3 Haziran 1940 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S Ki z ei C wV ULUS A — ve 67 milyon — Birleşik Amerika'da iyi bir takım, ; y,ğhek tahsil müesseseleri kadar — tren, otobüs, otel şirketlerini, şehirle- — ri, şehirlerdeki sınai ticari teşekkül- — dezi de alâkadar eder. Alâka sebebini izah eden rakam şu: — Altmış bin nüfuslu Madison şeh- /— rinde Wisconsin üniversitesinin maç- |> larını her zaman otuz bin kişi seyre- D der ve bu otuz bin kişinin on, on beş |— “bini hariçten gelirmiş. Bir başka ra- - *kam daha! ç — Eylülden birincikânuna kadar de- am eden oyun sezonunda gene Ma- ison'da otel gelirleri 9, 30, elbise sa- ayii 974 10, içki sanayi ve müessesele- |ri gelirleri 94 30 gıda sanayii ise bun- lardan daha yüksek nisbetlerle artar- mış. Los-Anceles şehri ticaret odasının futbol takımını kuvetlendirmek için niversiteye yaptığı teklifler ve yar- /| dımlar bütün garpte üniversitenin mu — vaffakiyet âmillerinin başında sayılı- Birleşik Amerika'da futbol maçla- ını seyreden Âmerikalıların senelik asatileri kırk beş milyon, büunların öyalnız duhuliye olarak ödedikleti de ltmış yedi milyon dolar olarak hesap ediliyor. Duhuliye asgarisi büyük oyunlar İçin şarkta bir buçuk, garpte dört do- tirâk edeceği oyunların duhuliyesini tahsil yılbaşında toptan verirler ve bu duhuliye mektepteki takımların kud- iretine göre beş on dolar arasında de- BU gişir. " Koşular, boks maçları gibi futbol da Amerikalılar için birkaç türlü bir müşterek bahis mevzuudur. Takımlar- dan biri, gollerin adedi, ne kadar za- manda yapılacakları üzerine oynana- bilir. Bana anlattıklarına göre; bu ba- hisler maçlardan birkaç hafta önce başlar büyük kütle heyecanını tahrik ede ede öyunun sonuna kadar devam edermiş. 4 “Birleşik Amerika'da futbol, her tür- Hi maddt menfaat endişelerinin üs- | tünde bir beden terbiyesi müessesesi F değil, menfaati her sınıftan büyük bir — kalabalığa şamil muazzam bir " en- düstri cihazıdır, i zer>i Şimdi yazının bilhassa tebarüz et- tirmek istediğim noktasına geliyo- rum: Birleşik Amerika yüksek — tahsil müesseseselerinde futbol takımlarını Yazan: Neşet Halil ATAY — Amerika'dafutbolmacları — büyük bir rağbet görür > Senede vasati olarak — Kırkbeş milyon kişi maç seyreder duhuliye verir Coach denen antrenörler yetiştirirler. Bunların yıllık ücretleri — mutavas- sıt ve en yüksek profesör tahsisatına muadil olarak — 2000 - 15,000 delar a rasındadır. Koçların her tahsil müessesesind üzerlerine aldıkları teknik ve mali mesuliyetler derecesinde selâhiyetleri de vardır. Bilhassa tedris heyetine karşi oyuncu talebelerin haklarını müdafaa ederler. Dört ay oyun bir ay da hazırlık mevsiminde dersleriyle i- cabettiği tarzda meşgul olamıyan ta- lebeler için profesörlerden not ister- ler. Koçların bu talebini üniversiteyi bırakıp çıkmak tehlikesini göze alma- dan, yahut pek nadir ve müstesna ü- niversite reislerinin müzaharetini pe- şinen temin etmeden (ki Şikago üni- versitesi reisiyle beraber birkaç yük- sek tahsil müessesesi reisinin bu işe muhalif oldukları ve zaman zaman mukavemet ettikleri söyleniyor) — hiç bir profesör reddedemez. Esasen Koçlar ve onlarla beraber spor teşkilâtlarında çalışanlar ameri- kalı olmasalar dahi profesörlerin, tah- sil müessesesine yılda bitkaç yüz bin dolar kazandıran oyuncu talebelerin kendilerine faik vaziyetlerini idrak edecek bir seviyede oldukları kanaa- tindedirler. Oyuncular ekseriyetle - eğer tesa- düfen ele geçmiş değil ise - orta de- recedeki tahsil müesseselerindeki o- yuncular arasından seçilirler ( ki koçların esaslı vazifelerinden biri de budur.) ve tatmin edildikten sonra müesseseye maledilirler. Tatminde esas, tahsil, iaşe ve ikamet masrafla- rının zaman zaman da biraz yüksekçe I HÂDİSELERİ TAKİP EDERKEN ı Beşinci kol'un menşe şahadetnamesi Kimi, yahudi damgalı pasaportlarla iltica etmiş olan zavallı (!) mülteci- ler, kimisi, rejim aleyhtarı sıfatını ta- şıyan, edip, mütefekkir, ve muhtelif meslek erbabı, fakat çoğu, uzun za- mandanberi oraya yerleşmiş, iş ve gü- ciyle meşgul gibi görünerek, misafir- perverlikten azami istifadeler temin eden yüz binlerce yabancı, Hollanda istilâ edilmeğe başladığı sabah, otel- lerden, sayfiyelerden, apartmanlar- dan hakiki hüviyetleriyle sokağa fır- "lamıştır: Beşinci kol! Saat ve dakikasına varıncaya kadar vazifesi önceden tespit ve organize edildiği için, müstevli saldırır saldır- maz, beşinci kol da faaliyete geçmiş- tir: cephe gerisinde sabotaj yapmak, panik çıkarmak! Her nedense, alman gazeteleri bu resele ile çok yakından alâkadar o- luyor ve bazı memleketlerde, “hain- ler,, e, “sabotajcılar,, a karşı şiddetle harekete geçildiğine hayret ediyor. Yalnız hayret etmekle de kalmıyor; “beşinci kol,, un bir “vehim mahsulü,, olduğunu, bu itibarla, devletlerin, milletlerin böyle mevhum şeyler etra- fında tedbirler almağa kalkmaları, memleket içinde sinirleri bozacağı mülâhazasiyle, kendileri için faydalı olmıyacağı nasihatını da veriyor! Ancak, mevhum olmasına Trağmen, cihan piyasasına sürülen bu “vehim mahsulü,, () için, ğene her nedense, bir menşe şahadetnamesi ibrazına lü- zum görülüyor, Berlinde çıkan bir ga- zete, beşinci kolun mahiyeti hakkın- da şunları yazıyor: “Bu ismin menşei, İspanyadaki sivil harptir. 1936 sonbaharında Franko ta- raftarları dört koldan Madrid üzerine yürürken, bu kollardan hangisinin Madridi zaptedeceği general Mola'ya sorulmuş, General Mola da şu cevabı vermiş: Madridi bu dört koldan hiç biri zapdetmiyecektir. Bunu, Franko- nun Madriddeki taraftarları olan “be- şinci kol,, temin edecektir. Malümdur ki, Madridi beşinci kol zapdetmiş de- ğildir; çünkü böyle bir kol yoktu.,, Cihan piyasalarında revaç büulacak ve çıktığı memlekete şeref verecek bir matağ olsaydı, hiç şüphesiz ki, İspan- ya namına menşe şahadetnamesi ibraz Kekesnaı. | Mlştir. olan cep harçlığının Tmtessese tarafın- dan deruhte edilmesidir. Bu sonuncu- sunu müesseseler kitaba uydurmak suretiyle - meselâ büyük oyunlardan önce oyunculara - daima kıymetleri - nin bir iki misli fazlasiyle satılan - biletlerden muayyen miktarda vermek suretiyle telâfi ederlermiş... İlh.. ilh.. Büu uzun ve epeyi çapraşık yazıyı artık burada bitirmek istiyorum. Size bu işin mutlaka aleyhinde yazmak ka- rarında olmadığımı ispat için, maçlar- daki gürültülü kız talebe kalabalığın- dan (Cheer - Leader), maçların eğlen- celi olması için bunlara verilen vazi- felerden ve bunların yaptıklarından hattâ Amerika mecmualarının bahset- tikleri tarzda dahi bahsetmiyeceğim. Amerika'da olduğu gibi bizde de bü- tün bunların toptan lehinde veya top- tan aleyhinde olanlar bulunabilir. di ki, Avrupada yeni bir nizam kur- mak iddiasiyle, dünyanın etik bün- yesini yıkmak için hareket eden zih- niyetin bu kolunu kırarken, hiç bir millet menşe şahadetnamesi sormıya- caktır. : Vehim mahsulünün en mükemmel nümunesi, daha evelki gün vatanını müdafaa eden ordularını düşmanına Belki Amerika'da lehinde olanlar çoktur da bizde azdır. Aleyhte söylenenleri misafirlerimiz den birine anlattım; doğru söylüyor- lar fakat realist değiller! dedi. — Bu kadar büyük ve masraflı mü- esseseler, bu kadar birbirlerine bağlı küçük büyük menfaatler bu kadar dar idealist kafalarla idare edilebilirler mi?. teslim eden kraldır. Bizim ahlâk te- lâkkimizde bu hareket, hıyanetin şah- eseridir. Bu tezahür ise, ancak beşin- ci kola, yani hainlere has bir tezahür- dür. Dünyada saf ve temiz düşünen miletler henüz ekseriyettedir. Fakat, bu milletlerin saflığını, temizliğini safdillik sanarak, menfur bir hareke- tin iğrençliğini tevil ile bertaraf etme- ğe kalkanlar gülünç oluyorlar. Beşin- ci kol, beşinci koldur; bunun başka türlü tevil ve tefsire tahammülü yoktur. Milletlerin bu husustaki ka- naatlerini değiştirmek maksadiyle sar- fedilen gayretlerin hepsi boştur. Çün- kü, hiç bir medeni millet, kendisinin hüriyetine istiklâline, hasılı varlık ve mukaddesatına, her ne pahasına olur- sa olsun, kıydırmıyacaktır. Milletle- rin müşterek bir şuuru haline girmiş olan bu hakikati göremiyenler, olsa olsa, idrâksiz zavallılardır. Hi-Tu Kayseri'de yardımcı hastabakıcı kursu Kayseri, 2 aa. — Askeri hastanede açı- lan yardımcı hasta bakıcı kursuna iştirâk etmeye karar vermiş olan şehrimiz bayan- ları bugün halkevinde toplanarak buradan toplu bir halde hastaneye gitmişler ve bu- gün açılan kursa devama başlamışlardır. Kütahya'da tahsil çağındaki çocuklar Kütahya, 2 a.a. — Son defa yapılan sayıma göre vilâyetimizde 43.403 er- kek, 37.643 kız olmak üzere ilk tahsil çağında 81.046 çocuk vardır. Posta idaresi Avrupa'ya memur ve talebe gönderecek P.T.T. idaresi, mesleki bilgilerini arttir- mak ve mümarese peyda etmek üzere bu sene de ecnebi memleketlere memur gön - derecektir. İdare aynı zamanda — yüksek mühendis b n bu seneki - rından bir kaçını da ihtisas yapmak üzere Ayrupaya gönderecektir. Belediyelerin 1940 bütçeleri Belediyelerin 1940 bütçe projeleri tas - dik edilmek Üzere Dahiliye vekâletine gel- mektedir. Bu bütçelerden Maraş belediye bütçesinin tetkiki bitmek Üzeredir. Siirt belediye bütçesi bazı sebeplerle lade edil - Yıldırımdan ölenler İzmir, (Hususi) — Son yağmurlarda dü- şen yıldırımların evelce bildirdiğim telefa- uıgı_ilîveten yeniden şu malümat gel - miştir:; demişin Kiraz nahiyesine baylı Yeni köyünden İsmail oğlu 44 yaşında İsmail, Kemalpaşa'nın Beşpmar köyünden Salih Yılmaz yıldırımların tesiriyle ölmüşler, Salihin kardeşi Sabri ile iki arkadaşları a- ğır surette yaralanmışlardır. Bursa'da su çalışmaları Bursa, (Hususi) — Su projesinin tasdi- kından sonra suların çoğaltılması çalışma- larına devam edilmektedir. Bir çok menba ıul;ın üzerinde mevzii tedbirler alınmak- tadır. ğ Dinar kazasına ekilen pamuk Afyon, (Hususi) — Ziraat vekâletince vilâyetimize gönderilen iki ton pamuk to- humu Dinar kazasına ekilmiştir. Dinar'da bu tecrübenin müsbet netice vermesi çok müuhtemeldir. İzmir turist yolları — için getirilen — malzeme İzmir, (Hususi) — İzmir turistik yolları inşa etmekte olan Reji Jene- ral şimendifer şirketi, evelce, in - şaat işlerinde kullanılmak üzere Av- rupa'dan 60 kamyon ve 8 silindir ile muhtelif inşa malzemesi getirtmişti. Yeniden 140 kamyon getirilmiş ve kamyonlar ikinci kordona çıkarılmış- tir. Aynı zamanda inşaatta kullanıl- mak üzere mühim miktarda asfalt ve beton künk ve demir de gelmiştir. Şirket, yalnız İzmir turistik yolla- rını değil, Anadolu içinde yol ve sair mühim inşaat da yapmaktadır. Kam - yonların mühim kısmı, bu inşaat için- dir. Lise falebesinin kampı İzmir, (Hususi) — Bu sene lise ta- lebesinin askeri kampları, müsait o- lan mekteplerin kendi bahçelerinde kurulacaktır. Liselerin bir ve ikinci sınıf talebeleri-için kamp 7 haziranda, son sınıf talebesi için 1 temmuzda başlıyacak ve yirmişer gün devam e- decektir. Bahçeleri geniş olmıyan li- seler için mektebe en yakın sahada kamp kurulacaktır. Kampta bulunacak talebeler, akşam- ları evlerine gönderileceklerdir. * İzmirde bir kaza İzmir, (Hususi) — Hüsnü adında bir çoban Kadikale'de koyun otlatırken kale- nin surları üzerine çıkmış, ve burada mu- vazenesini kaybederek surlardan düşmüş, ağır surette yaralanarak hastaneye kaldırıl- mıştır. İzmirde bir »inavet İzmir, (Husust) — Dün akşam birinci kordonda bir hâdise olmuş, akhisarlı 21 ya- şında Sadrettin, 3 ay beraber yaşayıp mev- cut 300 lirasını uğrunda sarfettiği Sabriye namındaki genç bir kadını, vurmak iste- miştir, Bıçak kasığa isabet etmiş, kadın a- ğır sürette yaralanmıştır. Sadrettin yaka- lanmıştır. Balıkesirde tenis kortu Balıkesir, (Hususi) — Parkın içinde be- lediye tarafından yaptırılan tenis kortu törenle açılmıştır. Kort beden terbiyesine devredilmiştir. İzmirde deniz bayramı İzmir, (Hususi) — Deniz bayramı için şimdiden hazırlıklara başlanmıştır. İzmirde bir sesrarcı yakalandı İzmir, (Hususi) — Kaçakçı Yaşar na- mında biri, İstanbul'dan getirdiği 1.200 li- ra kıymetinde ve 3 kilo sikletinde kaçak esrarla beraber Basmahane istasyonunda trenden inerken yakalanmıştır. Posta memurları için vilâ . "T mmı%îlîâlîy—euşl 4 P.T.T. idaresi her sene olduğu gibi bu sene de vilâyet merkezlerinde memurlar i- çin kurs açacaktır. Bu kurslarda memur - ların mevcut malümatını tevsi edecek bil- giler gösterilecektir. Bugün ULUS Sinemasında Çift film 14,30 - 17,30 - ve 21 de BEBEKLER PERİSİ Magda Schneider 16 ve 19 da ESRARENGİZ İZ Tex Ritter Ayrıca PARAMONT Jurnal TEEMD K — İşkence mi yapıyorum? — Başkasını sevdiğini, beyhude ümide kapılma- masını, bu işin neticesiz olduğunu, neden söylemi- yorsün? — Niçin söyliyeyim? Neden beni sevmesin? — Neye sevsin? Sen onu seviyor musun? — Bana âşık olan her erkeği, benim de sevmem: imkân var mıdir? Gel! Şuna bir mektup yazalım' — Gizella, şaşırdı: — Mektup mu yazalım? Ne yazacağız? Marla, neşeli bir tavırla, odanın içinde dolaşıyu., şekerlemenin birini bitirmeden, diğerini ağzına atıyor du... Masanın başında durdu. Şarap şişesini dikti. Du- daklarını yaladı, gözlerini süzdü. — Ne mi yazacağız? Dur bakalım. Güzel bir cevap verelim. Meselâ: çalış, büyük adam oöl, 0 zaman dü- şünürüz, diyelim. — Neyi düşüneceksin? anlar, — Boş yere niçin mi? yazık olsun? ahi N eee — Sevmediğin bir genci, tutmıyacağın vâidlerle kandırıp, aklını başından almak doğru bir hareket midir? Hem, bu suretle Maksi'yi da aldatmış olmı- yor musun? ğ gr — Nasıl olur? o l — Niçin olmasın? Maksi'nin eline geçerse, inkâr ederim. Senin yazdığını söylerim. Bir patırdının ö- E nünü almış olurum, — Ben bunu doğru görmüyorum. — Darilma ama, pek sersem şeysin. Bu kadar te- —“'::#fı:' ' ._.:' ö bekliyordu. Onu, teselli edebilecek olan bü ; TÜRKİŞ ( Rodyo Difüzyon POf” TÜRKİYE Radyosu — ANP ( Dadlga Uzunluğ' U 182 ıccs./ıl'ı’g ) 9465 Kos/ $ 15195 Kes/ « # PAZARTESİ: 36? 12.30 Program, ve memleki | 12,35 Ajans ve meteorololi (4 12.50 Müzik: muhtelif şef 13.30/14.00 Müzik; karı%lk“, 18.00 Program ve rnı:mîğk 18.05 Müzik: oda müziği ÜĞi 18.30 îlhizik: radyo caz © brahim Özgür). V Ruşei 1648 381.7 19.74 m. m. m, 19.10 Müzik. Çalanlar: he, Cevdet Kozan, O yen Senar. - 1 — Kemal Emin BOĞdh şarkı: (Bu neşeden 2 — Rahmi bey - * (Gel ey saki). » 3 — Zeki Arif - malf çıldı bahçede güller) 4 — Ruşen Kam - keffi 5$ — Salâhattin — Prmâf türl Gökler perisi Bo 6 — Sadettin Kayıi fürkü: (Sürmeyi göz © l Müzik: halk türküleri ses ve Sarı Recep. Memleket saat ayarl teoroloji haberleri. Müzik: fasıl heyeti, Konuşma (umumi t€! terbiyesi). Müzik. Çalanlar: C€ Fahri Kopuz, İzzettif ? yan: Mustafa Çağlıfı.d:x ü 1 — Bestenigâr peşt £ 2 — Haşim bey - bes” (Kaçma mecburundan) ( 3 — H. Yusuf - bes” ŞÜ (Çok sürmedi geçti): Wi 4 — Dede - bestenigâf “ seni sevdim seveli). — yf 5$ — Mustafa Nafiz * Bi (Sahilde sabah). FU , 6 — Saba türkü; (Bir F verdim) . Konuşma (fen ve cıl_'ı“* Konser takdimi: Halil ken; ve müzik; T (şef Dr, E. Praetorill')' Memleket saat ayarlr ği leri; ziraat, esham - Tiyilik biyo - nukut borsası (7 u t W 19.30 19.45 20.00 20.30 Ahı Be 20.45 Da 2110 21.30 İ y . Biş 22.30 22.50 Müzik: cazband (Pl)- 23.25/23.30 Yarınki prozran:ı . * * * ( FRANSIZ RADYÖ FRANSIZ Radyosunun yatı günde iki defa yapıl: rın saat ve dalga uzunl bildiriyoruz : 9 1 — TÜRKİYE saatiyle 177 — P.T.T. 253M. Radiyo — 227 M. ( İNGİLİZ RADYÖ İNGİLİZ Radyo Şirketinif Broadcasting Corporation)| lerde haber neşriyatı pro; TÜRKÇE - İNGİLİZCE Tahran Radyosu, kısa dâ8 saat 11.30 dan 14 e kadar, en 5) uzunluğu üÜzerinden, 17.13 & 80 m. 99 dalga uzunluğu Ü 20.30 dan 23.30 a kadar 48 Ti zunluğu Üzerinden nşredilm' (Yukarıdaki Saatler İRAN Boluda okuyan m Bolu, (Hususi) — Hapi tarafından açılan okuma kuür#” küm okutulmuştur. İmti mahkümlara törenle diploff mıştir. Hapisanede ayrıca 20 mât lık öğretilmektedir. Kurstâ ; kanape, masa, kâğıt sepeti V | maktadır. AM — Bunun mânâsını ona bırak, o, senden daha iyi ümit veriyorsun? Yazık değil — Haydi oradan, abdailığın lüzüumu yok. Neden — Bravo! İyi aklıma getirdin. Böyle tecrübesiz çocuklarla mektuplaşmak biraz tehlikedir. Kaybeder, yahut yanlış anlar, ne bileyim, her hangi bir şekilde Maksi'nin eline geçebilir. En iyisi benim ağzımdan sen yazarsın. Altına da imza atmayız. Yazan: Mihaly FÖLDİ üşeniyorsun? Benden bu kadarcık bir iyilik mi esir- giyorsun? — Neden beni anlamak istemiyorsun Marika? Bü- tün bu dalaveralara ne lüzum var? Onu sevmiyorsun, henüz hayata atılmamış, parası yok, bir şey beklemi- yorsun, o halde, niçin meşgul oluyorsun? Zavallı ço- cuğu büsbütün çıldırtmak mi istiyorsun? — Ben, ne yaptığımı biliyorum. Senden mütalea da sormuyorum. Haydi ,eline kalemi, kâğıdı al da yaz. — Ne yazayım? — Benim söyliyeceklerimi. Gizella, bu mevzu üzerinde ablasiyle daha fazla münakaşa etmenin kendisi için iyi bir netice vermi- yeceğini anladı. Hazırlandı. Masanın başına oturdu. Maria, kollarını göğsünün üstünde kavuşturdu. Gözlerini yumdu. Gülümsiyerek dikte etti: — Sevgili çocuk! Gizella, başını kaldırdı: — Sevgili çocük mu? Bu tâbir biraz garip değil mi? Maria, asabiyet bağırdı: — Her şeye karışma! Beyefendi, diye hitap ede- cek değilim ya? Şaşkın, şaşkın yüzüme bakıp, durma. Yaz!.. Aman, ne abdal şeysin!... Sevgili çocuk. Gizella, dudaklarını ısrdı. Gözleri yaşardı. Yüzü kipkırmızı oldu. Yavaşça tekrarlıyarak yazdı: Türkçeye çeviren: F. Zahir TÖRÜMKÜNEY —19— Maria, biraz sükünet buldu. Devam etti: — Mektubunu aldım. Ruhunda böyle büyük fırtı- nalar koptuğuna çok müteessir oldum. Benim yüzüm- den ıstırap çekmene katiyen razı değilim. Müsterih ol, Sen de benim hoşuma gidiyorsun, Yalnız, bugün- lerde pek fazla meşgülüm. Yeni roller aldım. Dutma- dan çalışıyorum. İşlerim hafifler hafiflemez ilk fır- satta sana haber vereceğim. O zaman görüşürür. Dertlerini bana anlatırsın. Selâm ve sevgiler, — Sahi yeni roller aldın mı? — Bu da bir rol değil mi? Gizella, aksi bir sesle cevap verdi: — Hayır, Adres ne yazayım? — Post Restand. Mektubu yarın öğleden evel postaya kendi elinle götürürsün. Paran var mi ? Kahkahayla güldü: — Desene nereden olacak? Rüksek namus telâk- kileri, çalışmak için yapılan büyük projeler, pro- gramlar insana para getirir mi?... Al! Parasız gez- me!,., Benim küçük abdalım. Başını avuçları arasına alıp, salladı. Gözlerinden, yanaklarından öptü. Sonra kendini yatağa attı. — Haydi, uyuyalım artık! Bugünkü bu kadar ye- tişir. Gizella, önündeki mektuba bakıyor, ablasının mı- rıldandığı kıvrak bir şarkıyı dinliyor ve düşünüyor- du. Bir kaç adım ötede, kumral saçlı, mavi gözlü bir delikanlı kulağını dıvara vermis. bir ümit, bir tes Bo y ) kendi havasında, şarkı söylüyor, onun saf v. hisleriyle eğleniyordu. Bir kaç sokak ilerid” partımanda, sivri siyah sakallı bir erkek / gizli ve büyük aşkının hayaliyle kıvranırkefir si onu bir başka erkekle, genç bir talebeyle # du. Maria, kimi aldatmıyor, kiminle alay ki? Mari'a, merhametsiz ve kalpsiz bir in vaziyet ne zamana kadar devam edecekti dalaveralar nasıl olsa günün birinde rne)'d’, caktı. O zaman, aldattığı bütün erkekler D tikam almağa kalktıkları takdirde Maria'nif olacaktı? Müthiş bir vaziyetti bu! Harekett Maria'ya tehlikeyi göstermek lâzımdı. Fakât zifeyi üstüne kim alacaktı? Ne babasının, F* .nesinin bu işi becermelerine imkân vardı. bunu kendisi mi yapacaktı?; Cebinde beş P 4W madığı gibi yatacak bir yeri bile yoktu. BU lasının yanına sığınmiış, onun lutfiyle yaş!)” ; vaziyette iken, ona tuttuğu yolun yanlış! mağa kalkşmak gülünç ve mânâsiz olmaz mi ğ ria, erkeklerle bir oyuncak gibi oynarken, himaye decek bir tek erkek mi vardı? N de böyle bir teşebbüse girişecekti? f — Ne oturuyorsun? Niçin yatmıyorîün, söndür artık . © — Peki, şimdi yatacağım. fi Gizella, lâmbayı üfleyip, yatağına girdi. © ta ellerini kavuşturdu. Yalvardı: allahımı dım et. Beni bir an evle buradan kurtâf' iş sahibi yap. Çalışarak, kendi hayatımı © Maria'nın eline bırakma beni., Yaptığ! görmeğe bile tahammül edemiyorum. SeV” beni sevecek erkeği karşıma çıkar, Müs2â' _ tutayım ve bütün bir hayatın devamıncâ r bir eş, samimi bir dost kalayım. Hakikf dur. Bunu bana çok görme. Küçük bir orada alınterimizi dökerek kazandığımız P kin, fakat rahat yaşıyalım. Sarı saçlı, ma' rularımızın kahkahaları yuvamızı ıcM i PT - Çi »

Bu sayıdan diğer sayfalar: