellerine artık gir- miyen bu memleketlerden (1939) un ilk dokuz ayındaki ithalât yekünu (1.898), ihracatı da (1.681) milyon mark !... Hâlâ ticart münasebetini idame et- tiği memleketler ile aynı müddet zar fında ithalât yeküfinu (1.296), ihraca- tı da (1.633) milyon mark. hareket etmiştir. Demek oluyor ki, Almanya harp ingiliz yününü veren koyunlar ot- luyor. Bu meralar bitmiyor: âdeta Anadolu bozkırının bir yeşil nazire- si içinden geçiyoruz. Edimburg yalnız İskoçya'nın de- ğil, İngiltere'nin de en pitoresk ve Jâtif şehridir. Onu, bu mânası ile, Türkiye'nin Bursa'sına benzetebili- riz. Glaskov tezgâhları Ulster karşı- sında denize akan Clyde nehri ka- nalları içine kurulmuştur. Edimburg şimal denizi kıyılarına yakım, Nor- veç'in cenup sahili karşısındadır. O- radan aşağı ve garbe dönerek İrlan- da denizi üstündeki Manç 'e gi- diyoruz. Mançester! Sanayi asrının ve bu- günkü insaniyetin bütün davaları o- " nun tezgâhlarından çıktı. Bir maki- na parçası, bin elin yerini tutmağa başladığı zaman, eski yeni çağların en büyük ihtilâli başlamıştı. Bu düşünceler ve büyük haileni: .— Amerika'nın alâkası Ayvrupa'daki muharebe şiddetini arttırdıkça gazete sütunlarında A- merika'nın ismi daha fazla geçmeğe başlamıştır. Amerika halkı esasen bu seferki Avrupa harbine tâ başlangıcından- beri pek büyük bir alâka gösteriyor Bunun derecesini gösterebilmek i- çin isterseniz, rakamların belâgati- ne başvuralım: 1914 senesinde Avrupa'daki belli başlı Amerikan gazete muhabirleri- nin sayısı bir düzineyi pek az aşa- biliyordu. 1939 senesi ağustosunda ise bunların miktatı 800 kişiye çık- mış, bu muhabirlerin haber almak için vücuda getirdikleri menbaların sayısı ise 9000 ü Bulmuştur. Bunlar 1939 ağı içinde bir ayda bir acı hissi içinde, eşsiz kırları ve göl- leri geçiyoruz. Buraları iç rahatı ve ghül ferahı ile dolaşmak ne iyi o- lacaktı! Şimdi bu mayıs tılıııtımn “hayali, Fland milyon kelimeden fazla telgraf çek mişlerdir. Üç istihbarat servisinden beherinin gecede 50.000 'kelime çek tikleri oluyor. Bu haberler de müm- ıını olduğu kadır muhtasar bir hal- YANKILAR da uzun hikâyeler ve makaleler ha- line getirilmektedir. Meraka değer rakamlar! Fakat a- .sıl merak ettiğimiz, Okyanosun öte tarafından Avrupa'ya gönderilecek olan şeylerdir! * Karagöz heykeli! Kendisini tanıdık tanıyalı,hukuk- tan ziyade Karagöz ve Hacivat'la meşgüul olduğunu bildiğimiz avukat Rami ile mebus ve doktor arkada- şımız Osman Şevki Uludağ'ın Bur- sa'da bir Karagöz ve Hacivat hey- keli dikilmesi için teşebbüslere gi- riştiklerini bir İstanbul gazetesi ya- zıyordu. Avukat Rami, bir zaman bir “Ka ragöz muhipleri cemiyeti” de kur- muş, gene bir zaman bu perde kah- ra nın Çekirge yolundaki kırık ReTi tn tâmir edilmesine ön- ayak olmuştur. Şimdi bu sevimli avukatı böyle bir heykel dikmiye sevkeden sebep, olsa olsa, bir metreye yakın kosko- caman Karagözler yaptıran ve mu- kavvadan yapılmış şekilleri patlıcan veya balık gibi tavada kızartıp on- lara deve derisi manzarasını veren profesör İsmail Hakkı Baltacıoğlu- nun bu sahadaki fazla gayreti ol- müuştur, Esasen perdedeki Karagözün bo- yu bir metreye yaklaştıktan sonra onun heykelini yapmak da güç bir iş olmaktan çıkıyordu. Bu teşebbüs muvaffakiyetle neti- selenirse o zaman, heykeltraşları- mıza yeni yeni işler çıkacaktır: on- dan sonra meselâ Nasrettin Hoca - nın, Tıflr'nın. İncili Çıvuıun neden Tercüme eğlenceleri! Maarif Vekilliğinin çıkardığı “Tercüme” mecmuası hakkında - ve yahut aleyhinde - muharrir dostu- muz Peyami Safa iki fıkra yazdı. Bunlardan birisi umumi mütalea ve mülâhazaları ihtiva etmekte idi, İ- kincisi ise “tercüme eğlenceleri” gi- bi neşeli bir başlık taşıyor ve bu fıkrasını muharrir, “amcası Ali Kâmi Akyüz'e ithaf” ediyordu. Tercümeyi eğlence vesilesi yapan ve yahut yapılan örnek ter le eğlenen bü fıkrayı gören bir ar- kadaşım: — Peyami'nin yazısını okudun mu? diye sordu. — Okumadım, dedim. — Neden? — Bir yeğenin amcasına hita- ben yazdığı bir yazı bana hususi bir aile mektubu gibi geldi; okumayı doğru bulmadım. Anat, çe Niçin muttefıkler son zaferden emin ?.. Yazan: Sadreddin * esnasında eski harici j (©. 75) ini değil, (9 50) bulmaktan çok uzaktır. Bâhusus Almanya harici * de bazı civar memleketw ) merkezi * vazifesini — gört | Meselâ: 1938 senesinde AW Hollanda ithalâtı (198) milf” ihracatı da (448) milyon zükmektedir. Halbuki © rakamlar bu iki memleket ki alım, satım miktarıni mektedir, şu kadar ki Almanya'ya harici ticarettt ” sit merkezi olduğunu anlaât elimizdeki ithalât ve ihrâ” linde kayıtlı, fakat tatbıu | kıymeti olmıyan adetleri € edersek “Reich,, ın harp * harici ticaret yekünu uld lının ancak (9 35) ini P'ı ğını söylemek hakikate P,k Almanya lehine bir 5İ Bu şerait dahilinde gün daha berbad bir şekle giretfi konomisi bugünkü bol m niş sarfiyatlı harbe dahâ tahammül edebilir?... Ye ne koyabilecek mi?... İmkâf "ı O halde, Almanya harbi dürmemek zorundadır. topyekün savletler bu h kere daha tecellisidir. Y kü gazenferlik arzuları V binkinden çok, ama daha P j halıya, bel ki hiç bir zamafi * durulmıyacak stokların dâ * ne mal olmaktadır. Ortada bir hakikat vır&f» zaferler maneviyatı takviyt | harbin ruhudur, fakat mld—J f sıdır. Ruh ile madde mezct” çe de hayat olamaz. Beden ferbiyesi mükğl ' fatbikine ait fa Beden terbiyesi genel ğü teşkilâtının 1940 mali $ yet programı federaıyonlf dan hazırlanmış ve merkef / havetine warilenişsi Tasi N de de tetkik ve kabul edilef ram Başvekâletin tasdikı eeti miştir. Bölgelere tamim *” a zere olan programa göre lüp ve gruplarının teşkilit” başlanılacaktır. Bu kulüp rın kuruluş törenleri 30 yapılacaktır. Bu arada mev” g| aliyette bulunan kulüplerif | terbiyesi kanununa n : işleri ikmal olunacaktır. Hususi idare ve belet hesap usülleri birleşt! Dahiliye Vekâleti, bütün susi idareleri ile - belediye' usüllerini birleştirmek maF” talimatname hazırlamıştır: me yakında alâkalılara 8 hi gı Giyeli *n An| tir. Ticaret Vekâlet! yapılan de ışıkl 'Ticaret Vekâleti İzmir ! ret müdürü B. Mehmet caret dairesi müşavırlığme' ç dairesi müşavirlerinden J oğlu, açık bulunan ölçüler müşavirliğine Malatya f rikası santral mühendisi N” tayin edilmişlerdir. İktisat Vekâleti İktisat Vekâletinde açtf | kinci hukuk müşavirli demir ve çelik fabrikalar! '| müşavir avukatlarından & gil tayin edilmiştir. Arpa ihracatı ve Ticaret Vekâleti, arpâ, mürakabesine dair olan ? tevfikan 1939 mahsülü b”l:: renklerini ve nümuneler miş, ihzar olunan nümü” kontrol merkezi bulumm tanbul, İzmir, Antalya, derun mıntaka ticaret B"jd göndermiştir. Na Ordu beledin İnhilâl eden 'Ordu bel ne, belediye meclisinct Hikmet Onat'ın reisliği ka iktiran etmiştir. Samsun 1.'ıeledıır»'ı'i di g Samsun, 4 a.a, — Bele için dün yapılan mtlı"ıı y Mesut ittifakla riyaset0 eati — Maadin umum mü”) İktisat Vekâleti maadif , dürlüğünü vekâleten if4 lan Kemal Balkar mez* dü.düğe yîîz lira ıılî

Bu sayıdan diğer sayfalar: